HZ MEVLANANIN YEDI SIRRI, ESRARI, HIKMETI VE FAZILETI

HZ MEVLANANIN YEDI SIRRI, ESRARI, HIKMETI VE FAZILETI

Fevzi BOZKURT
Psikoloji


Hz Mevlana’nin günümüze kadar ulasmis birçok eseri vardir. Ölümünden sekiz asir geçmesine ragmen hem kendisinin hem de eserlerinin unutulmamis olmasi bize, kitaplarinda Kurani-Kerimi ve hadisleri konu olarak islemesi ve kaynak göstermesi, hayat tarzina da bu iki unsuru yerlestirmesindendir.
             
Kazim ÖZTÜRK’ün kaleme aldigi HZ. MEVLANANIN YIDI SIRRI Esrari, Hikmeti ve Fazileti isimli kitabinda kisaca;
 
1-CÖMERTLIK VE YARDIM ETMEDE AKARSU GIBI OL
 
Konu basligindan da anlasilacagi üzere cömertlik ve yardim etme konusunda elimizden geldigi kadar hatta daha fazla yardimda bulunmamiz gerektigini ögütlemektedir. Yardim etmek insana degisik bir haz verdigi, yardim eden kisinin psikolojik olarak rahatladigini, yarim eden kisinin toplum nazarinda derecesinin arttigini anlatirken yardimda bulunmayan kisilerin ise cömertligin tezadi olan cimrilikle anildigi belirtilmektedir.
            
Cömertlik ve yardim etme Islam dininde büyük öneme sahiptir. Yardima muhtaç kisilere yardim etme müslümanin en önemli vasiflarindan biridir. Peygamber efendimiz zamaninda Islam dinini en iyi sekilde yasayan sahabeler paylasma ve yardimlasma konusunda en güzel örnekleri göstermislerdir. Yardim etmeninde bir adabi vardir. Alenen dilenciye sadaka verir gibi karsi tarafi rencide ederek yadim  yapilmaz . Eski zamanlarda bu is için cami avlularina sadaka torbalari yerlestirilerek ihtiyaç sahipleri kendisine yetecek kadar parayi oradan temin ederek kimseye rencide olmadan ihtiyacini karsilamis oluyordu.
            
Türk toplumu olarak yediden yetmise yardim etmeyi seven bir milletiz. Hem yurt içinde hem de yurt disinda yardima muhtaç kisilerin yardimina asirlaridir kosmaktayiz. Bu konunun örnekleri saymakla bitmez yardima muhtaç kisinin dinin, dili, irki aranmaz.
       
2- SEVKAT VE MERHAMETTE GÜNES GIBI OL
 
Merhamet acimak anlamina gelir. Her insanda acima duygusu mevcuttur. Müslüman insanlarda bu duygu daha yogundur. Islam dininde merhamet ve sevkat konusu önemli bir yere sahiptir. Peygamber efendimizin insanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez hadisinden öne çikarak herkese karsi sevgi ve merhamet duygulari ile yaklasmayi bir düstur haline getirmemiz gerekmektedir. Sevkat ve merhametin en önemli olmasa olmazi kisilere karsi sevgi beslemektir. Örnegin Mevlana’nin sevgisinin kainat sevgisi olmasi yani irk , din, mezhep , beyaz-siyah, dil ayrimi yapmadan bütün insanlari sevmesidir.Saygi ve sevginin toplumdan topluma degisiklik göstermesinin nedeni aileden gelmesidir.Türk toplumunun sefkatli ve merhametli olusu önce Islam dininin emir ve yasaklarindan daha sonra da aileden aldigi kültürden gelmektedir.
            
Merhamet ve sevkat konusunda bir annenin çocuguna duydugu sevgide çok önemlidir. Yanan bir eve çocugunu almak için annenin gözünü bile kirpmadan alevlerin içine atlamasi, çocugun organ nakline karsilik annenin hiç gözünü bile kirpmadan organini vermesi gibi örnekleri çogaltabiliriz. Merhamet konusu sadece insanlara özgü bir davranis degildir. Hayvanlarda da görünmektedir. Aç aslan karsisinda anne ceylanin yavrusunu koruyabilmek için aslanin kucagina atlamasi, tok timsahin yumurtadan yeni çikmis bir kaplumbaga yavrusunu agzi ile nehre kadar tasimasi gibi örnekleri çogaltabiliriz
 
3- BASKALARININ KUSURUNU ÖRTMEDE GECE GIBI OL
            
Mevlana’nin bir diger ögüdü de baskalarinin kusurlarini arastirmamaktir. Baskalarinin kusurlarini örtmek iki sekilde olur kötülüge iyilik yaparak cevap verme ve kusur isleyen bir kisinin kusurunu toplum önünde ifsa etmemek ile, kötülük yapana iyilikle karsilik vermek insan nefsine çok zor gelen bir davranistir. Kisi yasaminda hatalara, günahlara ve bazi olumsuz olaylara düsebilir. Bu olumsuzluklar nedeni ile hayattan zevk alamayiz adeta dünya basimiza yikilmis olur. Bu durumdan kurtulmanin yollarini arariz hep.
 
 
4- HIDDET VE ASABIYETTE ÖLÜ GIBI OLUN
 
Insan tehdit edildiginde ihtiyaçlarinin giderilmediginde, arzularinin kisitlandigi durumlarda öfkelenmeye baslar veya saldirganlasir. Öfkeli insan davranislarina hâkim olamaz akil sagligini koruyamaz sonradan tamiri güç veya hatasi telafi edilemeyecek durumlara düsebilir. Asiri öfkenin beden sagligina bile zarari dokunabilir. Bu durumdan kurtulmanin yolu sinir ve öfkeyi yenerek sabir göstermektir. Kin nefret, düsmanlik, kavga, kimse tarafindan sevilmedigi gibi Islam dininde de hos karsilanmaz. Islam dini asiri sinirli kisilere besmele çekmeyi oturuyorsa ayaga kalkmayi ayakta ise de oturmayi veya mümkünse abdest almayi ögütleyerek sonradan olusacak olumsuzluklari gidermek için yol göstermistir.
Özlü Söz: Kizan bir kimse, akli basina gelince bu seferde kendine kizar.(kitaptan alinti)
 
5- TEVAZU VE ALÇAK GÖNÜLLÜLÜKTE TOPRAK GIBI OLMAK
 
Tevazu gelip geçici seylere yani mal, makam, söhret, para gibi seylere deger vermemektir. Tevazunun bir siniri vardir fazlasi insani benlik duygusu ile çepe çevre sararak büyüklük hastaligina neden olurken olmamasi ise korkakliga beceriksizlige ve çekingenlige sebebiyet verir. Tevazuyu alçak gönüllülük ile de bagdastirabiliriz. Alçak gönüllü olmak her kötülüge her çirkinlige her olumsuzluga evet demek degildir. Kisaca uysal koyun olmak degildir.
 
6- HOSGÖRÜLÜLÜKTE DENIZ GIB OL
 
Hosgörülü olmanin yolu insana saygi duymaktan geçer. Günümüz dünyasinda küresellesmenin de etkisi ile hosgörülüge her zamankinden daha çok ihtiyacimiz vardir. Hosgörü aileden alinacak bir özelliktir. Eger çocuk yaptigi yaramazliklar ve küçük hatalardan ötürü bagislanmak yerine cezalandirilirsa ileriki zamanlarda en ufak bir olumsuzluk karsisinda tahammülsüzlük gösterir ve hosgörüsüz olur.
 
Mevlana’nin hosgörü anlayisi hiçbir sey gözetmeksizin karsisindaki insani sevmesinden gelir. Ne olursan ol yine gel sözü bunu en iyi sekilde anlatmaya yetmektedir. Hosgörülü olmada Kurani-kerim ve Sünnetiseniye yolunu tutmak insani yücelten bir vasiftir.
 
7- YA OLDUGUN GIBI GÖRÜN YA GÖRÜNDÜGÜN GIBI OL
 
Bu konu basligi Dosdogru olmak ile açiklanabilir. Kisinin mertebesi bos sözler sarf ederek degil yaptigi seyleri baskalarina örnek teskil ederek yükselir. Oldugu gibi davranislar sergilemeyen insanlar toplum tarafindan yapmacik tavirlari yüzünden güvensiz kisiler olarak görülür ve toplumda da o sekilde taninirlar. Islam dini de her zaman dogrulugu ögütlemistir. Peygamberimiz kullarinin her zaman dogru sözlü olmasini ve yalanciliktan uzak durmasini istemistir.
 
Mevlana’nin gayesi insanlara her zaman iyi insan reçetesini sunmaktir. Reçeteden kasit güzel ahlak sahibi, çaliskan, hosgörülü, iyiliksever,  yakinlarina yardim eden yani kisaca örnek insan olmanin yollaridir. Bu yola ulasmanin ise Kuran ve peygamberin sünnetlerinin yolunda giderek yapilabileceginin mümkün oldugunu ögütlemektedir.  Islam dini insanligi yücelten vasiflarla doludur. Islam dinini seven bir kisi yücelirken Islam dininden çikan insan ise dipsiz kuyulara düsmüs gibi düser.
 
Mevlana yedi sirdan kastettigi ilkeleri sayarken Kurani ölçü almistir. Yedi ögütün hepsinin birbiri ile baglantisi vardir. Bu ilkeler nasil ki bir insan bebeklik, çocukluk, gençlik ve yaslilik evresini sirasi ile tamamliyorsa biri bitmeden digerine geçemiyorsa ya da çocukluk evresini atlayip yaslilik evresine geçemiyorsa aynen Mevlana’nin bizlere vermis oldugu bu yedi ögüdün de biri eksik olursa digerlerinin bir manasi kalmaz.   
 
 
ÖRNEK HIKAYELER
1-
Bir gün bir adam gelmis:
"Oglumu evlendirmek istiyorum. Nasil bir kiz alsam?" diye sormus.
Mevlâna: "fakir bir adamin kizim al." diye ögüt vermis.
Bir gün de bir adam gelmis:
"Kizimi evlendirmek istiyorum. Nasil bir damat seçmeli­yim?" diye sormus: Ona da Mevlâna:
"Fakir bir adamin oglunu tercih et." diye cevap vermis.
Bu fakirlik, nice bir fakirliktir? Nice bir fakirliktir ki peygam­berimiz: "Fakirlik benim iftiharimdir" diye buyurmuslardi. Bu fakirlikten sorulunca, peygamberimiz: "Bu fakirlik, sabirdir." demisti.
2-
Agzi bozuk ve suna buna çatarak sövüp agir ve kaba laf söy­leyen bir kadin vardi. Bu kadin bir gün Rasulullah'in yanindan geçiyordu. Peygamberimiz de bir seki üzerinde oturmus et has­lamasi yiyordu.
Kadin;
-Su adama balan! Kul imis gibi yere oturmus ve kullarin yi­yisi gibi yemek yiyor!" Dedi.
Peygamberimiz;
-Benden daha kul olan bir kul var mi?" Cevabini verdi.
Kadin;
-Yiyor da bana vermiyor" deyince,
Peygamberimiz;
-Gel sen de ye" dedi.
Kadin;
-Kendi elinle bana vermezsen yemem" karsiligim verdi.
Bunun üzerine peygamberimiz, kendi eliyle kadina verdiyse de,
Kadin bu sefer;
-Agzindaki lokmayi çikarip bana vermezsen yemem" dedi.
 
Peygamberimiz, bu sefer de, agzindaki lokmayi çikarip ka­dina verdi. Kadin da lokmayi almamazlik etmedi, lokmayi pey­gamberimizin agzindan aldi. Fakat bundan soma bu kadin, yaptigindan çok utandi, bir daha kötü söz söylemedi, ahlaki güzel bir insan oldu!
 
 
HZ MEVLANANIN YEDI SIRRI, ESRARI, HIKMETI VE FAZILETI
KAZIM ÖZTÜRK
NKM YAYINLARI
Aralik 2012

Benzer Kitaplar