NASIL ÖLDÜLER ?  KRALLAR, SULTANLAR VE MESHURLAR

NASIL ÖLDÜLER ? KRALLAR, SULTANLAR VE MESHURLAR

Fevzi BOZKURT
Ekonomi


Geçmisten günümüze kadar olan süreçte insanoglunun karsilastigi tek gerçek ölümdür. Bu gerçekle bir gün yüzlesecek olan her topluluk, ölüme farkli bir bakis açisi getirmis ve toplum hayatina bu dogrultuda yön vermistir.
 
Islam dininin kabul edilmesinden önce de ölüm sonrasi hayatin var oldugu inancina sahip olan Türklerin, öldükten sonra sevdikleri esyalariyla birlikte gömülmeleri ve mezar baslarina balbal adi verilen taslari dikmeleri ölüm sonrasi hayata verdikleri önemi göstermektedir. 
 
Türk edebiyatinda da Göktürk ve Uygurlar zamaninda, edebi eserlerde ölüme kutsal bir deger atfedilmis olup bu dünyanin kötülügü üzerinde durulmustur. Islamiyetin kabulünden sonra da yine ölümü çok güzel sekilde ifade eden siirler kaleme alinmistir.
 
Ahmet Refik’e ait yazilardan olusan bu kitap, sultanlarin, krallarin ve meshur kisilerin ölüm anlarinda neler yasadiklarini ve bu kisilerin nasil öldüklerini anlatmaktadir. “Osmanli Sarayinda Yas”, “Osmanli Sarayinda Ölüm”, “Pasalarin Ölümü” ve “Meshurlarin Ölümü” basliklarini tasiyan dört ana bölümden olusan kitabin anlatimindayazarin o dönemki Osmanli aleyhtarligi havasindan etkilendigi ve yazilarinda da bu durumu isledigi görülür.
 
OSMANLI SARAYINDA YAS
 
Osmanli Devleti’nde, lalalar, sehzadeler ile birlikte sancaga giderler.Hem din, hem askerlik, hem de siyaset ögrenir böylece devlet yönetiminde tecrübe kazanirlar. Bu usul Üçüncü Murat devriyle yerini kafes usulüne birakir ve sehzadeler sarayda yetistirilmeye baslanir. Padisah vefat ettiginde, devlet yönetimine yakin olan sehzadeye hemen haber verilir,bu esnada padisahin ölümü gizli tutulur. Padisah, tahta çiktiginda taht kavgalarini önlemek için diger kardeslerini verdigi emirle bogdurur. Bunlardan en dikkat çekici olani ise Üçüncü Mehmet’in tahta çikisidir. Bir emirle 19 erkek kardesini bogdurtmustur...
 
Ölen padisahin cenaze merasimi Topkapi Sarayi’nda yapilir. Ölen padisahin yerine geçen padisah cenaze merasimine katilmaz. Ölen, kardesi de babasi da olsa yine bu merasimlerde yer almaz. Eger padisah Istanbul disinda ya da Topkapi Sarayi disinda ölmüsse, Topkapi Sarayi’na getirilir. Burada merasim düzenlendikten sonra türbelerine gömülür. Kurulus dönemindeki alti padisahin türbesi Bursa’da, diger yirmi dokuz padisahin türbeleri ise Istanbuldadir. Yalniz son padisah Altinci Mehmet Vahdettin, San Remo kentinde vefat eder. Cenazesi Sama getirilir ve Sultan Selim Camisi’nin avlusuna defnedilir.
 
OSMANLI SARAYINDA ÖLÜM
 
Osmanli Sarayi’nda ölümler; iktidar mücadelesi, taht kavgalari ve hassas saray dengeleri sebebiyle hayli fazladir.Önem arz edenlere yer verecek olursak; SehzadeYavuz Sultan Selim Trabzonda valilik yaparken Bayezid Osmanli tahtinda oturur.  Bayezid üç oglundan ortanca olan Ahmet Sultan’i çok sever ve tahtini ona birakmak ister. Ancak Yavuz buna müsaade etmez ve Yeniçerilerin destegi ile babasini tahttan indirir. Tahttan inen padisah Topkapi Sarayi’ndan Eski Saraya gönderilir. Bu duruma üzülen Bayezid, Dimetoka’ya yerlesmek isteyince Yavuz babasinin bu istegini kirmaz. Yola çikildiginda Bayezid heyette bulunan hekiminden kuvvet hapi ister ve ardindan banyo gereksinimi duyar. Banyoda zangir zangir titreyen Bayezid’in tüm tüyleri dökülür ve bu durumun Yavuz’un isi oldugunu söyleyerek vefat eder.
 
 
Yavuz ise babasini tahttan indirdikten sonra seferlere çikar, sekiz yillik saltanat süresinde birçok yer fetheder. Misir’i alir ve halifelik makami da Osmanli’ya geçer. Kilici keskin, saltanati kisa olan Yavuz Sultan Selim sirpençeye tutulur. Hekimler bu haline çare bulamaz ve vefat eder.
 
Yerine geçen oglu Kanunide kirk alti yillik saltanatinda pek parlak zaferlere imza atar. Ömrünün sonlarina dogru hasta olmasina ragmen on üçüncüve son seferi olan Zigetvar Seferi’ne çikar ve rahatsizlanir. Rahatsizligi artan Kanuni kale alinamadan 73 yasinda vefat eder. Ancak düsmanin ve Yeniçerilerin bu durumu ögrenmesi vahim durumlar doguracagindan dolayi ölümü vezirlerden bile gizlenir.
 
Saray hayati içerisinde kendini zevke, eglenceye veren padisahlar da vardir. Üçüncü Murat da bunlardan biridir. Üçüncü Murat bu zevk-ü sefa içerisinde iken devletin her kademesinde rüsvet is görür. Kendisi de hediyelerden hoslanir ve kendisine hediye getirene istedigini verir. Bu dönemde devletin temelinde çöküsler baslar. Böyle bir hayat içerisinde yirmi bir yil saltanat süren Üçüncü Murat hastalanir ve hekimler derdine çare bulamaz. Hastaligi günden güne artar ve Sinan Pasa Köskü’nde vefat eder.
 
Dördüncü Murat tahta çiktiginda isyanlar devam eder. Bu isyanlar neticesinde sadrazamini ve çok sevdigi Musa Çelebiyi isyancilar öldürür. Isyanlari bastirir ve devlet yönetimindeki kabiliyetiyle ordu ve saray içerisindeki asileri temizler. Daha sonra Bagdat Seferi’ne çikar. Sefer dönüsünde yakalandigi illet hastaligindan dolayi vefat eder.
 
Genç Osman dönemine gelindiginde yapilan bazi icraatlar Yeniçeriler, ulema ve halk arasinda hosnutsuzluga yol açar. Genç Osman hacca gidecegini söyleyip Rumeli’ye geçer, Rumeli’den Anadolu’ya geçerek bir ordu hazirlayip Yeniçerileri ortadan kaldirmak ister. Bunu ögrenen Yeniçeriler isyan çikarir ve saraya dayanir. Genç Osman’i yaninda Sadrazam Hüseyin Pasa ile birlikte disari çikarirlar. Basina gelecegi felaketi anlayan Hüseyin Pasa kaçmaya yeltense de arkasindan yetisen Yeniçeriler kafasini keserler. Genç Osman isyancilarin elinde yalniz kalir. Orta Cami’ye götürülen Genç Osman’i orada bogmak isterler ancak agalar camide cinayet islenmesine riza göstermezler. Yedikule zindanlarina götürülen Genç Osman’i burada katlederler.
 
Bazi dönemlerde Osmanli Sarayi’nda kadinlar etkili olur. Bunlar arasinda Kösem Sultan, bir dönem devlet yönetimini eline alir ve birçok padisahtan daha çok iktidarda kalir.Sultan Ibrahim’in katli yönetimde etkili olan Kösem Sultan’in elinden olur. Tahttan Indirilen Sultan Ibrahim kapatildigi odada 10 gün kalir. Bu süre zarfi içerisinde feryatlari yakinindan geçenler tarafindan isitilir. Bir süre sonra bu feryatlardan saray halki etkilenmeye baslar. Sultan Ibrahimi tahta çikarmak isteyenlerin sayisi artinca Kösem Sultan’in verdigi emirle bogdurulur. Daha sonra torunu Dördüncü Mehmet’i zehirlemek için yaptigi plan, sarayda yönetimi elinde tutmak isteyen Kösem Sultan’in sonu olur. Valide Turhan Sultan yapilan bu plani Meleki Kalfa sayesinde ögrenir ve derhal harekete geçer. Kösem Sultan odasinda ona destek veren Yeniçeri agalarini beklerken, kapida Turhan Sultan’in adamlarini görür, can havliyle kaçmaga çalisir ancak saklandigi dolapta bulunur ve bogularak öldürülür.
 
Meleki Kalfa’nin da saray yönetiminde etkinligi, Kösem Sultan’in torunu Dördüncü Mehmet’i zehirlemek için yaptigi plani Turhan Sultana haber vermesiyle artar.Ancak Meleki Kalfa, sarayda rüsvetle is görür hale gelip rüsvet araci olarak kullanilir. Bu kötü yönetim ve devletin her kademesinde rüsvetle is görülmesi halki isyan ettirir. Halk bu zulme sebep olanlarin cezalandirilmasini ister. Bunlar arasinda Meleki Kalfa da yer alir. Meleki Kalfa bu durumu ögrenince her ne kadar kaçmaya çalissa da Yeniçeriler tarafindan bulunur ve çinar agacina asilir.
 
Osmanli’da bazi padisahlar ise ölmedigi halde öldü sanilarak ölüme terk edilir. Bunlardan biri olan ve devletin bati tarzi islahatlarinda etkili bir yönetim biçimi izleyen Birinci Mahmut yirmi dört yil saltanatta kalir. Komutanlari ve basarili devlet adamlari sayesinde parlak zaferler kazanir. Cuma selamligindan dönerken at sirtinda fenalasir ve vefat etti sanilir. Gerekli törenin ardindan gömülen Birinci Mahmut’un türbesinde Kuran okumak üzere bir türbedar görevlendirilir. Türbedar mezardan boguk boguk sesler isitince dogru saraya kosar ve haber verir. Yerine geçen padisah ise türbedari zindana attirir. Ve Birinci Mahmut agir hasta iken gömüldügü mezarinda aci bir sekilde hayata gözlerini yumar.
 
Bu sekilde can veren diger padisah ise Mogol Devletinin hakani Timurdur. Üç karisi olan Timur’un üçüncü olan karisi genç ve güzeldir. Timur da bu üç karisindan en çok genç ve güzel olana gönlünü verir. Bu durum da ilk karisinin kiskançligina sebep olur.Timur seferde iken genç ve güzel olan karisi sarayda genç ve yakisikli bir beye gönlünü kaptirir. Sarayda gizli gizli bulusurlar ve birbirlerine ask mektubu yazarlar. Bu ask mektuplarini genç kadin da odasinda saklar. Ancak Hakan’in ilk karisi bu durumu sezer ve genç kadini takip eder. Ve olan biten her seyi ögrenir: Timur geldiginde de bu durumu hemen ona iletir. Mektuplari da odasinda bulabilecegini söyler. Timur, ilk karisinin kiskançliktan ötürü böyle seyler söyledigini düsünse de odaya bakar, ask mektuplari ve hediyeleri bulur. Genç ve güzel karisi ayaklarina kapanir ama fayda etmez. Hemen kellesini vurdurur.  Timur’un asil hedefi ise genç karisinin asigini bulup agir iskenceler altinda öldürmektir. Ancak genç karisinin asigi ise bu durumu sezip kaçar ve Timur’a isyan eden beylerle birlesir. Timur ise kahrindan hastalanip yataklara düser ve kisa bir zaman sonrada öldü diye kendi yaptirdigi türbesine gömülür. Timur’un o gece mezarindan korkunç sesler duyulur. Türbedar bu durumu ilettiginde ulemalar, Hakan’in çok masumu katlettigini,bu durumun sehirleri yakip yikmasindan, insanlari esir etmesinden kaynaklandigini ifade ederler. Günahlarinin affi için sadakalar verilir ve esirler azat edilir. Bir süre sonra da ses kesilir. Timur da feci sekilde mezarinda can verir.
 
Osmanli Devleti’nde padisah kizlari genellikle vezirlerle evlendirilir. Üçüncü Ahmet’in çok sevdigi kizi Fatma Sultan da Sadrazam Ali Pasa ile evlidir. Ancak Sadrazam Ali Pasa Avusturya Seferi’nde sehit düser. Bu durum on iki yasindaki Fatma Sultan’i derinden etkiler.  Padisah, kizini yine vezir olan Ibrahim Pasaya verir. Padisah Fatma Sultan’i evlendirdiginde Fatma Sultan on dört, Ibrahim Pasa elli yasindadir. Ibrahim Pasanin yetiskin evlatlari, hatta damadi bile vardir. Bu dönem Lale Devri’nde sulh içerisinde yasandigi sarayda sefa sürüldügü bir dönemdir.  Bu durum saray halkini da Fatma Sultan’i da çok hosnut kilar. Ancak bu yasam tarzi Patrona Halil Isyani’ni hazirlar. Istanbulda büyük bir isyan baslar. Ibrahim Pasa öldürülerek cesedi günlerce sokaklarda sürüklenir. Fatma Sultan ise Eski Saray’a gönderilir. Burada büyük istiraplar çeken Fatma Sultan derin üzüntüler içerisinde vefat eder.
 
Otuz üç sene Osmanli tahtinda oturan Ikinci Abdülhamid ise yakalandigi zatürrenin ilerlemesi sonucu vefat eder.Son nefesine kadar kendini kaybetmeyenSultan Abdülhamid vasiyetini de bildirir. Ve bir sabah namazi sonrasinda belinin terledigi söyleyen karisina ecel terleridir kadin diyerek yanit verir. Beylerbeyi Sarayi’nda dünyaya gözlerini kapatan Sultan Ikinci Abdülhamid, Topkapi Sarayi’na getirilir. Sehzadeler, agalar ve devlet erkâni,Kâbe örtüsü ile örtülü Na’sin önünde hazir bekler. Sokaklar halktan görülmez, pencereler, damlar hep insanlarla dolup tasar. Tabut, tekbirler ve naatlarla ilerler ve Allah Allah sesleri ile türbe kapisindan içeri girilir ve Sultan Abdulhamid Han’in na’si bu sekilde defnedilir.
 
PASALARIN ÖLÜMÜ
 
Osmanli devlet yönetiminde padisahtan sonra, sadrazam ve pasalar gelir. Kitabimizin üçüncü bölümünde de Pasalarin ölümüne deginilir. Ilk olarak Ibsire yer verecek olursak; Enderun’da egitim alan Ibsir, önce Anadolu’da en mühim yerlerde valilik yapar. Valilik yaptigi dönemde Anadolu’da halka zulmeder, nice canlar yakar. Daha sonra sadrazam olan Ibsir sarayda da bu zulmüne devam eder. Bu zulmü durdurmak için Kara Murat Pasa taraftar bulur ve isyan eder. Ibsirin katli için saraydan emir verildiginde de Ibsir bogulur ve kellesi ustura ile kesilerek isyan eden sipahilere gönderilir.
 
Tarhuncu Ahmet Pasa ise, Osmanli Sarayi’nda sadrazam oldugunda maliyeyi düzeltmek ister. Maliyeyi düzeltmek için çalisir ancak basarili olamaz. Bu dönemde kendisine rakip olarak gördügü Dervis Pasayi yönetimden uzaklastirmak için plan yapar ve bu plan da sonu olur. Bu plani ögrenen Dervis Pasa çocuk yasta tahta çikan Dördüncü Mehmeti kandirip Tarhuncu Ahmet Pasanin bogdurulmasini saglar.
 
Tarhuncu Ahmet Pasadan önce devletin maliyesini düzeltmeyi düsünen diger sadrazam da Kara Mustafa Pasadir. Kara Mustafa Pasa, Sultan Ibrahim döneminde, devletin harcamalari ile giderini esitler. Ancak Osmanli siyasetinde hassas siyasi dengeler her dönem önem arz etmistir. Bunun neticesi olarak rakiplerinden bir türlü kurtulamayan Kara Mustafa Pasa’nin, padisahin emriyle kellesi vurdurulur.
 
Bir diger pasa Merzifonlu Kara Mustafa Pasa, san ve söhrete düskündür. Bu sevdasi yüzünden de Viyana Seferi’ni düzenler. Arzusu daha fazla söhret sahibi olmaktir. Ancak bu seferde basarili olamaz. Düsmani çok olan Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Pasa’nin Belgrad’da iken padisahin fermaniyla mührü elinden alinir ve kellesi vurulur.
 
Seyhülislam Yahya Efendinin destegi ile sadaret makamina çikan Bosnak Hüsrev Pasa ise yeniçerilikten yetismedir. Merhametsiz ve gözü kara olan Hüsrev Pasa Anadoluda çikan isyanlari kanli bir sekilde bastirir. Istanbula döndügünde Iran Seferi ortaya çikar ve Hüseyin Pasa ordunun basinda serdar olarak sefere katilir. Iran Seferi’nde basarili sonuç alinamayinca Dördüncü Murat’in verdigi emirle bogdurulur.
 
Osmanli sadaret makaminda en kötü yönetimlerden biri olan Hezerpare rüsvetçi, faziletsiz bir adamdir. Yeniçeriler, bu yönetimden hosnut degildir. Sultan Ibrahimi tahttan indiripHezarpare’yi öldürmek isterler. Hezarpare cellat tarafindan bogularak öldürülür ve eti para ile satilir. Hezarpare denilmesinin sebebi de etinin satilmasindan kaynaklanir.
 
Bir baska pasanin ölümüne deginecek olursak Hekimbasi Emir Çelebi, sanatinda bilgili olan, sohbeti dinlenilen padisah tarafindan her gün huzura davet edilen bir kisidir. Bir gün Dördüncü Murat tütün ve afyon içmeyi yasaklar. Ancak Emir Pasa gizliden gizliye afyon içmeye devam eder. Sarayda Hekimbasi’ni sevmeyenler afyonu kimden aldigini ve nerde sakladigini görürler ve padisaha bu durumu iletirler. Hekimbasi, bir gün padisahin huzurunda iken padisah Hekimbasi’nin sakladigi yerde afyonu bulur. Padisah afyonu sordugunda cevaben zarari gitmis bir afyondur diye yanit alir. Buna binaen padisahyut da görelim deyince Emir Çelebi çaresiz ölümü kendi elleriyle yutmus olur.
 
Sadrazam Mithat Pasanin ölümü de Sultan Ikinci Abdülhamid döneminde olur. Sultan, Sadrazam Mithat Pasa ve on kisiyi mahkemeye verir. Mahkemeye vermesinin nedeni de bu kisilerin Abdülazizi tahttan indirmesi ve tahttan indirdikten sonra katletmesidir. Mahkeme idam karari verince Sadrazam Mithat Pasa, Taif Kalesinde bogdurulur.
 
MESHURLARIN ÖLÜMÜ
 
Kitabimizin son bölümünde ise meshur kisilerin ölümü anlatilir. Meshurlarin yasamlari kadar, ölümleri de dikkat çekicidir. Nil Perisi olarak tarih sayfalarinda yerini alan kisi Kleopatra’dir. Onun güzelligi tarih kitaplarinda sayfalarca anlatilir. Hayretle dile getirilir. Otuz dokuz sene gönüllerde taht kuran Nil Perisi her gece yeni bir aska yelken açar. Sabah uyandiginda da asigina kendi elleriyle bir bardak zehir ikram eder. Güzelligini siyasette de kullanir. Roma krallarini güzelliginin etkisi altina alir ve onlari kendine köle eder. Ezilen Roma halki ise General Oktav önderliginde ayaklanir ve krali yenip, Nil Perisi’nizincirler. Güzeller güzeli Nil Perisi güzelliginin bütün silahlarini kullanir ancak basarili olamaz. Böylece ilk yenilgisini almis olur. Bu yenilgiye dayanamayan Nil Perisi ölmek için saraya büyük bir yilan getirtir. Odasina aldigi sepetin açilmasini emreder. Yilan kivrilarak Nil Perisi’niisirir ve yataginda öldürür.
 
Felsefenin kurucusu sayilan Sokrat ise vatani için ölümden gözünü kirpmayan, haksizliga boyun egmeyen, merhametli, cesaretli biridir. Ögretilerinde tek bir Allah’in oldugu fikrini asilar. Bu düsünce ise Sokrat’in sonu olur. Mahkemeye verilen Sokrata mahkeme idam karari verir. Talebeleri kurtarmak için çabalar ancak Sokrat bu çabalari, bu yardimi kabul etmez ve bir bardak zehri yudum yudum içerek kendi yasamina son verir. 
 
Basarili bir komutan olan Sezar da ayni zamanda filozof ve aksiyon adamidir. Azimli olan Sezar’in ‘’Bu köyde birinci olmayi, Roma’da ikinci olmaya tercih ederim’’ sözü hala günümüzde de kullanilir. Aldigi zaferlerle halkini kendine sevdiren Sezar, devlet yönetimindeki düsmanlari tarafindan yirmi üç yerinden hançerlenerek senatoda öldürülür. Evlatligi olan Brütüs’ü düsmanlari arasinda görünce de bugün de kullanilan bir söz olan ‘’Sen de mi Brütüs’’  diyerek hayata veda eder.
 
Avukat olan Moliere ise durusma salonlarinda dava takip etmekten hoslanmaz daha çok ruhuna hitap eden tiyatroyu severdi. Avukat olduktan kisa bir süre sonra da, hoslanmadigi bu meslegi birakir ve kendi yazdigi eserlerle tiyatro salonlarinda ünlü bir tiyatrocu olur. Çiktigi son oyunda dermansiz kalmasina ragmen rolünü tamamlar. Evine götürüldügünde iyice durumu agirlasan Moliere odasinda hayata gözlerini yumar.
 
Diger bir meshur kisi olan Ikinci Katerina, genç delikanlilarla zevkini tatmin edip zevk-ü sefa içerisinde hayatini devam ettirir. Ancak çok sevdigi arkadasinin hastaligi onu derinden etkiler ve arkadasi ölünce de bunu kabullenemez. Günden güne ise sararip solar ve bir gün odasinda ölü olarak bulunur.
 
Son olarak bahsedecegimiz Nefi de, Anadolu’dan kalemine güvenerek geldigi Istanbulda büyük bir söhrete kavusur. Devrin cahil, rüsvetçi yöneticilerini hicvederek Dördüncü Murat’in da begenisini kazanir. Padisah bir gün sohbet meclisinde Nefinin hicivlerini dinlerken yanina düsen yildirimdan ürker. Nefi’ye abdest aldirir ve tövbe ettirir. Millet rüsvetlerle soyuldugu bir dönemde ise Nefi sadrazami hicveder. Bunu duyan sadrazam padisahin ayaklarina kapanarak Nefinin kellesini ister. Padisah ise kendi tövbesinin kirilmasina kizar ve Nefi’yi huzuruna çagirtir. Nefinin son yazdigi hicvi dinleyen padisah tebessüm ederek hadi git bir de bunu sadrazamin yüzüne oku diyerek Nefi’yi gönderir. Sevinçli bir sekilde huzurdan ayrilan Nefi sadrazamin önüne geldiginde geç de olsa meseleyi anlar ve Nefi orada bogdurulur.
 
 
Sonuç olarak; insanoglu bir gün kaçinilmaz son olan ölümle iyi ya da kötü bir sekilde mutlaka karsi karsiya gelecektir. Bu karsilasmadan bizi ne makam mevki, ne de san söhret alikoyabilecektir. Iste bu çerçevede öne çikacak olan husus ise, insanoglunun ne zaman degil nasil öldügüdür
 
NASIL ÖLDÜLER ?  
KRALLAR, SULTANLAR VE MESHURLAR
Ibrahim REFIK
Tahsin YILDIRIM
SESLI KITAPLAR

Benzer Kitaplar