HANEFI YOLDAS (GIZLI ÖRGÜT NASIL ÇÖKERTILIR)

HANEFI YOLDAS (GIZLI ÖRGÜT NASIL ÇÖKERTILIR)

Fevzi BOZKURT
Ekonomi


Ismail Saymaz tarafindan kaleme alinan ve Mart 2011'de Kalkedon Yayinlarindan çikan HANEFI YOLDAS! kitabi, Devrimci Karargah Davasininin "Hanefi Avci gibi cemaat veya iktidar karsitlarinin ve sol muhalefetin Ergenekon Kabusu' olma vasfini tasidigi iddiasi" tezini islemekte ve sira söz konusu çevrelerce yasanan tedirginligin bir ifadesi olarak "Sira Kimde" sorusu sorulmaktadir.
Davayla ilgili olarak "22'si tutuklu toplam 55 sanigin yargilandigi üç ayri Devrimci Karargâh Davasi'nda saniklardan yalnizca dördünün örgütle ve eylemlerle iliskisine dair kuvvetli kanitlarin oldugu" ileri sürülmekte ve buradan hareketle davada garipliklerin oldugu ima edilmektedir.
Kitapta yer alan "o flash bellek kimin?... o flash bellek delil sayildi... tesadüfe bak... devlet internetten ögrendi... ev nemli paket kuru... parçali sol özenle birlestirildi... iktidar klavyenin ucunda... yasal parti çökertildi... annen ergenekon'u aramis... Hanefi ile mücadele plani... 2 sema 12 örgüt... dergine girerken gördük... is yerine girip çikiyormussun..." gibi basliklar ve bunlara yapilan vurgularla okuyucuda "Devrimci Karargah Davasinin Emniyet'in düzmece kanitlarla olusturdugu sanal bir dava oldugu" izleniminin uyandirilmaya çalisildigi degerlendirilmektedir.
 
Yukaridaki basliklarin Odatv'nin mansetlerinden farksiz! oldugunu görünce elbette okuyucuda ayri ve daha anlamli bir izlenim uyaniyor!.. Yukaridaki basliklar ile Odatv'nin mansetleri sanki ayni 'el'in ürünü!...
Konuyla ilgili dikkat çeken basliklari/noktalari ayrintilariyla kitapta oldugu gibi hiç bir yorum ve degerlendirmede bulunmadan aynen oldugu gibi aktaralim.
..."Uyusturucu ve borç batagina düsmüs bir deniz subayi olarak" diye basliyordu, 15 Temmuz 2009'da Istanbul Emniyet Müdürlügü Elektronik Sube Müdürlügü'ne gönderilen 7468 numarali e-mail... Kim tarafindan gönderildigi bilinmeyen ve 'Bir Deniz Subayi' ibaresi yeterli bulunan ihbar üzerine 17 Temmuz 2009'da 11 adrese baskin yapildi...
Tesadüfe Bak
§  Alperen Erdogan, Yakut Aksoy, Tarik Ayabakan ve Burak Düzalan’in beraber kaldigi Degirmendere Yüzbasilar Mahallesi Istiklal Caddesi Paksan Apartmam'ndaki evlerinde yapilan aramada ise 'iki cihanda bir araya gelmeyecek' bulgulara ayni anda ve hatta iç içe ulasildi. Iddianameye göre, "Girise göre sol tarafta mavi renkli koltuk takiminin altinda" Öcalan’in 'Dirilis TamAnilandi, Sira Kurtulusta' adli kitabi bulunmustu. Ve iddiaya göre, kitap içinde bir DVD vardi. DVD'de ise çocuk ve hayvan pornosu görüntüleri yer aliyordu... "Ikametin girise göre sol tarafinda bulunan banyoda, banyo dolabinin altinda" sekiz paket kubar esrar, dört paket toz esrar, alti Ectasy hap çikti. Alperen Erdogan'in odasinda da, iddiaya göre, "Gardirobun üst orta kisminda valizlerin altinda sarili vaziyette zulalanmis olan pakette" de esrar ve hap çikti.
O Flash Bellik Kimin?
Ve son olarak, "Yine salon olarak kullanilan kisimda süpheli Tarik Ayabakan’in esyalarinin bulundugu yerde 1 adet DATA Traveler 2 GB 04183-332A00LF ibareli Kingston marka flash bellek" bulundu. Bu bellekte neler mi vardi?
§  Fislemeler... Ayni flash bellek, savcilik için 'cevher' degeri tasiyordu. Içerisinde neler yoktu ki? Kadin Yüzbasi Burçin Öztürk'e ait özel görüntülerden Ergenekon belgelerine; 486 kisinin isminin karsisina 'PKK', 'Sih', 'Hirsiz', 'Homo', 'Hristiyan', 'Komünist' ve 'Çocuklara karsi ilgisi var' gibi degerlendirmelerin yazildigi nottan; Isçi Partisi'in siyasi metinlerine...
16 ay sonra... TÜBITAK Bilirkisisi Yilmaz Çankaya'nin raporunun dosyaya ulastigi açiklandi. Çankaya'dan, bellegin Ayabakan'a ait bilgisayarda kullanilip kullanilmadigim belirlemesi istenmisti. Yapilan incelemede, sonuç su olmustu: "Yapilan inceleme sonucunda USB depolama cihazinin, dizüstü bilgisayarda kullanildigina dair herhangi bir emare tespit edilememistir." Flash bellek sahipsiz kaldi. Yani, bahse konu flash bellek, Tarik Ayabakan tarafindan hiç kullanilmamisti. Ayabakan ile Alparslan Erdogan, Burak Düzalan ve Yakut Aksoy o gün saliverildi. Ve 'Amirallere Suikast' davasinda tutuklu sanik sayisi ikiye düstü. Fakat su sorular havada kaldi...
 
Ev Nemli, Paket Kuru...
Alperen Erdogan, eve bir ay önce tasinmisti. Arama sirasinda evdeydi. Sorguda, evi 8 Temmuz 2009'da temizlediklerini, her tarafi islatmis olduklarini söyledi. Bu nedenle, uyusturucu bu tarihten sonra konulmus olmaliydi. Önce konulmus olsaydi, nemli olurdu ki, kuruydu. Erdogan'in diger itirazi suydu: Gardirobun üzeri tozlu olmasina ragmen oradan çikarilan paket tozsuz ve temizdi. Neden? Ayrica Erdogan, polise yardim etmisti. Verdigi sopayla banyodaki uyusturucuya ulasilmisti. Garip degil miydi?
Devrimci Karargâh, 27 Nisan 2009'da aldigi agir darbe karsisinda toparlanma arayismdaydi. Örgüt Türkiye'deki dört kisilik hücresini yitirmisti. Zaten fotografa göre, örgütün ülkedeki tüm varligi bu 'hücreden' ibaretti. Örgütün lideri oldugu ileri sürülen 55 yasindaki Serdar Kaya Hollanda'da, diger üst düzey yöneticileri ise diger Avrupa ülkelerinde yasiyordu. Kaya; Yilmazkaya ve arkadaslarinin yerini dolduracak bir örgütlenme için 'tusa' basmisti... Devrimci Karargâh, Avrupa'da uzun süredir yayinlanan, degisik sosyalist örgüt ve çevrelerin üyelerinin yazi yazdigi bir platform islevi gören, Demokratik Dönüsüm dergisi içerisinde de yer aliyordu. Ancak bu dergi, örgütün görüslerinden çok, 'sosyalistlerin birligi' konusunu gündemine aliyordu. Derginin son dört sayisinda, örgütün adi bile geçmiyordu. Ancak kaydetmek gerekir ki; Devrimci Karargâh, Devrimci Cephe ve Demokratik Dönüsüm'ün internet siteleri, Hollanda'da ayni IP adresinden yayinlaniyordu. Ironik olan da buydu: Demokratik Dönüsüm örgütün legal yayin organi ise, zor yoluyla iktidarin alasagi edilmesini hedefleyen Devrimci Karargâh, neden dergileri için, olabilecek en 'pasifist' çagrisimli ismi yeglemisti? Geriye bir tek, militan kazanmak kalmisti. O da zaten örgüt liderlerinin mesai harcamasina gerek kalmaksizin, kendiliginden Devrimci Karargâhi buldu. Bu kisi, sosyalist örgüt militanlarinin karakteristigiyle uyusmayan, daha çok kriminal bir görünüm sergileyen, 32 yasindaki Ulas Erdogan'di. Erdogan, Devrimci Karargâh'a nasil ulasmisti? Çok kolay! Serdar Kaya ile ayni yöntemle; yani, e-maille...
 
Devlet Internet'ten Ögrendi
 
Dava dosyasina göre devlet, Devrimci Karargâhi 1. Ordu'ya havan saldirisi sonrasinda ve üstelik örgütün bu eylemi üstlenmesiyle ögrendi. Yani yurttaslarla ayni anda, hatta internet meraklisi bir kisim yurttaslardan da biraz sonra... Devrimci zKarargâhin internet sitesinden yaymladigi bildiri ve yazilarla yetinecekti. Çünkü Emniyet Genel Müdürlügü'nün elinde bundan fazlasi yoktu.
Istanbul Cumhuriyet Bassavciligi’nin, 19 Aralik 2008'de, Devrimci Karargâhin yasadisi örgütler listesinde olup olmadigina dair bilgi istemesi üzerine o dönemin Emniyet Genel Müdür Yardimcisi Mustafa Gülcü, 7 Ocak 2009'da, kendilerinde böyle bir liste bulunmadigini ancak bazen sorusturmalardan hareketle 'Degerlendirme Raporu' hazirladiklarini belirterek, su yaniti verdi: Gülcü: Biz de internetten okuduk
 
§  "Devrimci Karargâh ile ilgili yapilan arastirmada; 07.08.2008 tarihinde Istanbul ilinde Selimiye Kislasina yönelik havan saldiri eylemi ile, 01.12.2008 tarihinde Ak Parti Istanbul Il Binasina gönderilen ve patlayan bombali paket eyleminin söz konusu yapilanma tarafindan isimli internet sitesinden üstlenildigi, Ancak ayni yapilanma tarafindan gerçeklestirildigi degerlendirilen 23.08.2008 tarihinde Karacaahmet Mezarligi yakininda bulunan parça tesirli ve zaman ayarli bombaya patlamadan önce uzman ekiplerce müdahale edildiginden gerçeklestirilmek istenen eylem basariya ulasamamistir. Bu yüzden üstlenilmedigi degerlendirilmektedir. "
...Istanbul Terörle Mücadele ve Istihbarat subelerinin elinde bile bundan daha fazla bilgi vardi. Ve bu bilgiler, daha sonra eski Eskisehir Emniyet Müdürü Hanefi Avci tarafindan 'Cemaat Operasyonu' diye addedilen bir sorusturma sonucunda görevinden alinan Mustafa Gülcü'den saklanmisti...
Sonraki durusmaya kalmadan, üç ay sonra, 3. Devrimci Karargâh operasyonu patladi. Aslinda üçüncü operasyonun isaretleri, iki operasyonda verilmisti.
Özellikle 2. Devrimci Karargâh sorusturmasinda gözaltina alinan veya tutuklanan saniklarin geçmiste ya da bugün ait olduklari sosyalist gruplar, hazirlanan polis fezlekesinde, Devrimci Karargâh'a katilmis sayildi.
Fezlekeye göre; Dr. Hikmet Kivilcimli’in takipçisi olan hareketlerden Sosyalist Dayanisma Platformu (SODAP) ile Devrimci Sosyalist Isçi Hareketi (DSIH), yani Kaldiraç Dergisi de bu yapilanmaya katilmisti. Gerçekte, yasal alanda var olan bu gruplarin ne Devrimci Karargâh ile ne de birbirleriyle bir benzerlikleri vardi. Yine fezlekeye bakilirsa, Devrimci Karargâhin bünyesinde farkli örgütlerden ayrilmis kisiler de vardi:
§  "Ayrica farkli terör gruplarindan (KURTULUS, MLKP, TDP, TSIP, KDH, DEVRIMCI DIRENIS) ayrilan kisilerin bulundugunun belirlendigi..."
Ne var ki adi geçen bu gruplardan Türkiye Sosyalist Isçi Partisi (TSIP) hiçbir zaman siddete yönelmemisti. Üstelik halen yasal faaliyet yürütüyor. Kurtulus, yasadisi mücadeleye yillar önce son verip yasal alani tercih etmisti. Artik SDP veya Sosyalist Parti'de temsil ediliyor. Türkiye Devrim Partisi'nin (TDP) 20 yildir bir silahli eylemi görülmüyor. Bu hareketin taraftarlari artik yasal alanda mücadele veriyorlar. Komünist Devrim Hareketi (KDH) 2000'li yillarin basinda dagilmisti. Devrimci Direnis diye bir sol grup ise hiç olmadi. Anlasilan polis; fezlekesinde, bir Devrimci Karargâh hayaleti yaratiyordu...
Yasal Parti Çökertildi
SDP Genel Baskani Ridvan Turan, 2009 yilinda bu göreve seçildi. Tutuklanana degin Sancaktepe'deki bir özel tip merkezinde doktorluk yapiyordu. Evli ve bir bebek babasiydi. Sorguya göre, 39 yasindaki Turan’in da aralarinda oldugu SDP'liler en azindan 5 Subat 2010'dan bu yana takip altindaydilar. Ve telefonlari dinleniyordu. Turan, 24 Eylül 2010'da savci karsisina çikarildiginda, sanilanin aksine birkaç soru yöneltildi. Baslica soru, Devrimi Karargâh ile SDP arasinda varligi savunulan iliskiydi... Dr. Ridvan Turan, bu soru karsisinda su yaniti verdi: "DBH yasal bir olusumdur. Çesitli gruplar tarafindan demokratik mücadele ve demokrasi cephesi için kurulmustur. Bizim partide böyle bir olusumda yer almaktadir. Devrimci Karargâh ile uzaktan yakindan ilgisi yoktur."
Soru: Üyenle niye bulustun? Partisinin Istanbul il ve Kadiköy ilçe örgütünde bulundugu öne sürülen tabanca ve silahlara iliskin olarak Turan, "Eger bulunduysa beni de sasirtmistir. Çünkü bizim siyaset tarzimiz siddete dayali degildir. Bu malzemelerin il ve ilçe yönetiminin bilgisi dahilinde olmadigini düsünüyorum" dedi. Kimi telefon ko-nusmalarinin suç kabilinden yöneltilmesi, Dr. Turan'i kizdirdi: "Meslegim ve parti genel baskani olmam nedeniyle yaptigim günlük görüsmelerdir. Bunlar niçin tape edildi? Suç unsuru varmis gibi bana soruldu, anlayabilmis degilim...
Osman Baha Okar, bilimsel alanda yayinlanan 'Bilim ve Gelecek' adli aylik bir sol derginin editörüydü. Hakkinda üç 'kanit' gösteriliyordu... Sonuncu 'kanit' ise Akar’in Zonguldak'ta yasayan annesi Fatma Okar’in, Ergenekon'da tutuksuz yargilanan Ulusal Kanal Haber Müdürü Ufuk Akaya ile 27 Haziran 2007-1 Mart 2008 arasinda gerçeklesen 24 telefon görüsmesiydi. Daha önce iki ayri davanin saniklari arasindaki telefon baginin, 'kanit' sayildigi görülmüstü ancak ilk kez bir sanik, annesinin telefon görüsmelerinden sorumlu tutuluyordu...
Is Yerine Girip Çikiyormussun!
Okar, diger saniklar gibi fiziki takibe de alinmisti. O fark etmese de 18 Eylül 2010'da arkasinda polisler vardi. Okar, tutanaga göre, "terör örgütünün yapilanmasini desifre etmek amaciyla" izlenmis ve çalistigi bilimsel dergiye, Türkiye'nin her yerinde dagitilan bir bilim dergisinin binasina giris çikisi kaydedilmisti:
§  "Terör örgütünün yapilanmasini desifre etmek amaciyla... Osman Baha Okar isimli süphelinin fiziki takibinde; Saat: 12.30 siralarinda Kadiköy ilçesi Caferaga Mahallesi Moda Caddesi Zuhal Sokak Gül Apt. No: 9 sayili yerde bulunan Bilim ve Gelecek Kitapevi isimli isyeri çevresinde görüldügü ve isyerine girip çiktigi, daha sonra saat: 15.45'te Bilim ve Gelecek isimli is yerine tekrar girdiginin görüldügü belirlenmistir."
Dergine Girerken Gördük
Hakan Soytemiz ise bir baska dergide, Leman grubu çatisinda çikarilan politik bir dergi olan Reci'de yaziyordu... Emniyet, 24 Mart 2010'da Soytemiz ve iki arkadasini Istanbul Sultangazi'de bir kafede teknik takibe almis, araçla arkalarindan gidip Sisli'ye kadar izlemisti. Soytemiz, son olarak, yazari oldugu derginin kültür merkezine girerken görüntülenmisti.
§  "Taksim'e gelerek burada üçünün araçtan indigi, E.T. ile A.S.'nin Istiklal Caddesi üzerinde TKP'lilerin yaptigi yürüyüse katildiklari, süpheli Soytemiz'in Sisli/Imam Aslan Sokak No: 18 sayili adreste bulunan Red Kültür Merkezi'ne giris yaptigi, daha sonra E.T. ile A.S.'nin de ayni yere geldikleri..."
Hanefi Ile Mücadele Plani
TEM Sube, 25 Ekim 2010'da savciya gönderdigi 19386 sayili evrakla, "Haliç'te Yasayan Simonlar/Dün Devlet Bugün Cemaat:" adli kitabi nedeniyle Avci’in Ergenekon ile baginin arastirilmasini önerdi. TEM Sube, varligi tartismali olan 'Irticayla Mücadele Eylem Plani' ile Avci’in kitabi arasinda bag kuruyordu: 'Ergenekon da yazdirmis olabilir'...
§  "Bassavciliginizca hazirlanan ve Hanefi Avci’in kitabinda bahsettigi, Ergenekon Silahli Terör örgütüne yönelik iddianamelere de konu oldugu gibi, örgütün faaliyetleri arasinda 'Dezenformasyon Amaçli Faaliyetlerin' de bulundugu... örgütün faaliyetleriyle ilgili "Yurt Içi ve Yurt Disi Örgütlenmeye Yönelik Faaliyetler" basligi altinda, diger faaliyetlerin yaninda "Kontrol altindaki medya kuruluslariyla dezenformasyon amaçli faaliyetler"in de bulunduguna yer verilmistir. Ayrica... Dursun Çiçek imzali "Irticayla Mücadele Eylem Plani" isimli planin "Medya Faaliyetleri" basligi altinda bulunan 3. maddede; "Ergenekon kapsaminda tutuklanan TSK personelinin masum oldugu, irticayla etkin sekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atildigi seklinde haberler yayinlanacaktir" seklinde, "Kara Propaganda Faaliyetleri" basligi altinda bulunan 1. Maddede ise; "Son dönemde genis yanki bulan ses kayitlari konusunda bilgi kirliligi yaratmak üzere irticacilar tarafindan yayinlanmis gibi gösterilecek ama dinleyenlerin bizi hakli bulacagi tarzda ses kayitlari düzenlenecektir" seklinde ibarelerin oldugu tespit edilmistir. Yine son dönemde ülkemizde faaliyet yürüten yazili ve görsel bazi yayin organlarinda, Hanefi Avci’nin bahse konu kitabinin, iddia olunun Ergenekon Silahli Terör Örgütü tarafindan bir dezenformasyon faaliyeti kapsaminda yazdirilmis olabilecegine dair yayinlarin da yapildigi tespit edilmis olup..."
Odatv'ye baskin Belirtmek gerekir ki savcinin bu oluru dogrultusunda Istanbul TEM'in nasil bir inceleme yürüttügüne dair ek klasörlerde herhangi bir evrak bulunmuyor. Fakat bu yazismadan dört ay sonra, 14 Subat 2011'de 'Odatv' adli muhalif internet sitesine yapilan Ergenekon Operasyonu, kimi ipuçlari sunuyor.
Odatv'nin kurucusu Soner Yalçin ve site çalisanlari Baris Terkoglu ile Baris Pehlivan’in tutuklandigi bu operasyonda, bilgisayarda 'Ulusal Medya Plani 2010' baslikli bir dijital evrakin bulundugu iddia edildi. Ergenekon belgeleri referans alinarak hazirlandigi ileri sürülen bu evraka göre, Hanefi Avci’in kitabinin gazetecilerce yazdirildigi savunuluyordu.
Soner Yalçm’in varligini reddettigi bu dijital yazi, Odatv'nin Avukati Hüseyin Ersöz'e göre, bir 'spam virüsle' bilgisayara yüklenmisti.
Bu belirsizlikte yapilabilecek bir çikarsama varsa, o da; Avci’in kitabi ve Odatv'dt bulundugu ileri sürülen bu yazi üzerinden, iktidar karsiti diye bilmen gazetecilerin, "Hanefi Avcili kabuslara" uyanmasinin yakin oldugu...  
Istanbul TEM, Devrimci Karargâh sorusturmasinda 13 kisi tutuklandiktan sonra, 24 Eylül 2010'da, 130 sayfalik bir fezleke hazirlayip savciya gönderdi. Fezkekeye iki de sema eklenmisti. Semalardan ilki, iddiaya bakilirsa, "Devrimci Karargâh"in Tarihçesi'ydi...
Bu sorusturmada emniyetin 'Bir Bilen'i haline gelen Gizli Tanik Son Tezgah’in anlatimlarindan yararlanilarak hazirlanan semada, örgütün kurucusu olarak, Yalçin Küçük gösterilmisti. Fotografta Küçük, Abdullah Öcalan ile el sikisiyordu. Küçük'ün fotografinin altinda '1979' yili yaziyordu. Bu tarih, Küçük'ün eski Türkiye Isçi Partisi'nden (TIP) ayrildigi tarihi isaret ediyordu. Siyasi hayatta var oldugu sürece tek bir siddet eylemine bulasmamis TIP, Küçük'ün solunda, emniyetin semasina yerlestiriliyordu.
Küçük'ün saginda ise 'Sosyalist Iktidar' dergisinin amblemi vardi. Bu amblemin devaminda, ayni gelenegin kurdugu Sosyalist Türkiye, Sosyalist Iktidar ve Türkiye Komünist partilerinin amblemleri vardi. Orhan Yilmazkaya ve arkadaslarinin 1999'da Sosyalist Iktidar Partisi'nden ayrilmis, o tarihe degin bu partide üye veya yönetici olarak görev almis olmalari da semada islenmis haldeydi. Oysa bu üç yasal parti bir kez olsun siddete yönelmemis, tüm seçimlerde seçmenin karsisina çikmisti...
Ergenekon sorusturmasina mesafeli yaklasan TKP'nin adinin, polis semasinda yer alisi, bütünüyle Tanik Son Tezgah’in iddialarina dayandiliyordu...
Ikinci sema, son operasyonda haklarinda islem yapilan saniklarin geçmiste yer aldiklari iddia edilen sol gruplar üzerinden tasarlanmisti. Bu semada örgüt, Ergenekon sanigi ve Isçi Partisi Genel Baskani Dogu Perinçek üzerinden Ergenekon ile iliskilendiriliyor. Perinçek'in Devrimci Karargah ile iliskisi ise 'Amirallere Suikast Davasi'nda tutuksuz yargilanan dört tegmende çiktigi savunulan flas bellekteki dijital notlara dayandiriliyor. Kitabimizin ilk bölümünden animsatmak gerekiyor ki, bu flas bellegin dört askerden herhangi birinin, bilgisayarinda kullanilmadigi TÜBITAK raporuyla ortaya çikmis, tegmenler 1,5 yillik tutukluluktan sonra tahliye edilmislerdi. Fakat Istanbul TEM, bunu görmezden geliyordu...
Semaya göre Devrimci Karargâh'a, 12 ayri örgütten kopmus saniklar katilmisti. Polise göre Ergenekon ile TIKKO, DHKP/C ile JITEM bu örgüt için ele ele vermisti. Semada adi geçen 12 örgüt söyleydi: 16 Haziran, Bedrettini Hareket, Ergenekon, JITEM, TKP/ML TIKKO, TKP/ML Hareketi, DHKP/C, MKLP, TDP, Kurtulus, Komünist Devrim Hareketi ve SDP...
Savcinin son iddianamesinde, 14'ü tutuklu, ikisi firari, 22 sanik bulunuyor. Hanefi Avci ve esi Senal Avci disindaki tüm saniklar için 'örgüt üyeligi' suçlamasi yöneltiliyor. Buna ragmen en yüksek ceza, 51 yila kadar hapisle Hanefi Avci için isteniyor. Senal Avci'ya, örgütle iliskili bir suç yüklenmiyor.
Firari saniklar Mahir Sayin ve Yaman Yildiz hakkinda ise yakalama emri verildi. Ilk durusma tarihi, 13-14 Nisan 2011'e birakildi.
Evet... kitapta yer alan hususlar kisaca böyle...
Nasil?
"Devrimci Karargah Davasinin Emniyet'in düzmece kanitlarla olusturdugu sanal bir dava olduguna" kanaat getirdiniz mi?
 
Yoksa...
Kitapta "Rüyasinda dahi bir araya gelmeyecegini varsaydiginiz kesimlerin/kimselerin ortaya çikan kirli çamasirlarini alelacele yikama" telasini mi görüyorsunuz?
 
Elbette ki karar da sizin... Takdirde....

Benzer Kitaplar