Eserin baskahramanlarindan
Eleni Eftimyadisdi Yunan Gizli Servisinde çalisan bir ajandir. Fakat meslegini
yaparken takma isim kullanir. Basladigi her isi basariyla tamamlayan Eleni gözü
kara ve özgüveni olan biridir. Görünüs itibariyle de son derece güzel ve
alimlidir.
Bu
seferki görevi Binbasi Cemal Alova’yi öldürmek olan Eleni Binbasiyi çoktan
tuzagina düsürmüs ve onunla sohbete baslamistir. Genelkurmay Baskanligi
Istihbaratinda görevli ve ayni zamanda Izmir’deki Nato’da bu görevini gizleyen
bir iste çalisan Binbasi Cemal, Eleni’yi Maria olarak tanimistir. Kafede
karsilikli oturup çay içmektedirler. Eleni’yi üçüncü kez gören Cemal ondan çok
hoslanmis ve bu kez onunla birlikte olmayi kafasina koymustur. Zaten Eleni de
isteklidir. Kafeden çikip Binbasinin evine giderler. Birlikte olmayi kabul eden
Eleni fantezi amaçli bir planinin oldugunu söyleyip Binbasinin yanindan
ayrilir. Binbasi ise fantezinin ne oldugunu merak etmektedir. Fakat Eleni ucuna
bir susturucu takilmis tabancayla geri dönünce meraki korkuya dönüsür. Olayi
anlamaya çalisan Binbasi: “Ne istiyorsun benden?” diye sorar. “Canini” der
Eleni ve tetige basar. Öldügüne emin olduktan sonra da dolabini açarak aradigi
seyi kolayca bulur. Bu sadece küçük bir flash disktir. Görevini yerine
getirmenin verdigi mutlulukla gülümseyerek Binbasi’nin dairesini terk eder.
Olayin ortaya çikmasiyla harekete geçen Izmir
Asayis Sube Müdürlügü ekipleri olay yerine gelerek incelemelerde bulunur. Baskomiser
Melih Kipçak olay ile birebir ilgilenmektedir; fakat ellerinde dise dokunur bir
sonuç bulunmamaktadir. Ayrica ölen kisinin Binbasi olmasi Baskomiser ile
Binbasinin komutani olan Albay’i karsi karsiya getirir. Olayin biran önce
aydinliga kavusmasini isteyen Albay, Baskomiser Melih’i soru yagmuruna tutar.
Duruma sinirlenen Melih arama yetkisinin kendinde oldugunu; bir sonuca ulasinca
haber vereceklerini söyler. Albay ise uluslararasi bir cinayet olabileceginden
endise etmektedir.
Izmir’de Baskomiser Melih cinayeti
arastiradursun, Eleni “rehberden” ikinci isi için gerekli bilgileri çoktan
almistir. Bu
seferki isi bir cinayet degil hirsizliktir...
Evet
Eleni aslinda Yunan Gizli Servisinde ajandir. Fakat ayni yerde yasayan biriyle
yasadigi yasak ask yüzünden isinden çikarilir. Bu yüzden de Hristo (rehber)
adli kisi ile çalismaktadir. Hristo Eleni’yi kiralik katil olarak tutmustur ve
tehlikeli islerinde kullanir.
Bu
kez Eleni’den Napoli’ye gidip Salvatore Pietro adli Italyan askerinden evrak
çalmasini ister. Salvatore hakkindaki tüm bilgiler ve Salvatore’nin resmi
Eleni’ye verilmistir. Eleni planini yapip Napoli’ye gider. Salvatore’nin
sürekli gittigi bardan içeri girer ve bir tabureye oturur. Gözleri resimde
gördügü Salvatore’yi arar. Kisa süre sonra göz göze gelirler ve Eleni her
zamanki gibi çekiciligini kullanip Salvatore’yi de etkilemeyi basarir. Kendisine
bakip gülümsedigini gören Salvatore Eleni’nin yanina gelir, muhabbet baslar ve
tabi ki Salvatore’nin kasabadaki evinde devam eder. Bu kez isi eskisi kadar
kolay olmaz Eleni’nin; çünkü gittigi koca evde istedigi belgeyi bulmak pek de
kolay degildir. Bu yüzden Salvatore’yi birkaç gün oyalamaya karar verir. Bu
arada Salvatore bir telefon alir ve Eleni’ye Izmir’de bir arkadasinin öldügünü,
cenazesine gitmesi gerektigini söyler. “Sen burada kal; ben birkaç güne dönerim,” der
Eleni’ye.Eleni de bu teklifi kabul eder; çünkü belgeyi
daha bulamamistir. Salvatore’nin evden gitmesi onun için bulunmaz bir
firsattir. Böylece aradigi belgeyi bulmak için önünde en az iki üç günü vardir. Izmir’e gelen Salvatore dogruca Binbasi
Cemal’in evine gider. Evet ölen kisi onun Nato’da görevli iken tanidigi Türk
subayi Cemal’den baskasi degildir.
Olay yeri inceleme polislerinin kapiya vurdugu
mührü açip dogruca banyodaki termosifonun içine bakar. Tam da düsündügü gibi
aradigi sey orda içinde durmaktadir. Içinde resim ve bir de haritanin oldugu
kutuyu alir. Tam da çikacagi sirada isler degisir. O esnada da tesadüfen
Baskomiser Melih de o eve gelir. Mührün açildigini görünce ters giden bir
seylerin oldugunu düsünür. Temkinli bir sekilde ve sessizce içeriye girer.
Birinin içeriye girdigini fark eden Salvatore banyoda sessizce olacaklari
bekler. Çok geçmeden Melih ile Salvatore karsilasirlar. Silahini Salvatore’ye
dayayan Melih Salvatore’yi konusturur ve elindeki resim ve harita hakkinda
bilgi almaya çalisir. Tam bu sirada Salvatore de Melih’i oyalayarak kaçmayi
basarir. Duruma sinirlenen Melih olayin pesini birakmamaya karar verir.
Türkiye’den
kaçmayi basarip Napoli’ye geri döner ve onu orada bir sürpriz beklemektedir.
Planini degistiren rehber Salvatore’nin öldürülmesine karar verir. Eleni ise
rehbere isi kabul ettigini söylemesine ragmen olaydan süphelenmeye baslar.
Olayi aydinlatmak için Salvatore’yi konusturmayi aklina koyar. Rehber ise bu
düsüncelerden habersizdir.
Eve dönen Salvatore Maria olarak tanidigi
Eleni’ye özlemle sarilir. Her zamanki cazibesiyle Salvatore’yi yataga çekmeyi
basaran Eleni fantezi amaçli oldugunu söyleyip onu yataga baglar. Tam odadan
çikinca daha önce evde hiç görmedigi bir el çantasi görür ve anlar ki Salvatore
bu çantayi yaninda götürmüstür. Çantayi açinca fotograf ve haritayi görür;
bunlar aradigi belgelerdir. Belgeleri Salvatore ‘ye götürüp silahla onu
konusturur. Olayin sokunu yasayan Salvatore her seyi anlatmak zorunda kalir.
Resimdeki bes kisinin: Alman Yüzbasi Hans Hilderman, Amerikali Ryan
Scott, Eleni’nin öldürdügü binbasi Cemal, Yunan asilli Yorgopulos ve kendisi
oldugunu söyler Salvatore ve devam eder.
Mostor yakinlarindaki bir
köydeyken Sirplar tarafindan atese tutulduklarini; bu bes görevlinin
birliklerinin ayrilarak kaçmaya çalistiklarini; kendisinin o anda bir köy evine
sigindigini ve diger dört kisinin de oraya siginmis olduklarini anlatir.
Ardindan da evine saklandiklari adamin Saraybosna’da asiri zengin olmakla
ünlenmis mücevherci oldugunu fark ettiklerini ve adama evini terk etmesini
söyledikleri halde adamin onlari dinlemeyip kisa süre sonra evin bir kisminin
çökmesi sonucunda olusan enkazin altinda kalarak öldügünü söyler.
Asil
hikâye tüm bu olanlardan sonra baslar.
Adam
öldükten sonra evinde külçe külçe altin, mücevher, bilezik bulan Salvatore ve
arkadaslari önce ne yapacaklarini bilemezler. Altinlari birakirlarsa Sirp
askerleri talan edecektir; götürürlerse de askeri mahkemede yargilanacaklardir.
Birakmayi düsünürler, fakat Hans
Hilderman buna karsi çikar ve bu firsati kaçirmamalari gerektigini söyler. Sonunda
altinlari simdilik köyden uzakta ücra bir yere gömüp; ayrintili olarak ne
yapacaklarina dair plani ise ileride yapmaya karar verirler. Böylece simdilik
olayin üzeri örtülmüstür. Ya da öyle sanilmaktadir.
Hepsinin
içinde en açgözlü olan Hans Hilderman altinlari tek basina elde etmenin
planlarini yapmaya baslar. Sonunda eger diger dört kisiyi öldürtürse olayin
kisaca çözülecegine karar ve bir rehber tutarak (Hristo) olayi arka plandan
halletmeye çalisir. Fakat olayin arkasinda Hans’in oldugunu Eleni dâhil
rehberden baska kimse bilmemektedir. Az da olsa kafasinda bir seyler canlanan
Eleni rehber dâhil herkesi öldürüp tüm altinlara tek basina sahip olmayi
kafasina koyar. Fakat Salvatore’ye bu fikrinden bahsetmeyip altinlari ele
geçirirlerse birlikte paylasabileceklerini söyler. Ama Salvatore ise gözünü
kirpmadan herkesi öldürebilen bu sira disi kadina artik hiç güvenmemekte ve bir
gün kendisini de öldürecegini düsünmektedir.
Tüm
bu olanlarin yaninda Baskomiser Melih de hala arastirmalarina devam etmektedir.
Fakat Eleni’nin isini çok temiz yapmis olmasi onlarin bir netice elde
edememelerine sebep olur. Her seye ragmen her yolu denemek isteyen Melih Saraybosna’ya
gidip Sirplarin yagmaladiklari tüm köyleri dolasip bilgi almaya karar verir.
Melih, Cemal’in böyle bir saldiriya maruz kaldigi bilgisini Albaydan; bir gömü
pesinde olduklari bilgisini de elinden kaçirdigi Salvatore’den ögrenmistir. Tüm
bu düsüncelerini müdürüne açar ve kendisi için uluslararasi kurumlardan izin
alinmasini ister. Istedigi izin kisa sürede çikan Melih yardimcisi Erol’u da
alarak yola çikar. Gittigi yerde kendisini karsilayan müfettisin de yardimiyla
arastirmaya baslayan Melih dolastiklari köylerden pek bir sonuç elde edemez.
Fakat olay çözülene kadar köyde kalmaya karar verir.
Bu
arada da Salvatore’nin elinde gördügü haritayi hatirlamaya çalisir Melih, fakat
haritada yazili olan yer isimleri Türkçe olmadigi için kafasinda pek bir sey
sekillenmez. Sadece gömünün oldugu yerde birbirine paralel iki yol oldugunu ve
bir de haç isareti bulundugunu animsar. Tüm izlerin isiginda yardimcisi Erol
ile birlikte gömüyü aramaya baslarlar. Melih’in düsüncesi gömüden ziyade bu
isin pesinde olan kisilerin elbet bir gün oraya gelecegidir. Erol ise bu isten
pek ümitli degildir; lakin Baskomiserine itaat etmek zorunda oldugu için pek
sesini çikaramaz.
Diger yandan rehber, her seyden habersiz,
Eleni ile bulusur. Eleni de ona Salvatore’yi öldürdügünü söyler ve rehber bu
kez de üçüncü kisi olan Ryan Scott’un cesedini ister Eleni’den. Bu Eleni’nin de
isine gelir. Zaten onun planinda da altinlari bilen herkesi öldürmek vardir.
Ordudan
ayrilip gazetecilik ile mesgul olan Ryan Scott kendi halinde iyi bir insandir.
Mücevherleri alip bir yere gömme olayini bir insanlik ayibi olarak degerlendiren
Scott olayi çoktan unutmus; pesine de bir daha hiç düsmemistir.
Kisa
bir takipten sonra Ryan Scott’a da ulasan Eleni bu kez cazibesinin faydasini
göremez. Karsisina çikip onu etkilemeye çalissa da evli ve dürüst biri olan
Ryan Eleni’ye dönüp bakmaz. Tabi Eleni de çareler tükenmez. Ryan’in evini ve
sabah evden çikis saatini ögrenen Eleni Ryan’i asansörde öldürmeye karar verir.
Tüm hazirligini yapan Eleni asansöre binince Ryan’in yaninda esinin de oldugunu
görür;fakat daha fazla zamani yoktur artik ve silahini çekerek Ryan’i öldürür
ve arkada görgü tanigi birakmamak için karisini da öldürerek orayi terk eder.
Olayi
rehbere haber verir ve rehber son olarak da Albay Yurgopulos’u öldürmesini
söyler. Bu olay için de rehberden istedigi parayi alan Eleni yasli Albayi da
evinde biçaklayarak öldürür. Artik siradaki kisi rehber diye düsünür Eleni;
çünkü Hans Hilderman’in yasadigindan habersizdir. Salvatore kendisine Hans’in
bir trafik kazasinda öldügünü söylemistir.
Rehber
ile son kez bulusan Eleni yaninda tasidigi silahiyla onu öldürmeye karar verir.
Fakat Eleni’nin oynadigi oyunu fark eden rehber Hristo da temkinli gelmistir ve
kisa bir konusmadan sonra o da silahini çikarip Eleni’ye dayar. Ama rehberden
daha atik davranan Eleni tabancasini cebinden çikarmadan namlusunu rehbere
dogrultup ates eder ve rehberi de öldürür.
Ardindan
Salvatore’nin evine gider ve hiçbir engel kalmadi diye düsünüp gömünün oldugu
yere dogru yola çikarlar. Uzun bir yolculuktan sonra altinlarin yanina varip topragi
kazmaya baslarlar.
Bu
sirada Melih ve Erol da oradadir. Gördüklerine inanamayan Melih ve yardimcisi
bir kenara saklanip bir süre izlerler. Ardindan ortaya çikip ikisini de
tutuklamaya çalisirlar. Fakat Eleni’nin yaninda silah vardir. Cebinde silahin
dogruldugunu gören Erol hemen olaya müdahale eder fakat Eleni ates eder ve
Melih yaralanir. Ardindan Erol silahi almayi basarir.
Tam
bu esnada sira disi bir sey olur ve Hans Hilderman da altinlar için oraya
gelir. Tüfek ile herkesi susturan Hans Melih ve Erol’dan silahlarini alir;
fakat Erol’da ikinci bir silahin oldugundan habersizdir ve Salvatore’yi
ganimeti paylasmamak için; Eleni’yi de parasini aldigi halde kendisine ihanet
ettigi için oracikta öldürür. Melih de zaten Eleni’nin etmis oldugu ates
sonucunda yaralidir ve yürüyecek hali yoktur. Bu yüzden de öldürme geregi
duymaz. Erol’u altin tasima isinde kullanir. Altinlari arabaya götürüp
döndükten sonra Melih’in ortadan kayboldugunu görürler. Melih yerdeki silahi
alip sürünerek gidip bir agacin arkasina saklanir ve gelince Hans’a ates eder.
Firsati bulan Erol da bir taraftan Hans’i sikistirir ve isi bitirirler. Böylece
olay sonuçlanir. Altinlar da devlete teslim edilir. Melih ve Erol görevini basariyla yerine getirmenin verdigi huzur içinde
Izmir’e geri dönerler.
KARADUL
OSMAN AYSU
ALFA
SUBAT 2013