GIZLI SERVISLER - KARANLIK ODALAR - KÖR NOKTALAR

GIZLI SERVISLER - KARANLIK ODALAR - KÖR NOKTALAR

Fevzi BOZKURT
Ekonomi


Millî Istihbarat Teskilatinin görevi devletin güvenligi ile ilgili bilgileri toplamak. güvenligi bozan iç ve dis düsmanlara karsi tedbir almaktir. ancak Millî Istihbarat Teskilatinin asil görevi ülkeyi disardan gelen tehlikelere karsi korumak,  daha açik bir ifade ile hükümetin, iradesi ile yapmak istediginin  engellenmesi yada yönlendirilmesi olayina müdahale etmektir. MIT'in mücadele ettigi güçler bellidir. Disarida ülkemize yönelik organize faaliyetler yürüten gizli servisler bu gizli servislerdir. Türk vatandaslari degildir. Türk vatandaslarinin söyle veya böyle düsünmeleri, MIT'i ilgilendirmemelidir
MIT'in kisiler hakkinda bilgi toplamasi dogru degildir. Sahislarin özel hayatina ait bilgiler toplamasi yanlistir. MIT’in görevi devletin güvenligi ile ilgili bilgileri toplamak ve degerlendirmektir. Bunu yaparken de diger bütün Istihbarat Teskilatlarinin yaptigi gibi telefonlari dinleyebilirler. Bunun disina çikmamalidir. Bunun disina çikarsa keyfi olmus olur ve görev suiistimal edilmis olur. 
    
Ülkemizde çikarlari olan çok sayida devlet gizli servisleri yoluyla PKK terör örgütünü kullanmaktadir. Bunlarin basinda da Avrupa, Amerika ve Rusya gelmektedir. Düsmanlarin asil amaci PKK ve dinci gruplar üzerinden ülkemizi güçsüzlestirmektir. Ruslar PKK terör örgütünü kullanmanin yani sira dinci gruplari kullanarak ülkemize zarar vermektedir. PKK terör örgütünün devlet  kurmasi mümkün degildir ancak buradaki amaç PKK’ yi kullanarak Amerika’nin bu bosluktan faydalanmasidir. Bu nedenle de Kürtlere kültürel özerklik verilmesini ABD desteklemektedir. Iran, Irak ve Türkiye'yi içerisine alarak kurulmasi planlanan Kürt devletinin sinirlan itibariyle ve ekonomik nedenlerden dolayi nereye bagli olacagi belli degildir. Ama muhtemelen askerî bir hükümet olacaktir, disaridan önemli derecede ekonomik ve askeri yardim alan Israil benzeri bir ülke olacaktir.
Ülkemiz kendi ayaklan üzerinde durabilirse tam bagimsiz olabilir. Olabilmesi için de asiri borçlanmayi önlemesi gerekmektedir. Bizim bagimsizligimizi elimizden alan en önemli sey asiri borçlanmadir.
Gizli istihbarat servisleri sizmalara karsi bazi tedbirler almaktadir. Gizli servisin güvenli, yani yabanci servislerin sizmasina karsi korumak son derece zor bir istir. Bu büyük veya küçük her ülke için geçerlidir, ancak küçük ülkeler bu tehdide karsi daha aciz durumdadirlar. Örnegin dünyanin en etkili ve tecrübeli istihbarat servisi sayilan Ingilizlerin gizli servisi Rus KGB'nin çok büyük etkisi altinda kalmistir. Ingiliz gizli servisinin baskaninin bile KGB ajani olabilecegi seklinde söylemler çikmistir ortaya istihbarat dünyasinda kimin çift tarafli çalismayi engellemek çok zordur ama bazi seyler akilci düsünmeyle çözülebilir.
Dünyada terörist diye adlandirilan gruplar vardi bunlar da bazi devletlerin kontrolü altindadir. Dünyada yeni bir mücadele türü uygulanmaktadir. Yeni bir denge kurulmaktadir bu denge kurulurken de milyonlarca askerin, onu destekleyen ileri teknoloji ürünü silahlarin olmadigi ama benzer sonuçlar yaratacak bir çatismada bir avuç teröristin rol aldigi yeni bir mücadele biçimi denenmektedir. Irak'in isgali sürecince herhangi bir çatisma olmadigi halde isgal sonrasinda terörist gruplarin eylemleri sonucu belirlemistir. Terörist olarak adlandirilan bu gruplar devletlerin kontrolü disinda iseler kaygi duymamiza gerek yoktur. Bunlar bazi acilara neden olsalar bile eylemleri siyasi bir sonuç dogurmazlar. Eger bunlar devletlerin kontrolünde iseler o zaman siyasi yönden büyük sikintilar var demektir. Günümüzde devletler bu yöntemi kullanarak siyasi hedeflerine varmak istemektedir ve cephedeki teröristler büyük mücadelenin tek araci degildir ve onun çok küçük bir parçasini olusturur. Örnegin ABD kendisine rakip olabilecek iki nokta oldugunu düsünmektedir. Bunlar siyasi bütünlügünü saglamis, ekonomik olarak güçlü ve bagimsiz bir askeri gücü olan AB ya da gelismis bir Çin'dir. Bunlari kontrol etmek onun asil hedefidir ve bu amaçla onlarin enerji kaynaklari üzerinde kontrolü hedeflemektedir.            
Ortadogu'da da bu yeni güç noktalariyla bagimsiz iliskiler kuracak ve onlarin enerji ihtiyacini karsilayacak ülkeleri etkisizlestirmek istemektedir. Eger terör eylemleri ve küçük çapli savaslar bu sonuca hizmet ediyorsa olay terör boyutunu asar ve stratejik bir hale dönüsmüstür. Ülkemiz ise böyle bir mücadeleye hazir  degildir. Çünkü stratejisini teröristlerle sinirli tutmaktadir ve genel bir siyasi degerlendirme ve bunun içinde kendisine yönelik politikanin ne olabilecegini bilmemektedir. Ayrica bu mücadele sadece silahli kuvvetlerle yürütülmez. Bunun için yeni bir yapi olusturmak gerekmektedir.
MIT'in devletin güvenligi ve bekasi için izledigi bazi politikalar vardi ancak MIT kurulmasindan itibaren yanlis bir istihbarat teknigi sergilemis ve yapmasi gereken seylerde basari elde edememis, yapmamasi gerekenlerde de isgüzar davranmistir. MIT’in asil yapmasi gereken görevi ideolojik mücadeleden ziyade degil devletin güvenligini saglamaktir. Ancak devletin tüm kademelerinde ideolojinin korunmasini devleti korumakla esdeger saymistir, ideolojiyi  bir düsman görmüstür. Ancak MIT'in böyle bir görev anlayisi içerisinde olmamasi gerekir devleti yönetenler neyi bilmek isterse istihbarat servisi o bilgileri toplamalidir ancak burada devleti yönetenlerin de ne isteyeceklerini bilmeleri gerekir. Devleti yönetenler dünyanin genel bir dünya degerlendirmesi yaparak istihbarat birimlerinin ihtiyaçlarini tespit etmesi gerekir, eger bu yapilmayarak tehditleri ideolojilerde aranirsa, devletin bir memuru ne yapabilir? Eger devletin aydinlari ve düsünürleri sorunu temelden çözmek için tartismak yerine olaylara çözüm yolu için elinden geleni yapmalidirlar. Ordumuzu halkin karsisinda düsman gösterip de gizli servisini halka karsi casus teskilati olarak gören aydinlar ve düsünürlerle dolu bir ülkede devletin güvenligi ve refahi saglanamaz.
Bir ülkede sivil toplum ve düsünce kuruluslari, medya, üniversiteler toplumun toplumu yönlendirmede en önemli etkenlerdir. Bir ülkeyi ve halkini, hatta devlet yönetimini belirli bir biçimde yönlendirmek isterseniz, bu kuruluslara sizmak, onlari hazirladiginiz projeye uygun davranmaya ikna etmek önemli bir yöntemdir. Bu gibi faaliyetler bir suç teskil etmedikleri gibi düsünce özgürlügünün dogal bir sonucu olarak serbestçe çalisma imkâni bulmaktadirlar. Yapilan sey bir düsünce kurulusunun hazirlanan projeye uygun degerlendirmeler yapmasi, medyanin bu yöne odaklanmasi, bilim adamlarinin ayni yönde fikir üretmeleri seklinde olabilmektedir. Yapilan faaliyetin suç teskil eden  bir yönü yoktur, üstelik en çok tesvik edilir hale gelmistir. 
Gizli servislerin günümüzde açik ve kapali faaliyetleri olmaktadir açik faaliyetlerine örnek verecek olursak, gizli servislerin en önemli faaliyet alani, genel olaylarin disinda, çogunlukla herkesin gözü önünde yapilan açik olan eylemlerdir. Ancak bunlara karsi ne bir izleme ve degerlendirme ne de karsi koyma olabilir. Günümüzde çogumuzun haber alma saydigi, gizli bir takim bilgiler elde etmek geri plana düsmüstür bunun yerine, toplumu yönlendirmek, toplumdaki kisileri belli bir siyasi olusumun parçasi haline getirmek ve insanlara bu yöne yönlendirmek asil amaç haline gelmistir.
Gizli servisler yönlendirme yaparken hiçbir surette ön plana çikmazlar. Tüm iliskiler normal yöntemlerle yürütülür. Bunlar yapilirken bilimsel isbirligi, fikir alisverisi, bir düsüncenin savunulmasi faaliyetin örtüsü olarak kullanilmaktadir. Bu gibi faaliyetlere karsi koymak çok zordur ve bunlari ne yasaklamak mümkündür ne de baska bir sekilde engellemek mümkündür. Bir bilginin bu amaçlara hizmet edip etmedigini anlamak için söylenenlerin gerçek olup olmadiklarina bakmak gerekir. Bir toplumda bulunmayan ya da azalmis düsmanliklarin canlandirilmasi ve bu amaca hizmet eden provokasyonlarin yapilmasi da aynidir. Ülkemizde de yönlendirme faaliyetlerini tespit eden ve bununla mücadele eden bir kurum bulunmamaktadir. Bu nedenle ülkemizde halk, hatta devlet çok büyük bir etki altinda kalmistir. Bizim ülkemizde de gizli servislerin herhangi bir projenin parçasi olmayan insanlara yönelik karalama ve etkisizlestirme kampanyalarini etkisiz kilmak, gerektiginde devletin yönlendirme projelerini yürütmek zorundadir.
Mafya  ve devletler arasindaki iliski birbirinden ayrilmaz bir bütündür. Aslinda    birkaç örgütü olan ve kanun disi yollarla gelir elde eden ve bunlari siyaseti ve toplum yasamini etkileyecek biçimde kullanan bu örgütler devletlerden bagimsiz yasayamazlar. Baslangiçta sisteme karsi olarak kurulan bu Örgütler zamanla sistemle bir bütünlük olusturmuslar ve önemli bazi roller oynamislardir. Bunlari yaparken de uyusturucu ticareti, insan kaçakçiligi, fuhus ve kumarhanelerin kontrolü ve benzeri faaliyetlerden çok büyük derecede para kazanmislardir.
Kanun disi faaliyetlere devlet söyle bakiliyor olabilir: Önleyemiyorsan kontrol et! çünkü mafyanin faaliyet alanlari tamamen ortadan kaldirilmasi mümkün degildir ve bunlardan elde edilen paralarin basibos birakilmasi büyük  sorunlara neden olur. Bu sekilde olmasi devletlerin çaresizlik Içinde ve zarari en aza indirmek için bu faaliyetlere göz yumdugu anlamina gelebilir, ancak olayin diger yönünü göz ardi etmemek gerekir. Her mesru yapi kendisini de sinirlayan kurallardan siyrilmak ve bunlarin disina çikan bazi seyler yapmak ihtiyacini duyabilir. Örnegin bir ülkede isyan baslatmak, siyasi iktidari saf disi birakmak, kendilerine engel olan insanlari ortadan kaldirmak isteyebilir. Bunlarin yapilmasina kanunlar izin vermedigi için mafyaya ihtiyaç vardir. Mafya diye tabir edilen sahislar basibos ve istedigini yapabilen insanlar degildirler. Suç isledikleri ve bunlarin agir cezalarla sonuçlanacagi için ciddi bir kontrol altindadirlar. Günümüzde bu sahislara köle veya robot olarak bakabiliriz. Mafya mensuplari çogu ülkelerin gizli servisleri tarafindan kullanilmaktadir. Mafyaya üst seviyede ve genel bir koruma söz konusudur. Mafya gelirlerini de istedigi gibi kullanamaz. Onu kullanan gizli servisin istedigi ve belirledigi bir sekilde kullanilabilir. Örnegin bir iç savas planlanmissa bunlara silah saglamak ve çatisan taraflardan birini veya her ikisini desteklemek üzere sarf edilir. Bu gibi eylemlerde bir devletin dogrudan destegi ve silah vermesi siyasal sorunlara neden olacagi için destek mafya üzerinden verilmektedir. Özet olarak Yeralti faaliyetleri devletlerin engellemek istedigi fakat basaramadigi bir sey degildir. Toplumda bazi seyler istense de engellenemez. Mafyalar çökertilse bile daginik bir biçimde de olsa yine devam eder. Fuhus, uyusturucu ticareti, kumar, insan kaçakçiligi bunlara örnek verilebilir. Devletlerin de yeralti dünyasinin yardimina ihtiyaci olabilir. Devletin yapmak zorunda oldugu ancak siyasi yönden sakincali olan birçok eylemi onlar araciligiyla yaptirmaktadirlar. Bazen hem eylemi yapanlar hem de eyleme maruz kalanlar için bu yol tercih edilmektedir. Mafya çok güçlü degildir. Ne istediklerini yapabilirler ne de devlete ragmen faaliyet gösterebilirler. devlet onlari kontrol edendir. Arada sirada mafyaya karsi yapilan operasyonlar mafyanin güçlenmesini engellemek ve bagimliliklarini güçlendirmektir. Yeralti dünyasi devletlere ragmen bir güç degildirler ve çaresiz yapilardir. Onlarin eylemlerini, göz önündeki birkaç kisiye baglamak, yanlistir. Asil güç arka planda olandir ve gerektiginde mafyanin her kademesindeki insanin kafasi kopartilabilmektedir. Geriye gizli servislerin politik hesaplari kalmaktadir.
Dünyadaki bütün uyusturucu, kara para, fuhus, kaçakçilik vb islerini arkasinda CIA'in olma ihtimali çok yüksektir. Çünkü uluslararasi suçlarin takibi bakimindan imkânlari en çok olan gizli servis CIA’dir. Bu nedenle karanlik ve kirli çikar islerinde daha çok söz sahibi bir örgüt durumundadir. gizli servisler her zaman uluslararasi suç sebekelerini denetlemis ve yönlendirmislerdir. Ancak  1980'li yilardan sonra özellikle CIA için mutlak egemen olmaya çalismak bir zorunluluk haline gelmistir.
Ülkemizde birçok faili meçhuller olaylar olmustur. Ugur Mumcu, Ahmet Taner Kislali, Bahriye Üçok. Hrant Dink suikasti gibi bu cinayetlerin gizli servisler  tarafindan düzenlendigi su götürmez bir gerçektir. Ancak hangi olay hangi servisin isidir net olarak bilinmemektedir. Bunu ancak gizli servisler bilebilir. Kim kimin ne yaptigini bilir. Ülkemizdeki güvenlik ve istihbarat birimlerimiz bu cinayetleri muhtemelen çözmüslerdir ve neyin ne oldugunu bilmektedirler. Ancak bir cinayetin gizli kalmis taraflarini gizli servislerin, istihbaratçilarin ve güvenlik kadrolarinin çözmesi, mahkemeye sunmasi için yeterli degildir. Örnegin Hrant Dink cinayetinin arkasinda yabanci gizli servislerin oldugu gerçektir ancak bunu yarginin önüne çikarabilmek çok güçtür. Tetikçi vatandasimiz olabilir ve zaten yargiya teslim edilmis olabilir ancak bu tetikçileri kullanan çetelerin arkasinda da yabanci bir gizli servis bulunmaktadir asil bunu bulmak lazimdir. Bunu da hukuk devleti içinde çözmek çok zordur. Somut delil bularak olayin ardindaki yabanci gizli servisi mahkemeye çikaramayiz. Olayin hangi gizli servis tarafindan yapildigini bilmek hukuk devleti içerisinde gereken tepki için yeterli degildir.
   
Istihbarat bir ülke için ne çok sey ifade eder. Bizim literatürümüzde 'istihbarat' kelimesi Arapça bir kelimedir, anlam olarak 'haberi isteme, haberi elde etme olarak görülebilir.  Ancak asil istihbarat bir devletin kendi güvenligi ile ilgili kaygilari ve çikarlarini zedeleyecek her türlü bilgi ve haberi toplayarak gerekli tedbirleri almaktir. Ilgili birimler elde edilen istihbarati degerlendirerek ülkenin bunlardan nasil faydalanabilecegi ve ne gibi tedbirler alabilecegi konusunda görüs, öneri ve kararlari almalidir. Muhbirler haberi getirir, verileri sunar, ancak istihbaratçi bu bilgileri degerlendirir, isler ve nasil kullanilabilecegi hakkinda çalisma yapar. Gizli servislerin bu elde edilen bilgilerin degerlendirmesini yapmak ve gerekli tedbirleri gelistirmek ve uygulama yetkisi de varsa, burada Derin Devlet' kavramindan söz edilebilir. Bazi istihbarat örgütlerinin sadece veri toplamak ve bunlarin degerlendirme ile görevli olup bir takim tedbirleri almak ve uygulama yapmak yetkisi yoktur. Bizim gizli servisimiz MIT de kâgit üzerinde böyleydi, hala da kâgit üzerinde böyle kalmistir. Bu çok aci bir durumdur aslinda Istihbarat örgütünüz operasyon yetkisine sahip degil ve verileri toplayip diger güvenlik birimlerine verecek ve onlar da müdahale   yapacak. Ancak bu bilgiler gizli müdahale, yani gizli operasyon gerektiriyorsa o zaman bir baska örgüt devletin gayri resmi organi olarak gizlice operasyonu gerçeklestirecek demektir. Kendini yalnizca haber alma ve bilgi toplama ile sinirli tutan bir istihbarat örgütünü gizli servis sayilmaz, sayilsa bile 'Derin Devlet' olarak göremeyiz. Sözün özü her gizli servis Derin Devlet degildir, öyle olanlar da vardir. Devletlerin birden fazla istihbarat birimleri de olabilir ve böyle olmasi da gereklidir,  aksi takdirde bir haber alma sistemi bütün devleti ve toplumu kendi içinde yönlendirebilir. Millet belli bir düsüncenin, siyasi veya ideolojik bir yönlendirmenin kölesi haline gelir. Bu da devleti ve milleti zamanin sartlarindan ve yenilik enerjisinden yoksun, farkli fikirlerin çatismasindan çikacak ufuk açici fikirlere kapali, kisir döngüye mahkûm edebilir. Bunlarla birlikte farkli istihbarat birimlerinin bulundugu bir devlet içinde bütün kurumlarin birbirleriyle uyumlu olmasini saglam bir irade gelenegi yoksa orada da ülkenin idare edilememesi kaçinilmazdir. Ülkemiz Istihbarat açisindan diger güçlü ülkelerin istihbarat birimleriyle kiyaslamak gerekiyorsa diger ülkeler ve ülkemizde istihbarat açigi Atatürk'ün ölümünden sonra gittikçe derinlesmistir. Fakat bu gizli servis etkinliklerinin genel çerçevesi için geçerlidir. Yoksa ülkemiz her zaman kulagi delik çok seyi duyan, gören ve çok seyi bilen, çok seyi yakindan izleyen bir ülke olmustur. Gerçek de dünya üzerinde gizli servisler arasinda müthis bir rekabet, çekisme ve çatismalar açisindan ülkemizin çok parlak bir durumda olmasinin sebebi haber alma ve bilgi edinememe eksikligi degildir. Ülkemizin basarisizliginin kökünde bildiklerini uygulayamamasidir. Bilinenlerin ve ögrenilenlerin geregi yapilmazsa dünyanin en güçlü istihbarat servisi olsak da bir ise yaramaz. Önemli olan elde edilen bilgileri uygulamaya dönüstürmektir. Elde edilen istihbarati degerlendirebilmek de siyasi irade ile mümkündür.
Ugur Mumcu'nun Abdullah Öcalan'la MIT arasindaki bazi iliskileri bildigi için öldürüldügü söylenmektedir. Ugur Mumcu belki de bu baglantilari çözmüs ve bunun için öldürülmüs olabilir. Öcalan'in serüveninde olaylarin ucu bazi resmi  görevlilere dokunmaktadir. Olayin asil düsünülmesi gereken tarafi bu resmi görevlilerin kime çalistiklari ve baska güçlerin amaçlarina nasil alet olduklaridir. Orduda ve MIT'te içerisinde bazi görevliler Öcalan için degisik bir plan yapmis olabilirler. Böyle planlar kurmak ve denemek gizli servisler ve Özel Harp birimleri için çok dogal bir seydir. Bu planlari yapan ve uygulayan kisilerin asker veya istihbaratçi olmalari, ülkemize hizmet etmek için tamamen milli ve yerli endiselerle gelistirildigine düsünmemizi gerektirmez. Bu olaylarda yabanci gizli servislerin de karistigi bellidir.  
Dünya üzerinde olup biten her seyi soguk savas dönemindeki gibi degil de kitle iletisim araçlari sayesinde aninda ögrenebiliyoruz. Istihbarat anlayisi degismistir.
 
Bunu en bariz örnegi de medya kuruluslarinin çok yogun bir sekilde gizli servislerin emellerine alet olmalaridir. Önceki dönemlerde de gizli servisler aydinlari ve medyayi kullanmislardir. Ancak 2. dünya savasi yillarinda bu oran en üst seviyeye çikmistir. Pek çok ünlü yazar, bilim adami ve gazeteci psikolojik harp silahi olarak gizli servislere hizmet vermislerdir. Ancak günümüzde medya sektörü tamamen bir psikolojik harp sistemi olarak kullanilmaktadir. Özellikle küresel oyun oynayan güçler çikar alanlari olarak gördükleri ülkelerde medya kuruluslarini mutlak bir denetime almayi basarmislardir. Gizli servisler tarafindan etkin bir sekilde kullanilan sivil toplum kuruluslaridir neredeyse tamami birer gizli servis aracina dönüsmüs bulunmaktadir.

Benzer Kitaplar