DARBE GÜNLÜKLERI

DARBE GÜNLÜKLERI

Fevzi BOZKURT
Psikoloji


Türkiye daha önce de pek çok kez darbe görmüstü. Ilki 23 Ocak 1913'de Babi-i Ali baskiniydi. Daha sonra 27 Mayis 1960 darbesi, 12 Mart 1971 muhtirasi ve 12 Eylül 1980 darbesi seklinde siralandi. 28 Subat 1997'deki post modern darbe sürecine kadar 12 Eylül 1980 darbesi hep son klasik darbe diye anildi.
                                     
12 Eylül darbesinde Milli Güvenlik Konseyi ve Genel Kurmay Baskani Orgeneral Kenan Evren ve silah arkadaslarinin kendilerinden önceki tüm askeri girisimlerde gösterilen gerekçelerin aynini kullanarak gerçeklestirdigi askeri harekât uzun süre unutulmadi.
Darbe Günlükleri, 2003–2005 döneminde görev yapan Deniz Kuvvetleri eski Komutani Orgeneral Özden Örnek'in, iddialara göre, kendisiyle ayni dönemde görev yapan bazi kuvvet komutanlarinin darbe hazirliklarini not ettigi ve belki de yillar sonra esine dostuna bile asla göstermeyi düsünmedigi günlüklerden olusuyor­du.
Darbe Günlüklerinin ortaya çikmasindan önce bazi önemli olaylar yasandi. Bu olaylari su sekilde siralayabiliriz;
19 Subat 2001'de Türkiye, etkileri sarsici, ekonomik krizi tetikleyen siyasi bir krizle çalkalandi. Milli Güven­lik Kurulu toplantisi öncesinde dönemin Cumhurbaskani Ahmet Necdet Sezer ve Basbakani Bülent Ecevit arasinda geçen tartisma siddetlenince Ecevit toplanti salonunu terk etti. Kameralar karsisina geçen Ecevit "Bu ciddi bir krizdir." dedi.
1 Mart 2001'de Dünya Bankasi Baskan Yardimcisi Kemal Dervis, Basbakan Bülent Ecevit'in davetiyle Tür­kiye'ye geldi, bir gün sonra genis yetkilerle ekonominin basina getirildigi kamuoyuna açiklandi.
11 Eylül 2001'de, tarihe 11 Eylül Saldirilari olarak ge­çecek ve ABD kamuoyu kadar bütün dünyayi sasirtan terör saldirilari yasandi.
4 Mayis 2002'de dönemin Basbakani Bülent Ecevit, Basbakanliktaki makaminda çalisirken rahatsizlanarak Baskent Üniversitesi Hastanesi'ne kaldirildi. Yapilan kontrollerde Ecevit'in bagirsak iltihaplanmasindan sanci­landigi bildirildi. Ecevit, 26 saat kaldigi hastaneden 5 Mayis 2002 günü taburcu oldu. Ecevit'in rahatsizligi ile ilgili bir rapor hazirlayan DSP'li Milletvekilleri Dr. Mus­tafa Güven Karahan ve Dr. Gaffar Yakin, "Ecevit, bagir­sak enfeksiyonu degil, kortizon nedeniyle iç kanama geçirdi. Yanlis tedavi yüzünden ölümden döndü" dedi.
14 Mayis 2002'de Ekonomiden Sorumlu Devlet Ba­kani Kemal Dervis, hükümetin sorunlari çözme konu­sunda zorlandigini belirterek, "Bence erken seçim sonba­harda yapilabilir." dedi.
Bülent Ecevit, 17 Mayis 2002 günü sabah saatlerinde yeniden Baskent Üniversitesi Hastanesi'ne gitti. Ecevit, 11 günlük tedavinin ardindan 27 Mayis 2002 günü tabur­cu oldu.
7 Temmuz 2002'de Basbakan Yardimcisi Devlet Bah­çeli sürpriz bir açiklama yaparak 3 Kasim 2002'de erken seçime gitmeyi önerdi.
3 Agustos 2002'de Yüksek Askeri Sura kararlari açik­landi. Orgeneral Hilmi Özkök Genelkurmay Baskani olurken teamüller geregi Özkök'ten bosalan Kara Kuv­vetleri Komutanligi'na en kidemli orgeneral olan Halit Edip Baser'in getirilmesi beklenirken bu göreve sürpriz sekilde Jandarma Genel Komutanligi'nda iki yillik görev süresini tamamlayip emekliligini bekleyen Orgeneral Tahir Aytaç Yalman getirildi ve Baser emekli edildi. Bu durum Türk Silahli Kuvvetleri tarihinde bir ilkti. Tahir Aytaç Yalman'dan bosalan Jandarma Genel Komutanli­gi'na ise Orgeneral Mehmet Sener Eruygur atandi.
3 Kasim 2002'de Türkiye, 22. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için sandik basina gitti. Genel seçim so­nuçlari siyasi tasfiye olarak nitelendirildi. 57. Cumhuri­yet hükümetini olusturan siyasi partilerin tamami seçim barajinin altinda kalirken seçimin galibi, aldigi yüzde 34,43 oyla parlamentoda 365 sandalye kazanarak tek basina iktidara gelen, 28 Subat süreci ve sonrasinda ka­patilan iki parti ile ayni siyasi gelenekten gelen kadrolar oldu. 58. Cumhuriyet hükümetinin programi, 28 Kasim 2002' de Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda güvenoyu aldi ve isbasi yapti.
18 Aralik 2002'de Doç. Dr. Necip Hablemitoglu, An­kara'da Portakal Çiçegi Sokagi'ndaki evinin önünde sui­kasta ugrayarak hayatini kaybetti.
Irak'ta kitle imha silahi bulundugu gerekçesiyle müt­tefiki Ingiltere ile birlikte bu ülkeye saldirmaya hazirlanan ABD'nin, Türkiye üzerinden Irak'a girisini saglaya­cak, 25 Subat 2003 tarihli "Türk Silahli Kuvvetleri'nin yabanci ülkelere gönderilmesi ve yabanci silahli kuvvetlerin Türkiye'de bulunmasi için hükümete yetki verilme­sine iliskin Basbakanlik Tezkeresi" Meclis' e sunuldu. 1 Mart 2003'te oylanan tezkere, 264 evet oyuna karsi 250 hayir ve19 çekimser oyla, salt çogunluk olan 267 bulunamadigi gerekçesiyle reddedildi. Tezkere'nin reddi, Türk-Amerikan iliskilerinde bir dönüm/kirilma noktasi oldu.
20 Mart 2002'de ABD, müttefikleri Ingiltere, Italya, Polonya ve Avustralya'nin destegiyle Irak isgali yada 2. Körfez Savasi olarak anilan operasyonu baslatti.
4 Temmuz 2003'te Türk-Amerikan iliskilerinde yeni ve büyük bir kirilma noktasi daha yasandi. 'Çuval Kri­zi/Hadisesi' diye anilan olayda, yanlarinda pesmergeler de oldugu halde Amerikan 173. Hava indirme Tugayi'na bagli askerler, Kuzey Irak'in Süleymaniye kentindeki Türk Askeri Karargâh’ina baskin düzenledi. Baskinda, bir binbasi komutasindaki 11 Türk Silahli Kuvvetleri mensubu ve Türkmen mihmandarlari, baslarina çuval geçirilerek gözaltina alindi ve sorguya çekildi.
24 Nisan 2004'te Kibris'ta, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'in sundugu çözüm plani için referandum yapildi. Referandum, Kibrisli Türklerin yüzde 65 oraninda evet, Rumlarin ise yüzde 76 oraninda hayir demesiyle sonuç­landi. Iki taraf 'evet' demedigi için Annan Plani olarak anilan çözüm plani, uygulanma sansi bulamadi.
23 Mayis 2003 günü Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay imzali 'Genç subaylar tedir­gin' baslikli manset haber yayinladi.
17 Aralik 2004'te Avrupa Birligi, Türkiye ile tam üye­lik müzakerelerinin, 3 Ekim 2005 tarihinde baslamasini kararlastirdi. Anilan tarihte Türkiye ile Avrupa Birligi arasinda tam üyelik müzakereleri basladi.
Emekli Pasa Özden Örnek, 30 Agustos 2005'te emekli olup günlüklerinin son sayfasini da doldurduktan sonra da sular durulmadi. Hatta daha da siddetlendi ve sonrasinda bazi önemli olaylar yasandi. Bu olaylari Semdinli Olaylari, Cumhuriyet Gazetesi bombalamalari, Danistay saldirisi, Atabeyler Çetesinin ortaya çikarilmasi, Hrant Dink cinayeti, Darbe Günlüklerinin yayinlanmasi, Cumhuriyet ve Bayrak Mitingleri, Malatya’da yasanan misyoner katliami, 367 krizi, 27 Nisan e-muhtirasi, Dolmabahçe mutabakati, Anafartalar Çarsisi bombalamasi, Ümraniye'deki bombalama, Daglica baskini, AK Parti’yi kapatma davasi ve Ergenekon sorusturmasi seklinde siralayabiliriz.  
Daha sonra "Hayret verici ayrintilariyla Sarikiz ve Ayisigi, Türkiye 2004'de iki darbe atlatmis" basligiyla verilen ve Türk de­mokrasi tarihinde yeni bir sayfa açilmasina neden olabi­lecek gelismeleri baslatan malum haber, Nokta dergisi­nin 29 Mart - 4 Nisan 2007 tarihli 22. sayisinda yayinlan­di. 2003 2005 Agustos döneminde görev yapan Emekli Deniz Kuvvetleri Komutani Oramiral Özden Örnek'e ait günlüge dayanilarak yapilan haberin genis bir yanki buldu.
                                                                          
Emekli Deniz Kuvvetleri Komutani Özden Örnek'e ait oldugu iddia edilen ve Sarikiz, Ayisigi ve Eldiven kod isimli üç ayri darbe hazirligini ifsa eden günlükler ve sonrasinda yasananlar da Nokta Dergisini bir anda ülkenin gündemine tasidi. Daha sonra yapilan açiklamalarda Örnek'in Darbe Günlükleri, denizcilik meslegini seven ve tüm içerigi deniz üzerine olan bir internet sitesinde 'hatira olsun' diye yayinlandigi söylendi.
Nokta dergisinin kapak yaptigi ve es zamanli olarak Star gazetesi yazari Samil Tayyar'in, www.denizcilersitesi.com sitesini kaynak göstererek duyurdugu meshur darbe günlüklerinin ortaya çikmasinin ardindan Örnek Pasa neredeyse her gün düzenli olarak 'günlükler bana ait degil' açiklamasi yapmaya basladi.
14 Mart 2007'de 'O site için hukuki yollara basvur­dum' basligiyla verilen haberde, 'Eski Deniz Kuvvetleri Komutani emekli oramiral Özden Örnek'in, www.denizcilersitesi.com adresindeki internet sitesinde, hakkinda çikan iddialari yalanladigi' belirtiliyordu
Nokta'da yayimlanan günlüklerin en dikkat çekici bölümü 'Sarikiz' adli darbe planiydi. Burada yer alan "bilgilere göre 'Sarikiz', baslangta birlikte hareket eden Deniz Kuvvetleri Komutani Özden Örnek, Hava Kuvvet­leri Komutani Ibrahim Firtina, Jandarma Genel Komuta­ni Sener Eruygur, Kara Kuvvetleri Komutani Aytaç Yal­man tarafindan planlandi. Nerdeyse bir yila yayilan dar­be planlamasi, 24 Nisan 2004'teki Kibris referandumun­dan sonra tamamen rafa kaldirildi.
Özden Örnek'e ait günlükte darbe için yapilan hazir­liklar, verilmesi planlanan muhtira, eylem plani ve so­nunda yapilmasi planlanan darbe çalismalarinin dökü­mü bulunuyordu. Özden Örnek, günlügünde sik sik Sener Eruygur'un darbe için çok hevesli oldugu vurgusunu yapiyor, Eruygur için "Daima bir ihtilal özlemi içerisinde", "Jan­darma Genel Komutani sözü ikide bir oraya getirip, bu isi ne zaman yapacagiz diyordu. Bazen süreyi uzatmanin en iyi çözüm yolu oldugunu söyleyince surati asiliyordu. Bana kalsa adamin niyeti ülke yarari degil kendi yarari. Bu is biran önce olsun da nasil olursa olsun, o da mevki­ini korusun." ifadelerini kullaniyordu.
Demokrasi disi kalkismalarin hazirligiyla ilgili bu kadar ayrintinin bilinmesine ragmen aylarca 'dur baka­lim ne olacak?' diye bekleyen Türkiye, 1 Temmuz 2008 sabahi beklediginden daha büyük bir gelisme ile sarsildi.
Müslüman kimliginden Hiristiyan misyonerligine geçen, daha sonra da haham olmaya karar veren Tuncay Güney'in, yillar önce bir emniyet sorgulamasinda anlat­tigi, fakat ne hikmetse ortadan kaybolan ifadelerinin ar­dindan, Ümraniye'de bir gece konduda bazi el bombala­rinin bulunmasiyla yeniden baslayan süreç, nihayet Er­genekon Operasyon ismi verilerek Türkiye'nin günde­mini mesgul edecekti.
Bir internet sitesinin 'derinliginden habersizce' yayi­na verdigi ve daha sonra Nokta dergisinin duyurdugu, Özden Örnek'e ait günlüklerin de yardimiyla genisletile­rek sürdürülen Ergenekon sorusturmasi, Temmuz 2008'e gelindiginde yeni bir boyut kazanmisti.
Örnek'in, günlüklerinde sayfalar boyunca anlattigi itiraflar Ergenekon'u sorusturan Cumhuriyet Savcisi Zekeriya Öz tarafindan sorusturma kapsamina alinmisti. 12 Haziran 2007'de Ümraniye'deki bir gecekonduda 27 el bombasi ve TNT kaliplarinin ele geçirilmesi üzerine bas­layan Ergenekon terör örgütü sorusturmasi dogrultu­sunda 1 Temmuz 2008'de gerçeklesen operasyonla Istanbul, Ankara, Antalya ve Trabzon'da sok gözaltilar yasa­nacakti.
Emekli Jandarma Genel Komutani Sener Eruygur, emekli 1. Ordu Komutani Hursit Tolon, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Tercüman Gazetesi Genel Yayin Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi, An­kara Ticaret Odasi Baskani Sinan Aygün, Ati Teknoloji Genel Müdürü Prof. Dr. Ercüment Ovali, Türkiye Genç­lik Birligi kurucu baskani Adnan Türkan, Atatürkçü Dü­sünce Dernegi Kadiköy subesi eski baskanlarindan Birol Basaran, yazar Erol Mütercimler, TRT Erzurum muhabiri Murat Avar, Barbaros Hayrettin AI­tintas, bir kamu kurumunda basmüfettis olarak çalisan Kemal Aydin ve Aydin'in, ulusalci çizgideki 'Toplumsal haber' adli internet sitesinde yazilari yayinla­nan kiz kardesi Neriman Aydin ile adi suç dosyasinin kabarikliginin yani sira iki kardesini öldürmesiyle dik­katleri çeken Osman Gürbüz'ün de aralarinda bulundu­gu yirmi isim tutuklanacakti.
'Sarikiz' ve 'Ayisigi' isimli darbe planlarina adi kari­san Eruygur ve Tolon'un, jandarma lojmanlarindaki gözalti islemine albay seviyesindeki görevlilerin eslik ettigi, Genelkurmay Baskanligi'nin da bir gün önceden haber­dar edildigi ögrenildi. Tolon'un, kapisini çalan görevlile­re karsi ilk refleksinin, CHP Manisa milletvekili avukat Mengü'yü aramak oldugu da ortaya çikiyordu. Tolon’la görüstügünü dogrulayan Mengü, gazetecilere su açiklamada bulunacakti: "Sayin Tolon, arama yapilmadan önce beni aradi. Polislerin geldigini söyledi. Ben kendisine arama izinleri olup olmadigini sordum. Kendisi, merkez komutaninin bilgisi var, dedi. Yanlarinda ­askeri bir yetkilinin olup olmadigini sordum. Bir binbasi oldugunu söyledi. Ben de kendisine yapilacak bir sey olmadigini, prosedür geregi arama yapabileceklerini söyledim." Milli Savunma Bakani Vecdi Gönül de gözaltilarla ilgili olarak "Gerekli tüm izinler alindi." açik­lamasinda bulunacakti.
Teröristbasi Abdullah Öcalan'i Imrali adasinda sor­gulayan ekibin basindaki emekli Jandarma Kidemli AI­bay Hasan Atilla Ugur da Antalya'da gözaltina alinmisti. Ankara ve Diyarbakir'da Jandarma Istihbarat Teskilati grup komutanligi yapan Ugur, Kocaeli Il Jandarma Ko­mutanligi görevini de yürütmüstü. AK Parti eski Balike­sir Milletvekili Turhan Çömez ve eski Jandarma Istihba­rat Baskani emekli Tuggeneral Levent Ersöz ise o tarihte araniyordu. Çömez ve Ersöz'ün evlerine giden güvenlik güçleri, söz konusu sahislari bulamayacakti. Çömez'in 'dil ögrenme' gerekçesiyle bir ay önce yurtdisina çiktigi iddia ediliyordu. Ancak savcilik kararliydi; Çömez ve Ersöz'ün yakalanmasi için birkaç gün içinde Interpol de devreye sokuldu.
Böylece Türkiye, ilk kez orgeneral seviyesindeki emekli askerlerin gözaltisina sahit oldu. Gözaltilar, Erge­nekon sorusturmasini yürüten Istanbul Cumhuriyet Sav­cisi Zekeriya Öz'ün talimatiyla gerçeklestirildi. Bu arada operasyondan bir süre sonra, farkli tarihlerde Erol Mü­tercimler, Mustafa Balbay, Adnan Türkan, Ercüment Ovali, Ufuk Büyükçelebi, Murat Avar, Sinan Aygün ve Barbaros Hayrettin Altintas serbest birakildi.
Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay'in gözaltina alinmasi sonrasi, gazetenin yazarlarindan Cüneyt Arcayürek ve gazetenin avukati Mutluhan Karagözoglu, olaya tepki gösterdi. Avukat Karagözoglu, gözaltilarin Yargitay Cumhuriyet Bassav­cisi Abdurrahman Yalçinkaya'nin AK Parti hakkindaki davayla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nde sözlü açik­lama yapacagi güne denk getirildigini ileri sürdü. Balbay'a ve Cumhuriyet'e destek için pek çok kisi gaze­teye gelmisti. Bunlarin arasinda ANAP'li eski Bakan Ya­sar Okuyan, DSP Genel Baskani Zeki Sezer, Tunceli ba­gimsiz milletvekili Kamer Genç, yazar Nihat Genç ve yakin tarihlerde Kara Kuvvetleri Komutani Org. Ilker Basbug ile gizli görüsmesi ortaya çikan ve takip edildigi iddialarini dile getiren Anayasa Mahkemesi Baskanvekili Osman Paksüt'ün esi Ferda Paksüt de vardi.
Darbe Günlüklerini ifsa ettigi için Alper Görmüs’ü yargilayan mahkeme heyeti, bavul içindeki 3 bin sayfalik günlük çiktilarini almayi reddedip kayitli CD örnegini istemesinin ardindan sorusturma devam etti. Ilginçtir; darbe girisimlerini haber yapan gazeteci Alper Gör­müs'ün yargilandigi durusmanin savcisi, kendisine tes­lim edilen CD'yi incelettirdiginde 'görünen gerçegin' 'yasanan gerçege' de uygun oldugu anlasildi. Emniyetin yaptigi teknolojik incelemede ortaya çikti ki günlüklerin kayitli oldugu CD, Örnek'in bilgisayarindan çikmisti.
Bakirköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davada bu kez de CD'lerle hüküm verilip verilemeyecegi tartisi­liyordu. Örnek'in avukati Eskiyerli, CD'nin, Anayasa'nin 38. maddesine ve Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddesi­ne göre yasal delil kabul edilemeyecegini söyledi. Eskiyerli, "Bir kere özel hayata iliskindir ve Özden Ör­nek'in bilgisayarindan alindigi kabul edilirse hirsizliktir. Hirsizlik sonucu ele geçirilmistir." diye konustu.
Ergenekon Davasini yürüten savci Zekeriya ÖZ Alper Görmüs ile görüstü ve Darbe Günlüklerinin bir kopyasini aldi. Alper Görmüs günlüklerin bir kopyasini savciya verdigini, savciligin yaptirdigi arastirma sonunda bu metinlerin, Deniz Kuvvetleri'ne ait bilgisayardan çiktiginin belirlen­digini dolayli olarak ögrendigini anlatti. Taraf gazetesi de Istanbul Emniyeti'nden, bu bilgiyi dogrulattigini yaz­di
 
Türk basini bir kez daha dünya için küçük, kendisi için büyükçe bir mesleki ahlak sinavindan daha geçiyordu. Zor zamanlarda ortaya çikan ilk tutum ve tepkiler, 'insanlarin ve kurumlarin hayat karsisindaki gerçek yüzlerini ortaya çikarmaya yarar. Bu yüzden Türkiye demokrasi tarihinin verdigi sinavda en önemli unsurlardan birisi oldugu artik inkâr edilemeyecek Türk basini, darbeli günlükler hakkinda yine alisik olundugu üzere iki keskin cepheye ayrildi. Kimisi için darbeler her seydi kimisi içinse yalnizca 'deli saçmasi.' Bu olay­larin yasandigi günlerde Sosyalist Entenasyonel üyeli­gini kaybetmek üzere olan CHP'nin Genel Baskani 'Ben Ergene­kon'un avukati olurum.' buyurmustu.
 
1 Temmuz 2008 sabahi, devam eden Ergenekon so­rusturmasi kapsaminda gözaltina alinan ve daha sonra tutuklanarak Metris Cezaevi'ne konulan emekli Orgene­ral Hurtis Tolon, malum günlükle ilgili 'teyit edici' bir açiklama yapti. 9 Temmuz 2008 tarihli gazetelerde yer alan açiklamayi duyan herkes, 'Ergenekon'un en önemli delili' yorumunu yapti. Buna göre Darbe Günlükleri, yazan oldugu öne sürülen Özden Örnek tarafindan ya­lanlandi ama Emekli Orgeneral Hursit Tolon günlüklerin varligini teyit etti. Ergenekon sanigi emekli orgeneral Hursit Tolon, günlükleri neden tekzip etmedigine yöne­lik soruyu cevaplarken günlüklerin varligini da teyit etti. 
 
Bugün gazetesinin haberine göre Emekli Orgeneral Hur­sit Tolon, tutuklandigi mahkemedeki ifadesinde, hâkimin günlükleri neden tekzip etmedigi sorusuna, "Benim­le ilgili kisimlarda herhangi bir yanlislik görmedigim için tekzip yapma ihtiyaci hissetmedim. Çünkü herhangi bir sekilde kisilik haklarim zedelenmemisti." dedi.
Emekli Orgeneral Hursit Tolon'un dogruladigi, kendisiyle ilgili olay, Örnek Pasa'nin günlügünde 3 Ara­lik 2003 basliginda anlatiliyordu. Bu tarihte Genelkur­may Baskanligi'nda ordu ve kuvvet komutalari, Genel­kurmay Baskani Orgeneral Hilmi Özkök'ün baskanligin­da toplanip hükümete karsi muhtira verilmesini tartisi­yordu. Toplantida, hükümete sert elestiriler yönelten Tolon, "Seçimden önce ikaz etmezsek önümüze asama­yacagimiz bir engel çikacaktir." diyordu. 

Benzer Kitaplar