GLADIO  -  AMERIKA'NIN KURDUGU GIZLI ÖRGÜAT

GLADIO - AMERIKA'NIN KURDUGU GIZLI ÖRGÜAT

Fevzi BOZKURT
Ekonomi


Sivillere saldiracaksin ki halk devlete yönelsin, devlete sarilsin, devletten daha fazla güvenlik önlemi almasini istesin.
Italyan senatosu 2000 yilinda sonuçlanan sorusturma sonucunda meydana gelen terör olaylarinin devletin içerisindeki olusumlar tarafindan yapildigini, bunlarin da ABD istihbarat birimleriyle birlikte çalistiklarini açiklamistir.
Casson isimli bir savci yillar süren sorusturmalar neticesinde Gladio adindaki terör örgütünü çözmüstür.
Terörizm, gruplari, bireylerin veya devletin siyasal amaçla baska kisi ya da gruplara karsi giristigi, savas disi sistemli siddet eylemi olarak adlandirilabilir.
Dünyadaki terör olaylarinin en çok meydana geldigi ülkeler, geri kalmis ve cografi konumlari geregi büyük güçlerin istikrar olmasini istemedigi ülkelerdir.
Sözde teröre karsi olan çogu ülkeler kendi menfaatleri geregi, diger devletler içerisindeki terörist gruplari desteklemisler, bu gruplar da her türlü terörist eylemi gerçeklestirmisler, hatta çok sayida devlet büyügüne suikast düzenlemekten çekinmemislerdir.
Türkçe, insanlar üstünde yilginlik, dehset, endise, korku meydana getiren siddet eylemlerini ifade eden terör kelimesi Latince terror, korkutmak tan dilimize girmistir.
Siddet eylemlerini devletler arasindaki ihtilaf ve hakimiyet mücadelelerinde kullanilmasina uluslar arasi terör denir. Uluslararasi terörden en çok zarar gören millet Türklerdir. Osmanli zamaninda Araplarin askerlerimizi arkadan vurmasi, Cumhuriyetin kurulmasindan sonra Ingilizlerin destegi sonucunda çikan Seyh Said isyani sonucunda Musul ve Kerkük’ün Misak-i Milli sinarlari disinda kalmasi, 1970-1980li yillar sag-sol çatismasi ve en sonunda PKK terör örgütü.
CIA’nin NATO ülkelerindeki gizli ordularina verilen ad olan Gladio, çift tarafli ve kisa kiliç anlamina gelmektedir. Kilicin adi Sica’dir ve Sicariler tarafindan kullanilmistir. Sicariler tarihte bilinen ilk terör örgütüdür.Siyasi ilk terör örgütü XI. Yüz yilda ortaya çikan Hashasinlerdir. Masonlugun kullandigi örgüt Jakobenlerdir. Bunlar kontrgerillanin lideriydiler.Hitlerin kontrgerilla örgütlenmesi SA ve SS gruplaridir. Kontrgerilla yapisinin en zengin örnegi Alman Gestapodur. Tipik bir istihbarat birimi olarak kurulan bu örgüt içerisinde Cinayet  Bölümü” de vardi.
Israilin gizli ordusu Mossaddi. Mossad tüm dünyada kontrgerilla faaliyetlerini yürüterek diger ülkelerdeki terörist gruplarin egitimini üslenmis, kargasa ve kaos yaratmada üstüne düseni en iyi sekilde yapmis, kurulus amacina böylece hizmet etmistir.
1950 yillardan sonra NATO’nun gizli ordusu Stay Behind ortaya çikmis, sözde Sovyet isgaline karsi kurulan bu örgüt kargasa yaratmak amaciyla her türlü eylemi etkinligi gerçeklestirmistir.
Ikinci dünya savasinin sona ermesinden sonra dünyada iki büyük güç olarak SSCB ile ABD kaldi. Bu iki güç arasinda Soguk Savas baslamisti. SSCBnin Avrupayi isgal edebilecegini düsünen ABD 1949 yilinda NATO’’yu kurdu. Üye olan ülkelerde de komünizmle mücadele etmesi için farkli adlarda gizli örgütler kurdu. Bu örgütlerin kullandigi yöntemlere Gerginlik Stratejisi denir. Bu tür örgütlerin varligindan çogu zaman devletin üst düzeye yöneticilerinin bile haberi olmamaktadir. NATO üyesi ülkelerde kurulan bu tür yapilanmalar NATO içerisinde süper NNATO olarak adlandirilan birime bagli olarak çalisir. Dünyadaki çogu büyük sirket yöneticileri bu birime bagli olarak faaliyet yürütür.(Shell, Fiat vb)
Günümüz Gladio’sunun ilk temelleri Western Union adiyla kurulmus gizli bir örgütle basladi. 2. dünya savasindan sonra Soguk Savas döneminde Avrupayi yönetecek, bayan olarak aralarinda sadece Margareth Thatcher olan bes genç, ABDye gittiler ve burada egitim aldilar.
ABD artik kitlesel degil lokal savaslarin yapilmasi fikrini benimsedi. Lokal savas yapilacak alanlar arasinda Türkiye ‘de bulunmaktadir.
Fransa’da kurulmak istenen Gladio desifre edilebilir olmasina ragmen NATOnun merkezini Fransaya tasimasi sonucu Gladionun merkezi konumuna gelmistir. Fransada Rüzgarlarin Gülü ismi adi altinda faaliyet yürütmeye basladi.
CIA yönetiminde ve Süper Natoya bagli olarak kurulan Gladio tipi yapilanmalar, tüm Nato ülkelerinde ve tarafsiz Avrupa ülkelerinde faaliyet göstermisler ancak kimilerinde fazlaca etkin olmayip beklemede kalmis kimi ülkelerde ise ülkenin tarihini degistirecek eylemlere imza atmistir. Özelikle Italyada son derece önemli eylemler yapmis resmen ülkenin gelecegi ile oynanmistir. Italya Gladio ile mücadele etmeye 1960larin sonunda baslamis ama basarili olamamistir.1974 yilinda Italya basbakani Aldo Moroya, ABD ziyaretinde Diisleri bakani tarafindan izledigi bu birlik politikalarini birakmasini, yoksa çok agir bir bedel ödeyecegini söylemisti.
Bu gizli örgütler NATO üyesi tüm ülkelerde farkli adlarla faaliyet yürütmüslerdir. Çünkü bir devlet NATOya üye olurken kendi ülkesinde bu tip gizli örgütlerin kurulmasina izin vermislerdir. Bunlarin Türkiyedeki adi KONTRGERILLAdir.
Aslinda bu örgütleri CIA’in yönetmekte ve finanse etmekte oldugu bilinmekle beraber, bu kadarinin CIA’in boyunu astigi ve uzantilarin MOSSAD’a kadar gittigi söylenmektedir.
1990 yilinda Italyada bir savci yaptigi arastirmalarda gizil bir örgütün varligini ispat etmis, Belçikali bir üst düzey yetkili de bu tip gizli örgütlerin 16 NATO üyesi ülkede oldugunu söyleyerek örgütün ne kadar genis zeminde faaliyet yürüttügünü gözler önüne sermistir.
1981 yilinda P2 (Propaganda 2) skandali ortaya çikti. Bu mason teskilatinin ortaya çikmasiyla bir ülkede Mason Localarinin neler yapabilecegi gözler önüne serilmis oldu. P2 locasi desifre olan ilk Mason örgütlenmesidir.
Aslinda bu örgütler olasi SSCB isgaline karsi koymak amaciyla kurulmus olmalarina ragmen daha 1960’ yillarda bu amacindan saparak muhalifleri baski altina almaya çalismistir. Aslinda kim ABD ye muhalif ise bu örgütlerin hedefi durumuna düsmüstür. Yani olasi SSCB isgaline karsi koymak yerine ABD çikarlarina hizmet etmeye baslamislardir.
Gladio tarihinin en iyi saklanmis sirlarindan biridir. Devlet baskanlarinin hatta Savunma bakanlarinin bile haberdar olmadigi bir yapilanmadir. Amerika kime onay verirse bu sirri o bilir.
Italyada Temiz Eller adiyla bir operasyon baslatilmis ve bu operasyonla Italyanin kirli geçmisi aydinlatilmaya çalisilmistir.
Israil kizil Tugaylar isimli sol terör örgütünü her türlü destekleyerek Italya iç siyasetini istikrarsizlastirmak için çalisiyordu. Bunun sebebi de Italyanin bölgesindeki etkisini azaltmakti. Mossadli subaylar bu örgütün egitimini sagliyorlardi. Mossad’in Israil aleyhtari Aldo Moronun öldürülmesi olayi ile ilgisi oldugu belirtilmistir. Aldo Moro öldükten sonra evinde bulunan notlar Basbakan Andreotti tarafindan gizlenmeye çalisilmis ancak gazetecilerin çabalari sonucunda bu notlar ortaya çikmistir. Aldo Moro bu notlarda Basbakan Andreottiyi karanlik isler çeviren bir adam olarak tanimlamistir.
Henry Kissinger 1975 yilinda, italya'da kendi istekleri disindaki bir hükümete onay verilmeyecegini söyleyerek aslinda gizli bir örgütlenmenin sinyalini önceden vermistir.
Bütün bu terör olaylarinin arkasinda P2 locasina bagli olarak faaliyet yürüten askeri istihbarat birimleri vardi. Sorusturmalar devlet sirri denilerek engellenmeye çalisiliyor, kanun önüne çikarilanlar ise süpheli bir sekilde serbest birakiliyordu. Önemli taniklar ortadan kayboluyor, bunca olan terör olayina ragmen hiçbir suçlu bulunamiyordu.
3 Mayis 1988 günü üç Italyan Jandarmasinin bir aracin patlamasi sonucu ölmesiyle baslayan sorusturmada görevlendirilen Savci Sava Felice Casson, basbakanla görüserek Gizli Servis arsivine girmeyi basardi. Yaptigi incelemelerde Gladionun 1956 yilinda CIA tarafindan Sovyetler Birligi ve Varsova Pakti'ndan gelecek bir istila olasiligina karsi, bir direnis örgütü olmasi amaciyla kuruldugunu belirledi. Savci kendisini engellemeye çalisanlari parlamentoya yazdigi mektupla sikâyet etti ve bundan sonra sorusturmaya hiz verdi. Bunun üzerine Andreotti gizli örgütü açikladi ve tüm Avrupa ülkelerini sarsan Gladio Skandali patlak verdi.
1990 yilinda SSCB’nin dagilmasiyla ortadan kalkan komünizm tehlikesi yerini Gladio tipi örgütlere birakti. Çünkü bu örgütler amaçlarina ulasmak için her türlü yol ve yöntemi mubah bilmis,kendi çikarlari dogrultusunda her görüs ve kesimden insani kullanmistir. Masum insanlara yönelik eylemler gerçeklestirmekten çekinmemistir. Olayin ve can kayiplarini önemsememis, hatta can kayiplarinin yüksek olmasini basari saymistir.
1990 yilinda baslatilan sorusturma sonucunda NATO içerisinde SüperNATO adinda gizli bir yapilanmanin oldugu kabul edilmesine ragmen NATOya üye devletler bu konuda net bir bilgi vermekten kaçinmislardir.
Avrupa Parlamentosu Gladio yapilanmalarini kinama karari aldigini açiklamistir. Avrupa parlamentosu bu karari ile Gladionun Avrupadaki bütün faaliyetlerinin desifre edilmesini ve durdurulmasini istiyordu.
Öte yandan Gladio tipi örgütlenmeler kendi içerisinde bölünme ve çeliskiler yasamaya baslamisti. Bu gruplarin adamlari son derece siradan hayat sürerken vatan siari söz konusu denildiginde, bu siradan hayatlarini birakip birer savasçi olabilmekteydiler. Her türlü eylemi gözlerini kirpmadan yapabilecek bir karaktere bürünebilmekteydiler.
Dünyadaki esas terör sebekeleri ABD ve israildir. Bunlar usta gazetecileri kullanarak suçu her zaman baskalarina atmislardir. Bu yazarlara göre ABD hiçbir zaman terörist olusumlari desteklemez, sadece terörist gruplara karsi bagimsiz hükümetleri kollar ve gözetir, terörist eylemleri Dogu Bloku ve Libya yapar. Diger bir yöntem ise eger bir sey hosuna gitmiyorsa ona terör damgasi yapistir. Bu taktigi de çok ustaca kullanmislardir.
Basin ile Gladio yapilanmalari arasinda siki bir bag vardir. Basin istedigi insani istedigi sekilde halka lanse edebilir. Eylemi Gladio yapar, tamtamciligini basin yapar. Tüm dünyadaki önemli basin yayin kuruluslarinin sahipleri Yahudilerdir. Örnegin CNNnin sahibi Yahudi asillidir. Bu tür yayin kuruluslari CIA ile birlikte çalisir. Bunun en güzel örnegi Körfez savasinda yasanmistir. CIA kuruldugu günden bu tarafa basin yayin kuruluslarinin kendi denetiminde olmasini saglamistir. CIA kadrosunda akademisyenler, yazarlar, psikologlar, sosyologlar vardi ve bu insanlar hedef belirlemede çok usta idiler. Seçtikleri hedefler ise aydin, birinci sinif ve ögrencilerdi. Bu kitleyi istedikleri gibi yönlendirmeyi beceriyorlardi. Çünkü bu adamlar islerini çok iyi yapiyorlardi. CIA yazarlara ve basin yayin organlarina sürekli olarak para yardiminda bulunuyordu. Bu yazarlardan biri CIA’in istegi dogrultusunda 16 kitap yazdigini kabul etmistir.
CIA 1980’li yillarda hedef ülkelere sattigi bir programla o programi kullanan ülkenin bilgilerine ulasmistir. O program Türkiye ye de satilmistir. Bu program bilgileri depolayarak CIA’nin ulasmasini saglamistir. Bu olayi arastiran 9 amerikan vatandasi ölmüstür. Bu programin adi Promistir. Promis in arka tarafina Truva Ati yani bir virüs yerlestirilmisti. Bu programi kullanan ülke otomatik olarak bilgilerinin ABD ve Israil ile paylasiyordu.
Tüm dünyada Gladio oldugu gibi Kürt Gladio suda vardir. Terörist basi Öcalan bununla ilgili olarak bu gizli örgütün Türkiyenin NATOya girdigi tarihte ABD ve NATO tarafindan kuruldugunu söylemistir. Almanyanin bu örgütleri destekledigini, Tansu Çillere suikast düzenlenip bunu üslenmesini istediklerini beyan etmistir.
Aksiyon dergisinde güvenlik güçlerince öldürüldügü söylenen bir çok Kürt vatandasin aslinda Kürt Gladiosu tarafindan öldürüldügü belirtilmistir. PKKnin kurulusunda yer alan bir çok kisinin Öcalannin talimati ile Kürt Gladiosu tarafindan öldürüldügü ortaya çikmistir.
Parmaksiz Zeki kod Semdin Sakik bir operasyonla Irak’in kuzeyinden getirilmis, yillarca yattigi Diyarbakir Cezaevinden PKK ile ilgili bir çok bilgi vermis ayni zamanda kitaplar yazmistir. Yine Semdin Sakik katliama varan birçok eylemi Öcalannin talimati ile yapildigini, 33 Erin sehit edilmesi olayini da Öcalannin talimati ile yapildigini söylemistir. Sakik terör örgütünün tarihini anlatirken de derin iliskilere deginir. Öcalandan ayrilmak isteyen örgüt mensuplarinin Kürt Gladiosu tarafindan olusturulan tabancali suikast timlerince infaz edildigini söylemistir. Öcalan nin kontrolündeki PKK devletle iliskili olanlari hain olarak ilan etmis, zenginleri vergiye baglamis, faili meçhul olarak bilinen birçok cinayeti kendisi isledigi halde bu cinayetleri baska Kürtlerin üstüne yikmistir.
PKK’da derin iliskiler ve karanlik cinayetler hiç bitmez. Örgütün kurucularindan ve Kürt olmayan Haki Karer örgüt içerisinde sivrilmeye baslamis ve Aponun liderliginin sorgulanmasina sebep olacak kadar etkinligini artirmisti. 1977 de Antepte çikan bir kavgada Haki Karer vurulur. Daha sonra korumasi da infaz edilir.
Mahsum Korkmaz’in ölümü de çok ilginçtir.Pusuya düsen terör örgütü grubunda sadece bir kisi hafif yaralanirken Korkmaz alnindan tek kursunla vurulmustur.Sakik yapilan arastirma sonucunda kursunun kendilerinden biri tarafindan sikildigi kanaatine varildigini söyler.
Degisik tarihlerde örgütün üst düzey yöneticilerinden olup ta Öcalan ile görüs ayriligina düsen bir çok isim infaz edilmistir. Türkiye de ve Avrupada emir bekleyen 50 Kürt Gladiosunun oldugu, ayrica örgütün infaz edilecek 250 Kürt kökenli vatandasin isminin oldugu bir liste hazirladigi bilinmektedir. Kürt gladyosu eylem ve cinayetleriyle Avrupa Birligine giris sürecini engellemek istemektedir.
Türkiye’nin NATO’ya üye olmasi 1952 tarihinde olmustur. 1953 yilinda Seferberlik Tetkik Kurulu kuruldu. Daha sonra bu kurul 1965 yilinda Öze Harp Dairesi adini alacakti. Bundan sonra ilik olarak Egridirde bir komando okulu açildi. Ayrica ABD meclis denetimi disinda Türkiyede üs açti.
1960 yilinda ABD-Türkiye iliskileri gerildi. Bunda Basbakan Menderesin yapacagi Rusya ziyareti etkili olmus olabilirdi. Daha sonra 1960 askeri darbesi oldu. ABD’nin mali destegi ile 5000 subay emekliye ayrilarak tavsiye edildi. Türkes masonluk teklifini kabul etmedikleri için bir grup subayin yurt disina görevlendirilerek tavsiye edildigini daha sonra anilarinda anlatacakti.
Bu dönemde bir amerikan yetkilisi bizim isimiz hosumuza gitmeyen hükümetleri yikarak yerine hosumuza gidenleri getirmektir diye söylüyordu.
Demirel hükümeti zamaninda Rusya ile yakinlasma olmus, ordu içerisinde ve gençlikte anti-amerikan egilimlerin artmasi ABD’yi kaygilandirmis ve o dönemde Kontrgerilla hareketlerine girismis, 12 Mart darbesiyle de amacina ulasmisti.
1970’li yillarda Türkiye yine çok karanlik bir dönemin içerisine girmisti.1 Mayis 1977 günü gösteri yapan isçi grubun üzerine ates açilmis ve 34 kisi ölmüstü. Olay hale aydinlatilamamis bir sir olarak Türkiye tarihinin karanlik raflarinda yerini almistir. 1 mayis olayindan 28 gün sonra hedefte bu sefer Ecevitler vardi. Gladio faaliyete geçmis ve ülkeyi bir darbeye dogru götürmenin temellerini atmaya baslamistir. Genelde provokasyonlar milliyetçi kanat üzerinde yogunlastirilmistir. Ülkenin dört bir tarafinda olaylar çikmaya baslamistir. Üst üste cinayetler islenmistir.1978-1980 yillari arasi çok karanlik bir ortam olusmustur.
Sol örgütler listesinde bulunan Nihat Erim öldürüldü.  Savci Dogan Öz Bülent Ecevite  bir rapor sunar. Raporda kontrgerillayi Özel Harp Dairesi olarak nitelendirir ve bunlarin içinde MIT elamanlari ile 1. Sube personel ininde   oldugunu belirtir. Ancak Ecevit  o zaman bu olayin üstüne gidemedi. Dogan Öz raporu sunduktan iki ay sonra bir cinayete kurban gitmistir.
Adnan Menderes eski adiyla MAH simdiki adiyla MITin içinde maaslarini ABDden alan ve onlara çalisanlarin olmasindan kuskulanarak bir kisiyi görevlendirdi. Menderes kuskularinda hakli çikti ve CIA yöneticisini çagirarak iliskilerin müstesar düzeyinde olmasini istedi. Bunu CIA unutmadi ve 1960 darbesi gerçeklesti.
Türkiye’nin bulundugu konum itibariyle böyle bir olusumun meydana getirilmesi o zamanki sartlarda gerekli görülüyordu. ABD’nin yillik 1 Milyon dolarla finansa ettigi Özel Harp Dairesi Sovyetlerin bogazlar üzerindeki emellerini engellemek ve olasi Sovyet isgaline karsi direnis gösterilmesi amaciyla kurulmustu.
1952 yilinda ku­rulan Seferberlik Tetkik Kurulu'nun ismi, gayri resmi olarak Ergenekon olarak kullanilmistir. Türkiye'de ilk defa Ecevit, "Derin devlet kontrgerilladir" diyebilme cesaretini göstermistir.
Özel Harp Dairesi Baskanliginin içinde her türlü meslek grubundan insan görev almis olasi bir isgal durumunda gayr-i nizami harp faaliyetleri yürütülmesi planlanmistir. Ama disa dönük olarak yapilan bu planlamalar daha  sonra içe dönük bir hal almistir. Ülkede varolan kargasa ve kaos ortaminin mimari olarak bu kurulus gösterilmistir. Ayrica bu teskilatin içerisinde Laz, Çerkez, Kürt kökenli vatandaslarda yer almistir.
Ecevit’e verilen brifingde vatan savunmasi için çok gerekli bir kurum olarak lanse edilmistir.
1990 yilinda Italyadaki gladio skandalindan sonra Süleyman Demirel bir açiklama yaparak savcilari göreve davet etmistir.
Genel Kurmay yaptigi açiklamada vatan savunmasi için son derece kritik bir konumda olan bu kurumun asilsiz ve maksadini asan sözlerle yipratmanin gereksiz ve TSKya zarar verdigini söyleyerek Özel Harp Dairesine sahip çikmistir.
12.04.1991 tarihinde kabul edilen 3713 sayili Terörle Mücadele kanunu ile terör ve terör örgütlerinin tanimi yapilmistir.
TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Arastirma Komisyonu Raporunda böyle bir sorusturma baslasa sistematik olarak önlerine engel çikartildigini ve sorusturmanin ilerlemesinden  bazi kesimlerin son derece rahatsiz oldugu belirtilmistir.
El kaide terör örgütünün yapmis oldugu terör eylemlerinin ABD ve Israil devletlerinin politikalariyla  zaman bakimindan son derece uyumlu olmasi bazi insanlarin gözünden kaçmamistir.
II.Dünya Savasindan sonra Amerikanin savundugu kapitalizm, komünizm karsisinda basari saglamisti. Artik ABD kiminle mücadele edecekti. Artik olaylari Din ve kültür savasi durumuna tasinmali, artik savas bu cephede sürdürülmeliydi. ABD ve bati dünyasinin dogal düsmani Islam dünyasi ve Müslümanlardir. Bundan sonra Müslümanlar içerisinde pasakli, pis, itici tipler gösterilerek Islam dünyasina karsi insanlarin önyargi olusmasina çalisilmistir. Eksik ve yalan haberler yayinlandi. Islam dünyasi çagdisi ve medeniyet düsmani tanitilmaya baslandi.
Dünya aslinda bir Medeniyetler Savasi’na dogru sürükleniyordu. ABD baskani Bush Haçli Seferlerini baslatiyorum diyerek aslinda tüm dünyaya bu savasi ilan etmistir.
Bölgesel hakimiyet mücadelesi veren yabanci güçler uzun yillardir emirleri altindaki bir kisim medyayi kullanarak, vatandaslarimizi kandirip ideolojik, etnik ve dinsel guruplar halinde bölmüs ve sürekli kiskirtarak birbirleriyle çatistirmis, ülkemizi bir istikrarsizlik ortamina sokmaya çalismislardir, Çünkü istikrarin olmadigi yerde hiçbir yönden gelisim olmaz. Türkler geçmis yillardan beri sistematik olarak terörün hedefi durumunda kalmislardir.
Istanbul bassavciligi Türkiyede kaos ortami olusturarak askeri darbeye zemin hazirladigi gerekçesiyle ETÖ sorusturmasi açildi. Ergenekon  Avrupa birligine karsidir. Istanbulda bir evde bulunan el bombalari ile baslayan süreç ülkede çok genis bir çevreyi etkisi altina almis, çok sayida asker, sivil toplum kuruluslari bu operasyon kapsaminda ele alinmislardir.
Tam 30 yil sonra yine soyadi ÖZ olan bir savci Ümraniye de bir evde bulunan bombalarin izini sürer, vardigi nokta Dogan Öz’ün isaret ettigi tehlikelerle aynidir. Zekeriya Öz, Istanbul Cumhuriyet Savciligi'na atandi ve 7 ay sonra örgüt ortaya çikartildi. Örgütün kuruculari arasinda asker, uyusturucu kaçakçilari bile vardi.
Savci ÖZ bu örgütün devletin içlerine kadar sizarak kaos ortami olusturmaya çalistigini fark etti.
Bir kisim devlet görevlisi kendilerini ve örgütlerini hukukun üstünde sayarak bazi olaylari sözde devlet adina yaptiklarini ifade etmislerdir. Aslinda belki de geçmiste lazim olan bir kurum zamanla kurulus amaçlarindan sapmis da olabilir.
Peki, simdi ne olacak? Türkiye bu karanlik tarihi ile yüzlesebilecek mi? Faili meçhuller aydinlanacak mi? Yoksa geçmis yillardaki gibi karanlik bir el dügmeye basarak bu sorusturmalara engel mi olacak.
 
Türkiye’de yasananlar sadece kendi geçmisini degil eger sonuna kadar gidilirse II. Dünya savasindan sonraki Avrupada yasananlari da gözler önüne serecektir.

Benzer Kitaplar