MADALYALI MAHKUM - KORKUT EKEN

MADALYALI MAHKUM - KORKUT EKEN

Fevzi BOZKURT
Ekonomi


Arastirmaci Gazeteci yazar Sayin ÖZTÜRK’ün  Madalyali Mahkum adli bu eserinde bir döneme ait derin anlasilmasi zor, vatan için yapilan kahramanliklardir; Ülkesi için canlarini daglarda feda etmeye hazir nice yurtseverlere yapilan haksizliklardir. Ve bilinmeyeni çok olan Susurluk olayindan; Cezaevine kadar bir çok konuyu ele almistir. 
 
Asker kökenli bir MIT mensubu Özel Harekat Dairesi Polislerini yetistiren uzman ve Emniyet Genel Müdürlügü Danismanligi yapmis ve ömrünü devlet hizmetine vakf etmis bir güvenlik görevlisi. Zaman zaman  kamu önünde ön plana çikan bu sahis Susurlukta meydana gelen kazadan sonra basinda sikça anilir bir isim olmustur. 1986 yilina kadar devam eden görevlerinde sayisiz sicak çatismaya girdi. Yaptigi çalismalardan dolayi Türk Silahli kuvvetlerinin en önemli madalyasi olan Üstün Cesaret Feragat Madalyasi ile Basari Madalyasi ve birçok takdirname almis bir süre Polis Özel Hareket timlerinin teskili, teçhizi ve egitiminde görev almis kendi istegi ile 1987 yilinda yarbay rütbesi iken emeklige  ayrilmis ve hemen MIT de göreve baslamis 1988 yilinda MIT den emekliye ayrilmis 1993 yilinda dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Agar in  daveti üzerine Emniyet Genel Müdürlügünde çalismaya baslamis.
Devletin gizli duvarlar arkasinda hatta derinliklerinde tutulan ve insanlarin akillarinda belKilerle dolu bir yasanmislik anlatiliyor. Uzun süre titizlikle gizlenmis süpheli yaklasimlarin içinde bir türlü netlik kazanmamis çogu konularin ise biyografisi çizilmis yurtsever olan Korkut EKEN ile ilgilidir.
Önemli olan Devlet ve Devletin devamliligi için gereken tüm operasyonlar yapilmalidir. Iste bu operasyonlar 1968 senesinde Korkut EKENin Kibris hazirligi ile baslamis; Kanlarin dökülecegi sehitlerin verilecegi ve içinde bizzat kendisinin de bulunacagi kader islemeye baslamistir.
Aralarinda Sayin Rauf DENKTAS’in  da bulundugu Türk Mukavemet Teskilati ile sirt sirta çalismalar yapilmis, gerilla egitimleri verilmis, zorlu hazirliklar 20 Temmuz 1974 sabahinda yapilan çikarmaya kadar sürmüstü. Orda yine Korkut EKEN vardi...
Kim di bu adam? Silahlarin patladigi yerde görev yapmis bir komutan. Çünkü bu adam;  insanlarin gündüz bile gezemeyecegi, daglarda silahlarin patladigi yerlerde  görev yapmis bir subay... Kibris operasyonu yapilmadan önce gizlice Ada’ya çikip   oradaki mücahitleri birer asker gibi yetistiren bir komutan. Devletin çok önemli Kurumlarinin ve Türk Silahli Kuvvetleri tarafindan yurt disina özel egitimler almak ve ögrenmek için gönderilen ve ögrendiklerini ülkemizde  uygulayip, çok sayida askeri, polisi egiten bir komutan...
Güneydoguda  ki Semdinli-eruh baskininin hemen ardindan bizzat kendisinin basi çektigi özel birligi ile bölgeye giden ve o süreçten hemen sonra hayatinin çogu zamanini daglarda geçiren bir asker. Operasyonlarda teröristler tarafindan sehit edilen askerlerimiz son nefeslerinde bile kucagina alip anlindan öpüp ve son yolculuga ugurlayan bir komutandi.
Insanlarin disariya çikmaya cesaret edemedigi günlerde bile o issiz daglarin zirvesinde,  bir insanin bile ilerisini göremedigi, sisli daglarda düsmani pusuda bekleyen bir komutan.
Görevini çok iyi yapan ve bunun karsiligi olan Manevi degeri kendisi için çok degerli bulup da herkesin anlayamayacagi Türk Silahli Kuvvetlerinin yüksek nisani Üstün Cesaret ve Feragat madalyasini taçlandiran bir komutan. Sehit polislerin,  Askerlerin, çocuklarin, bebeklerin, yaslilarin ölümlerinden sorumlu tutulan bebek katili terörist basi Abdullah Öcalan,a en büyük nefret ve kini duyan emekli asker.Cudi’nin zirvelerinde maraton daglarinda, Gabar Bogazinda ve gökyüzünü seyreden ve gençligini biraktigi her yerde essiz bir haksizliga maruz kalmis insanlarin acisini yürekten gören ve o aciyi içinde saklayip PKKya karsi kin ve nefretle yasayan bir asker. Ama artik daglardaki günler operasyonlar ve çok gizli görevler geride kalmis;
Kendisinin de  hala inanamadigi belki de bir rüyadir dedigi çikmazin içine girmis,  o artik mahkum bir Subay olmus.
Görevi adina bunca tehlikeler içine girmis bu adamin kötü günleri kimine göre planli, kimine göre plansiz ‘’Susurluk Kazasi’’ ile baslamis; cezaevinde son bulmustur.
Daha sonra efsane Yarbayi cezaevine yolcu etmek için gelen dostlari, yakinlari ve sevdikleri onu hiç yalniz birakmamisti. Yalniz birakmayanlar içerisinde bir aralar egittigi ögrencileri evinin önünde bekleyip, hocasini alip cezaevine götürmek; hem onlar, hem silah arkadaslari, hem de Korkut EKEN için zor olmustu.
Çünkü vatani bölmek isteyenleri yakalayip cezaevine koymaya çalisan ve cezaevine düsecegini aklinin ucundan bile geçirmeyen bir kisi...
O cezaevine girmekten ve ceza almaktan korkmamis ve hatta kendisine akil verip insan haklarina basvur diyen insanlara ’’Ben Devletime kirgin degilim, hiçbir zamanda olmayacagim ve de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni gidip baska kurum ve devlete sikayet etmeyecegini söylemisti. Çünkü ‘’Yüce Türk  Yargisina son derece saygiliyim, karari öyle vermisler, cezamiz neyse çekeriz’’ cevabini vermisti.
        
Yüce Türk Bayragini açan kalabaligin ‘’Türkiye seninle gurur duyuyor’’ sloganlari ile cezaevine ugurlanmistir. Ama o hala cezaevine götürülecegine hiç inanamiyordu. Bir yanlislik oldugunu bundan da her an dönülebilecegini düsünüyordu. Zaman az kalmisti, artik gitme vakti gelmisti. Kendisine, üzgün ve hayranlikla bakan polislere gülümsemis ama Ekennin koluna bir ara silah egitimi alan polis memurunun koluna girmesi Ekennin derinden üzmüs ve canini sikmisti. Ama yapacak hiçbir seyi yoktu.
O, kalabaligin içinde basini dik tutmus ve dik durarak düsmanini da sevindirmemisti. Eken Ankara Ulucanlar Kapali Cezaevine getirilmis o anin yorgunlugunu bir kenara birakip ögrencisi olan polisin niçin koluna girdigini düsünüyor ve alabildigine üzülüyordu. Çünkü cezaevine girmekten çok memurun koluna girmesi Ekeni derinden etkilemisti.
Güvenligi için sakincali kisileri baska bölümlere göndermisler, ama cezaevine bir mahkum olarak gelebilecegini aklinin ucundan dahi geçirmemisti. Onun kogusunda sabirsizlikla bekleyen vurgun davasi Sonya, Mustafa Eris, Sedrettin Eken için hazirliklar yapmis, sabirsizlikla onu beklemeye baslamislardir. Artik daglarda PKKlilarin pesinden kosmayi, Dogu ve Güneydogunun zirvelerinde durdurmayi birakmis, silah, bomba seslerini unutmus. Ayak seslerinden baska ses olmayan demir parmakliklarin içinde, birden dalip Kuzey Irakta ki tepeler de, kucaginda son nefesini veren askerleri görür gibi olup ben simdi nerdeyim? Niye buradayim? Diye kendine sormustur...
Ama onu ne silah arkadaslari ne dostlari nede sevdikleri o dar gününde yalniz birakmamis hep yaninda olmuslardir. Ama her ne kadar da yanlarinda olduklarini hissettiren dostlari onun içine düstügü durumu anlayamazlardi çünkü onu ondan baskasinin anlamasi mümkün degildi. Ekene defalarca Türk Milletinin huzur ve güveni için hayatina hiçe sayarak aldigi görevleri büyük bir cesaret ve feragat ile ifa etmis ve ÜSTÜN CESARET VE FERAGAT MADALYASI alan bir komutanin düstügü durumun ne kadar aci bir konumda oldugu ortaya çikmisti.
Artik cezaevi günleri baslamis, ailesini disarida birakmis mahkum bir komutan. Kimin aklindan geçer ki daglarda PKKya karsi bütün cesaret ve vücuduyla savasmis bir subayin PKKlilarla ayni cezaevini paylasmasi kimin aklina gelirdi ki. Birkaç kogus ötesinde daglarda onlarla mücadele ettigi teröristler Korkut Ekene bizlerle savastin da ne oldu. Ayni kaderi paylasiyoruz. Birlikte çay içmek seninle tanismak istiyoruz diye haber gönderen bu insanlarin belki daglarda birbirlerine rastlasalar, gözünü kirpmadan birbirlerini vururlardi. Ama bulunduklari cezaevi atmosferi disaridaki gibi degildi; Çünkü orda herkese esit muamele yapan bir cezaevi ve cezalarinin biran önce bitmesi için gün sayan insanlarla dolu bir tutukeviydi.
Korkut EKEN’i  cezaevinde yalniz birakmayan dostlari, ailesi, sevdikleri unutmamis hep yaninda olmuslardir. Fakat disari çikabilmesi için mücadele etmek isteyip de yardim edemeyen siyasetçi, komutanlar ve silah arkadaslari maalesef cezaevinden kurtulmasina faydali olamamislardi. Çünkü; EKENnin içerde olmasi Türkiye gündemine oturmus bir Susurluk olayinda bazi politikacilarin çikarlari olmus ve bu olaydan kendi siyasi çikarlarini düsünüp, Devleti için tehlikelere girmis, kelle koltukta daglarda PKKlilarla savasmis, yarinini düsünmeyip hayatinin çogunu devlet hizmetine adamisti.
Belki de  her operasyonda ‘’ne zaman ölecegim’’diye çarpisan Efsane Yarbay Korkut EKEN üzerinden siyaset yapan siyasetçilerin kurbani olmus bir kisiydi. Bunlar yinede EKENi yildirmadi ve bezdirmedi. O her zaman Devletine, Milletine, Bayragina, Topragina saygi duymus ve ‘‘cezami devletin istedigi gibi çekerim’’ diyen bir subay olmustu. O artik cezasini çekmek için günlerini orda bos oturarak degil, spor yaparak, sohbet ederek ve de kitap okuyarak günlerini geçirmeye çalisiyordu. Hatta adina Turnuva bile düzenlenmisti. Turnuvaya bir çok ünlü futbolcular, siyasetçiler ve Generallerin katilimlariyla muhtesem futbol turnuvasi yapilmisti ve bir zamanlar devletin varligi için hep birlikte mücadele eden silah arkadaslarini bir araya getirmisti.
Artik her geçen gün cezaevine daha da alismisti. Yalniz sivil hayati özlemis, lakin cezasinida aklindan çikarmamisti. O içerdeyken, yoklugundan faydalanarak ’’biz Korkut EKENnin  adamlariyiz’’ diyerek kendilerini tanitan ve haraç toplayan  çikarci insanlarin yaptiklarini da bir türlü hazmedememisti. Türkiye’nin sorunlarini içerdeyken de takip etmis, ne yazik ki faydali olamamisti. Bazen içine sindiremedigi fakat yapilacak bir sey de yoktu, diyebilecek kadar da sabirli bir askerdi. Ülkenin  bölünmez bütünlügü bir nakis gibi kalbine islemis, Ulu Önder ATATÜK’ün emanet ettigi her karis toprak için canini ortaya koymus ve çok zor sartlarda düsmanla savasmis bir komutan olarak, eli kanli katil teröristlerle ayni cezaevine konulmasini kim olsa içine sindiremezdi herhalde...
Topluma kazandirma yasasinin bizlere tekrar bir mermi olarak dönecegini çok iyi bilen bir askerdi. Terör kavramini, teröristlerin faaliyetlerini ve stratejilerini çok iyi bilen bir uzmandi. O, sartli saliverilen teröristlerin tekrar daglara dönüp, annelerin vatan için yetistirdigi evlatlari kahraman askerlerimizi, polislerimizi ve masum yavrularimiza haince pusular kurup, öldüren teröristlerin tekrar kallesçe davranacaklarini çok iyi biliyordu. Çünkü o, hayatinin büyük bir bölümünü Özel Harp Dairelerinde geçirmis, MIT bünyesinde bulunmus, Emniyet Genel Müdürlügü ve Özel Harekat TIMlerinin egitilmesi ve yetistirilmesinden bizzat sorumlu olmus ve hatta yetistirdigi askerlerle birlikte teröristlere karsi düzenlenen operasyonlarin basinda bulunmus bir komutandi.
Bu safhalarin ve bulundugu konum itibariyle bölücü teröristlerin, ülkemizi ne sekilde rahatsiz ve huzursuz ettiklerini, gelecekte de PKKnin taktik ve tekniklerini çok iyi anlayan biriydi. Bu kadar zor görevi üstlenmis bir subayin ailesi ile olan iliskileri nasil olabilirdi acaba? Nasil mi? Ailesine  diledigi gibi zaman ayiramamis, onlari Allaha emanet etmis, günlerce  ve hatta aylarca onlardan uzak görevi adina; Vatani adina, Bayragi adina, Toprak sevgisi adina, sevdiklerinin de üstünde sorumlulugunu yerine getirmis bir komutanin aile hayati da çok iyi olamazdi tabiki.
Bazen Vatan, Bayrak, Toprak Sevgisi her seyin üstünde olabiliyor. Eken için devletin çok önemli kurumlarinda görev yapmis ve hala görev yapan komutanlar Ekennin yasa disi illegal faaliyetlere girmedigi konusunda açiklamalar yapmaktan kaçmamis, Ekenden övgü ile bahsetmislerdir. Ekennin resmi görev haricinde Susurluk da meydana gelen kazada hayatini kaybeden kisilerle bir iliskisi olduguna ve onlarla iliski kurarak suç isleyecek bir insan olmadigina, ve kendisinin ailesini yakindan taniyan bir kimse olarak böyle bir sey yapacagina inanmayan yasa disi hiçbir faaliyete girmedigi konusunda tam bir inanca sahip olan komutanlari Eken nin mütevazi bir hayatin oldugu ve çocuklarinin zor sartlarda nasil okuttuklarini hatta evinde dikkat çeken esyalari bile bulunmayan bu insanin böyle olaylar içinde olmasi yada bu olaylar içine çekilmesini komutanlari tarafindan konusulmus ve açiklamalari yapilmistir.
Güneydoguda PKK ile savasmis Türkiyenin PKK konusundaki mücadelesinde çok payi olan ve operasyonlara fiilen katilmis bu faaliyetleri sirasinda  hiçbir sekilde maddi çikari gözetmemis vatanina ve milletine bagli kalmis çok disiplinli bir kisilikle görev yapmis kendisini vatanina adamis bir subay olarak hizmet etmistir. Simdi düstügü durumun kendisi için ne kadar inanilmaz oldugunu düsünüyor geriye dönüp baktiginda geçmiste yasananlarin bu kadar uzamasi ve binlerce sehit verilmesinin nedenini simdi daha iyi görüyor. Onu silah arkadaslari hariç Türkiye Eken nin bir efsane oldugunu bilmiyordu. Yaptigi açiklamalar komutanlarinin ve silah arkadaslarinin verdigi destekleri o dönemde gazetelerden yayinlandigi zaman yer yerinden oynamisti. Her gün yüzlerce kisinin tesekkür mesajlarini almis. Sehit analarinin babalarinin hemen hemen  her kesimden onlarca mektup ve tesekkür almis aldigi mektuplar elektronik postalarin haddi hesabi yoktu. Bu millete böylesine hizmet etmis bir kisinin ülkenin yetistirmis oldugu ender insanlardan biri ülkemize bu güne kadar gönülden hizmet etmis bir sahsiyetin cezaevine girmesine gönlü razi olmayan yüzlerce kisinin mektuplari, mesajlari Ekeni onurlandirmisti.
Bütün hayatini halk arasinda ‘’Korku, panik, endise yaratan adam öldüren’’ örgütleriyle ile çarpisan bir insan iken bugün sadece çete suçlamasi ile yalniz degil ‘’Halk arasinda korku, panik yaratan çete’’ suçlamalari ile cezalandirilmistir. Bu gerçekten de ömrünün çogu zamanini devlet için hizmet etmis bir insan için çok güç bir iddaa olmustur. DGM de 4 sene süren bu davanin son durusmasinda mahkeme heyeti degismis yeni bir heyetin girdigi ilk durusmada da Eken nin mahkumiyet karari açiklanmistir. Böylesi önemli bir davanin karar durusmasi öncesi mahkeme heyetinin degismesi basinda normal karsilanmis artik konu ile ilgili haber yapilmamistir. Ekene ceza verilmesinin yaninda hukuki açidan ceza verilen maddeler hakimin takdirleri basinda yer alan bazi ipsiz kopsuzlar ile ayni kefeye konulmus hem ailesi hem kendisi hem de sevdikleri taniyanlar hepside rencide edilmistir. Ama artik bunlar hiçbir seyi degistirmiyordu. Ok yaydan çikmis hedef tahtasi haline getirilmis, gündemi takip eden düsmanini da çok sevindirmisti.
Artik bunlar geride kalmis Ankara Agir Ceza Mahkemesinde mahkeme baskani Necdet Yaman karsisinda kapi arkalarinda kalan yazilan ve çizilenler ortaya konulmustur. Nefesler kesilmis ve artik mahkeme baskaninin Ekene sizi dinliyorum demesi ile durusma baslamistir. Eken savunmasini bir asker kisiligi ile savunmasina baslamis mahkeme baskanina sayin baskanim diye hitap etmesi Türkiye Cumhuriyeti yüce yargisina olan sonsuz güven ve saygisi ile adeta kendinden emin bir vaziyette savunmasina baslamisti.
Mahkeme Baskanina sayin baskanim; Dünyanin her ülkesinde çok gizli ve örtülü legal ve illegal faaliyetler olur bunlari bazi insanlar yürütür ve bazi silahlar kullanilir. Bu insanlardan biride bendim. Yaptigimiz gizli faaliyetlerin hiçbir zaman yazili emri olmazdi. Emir verildigi zaman yerine getirilirdi. Bu silahlar ülkemizin milli güvenligi ve ulusal çikarlarini bizzat yakindan ilgilendiren ve mahiyeti çok gizli konulari, dis ülkelerde de çalismalar yapilip dönemin basinda bulunan üstlerimiz tarafindan emirler verilip titizlikle yerine getirilirdi. Zaman geçtikçe zor sorulara sira gelmis, cevaplanmasi güçlesmis sorular içinde gizli celse istemisti. Fakat verilen emirlerin sözlü olmasi güvenilir durumunu etkiliyordu. Çünkü ortada yazili belge yoktu. Çizilip yazilanlar mahkumiyeti getiriyordu.
Bir subay çete basina dönüstürülmüs, Abdullah Çatli ve Susurluk ile bagdastirilmis gibi ceza verilmisti. Yani birileri yerine birilerinin cezalandirilmasi gibi.
 
Cezaevine dogru giderken bile devlete kirgin degilim, hiçbir zamanda asla olmayacagim diyen asker, Susurluk davasi süresince kampanya yürüten kalemler simdi idamin kalkmasi için Polis Asker öldüren PKKlilarin pismanlik yasasindan yararlanarak affedilip disari çikartmak için ugrasiyorlardi. Memleketimizi yöneten büyüklerimiz, teröristlere tanidiklari bu toleransi bizlere çok görmesinler ve bunu cidden ricada bulunan askere komutanlari Ekene verilen cezayi degil onun bir asker kimligini ortaya koyan kimliklerini ve kendilerini savunan birileri ve ticaretlerindeki sorunlari çözmek için onu ariyor. 
 
Kimileride onun ismini vererek haraç topluyordu. Ama artik yapilacak hiçbir sey yoktu. Basa gelen çekilir, Vatan sag olsun  diyor. Ülkemin cezaevinde yatmaktan da  rahatsizlik duymayip sadece haksizliga ugradim deyip de, hayal kirikligina ugramis bir asker. Neydi bunun suçu yoksa Özel Harekatçi olmasi miydi?

Benzer Kitaplar