Küçük bir böcegin marifeti neydi ki; Üç kitada farkli dil, din ve irktan toplumlari kaynastiran, dünya kültürünü, siyasetini sekillendiren en eski karayoluna ismi verilecek, kendinden çikan bir lif parçasiyla dokunan mendile en kiymetlinin isminin basharfleri islenecek…
Bir yil boyunca yumurtadan çikmayi bekle. Dut yapragindan baska bir sey yeme. Minicik tirtil sen tut dünyanin en saglam ipini üret. Bu ipin içine de kendini hapset. Bu hücrede 20 günlük güzellik uykusuna yat. Sonrasi mi? Inanilmaz bir degisim. O kaslar o gözler, belkide hiç görmediginiz renklerden olusan mükemmel bir ten ve Muhtesem kanatlar…
Tirtildan kelebege uzanan bu yol dut agacinda baslayip, bir kadinin üzerinde zarafete ya da tezgâhlardaki nadide halilarda degere dönüsür.
Çin efsanelerinde, Çin milletinin atasi Huangdi'nin cariyesi Leizu'nun Ipek Tanrisi oldugu bilinir. Efsaneye göre, Leizu bir defasinda yabani bir dut agacinin altinda su içerken, agaçtan yabani bir ipek böceginin kozasi su kâsesine düsmüs. Leizu, hemen bir agaç daliyla kozayi çikarmaya çalismis. Ancak ne kadar ugrassa da, kozadan gelen lifler adeta hiç bitmiyormus. Bunu gören Leizu eve gidince bu liflerle elbise dokumaya baslamis. Sonra da yabani ipek böcekleri yetistirmeye karar vermis. Onun sayesinde dünyada bir ilk yaratildigi için, Leizu daha sonra degisik hanedanlara mensup imparatorlar ve halk tarafindan Ipek Böcegi Tanrisi olarak adlandirilmis ve ona tapilmis. Bugün Huzhou kenti gibi yerlerde Leizu hâlâ törenlerle aniliyor.
Çin’in ipekçilik tekniklerine sahip ilk yer oldugu bilinmektedir. Yaklasik 8500 yillik mezarlarda dokuma aletleri bulunmus. Ipek üretimi Çinde yüzyillarca sir gibi saklanmis, bu sirrin diger ülkelerce ögrenilmesini önlemek amaciyla basta ölüm cezasi olmak üzere çok sert yaptirimlar uygulamis.
Böyle bir sirrin daha fazla saklanmasi mümkün olmamistir. Ipegin siri önce Hindistan’a daha sonra da Iran’a geçmistir. Diger bir görüse göre bu sanati dünyaya Türklerin yaydigidir. Türkistan’in Hotan Hakani bir Çin prensesi ile evlenecektir. Prenses esine bir hediye vermek ister ve ipekböcegi tohumlarini saçlarinin arasina saklayarak Çin’in disina çikarir.
Rivayetler ne olursa olsun Ipek Yolu Sayesinde Ipekçilik yayilmistir. Tatarlar, Hint ve Iran’li tüccarlar ipekçiligi batiya tasimaya basladiklarinda Istanbul’u bu ticaretin merkezi haline getirmislerdir.
Ipek böcegi yetistiriciliginin Anadolu’da yaklasik 1500 yillik bir mazisi vardir. Günümüzde özellikle sanayinin gelismesi, köyden kente göçlerin olmasi, Dut agaçlarinin kesimi, kimyasal ve zirai ilaçlamanin yani sira ekonomik olarak getirisi yüksek olan ürünlere yönelme nedeniyle üretimi istenilen düzeyde degildir.
Ülkemizde Ipegin baskenti olarak Bursa ili agirligini korumakla birlikte Bilecik, Adapazari, Eskisehir, Antalya/Alanya, Diyarbakir, Hatay, Mugla/Köycegiz, Izmir/Ödemis, Batman/Sason bölgelerindeki üretimler yapilmaktadir.
Bugün modanin durmadan degismesi ve makinelesmis üretim, geleneksel el yapiminin yerini aldi. Bursa’da artik eski ipek iplikçileriyle eski dokumacilar, Çin rekabeti karsisinda ipek kumas dokuyan tezgâhlarin kapatmislar ve ipegi sadece fabrikalar (dokuma sanayi) degerlendiriyor.
Buna ragmen Ipek Yolu güzergâhinda bulunan Anadolu’nun sirin kenti Antakya geleneksel kültür mirasi olan ipek dokuma teknigini iyi korunuyor. Antakya’da ipekböceginden kozaya ve liflerine kadar geleneksel yöntemlerle üretilen iplikler el dokuma tezgâhlarinda ham ipek kumaslara dönüsüyor.
Bursa, El dokuma tezgâhlarini kapatarak Çin ipegi karsisinda pes etti. Ipekli dokuma fabrikasyon oldu. Antakya üreticilerine gerekli destek verilerek devam eden el dokuma tezgâhlarindaki ipek üreticiligi mutlaka korunmali. Bu mirasa sahip çikmak çocuklarimiza borcumuzdur.
Samandag’i ve Harbiye’de üretilen Antakya ipeginin Istanbul’a gelis serüvenini buraya sikistirilamayacak kadar kiymetli bir yol. Bu macerayi da baska bir yazimizda anlatacagiz.
Ipek ÖZGÜR