AVRUPA BIRLIGI VE KOMSULARI FIRSATLAR VE ZORLUKLAR

AVRUPA BIRLIGI VE KOMSULARI FIRSATLAR VE ZORLUKLAR

Fevzi BOZKURT
Psikoloji


                                               Avrupa entegrasyonunun nedeni savaslarin olmadigi bir Avrupa Kitasinin temellerinin atilmasidir.
 Avrupa’da barisin saglanmamasi sonucu herhangi bir iç karisikligin bölge içinde kalmayip diger bölgelere de siçrayacagi, böyle bir durum dünyanin önde gelen güçlerini de etkileyecegi anlasilmistir Dünya barisinin saglanmasinin Avrupa’da baris ortaminin saglanmasiyla mümkün olacagi ortadadir. ABD
entegrasyonun en önemli destekçilerinden olmustur. Entegrasyona üye ülkeler Avrupa’da barisin devam etmesi için dünyada barisin saglanmasi gerektigini anlamistir. Ciddi riskler tasiyan soguk savas döneminde güvenliklerini saglamak
için Avrupa güvenlik ve isbirligi konferansi düzenlenmis ve bu önemli bir dönüm noktasi olmustur. 1960’larin basinda en büyük güçler sayilan ABD ve SSCB arasini yumusatma girisimlerinin yani sira AB bölgesel is birligi girisimlerine baslamistir. AB üyelik perspektifi vermedigi ülkelerle Avrupa komsuluk politikasi isimli bir proje hazirlamistir. Bu kitapta ENP projesi kapsaminda olmasina bakmaksizin birlik politikalarindan etkilenen tüm ülkeler ana hatlariyla çizilecektir. Kitap üç ana bölümden olusmaktadir.1. Bati Balkanlar 2. Orta Dogu 3. Rusya ve Bagimsiz Devletler Toplulugu.
BATI BALKANLAR
90’larin basindan bu yana AB Balkanlarda gelisen olaylarin içindedir. AB zayif olan iliskiler zamanla saglamlastirmistir. Bu dönem de mülteci programlari ve yeniden yapilanma konularina odaklanmistir. AB bölgeye ilk girisim olarak Güney Dogu Avrupa Istikrar Pakti’ni kurmustur. Bu paktin amaci bölgesel is birligini artirmadir. AB istikrar ve ortaklik sürecinin kurulmasinda da etkili olmustur. AB kapilarinin Bati Balkanlara açilmasindan, birlik her bir ülkenin var olan farkli durumlarindan dolayi bati balkanlarla olan iliskilerini farkli bir boyuta tasimistir. Örnegin AB Hirvatistan sorunsuz sekilde sürmüs Sirbistan ve Karadag ile problemli bir sekilde devam etmistir. AB’nin Balkanlardan yürüttügü bir çok faaliyet Ba
ti Balkanlarda bulunan devletlerin AB normlari ve politikalarina yaklastirilmasina yardimci olmustur. AB eski Yugoslavya savasinin bitmesinde 90’larin basinda ve sonunda yasanan vahsetin durdurulmasi Bosna Hersek’te güvenlik alaninda ne denli önemli isler oldugunu göstermistir. AB Balkanlarda baris dolu ve bütünlesmis bir bölgenin sürdürülebilmesi için sorumlulugu üstlenmistir .Bu sorumlulugun ABD’nin dünyanin diger bölgelerine odaklandigi dönemde üstlenildigi de belirtmek gerekir.
AB Bati balkanlarda yürütmüs oldugu faaliyetlerde basarili olmustur. Ancak daha bir çok sorunda bulunmaktadir .Bu nedenle AB için bu basarilar rahatlamaya neden olmamalidir. Basta Bosna Hersek olmak üzere Bati balkanlarin bir çogunda üçlü geçis zorluklarin yasanmistir. Bati Balkan devletlerinin ekonomileri hala kötüdür, komünizm öncesi durumlarina ulasamamislardir. AB‘nin Bati Balkanlar da gösterdigi çabalar tam bir reform sürecini baslatmak için yeterli olmustur. Bugün ise  AB’nin bölgeye yönelik faaliyetleri daha çok kurumsal ekonomik ve sosyal destek üzerine yogunlasmistir.
AB kaynaklarini kullanma konusunda çok dikkatli olmalidir. Lehne‘ye göre AB’nin kaynaklarinin dagiliminda sorun vardir. En gelismis ülkeler en fazla yardimi almaktadir. Buda güçlü ile zayif arasindaki farkin çok açilmasina neden olmaktadir. AB’nin bölgedeki bir diger politikasi da Kosova ‘dir. Bu konuda AB içinde çatisan zincirler vardir. Birinci grup Ingiltere, Fransa, Kosova”nin Sirp ve Arnavutluk bölgelerinin bölünmesi gerekliligini savunurken, ikinci grup tam bagimsizlik verilmesi gerektigini savunmaktadir. AB Kosova politikasinin sonuçlarini kabul etmeli bir an önce çözüm üretmeye baslamalidir. Bati Balkanlardaki çatismalardan sonra krizin çözülmesiyle birlikte sorun ikiye katlanmistir. AB hem düzeni saglamak hem de her yönde Bati Balkan devletlerini güçlendirmek zorundadir bu kolay bir is olmamakla birlikte umutsuzluk yasanmasina da sebep yoktur. Nitekim AB’nin katetmis oldugu yol bunun mümkün olabilecegini göstermektedir. Yalnizca AB’nin sorunu çözümü için yeni yollar bulmasi gerekmektedir.
BOSNA HERSEKTE ÖRGÜTLÜ SUÇ PROBLEMINE ILISKIN AB POLITIKASI
Örgütlü suç terimi uyusturucu kaçakçiligi, insan kaçakçiligi, beyaz köle ticareti, yasadisi göç, sahte para basma, kara para aklama, yasa disi agaç kesme, her türlü silah ve mal kaçakçiligi ve fikri mülkiyetin çalinmasi vb. genis çapli yasadisi faaliyetleri kapsar. Bu sinirlari asan bir suç haline gelmektedir. Bu özelliginden ötürü devletler örgütlü suçlara karsi kendi bildikleri yollarla veya geleneksel yöntemlerle mücadele edememektedir. Bunun yerine küresel ve birbirine bagimli bir yaklasim gerekmektedir. AB içerisinde iç güvenlik-dis politika ilgili oldugu için örgütlü suçlarin hem dis boyutu hem de dis kökeninin önemi vurgulanmistir. Ancak örgütlü suçlar komsu ülkelerden gelen dis tehdit olarak betimlense de Europol raporlari en büyük tehdidin kendi içindeki suç gruplarin geldigini göstermektedir. Örgütlü suçlara karsi mücadelede en iyi çözüm bu faaliyetlerde bulunan insanlarin içinde bulundugu sosyo ekonomik durumlarin gelistirilmesine ve kadinlarin kurban edilmesine neden olan baska yapilarin azaltilmasina odaklanmaktadir. Örgütlü suçlara karsi birlikte ve ortak hareket edilmesi ve gizli güç iliskilerinin ortaya çikarilmasi bu tehdidi etkisiz hale getirmede en iyi strateji olarak görülmektedir.
BATI BALKANLARDA ÖRGÜTLÜ SUÇ
Bati ile dogu arasinda tampon bölge olan balkanlar sinir asan suç gruplarinin hedefi olmustur. AGS‘ye göre örgütlü suçlar ciddi bir güvenlik problemidir ve bu suçlarin geçis yolu balkanlardir. Suç gruplari buradaki karisikliklardan faydalanmistir. AB bu sorunla mücadele etsede strateji etkili olamamistir.Bölgede hala örgütlü suçlar devam etmektedir.
AB’NIN BOSNA’DAKI ÖRGÜTLÜ SUÇA YÖNELIK YAKLASIMI
Bosna’nin jeostretejik konumu son zamanlarda örgütlü suçlarin artmasinda önemli bir neden olsa da doksanlarda yasanan dramatik olaylarda etkili olmustur. Suç gruplari etnik çatismalar ve sosyalist rejimin yikilmasi ile ortaya çikmistir. Polis güçleri suç gruplarini görmezden gelmis hatta bu faaliyetlerin içinde bulunmustur. Bunlarin sebepleri ise savas sonrasi kötü ekonomik durumlardir. AB’nin Bosnada’ki örgütlü suçlara karsi iki yaklasimi vardir. Birincisi sert güvenlik politikalarinin gerekliligi, ikincisi yapilandirmaci bir yaklasimdir. AB örgütlü suçlarin esas nedenlerine karsi kalkinma politikalari uygulamaktansa örgütlü suçlarla mücadeleye yönelik askeri denetim polis, ve sinir denetimine öncelik tasimistir. Yerel sahipligin önündeki en büyük sorunun kaynagi örgütlü suçlarin AB içinde güvenliklestirilmesidir. Örgütlü suçlari hayati tehlike olarak nitelendirilmesi otoriter bir yaklasim ile bagdasarak AB ile yerel halk arasinda diyaloga yer verilmeyecegi anlamina gelmektedir. Ayrica örgütlü suç tehdidini Bosnalilar mimlemektedir. Bu durum AB ile bütünlesmesini zora sokmaktadir.
AB’NIN KOSOVA POLITIKASI
Kosova’da yasanan Sirp ve Arnavutlar arasindaki gerilim en karmasik problemlerdendir. Kosova ABIN küresel bir oyuncu olmasina yönelik önemli bir adimdir. AB’nin Kosova probleminde barisçil  bir çözüme yönelik yapici bir rol oynamasi halinde bu durum AB’nin küresel alanda aktif dis ve güvenlik politikalari izlemesi için tesvik edici olacaktir. Ab’nin uluslararasi siyasetteki yeri ile ilgili üç temel görüs vardir. Birincisi sivil güç veya normatif güç yaklasimi, Ikincisi muhtemel süper güç yaklasimi, Üçüncüsü AB’nin artmaya devam eden güç ve kapasitesine vurgu yapan yaklasimi.
YUGOSLAVYA  SAVASLARI VE AB
Körfez krizinde ABD öncü güç olmustur ve AB onu takip ettigi için elestirilmistir. ABD Bosna savasinda Avrupa’nin inisiyatifi ele almasi için 25 yil beklemistir. AB konseyi dönem baskani Jacgues Poos Yugoslavya krizinde ara bulucu olarak müdahale edecek olanin AB oldugunu, Avrupa varken baska kimseye müdahale etmek düsmeyecegini belirtmistir. Bu durum AB için bir firsatti. ABD dönem baskani Clinton Bosna çatismasinin NATO müttefiklerinde içine çekebilecegini belirtmistir. Ilk savas basladiginda bati hükümetlerinin gündeminde çok önemli konulari vardi. Körfez savasi henüz bitmisti. Bati hükümetleri çatismalar karsisinda nasil bir yol izleyeceklerini bilmiyorlardi. Nisan 1992’de savas baslamis, hemen sonrasinda AB- BM arasinda konferans düzenlemistir. ABD hükümeti Bosna’da savasi durdurmak için kaldir ve vur adli bir strateji      gelistirmis ve  uygulamistir.Sonuç olarak Avrupa’nin saati henüz gelmemistir. AB ne iç ne dis beklentileri saglayamamistir. Hala olusum sürecinde oldugunu anlamistir.
KOSOVA MESELESI VE AB
Arnavutlar ve Sirplar arasinda çatisma çikmasinda bati ülkeler çatismayi önlemek için hareket geçtiler. Avrupa Bosna da yaptigi yanlislari burada tekrarlamamaliydi. Taraflarin anlasmaya varmalari için görüsmeler yapildi. Bati ülkeler araciligi ile. Görüsmenin amaci çatismalari biraz önce bastirmakti. Arnavutlar sözlesmeyi imzaladi. Fakat Sirplar bagimsiz bir Kosova kurulacaginda çekildigi için imzalamaktan kaçindi. Müdahaleler sonuçsuz kalinca NATO üyesi ülkeler ABD öncülügünde askeri bir müdahale olmasini savundular. Bu AB için tarihi önem tasimaktadir. Almanya bölgede Avrupa da liderligi eline aldi. Fischer planini uyguladi. Kosova Savasi’nin bitimiyle Güneydogu Avrupa Istikrar Pakti kuruldu. Önemli bir Avrupa girisimidir balkan savaslari güvenlige iliskin konularda isbirligi sürecini hizlandirmistir. AB bölgedeki savaslarin esas alarak bölgesel güç rolüne devam etmeyi hedeflemektedir.
BÜYÜK ORTADOGU VE KUZEY AFRIKA PROJESI VE AB POLITIKASI
Ortadogu terimi Arap dünyasi, Israil, Türkiye, Iran Orta Asya ve Kafkasya’yi nitelemektedir. Bu proje ile ilgili farkli görüsler vardir, mesela Girdner ‘a göre sadece bölge insaninin demokratiklesmesi degil, Amerika’nin sermayesinin ve bölgedeki siyasi kontrolünü devam ettirtmektir. Proje demokratiklesme temelinde olusturulmustur. Bu bölgedeki diktatörlük sisteminin kaldirilmasi kadin haklarinin genisletilmesi, kadinlarin egitilmesi, ve bölgeye yapilacak ekonomik yardimlardan olusmaktadir. Bölgenin jeostratejik konumu, zengin hidrokarbon rezervi,  su kitligi, dinci mezheplerin besigi, yoksulluk belirgin özelliklerindendir.
AB VE BÜYÜK ORTA DOGU
AB bölgeyi kendi çikarlari için önemli görmektedir. Çikar nedenleri sunlardir. Ekonomik çikarlar, güvenlik, kültürel ve sosyal konular, enerji kaynaklarinin bollugu nedeniyle bölge AB için önemlidir. AB Büyük Orta Dogu Projesine de önem vermektedir.
AB irak savasinda Amerika’ya katilmamistir. Bunun sebebi AB’’nin yumusak güç uygulamak istemesi ve ABD’nin imaj kaybetmesidir.
AB demokratiklesme sürecinin Arap toplumunun kendisi tarafindan çikarilmasi gerektigine inanmaktadir. Ayrica AB her bölge için ayri yaklasim izlemektedir. Ab’nin yaklasimina göre Israil Filistin arasi uzlasma bölgede daha fazla ilerlemenin anahtaridir. Bu sorun hallolmadan diger sorunlarla ilgilenme sansi çok azdir. Israil Avrupa’ya hiç güvenmemekte, ABD’ye güvenmektedir. Araplar ise Avrupa’ya güvenmektedir. AB Islam’in çagdaslik ile uyumlu olduguna inanmaktadir. Avrupa’nin Islam dünyasi ile sinirlari bulunmaktadir. Türkiye AB’ye üyelik için beklemektedir. Bunun yaninda AB’nin Müslümanlara düsmanca tutum sergileme ihtimali de vardir.
ABD ve AB demokratiklesme konusunda hem fikirdirler. Ama ABD askeri bir yolla çözüm aramasi sebebiyle ayrilmaktadir. ABD sürekli orta dogu ve diger bölgelerle ilgilenen kisiler üzerinde dururken AB kurumlar üzerinde durmaktadir.
           
AVRUPA AKDENIZ ORTAKLIGI
Avrupa Akdeniz ortakligi ile bilindik ticaret ve yardim yönteminden farkli kalkinma yaklasimi kabul edilmistir. Çatismalarin barisla çözülmesi siyasi güvenlik, demokrasinin güçlendirilmesi, istikrarli kalkinma için diyalogun olusturulmasi hedeflenmistir.
Sinirli imkanlar: AB ve körfez isbirligi arasindaki etkilesimin tanimlanmasi ikinci dünya savasinin küllerinden dogan Avrupa entegrasyonu ilk kuruldugunda güvenlik kaygilari yerine ekonomi ve sosyal sorunlari öncelikli hedef olarak belirlemistir. GCC entegrasyondan ziyade isbirligine önem veren hükümetler arasi bir kurumdur.
SINIRLI IMKANLAR
AB ve Körfez Isbirligi Konseyi arasindaki etkilesimin tanimlanmasi ikinci dünya savasinin küllerinden dogan Avrupa entegrasyonu ilk kuruldugunda güvenlik kaygilari yerine ekonomi ve sosyal sorunlari öncelikli hedef olarak belirlemistir. GCC entegrasyondan ziyade isbirligine önem veren hükümetler arasi bir kurumdur. AB bunun tam tersine entegrasyonun güçlenmesi arayisi içersindedir. AB tarafindan Körfez bölgesinde güvenlik ortaminin bozulmasinin Avrupa’da ki güvenligi de bozacagi anlasilmistir. AB GCC’yi entegre etmeye çalisarak Körfez bölgesine yönelik ayricalikli bir yaklasim belirlemistir. Siyasi konulara güvenlik konularini kapsayan Akdeniz ve orta dogu ile AB stratejik ortakligini olusturmustur.
IRAN’IN NÜKLEER GÜÇ OLMA IDDAASINDA AVRUPA’NIN ROLÜ
Iran da nükleer alt yapinin gelismesinde Fransa Almanya büyük öneme sahiptir. Bir çok Iranli ögrenci nükleer fizik ile ilgili egitim almak için Fransa ‘ya gitmistir. Iran Almanya ve Fransa ile nükleer güçler ile anlasmalar yapmis ortakliklar kurmustur.
BATI AVRUPA VE ABD ARASINDA FIKIR AYRILIGI
ABD NPT‘nin basari ile sonuçlanmasin da en büyük engelin Bati Avrupa oldugunu düsünmüstür. ABD ‘ye göre tedarikçi ülkelerle ihracat politikasi konusunda anlasmaya varilmasini engelleyen Avrupa olmustur.Avrupa için ekonomik güvenlik askeri güvenlik kadar önem tasimistir. Bu nedenle nükleer yayilmanin sinirlandirilmasina yardimci olmamaktadirlar.
 ISLAM DEVRIMININ IRAN’IN NÜKLEER PROGRAMINA ETKISI
Devrim Iran’in dünya siyasetindeki tavrinda keskin bir degisiklige neden olmustur imam Hümeyni’nin slogani dis politikayi belirlemis yabanci olan her sey reddedilmis bunun içine nükleer projeler de katilmistir. Hümeyni sürgün edildikten sonra politikalarda modernlesme baslamistir. Yeni liderler nükleer projeleri desteklemislerdir. Bunun en büyük sebebi askeri savunma ve her hangi bir savas durumunda katacagi güçtür. Bir diger sebep ise yasanan enerji krizidir.
AVRUPA’NIN ÇEVRESI OLARAK GÜNEY KAFKASYA
On bes yil içinde AB bölgeye çok fazla yardim yapmis ama istenilen sonuç elde edilememistir. Bölge stratejik öneme sahiptir.Iki kitayi birlestiren degeri eksilmeyen bir bölgedir.
Daglik Karabag Savasi bittikten sonra  degeri daha da artmis ABD yetkilileri çikarlarini korumak için bölgeyi tereddüt etmeden kucaklamislardir. ABD sehirlerine gerçeklestirilen terör saldirilari ABD‘nin bölgeye yönelik stratejilerinde degisiklige neden olmustur. Bölgede bazi üsler kurulmustur. AB bölgenin önemini geç fark etmistir. AB için bölgenin olumlu ve olumsuz yönleri vardir. Güney Kafkasya’nin enerji kaynaklari ve ulasim olanaklari olumlu Avrupa güvenligine yönelik tehdit olusturmasi olumsuz yönüdür.
AB VE GÜNEY KAFKASYA
AB bölgede olumsuz bir imaja sahiptir. Bunun sebebi bölgedeki olumsuz olaylara müdahalelerinin sinirli kalmasidir. AB bölgeye bagista bulunmustur ancak ABD kadar ciddi miktarlarda olmamistir. AB savasin sona erdirilmesinde kendini ispat edebilmistir.
AB’NIN ORTA ASYA POLITIKALARI
AB bagimsizliklarin hemen ardindan Orta Asya”da bulunan devletlerle ekonomik iliskiler kurmus, ekonomik ve siyasi reformlara destek vermistir. Orta Asya ülkeleri bagimsizliklarini beklenmedik bir anda kazandiklarindan dolayi sosyal, siyasal, ekonomik hazirliklardan yoksunlardi. Enerji kaynaklari ve tarimsal üretim açisindan zengin olmalarina ragmen ekonomik sikintilara düsmüslerdir. Ekonomik gerileme sosyal gerilemeye de sebep olmus, saglik ve egitim alanlarinda kötüye gidisat baslamistir. Bölgenin güvenlik sorunlarindan baslicasi terördür. Bir diger tehditte kitle imha silahlaridir.Silahlar Rusya’ya verilmis olsa da tekrar silah üretecek alt yapi ve donanim mevcuttur.Bu açidan Kazakistan öne çikan Orta Asya ülkesidir. Ülkeler cografi sikintilarda yasamaktadir. Kazakistan’in yüz ölçümü büyük buna ragmen nüfusu küçüktür.Türkmenistan su kitligi yasamaktadir. AB ‘nin bölge ile ilgili hedefleri; Demokrasiyi yerlestirmek, insan haklarina saygiyi yerlestirmek, bölgesel istikrarin saglanmasi anlasmazliklarin çözülmesidir. Bölge Avrupa için su sebeplerden önemlidir. Avrupa’nin güvenligi ,Avrupa’nin dis enerji ihtiyaci , enerji kaynagi çesitliligini artirmak istemesi, pazar ihtiyaci. AB bölgeye çesitli projeler ile yardimda bulunmustur. TACIS programlari bunlardan biridir. Ulasim, egitim, sanayi,  ticaret gibi konulara odaklanmisti. AB bölgeye yönelik çaba sarf etmis ama beklediklerini elde edememistir. Taraflarin karsilikli beklentilerinin ne zaman gerçeklesecegi zamanla belli olacaktir.
AB’NIN HAZAR IÇI ÜLKELERINE OLAN KOMSULUGUNU ANLAMLANDIRMAK
AB Hazar Bölgesinin önemini önceleri tam olarak anlayamamistir. AB Hazar Bölgesi’ndeki enerjileri Avrupa’ya tasima hedefindedir. Bunun için farkli stratejiler gelistirmistir. AB ‘nin Rusya’ya olan enerji bagimliliginin azaltma istegine ragmen Hazar Bölgesi geç fark etmistir .Özellikle Hazar hidrokarbonlari çok degerlidir.
KARADENIZ BÖLGESINDEKI ISBIRLIGI OLANAKLARI VE ZORLUKLARI
Karadeniz bölgesi ; Romanya, Ukrayna, Bulgaristan, Türkmenistan, Rusya, Moldova, Gürcistan, Ermenistan, Güney Kafkasya, Azerbaycan, Bati balkanlari kapsar. AB Karadeniz bölgesini ve Karadeniz Ekonomik Isbirligi Örgütü ile çok az ilgilenmistir. Karadeniz’in stratejik önemi arttikça AB daha fazla kayitsiz kalamamistir. Karadeniz’de isbirligi amaci ile kurulan KEI Karadeniz bölgesinde diyalogu tam olarak gerçeklestirememistir. KEI ‘nin kurucu üyeleri Türkiye ve Rusya’dir. AB için KEI ‘ye mali ve kurumsal destek saglamak uzun vadede daha yararli olacaktir.
AB ‘NIN UKRAYNA POLITIKALARI
AB – UKRAYNA ILISKILERI
Ukrayna’nin AB ‘ye girisine olumlu bakan AB ülkeleri olsa da , kararsiz olan yada tamamen karsi çikan ülkelerde vardir.Ab ‘nin Ukrayna ile iliskileri suanda olasi üyelik ile sinirlidir.Ukrayna Bagimsiz Devletler Toplulugu arasinda AB ‘ye girme ihtimali en yüksek olan ülkedir. AB – Ukrayna iliskilerin Rusya göz ardi edilmelidir.
AB yolunda Ukrayna’nin yapmasi gereken az gelismis ülke sifatindan kurtulup entegre olmus ülke pozisyonuna gelmektir. AB açisindan bakildiginda ise jeopolitik hirslarinin ve BDT alanini kapsayacak kapasitesinin olup olmadigini kontrol etmektir. Ukrayna açisindan AB üye olmak , kalici krizleri sona erdirmek, güvenligini garanti altina almak ve piyasa ekonomisini kurmasi açisindan önemlidir.Ukrayna’nin AB ‘ye entegre olmasinda iki temel söz konusudur. Bunlar demokrasi ve mesruiyettir. Ukrayna’nin AB için önemi AB enerji bakimindan Rusya ‘ya bagimlidir. Ukrayna bu enerjinin tasinmasinda kilit öneme sahiptir.
BAGIMSIZLIKTAN SONRA AB VE ÖZBEKISTAN ILISKISI
Özbekistan 27 milyon nüfusa sahiptir Orta Asya ‘da anahtar bir stratejik konuma sahiptir. Orta Asya ve Afganistan’a siniri vardir. Enerji kaynaklari bakimindan zengindir. Bölgedeki istikrarsizlik riskler savas için önemli bir üs ve Avrupa’nin da Rusya’ya bagimliligini azaltacak olmasi bakimindan Avrupa için önemlidir.
Orta Asya dan gelebilecek en büyük tehdit terörist ve suç gruplari suç sebekeleridir.
Kazakistan,Türkmenistan,Özbekistan büyük enerji rezervlerine sahiptir.
Türkmenistan’da kesif edilmis rezervler vardir.Ama bunlarin ihracati Rusya’nin elindedir. Avrupa, Orta Asya enerji rezervleri üzerinde söz hakki olsun istiyorsa günümüzden daha etkin olmalidir. AB’nin Orta Asya’daki genel amaci istikrari ve bölgedeki bütünlügü saglamaktir. Özbekistan Kerimov’un diktatörlügünde oldugu sürece ve zayif ülkeleri etkiledigi sürece mümkün degildir.Bu nedenle yeni stratejiler gelistirilmelidir.
Türkiye AB’ye katilim süreci ve Avrupa komsuluk politikasi bölgesel girisimi arasindaki baglanti: Türkiye’nin dogu siniri AB’nin istikrari için çok önemlidir.Türkiye’nin komsulariyla olan dostluk iliskileri Avrupa’nin emellerini gerçeklestirmekte isine yarayacaktir. Türkiye ile müzakerelerin baslatilmis olmasi Türkiye’nin kendi içinde istikrari sagladiginin kanitidir. Türkiye’nin AB’ye katilimi ile AB’nin sinirlari çok genisleyecektir.Türkiye 2003 de Entegre Sinir Yönetimi Stratejisini uygulamistir ve AB’ye uyumluluk %75 e yükselmistir.Ama vize uygulamalari  hala devam etmektedir.
ORTADOGU VE AB ARASINDA TÜRKIYE
TC kurtulus savasindan çiktiktan sonra kurulus ve yapilanma sürecine girmistir. O dönemde TC‘nin politikasi TC‘ni batili ülkelere esit bir hale getirmektir. Bundan anlasildigi gibi o dönemde Orta Dogu ile degil bati ile iliskilere önem verilmistir. O dönemde TC Orta Doguya müdahale etmekten çekinmistir.Ikili iliskiler kurulmustur. 40’lardan sonra TC ‘nin Orta Dogu’da hedefleri ekonomik fayda elde etmek bölgede etkinligini artirmak. 1960’larda TC batiya kendini güçlü göstermek için Orta Dogu ile anlasmaya girmistir. TC’nin en belirgin politika özelligi çok yönlü olmasidir. TC dis politikasinda dengeyi saglamaya çalismistir. TC müttefiki olan büyük güçlerin etkisi altinda özgürlügünün kisitlandigini fark edince orta doguya yönlenmistir. ABD ile TC arasinda Irak Iran Suriye konularinda gerilimler yasamistir.
 
2002-2003 yillari arasinda TC dis politikasinda degisiklik yapmis Amerika’nin istedigi destek Irak savasinda verilmemistir. Amerika ile iliskiler zedelenmis Orta Dogu ile iliskiler gelismistir.Türkiye’nin onu yumusak güç düsüncesinde AB ‘ye yaklastirmistir. TC ‘nin Orta Dogu ülkeleri ile baris iliskileri onun ABD ‘den ayrilip AB ‘ye yaklasmasina neden olmustur. 
 
 
AVRUPA BIRLIGI VE KOMSULARI FIRSATLAR VE ZORLUKLAR
BEZEN BALAMIR COSKUN -  BIRGÜL DEMIRTAS
ELIPS KITAP
2012

Benzer Kitaplar