KARANLIK ODA

KARANLIK ODA

Fevzi BOZKURT
Felsefe


Kitap; Ergenekon terör örgütünün yapisi, isleyisi ve baglantilari hakkinda bazi bilgiler, mahkeme tutanaklarindan alinan kesitler ile anlatilmaya çalisiliyor.
Ergenekon'un temel amacinin sürekli iç çatisma-kaos yasayan, komsu ülkeleri ile düs­man ve dünyaya kapali, Avrupa Birligi ve insan haklarina karsi, çagimizin tüm uluslararasi degerlerini dislayan, ekonomik kriz, iç etnik çatismalar ve terör ile ugrasan, ekonomik yönden zayif bir devlet imaji olusturulmaya çalisilarak, devlet otoritesini içte ve dista zafiyete ugratmak, ülkeyi yönetilemez hale getirmek, böylece Örgütün daha rahat etki edip yönlendirebilecegi siyasal iktidarlar olusturmak, örgütün belirledigi gizli amaç ve prensiplerin disina çikan tüm siyasal iktidarlari degisik yöntemlerle kontrol altina almak, bu basarilamadigi taktirde yasama ve yürütme organlarini devirip kendi ideolojik amaçlari dogrultusunda devlet yönetimini ele geçirmek oldugu anlasilmaktadir. Amaçlara uygun olarak medya kuruluslarini bilgilendirmek, yönlendirmek ve bu yolla kontrol altinda tutmaktir.
Kitapta Tuncay GÜNEY hakkinda :Tuncay GÜNEY'i,  JÎTEM'in kuryesi ve muhbiri olarak çalistigini, pek çok kez Kuzey Irak'ta BarzanI veTalabani ile görüstügünü, kurye olarak bu kisilere teklifler götürdügü seklindeki ifadelerle anlatiyor.
Selçuk, "Türkiye gibi ülkelerde çok partili sistem, gericiligi getirir."  inancindaydi.
Soner Yalçin; 20'ye yakin isim hakkinda özel bilgi notlari tutuyordu ve Ergenekon sorusturmasinda, bu bilgi notlarinin santaj amaçli oldugu ileri sürüldü. Arsiv yapma eylemi, Aydinlik grubu için ayri bir öneme sahipti.
Perinçek'In yakin arkadasi olan ve 2002 yilinda hayatini kay­beden Yalçin, Aydinlik grubu içinde psikolojik harekât uzmani olarak tanindigini, Hasan Yalçin, Öcalan'in ve Yalçin Küçük'ün yakin dostu oldugunu.
Yalçin Küçük’ün, OCALAN’i silahli eyleme yönlendirdigi,
Yalçin Küçük'ün kimligi önemliydi. Bölücü terör örgütü PKK'nin elebasisi Abdullah Öcalan ile 1990'li yillarda örgüt kamplarinda çekilmis olan samimi fotograflari Küçük'ün pesini birakmadi.
"PKK'yi zayif göste­ren yayinlardan kaçinin" diyen Yalçin Küçük, Oda TV'cilerden PKK'nin Kürtlerin tek temsilcisi olarak gösterilmesini Istiyordu. Örgüt kürt hareketinin tek temsilcisi.
Abdullah Öcalan'i yönlendirerek, PKK örgütünü silahli eyleme tesvik ettigini,
Yalçin Küçük'ün bu talimatlarinin aynen yerine getirildigi, PKK Terör Örgütü elebasisinin yaptigi he­men hemen her açiklamasina haber degeri atfedilerek yer verildigi, bu haberlerin verilis sekline bakildiginda, terör örgütü elebasisini eli kanli bir katil degil de, sanki bir sivil toplum Örgütü lideri imis gibi masumane bir görüntü ile lanse edilmeye çalisildigi, böylelikle ' terör örgütü elebasisinin açiklamalari ve söylemlerinin kamuoyunda kabul ettirilmeye ve normallestIrIlmeye çalisildigi anlasilmistir."
"Perinçek PKK'nin Türkiye'de taban bulmasini sagladi"
Savci Cihan Kansiz, derginin o yillardaki sayilarinda bugün Oda TV isimli Internet sitesinde yapildigi gibi PKK Terör Örgütü ve elebasisinin yogun bir sekilde propagandasinin yapildigi yönünde beyanat verdi:
"...böylelikle terör örgütüne dogrudan destek verdigi, diger taraftan da Türk Silahli Kuvvetlerini tahkir ve tezyif eden yayin politikasi izledigi anlasilmistir."
1988-1989 döneminde Kürt kökenli vatandaslarimizin Türk Silahli Kuvvetleri'ne ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karsi nefret hissi uyandi­racak, PKK'ya toplumsal destek saglayacak ve PKK'nin çok güçlü oldugu izlenimi uyandiracak nitelikte yayinlar yapti:
Ergenekon aleyhinde haber yapan gezetecilere dava açan savcinin kardesi de Oda TV'de çalisiyordu
Savci Ali Çakir'in kardesi idi. Sait Çakir da 3 Mart 2011 tarihinde gözaltina alinan isimler arasindaydi.
Ergenekon'un medya içinde de isbirlikçileri var
Emekli Cumhuriyet Bassavcisi Resat Petek de konunun basin özgürlügü ile ilintilendîrilmesinin yanlis oldugunu kaydederek, "Elde suçlamalar ve yeterli deliller olmasa bu operasyonu savcilar baslatmazdi. Sonuçlar ortaya çikmadan 'suçsuzluklarini ilan etmek' kabul edilemez bir durumdur. Bunun adi sulandirma hareketi­dir. Savcilar hukuki görevlerini yerine getirmektedir. Onlari baski altina almaya çalismak kabul edilemez. Yargi süreci tamamlan­madan konusmak toplum mühendisligi anlamina gelmektedir. Ergenekon'un nasil siyaset, sivil toplum ve sermaye dünyasindan isbirlikçileri varsa medya Içinde de olmasi muhtemeldir, hatta ol­mamasi düsünülemez. Italya'daki desifre olan Gladio buna en iyi örnektir. Kimse Ileride utanmalarina neden olacak bir tavir içene girmemeli" [1] seklinde konustu.
Adalet-Der Genel Baskani Avukat Emre Yurtalan ise Ergenekon ile mücadelenin zannedilenden çok daha zor oldugunu kaydederek su bilgileri verdi:
"Italya'nin dört büyük sehrinde Gladio operasyonu kapsaminda girilmeyen yer kalmamisti. Yüzlerce üst düzey bürokrat ve diplomat, siyasetçi ve gazeteci sorguya alinmisti. Çok derin baglantilar ortaya çikarilmisti. Ama bizim ülkemizde oldugu kadar ses çikmamisti. Kimse dokunulmaz degildir. Elbette basin özgürlügü yipratilma­mak ve korunmalidir. Ancak ortada iddialar ya da deliller varsa da arastirilmalidir. Yarginin isine karismayalim."
Ergenekon terör Örgütünün stratejisi:
Emperyalist güçlerin ve isbirlikçilerinin Kemalist ide­olojiye karsi yürüttügü planli ve sistematik savasin, ka­muoyuna tüm gerçekligiyle anlatilmasi en önemli ödevdir.
Bunun için, yürütülmekte olan operasyonlarin siyasal oldugu, Akp ve Cemaatin, Cumhuriyet Ilke ve Devrimlerine karsi rövansist düsüncelerle giristigi sivil&fasist bir hareket ve diktatörlüge uzanan yesil bir devrim oldugu anlatilmalidir.
Diktasini kurmak isteyen gerici güçlerin, halkin yasam tarzlarina müdahale etmeye basladigi, Ergenekon ve benzeri davalarin kaybedilmesi halinde baskinin artarak devam edecegi vurgulanmalidir.
Saldirilarin bilinçli olarak TSK ve Yüksek Yargi basta olmak üzere Anayasal Kurumlara karsi yürütüldügü islen-melidir.
Medya gücünü etkin bir sekilde kullanan Akp ve cema­ate karsi ulusal medya topyekun harekete geçirilmeli ve komplolari bosa çikaracak propaganda ve kara propaganda unsurlari etkili bir sekilde kullanilmalidir.
Kemalist ideolojiye karsi yürütülen savasa destek ve­ren medya organlarina yandas medya damgasi vurulmalidir.
Sosyal etki alanimizin toplumsallik düzeyi artirilma­lidir. Üniversitelerden, yargi ve güvenlik camiasindan, is ve sanat dünyasindan, bürokrasi ve siyasetten hatta iktidar mensuplari arasindan gelecek her türlü destek beyani, mensubu olduklari sosyal çevrelerle genellenerek toplumsalligi artiracak sekilde kullanilmalidir.
Operasyon sürecini yürüten kurumlara mensup olup tezle­rimize ve faaliyetlerimize destek veren, kamuoyunun yakin­dan tanidigi ve güvendigi kisilere, Ergenekon ve benzeri davalarin tertip oldugu yönünde açiklama ve yayin yapti­rilmasi için bilgi, belge ve teknik destek saglanmalidir.
Yürütülen davalarin insan haklarini ihlal temelinde, telafisi mümkün olmayan hukuki ve siyasi sonuçlar dogu­racagi islenmelidir. Bu yönde yerli ve yabanci hukuk ve siyaset adamlarinin açiklamalari kullanilarak, hükümetin iktidardan ayrildiktan sonra bunun bedelini çok agir öde­yecegi mesaji verilmelidir.
Sonuç:
Emperyalist güçlerin ve is birlikçilerinin haricindeki tüm Türk sanatçi, aydin ve gazetecilerin Kemalist ideoloji çatisi altinda birlesmeleri saglanmalidir. Ulusal Medya olusumuna katkida bulunma her Türk aydininin üstüne düsen bir sorumluluktur.
Tüm aramalarda yardimci olunuyormus gibi tavir ta­kinilmasin problem teskil edebilecek yerlerde malzemeleri ilk defa görüyormus gibi temiz olunan yerlerde ise tüm detaylara hakim olundugu imaji verilmesi faydali olabilir.
 
Hanefi' nin kitabi ne durumda, referandum öncesi yetis­tirilmeli. Nedimi  sikistirin hizlandirsin Referandum sürecinde Cemaati yipratilmali ve kamuoyu üzerinde güvenilirliligini azaltmali; Hanefi kullanilmali. Böyle bir seyi kendini ortaya koyarak teklif etmesi Önemli.
 
Oda TV de ele geçirilen hard disk içerisinde "teRTEmiz" isimli bir belge bulundu. Belgenin yapilan incelemesinde, AKP aleyhinde Oda TV de yayinlanan haberlerin içeriginin ne sekilde olmasi gerektigine dair planlar içerdigi anlasildi:
.....................

Benzer Kitaplar