ERGENEKON KAZANINDA KURBAGA

ERGENEKON KAZANINDA KURBAGA

Fevzi BOZKURT
Psikoloji


Bu kitap tarihe taniklik etmek için Silivri hapishanesinde yazildi. Amaç ilk agizdan gerçekleri göstermek ve ilerde arastirma yapacaklara kaynak saglamaktir. Aslinda yazacak o kadar çok mal­zeme var ancak okuyucuyu sikmamak için mümkün oldugu kadar kisaltarak yazdim. Olayin bütününü gösterebilmek için Ergenekon Zinciri olarak adlandirdigim komplo bütün olaylari açiklarken, genelde baslang kisimlarinda konuyu bilenlere kisa özet ile anim­sattiktan sonra isteyenlerin okumasi için detaylari verdim.
Bu kitabi kendimi savunmak için yazmadim, benim basima gelenlerden ders alarak okuyucunun resmin tamamini görmesi ve ilerde kendi basina da geldiginde benim gibi saf olmasin, gerçekleri görerek kendini savunabilsin diye yol göstermek için yazdim. Kitapta yazilanlarin çogunu iddianameler, mahkeme tutanaklari, saniklar ve müdafilerinin (avukatlarinin) savun­malarindan süzerek hazirladim.
Tarih bilgisi yaninda, 1950 dogumlu oldugumdan, ülkemizin çogunlugunu olusturan gençlerin yasamadigi sag sol olaylariyla ülkemiz kardes kavgasina sürüklenmisti. Aslin da her iki tarafin da vatani çok sevenler oldugu sonradan anlasildi. Türkiye üzerine oynanan oyunlar hiç bitmiyor ilerde de degisik oyunlar mutlaka olacak, çünkü tarih hep tekrar eder. Simdi de etnik özellikler ve dini inançlar kullanilarak ülkemiz bölünmeye çalisiliyor.
Ortada büyük planin bir parçasi olarak büyük güçler tarafindan ülkeler sekillendirilirken, Bagimsiz Türkiye de dönüsüme ugratila­rak ulusalci ve Atatürkçü kimliginden uzaklastirilip parçalanarak, kontrol altina alinmak isteniyor. Bu kitabi yazmamin sonuna yak­lastigim günlerde, Büyük Ortadogu Projesinin bir parçasi olan
Tunus'ta baslayan ayaklanmalar dalga dalga diger Müslüman ülke­lere yayiliyor. Tanri Türkiye'yi korusun.
Atatürk'ün son günlerini yasadigi Dolmabahçe sarayinda polis olarak görev yapan merhum babam ve benim de eski bir deniz subayi kimligim dolayisiyla basta polisler olmak üzere bütün dev­let memurlarina karsi özel sevgim ve saygim vardir. Bu sevgi ve saygi eskiden vardi, her seye ragmen suçlu suçsuz ayirt edilemedi­gi için simdi de var, gelecekte de sevgim ve saygim olacaktir. Mahkemedeki savunmamda ve bu kitapta bahsettigim üzere emni­yet teskilati ve hatta Türk Silahli Kuvvetleri de dâhil olmak üzere birçok devlet kurulusunda sayisinin az oldugunu tahmin ettigim cemaat mensuplarinin yuvalandigini, devlet içinde devlet kurmaya çalistiklarini çesitli vesilelerle anliyoruz. Benim bu kitapta bahset­meme ragmen, emniyet ve yargi dâhil bütün devlet kurumlarinda gerçek vatanseverlerin büyük çogunlukta olduguna eminim.
 
Ülkemiz fasizmle degil, gerçek demokrasi içinde ülke bireyle­rinin bilinçlenmesiyle, demokratik yoldan seçim sandiklarinda engelleri asarak ilerleyecektir. Seçimlerde mutlaka oy kullanin, sandiklara sahiplenin. Hiçbir zaman moralinizi bozmayin, bu komplolar ortaya çikacak ve suçlular mutlaka cezasini çekecek, yasananlar Dünya hukuk tarihine insanligin kara lekesi olarak geçecektir. Bu kitabi okuduktan sonra mümkün oldugu kadar çok kisiye vererek okumasini ve halkin gerçekleri görmesini saglayin. Unutmayin sandikta herkesin bir oyu var.
 
Dünya'da esi bulunmaz bu ülkemizdeki bütün insanlarin, kar­deslik içinde, birlik ve beraberlikle mutlu yarinlari beraberce yara­tacagimiza inancim tamdir.
 
Ilk günden beri yanimda olan, bana inanan ve beni destekleyen dostlarima, aileme, esim Ayten, kizlarim Aydeniz ve Meltem'e tesekkür ederim.
 
Nehirler tersine akmaz,
Türkiye çagdaslik yolundan sapmaz.
Saygilar sevgiler.
                            Hasan Ataman YILDIRIM
 
                    Silivri l'nolu Cezaevi Bl Kogusu Nisan 2011
 
************
 
Bu kitabin yazilmasindaki amaç tüm insanlara yasanan haksizliklari anlatmak ve bu haksizliklari yasayan biri olarak herkesin gerçekleri görmesini saglamaktir. Dün oldugu gibi bugünde Ülkemiz üzerinde bir takim oyunlar oynaniyor. Tarihten bu yana her zaman vatanini seven insanlara bir takim oyunlar oynandigi gibi bu günde bu entirikalar hiç bitmiyor ilerde de degisik oyunlar mutlaka olacaktir.
 
Ülkemizde yargisiz infazlarla tutuklanan herkesi mahkemeden önce mahkum eden medya ise üç gruba ayrilmistir. Bunlar; Iktidarin kontrolündeki yandas, iktidardan korkan veya ya­lakalik yaparak ihale alan is adamlarinin kontrolündeki yanasma, bagimsiz olmak üzere üçe ayrildigini görmekteyiz.
Bunlarin hepside ayni haberleri farkli bakis açilarina göre yorumlu haber yapiyorlar. Neticede, herkesin kafasi karisti. Ben ilk zamanlar gerçekten Ergenekon diye bir örgüt oldugunu gerçegin ortaya mahkemede çikacagini ama benim hiç ilgim ol­mamasina ragmen yanlislikla tutuklandigimi düsünüyordum. Za­manla diger tutuklularin durumlarini, özelliklerini, baslarindan geçenleri ve iddianameleri okudukça, olayin uzun yillar planli ça­lisma neticesinde tertip merkezi tarafindan büyük bir komplo olarak yürütüldügünüTertip merkezinin birinci hedefinde, Türk Silahli Kuvvetleri ikinci hedef ise bagimsiz yargiyi vardir.
 
Ergenekon efsanesi Türklerin yeniden dogusudur. Günü­müzdeki Ergenekon tertibi de her türlü çamur atmaya rag­men, halk gerçekleri görerek, dis düsmanlar ve onlarin içteki isbirlikçi gafillerinin birlikte yürüttükleri, komplo tertipleri her geçen gün daha iyi ögrenerek bilinçlenmektedir. Pirlanta Türkler bu çamurdan yikanarak pislikleri atacak, yeniden birlik ve beraberligini saglayarak daha da güçlenecektir.
Tarih yine tekerrür etti, Ergenekon tutuklularinin özellikleri de Malta sürgünlerine aynen uyuyor. Halk eskisi gibi gerçekleri görüyor ve Cumhuriyet Mitingleri yapiliyor, Ingilizlerin yerini alan büyük agabey ABD ve yine Ingilizler dâhil AB ülkelerini protesto etmek için halkimiz mitinglerle yasal hakkini kullaniyor. Tamamen SIYASI olarak tezgâhlanan bu davada, önce potansiyel tutuklular tespit ediliyor, sonra sahte deliller yaratiliyor, sonra baskin yapilip tutuklama yapiliyor. Konuyla ilgisiz birçok tutuklu, gerçek sebebi bilemediginden, neden tutuklandigini anlayamiyor ve kisa sürede serbest kalacagini zannediyordu! Bir müddet sonra sahte deliller ortaya çikartiliyor, tutuklular o zaman sok oluyordu. Hâlbuki bu bir yargisiz infazdi. Halki kandirmak için YANDAS ve YANASMA MEDYA ile halk uyutuluyor.
Birazda kendim hakkinda bilgi vereyim. 1950 Istanbul'da dogdum. Deniz subayligina 1969 yilinda ilk adimimi attim. 1976-1978 ABD'de bilgisayar egitimi ve Gölcük'teki görevlerimden sonra ile 1984 yilinda sivil hayatta milletime hizmet etmek istedigimden Yüzbasi rütbesi ile çok sevdigim meslegimden ayrilmis oldum. Sivil hayata basladiktan sonra, özel sektörde iki büyük holding (Türkiye Sise ve Cam Fabrikalari A.S. ve Toprak Holding) bilgi isleminde üst yönetici olarak beser yillik sürelerle çalistim. Daha sonra kendi bilisim yazilim firmami kurarak, ülkeme hizmete devam ettim. Sivil hayatimda, sosyal sorumluluk kapsaminda, bilisim sektörü ve diger sosyal derneklerde çesitli çalismalarda bulundum.
Gelismis ülkelerde insanlar yaklasik on kadar sivil toplum kurulusuna(STK) üye ve bu kuruluslarda faaliyet yürütürken, bu durum ülkemizde oldukça düsüktür. Ben ise millete hizmet etmenin bir baska yolunun da sivil toplum kuruluslarinda çalismak oldugunu düsündügümden birçok STK’larda faaliyetlerde bulunmaktayim.
 
Partilerde bulundugum sürelerde gördügüm en büyük eksiklik, parti içinde demokrasi olmamasiydi Bunun için saglam temeller üzerinde yeni, temiz bir parti kurmak gerekiyordu. Siyasetten tanidigim iyi kisiler ve siyasete bulasmamis yeni kisilerde de yeni parti gereksinimi üzerinde fikir birligi olusuyordu. Yapilan çalismalar neticesinde "Çagdas Türkiye Partisi" kisaca ÇTP’ni 24 Subat 2006 tarihinde resmen kuruldu. Daha sonra parti içinde çikan anlasmazliklardan dolayi istifa ettim.
 
Tuncay Özkan’in kurmus oldugu Biz Kaç Kisiyiz (BKK) Platformuna internet üzerinden katildim. Bu olusum daha sonra siyasi bir boyut kazanarak ‘Yeni Parti’ ismini aldi. 28 Aralik 2008de Ankara'da yapilan Yeni Parti 1.Olagan kongresinde 100 kisiden olusan parti Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyeligine seçildim.
 
04 Ocak 2009 da Ankara'da Yeni Parti merkezinde yapilan ilk MKYK toplantisina katildim. Görülecegi üzere hep çalismalarim demokratik siyasi parti çalismalari seklinde olmustur.
3 gün sonra 07 Ocak 2009 da sanki varmis gibi, Ergenekon Silahli Terör Örgütü üyesi olmak süphesi ile gözaltina alindim!
Bu iddianamelerin esas konusunun darbe oldugunu, savcilar söylüyor. Benim siyasi çalismalarim incelendiginde hep demokrasiden yana oldugum, çok açik olarak bellidir.
ABD’ nin Türkiye üzerindeki emelleri ve çikarlari zaten hepimizin malumu. Özellikle son yillardaki BOB projesi ile kendi istedigi gibi bir Ortadogu olusturmak isteyen ABD’ye en büyük destegi maalesef bu siyasi iktidar ile Türkiye vermektedir. ABD’nin bu siyasetine karsi çikan kim olursa olsun onun destekçisi siyasi iktidar tarafindan cezalandirilmaktadir.
Tertip merkezinin acelece, içinde birçok komplo izi birakarak, hazirladigi bu iddianamenin benimle ilgili bölümünde birçok hatalar, yanlislar ve hiç olmayan seyler mevcut.
 
Bu davanin siyasi amaci ise Halki korkutmak, sindirmek, halkin demokratik haklarim kullanmasini engellemek, seçimlere kadar halki kandirmak ve Iktidar olanaklarini kullanarak Fasist bir yönetim getirmektir.
 
Sunu açikça belirtmeliyim ki bu gün Türkiyede ulusalci kesime yönelik büyük bir komplo var. Amaç vatanini seven bu insanlari uydurma belgelerle içeri atip kafalarindaki kirli siyasetle bu ülkeyi yönetmektir. Bunun içinse her türlü yola basvurmaktadirlar.
 
Is yerimin aranmasinda 5271 sayili Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) madde 134 el konacak dijital verilerde uygulanacak hususlara uyulmamistir. Bunu ilgili birimlere de bildirmeme ragmen herhangi bir cevap alamadim. Gözalti sirasinda bana ait olmayan bilgisayar bellek ve CD'leri konuldu. CMK 134'e göre belleklerin imajlari alinmadi. Sonuç olarak  tertip merkezinin emrinde olan bir takim emniyet görevlileri tarafindan bana ait olmayan dokümanlar aleyhime delil olarak  delil lrak kullanilmistir.
 
Ergenekon tutuklusu bir çok sahisla olan iliskilerim hakkinda savcilikta  ve  mahkemede sorular soruldu. Bunlarin birçoguna  verdigim  cevap bu sahislari tanimadigim yönünde olmustur. Gerek siyasi parti çalismalarim gerekse sivil toplum kuruluslarindaki faaliyetlerim dolayisiyla birçok sahisla olan münasebetlerim olmustur. Bu nedenle  Ergenekon tutuklusu ve bana sorulan  bir kisim kisileri tanimis oldugumu  ve onlarla ne tür iliskilerim oldugunu beyan etmisimdir.
Iddianamede bilgisayar diski, internet e-postalan, CD/DVD, 2006 yili ajan­dam ve siyasi çalismalarim kullanilmis.
 
Savcilik sorgumda, bana ikametinde ele geçen bilgisayar diskinde ve benim diger bilgisayar disklerimde bulundu diye, birçok suçlama yapilmisti! Aylar sonra, iddianameden tespit ettigim en önemli husus, bu suçlamalarin tamami, sadece ara­mada isyerime konulan ve benim çalisma odamda bile bulun­mayan, elemanlarin serbestçe kullandigi kilitsiz ortak yerler­de bulundugu iddia edilen, komplo 2 ufacik bellek parçasi, 5 CD ve 1 DVD içindeki, sahte dijital dosyalar oldugunu tespit ettim. Benim ev ve isyerimde bana ait suç unsuru hiçbir sey yoktur.
 
Yillardir, ilk aldigim ayni cep telefonu numarami kullandigim için geriye dönük olarak TIB'ten (Telekomünikasyon Iletisim Baskanligi) bütün cep telefon kayitlan, ev ve isyeri sabit telefonla­rimin da kullandigi tüm telefon kayitlari çikarilmis fakat iddia edi­len birçok kisiyle telefon irtibatim bile yoktur.
 
Genel Baskani oldugum Çagdas Tür­kiye Partisi çalismalarim sirasinda, partiye üye kazandirmak veya partiyi tanitmak için ajandama not ettigim birçok kisi ismi ise sanki örgüt çalismasi için yapilmis gibi iddianameye konmus.
 
Iddianamedeki bana yapilan suçlamalari dayanak guruplarina göre siniflandirarak olursam;
 
Bunlar;
-  Benim kendi dokümanlarim,
Internet e-posta yazismalari,
-  Diger sanik ve süphelileri tanimak,
-  Telefon irtibatlari,
-  Komplo sahte dijital bellekler olusturmaktadir.
 
Hiçbir zamaninda Isçi Partisi, Dev-Genç, iddia­namede adi geçen Isçi Partili Adnan Akfirat ve Genel Baskani Dogu Perinçek ile iliskim olmamistir. Isçi Partisi'nin hiçbir toplantisina katilmadim. Bana konan sahte belleklerde bu kisi­ler ile irtibat kurulmaya çalisildi.
 
Diger bir husus, çapraz sorguda ben daha Güven grubu toplantilarina katilmadan çok önce, Dogu Perinçek'in konus­maci olarak Güven grubu toplantisina katilmasini gerekçe göstererek, benimle Dogu Perinçek arasinda bag kurmak için çok ugrastilar. Bu iddiayi da belgeleriyle çürüttüm. Benim hayat tarzim, düsüncelerim belli ben asin sagla, asiri sol­la vesaire simdiye kadar hiçbir iliskim olmadi. Benim Isçi Partisi ile bu güne kadar hiçbir iliskim olmadi. Ben Isçi partisi ile iliskim olsa, gider Isçi Partisine üye olurum, niye baska partilerde çalisa­yim? Niye kendim parti kurayim? Veya o parti tutmadi Tuncay Özkan'in partisi yerine Dogu Perinçek'in partisine giderdim.
 
Yine Çagdas Türkiye Partisi (ÇTP) parti içi yönetimin, kendi arasinda yaptigi çalismalarimizda, beyin firtinasi olarak çesitli kisilere partimizi tanitalim, onlari partimize ve partinin yaptigi halka açik toplantilara çagiralim diye düsünüp, ajandama aldigim notlarda, birçok kisinin adi geçerken, Sener Eruygur adi da geçi­yor. Ama Sener Eruygur ile hiçbir temasimiz ve de tesebbüsümüz dahi olmadi. Ajandamda örnegin Kuzey Kibris Kurucu Cumhur­baskani Rauf Denktas'in da adi vardir.
 
Ben Sayin Tuncay Özkan'in 2007 Genel Seçimler sonrasi, TV'den yaptigi çagri üzerine Biz Kaç Kisiyiz sivil toplum platformuna inanarak katilan bir milyondan fazla kisiden sadece biriyim. Sayin Tuncay Özkan 4 nolu, ben ise 5 nolu Silivri cezaevinde kaldigimdan, cezaevinde bile karsilasmadim, kendisi beni ilk defa 3. iddianamenin ilk durusmasi olan 07 Eylül 2009 da durusmada gördü ve tanistik.
 
Sayin Tuncay ÖZKAN tutuklanip gözaltma alindiktan sonra 24 Eylül 2008 de, internetteki Biz Kaç Kisiyiz Sivil Toplum Platformu, sayfamda yazdigim yazi;
 
"Tepkisiz, korkak, ne zaman sira bana gelecek diye bekliyoruz...
Hiç merak etme, sustukça sira sana da gelecek.
 
Vatanseverlik suç oldu, Atatürk'ü sevdiginizi sakin söylemeyin! Modasi geçti!
 
Yeni Parti çalismalarinin hizlandigi bu günlerde Tuncay ÖZKAN'in ve yakin çalisanlarinin gözaltina alinmasi, yeni parti olusumunu engellemek için olabilir mi?
 
Bilemedikleri ise bu gözalti fitili ile Biz Kaç Kisiyiz (BKK) daha çok çalisiyor.
 
Çünkü BKK bir Tuncay ÖZKAN hareketi degil, taban hareketidir.
"Baskent Üniversitesi Rektörü olan Mehmet HABERAL diyalog grubu adinda olusum yapmislar. Bu olusumda Hursit TOLON, Istemihan T ALAY, eski bakanlardan Kamuran INAN gibi bir çok kisi bu grupta yer almis, ben partiye davet etmek için bunlarin Kent Otelde yapilan toplantilarina 25 Mayis 2006 tarihinde saat 18:00'da katildim. O toplantida Hursit TOLON ve Sener ERUYGUR yoktu. Ancak bu grubun içinde 100'e yakin kisi vardi. Ben orada 5 (bes) dakika Çagdas Türkiye Partisi tanitim konusmasi yaptim."
 
Ergenekon veya benzeri davalarda, askeri belgeler dâhil tüm belgeler cemaat tarafindan daha önceden temin ediliyor. Cemaatin imamlari tarafindan inceleniyor, sonra polisin ve hukukçularin imamlari organizesinde bazi savcdar ve polislerin katildigi toplantdarda plan yapiliyor, ardindan dokümanda adi geçen kisi ve olaylar arastirilmaya baslaniyor. Istihbarat birimi bu olayi gizilice sorusturmaya, dinleme ve izleme faaliyetlerine basliyor, toplanan bilgiler isiginda nasil bir operasyon yapilacagi planlaniyor. Orijinal dokümanlarin arasina fazla seyler konularak, birbirine karistirilarak olaylar çarptiriliyor.
 
Dokümanlar hukuki bir nitelik kazanmasi için yöntemler;
-Gazetecilere servis edilip yayinlatilarak savcilara ulastiriliyor,
-Bir aramada nerde bulunmasi gerekiyorsa oraya konuluyor,
-Meçhul bir kisi tarafindan gönderilmis gösterilerek sahte ihbarlar yapiliyor.
 
En sonunda da bu kisiler belgeleri savciliklara teslim edince hukuki hale gelmis oluyor.
 
Sayfa 551 Fethullah Gülen Cemaati mensuplari ordu içindeki birçok olaylarla ilgili her türlü dokümani alip biriktiriyorlar. Bu belgelerin disari çikarilip belli sorumlularin denetiminde güvenli yerlerde saklandigi biliniyor, hatta tahmin edilenden daha fazla askeri evrak disarida arsivlenmis durumdadir.
 
Ben bilgisayar mühendisi oldugumdan, isyerime kolayca konan bir sürü sahte belgelerden dolayi yargilaniyorum, bunlarin hiçbirini bilmiyorum ve daha evvelden de hiç haberim olmamisti. Bunlarla ilgili önemli bir ipucu ortaya çikardim. Iddianame eki 76. klasör pdf sayfa 101 / 203'te kayitli sahte DVD117'de maskeli ile biten, ADD (Atatürkçü Düsünce Dernegi) maskeli, din maskeli, ip (isçi partisi) maskeli, KUVVA (kuvayi milliye) maskeli, parti PKK ve PKK maskeli isimli dosyalarin sadece isimleri var. Ben bu listeleri hiç görmemistim, ancak sirketimde elemanlar bunu inceliyorlar ve internette buluyorlar, internet adresi www.maskesidusenler.com oldugu tespit ediliyor. Bu siteye girdiklerinde, bende bulunmayan görmedigim ve de eklerde de içerikleri bulunmayan listelerin asil­larini buluyorlar.
 
Sanki ulusalcilar Ermeni ve diger etnik kökenli vatandaslar üzerinde baski yapiyorlar fakat iktidardaki siyasiler bunu önlemek için çaba sarf ediyor seklinde halki uyutarak, buradan siyasi kazanç saglayarak oy toplamaktir. Diger bir degisle daha demokratiklesiyoruz diyerek, Anayasayi degistirerek Yargiyi kontrol altina alarak Yüce Divanda yargilanmaktan kurtulmaktir.
 
Diger taraftan birçok sagduyulu insan bu tertiplere kanmiyor, gerçeklerden uzaklasmiyor. Benim de dedem Erzurum'da 1915 yillarinda Ermeniler tarafindan sehit edilmisti ama babam bize bu olaylarin o günkü savas yillan içinde olustugunu söyleyerek, hep dostluk asiladi. Ben de ufakken mahalledeki Ermeniler, is hayatimda karsilastigim Ermeniler ile hep iyi iliskiler kurdum. Sirketimde her kökenden ögrencilerle beraber Ermeni ögrencileri de stajyer olarak aldim, gelismelerine yardimci oldum.
 
Sanki ulusalcilar Ermeni ve diger etnik kökenli vatandaslar üzerinde baski yapiyorlar fakat iktidardaki siyasiler bunu önlemek için çaba sarf ediyor seklinde halki uyutarak, buradan siyasi kazanç saglayarak oy toplamaktir. Diger bir degisle daha demokratiklesiyoruz diyerek, Anayasayi degistirerek Yargiyi kontrol altina alarak Yüce Divanda yargilanmaktan kurtulmaktir.
 
Diger taraftan birçok sagduyulu insan bu tertiplere kanmiyor, gerçeklerden uzaklasmiyor. Benim de dedem Erzurum'da 1915 yillarinda Ermeniler tarafindan sehit edilmisti ama babam bize bu olaylarin o günkü savas yillan içinde olustugunu söyleyerek, hep dostluk asiladi. Ben de ufakken mahalledeki Ermeniler, is hayatimda karsilastigim Ermeniler ile hep iyi iliskiler kurdum. Sirketimde her kökenden ögrencilerle beraber Ermeni ögrencileri de stajyer olarak aldim, gelismelerine yardimci oldum.
 
Yapilan sorusturma sonucunda iddia edilen suçlamalar.
 
Ergenekon silahli terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak, cebir ve siddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini orta­dan kaldirmaya veya görevlerini yapmasini kismen veya tamamen engellemeye tesebbüs etmek. Halki, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karsi silâhli isyana tahrik etmek. Halki kin ve düsmanliga tahrik etmek. Terör örgütüne ait silahlari depolamak. Genel gü­venligi kasten tehlikeye sokacak sekilde patlayici madde kul­lanmak. Nitelikli kasten öldürmeye azmettirmek, Yasaklanan bilgi­leri teinin etmek. Kisisel verileri kaydetmek ve bagli pek çok suçu islemek.
Son zamanlarda genel af tartismalari var. Bu af PKK ya yönelik
Terör örgütleri mensuplarinin da yararlanacagi böyle bir aftan dolayi disari çikmaktansa ömür boyu içerde kalmayi tercih ederim.

Benzer Kitaplar