Bu kitapta Atatürk, devrim ve devrimin
nihai amaci, Türkiye tarihinde büyük önem tasiyan son 3 yildan seçmeler
aktarilir Türkiye, Mustafa Kemâl'in ölümünden beri uzun bir zamandir Bati'nin
kültür politikasini, ekonomik sultasini, savunma semsiyesini üzerine giyer gibi
giymistir. ADD (Atatürkçü Düsünme Dernegi) 'nin Türkiye'de 500 subesi oldugu
bunlarinda operasyonlarin hedeflerinde oldugu.
Dünyadaki tüm dogal zenginliklerin,
petrolün, gazin, uranyumun, çeligin, altinin, degerli madenlerin dörtte üçü
Dogu'da, Avrasya'da oldugu, Türkiye’nin de Avrasya’nin Asya'nin kilidi oldugu,
Türkiye'nin Ortadogu’da büyük bir rolünün varliginin görmezden gelinemeyecegi. Tüm
Amerikan ve Avrupali liderlerin bu konuyu kabullenip daha fazla Türkiye’nin
gelismesini istemedikleri, Asya'ya açilmak için bu kilidi Türkiye’yi yok etme
planlari yaptiklarinin asikar oldugu bu hayal ve düsüncenin 100 yillik bir dava
ve plan oldugu anlatilmaktadir.
Afganistan
daglarinda, Hindikus'un, Karakum’un zirvesindeki cevherlere el konuldugu,
Yunanistan adalarinin satildigi, Kerkük'ün petrolü, Erzincan'in altini,
Karadeniz'in gazinin önemli rezervlerinin varoldugu.Iste bu, kilidi kurcalanan
cografyanin ülkemiz ve zengin Ortadogu ülkeleri oldugu, Türkiye ise bu zengin
ülkeler arasinda hedefin tam ortasindadir.
Yazar Amerika'nin Arap
Bahari ve Kürt Bahari harekatini, Suriye'nin düsmesinin Türkiye'nin düsmesi
demek oldugunu belirtiyor. Türkiye’nin 100 yil önce emperyalist odaklarin
hedefi oldugunu ve o zamanda oynanan oyunlarin ülkeyi bölüp parçalamak üzerine
oldugu, Ittihat ve Terakkicilerin oyunlari, 1. Dünya Savasiyla, Çanakkale
Savasiyla, Sakarya Meydan Muharebesiyle, Büyük Taarruzla bu oyunlari en güzel
sekilde bertaraf ettigi bu oyunlari 2010 Dünyasi vizyonuyla, Türkiye'siyle en
güzel sekilde yine bertaraf edecegini.
Arap baharinda Kaddafi
Bingazi'de Bati'nin terör çetelerine karsi koyunca, kendi insanlarini
katletmekle suçlanmis, uzun bir medya operasyonundan sonra, uçusa kapali bölge
olusturulmus, ardindan Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi bir kararla havadan
10 bin defadan fazla bombalanmis ve bu "insani müdahale", 70 bin
sivilin hayatina mal olmustur.
Emperyalist güçlerin hiçbir zaman bize
yar olmayacagindan iktidarin ve muhalefetin bunu görmedigi görmek istemedigi ve
bu çikilmasi zor durumda bocaladigi, ülkenin emperyalizm odaklarin emrine
verildigi ve bu emir kurallariyla iktidar yapildigi anlatilip iktidar partisinin
bu sekilde iktidarligini sürdürdügü muhalefetin ise Enternasyonalistim diyip
küresel emperyalistlerin sözünden çikmayip baska bir sey yapmadigi bu
yönelimlerinde ülkemizi bölüp parçalamak isteyen emperyalist devletlerin
ekmegine yag sürüldügü belirtilmektedir. Türkiye’nin Bati ittifaki ve NATO üyeliginden bu tarafa
sisteminden ekonomi kültürüne, dis iliskilerden egitim ve ögretime bütün ulusal
kalelerimizi düsürmek pesinde olduklari, dilini ve dinini açik açik göstere
göstere dayatmaya basladigi ve bunu en yüksek hiziyla sürdürdügü, geçtigimiz yüzyilin
basindakine benzer bir dünya savasi çikarmaya çalistiklari, emperyalizmin
ortaya atip sürdürmeye çalistigi Türkçü, Sagci Solcu, Muhafazakar,Laik, Dindar
maskelerinin altinda bütünlügümüzü bozmaya çalistiklari ve ülkemize nifak
tohumlari ekip yesertmeye çalistiklari, Aydin diye tabir ettigimiz yani halkin
önüne isik rehber olan yol gösteren mütedeyyin olarak gördügümüz insanlarin tüm
ümidini batiya baglamis olmalari büyük bir yanlis içinde olduklarinin yaninda
ve bunun kötü bir çikmaz oldugu, Atatürk'ü deccal gösteren, Lozan'i hezimet
sayan laiklige dinsizlik diyen Siyonist çevrelerin uygulayicilarin agina düsen
aydin denen sahsiyetlerin varolduklari.Onlara göre bu sekilde düsünen
insanlarin Osmanli'nin dirileceginden Türk milletinin yeniden imparatorluk
seviyesine yükselecegine ve yeniden aleme hükmedeceginden süpheleri yoktur.
Tanzimat kafali yöneticiler eliyle vatan
topraklarini bir zamanlar savastigi Batili ülkelerin emrine tahsis ediyor
olmasi ve her gelen yönetim açilan yolda hizla yürüyorken Türkiye'nin hukukunu
savunmak bir yana, Türkiye'yi hukuktan temizlemek için elinden geleni yapiyorlar.
ABD yönetiminin baskan yardimcisi Joe
BIDEN'in 2012 sonbaharinda ‘'Biz el'iz Türkler, Ürdünlüler, Suudiler ise eldivenimizdir.’’
dedigi ve bu sözün kitapta genis yer buldugu her firsatta dile getirildigi yine
CIA gibi CFR (Council on Foreign Relations) adli bir olusumun olmasi ve bu
olusumun Türkiye'deki siyasetçileri kullanarak ülkeyi bölmeyi hedefledikleri.
Yine uzun vadeli planlar
ve CIA periyodik olarak insanlari, milletleri, devletleri sömürüp katlettikleri
bunlar arasinda; 1965'te Endonezya'da seçimle gelen Sukarno bir CIA darbesiyle
devrilmesi yerine geçen CIA diktatörünün 1 milyona yakin sivili "komünist"
suçlamasiyla katletmesi, CIA Vietnam'da 20 bin Viet Kongluyu katletmesi,
1971'de Türkiye’nin darbeyle
sallanmasi, gençlerin, aydinlarin, siyasilerin asilmasi, yok edilmesi hepsi CIA
temizligi sonucu yapildi ve tüm topluma korku saçildi.
Yine Güneydogu'da Jandarma Bölge
Asayis Komutanlari Hulusi Sayin, ibrahim Selen Çekiç Güç'e yani CIA karsi çikan
iki korgenerallerdi ikisi de öldürüldü. Cem Ersever ve Mustafa Deniz ve
Tuggeneral Bahtiyar Aydin öldürüldüler. Bunlarin bu vatansever ve milletsever
komutanlarin ortak özellikleri Çekiç Güç'e Amerikan katili sömürgeci gücüne CIA
karsi olmalariydi.
CIA küresel sirketlerle iç içe çalismakta
yillar içinde on binlerce operasyon gerçeklestirmis 1947'den bugüne CIA örtülü
operasyonlari sonucu 6 milyon kisi hayatini kaybetmisti.
Çesitli ülkeler
istikrarsizlastirilmis yönetim sekillerini bozmak için yaklasik 3 bin gizli 10
bin küçük çapta operasyon yapilmisti. Bu ülkelerin çogu anti demokrat
gösterilen, özgürlestirme adi altinda katledilen ve sömürülen demokratik kurallarla
yasayan toplumlara karsi yapilan yasadisi operasyonlardi. Yine bu
operasyonlardan biriside Türkiye ve Suriye komsu ülkelerini birbirine düsürmek
olacakti ve bu oyunun en büyük aktörlerinden biriside NATO olacakti. Bu küresel
efendilerin Ortadogu'yu kan gölüne çevirme harekâtini Türkiye'nin boynuna
yikmalari demek, özeti iki ülkeyi kanli biçakli yapip kanli bahara yolcu etmekti
bunu da kismen basardilar ama her sey tam istedikleri gibi olmadi.
Referandum sürecinde,
Evet-Hayir meselesi, Amerika ve CIA, Israil, AKP, PKK hepsinin bir olarak evet
dedikleri, PKK ve yandaslarinin da boykot ederek dolayli yoldan evet dedikleri
bunun karsiliginda da AKP’nin PKK ya özerklik verecegi. Bu yolla ABD'nin
aslinda uzun vadede Türkiye'yi ele geçirmek için çalistigi.
Baska bir oyun PKK üzerinden devam edecektir
1920'deki Sevr Antlasmasi bu anlasmaya göre, uluslararasi bir komisyon
denetiminde Kürt bölgeleri özerklestirilecek daha sonra Suriye, Irak, Türkiye
sinirlarindaki Kürt asiretler Milletler Cemiyeti'ne özerklik için basvuruda
bulunacaklardi. Basvuru derhal kabul edilecek, Türkiye ve diger ülkeler söz
konusu bölgeler üzerindeki tüm hak ve sifatlarini kaybedeceklerdi. Sonraki
asamada parçalar birlesecek ve büyük Kürdistan, uluslararasi camia himayesinde
petrol cografyasina oturtulacakti.
Sonuç olarak Türkiye'nin sokuldugu zor
durumda nasil çirpindigini, kendi milletine ihanet eden ve vatanini batiya
peskes çekmek için hareket eden, 100 yil önce de ayni bugün oldugu gibi ayni
yolun ayni kervanin yolculari olanlarin var oldugu… Ama vatanini namus gören bu
sekilde kavrayanlarin her ilde, her ilçede, köylerde bir araya gelerek ortak
direnis gösterip vatan topraklarini koruduklari anlatilir.
Suan ise vatanina ihanet içinde
olanlarin farkinda olmadan emperyalist devletler tarafindan yavas yavas
sömürülerek ülkemizi vatanimizi milletimizi atesten gömlek giydirmeye ve bu
ateste yanmaya mecbur birakildigindan, bunlari yapanlarin halktan görünen
maskeli ihanet sebekeleri olduklari, Allah'la aldattiklari, Atatürk'le
aldattiklari kendi milletlerini aldatma karsiliginda kisa ömürlü olan makam
mansip sahibi olduklarindan dem vurulmaktadir. Türkiye bugün küresel çetelerin yol
haritasinda iz sürüyor olmasiyla Ortadogu’daki rolünü kabul ettirmistir. Bu rol
Arap dünyasinda bir Erdogan rüzgari estirmeyi gerektirecekti, bu Arap halklari
Suriyeliler, Ürdünlüler, Lübnanlilar ve sinirlarla birbirinden ayrilmis
ülkelerde yasayanlardi ve bu ülkelerde de batili devletlerin etkisiyle en güzel
sekilde degisik rüzgarlar esmistir ve esmeye de en güzel sekilde devam ediyor.
Iktidariyla muhalefetiyle bu büyük
yanlislarin en kisa sürede fark edilip vatan topraklarini yedi düvele karsi koruyup
emperyalist devletlerin oyunlarinin farkina varilmali, bu tezgâhlara ve
oyunlara gelmemek için çok düsünüp ince eleyip sik dokuyarak en küçük nokta
bile olsa bu sekilde karar verilip yeniden Sevr gibi kararlara dolayli
yollardan gelecek oyunlara karsi uyanik olmaliyiz.
GÜN O GÜNDÜR
BANU AVAR
REMZI KITABEVI