KAMU DIPLOMASISISI VE YUMUSAK GÜÇ

KAMU DIPLOMASISISI VE YUMUSAK GÜÇ

Fevzi BOZKURT
Felsefe


Son iki asir ekonomik, teknolojik ve sosyal gelismelerin çok hizli yasandigi bir devir olmus, özellikle teknoloji alanindaki gelismeler hayatin diger alanlarini da etkilemis ve degistirmistir. Bu nedenle geride biraktigimiz yüzyil iletisim çagi olarak da nitelendirilmistir. Iletisim araçlarinin hizili gelismesi ile dünya bir köy haline gelmistir. Bu gelismeler litaratüre küresellesme sözcügünü girmesini saglamistir.  Küresellesen dünyada her alanda oldugu gibi uluslar arasi iliskiler ve diplomasi alaninda da önemli degisimlere yol açmistir. Bunlardan biri de soguk savas dönemindeki klasik diplomasi anlayisinin yerini, küresellesmenin getirdigi imkânlar ve firsatlarla beslenen kamu diplomasisi kavramidir.
Iletisim araçlarinin hizli gelismesi, dünyadaki küresellesme süreci, geçmis dönemlerden farkli bir uluslararasi sistem ortaya çikarmistir. Bu sistemde sadece devletlerin ve hükümetlerin degil, bunlarin yaninda ulusal ve uluslararasi alanda hükümet disi organizasyonlarin ve medyanin daha etkin rol oynadigi bir dünyada yasamaktayiz. Bu süreç eski klasik diplomasi anlayisini degistirmis, farkli aktörlerin rol oynadigi farkli bir diplomasi ortaya çikmistir.
        
Cull’a göre diplomasi “uluslararasi ortami yönetmek için savasa ramak kala uluslararasi aktörler tarafindan konuslandirilan mekanizmalar” olarak tarif edilmektedir. Günümüzde bu aktör eskiden oldugu gibi sadece diplomatlar degil bir devlet, çok uluslu bir sirket, sivil toplum kurulusu, uluslararasi kurulus ya da dünya sahnesindeki bir baska oyuncu olabilir. Klasik diplomasi uluslararasi bir aktörün, uluslararasi ortami yönetmek için baska bir  uluslar arasi aktörle baglantili olmasiyla gerçeklesen girisimidir. Kamu diplomasisi uluslararasi bir aktörün, uluslararasi ortami yönetmek için bir yabanci ülke kamuoyuyla baglantili olmasiyla gerçeklesen girisimidir. Kamu diplomasisinin temelini ise yumusak güç kavrami olusturmaktadir.
Yumusak güç kavrami ise  askeri ve ekonomik güçlülügünden ziyade kültürünün çekiciliginden ötürü bir aktörün uluslararasi ortamda istedigini alma kabiliyetinin bir ifadesi olarak tanimlanabilir. Yumusak güç teriminin literatüre girmesi kamu diplomasisinin önemli bir özelligidir. Askeri güç ve ekonomik güç baskalarinin fikirlerini degistirmek için kullanilabilen sert güce birer örnektir. Fakat gücü kullanmanin da farkli yollari vardir.  Bir ülke dünya politikasinda istedigi neticeleri diger ülkelerin onun yaesam düzeline erismeyi arzuladigi içinde alabilir. Böyle bir konumda dünya politikasinin gündemini belirlemek ve diger ülkeleri askeri veya ekonomik silahlarla tehdit ederek veya bunlari kullanarak degismeye zorlamak kadar önemli bir tesire sahiptir. Bu güce yani istedigi seyi baskalarinin da istemesini saglamaya, yumusak güç adi verilir. Yumusak güç, insanlari zorlamak yerine onlarla isbirligi yapar.
Yumusak güç, bir ülkenin kültürünün, politikalarinin çekiciliginden gelir. Bir ülkenin politikalari baskalarina mesru göründügü zaman yumusak gücü artar. Yumusak güç baskalarinin tercihlerini kendi isteklerimiz dogrultusunda sekillendirme çabasina dayanir. Siyasi liderler gündemi olusturmakla ve bir tartismanin sinirlarini belirlemekle elde edilen gücün çok daha önce farkina varmislardi. Tercihleri belirleme beceresi çekici bir kültür, ideoloji ve kurumlar gibi soyut güç kaynaklariyla iliskilidir.
 
Ülkeler, askeri ve iktisadi agirliklarindan daha fazla olan siyasi nüfuzlarini kullanabilirler. Ekonomik yardim veya baristirici olma gibi cezp edici ilkelere sahip olmak ülkelerin menfaatinedir. Örnegin son yillarda Norveç, Filipinler’de, Balkanlar’da, Kolombiya’da, Srilanka’da ve Ortadoguda baris görüsmelerine istirak etmislerdir. Norveç’in uzlastirici durusu bu ülkeyi, diger milletlerin de paylastigi müsterek degerlerle özdeslestiriyorlar ve bu da Norveç’in yumusak gücünü artiriyor.
     
Yumusak gücün kaynagi degerlerimizdir. Bu degerler kültürümüzde, ülke içinde güttügümüz politikalarla ve uluslararasi alanda kendimizi tanitma biçimlerimizde kendini gösterir.
   
Bir ülkenin yumusak gücü her seyden önce Kültürüne, Siyasi degerlerin, Dis politikalarina dayanir. Bir ülkenin kültürünün evrenselligi ve uluslararasi faaliyet alanlarini yöneten uygunkural ve kurumlari teskil etme kabiliyeti, son derece önemli güç kaynaklarindandir. Demokrasi, kisisel özgürlük, daha yüksek toplumsal seviyeye ulasmak ve açiklik gibi Amerikan popüler kültüründe sik sik ifade edilen degerler, yüksek egitim ve dis politika gibi alanlarda Amerikan gücüne katkida bulunur.
Kültür, toplum için anlami olan degerleri ve uygulamalarinin bütünüdür. Kültürün birçok gösterme biçimi vardir. Yaygin olarak, seçkinlere hitap eden edebiyat, sanat ve egitim gibi üst kültür ve eglenceye dayali popüler kültür olarak ikiye ayrilir. Bir ülkenin kültürü,evrensel degerler içerdiginde ve politikalarinin da paylastigi degerlere ve menfaatlere hizmet ettiginde, meydana getirdigi sorumluluk ve cazibe sebebiyle, istedigi sonuçlari elde etme ihtimalini artirir.
     
Ticaret, kültürün iletildigi yollardan sadece biridir. Bu iletim, kisisel temaslar, ziyaretler veya alisveris yoluyla da olabilir. Amerikanin, her yil Amerikan üniversitelerinden okuyan ve ülkelerine dönen yarim milyondan fazla yabanci ögrencinin veya Silikon Vadisinin basarili olduktan sonra ülkelerine dönen Asyali mütesebbislerin zihinlerinde ihraç ettigi fikirler ve degerler, güç yoluyla seçkin sinifa ulasir.
Yurt içi ve yurt disindaki hükümetlerin politikalari da diger bir potansiyel yumusak güç kaynagidir. Ancak hükümet politikalari bir ülkenin yumusak gücünü güçlendirebilir veya yok edebilir. Digerlerine göre ikiyüzlü, kibirli veya kayitsiz olan ya da milli menfaatler konusunda dar görüslü bir yaklasim üzerine kurulan politikalar, yumusak gücü baltalar. Mesela 2003te Irak Savasi’ndan sonra yapilan anketlerde, ABDnin cazibesinin hizla geriledigi gözlemlendi. Çogunlukla olumsuz kanaat ifade eden insanlar, tepkilerini genel olarak ABDye karsi degil, Bush yönetimine karsi oldugunu söylediler. Birçok ülke halki, Amerikanin teknolojisine, müzigine, sinemasina ve televizyonuna hayranlik duymaya devam etti. Fakat çogu ülkede halkin büyük bir kismi, Amerikanin ülkeleri üzerinde artan nüfuzundan hoslanmadiklarini söylediler.
1965 yilinda Kamu diplomasisi kavramina ilk kez kullanan Edmund Gullion göre kamu diplomasisi kamuoyu davranislarinin dis politika olusumunda ve yürütmesindeki etkisidir. Geleneksel diplomasinin ötesinde uluslararasi iliskilerin farkli boyutlarini kapsar. Daha önceleri kamu diplomasisi, bir hükümet ile diger bir devletin halki arasindaki iletisim olarak görülegelmistir.
 
Kamu diplomasisi çesitli yollar ve teknikler vasitasi ile gerçeklestirilir. Uluslararasi yayincilik, bilimsel ve kültürel ögrenci degisim programlari, burslar, sanatçilarin ve düsünürlerin konferanslara, festivallere ya da sergilere katilmasi, ticari isbirlik, bir lisanin ögrenilmesi, kültürel merkezlerin kurulmasi kamu diplomasisi girisimleri birer örnektir. Kitle iletisimi kanallari kamuyu direk olarak etkilemek için kullanilirken, kültürel kanallar daha çok kamuoyu üzerinde etkisi olacagi düsünülen kesime yöneltilmistir. Diger yandan, kitle iletisimi güncel konulara ilgilenirken, kültürel yollar daha uzun dönemde algilarin olusmasi ile ilgilidir.
Yumusak gücün gösterilmesinde sartlar son yillarda ciddi bir degisim göstermistir. Günümüzde dünyadaki ülkelerin yarisi demokrasiyle idare edilmektedir. Soguk savas modeli, kamu diplomasisine kilavuz etmeye eskisi kadar müsait degildir. Bilginin devletin kontrölünde oldugu Suriye gibi ülkelerde dogru bilgiyi temin etmek bir gereklilik olsa da, günümüzde meclislerin, verilen kararlari etkiledigi Türkiye gibi ülkelerde, kamuoyunda olumlu bir bakis açisi meydana getirmek de yeni bir gerekliliktir.
Kamu diplomasisi yumusak gücü dagitma sistemi olabilir, ancak nasil artik ordu ile sert güç ayni seyler degilse; o da yumusak güç ile ayni sey degildir. Uluslararasi bir aktörün kamu diplomasisine sahipken yumusak gücünün olmamasi ya da yumusak gücü ve minimum kamu diplomasisinin olmasi mümkündür.
             
Günümüzde bilgi temin edilen en güçlü araç internettir. Küresel elektronik ortamin olusturulmasi, bilginin, fikirlerin, hizmetlerin ve mallarin degisimini yogunlastirmis ve ortak çikarlarla birbirine bagli farkli topluluklarin meydana gelmesine yardimci olmustur.
         
Itibar ve güvenirlik geçmistekinden daha önemli bir unsur haline gelmistir. Topluluklar güvendikleri bilge kisilerin etrafinda toplanirlar. Hükümetler güvenirlik konusunda baska hükümetlerle degil, ayni zamanda medya, sirketler, sivil toplum kuruluslari, hükümetler arasi teskilatlara ait aglar ve genis bir çesitlilik arz eden çesitli örgütlerle rekabet ederler.
Kamu diplomasisi sadece halkla iliskilerden de ibaret degildir. Bilgiyi baskalarina iletmek ve olumlu imaji baskalarina aksettirmek kamu diplomasisinin bir parçasidir. Kamu diplomasisi, devlet politikalari için uygun bir zemin hazirlayan uzun vadeli iliskiler kurmayi da gerektirimektedir. Bu da iletisim ile ilgili stratejileri ehemmiyetli hale getirmektedir.
Kamu Diplomasisinin üç boyutu hepsidre önemlidir ve farkli nispetlerde, dogrudan devlet bilgisi ve uzun vadeli kültürel iliskiler gerektirir. Günümüz demokrasilerinde devlet görevlileri, kararlarini verdikten sonra, basina ne söyleyeceklerine genellikle çok dikkat ederler. Ancak çogunlukla yerel basina odaklanirlar. Fakat yabanci basin, kamu diplomasisinin ilk boyutu için en önemli hedef olmalidir.
    
Uluslararasi iliskilerin içinde gerçeklestigi atmosfer hizla degismekte, kamuoylarinin algisi önemli bir yer tutmaktadir. Iki devlet baskani görüsmeden evvel kamuoyu algilari zaten toplanti gündemini liderlerin hareket alaninin nerdeyse tamamini belirleyebilmektedir.
 
Yeni dünya düzeninde, hükümetler diplomasi alaninda tek baslarina sorumlulugu temsil etmekle birlikte, hükümet disi kuruluslar, uluslararasi ve bölgesel kuruluslar ile çok uluslu sirketler de dis politikanin olusmasina ve uygulanmasina yapici biçimde katkida bulunmaktadirlar.Uluslararasi alanda devlet disi aktörlerin gitgide artan rolü bilgi çagina damgasini vurmustur. Özel organizasyonlar, giderek daha fazla milli sinirlarin ötesine geçerek dünyayi kaplamaktadir. Bu tamamen yeni bir sey degildir fakat son senelerde bu organizasyonlarin sayilarinda büyük bir artis olmustur. Hiçbir hükümet tek basina kamu diplomasisini yürütme görevini üstlenemez. Bu diplomasinin uygulanmasinda hükümet disinda, siyasi partilere, hükümet disi kuruluslara, vakiflara, sendikalara, okullara, ve bireylere önemli roller düsmektedir. Kamu diplomasisinin yürütülmesinde hükümete düsen rol, hükümet disi kuruluslar arasindaki isbirligini saglamak ve gelistirmesine yardimci olmaktir.
Hükümet disi kuruluslarin uluslararasi politikada iki tür rol üstlendigini söyleyebiliriz. Bunlardan bir bölümü, hükümetlerin ortaklari olarak, hükümet politikalarini belirli sekillerde desteklemekte ve onlara katki saglamaktadirlar. Diger bir bölümü ise hükümetlere bagli kalmadan farkli bir rol oynamaktadirlar. Son yillarda hükümet disi kuruluslarin, hükümetlere veya sirketlere kiyasla, teknolojiyi daha etkin biçimde kullanmaktadirlar. Günümüzde azalan iletisim masraflari sayesinde, az sayida personeli olan örgütler hatta bireyler ortaya çikmistir. Bu sivil toplum örgütleri sinir tanimadan, özellikle de, devletlere nüfuz etmede tesirlidir.
Degisen dünya sartlarinda, Türkiyeden beklenen uluslararasi alandaki pozisyonunu tekrar degerlendirerek buna dair hedefler tespit etmesidir. Türkiye’deki ekonomik, siyasi ve diger alanlarda degismelerde Avrupa Birligi süreci önemli rol oynamistir. AB süreci Türkiyedeki demokrasiyi yükselttikçe, hukuk alanindaki gelismeleri hizlandirdikça, uluslararasi alandaki etkinligi de ayni dogrultuda artmistir. Kendi tarihi ve cografyasiyla yeniden barismaya çalisan Türkiye, degisen dünyada zaman ve mekâni stratejik bir deger haline getirmekte ve soguk savas döneminin t ayrimciliklarini hizla geride birakmaktadir. Her alanda Türkiye´nin yeni aktörleri, kendilerini tarihin bir seyircisi degil aktörü olarak konumlandirmakta ve küresel iliskilerinin degismesini ve daha adil bir yapiya kavusturulmasini talep etmektedirler.
Türkiye’yi yeni uluslararasi yapida kamu diplomasisi açisindan avantajli kilan unsurlar vardir. Türkiye´nin sahip oldugu yumusak güç, hem sekli hem de kapsami itibariyle diger ülkelerden farkliliklar gösterir. Balkanlarda baslayip Orta Asya´nin içlerine kadar uzanan Türkiye´nin yumusak güç potansiyeli, askeri üstünlükten ziyade, dayandigi tarih ve kültür derinliginden kaynaklanmaktadir. Türkiye´nin bu cografyada temsil ettigi degerler, tarihi birikim ve kültürel derinlik, bir tarafta bölge dinamiklerini harekete geçirmekte, diger tarafta yeni etkilesim sahalarinin dogmasina firsat saglamaktadir. 
Balkanlardan Asya´nin içlerine uzanan genis yelpazede Türklerin, Kürtlerin, Bosnaklarin, Arnavutlarin, Çerkezlerin, Abazalarin, Araplarin, Azerilerin, Kazaklarin, Türkmenlerin ve diger etnik gruplarin ortak paydasi, paylastiklari ve beraber insa ettikleri Osmanli Imparatorlugudur. Bu farkli gruplari bir araya getiren, bu Osmanli mirasidir. Bu olgunun yeniden hatirlanmasi, bugüne ve yarina iliskin ince güç alanlarinin gerçeklesmesi açisindan önemli bir isleve sahiptir. Bu miras etkinlik kurmaya dayali bir dis politika anlayisina degil, bölgede baris ve refahin birlikte paylasildigi bir zeminin olusumuna katki sunacaktir.
Türkiye kamu diplomasisi alaninda kullanabilecegi önemli baska imkânlara da sahiptir. Türk televizyonlari ve Türk dizileri çevre ülkelerde ilgi ve merakla seyredilmektedir. Türk Sivil Toplum Kuruluslari hiçbir devlet destegi olmadan birçok ülkeye çalismalari için davet edilmektedir. Dünyanin birçok ülkesinde Türk okullari vardir. Türkiye aslinda asiri çaba harcamadan etrafinda merak, hayranlik ve saygi uyandiran bir ülke konumundadir. Bütün bunlar, Türkiye’nin kamu diplomasisini ve yumusak güç kavramini önemsediginin ve etkisini kullanabilecegi unsurlardir.
      
Türkiye’nin son yillarda takip ettigi aktif, barisçi, komsu ülkelerle sifir problem politikasi, Türkiye’yi bölgesinde güvenilir ve itibarli bir ülke haline getirmistir. Birçok ülke ile vizelerin kaldirilmasi, Türkiye’nin komsu ülkelerle ekonomik, kültürel, ve siyasi iliskilerini ciddi manada gelistirmektedir.
Soguk Savas döneminin sona ermesi ve küresellesme ile birlikte uluslararasi iliskiler de degismistir. Soguk savas döneminin dis politika kavrami olan klasik diplomasi de yerini kamu diplomasisi kavramina birakmistir.
 
Kamu diplomasisi ülkelerin uluslararasi iliskilerini askeri ve iktisadi güç ile yönlendirmeleri yerine, yumusak güç adi verilen, her ülkenin sahip oldugu, kültürel ve siyasal degerlerle dis politikasini yürütmesini sevk etmektedir.
Bu çerçevede Türkiye’de son yillarda soguk savas döneminin dis politikalarini
birakarak, günümüz dünyasinin kamu diplomasisine yönelmekte ve bunun için sahip oldugu yumusak güç unsurlarini devreye sokmaya çalismaktadir.
Önemli yumusak güç kaynaklarina sahip olan Türkiye kamu diplomasisine yeterli önemi vermeli ve bu alanda çalismalarini hizlandirmalidir. Bunun için üniversiteler ve sivil toplum kuruluslariyla daha verimli ve daha koordineli bir çalisma zemini saglamalidir. 
 
Türkiye kamu diplomasisi çalismalarini komsu ülkelerde Avrupa Birligi ülkelerinde artirmalidir. Özellikle AB ülkelerindeki halklarin destegini saglamali, Türkiye hakkindaki olumsuz düsünceleri degistirmek ve olumluya çevirmek için çesitli çabalar göstermelidir. 
 
KAMU DIPLOMASISI VE YUMUSAK GÜÇ
VEDAT DEMIR
BETA BASIM A.S

Benzer Kitaplar