HASAN SABAHTAN BUGÜNE IRAN VE TERÖR --------------  BÜLENT KENES

HASAN SABAHTAN BUGÜNE IRAN VE TERÖR -------------- BÜLENT KENES

Fevzi BOZKURT
Felsefe


Kitapta terör saldirilarina, insanlik tarihide ilk kez Hasan Sabbâh'in 1090 yilinda Alamut Kalesi'ni almasiyla ortaya çikmis olan Hashasîlerleden bahsedilir. 1092 yilinda Sabbâh'in bir fedaisi, ta­lebe kiliginda yaklastigi Nizamülmülk'ü öldürür. Selçuklu sultanlarindan olan Melik sah’i da öldüren hasisiler, Selçuklularin çöküsünü hazirlarlar. Selçuklular çöküse geçtikten sonra Hashasîler Iran'in kuzeyi, Ortadogu ve tüm bölgeyi kapsayan bir alanda etkili olmuslar çevrelerine yaklasik olarak dört asirdan fazla bu tip terör saldirilari, cebir ve siddet ile bölgelerinde korku salmayi basarmislardir.
Yazar kitabinda ilk olarak Iran devriminin öncesinde Iran ve bölge ülkelerde yasanan olaylar ve devrimin asamalarindan bahseder. Genel hatlari ile Iran’da 1979 yilinda gerçeklesen Devrim den ve Devrimden sonra Iran Islam cumhuriyetinde kurulan yeni devlet yapisindan. Bu yapiya kendi düsüncelerini katan ve devletin baslica hedeflerini belirleyen Humeyni’den çokça bahseder.
Humeyni’nin Iran’da yaptigi devrim ile hem ülkesinde Siilige dayanan bir teokratik yapi kurmaya çalisirken Hem de deger Islam cografyasinda bulunan ülkeleri, yapilan devrim konusunda asilamaya, basta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerine etkilemeye çalismistir. Iran devrimi sonucunda kurulan devlet yapisi içerisinde bulunan devlet adamlarinin kendilerini deger ülke devlet adamlarindan daha üstün görmeleri ve kendini begenmislik Iran’in ilerleyen yillardaki dis politikasinda yön vermistir.
 
Devrimin nedenleri arasinda Sah yönetiminin halk arasinda popüler olmamasi ve son zamanlarda Sah'in özellikle ABD'li yetkililerle fazlaca içli disli olmasi gösterilir. Güç düsüncesi ve seriat istegi mollalar tarafindan güce kavusmak için eski zamanlardan beri sürdügü. Ancak kisa süren ikinci monarsi döneminin ardindan Tebrizden gelen Sattar han ve Bagir Han komutasindaki Kuvayi milli Tahrani ele geçirdikten sonra seriat yanlisi mollalar yargilanmis, Seyh Fazlullah Nuri idam edilmis ve seriatçilar böylece bastirilmis. bu baski siddetli bir sekilde Riza sah döneminde de sürmüs oglunun döneminde ise daha serbest kalmislardi. 1902 dogumlu Humeyni, özellikle Ak devrimin ardindan kadinlara oy hakki verilmesiyle beraber ülke içindeki Bati nüfuzunu bahane ederek, Sah'in politikalarina açikça karsi çikti ve Islam'in uzlasmaz bir sekilde devlet politikasi olmasi gerektigini belirtti. 1960'larda sürgüne gönderilen Humeyni önce Türkiye'de, sonra Irak'ta kaldi. 1978'de Saddam Hüseyin Humeyni'yi Irak'tan kovunca ABD tekeliyetinden çekinen Fransa ona sahip çikar.
 
Humeyni devrimden önce Paris'te kalir. 1 Subat 1979'da Iran'a milyonlarin katildigi bir karsilamayla dönen Humeyni, cumhurbaskanligina getirir ve ömür boyu devletin dini ve siyasi lideri olarak kalir. Devrim sirasinda ilk önce liberal, sol ve dini gruplar Sah'i devirmek için birlesmis, Sah'in devrilmesinden sonra ise iktidara yükselen Ayetullah Humeyni, muhalif liderleri ve gruplari ortadan kaldirir. Devrimin olusum sürecinde rantiyeci devlet modelinin petrol krizleri sonucunda çökmesi etkili olur.
 
Muhammed Riza Sah'in Iran’in gereksinimleriyle örtüsmeyen tarim politikalari kirsaldan Tahran'a göçü hizlandirmis ve büyük kentlerde siyasi Islam'a yönelen bir alt sinif yaratmistir. Iran Devrimi'nin olusumunda Amerika'nin Insan Haklari Politikasi ivmeyi arttirici bir rol oynamistir. Aydinlar yayinladiklari açik mektuplarla demokratiklesme isteklerini belirtirken, ABD'nin de bu süreçte Sah'a baski yapacagini düsünmekteydiler. Devrim sürecinde farkli gruplar sahi devirme amaciyla birlesmis, Islamcilar bu süreç içinde güçlenerek devrimi bir Islam Devrimi'ne ve demokrasi sloganiyla solcu, muhafazakar, aydin grup ve halki birlestirerek zafere ulastiklari diger gruplari saf disi birakarak sonunda dünyanin en acimasiz diktatörlüklerinden birine dönüstürmüslerdir. Devrim sonucunda Iran bayragindan yüz yillar ve kimi yazara göre binlerce yildir Iran’in simgesini olusturan Aslan ve Günes amblemi kaldirilmis yerine Islam cumhuriyeti amblemi olan "Allah" yazisinin logo sekli konmus ve çesitli itirazlara neden olmus ancak varligini günümüze kadar sürdürmüstür.
 
Iran devlet politikalarina uygulanan yaptirimlarin bir bölümü Iran’in nükleer faaliyetlerinin barisçil olmamasi iddiasi­na, önemli bir kismi da Iran'in terörizmi destekledigi iddialarina dayandirir. Iran, Ahmedînejâd döneminde de ABD Disisleri Bakanligi tarafindan "terörizm destekçisi ülke" olarak ilan edilmis­tir." Bu dönemde Iran, Bati karsiti militan gruplara artik açiktan malî yardim yapacak bir duruma gelmistir. Tahran yönetiminin hâlihazirda Lübnan'daki Hizbullah ile Gazze Seridi'ndeki Hamas örgütlerine madden ve manen yardimlarda bulunmustur.
 
Islam devrimi sonucu olarak is basina gelen ilk hükümet liberal-Islami bir hükümet olsa da mollalarin çesitli oyunlariyla saf disi birakilan liberal kesimden kalan son yasalar ise Mahmut Ahmedînejâd hükümeti tarafindan yok edilmis, ülke diplomatlari tasfiyeye edilmeye baslanmistir. Dini lidere bagli olamayan kimse kamu personeli olarak çalisamayacak sloganiyla harekete geçen Ahmedînejâd tarafindan tasfiye edilmeden önce yurtdisindaki birçok diplomat elçiliklerden kaçmis ve siginma talebinde bulunmustur. Haber ajanslarina verdikleri demeçlerle yanki uyandiran Iran diplomatlarin kaçisini hiç bir zaman Ahmedînejâd hükümeti kabul etmemistir. Dünya çapinda 2009 Kasim ayninda yapilan nükleer pazarlik olayi Iran’in son diplomatik çabasinin yikimi olarak kabul edilen olayda diplomatlarin yaptigi anlasma dini lider tarafindan protestosuyla sonuçlanmis ülke genis çapli bir ambargoya sürükledigi ifade eder.
 
Devrim den sonra cumhurbaskani seçilen Rafsancani döneminde Iran komsulari ile yakin iliski içerisinde olmaya özen gösterirken kendi bölgesine uzak ülkelerde faal olan terör örgütleri ile iliskilerini gelistirmekten kaçinmaz.
 
Rafsancani den sonra Iran’da cumhurbaskani olarak seçilen hatemi döneminde ise terörizme dayali Iran devlet politikalarindan uzak durmaya çalisan hatemi buna fazlaca engel olamaz.
Iran rejimi, gelistirmek için, 2005 yilinda cumhurbaskani seçilen Mahmud Ahmedînejâd 'in askeri, siyasî, ekonomik faaliyetler­de etkisi etkili bir politika izler. Iran bölge içerisinde bazi alt seviyedeki guruplari desteklerken, 2003 yilindan sonra Amerikan isgaline giren Irak’ta çok kanalli bir yumusak güç strate­jisi izlemektedir.
Devrim sürecinin sonucunda 1979'dan sonra ilkenin politik geçmisine bakildiginda ülke bir Ortadogu ülkesi olarak zirveden düsüse geçmis teröre verdigi destekle uluslararasi arenada aciz bir ülke halkinin gözünde düsman olarak benimsenen, neredeyse politikaci olarak tepede bulunanlarin tamami Devrim muhafizlarina mensup askerlerden olusan karanlik geçmislere sahip kimi zaman devletin tepesinde yer alan kisilerin isimlerinin dâhil sahte oldugu (örn. Humeyni’nin gerçek soyadi Müstafi Hasimi Rafsancani’nin ki ise Behbahani oldugu ortaya çikmistir.) kisilerce yönetilen bir devlet durumuna gelir. Mahmud Ahmedinejadin ise devrim muhafizlarina mensup bir asker olarak Iran Irak savasinda cepheye gidip gitmedigi, istihbarat teskilatina mensup olup olmadigi, yurt disi operasyonlarda tetikçi olarak görev alip almadigi halen meçhul olsa da bir kismi kendi tarafindan digerleri ise istihbarat örgütleri ve muhalifler tarafindan iddia edilir.
 
Islam Devrimi sonucu anlatildigi gibi Iran’da yasam kosullari iyice zorlasmis ve giderek diktatörlügün siddeti artan hükümetin halka baskisi artmaktadir. Bu baskinin sonucu 2009'da bir halk isyanina dönüsmüs ancak bu isyan da kanli bir sekilde bastirilmaya çalisilmistir. Devrimden önce monarsik bir hükümete sahip olsa da halkin temel geçimini saglayan hükümetin yerini devrime destek veren egitimsiz halki arttirmaya çabalayan bir hükümet almistir. Ayrica devrimden önce piyasada gençler ve özellikle üniversite mezunu gençler için bol is bulunur iken günümüzde Ahmedinejad hükümetinin haftada bir saat ücret karsiligi çalisan kisiyi çalisan hesaplamasiyla dâhil issizlik orani %25i asmaktadir. Ahmedinajda yönlendirilen elestirilere yanit olarak söyle demistir: "herkes bizim %25lik issizlik oranimizi görüyor ama hiç kimse kalan %75i Islam cumhuriyeti çalistiriyor demiyor". Ayrica fabrikalarin kapanmasi veya maas vermemesini takiben olusan protestolar özellikle onun döneminde kanli bastirilmis ve aylarca birçok fabrika maas ödememistir.
 
Devrimi takiben yasanan ABD büyükelçiligini basip rehine olayinin yasanmasiyla beraber Amerika tarafindan Ambargo uygulanan Islam Cumhuriyetine uygulanan ambargo yasalari devaminda gelen muhaliflerin ve Shapour Bakhtiyar gibi eski devlet büyüklerinin Iran disinda terör edilmesi, Arjantin Museviler merkezi bombalama olayi, Ahmedinejadin nükleer politikalariyla beraber Birlesmis Milletler tarafindan artarda siki ambargo planlari uygulanmistir. Bu ambargolar her ne kadar hükümet tarafindan önemsiz tasvir edilse de süphesiz ki ülkede genis ticari kayiplara neden olmustur.
 
Ayrica bu ambargolar ve özellikle Devrim muhafizlari’nin yoksullastirip sahiplenme politikasi olarak bilinen aksiyonlariyla fabrikalar artarda kapanmis petrol disi ülke ihracati 2009'da 1978'in 3te birini dâhil görememistir. Özgürlük yönünden degerlendirildiginde Islam devrimi Medyanin özgürlesecegi sloganiyla zafere ulasmis ancak Agustos 1979'dan günümüze kadar yüzlerce gazete kapatilmis hiç bir özel TV/Radio yayinina izin verilmemistir. Besij adi verilen Devrim Muhafizlari’nin sivil kolu kuruldugu günden beri Islam cumhuriyetinin gayri resmi baski kolunu olusturmus muhalifleri bastirmakta basrolü oynamistir.
 
Ortadogu ülkeleri arasinda müttefiklik iliskileri olarak en uzun süre müttefik olarak Iran ve Suriye’nin kaldigini belirten yazar, iki ülkenin kendi çikarlari ile deger ülkenin çikarlarinin ortak olmasindan kaynaklandigini belirtir. Devrimden sonra batili ülkelerce Iran’a uygulanan ambargo ile silah satislarinin durdurulmasindan sonra zorda kalan Iran yönetiminin ihtiyaci olan tüm silahlari Suriye araciligi ile alir.
 
Iran devrimine önayak olan kisilere göre, Iran devrimi sadece Iran’a özgü bir devrim olmadigini ve tüm dünyadaki Müslüman topluluklari kapsayan bir devrim olmustur
Iran komsusu ve kendine bölgedeki ülkeler arasinda rakip olarak Türkiye’yi görür. Türkiye nüfusunun yüzde 99’nun Müslüman olmasindan hareketle Iran Türkiye’nin Müslüman olmasindan faydalanama cihetine gitmistir. Türkiye’de Müslüman yasama dayali birçok kültür yapilari ve dernekleri kurmus ülkemizde yasanan basörtüsü sorunu ile ilgili olarak Türkiye’yi zor duruma birakacak eylemler yapmaktan da kaçinmamistir. Kaldi ki bu tür eylemlere Iran büyükelçisi dahi katilmistir.
Ayrica Iran Türkiye içerisinde etkili olmaya çalisan baska bölücü terör örgütü PKK ve Hizbullah olmak üzere çok sayida örgüt faaliyetini desteklemesinin altina yatan en önemli sebeplerin basinda Iran’in bölgede daha sözü geçer bir ülke olma isteginin yattigi asikârdir.
 
Iran'in devlet politikalari arasinda yer alan terörizm, Iranli devlet yöneticilerinden bagimsiz olmadigi tam anlamiyla Iranli yöneticilerinin onayindan geçtikten sonra faaliyete geçirilebildigini belirtir. Farkli ülkelerde yapilacak terör saldirilari bu makamlar tarafindan onaylanmak zorundayken, kendilerine zarar getirecek ve zorlugu fazla olan bir terör saldirisi ise onaylamamaktaydi.
 
 
HASAN SABAHTAN BUGÜNE IRAN VE TERÖR
BÜLENT KENES
TIMAS YAYINLARI

Benzer Kitaplar