Felsefeye Giris
Bilgi felsefenin haritasidir. Bu
haritayi elde eden felsefe labirentinde kaybolmadan gezebilir. Felsefeye
giris yapabilmek için önce felsefenin ne oldugunu bilmek gerekir. Felsefe
sözcügü Yunancada bilgelik sevdasi manasina gelir. Yani felsefe
yapmak için bilmeyi istemek gerekir. Bu istegin olusmasindaki temel etmen ise
merak etme güdüsüdür.
Insanoglu düsünen bir canli olarak
felsefe eyleminin yegâne muhatabidir. Yani felsefeyi insanlar yapar. Felsefe
yapmak için düsünceyi kavramsallastirmak gereklidir. Kavramlar ise bireyin
nesneyle ilgili verileri isimlendirmesiyle olusur. Kavramlarin dildeki
görünümlerini ise terimler olusturur.
Felsefenin Dogusu
Insan akil sahibi bir varlik olarak
düsünmeye mahkûmdur. En eski toplumlarda bile insanlar yasami algilamak ve
anlamlandirmak istemislerdir. Insanlar bilgi düzeylerinin pek düsük oldugu
zamanlarda cevabini bulamadiklari sorulari mistik cevaplarla açiklamaya
çalismislardir. Dogada gerçeklesen olaylari dogaüstü güçlerle açiklamaya
çalismislardir. Insanlar zamanla doga olaylarini kendi gözlem ve deneyimleriyle
açiklama yoluna gitmislerdir. Bu olay felsefe diye adlandirdigimiz etkinligin
dogmasina neden olmustur.
Felsefe, tarihsel olarak
açiklayabildigimiz kadariyla, Ege kiyilarinda yasayan Yunan toplumunda
baslamistir. Iyonya adi verilen bu bölgede demokratik bir siyasal yapi vardi.
Deniz ticaretinden dolayi diger uygarliklarla etkilesim halinde olan bu
toplumda, olusan maddi zenginlik kültürel alanlara yönelmeyi sagladi. Böylece
Iyonya bölgesinde ilk filozoflar tarih sahnesine çikmaya basladi.
Felsefi Düsüncenin Özellikleri
Felsefi düsünce, düsünceyi ifade eden
filozofun öznel düsüncesidir. Birçok felsefi sistem ve birçok farkli felsefi
düsünce olmasi felsefi düsüncenin öznelligini kanitlar.
Felsefi düsünce, veri olarak kullandigi
her türlü malzemeyi akil yoluyla test eder. Her seyi sorgulamadan kabul eden
insanlar felsefe yapamazlar. Dogmalara körü körüne inanmak felsefe eyleminin
önündeki en büyük engeldir.
Karl Jaspers felsefenin yolda olmak
demek oldugu ifade etmistir. Felsefede cevaplardan çok sorular önemlidir. Bu
nedenle felsefede sondan söz edilemez. Soru sormak sürekli bir eylemdir.
Felsefede önemli olan felsefeyi bilmek,
okumak, dinlemek degil, felsefeyi bir eylem olarak yapmaktir. Felsefi düsünce
ancak gerçegi aramanin bir ürünü olabilir. Bu yüzden belirli bir felsefi
düsünce ortaya koymayan felsefe yapmis sayilmaz.
Felsefi düsünce, deney ve gözlem
araciligiyla test edilip dogrulanamaz. Fakat felsefe aklin ürünü oldugu için
akil ilkeleriyle zit düsen tutarsiz önermeler felsefe degildir. Felsefede
parçalar arasinda bir mantiksal bütün vardir. Ancak bu bütün görüslerin
tamamiyla birbirleriyle tutarli olmasini gerektirmez.
Felsefi düsünceye analiz ve sentez
yoluyla ulasilabilir. Çünkü filozof bilgiyi çözümleyip aydinliga kavusturan ve
onu bütünsel bir sistem haline getiren kisidir.
Felsefe salt bir eylem degil ayni
zamanda bir yasama biçimidir. Yasamin içinde, yasama dair her seyin
sorgulanmasidir.
Felsefenin Islevleri
Felsefe, tarihin akisina göre farkli
zamanlarda farkli islevler yüklenmistir. Örnegin; Ilkçagda kâinattaki her seyi
bir ana ilkeyle açiklamaya çalisan felsefe, Ortaçagda kâinati Tanri'nin bir
eseri olarak kavramaya, Rönesans'la birlikte ise bilimin güçlenmesiyle
kavramsal çözümlemelere yönelmistir. Felsefenin islevlerini genel olarak söyle
siralayabiliriz:
Yasamda algiladigimiz seyleri akil
yoluyla isleyerek kendi dünya görüsümüzü insa etme özgürlügü saglar.
Insanligin daha iyi olmasi için çözüm
yollari arar ve insanin bilgisi ile degerleri arasinda bag kurmasini saglar. Bu
yolla insanlara moral açidan da yol gösterir.
Tek bir dogru oldugu düsüncesini yikip
birçok dogrunun oldugunu kavramamizi saglar.
Bilimlerin birbirinden koptugu
noktalarda, bilimlerin ürettigi malzemeyi kullanarak daha bütünsel bir anlayis
kazanmamizi saglar. Ayrica bilimin ilgilenmedigi konularda bu eksigi kapatir.
Elestirel bir bakis açisi kazandirip her
türlü düsünce ve bilginin sorgulanmasi gerektigini ögretir. Insanin düsünsel
yetersizliginin farkina varmasini saglar.
Felsefe ve Bilim
Insanoglu, yapisi geregi muhatap oldugu
tüm gerçekligi anlamak ister. Felsefe olarak baslayan bu çaba, yanlislanabilir
ve test edilebilir hale gelince bilim niteligi kazanir. Yani, bugün felsefe
olan yarin bilim olabilir fakat her felsefi düsünce bilim olmak zorunda
degildir. Bilimler zamanla felsefeden ayrilarak kendi alanlarini kurarlar fakat
felsefeyle olan baglarini muhafaza etmek zorundadirlar. Çünkü felsefe sordugu
sorularla hem bilime yeni ufuklar açar hem de bilime kendini sorgulama olanagi
saglar.