ÖNSÖZ
Bütün
insanlara ilan ediyorum ki Günes sisteminde Kur'an-i Kerim'den baska ilahi bir
kitap yoktur ve Islamiyet'ten baska ilahi bir din yoktur ve kiyamet gününe
kadar baska bir ilahi kitap ve ilahi din olmayacaktir.
Mehmet
Ali Agca'nin kaleme aldigi bu kitabin, dünya tarihinde esi benzeri olmayacagi
için insanlarin bu kitap karsisinda sasirmalari ve "bu adam ya çildirmis
olmali ya da uluslararasi bir entrikanin içinde rol yapiyor" diye
düsünmeleri mümkündür. "3000 yildan beri Yahudiler, 2000 yildan beri
Hiristiyanlar ve 1400 yildan beri Müslümanlar tarafindan kurtarici olarak
'beklenen Mesih benim ve bugün kainatta benden baska hiçbir Mesih yoktur'
diyebilmek için bir insanin ya tamamen çildirmis ve sapitmis olmasi, ya da
seytani bir komplonun akilli ve mantikli robotik bir masasi olmasi lazimdir.
Veya CIA, MOSSAD, Ingiliz SIS gibi istihbarat teskilatlarinin küresel
planlarinda rol alan sefil bir figüran olmalidir" diyebilirler akil mantik
vicdan sahibi müminler. Fakat bir ihtimal daha var, dünya tarihinin dönüsünü
bekledigi ikinci ve ebedi Mesih olmak ihtimali. Bu kitapta Agca'nin Mesih
oldugunu gösteren birçok somut belge ve bilgi mevcuttur. Sayet müminler bu
kitabi bütün önyargilardan uzak olarak okurlarsa, beklenen Mesih'i kesfedecek
ve anlayacaklar. Elbette Mesih Agca'nin kainatta Allah'tan baska hiç kimsenin
onayina ihtiyaci yoktur. Fakat Mesih Agca'nin Müslümanlar tarafindan
anlasilmasi ve kabul edilmesi Islâm dünyasindaki bombos hurafelerin ve bombos
umutlarin ortadan kalkmasina ve Müslümanlari daha gerçekçi olmaya
sevkedecektir.
Ey
insanlar biliniz ki ne Mesih, ne Melek Cebrail, ne de Peygamberler, Allah
istemeden size yardim edemezler. Gökyüzünden yeryüzüne dönecek bir kurtarici
Mesih-Mehdi inanci bombos bir hurafeden ibarettir ve Kur'an-i Kerime aykiridir.
Dahasi Mesih den baska bir BEKLENEN MEHDI'de yoktur ve bu yüzden Agca nin
kendisini biricik MESIH-MEHDI ilan etmesi ilahi hakikata yüzde yüz uygundur.
Bugün yeryüzünde geçerli olan biricik ilahi kitap olan Kur'an-i Kerim'de ZUHRUF
suresi ayetler 57- 62 arasinda "Mesih Kiyameti bildirecek"
denilmektedir. Kur'an-i Kerim'de yazili olan bir hakikati kainatta
degistirebilecek hiç kimse yoktur. Ve Mesih Agca 1985-1986 yillarinda Roma'da
asrin mahkemesinde dünya medyasi huzurunda kiyameti ilan etmis ve ZUHRUF suresi
ayet 61 gerçeklesmistir. Portekiz'de gerçeklesen en ünlü Meryem Ana mucizesi de
neticede Kur'an-i Kerim de dolayli olarak bildirilmistir ki bu meseleyi
bütünüyle ifsa etmenin simdi zamani degildir. FATIMA mucizesinde Meryem Ana
Vatikan'in Seytana teslim olacagini ve çökecegini ilan etmistir.
Bu
kitapta mevcut en önemli belgelerden bir tanesi 27 Kasim 1979 tarihli Agca
mektubudur. 27 Kasim 1095 Sali günü Papa Urban dünyaya Haçli Seferlerini ilan
etti ve 27 Kasim 1979 Sali günü dünyada yayinlanan mektubunda Agca "Haçli
komutani Papayi vuracagim" dedi. O zaman Agca Haçli Seferlerinin 1200 ila
1300 yillari arasinda yapildigini zanneden cahil bir insandi. Fakat ilahi
sistem 27 Kasim 1095 Sali günü ve 27 Kasim 1979 Saligünü baglantisi ile
Vatikan'a bir mesaj gönderdi. 13 Mayis 1917 FATIMA mucizesinin yildönümünde 13
Mayis 1981 günü Vatikan hükümetinin emriyle Agca Papayi vurdu, fakat neticede
Vatikan da bu suikastte sadece Tanrinin bir masasi oldu.
Bu
kitabin kapaginda "Bin yilin kitabi" yazmasi hiç abartili degildir.
Hatta bu kitap Kur'an-i Kerim'den sonra dünya tarihinin en önemli ikinci kitabi
demek kesinlikle abartili degildir. Bugün milyarlarca insanin beyni
yikanmistir. Saskin kitleler futbol, sinema, müzik gibi sahte dinlere kulluk
etmektedir. Kabalik ve küfürbazlik sembolü Recep Ivedik filmlerinin her birini
bes milyon insan izlemistir. Su veya bu ölü siyasetçinin ayaginin tozu olmakla
övünen beyni yikanmis zavalli çocuklar Satanist Medya tarafindan övülmekte ve
model insan olarak gösterilmektedir. Bu rezil davranislar insanlik onuruna en
büyük ihanettir. Laiklik, Satanizm degildir. Laiklik, Islamiyetin temelinde
mevcut olan din ve vicdan özgürlügü demektir. "Dinde zorlama yoktur"
ve "Senin dinin sana benim dinim bana" diyen Kur'an-i Kerim insanlik
tarihine en büyük "Liberte, Egalite, Fraternite," yani Özgürlük,
Esitlik, Kardeslik ilkelerini vaaz etmektedir. Ilkel bedevi kültürünü
"Iste Islamiyet" diye tanitmak vicdansizliktir. Ortaçag da
milyonlarca masum insani diri diri yakip öldüren kiliseleri ve papazlari
"Iste Hiristiyanlik" diye tanitmayan Satanist küresel medya, üç-bes
bin psikopat arap terörist yüzünden Islamiyete çamur atmak vicdansizligini terk
etmelidir. ISLAMIYET TERÖRIZMI LANETLIYOR.
Hiç
kimse milli, etnik, kültürel, sosyal, ekonomik sebeplerle kullandigi terörizme
Islamiyetin kutsal adini bulastirmasin. Islamiyet demek baris, sevgi, sefkat,
sosyal adalet ve sosyal demokrasi demektir. Kin ve nefret kusan zalimler
zorbalar ve lüks hayat yasayan sehvet düskünü benciller için Kur'an-i Kerim
diyor ki "Vay o namaz kilanlarin haline ki onlar kildiklari namazdan gafildirler."
Insanlik tarihinin en önemli ikinci kitabi ve bin yilin kitabi olarak
tanimladigim bu kitabimin insanliga faydali olmasini temenni ediyorum.
Son
olarak sunu belirteyim; kitabi ben yazdim ama olaylar daha net anlasilsin,
objektif bir bakis açisi hakim olsun amaciyla, birinci sahis diliyle degil,
üçüncü sahis diliyle kaleme aldim. Hem eserin akiciligi, hem bütünlügü
açisindan bu üslubu tercih ettim.
Mesih Mehmet Ali Agca
----------------------------------------------------------
KENDI KALEMINDEN
AGCA KIM?
Ali
Agca, 9 Ocak 1958'de Türkiye'de dogdu. Osmanli Imparatorlugunun külleri
üzerinde yükselen ülkelerden bir tanesi Türkiye'dir. Agca, 15-18 yaslari
arasinda insaatlarda çalisti. Sirtinda tas ve çimento tasidi. 1976'da Ankara
Üniversitesi, Dil Tarih ve Cografya Fakültesine kaydoldu. Böylece siyasî
macerasi da baslamis oldu. Satanist komünizme karsi büyük bir düsmanligi olan
Agca, bu yüzden milliyetçi, ülkücü gruplarla bir arada yasamaya basladi. Terörist
Carlos ve RobinHood gibi tek basina hareket eden ünlü insanlardan da etkilenen
Agca, tek basina dünyayi degistirmek hayali ile siddeti kullanmaya karar verdi.
Tabii bu, dünya tarihindeki bütün diktatörlüklerin, Firavunlarin, Nazi-fasist
ve komünist sistemlerin de kullandigi aptal ve câhil bir yöntemdi. 1976'dan
itibaren Agca, birkaç sokak kavgasina, üniversitelerde birkaç tasli-sopali
kavgaya da karismisti. Fakat hiçbir sekilde herhangi bir insanin ölümüne veya
agir yaralanmasina yol açmadi. 1977'de Agca, Türkiye'de komünist çetelere karsi
birkaç silahli eylem yapti. Fakat kesin olan bir sey var ki Agca, Türkiye'de
veya dünyada hiçbir insani öldürmedi. Bu yüzden Agca'nin vicdani temiz ve
rahatti.
Agca'nin
manevî hayati, vaftiz edilmesi ve dünyaya sunulmasi da 13 Mayis 1981 günü
dünyanin gözleri önünde gerçeklesen Papa suikasti ile baslamistir. Elbette
objektif olmak açisindan sunu da ilave etmek lazimdir ki Polonyali Papa dâhil
bazi kimseler, Mehmet Ali Agca "Deccal" demektedirler. Yani yeryüzüne
özel bir görev için seytan tarafindan gönderilmis, vücuda gelmis seytanî bir
ruh diyorlar. Bu iddialar yanlis da olsa anlayisla karsilamak lazimdir. Çünkü
milyonlarca insan özellikle Museviler iki bin yildan beri Mesih Isa'yi da
Deccal olarak tanimlamaktadirlar.
AGCA’YA GÖRE PAPA
SUIKAST’ININ MANTIGI
Agca'nin
Papa suikasti 20. Yüzyil'in en büyük ve en gizemli olaylarindan birisi olarak
tanimlaniyor. Sayet Papa suikasti ilahi sistem tarafindan kararlastirilip
Vatikan hükümeti tarafindan organize edilmeseydi basit ve ilkel bir olay olarak
tanimlamak gerekirdi. Dünya tarihi suçlarla ve suikastlarla, terörist
saldirilarla doludur. Elbette dogru, hakli güç her zaman kullanildi ve
kullanilmaya devam edecektir. Allah bile Firavun ordusunu yok etmek için hakli
gücü kullanmistir. Her insanin hayatini ve haysiyetini korumak için tartisilmaz
mesru müdafaa hakki mevcuttur. Her türlü vahsi saldirganliga, tiranliga karsi
masum ve barisçi halklarin, devletlerin saldirganlara karsi savas haklari
vardir. Hatta soykirimci, iskenceci, isgalci iç ve dis güçlere karsi halklarin
savasmak vazifesi, mecburiyeti vardir. Kisacasi, dünya durdukça insanin dogru
ve ahlakî siddeti kullanma hakki sabit kalacaktir. Dahasi cehennem kâinatta
siddetin zirvesi, en yüksek ifadesi demektir. Cehennemi Tanri yaratti, fakat
Yohanna Incil'inde sure 5, ayet 22'de açikça belirtildigi gibi "Tanrinin
izni ile bütün cennetleri ve cehennemleri Tanrinin birinci ebedî hizmetçisi
olan ebedî imparator Mesih yönetecektir." Kâinatta hiçbir güç Tanri'yi,
Mesih'i ve melekler ordusunu sorgulayamaz. Her insan mutlaka sorgulanacak ve
ilahî adalete hesap verecektir. Insanlik ilahî kanunlara göre ve özellikle Musa
peygambere vahiy edilen ve Kur'an-i Kerim'de yazili olan on emir çerçevesinde
hareket etmek zorundadir.
Terörizmin
bin tane sebebi olabilir. Açlik, cehalet, sefalet, sosyal adaletsizlik,
insanlarin psikopatligi vs. Fakat hiçbir sey binlerce yildan beri uygulanan saf
terörizmi mesru kilamaz. Psikopat Firavunlar, Nazi fasist-satanist, komünist
ideolojiler ve tiranlar, binlerce yildan beri insanliga karsi terör
uyguluyorlar. Devletlerin terörizmi ile gruplarin ve sahislarin terörizmi
arasinda hiçbir fark yoktur. Hatta terörist devletler çaresiz kalmis küçük
terörist gruplardan daha da suçludur.
El
Kaide gibi Arap terör örgütleri ve onlarin adi suçlari hiçbir dinin ürünü
neticesi degildir. Bu örgüt sadece Ortadogudaki sefaletin ve cehaletin ürettigi
ilkel bir zihniyetin neticesi olan tipik bir terörizmdir. Ortadogu fasizmi
kendisine herhangi bir dini maske olarak kullanarak kendisini mesru kilamaz.
Usame bin Ladin ve Zevahiri gibi El Kaide çete liderleri hem Tanrinin hem de
bütün dinlerin ortak düsmanlaridir. Maalesef dogu medeniyeti özellikle Orta
Dogu ve Arap ülkeleri dogru dürüst bir demokrasi, sosyal adalet ve parlamenter
sistem üretemediler. Arap dünyasi 20. Yüzyil'da Saddam Hüseyin gibi diktatör
Nasir gibi ve Suriye'deki satanist Esad ailesi gibi Firavun müsveddeleri
yetistirdi. Bu Firavunlar kendi halklarina yabanci isgalcilerden çok daha büyük
zulüm yaptilar. Hiçbir din asla terörizm vaaz etmez. Tam aksine bütün dinler
her türlü terörizmi lanetler.
1981
yilinda dünyada üç tane büyük suikast meydana geldi. 31 Mart 1981 tarihinde
Washington da ABD Cumhurbaskani Ronald Reagan suikasta maruz kaldi. Mayis
ayinda Papa Vatikan'da saldiriya ugradi. Ekim ayinda Misir Cumhurbaskani Enver
Sedat dünyanin gözleri önünde suikasta maruz kaldi. Bu üç olayin ortak tarafi,
hepsinin dünya medyasinin gözleri önünde gerçeklesmis olmasidir. Baskan Reagan
ve Enver Sedat suikastlari bir iki yil içinde dünyada unutuldu gitti. Hiçbir
zaman dünya çapinda bir tartisma, polemik nesnesi olmadilar. Fakat Papa
suikasti otuz yildan beri dünya medyasinin dikkatini çekti ve Vatikan, Sovyet
imparatorlugu, Amerika ve Avrupa devletleri arasinda tartismalara konu oldu.
Neticede bu durum ilahî planla ilgili bir durumdur ve ilerideki sayfalarda
belgelerle gösterilecektir.
- 1 Subat 1979’da Ipekçi’yi vurdu
- 25 Haziran 1979’da yakalandi
- 23 Kasim 1979’da cezaevinden kaçti
- 28 Nisan 1980’de Ipekçi davasindan idam aldi
- 25 Haziran 1981’de Papa’yi vurdu ve yakalandi
- 1986’da Papa’ya süikastten ömür boyu hapis aldi
- 13 Mayis 2000’de Papa, Fatima’da üçüncü sirri açikladi
- 13 Haziran 2000’de Türkiye’ye iade edildi
- 18 Ocak 2010 serbest birakildi1 yildir serbest
Agca kitabinda;
"Oral
Çelik ve Yalçin Özbey'in vatansever duygularla Abdi Ipekçi suikastini
yaptigini" iddia ediyor. Agca'nin anlattiklari sadece Ipekçi cinayeti ya
da Papa'ya suikast girisimiyle de sinirli degil, 12 Eylüldöneminde karanlikta
kalmis birçok olayi kapsiyor.
Devsol'un
eski basbakanlardan Nihat Erim'i öldürecegini bir yil önceden bildigini
söyleyen Agca, Oral Çelik'in de kendisine Kemal Türkler ve Behice Boran'a
birkaç gün içinde evlerinin önünde suikast düzenlenecegini anlattigini
belirtiyor. Kitabinin birçok yerinde MHP ile ilgili elestiriler yapan Agca,
Maltepe Cezaevi'nden firariyla ilgili ilk kez bu kadar açik bilgiler veriyor:
"Firar için Oral Çelik ile Yalçin Özbey disaridan para ve silah gönderdi.
Ülkücü asker Bünyamin Yilmaz da içerinden destek oldu."
Agca,
yurt disina kaçisini Abdullah Çatli'nin planladigini, hatta Kapikule'de
Çatli'yla bulustugunu söylüyor. Agca'ya gümrükte ülkücü gümrük memurlari para
vermis. Çatli ile Agca'nin yollari birkaç ay sonra Zürih'te kesismis. Agca,
birçok yerde Çatli'yi da elestiriyor ve mafyadan uzak durdugunu söylüyor.
Agca’ya
göre; Kanli 1 Mayis'in ardinda KGB var. 1 Mayis1977'de Taksim'deki mitingde
yaklasik 40 kisi ölmüstü. Bu olayin tek sorumlusu Sovyet, Çin veya Arnavutluk
yanlisi birbirine kin ve nefret kusan komünist çetelerdir. Bu olayin ardinda
kesinlikle hiçbir devletin gücü, istihbarat teskilati yoktur.
Agca,
kitabiyla ilgili "Kitabi ben yazdim ama olaylar daha net anlasilsin,
objektif bir bakis açisi hâkim olsun amaciyla, birinci sahis diliyle degil,
üçüncü sahis diliyle kaleme aldim. Hem eserin akiciligi, hem bütünlügü
açisindan bu üslubu tercih ettim." diyor. Yine Agca, kitabinda su
cümlelere yer veriyor: "Agca'nin kaleme aldigi kitabin dünya tarihinde esi
benzeri olmayacagi için insanlarin bu kitap karsisinda sasirmalari ve 'Bu adam
ya çildirmis olmali ya da uluslararasi bir entrikanin içinde rol yapiyor' diye
düsünmeleri mümkündür."
Kitapta Öne Çikan
Konular;
IPEKÇI OLAYI
1
Subat 1979 günü Abdi Ipekçi isimli bir sahis vurulmus. Elbette insan hayati
kutsaldir ve terörizm asla kabul edilemez. Fakat bir tane komünist Abdi Ipekçi
binlerce masum Türk evladindan daha degerli dediginiz zaman siz satanist
zihniyetler milyonlarca cinayetten daha agir bir suç islemis olursunuz. Oral
Çelik ve Yalçin Özbey vatansever duygularla Abdi Ipekçi suikastini yaptilar.
Çünkü "Abdi Ipekçi kesinlikle Yunan casusu" diyordu Oral Çelik. Ve
Ipekçi olayindan birkaç ay sonra Oral Çelik ve Yalçin Özbey Istanbul
Sultanahmet de Yunan casusu dedikleri Mihri Belli isimli azili komünisti
vurdular. Bu Mihri Belli gerçekten Yunan komünist teröristlerle birlikte terör
eylemlerine katilmakla övünen bir adamdi. 16 Nisan 2006 tarihli BUGÜN
gazetesinin mansetinde Oral Çelik Ipekçi'yi üçüncü denemede vurdugunu açikça
itiraf etti ve dahasi ayni röportajda Oral Çelik Bedri Koraman isimli sahsi da
öldürmeye tesebbüs ettigini itiraf etti. Ve bu Bedri Koraman kendisine
suikastin Oral Çelik'in anlattigi gibi gerçeklestigini dogruladi. Buna ragmen
masum Agca'ya kin kusan malum çevreler Oral Çelik'e karsi tek kelime
söylemediler. Ülkücü Oral Çelik ve Yalçin Özbey grubu yanlis yapmis dogru
yapmis konusunu tartismak faydasiz. Agca her türlü terörizme ve suça karsi
oldugunu açikça ilan ediyor.
EROL TAS'IN KAHVESI
BULUSMA YERI
Agca
Iran'da iken, Oral
Çelik ile Erol Tas isimli meshur aktörün kahvehanesindeki telefondan
haberlesiyordu. Bu yüzden daha sonra Türk polisi Erol Tas'a günlerce iskence
ederek Agca'nin yerini ögrenmeye çalismisti.
PAPA'YI VURMASAM DA
SOVYET LIDERINI VURSAM
Isviçre,
Zürih. Eylül ayinin ilk haftasi, belki 9-10 Eylül. Agca, Abdullah Çatli ile
bulustu. Çatli ona, Zürih'in Oerlikon isimli mahallesinde ismi Michele olan ve
Italyan neo-fasisti zannettigi bir insani tanitti. Michele çok iyi Türkçe
konusuyordu. Michele'nin kaldigi villada bir-iki saat oturup konusup yiyip
içtiler. Çatli, Michele'nin Avrupa'da Agca'ya her mânâda yardim edecegini
söyledi. Michele'nin villasindan ayrildiktan sonra Çatli ile özel konustular.
Çatli ona, Italyan neo-fasistlerinin Sovyet lideri Leonid Brejnev'i öldürmeyi
planladigini ve ona bu tarihî görevi vermeyi düsündüklerini söyledi. Agca'nin kabul
edip etmeyecegini ögrenmek istiyordu. Büyük bir anti-komünist olan Agca,
gerekirse komünist liderleri cehenneme göndermekten mutluluk duyacagini
söyledi. Çatli, ertesi gün Isviçre'yi terk etti. Muhtemelen Türkiye'ye geri
dönmüstü. Çatli, Agca'ya "Italyan neo-fasist lider" denilen
Michele'yi kimin buldugunu ve niçin tanistirdigini söylemedi. Belki bu konuda o
da pek fazla bir sey bilmiyordu. Fakat Çatli da PadreMichele hakkindaki bazi
hakikatleri kesinlikle bilmiyordu. Yani PadreMichele, Vatikan hükümetinin bir
ajani idi ve vazifesi Agca'yi Papa suikastina hazirlamakti.
PAPA SUIKASTI
“1
Subat 1979 günü Abdi Ipekçi isimli bir sahis vurulmus. Elbette insan hayati
kutsaldir ve terörizm asla kabul edilemez. Oral Çelik ve Yalçin Özbey
vatansever duygularla Abdi Ipekçi suikastini yaptilar. Çünkü ‘Abdi Ipekçi
kesinlikle Yunan casusu’ diyordu Oral Çelik.
16
Nisan 2006 tarihli Bugün Gazetesi’nin mansetinde Oral Çelik, Ipekçi’yi üçüncü
denemede vurdugunu açikça itiraf etti ve dahasi ayni röportajda Oral Çelik, Bedri
Koraman isimli sahsi da öldürmeye tesebbüs ettigini itiraf etti. Oral Çelik,
Agca’yi Abdullah Çatli ile tanistirdi. Kendisi de firari olan Çatli, Agca’yi on
bes-yirmi gün evinde misafir etti.
Brejnev’e
suikast plani Zürih. Eylülün ilk haftasi, belki 9-10 Eylül. Agca, Çatli ile
bulustu. Çatli ona, Zürih’te ismi Michele olan Italyan ile tanistirdi.
Michele’in villasindan ayrildiktan sonra Çatli ona, Italyan neo-fasistlerin
Sovyet lideri LeonidBrejnev’i öldürmeyi planladigini ve ona bu tarihi görevi
vermeyi düsündüklerini söyledi.
Michele
çok iyi Türkçe konusuyordu. Ekim ayinin ilk günlerinde Michele, Fatima
mucizesinden ve Polonyali Papa’dan bahsetmeye baslamisti. Michele, Vatikan
hükümetinin bir ajani idi ve vazifesi Agca’yi Papa suikastina hazirlamakti.
Agca, Italya’ya Yugoslavya’dan, Isviçre’den, Tunus’tan, Ispanya’dan on defa
girip çikmisti. Vatikan’in adami Michele söyle demisti: “Kâinat gelse Papa
suikastindan önce seni durduramaz! Istesen de istemesen de sen, bu suikasti
yapacaksin!”
Nisanin ilk haftasi Zürih’e döndü. Michele ile Zürih’teki villasinda bir araya
geldi. Michele, Papa suikastinin kesin mayis ayinda yapilmasini, tarihi günün
yaklastigini, Roma’ya gidilmesi gerektigini söylüyordu. Agca trenle Roma’ya
hareket etti. Michele uçakla gelecegini söyledi. Roma’da bulusup suikast
planini hazirlayacaklardi... Papa suikasti 13 Mayis 1981 günü saat 17.17’de
gerçeklesti.Abdi Ipekçi, 1 Subat 1979’da Istanbul Nisantasi’ndaki evinin bulundugu sokaga
arabasiyla girerken kursun yagmuruna tutuldu. Görgü taniklarina göre Ipekçi’yi
katledenler iki kisiydi. Bir üçüncü kisinin kullandigi arabayla oradan
uzaklastilar.
Agca, Ipekçi’yi öldürdügü gerekçesiyle idama mahkûm edildi. Papa’ya suikast
nedeniyle Italya’da 19 yil hapis yatan Agca, 2000 yilinda Türkiye’ye getirildi.
Idam cezasi Terörle Mücadele Yasasi’nda yapilan degiyiklik uyarinca 10 yila
indi. Birçok gasp ve soygundan aldigi 36 yillik ceza da ayni yasa kapsaminda 7
yila indirildi. 18 Ocak 2010’da serbest kaldi. Oral Çelik’in avukatlari
Agca’nin son iddiasini yalanladi.
AGCA'NIN
30 YILLIK SIRRI
Papa-Agca
görüsmesinin ardindan geçen yirmi yedi yil içinde bu görüsmenin muhtevasina
dair birçok yalan ve düzmece haber yazildi. Simdi bunlarin hepsini bertaraf
etmek için gerçekleri yazmanin zamani geldi. Belki inanilmaz gibi gelse de
Papa, Agca'ya suikast hakkinda ve Emanuela meselesinde hiçbir soru sormamisti.
Dolayisiyla bu konularda bir tek kelime konusulmadi. Ikisi, su üç temel konu
üzerinde konustular: Dünyanin sonu, Agca'nin Katolik olup olmayacagi ve
Agca'nin mesih olup olmadigi...
****NOTLAR*********
"Ben
dört tane imparatorlugu kullandim, Soyvet Imparatorlugunu kullandim hedef
tahtasi olarak, Amerikan imparatorlugunu kullandim, Amerikan Imparatorlugu da
iste Kremlini vurdu bu masallarla, Avrupa imparatorlugunu kullandim, iste
onlarda soguk savasta propaganda masallarinda benim masam oldular, sonra
Vatikan imparatorlugunu kullandim, bunlar da tabi CIA’yi ve Beyaz Sarayi ikna
ettiler, Kremlin’i suçladilar."
"Papa
suikastinin ardinda kesinlikle Vatikan hükümeti var, Vatikan hükümeti Papa
suikastine karar verdi, planladi, organize etti, Papayi vur emri kesinlikle
Vatikan Basbakani Kardinal AgustinoCozeroli’den
geldi. Papayi vurduran adam en yakinindaki adam Cozeroli, Vatikan’in
ikinci adami ama bakin bu sahsi mesele degil. Papa suikasti Vatikan devletinin
isidir, Vatikan hükümetinin bir devlet politikasi olarak uygulanmistir."
"Vatikan
hükümeti bana dedi ki, Papa’yi öldürmeyeceksin, Papa’yi yaralayacaksin, basina
ates etmeyeceksin, kalbine ates etmeyeceksin, karin bölgesine ates edeceksin.
Iki kursun mu var? Sadece iki kursun var, biri karin bölgesi biri de eline,
sadece iki kursun siktim."
"Ailesi
Emanuela’yla gidip 50 defa görüstü, ama mecbur rol yapmaya, inanilmaz olaylar
degil mi, ama hepsi belgeli."