![KAN TADI - BELGELERLE ABD'NIN KARA TARIHI](/dist/img/no-photo.png)
15. yüzyildaki cografi kesiflerle birlikte feodalite rejimi çökerek yerini kapitalizme birakmistir.
Avrupa ülkeleri, Afrika ve Amerika
kitalarinda sömürgecilik, köle ticareti ve soykirim yapmis; bölgenin yer alti kaynaklari ve madenlerini yagmalamislardir. Avrupa’dan gelen bu vahsi insanlar köle adini verdikleri birçok insanin katliaminda ve nüfusun kaybolmasinda basrol oynadilar. Kuzey Amerika’da da benzer seyler yasandi, Kizilderili insanlar öldürülüp yakilarak kendi kolonilerini kurdular.
ABD’nin
Kurulusu
17. yüzyilin ortalarinda Ingiltere sömürgecilikte hakim güç olmustur. Köle ticareti ise en önemli zenginlik kaynagidir. Sanayi devrimiyle birlikte hammadde ve pazar arayisi basladi ancak Ingiltere’nin kolonilerini sömürü araci olarak görmesi, birçok baskici politikalar ve damga vergisi kolonilerin özgürlük savasina neden oldu.
Amerikan bagimsizlik savasi 1776’da bagimsizlik bildirgesi ve 1783’te Paris Anlasmasiyla devam eden dönem Ingiltere Amerika’nin bagimsizligini kabul etmesiyle sona ermistir.
Amerika bagimsizligini kazandiktan sonra Kizilderililerin soyunu tüketmek için yaptigi çalismalarda
binlerce insan katledilmis, bu bölgede direnen gerillalar olusturan Kizilderililer Marks ve Engel’i de etkilemistir. Bu mücadele sonrasinda Amerika Florida adasini almistir. Ingiltere
ve Fransa bu duruma soguk bakmistir.
1800’lü yillarin basinda Amerika kitasinin tamami alan Amerika artik Afrika kitasina açilarak Trablusgarp,
Tunus ve Cezayir’e saldirdi
1860 yilinda Lincoln Amerika baskanligini kazanmasiyla birlikte köleciligi
yasaklamamis, iç savaslar ortaya çikmistir. Savasi köleciligi istemeyenlerin kazanmasinin sonucunda siyahlara yurttaslik ve oy kullanma hakki verildi. Bu savaslarda iki taraftan çok sayida kayiplar verilmistir. Siyahlari linç eylemleri gerçeklestirilmis çok sayida linç eylemleri yapilmistir. Hatta o kadar ileri seviyeye
gidilmisti ki 1 adet Kizilderili kafasi 100 sterlin, kadin ve 12 yasindan küçük çocuk kafasi 220 paunt seklinde ödüllendirmeler yapilmistir. Amerikalilar kendi irklarinin üstünlügünü belirterek Kizilderililere hiçbir hakkin verilemeyecegini ve sadece köle olacaklari görüsünü benimsemislerdir.
1912’de Wilson Amerika baskani seçilmis, 12 maddelik bildirgeyle demokratik
oldugunu göstermeye çalismistir fakat daha sonra demokratik olmadigi ortaya çikmistir.
ABD’nin
I. Dünya Savasina Girmesi
ABD baskani Wilson çikan I. Dünya savasindan karli çikma hesaplari yapmaktaydi. Taraf devletlere borç paralar
veriyor silah satisi yapiyordu. Savasa girmeyecegini seçmenlerine beyan etmekteydi.
1915’te Newyork – Liverpol seferi
yapan Ingiliz yolcu gemisi Alman denizaltisi tarafindan batirildi ve yaklasik 100 Amerikan vatandasi hayatini kaybetti. Bu olayla medyayi da arkasina alan Wilson 1917’de savasa
dahil oldu. Wilsonun 14 maddelik bildirisi yayinlandi.
Amerikan B-29
bombardiman uçagiyla
Japonya'nin Hirosima kentine ilk atom
bombasi atildi, üç gün sonra, Nagazaki kentine atilan ikinci bomba kentlerde önce gözleri
kör eden bir isik, esyalari, insan
derisini tutusturan bir sicaklik, sonra
korkunç bir gürültüyle yapilari yerle bir
eden hizli bir sok dalgasi seklinde gerçeklesti. Radyoaktivite,
bu iki kentte hâlâ insan yasamini etkiliyor.
Hirosima ve Nagazaki'de bombanin etkisiyle
kaç kisinin öldügü halen tam
olarak bilinmemektedir.
1945 yilinda Amerika baskani Roosevelt’in Suudi krali Ibn-i Suud ile yaptigi anlasmayla
ABD’nin
orta dogudaki emelleri ortaya çikmistir.
II. Dünya Savasi
Bu savasta bagimsizlik savasi, iç savas, kitasal genisleme sürecindeki
bastirma hareketleri bulunmaktadir. Müdahaleler, büyük ve resmî savaslar ve ordu
muharebelerinden küçük boyutlu müdahalelere, isgallerden
vur-kaç operasyonlarina, bombardimanlardan
abluka ve güç gösterilerine
uzanan sekillerde devam etmistir ABD’nin
bu savastaki görevi ise devletine,
bayragina, ordusuna
karsi uygunsuz davrananlarin
cezalandirilmasindan ticaret gemilerine yapilan saldirilarin engellenmesi, borç
tahsilatlari, haraç toplama gibi yaptirimlari bulunmaktaydi. Amerikalilarin
can, mal ve mülk güvenligini korumadan
devrimci yurtsever kesimleri bastirmaya, devrimleri öldürerek diger emperyalist
ülkelerle ortak harekâtlar düzenlemeyi de ihmal etmiyordu.
Ikinci Dünya Savasi bittiginde savasin baslangiç yeri olan
Avrupa'da kapitalizm can çekisiyor, Sovyetler
Birligi 20 milyon insanini
yitirmis, bütün altyapisi büyük
tahrip olmustu. Buna karsilik, Amerika
ana karasinda tek bir mermi bile
patlamamisti. Amerikan
ekonomisi, eklenen 25 milyar dolarlik ek kapasiteyle büyümüstür. ABD, dünya üretiminin yarisina yakinini karsilamaktaydi.
NATO'nun Kurulmasi
Mafya ve
CIA'nin yaptigi isbirligiyle
Fransa'da cinayetler islenmis, kiskirtmalar yapilmis, komünist
sendikalara ve Komünist Partiyi
bitirmek ve yipratmak amaciyla
faaliyetlerde bulunmuslardir. Italya seçimlerinde de Italyan Komünist Partisi önde görünüyordu. 1949 yilinda, Dogu Avrupa ve Sovyetler
Birligi'ne karsi büyük bir
ekonomik saldiri yapildi. Dogu Avrupa ve
Sovyetler Birligi'ne kati ambargo
kondu. 1952-1954 yillari arasinda dünya
ticaretinde dolasan mallarin yaklasik yarisi
"yasaklar listesi'nde bulunmaktaydi. Bunun
sonucunda, iliskiler iyice gerginlesti, dünya ticareti
büyük yara aldi, Avrupa'nin iki tarafi arasindaki ticaret
durma seviyesine gelmis, bu sekilde Bati Avrupa ülkeleri
fiilen Amerika'yla ticaret yapmaya mecbur hale gelmis, ABD'nin
onlar üzerinde zoraki ticaret
tekeli olusturuldu.
1949'da da
NATO (Kuzey Atlantik Antlasmasi Örgütü) kuruldu.Bu sekilde
Sovyetler Birligini kusatma planinin ilk atagi olustu. Bu örgüte, daha
sonra Yunanistan, Türkiye, Bati Almanya katildi. Bu topluluga karsi, 1954 yilinda Varsova Pakti kuruldu.
Kennedy Yillari
Kennedy baskan seçildikten
hemen sonra Castro'yla kozlarini paylasmak oldu. Küba halki kendini,
Amerikan emperyalizmiyle isbirligi süreci içinde düsürülen halklar
gibi, direnme iradesini kaybetmemis olarak görüyordu. Bu
toplumsal ruhun ürünü olan Fidel Castro ve yanindaki gerilla komutani Che Guevara,
Marks ve Engel’in önderliginde devrimci
Kübalilar ABD’ye direnmek için gerilla
ordusu kurmuslardir.
CLINTON
DÖNEMI
Clinton
döneminde de gelenek bozulmadi. Irak'a uygulanan ambargoyu sürdürdü ve Disisleri Bakani olarak
görevlendirdigi Madeleine Albright, bir
televizyon programinda, ambargonun yarim milyon Irakli çocugun ölümüne neden oldugu suçlamasina, "Bu
bedeli ödemeye degdigini düsünüyoruz,"
diyebilmisti.
Yine bu
dönemde Yugoslavya'yi vahsice bombalandi, Sudan'da
yoksul bölge ülkeleri için yasamsal önemde tarim ilaçlari üreten bir
fabrikayi vurdurdugunda,
"kimyasal silah üreten
uluslararasi terör agina darbe
indirildigi" seklinde dalga
geçercesine açiklamada
bulundu, Zirai ilaç fabrikasini bombalayip isçileri öldürmek, tarimi vurarak
yoksullari açliga mahkûm etmek,
ABD'yi hedef haline getirdi fakat Clinton’a göre, "baris ve
demokrasiyi gelistirme çabalari",
Amerikalilari "terörün
hedefi" yapmistir.
ABD’
nin Kara Tarihi
Sonuç olarak
ABD, ilk baskani George Washington'dan itibaren
"Yaratanin eliyle Imparatorluga dönüstürülmüs” bir yargiya
inanmaktadir. Yeryüzünün efendisi olma emelini tarihi boyunca savunmus ve bu
çerçeve de mücadele etmistir.
Amerika'yi kendinden, içindeki seytandan ve
yerlerin ve göklerin ve ruhlarin efendisi olma tutkusundan kurtarmanin tatmini
olanaksiz görünmektedir.
ABD kendi
çikarlari ve menfaatleri dogrultusunda
kuruldugu zamandan itibaren onlarca
savas ve saldiri düzenlemis; çocuk, yasli demeden sayisi tahmin
edilemez sivili katletmistir.
Kendi vatandasina bile siddet ve baski uygulayip, irklari yok etmeye çalisan, istihbari
faaliyetleriyle birçok devletin içislerlini karistirmaktadir. Bu saldirgan tavrindan bir
nebze olsun vazgeçmemistir. Kendine
tehlike olusturan ülke ya da bölgelere çesitli
bahaneler (özgürlük, demokrasi,
insan haklari) üreterek
askeri müdahalelerde bulunmustur. Hiçbir siyasi
toplulugu dinlemeyerek dünya’ya meydan
okumaktadir.
KAN TADI -
BELGELERLE ABD'NIN KARA TARIHI |
HALUK
GERGER |
GERGER
YAYINEVI |