PAPAYI NEDEN VURDUM

PAPAYI NEDEN VURDUM

Fevzi BOZKURT
Felsefe


                                                     ÖNSÖZ
Bütün insanlara ilan ediyorum ki Günes sisteminde Kur'an-i Kerim'den baska ilahi bir kitap yoktur ve Islamiyet'ten baska ilahi bir din yoktur ve kiyamet gününe kadar baska bir ilahi kitap ve ilahi din olmayacaktir.
 
Mehmet Ali Agca'nin kaleme aldigi bu kitabin, dünya tarihinde esi benzeri olmayacagi için insanlarin bu kitap karsisinda sasirmalari ve "bu adam ya çildirmis olmali ya da uluslararasi bir entrikanin içinde rol yapiyor" diye düsünmeleri mümkündür. "3000 yildan beri Yahudiler, 2000 yildan beri Hiristiyanlar ve 1400 yildan beri Müslümanlar tarafindan kurtarici olarak 'beklenen Mesih benim ve bugün kainatta benden baska hiçbir Mesih yoktur' diyebilmek için bir insanin ya tamamen çildirmis ve sapitmis olmasi, ya da seytani bir komplonun akilli ve mantikli robotik bir masasi olmasi lazimdir. Veya CIA, MOSSAD, Ingiliz SIS gibi istihbarat teskilatlarinin küresel planlarinda rol alan sefil bir figüran olmalidir" diyebilirler akil mantik vicdan sahibi müminler. Fakat bir ihtimal daha var, dünya tarihinin dönüsünü bekledigi ikinci ve ebedi Mesih olmak ihtimali. Bu kitapta Agca'nin Mesih oldugunu gösteren birçok somut belge ve bilgi mevcuttur. Sayet müminler bu kitabi bütün önyargilardan uzak olarak okurlarsa, beklenen Mesih'i kesfedecek ve anlayacaklar. Elbette Mesih Agca'nin kainatta Allah'tan baska hiç kimsenin onayina ihtiyaci yoktur. Fakat Mesih Agca'nin Müslümanlar tarafindan anlasilmasi ve kabul edilmesi Islâm dünyasindaki bombos hurafelerin ve bombos umutlarin ortadan kalkmasina ve Müslümanlari daha gerçekçi olmaya sevkedecektir.
 
Ey insanlar biliniz ki ne Mesih, ne Melek Cebrail, ne de Peygamberler, Allah istemeden size yardim edemezler. Gökyüzünden yeryüzüne dönecek bir kurtarici Mesih-Mehdi inanci bombos bir hurafeden ibarettir ve Kur'an-i Kerime aykiridir. Dahasi Mesih den baska bir BEKLENEN MEHDI'de yoktur ve bu yüzden Agca nin kendisini biricik MESIH-MEHDI ilan etmesi ilahi hakikata yüzde yüz uygundur. Bugün yeryüzünde geçerli olan biricik ilahi kitap olan Kur'an-i Kerim'de ZUHRUF suresi ayetler 57- 62 arasinda "Mesih Kiyameti bildirecek" denilmektedir. Kur'an-i Kerim'de yazili olan bir hakikati kainatta degistirebilecek hiç kimse yoktur. Ve Mesih Agca 1985-1986 yillarinda Roma'da asrin mahkemesinde dünya medyasi huzurunda kiyameti ilan etmis ve ZUHRUF suresi ayet 61 gerçeklesmistir. Portekiz'de gerçeklesen en ünlü Meryem Ana mucizesi de neticede Kur'an-i Kerim de dolayli olarak bildirilmistir ki bu meseleyi bütünüyle ifsa etmenin simdi zamani degildir. FATIMA mucizesinde Meryem Ana Vatikan'in Seytana teslim olacagini ve çökecegini ilan etmistir.
 
Bu kitapta mevcut en önemli belgelerden bir tanesi 27 Kasim 1979 tarihli Agca mektubudur. 27 Kasim 1095 Sali günü Papa Urban dünyaya Haçli Seferlerini ilan etti ve 27 Kasim 1979 Sali günü dünyada yayinlanan mektubunda Agca "Haçli komutani Papayi vuracagim" dedi. O zaman Agca Haçli Seferlerinin 1200 ila 1300 yillari arasinda yapildigini zanneden cahil bir insandi. Fakat ilahi sistem 27 Kasim 1095 Sali günü ve 27 Kasim 1979 Saligünü baglantisi ile Vatikan'a bir mesaj gönderdi. 13 Mayis 1917 FATIMA mucizesinin yildönümünde 13 Mayis 1981 günü Vatikan hükümetinin emriyle Agca Papayi vurdu, fakat neticede Vatikan da bu suikastte sadece Tanrinin bir masasi oldu.
 
Bu kitabin kapaginda "Bin yilin kitabi" yazmasi hiç abartili degildir. Hatta bu kitap Kur'an-i Kerim'den sonra dünya tarihinin en önemli ikinci kitabi demek kesinlikle abartili degildir. Bugün milyarlarca insanin beyni yikanmistir. Saskin kitleler futbol, sinema, müzik gibi sahte dinlere kulluk etmektedir. Kabalik ve küfürbazlik sembolü Recep Ivedik filmlerinin her birini bes milyon insan izlemistir. Su veya bu ölü siyasetçinin ayaginin tozu olmakla övünen beyni yikanmis zavalli çocuklar Satanist Medya tarafindan övülmekte ve model insan olarak gösterilmektedir. Bu rezil davranislar insanlik onuruna en büyük ihanettir. Laiklik, Satanizm degildir. Laiklik, Islamiyetin temelinde mevcut olan din ve vicdan özgürlügü demektir. "Dinde zorlama yoktur" ve "Senin dinin sana benim dinim bana" diyen Kur'an-i Kerim insanlik tarihine en büyük "Liberte, Egalite, Fraternite," yani Özgürlük, Esitlik, Kardeslik ilkelerini vaaz etmektedir. Ilkel bedevi kültürünü "Iste Islamiyet" diye tanitmak vicdansizliktir. Ortaçag da milyonlarca masum insani diri diri yakip öldüren kiliseleri ve papazlari "Iste Hiristiyanlik" diye tanitmayan Satanist küresel medya, üç-bes bin psikopat arap terörist yüzünden Islamiyete çamur atmak vicdansizligini terk etmelidir. ISLAMIYET TERÖRIZMI LANETLIYOR.
 
Hiç kimse milli, etnik, kültürel, sosyal, ekonomik sebeplerle kullandigi terörizme Islamiyetin kutsal adini bulastirmasin. Islamiyet demek baris, sevgi, sefkat, sosyal adalet ve sosyal demokrasi demektir. Kin ve nefret kusan zalimler zorbalar ve lüks hayat yasayan sehvet düskünü benciller için Kur'an-i Kerim diyor ki "Vay o namaz kilanlarin haline ki onlar kildiklari namazdan gafildirler." Insanlik tarihinin en önemli ikinci kitabi ve bin yilin kitabi olarak tanimladigim bu kitabimin insanliga faydali olmasini temenni ediyorum.
 
Son olarak sunu belirteyim; kitabi ben yazdim ama olaylar daha net anlasilsin, objektif bir bakis açisi hakim olsun amaciyla, birinci sahis diliyle degil, üçüncü sahis diliyle kaleme aldim. Hem eserin akiciligi, hem bütünlügü açisindan bu üslubu tercih ettim.
 
                                                      Mesih Mehmet Ali Agca
----------------------------------------------------------
KENDI KALEMINDEN AGCA KIM?
 
Ali Agca, 9 Ocak 1958'de Türkiye'de dogdu. Osmanli Imparatorlugunun külleri üzerinde yükselen ülkelerden bir tanesi Türkiye'dir. Agca, 15-18 yaslari arasinda insaatlarda çalisti. Sirtinda tas ve çimento tasidi. 1976'da Ankara Üniversitesi, Dil Tarih ve Cografya Fakültesine kaydoldu. Böylece siyasî macerasi da baslamis oldu. Satanist komünizme karsi büyük bir düsmanligi olan Agca, bu yüzden milliyetçi, ülkücü gruplarla bir arada yasamaya basladi. Terörist Carlos ve RobinHood gibi tek basina hareket eden ünlü insanlardan da etkilenen Agca, tek basina dünyayi degistirmek hayali ile siddeti kullanmaya karar verdi. Tabii bu, dünya tarihindeki bütün diktatörlüklerin, Firavunlarin, Nazi-fasist ve komünist sistemlerin de kullandigi aptal ve câhil bir yöntemdi. 1976'dan itibaren Agca, birkaç sokak kavgasina, üniversitelerde birkaç tasli-sopali kavgaya da karismisti. Fakat hiçbir sekilde herhangi bir insanin ölümüne veya agir yaralanmasina yol açmadi. 1977'de Agca, Türkiye'de komünist çetelere karsi birkaç silahli eylem yapti. Fakat kesin olan bir sey var ki Agca, Türkiye'de veya dünyada hiçbir insani öldürmedi. Bu yüzden Agca'nin vicdani temiz ve rahatti.
 
Agca'nin manevî hayati, vaftiz edilmesi ve dünyaya sunulmasi da 13 Mayis 1981 günü dünyanin gözleri önünde gerçeklesen Papa suikasti ile baslamistir. Elbette objektif olmak açisindan sunu da ilave etmek lazimdir ki Polonyali Papa dâhil bazi kimseler, Mehmet Ali Agca "Deccal" demektedirler. Yani yeryüzüne özel bir görev için seytan tarafindan gönderilmis, vücuda gelmis seytanî bir ruh diyorlar. Bu iddialar yanlis da olsa anlayisla karsilamak lazimdir. Çünkü milyonlarca insan özellikle Museviler iki bin yildan beri Mesih Isa'yi da Deccal olarak tanimlamaktadirlar.
 
AGCA’YA GÖRE PAPA SUIKAST’ININ MANTIGI
 
Agca'nin Papa suikasti 20. Yüzyil'in en büyük ve en gizemli olaylarindan birisi olarak tanimlaniyor. Sayet Papa suikasti ilahi sistem tarafindan kararlastirilip Vatikan hükümeti tarafindan organize edilmeseydi basit ve ilkel bir olay olarak tanimlamak gerekirdi. Dünya tarihi suçlarla ve suikastlarla, terörist saldirilarla doludur. Elbette dogru, hakli güç her zaman kullanildi ve kullanilmaya devam edecektir. Allah bile Firavun ordusunu yok etmek için hakli gücü kullanmistir. Her insanin hayatini ve haysiyetini korumak için tartisilmaz mesru müdafaa hakki mevcuttur. Her türlü vahsi saldirganliga, tiranliga karsi masum ve barisçi halklarin, devletlerin saldirganlara karsi savas haklari vardir. Hatta soykirimci, iskenceci, isgalci iç ve dis güçlere karsi halklarin savasmak vazifesi, mecburiyeti vardir. Kisacasi, dünya durdukça insanin dogru ve ahlakî siddeti kullanma hakki sabit kalacaktir. Dahasi cehennem kâinatta siddetin zirvesi, en yüksek ifadesi demektir. Cehennemi Tanri yaratti, fakat Yohanna Incil'inde sure 5, ayet 22'de açikça belirtildigi gibi "Tanrinin izni ile bütün cennetleri ve cehennemleri Tanrinin birinci ebedî hizmetçisi olan ebedî imparator Mesih yönetecektir." Kâinatta hiçbir güç Tanri'yi, Mesih'i ve melekler ordusunu sorgulayamaz. Her insan mutlaka sorgulanacak ve ilahî adalete hesap verecektir. Insanlik ilahî kanunlara göre ve özellikle Musa peygambere vahiy edilen ve Kur'an-i Kerim'de yazili olan on emir çerçevesinde hareket etmek zorundadir.
 
Terörizmin bin tane sebebi olabilir. Açlik, cehalet, sefalet, sosyal adaletsizlik, insanlarin psikopatligi vs. Fakat hiçbir sey binlerce yildan beri uygulanan saf terörizmi mesru kilamaz. Psikopat Firavunlar, Nazi fasist-satanist, komünist ideolojiler ve tiranlar, binlerce yildan beri insanliga karsi terör uyguluyorlar. Devletlerin terörizmi ile gruplarin ve sahislarin terörizmi arasinda hiçbir fark yoktur. Hatta terörist devletler çaresiz kalmis küçük terörist gruplardan daha da suçludur.
 
El Kaide gibi Arap terör örgütleri ve onlarin adi suçlari hiçbir dinin ürünü neticesi degildir. Bu örgüt sadece Ortadogudaki sefaletin ve cehaletin ürettigi ilkel bir zihniyetin neticesi olan tipik bir terörizmdir. Ortadogu fasizmi kendisine herhangi bir dini maske olarak kullanarak kendisini mesru kilamaz. Usame bin Ladin ve Zevahiri gibi El Kaide çete liderleri hem Tanrinin hem de bütün dinlerin ortak düsmanlaridir. Maalesef dogu medeniyeti özellikle Orta Dogu ve Arap ülkeleri dogru dürüst bir demokrasi, sosyal adalet ve parlamenter sistem üretemediler. Arap dünyasi 20. Yüzyil'da Saddam Hüseyin gibi diktatör Nasir gibi ve Suriye'deki satanist Esad ailesi gibi Firavun müsveddeleri yetistirdi. Bu Firavunlar kendi halklarina yabanci isgalcilerden çok daha büyük zulüm yaptilar. Hiçbir din asla terörizm vaaz etmez. Tam aksine bütün dinler her türlü terörizmi lanetler.
 
1981 yilinda dünyada üç tane büyük suikast meydana geldi. 31 Mart 1981 tarihinde Washington da ABD Cumhurbaskani Ronald Reagan suikasta maruz kaldi. Mayis ayinda Papa Vatikan'da saldiriya ugradi. Ekim ayinda Misir Cumhurbaskani Enver Sedat dünyanin gözleri önünde suikasta maruz kaldi. Bu üç olayin ortak tarafi, hepsinin dünya medyasinin gözleri önünde gerçeklesmis olmasidir. Baskan Reagan ve Enver Sedat suikastlari bir iki yil içinde dünyada unutuldu gitti. Hiçbir zaman dünya çapinda bir tartisma, polemik nesnesi olmadilar. Fakat Papa suikasti otuz yildan beri dünya medyasinin dikkatini çekti ve Vatikan, Sovyet imparatorlugu, Amerika ve Avrupa devletleri arasinda tartismalara konu oldu. Neticede bu durum ilahî planla ilgili bir durumdur ve ilerideki sayfalarda belgelerle gösterilecektir.
 
  • 1 Subat 1979’da Ipekçi’yi vurdu
  • 25 Haziran 1979’da yakalandi
  • 23 Kasim 1979’da cezaevinden kaçti
  • 28 Nisan 1980’de Ipekçi davasindan idam aldi
  • 25 Haziran 1981’de Papa’yi vurdu ve yakalandi
  • 1986’da Papa’ya süikastten ömür boyu hapis aldi
  • 13 Mayis 2000’de Papa, Fatima’da üçüncü sirri açikladi
  • 13 Haziran 2000’de Türkiye’ye iade edildi
  • 18 Ocak 2010 serbest birakildi1 yildir serbest
Agca kitabinda;
"Oral Çelik ve Yalçin Özbey'in vatansever duygularla Abdi Ipekçi suikastini yaptigini" iddia ediyor. Agca'nin anlattiklari sadece Ipekçi cinayeti ya da Papa'ya suikast girisimiyle de sinirli degil, 12 Eylüldöneminde karanlikta kalmis birçok olayi kapsiyor.
 
Devsol'un eski basbakanlardan Nihat Erim'i öldürecegini bir yil önceden bildigini söyleyen Agca, Oral Çelik'in de kendisine Kemal Türkler ve Behice Boran'a birkaç gün içinde evlerinin önünde suikast düzenlenecegini anlattigini belirtiyor. Kitabinin birçok yerinde MHP ile ilgili elestiriler yapan Agca, Maltepe Cezaevi'nden firariyla ilgili ilk kez bu kadar açik bilgiler veriyor: "Firar için Oral Çelik ile Yalçin Özbey disaridan para ve silah gönderdi. Ülkücü asker Bünyamin Yilmaz da içerinden destek oldu."
 
Agca, yurt disina kaçisini Abdullah Çatli'nin planladigini, hatta Kapikule'de Çatli'yla bulustugunu söylüyor. Agca'ya gümrükte ülkücü gümrük memurlari para vermis. Çatli ile Agca'nin yollari birkaç ay sonra Zürih'te kesismis. Agca, birçok yerde Çatli'yi da elestiriyor ve mafyadan uzak durdugunu söylüyor.
 
Agca’ya göre; Kanli 1 Mayis'in ardinda KGB var. 1 Mayis1977'de Taksim'deki mitingde yaklasik 40 kisi ölmüstü. Bu olayin tek sorumlusu Sovyet, Çin veya Arnavutluk yanlisi birbirine kin ve nefret kusan komünist çetelerdir. Bu olayin ardinda kesinlikle hiçbir devletin gücü, istihbarat teskilati yoktur.
 
Agca, kitabiyla ilgili "Kitabi ben yazdim ama olaylar daha net anlasilsin, objektif bir bakis açisi hâkim olsun amaciyla, birinci sahis diliyle degil, üçüncü sahis diliyle kaleme aldim. Hem eserin akiciligi, hem bütünlügü açisindan bu üslubu tercih ettim." diyor. Yine Agca, kitabinda su cümlelere yer veriyor: "Agca'nin kaleme aldigi kitabin dünya tarihinde esi benzeri olmayacagi için insanlarin bu kitap karsisinda sasirmalari ve 'Bu adam ya çildirmis olmali ya da uluslararasi bir entrikanin içinde rol yapiyor' diye düsünmeleri mümkündür."
 
Kitapta Öne Çikan Konular;
 
IPEKÇI OLAYI
 
1 Subat 1979 günü Abdi Ipekçi isimli bir sahis vurulmus. Elbette insan hayati kutsaldir ve terörizm asla kabul edilemez. Fakat bir tane komünist Abdi Ipekçi binlerce masum Türk evladindan daha degerli dediginiz zaman siz satanist zihniyetler milyonlarca cinayetten daha agir bir suç islemis olursunuz. Oral Çelik ve Yalçin Özbey vatansever duygularla Abdi Ipekçi suikastini yaptilar. Çünkü "Abdi Ipekçi kesinlikle Yunan casusu" diyordu Oral Çelik. Ve Ipekçi olayindan birkaç ay sonra Oral Çelik ve Yalçin Özbey Istanbul Sultanahmet de Yunan casusu dedikleri Mihri Belli isimli azili komünisti vurdular. Bu Mihri Belli gerçekten Yunan komünist teröristlerle birlikte terör eylemlerine katilmakla övünen bir adamdi. 16 Nisan 2006 tarihli BUGÜN gazetesinin mansetinde Oral Çelik Ipekçi'yi üçüncü denemede vurdugunu açikça itiraf etti ve dahasi ayni röportajda Oral Çelik Bedri Koraman isimli sahsi da öldürmeye tesebbüs ettigini itiraf etti. Ve bu Bedri Koraman kendisine suikastin Oral Çelik'in anlattigi gibi gerçeklestigini dogruladi. Buna ragmen masum Agca'ya kin kusan malum çevreler Oral Çelik'e karsi tek kelime söylemediler. Ülkücü Oral Çelik ve Yalçin Özbey grubu yanlis yapmis dogru yapmis konusunu tartismak faydasiz. Agca her türlü terörizme ve suça karsi oldugunu açikça ilan ediyor.
EROL TAS'IN KAHVESI BULUSMA YERI
 
Agca Iran'da iken, Oral Çelik ile Erol Tas isimli meshur aktörün kahvehanesindeki telefondan haberlesiyordu. Bu yüzden daha sonra Türk polisi Erol Tas'a günlerce iskence ederek Agca'nin yerini ögrenmeye çalismisti.
 
PAPA'YI VURMASAM DA SOVYET LIDERINI VURSAM
 
Isviçre, Zürih. Eylül ayinin ilk haftasi, belki 9-10 Eylül. Agca, Abdullah Çatli ile bulustu. Çatli ona, Zürih'in Oerlikon isimli mahallesinde ismi Michele olan ve Italyan neo-fasisti zannettigi bir insani tanitti. Michele çok iyi Türkçe konusuyordu. Michele'nin kaldigi villada bir-iki saat oturup konusup yiyip içtiler. Çatli, Michele'nin Avrupa'da Agca'ya her mânâda yardim edecegini söyledi. Michele'nin villasindan ayrildiktan sonra Çatli ile özel konustular. Çatli ona, Italyan neo-fasistlerinin Sovyet lideri Leonid Brejnev'i öldürmeyi planladigini ve ona bu tarihî görevi vermeyi düsündüklerini söyledi. Agca'nin kabul edip etmeyecegini ögrenmek istiyordu. Büyük bir anti-komünist olan Agca, gerekirse komünist liderleri cehenneme göndermekten mutluluk duyacagini söyledi. Çatli, ertesi gün Isviçre'yi terk etti. Muhtemelen Türkiye'ye geri dönmüstü. Çatli, Agca'ya "Italyan neo-fasist lider" denilen Michele'yi kimin buldugunu ve niçin tanistirdigini söylemedi. Belki bu konuda o da pek fazla bir sey bilmiyordu. Fakat Çatli da PadreMichele hakkindaki bazi hakikatleri kesinlikle bilmiyordu. Yani PadreMichele, Vatikan hükümetinin bir ajani idi ve vazifesi Agca'yi Papa suikastina hazirlamakti.
 
PAPA SUIKASTI
 
“1 Subat 1979 günü Abdi Ipekçi isimli bir sahis vurulmus. Elbette insan hayati kutsaldir ve terörizm asla kabul edilemez. Oral Çelik ve Yalçin Özbey vatansever duygularla Abdi Ipekçi suikastini yaptilar. Çünkü ‘Abdi Ipekçi kesinlikle Yunan casusu’ diyordu Oral Çelik. 
16 Nisan 2006 tarihli Bugün Gazetesi’nin mansetinde Oral Çelik, Ipekçi’yi üçüncü denemede vurdugunu açikça itiraf etti ve dahasi ayni röportajda Oral Çelik, Bedri Koraman isimli sahsi da öldürmeye tesebbüs ettigini itiraf etti. Oral Çelik, Agca’yi Abdullah Çatli ile tanistirdi. Kendisi de firari olan Çatli, Agca’yi on bes-yirmi gün evinde misafir etti.
 
Brejnev’e suikast plani Zürih. Eylülün ilk haftasi, belki 9-10 Eylül. Agca, Çatli ile bulustu. Çatli ona, Zürih’te ismi Michele olan Italyan ile tanistirdi. Michele’in villasindan ayrildiktan sonra Çatli ona, Italyan neo-fasistlerin Sovyet lideri LeonidBrejnev’i öldürmeyi planladigini ve ona bu tarihi görevi vermeyi düsündüklerini söyledi.
 
Michele çok iyi Türkçe konusuyordu. Ekim ayinin ilk günlerinde Michele, Fatima mucizesinden ve Polonyali Papa’dan bahsetmeye baslamisti. Michele, Vatikan hükümetinin bir ajani idi ve vazifesi Agca’yi Papa suikastina hazirlamakti. Agca, Italya’ya Yugoslavya’dan, Isviçre’den, Tunus’tan, Ispanya’dan on defa girip çikmisti. Vatikan’in adami Michele söyle demisti: “Kâinat gelse Papa suikastindan önce seni durduramaz! Istesen de istemesen de sen, bu suikasti yapacaksin!” 
Nisanin ilk haftasi Zürih’e döndü. Michele ile Zürih’teki villasinda bir araya geldi. Michele, Papa suikastinin kesin mayis ayinda yapilmasini, tarihi günün yaklastigini, Roma’ya gidilmesi gerektigini söylüyordu. Agca trenle Roma’ya hareket etti. Michele uçakla gelecegini söyledi. Roma’da bulusup suikast planini hazirlayacaklardi... Papa suikasti 13 Mayis 1981 günü saat 17.17’de gerçeklesti.Abdi Ipekçi, 1 Subat 1979’da Istanbul Nisantasi’ndaki evinin bulundugu sokaga arabasiyla girerken kursun yagmuruna tutuldu. Görgü taniklarina göre Ipekçi’yi katledenler iki kisiydi. Bir üçüncü kisinin kullandigi arabayla oradan uzaklastilar.
Agca, Ipekçi’yi öldürdügü gerekçesiyle idama mahkûm edildi. Papa’ya suikast nedeniyle Italya’da 19 yil hapis yatan Agca, 2000 yilinda Türkiye’ye getirildi. Idam cezasi Terörle Mücadele Yasasi’nda yapilan degiyiklik uyarinca 10 yila indi. Birçok gasp ve soygundan aldigi 36 yillik ceza da ayni yasa kapsaminda 7 yila indirildi. 18 Ocak 2010’da serbest kaldi. Oral Çelik’in avukatlari Agca’nin son iddiasini yalanladi.
AGCA'NIN 30 YILLIK SIRRI
Papa-Agca görüsmesinin ardindan geçen yirmi yedi yil içinde bu görüsmenin muhtevasina dair birçok yalan ve düzmece haber yazildi. Simdi bunlarin hepsini bertaraf etmek için gerçekleri yazmanin zamani geldi. Belki inanilmaz gibi gelse de Papa, Agca'ya suikast hakkinda ve Emanuela meselesinde hiçbir soru sormamisti. Dolayisiyla bu konularda bir tek kelime konusulmadi. Ikisi, su üç temel konu üzerinde konustular: Dünyanin sonu, Agca'nin Katolik olup olmayacagi ve Agca'nin mesih olup olmadigi...
 
****NOTLAR*********
"Ben dört tane imparatorlugu kullandim, Soyvet Imparatorlugunu kullandim hedef tahtasi olarak, Amerikan imparatorlugunu kullandim, Amerikan Imparatorlugu da iste Kremlini vurdu bu masallarla, Avrupa imparatorlugunu kullandim, iste onlarda soguk savasta propaganda masallarinda benim masam oldular, sonra Vatikan imparatorlugunu kullandim, bunlar da tabi CIA’yi ve Beyaz Sarayi ikna ettiler, Kremlin’i suçladilar."
 
"Papa suikastinin ardinda kesinlikle Vatikan hükümeti var, Vatikan hükümeti Papa suikastine karar verdi, planladi, organize etti, Papayi vur emri kesinlikle Vatikan Basbakani Kardinal AgustinoCozeroli’den geldi. Papayi vurduran adam en yakinindaki adam Cozeroli, Vatikan’in ikinci adami ama bakin bu sahsi mesele degil. Papa suikasti Vatikan devletinin isidir, Vatikan hükümetinin bir devlet politikasi olarak uygulanmistir."
"Vatikan hükümeti bana dedi ki, Papa’yi öldürmeyeceksin, Papa’yi yaralayacaksin, basina ates etmeyeceksin, kalbine ates etmeyeceksin, karin bölgesine ates edeceksin. Iki kursun mu var? Sadece iki kursun var, biri karin bölgesi biri de eline, sadece iki kursun siktim."
"Ailesi Emanuela’yla gidip 50 defa görüstü, ama mecbur rol yapmaya, inanilmaz olaylar degil mi, ama hepsi belgeli."
 
 
 
                                                 

Benzer Kitaplar