Ümit Ülgen: 1954'te Erzincan Iliç dogumlu, Istanbul'da egitimini sirasiyla Çapa ilkokulu, Sehremini ortaokulu, Pertevniyal lisesinde sürdürdü ve Yildiz Teknik üniversitesi Makine Mühendisligi bölümünden mezun oldu.
Çesitli sivil toplum kuruluslarinda çalismalar yapan Ülgen, USIAD (Ulusal Sanayici ve Isadamlari Dernegi) kurucu yönetim kurulu üyeligini yapti. Su anda halen de Onur Kurulu üyesidir. Meslegi ile ilgili çalismalar yapan Ülgen, 7341 konutlu Esenkent Kooperatifler birliginin baskanligini yürütmüstür. Meslegi geregi meslek odalarinda faaliyetlerini sürdüren Ülgen, 98-99 yillarinda Makine Mühendisleri Odasi Istanbul Sube Baskanligini yapmis, 2004-05'te de TMMOB Yüksek Onur Kurulu üyesi olmustur. Halen ERSIAD (Erzincanli Sanayici ve Isadamlari Dernegi) yönetim kurulu üyesidir.
Bir dönem 68'liler Vakfi yedek yönetim kurulu üyeligi yapan Ülgen, 68'liler Birligi Danisma Kurulu üyesidir.
ADD (Atatürkçü Düsünce Dernegi) üyesi ve genel merkez Bilim ve Danisma Kurulu üyeligini sürdürmektedir.
USTKB (Ulusal Sivil Toplum Kuruluslari Birligi) yedek yöne¬tim kurulu üyesi olan Ülgen ayni zamanda Danismanlar Kurulu üyesidir.
Yayinlanan Kitaplari
Emperyalizme Karsi Ulusal Bakis Sosyal Devletten Sadaka Devlete
KÜRESEL OPERASYON ERGENEKON
ABD’nin hedefledigi dünya devletine ulasmak için birçok proje hazirlamaktadir, bu projelerden biride tam hâkimiyetine alamadigi ortadogu bölgesini istedigi sekilde kontrol edebilecegi hale getirecek olan projedir. Bu projenin adi da Büyük Ortadogu Projesidir. Bu proje ABD için çok önemli çünkü dünyada yer alti kaynaklari gün geçtikçe tükenmektedir ve yeralti kaynaklarinin ve su kaynaklari zenginligi bakimindan çok elverisli bir bölgeyi kontrolü altina almis olacaktir. Dünyada petrol kaynaklarinin büyük bir bölümü Araplarin elinde olmasina ragmen su kaynaklari bakimindan oldukça sikintili durumda, dünyanin diger ülkelerinde de durum farkli degil su kaynaklari gittikçe tükenmekte, Türkiye de ise durum çok farkli su kaynaklari oldukça fazla. Amerika birlesik devletleri ve Avrupa birligi ülkelerinin hedefleri arasinda kolayca sömüre bilecekleri küçük sömürge devletleri kurmak vardir, bunu yapabilmek içinde büyük ulus devletlerin içerisinde azinliklar yaratarak birlikte yasayan kardesleri birbirinden uzaklastirmaya çalisiyorlar. Ülkemizde de bir yildir birlikte yasayan kardesleri bu sekilde ayristirmaya çalisiyorlar. Emperyalist güçlerin sömürdügü ülkeler arasina aldigi ülkemizde de insanlarin yasaminin her alanina isbirlikçiler vasitasiyla bir müdahale edilmektedir. Ülkemizde dogrularin yanlis olarak, kahramanlarinda suçlu olarak milletimize anlatiliyor. Bunda da çogunlugunu ele geçirdigi medyayi kullanarak yapmaya çalisiyorlar. Bütün uluslarin ayakta kalmasini saglayan kültürünün saglamligidir, kültüründen uzaklasan uluslarin ayakta kalmasi mümkün degildir. Amerika birlesik devletleri ve beraberindeki emperyalist güçlerin Büyük Ortadogu Projesini hayata geçire bilmesi için büyük devletleri parçalayarak kendi kontrolünde yerel devletler ortaya çikarmak için ülkemizde de emperyalizme bagli olan islamin adini degistirerek ilimli Islam adiyla sunmaktadirlar ve bu baslik altinda kültürümüzü yok ederek yeni kültürleri bize asilamaya çalismaktadirlar Ülkemizin ulusal degerlerini bir bir yok ediyorlar. Milli Egitim Bakani Hüseyin ÇELIK ilkokullarimizda her sabah okunan andimizda söylenen Türk'üm, dogruyum, çaliskanim kelimelerini elestirerek Türk olmayanlara her gün yalan söyletilemeyecegini bu insanlarin Türk olmadigini belirterek Türklük kavramini bilinçli olarak çarpitiyor. Türk kelimesi sadece bir irkin adi degildir, birlikte olan milletin adidir. Bu ülkede yasayan herkes Türk'tür. Bu Türkiye Cumhuriyetinin ulus devlet olmasinin vazgeçilemez ana ögesidir. Savaslardan çikan ülkemizde az olan kaynaklar tüketilmis, savaslarda genç nüfusun çogu sehit düstügü oldugundan topragimizi isleyecek insan gücü azalmisti bu nedenle halkimiz iyice yoksul düsmüstü. Bu sikintilarla kurulan cumhuriyetimizde Atatürk’ün yoksullukla mücadele edebilmek, sanayi ve ekonomiyi güçlendirebilmek için bu zor sartlarda yaptigi bütün fabrika, sirket ve yollar gibi birçok kurulus bu hükümetle birlikte yabancilarin eline geçmistir. Bu hükümet iktidarinda devletimizin borçlari katlanarak artmis, satilacaklar tükenince borçlar ve faizleri katlanarak artinca bu borçlari ödeyebilmek için satilacak tek sey kaliyor o da topraklarimiz. AKP hükümetinin bütün icraatlari böyle kötü bir sekilde sürmesine ragmen gerici ve isbirlikçi medya ve beraberindekilerin herseyin iyiye gittigi yalaniyla halkimizi uyutulmaya çalisilmaktadir. AKP hükümetinin dis politikadaki tutumu da tam bir acziyettir. Bunun en bariz örneklerinden biri de Yunanistan la egede sorun olan oniki adadir, Oniki ve Anadolu’nun hemen yani basinda bulunan adalar 2.Dünya savasi sonrasi magdur sayilan Yunanistan’a birakildi. 1947 yilinda yapilan Paris anlasmasiyla da adalarin silahsizlandirilmasi kabul edildi. Fakat Yunanistan hükümeti dolayli yollarla adalari silahlandirmaya basladi, bununla ilgili olarakta Rusya ile silah anlasmalari yapti. Bu yetmiyormus gibi adalarda bulunan Türklere ait vakif ve mallarina karsi birçok haksiz uygulamaya basladilar, AKP hükümeti bütün bu yapilanlara karsi Avrupa Birligi’nin dayatmalari sonucu hiç birine itiraz etmezken ülkemizde bulunan azinliklarin haklarini korumaya yönelik yeni yasalar çikarmaya çalismaktadir. Ermenistana karsi, Kibris sorununa yaklasimi ve kürt meselesindeki çözüm yaklasimlari hep ABD ve AB nin istekleri dogrultusunda olmaktadir. AKP hükümeti Ermenistan karsisinda da zafiyet gösterdi ve Türk bayragina yapilan hakarete sessiz kalmis her hangi bir tepki verememistir. Yillardir Türkçe konusulan kosovada yeni yapilan anayasayla resmi dil statüsü Tükçeye verilmedi ve Türkiye bu konuda da hiçbirsey yapamadi. AKP hükümetinin asil hedefinin dini esaslara adayali hukuktan uzak bir devlet kurmak oldugu Yargitay Cumhuriyet Bassavcisinin açmis oldugu kapatma davasiyla ortaya çikmistir. Bu hükümetin hedefine ulasincaya kadar takiyye yapmak suretiyle hareket etmeye devam edecegi iddianamede açikça belirilmistir. Türkiye demokratik bir ülke oldugu için sisteme karsi eylem ve davranista bulunanlara karsida sistem kendini korumaya baslar, daha öncede oldugu gibi sistem kendine karsi gelen siyasi partiler ne kadar oy alirsa alsin kapatacaktir. AKP ye kapatma davasi açilir açilmaz isbilikçileri emperyalist abd ve ab den üst düzey ziyaretçiler türkiyeye gelmeye basladi, ziyaretçileri,n çogu AKP yi öven açiklamalar yaparken yargiyi elestirmekten geri durmadilar. 1 Mayis kutlamalarinda AKP hükümeti önce isçilerin taksime çikmasina izin verdi sonra vazgeçti ve taksime çikmaya çalisan isçilerin karsisina polisi dikerek ne kadar polis devleti oldugumuzu gözler önüne serdi. Sovyetlerin yikilmasina kadar türkiyenin müttefiki olan abd bu tehlikenin ortadan kalkmasiyla Türkiye ye karsi yeni planlar uygulamaya baslamistir. Türkiye de ne kadar abd karsiti önde gelen insan varsa teker teker yok edilmeye baslanmistir. Bunu yaparken de derin devlet suçlamalariyla yeni kendi istedigi derin devleti olusturmaktadir. Türklerin büyük destanlarindan biri olan Ergenekon’un adi kullanilarak yapilan operasyonlarla bizi biz yapan degerlerden uzaklastirilmaya çalisilmaktadir, yapilan operasyonlarla ilgili bütün çalismalarin günlerdir yandas medyada bütün ayrintilariyla yer bulmasi da enteresandir, mahkemenin almis oldugu gizlilik kararina ragmen örgüt semalari, hedeflerinin ve organizasyonlarinin neler olduguna dair bilgilerin nasil oluyor da bunlarin eline geçiyor ya da kimler veriyor. Dava devam ederken emperyalist güçlerin ve isbirlikçilerin art arda yargi ve yargi mensuplarini hedef alan açiklamalari açikça Türk yargisina bir müdahale oldugunu gösteriyor. Ergenekon Operasyonunun asil hedefi yillardir PKK’nin ve ÖCALAN’ in söyleyip de yapamadiklarini hayata geçirmek, ülkemizde bulunan azinliklara istediklerini verecek yasalar çikarmak, Türklüge hakaretin suç unsuru sayan kanunu degistirmek, Kibris’ta ve Ermenistan’da teslimiyetçi bir çözümün önünü açmak, yeralti ve yerüstü kaynaklarimizi yabancilara peskes çekmektir Ergenekon davasinda devletini ve milletini seven yillarca hizmet eden insanlar birbir içeri alinmaktadir. Ergenekon davasida önce adi suçlara bulasmis kisiler içeri alindi daha sonrada ne kadar AKP muhalifi varsa onlar alinmaya baslanildi. Bu davanin kapsamin Türk Silahli Kuvvelerini de içine genisletilecegi, Emperyalist güçlere karsi duran mücadele eden ne kadar kurum ve sahis varsa hepsini kapsayarak kendi istediklerini yapacak isbirlikçilerin yerlesmesini saglayana kadar devam edecektir. Bütün bunlar birlestirilince ergenekon davasinin küresel bir operasyon oldugu, bu operasyonun Türkiye ayaginda AKP iktidariyla güç kazanan gerici ve bölücülerle birlikte isbirlikçilerden olustugu, emperyalist güçlerin kendi hesaplari dogrultusunda Türkiyeyi de kullandigi, olanlar karsisinda halkin medya ve isbirlikçilerin yalanlariyla aldatildiklari, AKP nin karsisinda gerçekleri halka anlatacak alternatif parti olmamasi onlarin elini daha da güçlendiriyor. Önümüzdeki seçimlerde AKP nin tüm hilelerine karsi tüm sol ve bütün vatan severler gerekirse tek parti çatisi altinda birlesecek bir çalisma yapkalidir. Milletimiz Kurtulus savasinda ki gibi yeniden ayaklanacak ve bütün bunlarin hesabini sorumlularindan soracaktir.