Ergenekon terör örgütü ile ilgili ilk
bilgiler, Trabzon Il Jandarma Komutanligina
yapilan, “Ümraniye
Çakmak Mahalle Muhtarliginin karsisinda bulunan tek katli bir binanin
çatisinda, el bombasi ve C-4 tipi patlayici
madde bulundugu; bu maddeleri ise buraya Mehmet Demirtas isimli sahis tarafinda
konuldugu, Mehmet Demirtas´a ise bir astsubayin verdigi” ihbarinin
Istanbul Il Jandarma Komutanligina bildirilmesiyle baslar. Ihbari degerlendiren
yetkililer saskinlik içindedirler; çünkü bahse konu adreste adeta cephanelik
bulunmustur. Ele geçirilen mühimmat ile ilgili gecekondu sahibi Mehmet Demirtas
ile eski kiraci (ayni zamanda yegeni) Ali Yigit yakalanarak sorgulanir. Ali
Yigit´in anlattiklarindan, Ergenekon Terör örgütü ile ilgili uzun ve yorucu bir
süreç baslamis olup, Ergenekon´un gazeteciler, emekli askerler ve
siyasetçilerin de bulundugu bir örgüt olduguna deginilmistir. Ayrica,
Ali Yigit´in ifadelerinde,
malzemeleri Mehmet Demirtas´a Oktay
Yildirim isimli bir astsubay tarafindan getirildigini bunun yaninda Mehmet
Demirtas´a ait bir dükkanda Oktay Yildirim ile Mahmut Öztürk isimli sahsin
bazen bulustuklarini; Oktay
Yildirim´in Mahmut Öztürk´ü almaya
Muzaffer Tekin isimli sahis ile birlikte geldigini ve bu üç kisinin bazen
dükkanda toplanti yaptiklarini
belirtmistir. Bunun sonucunda tüm gözler
Mahmut Öztürk ve Muzaffer Tekin´i isaret etmektedir.
Muzaffer Tekin´in isyerinde yapilan
aramalarda “Devletin Yeniden Yapilandirilmasi-Master Plan” baslikli ve “Gizli”
ibareli doküman ele geçirilmistir. Bu belge ile
basit bir çete yada suç örgütüyle degil, devlet içinde devlet olma iddiasi
güden bir örgütlenme ile karsi karsiya kalindigi ortaya çikmistir.
Sorusturmanin en önemli isimlerinden Muzaffer Tekin, “Devletin Yeniden Yapilandirilmasi-Master Plan” baslikli belgenin
kendisine Kuddusi Okkir tarafindan verildigini iddia etmistir. Bunu üzerine
operasyon daha da genisleyerek Muzaffer
Tekin ve Kuddusi Okkir ile baglantisi tespit edilen sahislarda göz altina
alinir.
Ergenekon saniklarina yapilan
operasyonlarda ele geçirilen belge ve belgelerde örgütün internet teknolojisini
çok iyi kullandigini, TSK görevlileri, Içisleri bakanligina bagli müfettisler
ve komsu ülkelere ait istihbari bilgi ve belgeler ele geçirilmistir. Ayrica ele
geçirilen bilgi ve belgelerden örgütün gizli teskilatlanmaya gittigi, özellikle
dogu illerinden göç alan, provakasyona açik olan Mersin ili gibi illerin seçildigi ve bu illerde örgütlenmeye
gidildigi anlasilmistir.
Gazeteci kimligi ile taninan Ergün
Poyraz Isimli sahsin evinde ele geçirilen dökümanlar da örgütün hükümet karsiti
çalismalar yaptigi, çalismalarda 28 subatin örnek alindigi görülmüstür. Ayrica
üst düzey yöneticilere ait suikast ve
eylem planlari yapildigi anlasilmistir.
2001 yilinda göz altina alinan Tuncay
Güney´in ev ve isyerlerinde yapilan aramalarda ele geçirilen belgeler, Ümraniye
operasyonu kapsaminda ele geçirilen belgelerle karsilastirilinca benzerlikler
oldugu meydana çikar ve çalismalar daha da artirilir. Bu çalismalar kapsaminda
Tuncay Güney´in sorgusunda ismi geçen Veli Küçük ve irtibatlari Kemal
Perinçsiz, Sevgi Erenerol, M. Zekeriya Öztürk, Güler Kömürcü ve irtibatli
olduklari sahislarla ilgili çalismalar baslatilir.
Tuncay Güney´den elde edilen “Ergenekon” adli belge isiginda yapilan
çalismalarda, illegal bir örgütlenmenin oldugu ve Ergenekon adinda faaliyet
yürüttügü anlasilmistir. Ergenekon örgütünün anayasasi oldugu degerlendirilen “Ergenekon Analiz Yeni Yapilanma Yönetim ve
Gelistirme Projesi” adli dökümandaki bilgilerden örgütün istihbarat
faaliyetleri yapilmasi zorunlu oldugu, terör dünyasina yön vermek amaci ile
naylon terör gruplari olusturulmus ve tüm terör örgütlerine yön vermeyi,
örgütün kendi idealleri dogrultusundaki siyasilerin seçim kampanyalari
desteklenmeli, ideallerine uygun olmayan siyasilere suikast yaparak susturma
yollarini benimsedikleri anlasilmistir. Örgüt faaliyetlerini gerçeklestirecek
sahislarin kimsesiz, basi bos, issiz ve Ülkü Ocaklari´na bagli gençlik
egitilmelidir. Tüm bu hazirliklarin amaci illegaliteyi kontrol altina almak ve
kendi çikarlari yönünde kullanmaktir.
Yapilan operasyonlarda ele geçirilen
belgelerden Ergenekon Terör örgütünün sivil kanadina “Lobi” adi verildigi
ögrenilmisti. Lobi yapilanmasi, Türkiye Cumhuriyeti´nin yasal sivil toplum
örgütleri, dernekler, vakiflar, sirketler kurarak örgüt lehine propaganda
yapma, maddi kazanç elde etme, taraftar toplama, istihbarat faaliyetleri
yürütme, uluslar arasi baglantilar kurmak, mafya örgütlerini kontrol altinda
tutmak, ancak dogrudan dogruya hiçbir toplumsal eylemde yer almaksizin sivil
toplum kuruluslarini organize etmek ve örgütün sivil kanadi olusturmak.
Tuncay Güney ifadelerinde Emekli
General Veli Küçük´ün örgütün yöneticisi oldugunu iddia etmistir. Veli Küçük´e ait mekanlarda çikan “Ergenekon Analiz, Lobi, Reaksiyon, olusum,
Birlesik Komün” gibi belgelerin asil nüshalarin bunu dogrular nitelikte
olmustur. Çikan belgelere bakildiginda belgelerin belirli bir siraya ve tarihe
göre yazildigi, belgelerin yazi ve karakterlerinin ayni oldugu, bir üst makama
yazilir gibi yazildigi, tüm belgelerin ise Istanbul´da yazildigi
görülmektedir. Veli Küçük´ün telefon
dinleme kayitlarinda örgüte finansman saglamak için kara para aklama islerini
yönlendirdigi anlasilmaktadir.
Operasyonlarda çikan belgelerden
örgütün 28 subatta aktif rol oynadigi, 28 subat sonrasi üniversitelere asker
kökenli sahislarin yerlestirildigi, çikan olaylari örgütün yönlendirdigi ortaya
çikmistir. Ergenekon´un tutuklu saniklarindan Ümit Sayin´in arsivinde yer alan
belgelerden Genelkurmay Baskanligi, “Bati
Harekat Konsepti” basliklari ile
hazirlanan belgelerin; 28 subat döneminde aktif rol oynayan“Bati Çalisma Grubu” prensipleriyle benzer oldugu görülmektedir.
Bunun nedenle “Bati Harekat Konsepti” isimli
belge Ergenekon terör örgütünün yol haritasi olarak degerlendirilmektedir.
Yürütülen operasyonlardan elde edilen
bilgiler neticesinde; TIT(Türk Intikam
Tugayi) olarak bilinen örgütün Çanakkale´de
yapilandigi ve Vatan Bölükbasoglu isimli sahsin yönettigi, silah temin etmeye
çalistigi ve çok sayida patlayici madde girisi yaptigi ögrenilmistir. Ayni
zamanda bu sahsin çevresine Veli Küçük Pasa´nin emrinde çalistigini
söylemistir. Sahsin telefon görüsmelerinde, Emniyet Genel Müdürlügü Istihbarat Daire
Baskanina suikast yapacagiz, bazi bilgiler lazim, Veli Pasa içeri alindi. Artik
bu sart oldu dedigi, 2. Sirada da basbakanin oldugunu söylemistir.
Elde edilen bilgi ve belgelerden
örgütün hiyerarsik yapisini ortaya çikarmak için teknik-takip çalismalari
baslatilir. Bunun üzerine Habip Ümit Sayin, Emin Gürses, Vedat Yenerer gibi
isimler göz altina alinmistir. Örgütün teorisyeni olarak degerlendiren H. Ümit
Sayin teknik-takip çalismalarinda bir çok subayla irtibatli oldugu, askeri
makamlari yönlendirilmeye çalistigi ve darbe sartlarinin olustugu ortaya
çikmistir. H. Ümit Sayin askeri makamlara yazmis oldugu raporlarda,
Ergenekon´un sivil ve topluma yayilma ayagi olarak bilinen küçük
örgütlenmelerin ortak adi olan “Kuvayi
Milliye Hareketi” olarak bilinen hareketin tüm Türkiye´ye yayilmasi
gerektigi vurgulanmistir. Bunun yani sira H. Ümit Sayin´in askeri makamlarda
kendisine istihbarat elamani destegi, teknik istihbarat destegi verilmesini
istemistir.
Teorisyen olarak bilinen bir diger
sahis Emin Gürses´in dinlemeye takilan görüsmelerinde, Türk Ortodoks
Patrikhanesi´nde birçok toplantiya katildigini, hatta gizli yapilan
toplantilara bile katildigini söyler. Ayrica “Ergenekon” ismi ilk olarak Emin Gürses ve Erol Mütercimler´in telefon
görüsmelerinde telaffus edilmistir. Emin Gürses´in avukati Mehmet Tasdelen ile
yaptigi yapilan telefon görüsmelerinde Danistay saldirisi ile baglantili
olduklari ortaya çikmistir. Emin Gürses´in operasyonun gidisatini takip ettigi,
çevresindekileri uyardigi ve bazi odaklar tarafindan uyarildigi
gözlemlenmistir.
Ergenekon operasyonu kapsaminda
yapilan çalismalarda, elde edilen bilgi ve belgelerde örgütün “Karar Alicilar” diye adlandirilan
kanadina yönelik çalismalar baslatilir. Bu çalismalar neticesinde Isci Partisi
Genel Baskani Dogu Perinçek ve Cumhuriyet Gazetesi Basyazari ve Imtiyaz Sahibi
Ilhan Selçuk ile ilgili bilgi ve belgeler elde edilir. Bunun üzerine ilgili sahislar hakkinda
teknik-takip çalismalarina baslanir.
Yapilan teknik-takip çalismalarinda,
Dogu Perinçek, Kemal Alemdaroglu, Ferit Ilsever isimli sahislarin yurt disina
kaçmaya çalistiklari anlasilir ve es zamanli operasyon düzenlenerek Ilhan
Selçuk, Dogu Perinçek, Kemal Alemdaroglu ve Ferit Ilsever’in de bulundugu 12
kisi gözaltina alinir.
Yapilan operasyonlarda ele geçirilen
belgelerden saniklarin,Yargitay’a suikast hazirliginda olduklari süphesi
yaratan bir kroki çalismasi, Izmir Sirinyer’de
2007 yilinda düzenlenen bir bombalamaya yönelik dökümanlar ile bazi MIT
raporlari ele geçirilmistir.
Isçi Partisi binasinda ele geçirilen
CD’lerde yapilan incelemelerde, AKP’nin kapatilmasi için Anayasa Mahkemesine
verilen iddianamenin bazi bölümlerinin çikmasi saskinlik yaratmistir. Bunun
yani sira , Yargitay binasinin krokisinin bulundugu, Isçi Partisi ile Yargitay
Bassavcisi aralarinda yakin iliski oldugu tespit edilmistir.
Ergenekon’a yönelik yapilan
operasyonlarda ele geçirilen belgelerden, gazeteci, kamu görevlisi ve üst düzey
yöneticilerin aralarinda bulundugu sahislarin(Yekta Güngör Özden, Çevik Bir,
Ridvan Budak gibi) CIA ile iliskili olduklari hatta kod isimlerinin yazili
oldugu belgeler ele geçirilmistir.
Ergenekon operasyonu kapsaminda
gözaltina alinan Ilhan Selçuk’un ev ve
is yerinde yapilan aramalarda ele geçirilen belgelerden, Ilhan Selçuk’un bazi
toplantilara katildigi bunu kendisinin de kabul ettigi ancak toplantinin
içerigini hatirlamadigini beyan etmistir. Ayrica belgelerden örgüt içerisindeki
konumlarin ortaya çiktigi görülmektedir.
Isçi Partisi Genel Merkezinde ele
geçirilen belgelerden, CD’ler içerisinde
Yargitay binasinin krokilerinin çizildigi, fotograflarin çekildigi,
gizli askeri bilgilerin bulundugu ortaya çikmistir.
Ergenekon’a yönelik yapilan
operasyonlarda ele geçirilen bilgi ve belgelerden, birbirleriyle hiç iliskisi
olmayan sahislari bile birlestiren ortak degerlerin oldugu, düsünce olarak birbirine zit sahislarin ortak çikarlar çevresinde
birlestiklerini gözler önüne serilmistir. Ayrica ele geçirilen bombalardan faali meçhul
cinayetlerin birbiriyle iliskili olduklari ortaya çikmis, geçmiste yapilan
eylemlerin ortak bir elden çiktigi anlasilmaktadir. Çesitli illerde ele geçirilen el bombalarinin
birbiriyle benzerlik gösterdigi anlasilir.
Ergenekon örgütünün, kendi deyimleri
ile polis ve adli makamlarca kayit altina alinan amaçlarina göre; Yazili,
gerçeklestirilebilir, belirli bir amaca giden kurallar çerçevesinde, TSK ve
sivil sahislari kullanarak Atatürk Ilke ve Inkilaplarini kullanarak, illegal
kazanç, gizli istihbarat, legal ve Illegal faaliyetler, terör örgütlerine yön
vermek, mafyayi kullanarak naylon sirketler kurmak, suikast ve propaganda
yaparak örgütler olusturmak, gizlilik prensipleri altinda, tüm devlet kademelerini
ele geçirerek, örgütün amaçlari dogrultusunda bir gizli devlet yapisi kurmak
istedikleri anlasilmaktadir.
Ergenekon terör örgütü ile ilgili her
hangi bir tehdit olustugunda, örgüt provakatif eylemlerle ülkeyi kargasa ve
kaos ortamina sürükleyerek, ülkede askeri bir müdahaleye zemin olusturmak oldugu anlasilmistir. Bunun yaninda basinda
da Ergenekon örgütüne yönelik dezenfermasyon amaçli yayinlar yapildigi
görülmüstür.
Devletin Istihbarat örgütlerinin son
dönemde teknolojik olarak gelismesine
ragmen Ergenekon operasyonunun sifrelerini çözmekte acze düstügü görülmüstür.
Bunlarin çesitli nedenleri vardir.
Askerlik subelerindeki degisim,
Askerlik subelerinde yedek subaylarin sube baskani pozisyonunda görev yapmasi
uygulamasina son verilmesi ile birlikte, bu kurumun bilgi agi, bölgelerin
sosyolojik ikliminin çetelesini tutacak hale de gelir. Ayni zamanda askerlik
subeleri nüfus hareketinin nüfus müdürlükleri ile ayni zamanli yürüdügü
birimlerdir. Bu nüfus hareketliligi art niyetli sahislarin kontrollerine
geçmistir. Örgütün gizlilik prensibi içerisinde faaliyet yürüttügü, örgütün
teorisyenleri tarafinda, örgütün çözülmesinin zor olmasi için, örgütü hücreler
seklinde yapilandirmistir.
1999’da hazirlanan örgütün manifestosu
olarak adlandirilan “Ergenekon Analiz-Yeniden
Yapilanma” adli doktrin çerçevesinde, örgütün faaliyetleri birbirinde
bagimsizlastirilmis hücreler araciligiyla faaliyetlerini yürütmüs olmasinin bir
nedeni de örgütün çözülmesinin imkânsizlastirilmasi anlayisi yatmaktadir.
Ana muhalefet partisi CHP’nin
operasyon dönemindeki tutumu örgütün lehine oldugu anlasilmaktadir. Ancak örgüt
yeniden yapilanma döneminde CHP’nin faaliyetlerini istihbarat çalismasi yaparak
bölücü faaliyetlere destek veriyor diyerek CHP aleyhine raporlar hazirladigi
anlasilmistir.
Ergenekon terör örgütünün belli
dönemlerde kargasa ve kaos ortami yaratmak için belli odaklari harekete
geçirdigi dikkat çekmektedir. 21 Ekim 2007 tarihinde yasanan Daglica baskinina
dikkat çekecek olursak; bu dönemde Sinir Ötesi Operasyonu’nun Meclis’te
geçmesi, Cumhurbaskani’ni halkin seçmesi tartismalarinin ayyuka çiktigi bir
döneme denk gelmesi söylediklerimizin adeta teminati gibidir.
2001 yilinda Istanbul Cumhuriyet Bassavcisi Aykut Cengiz
Engin tarafinda Organize Suçlarla Mücadele Sube Müdürlügü’ne yazilmis olan 2
sayfa Çok Gizli ibareli talimat yazisi, ayrica Adil Serdar Saçan tarafindan DGM
Cumhuriyet Bassavciligi’na yazilmis Çok
Gizli ibareli 3 sayfadan olusan üst yazilarinin Tuncay Güney’le ilgili
olduklari, üstelik bu belgelerin asil nüshalarinin Veli Küçük’te bulunmasi,
2001 yilinda yapilacak operasyonun engellenmesinde bu belgelerin ele geçirmesi
açiklar gibidir.
Ergenekon’a yönelik yapilan
operasyonlarda ele geçirilen belgelerden, Veli Küçük ve Mehmet Gülkanat isimli
sahisla yaptigi telefon görüsmelerinde; 10 milyon dolar, 250 milyon dolar gibi
uçuk rakamlarin konusuldugu, Veli Küçük’ün karapara trafigiyle olan
baglantilarini açiklar gibidir.
Veli Küçük’ün mutemedi diye bilinen
Tuncay Güney’in ifadelerinde, Kerküklü Hüsamettin Türkmen isimli sahsin Irak’ta
topladigi uyusturucuyu Iskenderun’da Türkiye’ye soktugu, yolda polisin
durdurdugunu Hüseyin’in Türkmen’in Veli Küçük’ü aradigini, Veli Küçük’ün
Diyarbakir’dan bir takim subaylar göndererek uyusturucuyu Iskenderun’a
soktugunu, Ayrica Tuncay Güney silah yüklü araçlarla Kuzey Irak’a geldiklerini
ve silahlari 12000 adet Talabani, 12000 adet Barzani’ye ve 6000 adet silahi da
PKK’li Cemil Biyik’a teslim ettiklerini söylemistir.
Ergenekon ve Lobi adli belgelerden
Ergenekon’un medya kuruluslarini kontrol altina almasi ve kendi medya
kuruluslarini olusturmak istedigi anlasilmistir.
Ergenekon örgütünün yöneticisi olarak
gözaltina alinan Dogu Perincek’in Ergenekon ve Lobi adli belgelerin Veli
Küçük’ün emri ile Dogu Perincek’in de içinde bulundugu bir grup sahislar
tarafindan hazirlandigini, Dogu Perincek’in bu belgeleri hazirlamasinin örgüt
içerisindeki konumunun örgüt yöneticisi oldugu tahminlerini güçlendirmistir.
Isçi Partisi binasinda yapilan
aramalarda dönemin Kara Kuvvetleri Komutani Yasar Büyükanit’in Izmir ve
Balikkesir’e yapacagi ziyaretlerle ilgili koruma planini gösterir 9 sayfalik
belge bulunur. Bu belgelerin bulunmasi akillara suikast süphelerini insanin
aklina getiriyor.
Bunun yani sira gözaltina alinan
sahislardan Coskun Çalik’in ifadelerinde, Muhammet Yüce’nin kendisine Orhan
Pamuk’un kurban bayraminda Türkiye’ye gelecegini, Orhan Pamuk’u o zaman
öldüreceklerinden, emri ise Fikri Karadag’in verdigini ve olaydan hemen sonra
herkese 2 trilyon dagitilacagini söylemistir.
Ergenekon terör örgütü saniklarindan
Ümit Oguz’dan elde edilen belgelerde “NBC
Silahlari Üretim Analiz” baslikli yazida kimyasal silah üretiminin
kaçinilmaz oldugunu açiklar nitelikte belgeler elde edilmistir.
Bazi basinda çikan haberlerin ve
gazetecilerin aksine Ergenekon adli terör örgütünün ciddi anlamda devlet içinde
devlet oldugu, devlet kademelerine sizarak örgütün çikarlari dogrultusunda
hareket etmek amacini tasidigi, bu anlamda önüne çikacak tüm engelleri
kaldiracagi anlasilmaktadir.
10 yil evvel anlasilmis 2 yil süren
sorusturma eksik birakilip, hiçbir Istihbarat örgütü tarafindan arastirilmamis
olan Ergenekon yapilanmasinin bugüne kadar gelmesi de insani hayretler
içerisinde birakmistir.