Erhan TUNCEL, Yasin HAYAL’in Mc Donals
bombalamasinda aktif olarak rol oynadigi, bombayi hazirladigi ve eylem sirasinda orada bulundugu. Eylem sonrasinda
Yasin hayale ait kanli pantolonu kendi evinde sakladigi, bunlarin bilinmesine ragmen Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan AKYÜREK’in Istihbarat
Subesi Müdürü Engin DINÇ’inde onayiyla Istihbaratçi Polis Memuru Muittin ZENIT tarafindan Yardimci Istihbarat Elemani yapildigi, bu olayla ilgili olarak delil niteligi tasiyan pantolonun ise
kullanilmadigi. Ayrica olaya karismis oldugu
halde ve yapilan eylemde saniklar arasinda yer aldigi delillerle tespit edildigi halde devlet içinde bilgi amaçli olarak da olsa sanik statüsündeki bir
insanin kullanilmasinin suç sayilacagi vurgulanmaktadir.
Erhan TUNCEL: Alperen Ocaklari'nda "reis" olarak, Karadeniz
Teknik Ünivesitesi'nde ülkücü gruplarla iliskisi bulunan ve Yasin Hayal
gibi kisilerle de yakin olan bir kisidir. 24 Kasim 2004 tarihinde Emniyet Istihbaratta Yardimci Istihbarat Elemani (YIE) yapilmistir, görevi temel olarak Trabzon'daki McDonald's isimli isyerine 24 Ekim 2004 günü bomba atan Yasin Hayal ve grubu
hakkinda bilgi vermektir. Yasin HAYAL bombalama eylemi ile ilgili olarak 30
Ekim 2004’te Istanbul’da yakalanarak Trabzona getirilmis ve
tutuklanmistir. Yapmis oldugu bombalama
eylemi ile ilgili olarak verdigi ifadede Erhan TUNCEL’den bahsetmemistir.
Bu ifadede
Erhan TUNCEL’in önünü açmistir. Emniyet Istihbarat içinde onunla
ilgilenen yani görüsmeleri yapan Polis memuru Muittin ZENIT’tir.
Muittin ZENIT Bayburt'a tayin oldugu 15 Haziran 2006 gününe kadar Erhan TUNCEL ile "mesleki" iliskisini düzenli bir sekilde sürdürmüstür.. Polis Memuru Muittin
ZENIT ifadesinde; Erhan TUNCEL'i Yardimci Istihbarat Elemani olarak çalistirdigi dönemde Erhan TUNCEL'in
zaman zaman verdigi bilgilerin tutarli
olmadigi, senaryo ürettigi ve vermis
oldugu bilgiler
karsisinda para talebinde
bulundugu bulusmalara
gelmedigi,
Hrant DINK Cinayeti'nin önlenmesi ve Yasin Hayal ile
ilgili bilgi kaynagimizin
alternatifi olmamasindan dolayi (Yasin Hayal ile yakin iliski içerisinde olan sahislarin hepsinin Trabzonlu olmasi, birçogunun uyusturucu
madde bagimlisi olmalari
ve polis ile konusmalarini dahi kendi aralarinda
suç olarak görmeleri) Erhan
TUNCEL ile o dönemde kontrollü olarak çalismak
mecburiyetinde olmalarinin nedenleri arasinda yer aldigini belirtmistir, fakat yazar yanli tutumuyla Erhan TUNCEL’in
olumsuz özelliklerini kanitlamaya çalismaktadir. Bunun içinde Yasin HAYAL’in verdigi ifadede "polislerle
konusmayi kendi aralarinda suç sayan" türden bir hissedisi, tutumu bulunmadigi.
Yasin Hayal’in Trabzon Terörle Mücadele Sube Müdürlügü'ne birçok kez "nezaket ziyaretinde bulundugu, Terörle Mücadele Subesi'nde görevli polisler, müdür ve müdür
yardimcisi ile sohbetler
ettigi, ziyaret sikligindan olsa gerek polis memurlarinin 2. Müdür Adem Bey'le iyi anlastiklari, 1. Müdür Yahya ÖZTÜRK ile iliskilerinin ise kopuk oldugu yorumunu yapabilecek kadar "gözlemde"
bulunma olanagina sahip oldugunu
belirtmistir. Devlet memurunun ifadesinden daha çok
olayda birinci derecede suçlu olan ve kesin delillerle suçu üstlenmis olan bir zanlinin savunmasini ön plana çikartarak Emniyet Istihbarat Daire baskanligini zan altinda birakmaya çalismaktadir.
Yardimci
Istihbarat Görevi
Yapan Erhan TUNCEL, 13.09.2005 tarihinde Yasin Hayal’in cezaevinden çiktigini, Hrant DINK
isimli sahsi öldürecegini belirtmistir.
Bunun üzerine Trabzon
Istihbarat Sube
Müdürlügü görevlisi Muittin ZENIT,
Erhan TUNCEL’e konunun çok
ciddi oldugunu ve her konudan haberdar etmesi gerektigi ayrica kesinlikle olaya hiçbir sekilde müdahil olmamasi gerektigini
söylemistir.
Bu
durumdan bir süre sonra Yasin
Hayal, Hrant DINK'i öldürmeye tekrar karar vermis
ve Zeynel Abidin Yavuz
isimli hirsizlik yaptigi bilinen bir çocuk
vasitasiyla Hrant DINK'i vurduracagini söylemistir.
Erhan TUNCEL’den Hrant DINK’in resmini internetten çikartmasini istemistir. Bu konulari da
YIE olarak Istihbarat
birimlerine aktarmistir.
Erhan
TUNCEL’in vermis oldugu bilgiler yani Yasin Hayal'in Hrant DINK'e yönelik bir eylem yapmayi planladigi hususu F-3, F-4 raporu yapilarak 15 Subat 2006 ve 17 Nisan 2006 tarihlerinde geregi için Istanbul Emniyet
Müdürlügü'ne ve bilgi için Istihbarat Daire Baskanligi'na bildirilmistir.
Ayrica konunun
önemine binaen Istanbul Istihbarat Sube Müdürü telefon ile
aranarak konu
sifahi
olarak da kendisine bildirilmistir.
Bu
süreç devam ederken Erhan TUNCEL ile ilgilenen Polis Memuru Muittin ZENIT’in tayini Bayburt iline
çikmis ve Yardimci Istihbarat
Elemanina Trabzon Istihbarat
Subede görevli bulunan Komiser Özkan Mumcu bakmaya baslamistir. Bu sahsinda Agustos 2006’da
askere gitmesi üzerine söz konusu YIE’ye Polis Memuru Mehmet Ayhan bakmaya baslamistir. Fakat
YIE Erhan TUNCEL’in verimli olamadigi kanaat getirilerek 16 Kasim 2006 tarihinde Yardimci Istihbarat Elemanligi görevine son verilmistir.
19 Ocak 2007 tarihinde Ogün SAMAST isimli sahis Istanbul’da AGOS Gazetesi Genel Yayin Yönetmeni Firat (Hrant) DINK’i ensesine siktigi bir kursunla öldürmüstür.
Cinayeti isledigi tespit edilen Ogün SAMAST 20 Ocak 2007 günü gece yarisina dogru Samsun'da gözaltina alinmistir.
Cinayet zanlisi yakalandiktan sonra kendisine ögretildigi sekilde ifade vermis fakat daha sonra degistirerek kendisini azmettirenin Yasin HAYAL oldugunu söylemistir. Cinayet gerçeklestikten 24 saat sonrasinda olayin basit bir cinayet olmadigi ve ülke gündemini uzun süre mesgul edecegi anlasilmistir. Cinayet duyulduktan sonra Trabzon istihbarat Sube görevlileri Yardimci Istihbarat Elemani olarak çalistirdiklari ve bu dogrultuda bilgi aktaran Erhan
TUNCEL’e ulasmislar ve Istihbarat Subeye getirerek sabaha kadar orada tutmuslar bilgi almaya çalismislardir. Hatta
Bayburt’ta sark hizmetini yapan Muittin ZENIT’te Erhan TUNCEL’i arayarak bu konuyu görüsmüs bilgi edinmeye çalismistir.
Kitabin ara ara belirli bölümlerinde bu görüsmeye yer verilmis ve aslinda bilgi almak için kendi taktiklerini
kullanan Istihbarat görevlisi Muittin ZENIT’inde
sanki bu isin içinde yani
cinayetin islenmesine göz yumdugu izlenimi verilmeye çalisilmistir. Kitap
yazari Devletin Istihbarat görevlilerinin konusmalarini yerlerini yayinlayarak onlari bir hedefmis gibi göstermeye çalismistir. Erhan TUNCEL’den bilgi alinmasinin akabinde Istanbul’dan gelen emirler dogrultusunda Trabzon TEM Sube görevlileri tarafindan Erhan TUNCEL 21 Ocak
2007’de gözaltina alinarak Istanbul’a götürülmüstür.
Burada alinan
ifadesinde Emniyetin Muhbiri oldugunu söylemis ve üst düzey emniyet yetkilileri arasinda bir kargasaya neden olmustur. Verdigi ifadede 2002-2003 yillari arasinda gitmis oldugu Nizam-i Alem ocaklarinda Yasin HAYAL’le tanistigini iyi birisi olmasina ragmen kavgaci oldugunu, dini duygularinin agir bastigini ve 2004 yili Agustos ayi içerisinde
savasmak için Çeçenistan'a gittigini fakat Bakü’ye gidip Çeçenistan’a giremedigi için geri döndügünü bu olaydan
sonra yani yurt disindan
geldikten sonra, "cihad yurt disinda degil bu ülkede olacak" demeye basladigini ve
Mc.Donalds'a bomba koyma fikrini ortaya attigini. Bu fikir üzerine
kendisinin torpillerden barut bosaltarak etrafi çivili basit
bir düzenek yaptigini ve 24 Ekim
2004 tarihinde Yasin HAYAL’in Trabzon Mc Donalds'a bombayi koydugu ve patlatildigini bu sirada da kendisinin
orada oldugunu belirtmistir. Olaydan üç gün sonra Erhan TUNCEL gözaltina
alinmis fakat gözaltinda eylemle ilgili herhangi
bir bilgi vermemistir. Trabzon Istihbarat Sube görevlileri tarafindan olayla
baglantisi çözülmüs ve Yardimci Istihbarat
Elemani yapilmaya karar verilmistir. Bunun
için sahisla irtibata geçilmis ve evde
bulunan Yasin HAYAL’e ait kanli pantolon
alinmis ayrica kendi el
yazisi ile özgeçmisi hakkinda bilgi
alinmistir. Bu sekilde
eleman olarak sube yanlis bilgi vermesi engellenmeye çalisilmistir. Erhan
TUNCEL ifadesinin devaminda; Yasin HAYAL’in cezaevinden çiktiktan sonra Hrant DINK’i öldürecegini Istihbarat Görevlilerine
ilettigini fakat onlarin ciddiye almadiklarini belirtmistir.
Bu
ifadenin ardindan olayin Emniyet ayaginda çözülmesi gereken bir dügüm oldugu
belirtilerek Basbakanlik Müfettisleri tarafindan arastirilmaya baslandi, Müfettisler raporlarinda Trabzon Polisini hiç suçlamazken, Istanbul Polisi hakkinda olumsuz rapor
yazdi. Baska bir Müfettis ise Istanbul'u suçlayan meslektasinin Istihbarat Daire Baskani tarafindan
yaniltildigini raporlastirdi. Bu yaniltilma olayi ile ilgili
olarak Istihbarat Daire baskanligi tarafindan 2008 yili ve 54324
sayili yazi ile olay açiklanmaya çalisilmistir. Bu yazida Hrant DINK
cinayetinin 17.02.2006 tarihli ve
027248 sayili yazi ile Istanbul iline bildirildigi fakat Istanbul ilinin bu bilgi üzerinde çalisma yapmadigi ve üzerine düsen sorumlulugu yerine getirmedigi belirtilmistir.
Yapilan arastirmalarin raporlastirildigi yazida Istihbarat dairesi Baskanligi bünyesinde LOG kayitlarinin incelendigi ve verilen bilgiler dogrultusunda Istanbul Istihbarat Sube müdürlügü bünyesinde hiçbir çalismanin
yapilmadiginin tespit edildigi bildirilmistir. Bu bilgiler dogrultusunda hareket eden Trabzon Bölge Idare Mahkemesi Trabzon Polisi'nin DINK Cinayeti'ndeki ihmali ile
ilgili sorusturma izni vermemistir. Bu süreçte Istanbul Istihbarat Sube Müdürü Ahmet Ilhan Güler görevinden alinarak yerine Ali Fuat
YILMAZER atanmistir. 1 Subat 2007 günü ifadesi
alman Ahmet Ilhan GÜLER'e 5 Subat günü,
"sorusturma nedeniyle görevden uzaklastirma" karari teblig edilmis. Silahi ve kimligi alinmistir. Bunun
üzerine Ahmet Ilhan Güler, Istanbul Valiligi'nin kararina karsi Istanbul Bölge Idare Mahkemesi'nde dava açmis. konuyla ilgili asti konumunda olan birçok kisinin çalistigini, personel raporunu baska memurlarin yazdigini belirterek tek sorumlunun
kendisi olarak belirlenmesinin, eksik inceleme
yapilmasindan kaynaklandigini belirtmistir ayrica istihbarat uzmani olmayan müfettislerin verdigi kararlarin hatali oldugunu, dolayisiyla gizli yönetmeliklerde belirtilen görevlerin yerine getirilip getirilmediginin uzman istihbaratçilardan olusan bilirkisi heyeti tarafindan tespitini istemistir. Istanbul Bölge Idare Mahkemesi 23 Mayis 2007 günü verdigi kararla bu talepleri yerinde bulmus ve Ahmet Ilhan Güler hakkindaki sorusturma izni
verilmesi kararini bozmustur.
Olayin Jandarma boyutuna bakildiginda;
Coskun IGCI: Yasin Hayal'in halasinin kocasidir ve Pelitli
Beldesinde Devlet Malzeme Ofisi'nde güvenlik
görevlisi olarak çalisir.
2004 yilinda tanistigi
Jandarma Istihbarat Elemanlari ile zaman zaman görüsen, hatta tarihi eser operasyonu hakkinda onlara yardim eden, hint keneviri ekenleri ihbar eden Igci, tüm bunlari maddi karsilik için degil, "milliyetçi"
duygularla yapmaktadir. Türkiye'ye zarar gelmemesi için her
konuda, devlet görevlilerine yardim etmek gerektigini düsünen
birisidir. 2006 Temmuzda JITEM elemanlariyla görüsen Coskun IGCI’den McDonald's bombalama
eyleminin detaylari hakkinda bilgi edinmesi Yasin HAYAL’in arkasinda bir örgütün olup olmadigini ögrenmesi istenmistir. Yasin HAYAL’le görüsen IGCI onun Gazeteci Hrant DINK’i öldürecegini ögrenir ve bunu Jandarmanin Istihbarat
görevlilerine söyler.
Jandarma Istihbarat Görevlileri
Coskun IGCI’den ögrendikleri bilgileri çokta ciddiyle almayarak Yasin HAYAL’in hiç birsey yapamayacagini ve onlarin
kontrollerinde oldugunu bildirirler.
19 Ocak 2007’de Ogün SAMAST tarafindan Hrant
DINK’in öldürülmesi üzerine 22 Ocak 2007
tarihinde Jandarma Istihbarat Görevlileri
Coskun IGCI’nin çalistigi yere gelerek DINK cinayetiyle ilgili olarak onlara vermis olduklari
bilgilerle ilgili kimseye bahsetmemesi gerektigini
tehditvari bir dille anlatmislardir.
Cinayet islendikten sonra Jandarma Istihbarat görevlileri Veysel Sahin ve Okan
Simsek’in 11 Subat 2007 tarihinde alinan ifadelerinde Coskun IGCI’yi Istihbarat
elemani olarak kullanmadiklari ve verdikleri
bilgilerin dogru olmadigini belirtmislerdir.
Trabzon ilinde en yetkili Jandarma görevlisi olan Il Jandarma
Alay Komutani Ali Öz’de 9 Subat 2007 günü Içisleri Bakanligi Mülkiye Basmüfettisligi'ne
hitaben yazdigi dilekçesinde Coskun IGCI'nin nüfuz istismari yapmak maksadiyla
kendisini jandarma personelinin haber elemani
gibi göstermek istedigini belirtmistir.
Cinayetle ilgili görevlendirilen Mülkiye Basmüfettisleri,
Pelitli Beldesinde Jandarmanin Hrant DINK'in
öldürülecegi bilgisine kolayca ulasip ulasamayacagi konusunda,
cinayetten önce cinayeti bilenler arasinda: Ogün SAMAST, Yasin HAYAL, Erhan TUNCEL, Engin
YILMAZ, Ersin YOLCU, Tuncay UZUNDAL, Ahmet ISKENDER, Zeynel Abidin YAVUZ, Coskun IGCI, Murat ATALAR, Irfan ÖZKAN, Ümit ÖKSÜZ, Enes GÜLDAL,
Hüseyin TERZI, Ahmet ISKENDER gibi baska bilenlerin de bulundugunu raporlarina yazmislar, Raporda Ogün SAMAST ve Yasin HAYAL'in Hrant DINK'i öldüren silahi Pelitli Beldesi
ile Konaklar Mahallesi arasinda meskun mahallede bulunan dere agzinda ates ederek denedikleri ayrica Yasin Hayal ile Ogün SAMAST'in silah tasidiklari, Yasin Hayal, Ogün SAMAST ve diger cinayet süphelilerinin Pelitli'de bulunan internet kafelerde bulustuklari, toplandiklari,
cinayete hazirlandiklari, Ogün SAMAST'in internet
kafelerden yaptiklari görüsmelerde, görüstügü kisilere web kameradan silah gösterdigi vs. bilgilerine ulasmislardir. Bunlardan dolayi Trabzon Jandarma Komutanligi'nin Hrant DINK’in öldürülecegi bilgisine kolayca ulasabilecegi sonucuna varilmistir.
Vardiklari sonuç Trabzon
Jandarma Istihbarat Sube Müdürü
Metin Yildiz, Merkez Jandarma Karakol Komutani Cevat Eser hakkinda "sorusturma izni" verilmesi gerektigi seklindedir. Inceleme konularindan ikincisi olan Coskun IGCI'nin jandarma istihbarat görevlilerine
Hrant DINK’in öldürülecegi bilgisini cinayetten önce haber verip vermedigi konusunda ise müfettisler yalnizca jandarma istihbarat görevlileri Veysel Sahin ve Okan Simsek'i suçlamislardir. Yani bir sonuca varilacagina adlari geçenlerin ifadelerinden süphe duyulmasi gerektigi belirtilmistir. Trabzon Valiligi Il Idare Kurulu da yalnizca Okan Simsek ve Veysel Sahin hakkinda sorusturma izni vermistir. Bu dogrultuda Trabzon Cumhuriyet Bassavciligi Okan Simsek ve Veysel Sahin hakkinda 30 Ekim 2007 tarihinde görevi ihmal suçlamasiyla dava açmistir. Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde açilan
davanin ilk durusmasi 22 Ocak 2008 tarihinde yapilmis saniklar katilmamislar, tanik Coskun IGCI dinlenmis ve daha önce anlattiklarinin aynini tekrar etmistir.
20 Mart 2008 tarihinde davanin
ikinci durusmasinda Okan Simsek ve Veysel Sahin, daha önce verdikleri ifadelerin gerçegi yansitmadigini, bu ifadeleri baski altinda
verdiklerini söyleyerek olaya iliskin daha önceki beyanlari ile neredeyse taban tabana zit yeni bir ifade vermislerdir. Ifadelerinde
Coskun IGCI’nin ifadesini dogrulamislardir. Aldiklari bilgileri üst
amirlerine yani komutanlarina bildirdiklerini de ifade
etmislerdir. Coskun IGCI’den Hrant DINK cinayeti
ile ilgili bilgiler alindigi günün ertesi
günü yapilan toplantida Il Jandarma Alay Komutani Ali Öz’e konu
anlatilmis, Ali ÖZ’ünde konuyu geçistirdigi anlasilmistir.
Istihbarat toplantisina
katilan Trabzon Il Jandarma Kaçakçilik ve Organize Suçlarla Mücadele Sube Müdürü Yüzbasi Hüsamettin Polat verdigi ifadede konuyu dogrulamis, hatta bu toplantinin ardindan bir
daha kendilerini Albay Öz’ün
emriyle istihbarat birimlerinin toplantilarina almadiklarini
ayrica Albay Öz ve Yüzbasi Yildiz’in Okan ve Sahin'in, Coskun Igci'den istihbarat aldiklarinin anlasilmamasi için eski evraklari imha ettiklerini, yerine yenilerini yazdiklari seklinde ifade vermistir.
Daha ötesi Jandarmanin suçunu örtmek amaciyla
Trabzon Il Jandarma Alay Komutani Albay Ali Öz ve Istihbarat Sube Müdürü Yüzbasi Metin YILDIZ'in
talimati ile 2006 Temmuz ayinda Coskun IGCI'den ögrenilen bilgiler sanki yeni ögrenilmis gibi,
cinayetten bir gün sonra 20 Ocak 2007 tarihinde
raporlastirilmistir.
Bütün bu bilgilerin ardindan Jandarma’nin
ihmallerinin ardinda yalnizca Veysel SAHIN ve Okan SIMSEK hakkinda sorusturma açilmistir digerleri hakkinda sorustura açilmasina gerek olmadigi sonucuna varilmistir.
Dink Cinayeti sorusturmasi devam ederken incelemede
bulunan polis kaynaklari tarafindan son günlerde ülke gündemini mesgul eden Ergenekon yapilanmasi ile iliskisini tespit etmislerdir. Ergenekon adi verilen davada sanik olarak adi
geçen Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Kemal Kerinçsiz ile Trabzon Alperen Ocaklari Baskani Mustafa
Öztürk arasinda dogrudan baglanti tespit edilmistir. Bu baglamda Mustafa ÖZTÜRK ile dogrudan iliskisi bulunan Yasin Hayal ile de Ergenekon saniklarinin dolayli olarak iliskisi oldugu tespit edilmistir. Devam eden çalismalarda anlasiliyor ki
Yasin HAYAL’in Avukati Fuat TURGUT’ta Ergenekon operasyonu çerçevesinde tutuklanmistir. Bu
tespitlere ragmen DINK Cinayeti Ergenekon operasyonu içerisine alinmamistir.
Söz konusu Cinayetle ilgili olarak Türkiye Büyük
Millet Meclisi Insan Haklari Komisyonu'na bagli DINK Cinayeti'ni
Arastirma Komisyonu kurulmasi karari alinmis ve 4 Eylül
2007 tarihinde olusturulan Komisyon 8 Kasim 2007'de
bir araya gelerek AKP milletvekili Mehmet OCAKDAN’i baskanliga seçmistir.
Komisyonun amaci; Firat (Hrant) DINK'in ölümü ile ilgili
olarak; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasi'nin 17'inci maddesinde güvence altina
alinan "yasam hakki"nin ihlal edilip edilmedigi ve bu hak ihlal edilmis ise bunda kasti, kusuru ve ihmalleri bulunanlar var ise bu kisiler hakkinda etkin bir
sorusturmanin yapilip yapilmadiginin incelenmesi ile bundan sonra buna benzer olaylarin ve hak ihlallerinin yasanmamasi için nelerin yapilmasinin gerektigini belirlemek ile alinmasi gereken tedbirleri
ortaya koymaktir. Söz konusu komisyon 14 Mart 2008
günü çalismalarini durdurmus ve komisyon baskani OCAKDAN yaptigi yazili açiklamada, komisyonun yargi sürecini dogrudan etkileyecek bir durum oldugu için Komisyonun çalismalarini sonlandirdigini duyurmustur.
Yukarida aktarilan bilgi ve belgelerin sonucunda
kitap ve yazar hakkinda bende uyanan fikrimi beyan etmek istiyorum.
Trabzon
Istihbarat Sube
Müdürlügü tarafindan Yardimci Istihbarat Elemani Erhan TUNCEL’den alinan bilgilerin olmasi
gerektigi gibi ilgili birimlere ulastirilmistir.
Bu bilgilerde Nokta istihbarat olarak
verilmis, hedef
ve saldirgan belirtilmistir. Hrant DINK hedeftir,
hayati tehlikededir. Daha
önce McDonald's'a yönelik bombalama
eylemi gerçeklestiren Yasin HAYAL’in
bu eylemi yapabilecek yapida ve kararlikta oldugu belirtilmistir.
Verilen bilginin çok ciddiye alinmasi gerektigi
halde Istanbul Istihbarat
Sube Müdürlügü tarafindan önemsenmemis
konuyla ilgili herhangi bir çalisma yapilmamis ve sonucunda cinayetin islenmesine
engel olunamamistir.
Bütün
bunlar delilleriyle ortada iken yazar tarafindan saptirilmaya çalisilmis, delilleri göz önüne almadan kendi
yorumuyla Istihbarat Daire Baskanligi ve Emniyet teskilati zan altinda
birakilmaya bir adim öteye giderek sanik durumuna getirilmeye çalisilmistir.
Konunun
Jandarma boyutuna bakildiginda; çok daha vahim bir
olayla karsilasilmaktadir. Jandarma Istihbarat
elemanlari tarafindan elde edilen
bilgiler degerlendirilmemis,
görevlerini yerine getirmemislerdir. Sahte belgeler düzenlemek suretiyle kendilerini aklamaya çalismislar fakat basarili olamamislardir.
Yazar
Jandarma boyutunda biraz daha inisiyatif kullanarak olumlu yada olumsuz yorum
eklememis olaylari
kamuoyunun bildigi sekilde aktarmaya çalismistir.
Olayin
ciddiyeti ortadadir, AGOS Gazetesi Genel yayin yönetmeni Firat (Hrant) DINK planlanan bir cinayetle öldürülmüstür. Bu cinayet Devletin Istihbarat birimleri tarafindan yaklasik bir yil öncesinden ögrenilmis
fakat önlenememistir.
Istihbarat birimleri içinde bu durum elbette ki arastirilip sorumlulugunu yerine getirmeyenler hakkinda Adli yada
idari islem yapilmasi gerekmektedir; fakat daha önce bazi
gazetelerinde yaptigi gibi Devletimizin Istihbarat birimlerinin almis oldugu
bilgileri ve içeride yasanmis olan olumlu yada olumsuz gelismelerin yanli
ve yönlendirmeye açik
yorumlar katilarak kamuoyuna aktarilmasi kesinlikle yanlistir. Bu kitapta özellikle Emniyet Istihbarat birimlerinin faaliyetleri olumsuz
yorum katilarak kamuoyuna aktarilmaya çalisilmaktadir.