AVRASYADA STRATEJIK DÜSÜNCE KÜLTÜRÜ VE KURULUSLARI

AVRASYADA STRATEJIK DÜSÜNCE KÜLTÜRÜ VE KURULUSLARI

Fevzi BOZKURT
Psikoloji


SIRBISTAN’DAKI SIVIL TOPLUM KURULUSLARININ GÜVENLIK SEKTÖRÜNDEKI ROLÜ
 
Sirbistan'daki STK'lar, 20. yüzyilin son 10 yilinda, dogru ülkede siyasi plüralizmin yayginlasmaya basladigi dönemde ortaya çikmis olup; Gelisimlerini üç kademede incelemek mümkündür. Birinci dönem 1990'larda, Ikinci dönem 1997-2000 yillari arasinda otoriter rejim altinda çalistiklari dönemdir. Üçüncü dönem ise, 2000'den sonra STK'larin devlet kurumlariyla is birligi yapmaya basladiklari dönemdir. Ilk dönem, Sirbistan’da halkin örgütlenmesine izin verilmistir. Siyasi ve sosyal olarak birçok alanda degisimlerin oldugu dönem olmustur. Ilk yasal düzenleme 1990 yilinda yapilmistir. Ikinci dönem ise 1990’larin ikinci yarisindan itibaren baslamis olup; yapilan her organizasyona mali sorusturmalara ve polis baskinlarina ve diger caydirici baskilara zaman, zaman maruz kalmislardirSirbistan'daki demokratik degisimler Ekim 2000'de Belgrad'ta tüm Sirbistan'dan gelen yüz binlerce kisinin katilmasiyla gösteriler baslamistir. Gösteriler, Federal Yugoslavya Cumhuriyeti baskanlik seçimlerinde yapilan yolsuzluga karsi tepki olarak baslamislardir. 2000'de yasanan siyasi ve sosyal degisimler, halk ve devlet kurumlari arasindaki iliskinin yeniden belirlenmesi onlar için bir firsat olmustur. Bu dönemde devlet kurumlarinin yapisi tamamen degismis ve pek çok kilit göreve sivil toplum kökenli kisiler getirilmis, STK uzmanlari bakanliklar ve diger kurumlarda yüksek pozisyondaki mevkilere gelmistir. STK'lar, isleyislerini denetleyen kanunlarla ilgili radikal degisim beklentisine girmislerdir.
Sonuçlari
Sivil-Asker Iliskileri Merkezi, 'Güvenlik Iletisimi-Güvenlik Politikalarina Halkin Artan Ilgisi' baslikli bir arastirma yapmistir. Arastirmanin amaci, Sirbistan'da 2007 ve 2008 yillari arasinda güvenlik reformlari kapsaminda sivil toplumun politika üretme asamasinda daha fazla katilim saglanmistir. Arastirmada güvenlik sektörü alaninda çalisan STK’larin çalismalari ve organizasyon kapasiteleri ile ilgili anketler de yer almis. STK temsilcileri, Savunma ve Içisleri Bakanliklarindan yetkililerle is birligi, deneyimleri ve tavsiyeleri hakkinda görüsmeler yapmis olup; Bu arastirma, Sirbistan'da güvenlik sektörü alaninda çalisan STK’larla ilgili yapilan ilk arastirmadir.Sirbistan'da kayitli 30.000'den fazla STK vardir. Büyük kismi faal degildir. Belgrad'taki Kar Amaci Gütmeyen Sektörleri Gelistirme Merkezinin her yil güncelledigi dizinde 2041 tescilli organizasyon mevcuttur. Bunlardan 286'si ya isimlerinde ya da görev "güvenlik Sektörü”ne yer vermislerdir. Bunlarin disinda 586 organizasyon sosyal-beseri konularla ilgilenmektedir. Arastirmanin amaci, bu organizasyonlarin sayilarinin ve uzmanlik alanlarinin belirlenmesi, olmustur. Ancak burada sorun, sektörün tam olarak yapilanmamis olmasi ve faaliyetlerinin medyada genis çapta yer almamis olmasidir. Arastirma, agirlikli olarak güvenlik alaninda çalistiklarini belirten ve Kar Amaci Gütmeyen Sektörleri Gelistirme Merkezinin dizininde yer alan 44 organizasyon üzerinde çalisma yapmislardir.Sirbistan'daki devlet kurumlarinin STK'larin faaliyetlerini uygun sekilde düzenleyecek yasalar üretmesi gerekmektedir. Kâr amaci gütmeyen bu kuruluslara özellikle vergilendirme konusunda kolayliklar saglanmistir. Güvenlik konusunda çalisan STK'larla devlet kurumlari arasindaki is birligi kurumsallastirilmali ve güvenlik sektörünü düzenleyen yasa ve hükümler içerisine alinmistir.
ERMENISTAN'DAKI THINK-TANK'LARIN GENEL ÖZELLIKLERI
Organizasyon, grup veya enstitü olarak çalisan, düsünce, analiz veya tavsiyelerle planlama veya strateji üretmede yardimci bir yapilanma olan think-tank'lar, Türkçe ismiyle Düsünce Kuruluslaridir. Ermenistan'da üniversiteler, dernekler, ordu, siyaset ve akademik çevrelerin de yararlandigi olusumlardir. Ermenistan, çok sayida sivil toplum örgütünün bulundugu bir ülkedir. Fakat ülkedeki çok sayida sivil toplum örgütünden yalnizca bir bölümü "think-tcink" veya "Düsünce Kurulusu" olarak tanimlanabilir. Ayrica yurt disinda yasayan Ermenilerin finansal destegi, Ermenistan'da bulunan think-tank'larin faaliyetlerine katki saglamaktadir.Ermenistan-Azerbaycan iliskileri, "Daglik Karabag Sorunu" gibi Güney Kafkasya'nin çözüm bekleyen sorunlarinin da Ermenistan'daki düsünce kuruluslarinin arastirma konulari arasinda yer almistir.
AVRASYA DÜSÜNCE KURULUSLARI: KAYGILAR VE GÖRÜSLER
Düsünce kuruluslarinin kullanildigi alanlar ve ilgilendikleri konular gün geçtikçe artmis bulunmaktadir. Çalisma alanlari, çevre sorunlarindan siyasete ve barisin insa edilmesi konusunda danismanliga kadar birçok alanda çesitlilik göstermis bulunmaktadir. Düsünce kuruluslarindan çogu, konularini bir veya birkaç ülkeyle sinirlandirmis, Ihtiyaçlarini kavramak son derece önemlidir. Bu durum, tamamen birbirine zit olduklari anlamina gelmese de, düsünce kuruluslari karmasik durumlarda farkli kültürler tarafindan kabul görecek ve farkli beklentileri memnun edebilecek türden planlar üzerinde çalismalidirlar.Sonuç olarak, gelecek konusundaki belirsizlik, issizlik, saglik, kisinin kendisinin ve ailesinin yasam kalitesi gibi konular pek çok Avrasyalinin ortak sorunudur. Basariya ulasmak için düsünce kuruluslarinin ve proje ile ilgili kisilerin içinde bulunduklari toplumun hem bariz hem de örtülü kültürel ve sosyal özelliklerini dikkate almalari gerekmektedir. Birden fazla kültür söz konusu oldugunda, ise her kültürün bir ürün olup olmadigi veya bir hareketin uygun bulunup bulunmayacagini belirleyen kendine has bir yapisinin oldugu dikkate alinmalidir.Toplum, bir politikanin, hizmetin veya ürünün basarisini engelleyebilir. Kalici stratejilerin gelistirilip uygulanmasinin ve basariya ulasmasinin yolu, düsünce kurulusunun önce kendi kültürünü, çalisanlarinin ve projenin etkiledigi insanlarin kültürlerini objektif olarak algilamasindan geçmektedir. Kültür göz önüne alindiginda beklenmeyen gelismeler tamamen engellenemese de, risk durumu en aza iner.
RUSYA'DA DÜSÜNCE VE ARASTIRMA KURULUSLARI
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi yikildiktan sonra Rusya Federasyonu, gerek siyasî gerekse de ekonomik kriz ile karsi karsiya kalmistir. Iktidara Vladimir Putin'in gelmesiyle birlikte Moskova birçok sorunu geride birakmis ve uluslararasi arenadaki konumuna tekrar kavusmustur. Bununla birlikte Moskova'nin gerek demokrasi, gerekse de ekonomi ve diger alanlardaki Sorunlari bir türlü çözememistir. Cumhuriyetlerden Moskova'ya karsi gelen sert tepkiler, Bati'nin Rus yönetimini anti-demokratik bir politika izlemekle suçlamaya devam etmesi, Rus ekonomisinin enerji kaynaklarina bagli kalmakla suçlamistir. Rusya iç politika, enerji ve dis politika alanlarindaki sorunlarinin bir kismini, güçlü iktidar ile her ne kadar çözebiliyor ise de, Rusya'nin günümüzde halen karsilasmaya devam ettigi birçok sorunun çözümü, ancak entelektüel çevrelerin Rusya'nin toplumsal hayatina katilimlari ile mümkün olacaktir.Sonuç olarak Rusya düsünce kuruluslarina bakarsak hiç süphesiz Rusya Federasyonu'ndaki düsünce kuruluslari stratejik arastirma merkezleri bunlarla sinirli degildir. Günümüzde bu tür merkezlerin sayisi binlerle hesaplanmis bulunmaktadir. Ancak bu merkezlerin çok azi ülkenin siyasî ve sosyo-ekonomik politikalarinin belirlenmesinde önemli rol oynamistir.
 
TÜRK DÜSÜNCE KURULUSLARININ "ANASI": AVRASYA STRATEJIK ARASTIRMALAR MERKEZI
Avrasya Bir Vakfi bünyesinde 1999 yilinda kurulmus olan düsünce kurulusudur. Özellikle Türkiye'nin çevre bölgesi hakkinda çalismalar yürütür.Cumhuriyet döneminin stratejik arastirmalar alanindaki ilk ve en büyük yatirimi olan ve gerek ülke içinde, gerek yurt disinda Türkiye’nin en önemli düsünce kurulusu olarak kendini kabul ettirmis olan ASAM, Türk bilim ve siyaset hayatina Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulus ilkeleri temelinde özgün arastirmalar sunmak amaciyla çalismalarini yürütmektedir. Hedefi ulusal güvenlik kültürünün olusturulmasina, jeopolitik bilincin gelistirilmesine, kamu ve özel sektörün karar alma süreçlerine katkida bulunmaktir.ASAM, millî çikarlar dogrultusunda özgürlük içinde arastirmalar yapan bir düsünce kurulusudur. ASAM'in arastirma sahasi Türkiye dâhil bütün dünya olup, arastirma alanlari, politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, demografik, güvenlik, hukuki ve tarihî altyapilari kapsamaktadir.Tarihçesi1980'li yillarin sonlarindan itibaren uluslararasi iliskilerde Avrasya eksenli köklü bir degisim süreci yasanmistir. Soguk Savas son bulmus, Dogu ile Bati arasindaki nükleer dehset dengesine dayali dünya düzeni, tarihe mal olmustur. ABD önderligindeki tek kutuplu yeni yapilanma, beraberinde yeni umutlar, belirsizlikler ve yeni tehditler getirmistir. Firsatlar ve tehlikelerle yüklü bu farkli kosullarda Türkiye’nin jeopolitik konumunu degerlendirmek, Türk toplumunun maddi ve manevi yönleriyle ekonomik, sosyal ve kültürel degerlerini arastirmak amaciyla, 1993 yilinda Saban Gülbahar'in baskanliginda Istanbul'da Avrupa Asya Birligi Türk Ekonomik-Sosyal ve Kültürel Arastirmalar Vakfi kurulmustur.“Avrasya Dosyasi” ismi ile üç aylik bir stratejik arastirma dergisi, bir grup akademisyen tarafindan 1994 senesinde Ankara’da yayimlanmaya baslamistir. Bu dergi çevresinde, yukarida özetlenen kaygi ve amaçlarla bir araya gelen ve kisa zamanda genisleyen bir aydin halkasi olusmustur. Avrasya-Bir Vakfi, 1996 yilinda “Avrasya Dosyasi” dergisine manevi ve mali destek vermeye baslamistir.Vakif, 1999 yilindan itibaren çalismalarina stratejik, politik, ekonomik ve sosyal alanlari da dâhil etme karari alarak Avrasya Stratejik Arastirmalar Merkezi'ni (ASAM) kurmustur. ASAM Türkiye'deki ilk stratejik bilgi bankasi ve stratejik arastirmalar merkezi olarak Aralik 1999'da dokuz ay süren bir ön çalismadan sonra, faaliyetlerine Ankara'da kendi binasinda baslamistir.2000 yilinin Mayis ayinda Stratejik Analiz dergisinin ilk sayisi çikmis ve o tarihten sonra her ay düzenli olarak yayinlanmistir. Izleyen yillarda çok sayida telif ya da çeviri rapor, arastirma ve kitap Türk düsünce dünyasina kazandirilmistir. 2001 yili Subat ayinda ASAM bünyesinde, müstakil bir birim olarak Ermeni Arastirmalari Enstitüsü kurulmustur. Enstitünün, ilk sayisini 2001 Mayis ayinda çikardigi üç aylik Ermeni Arastirmalari ve Review of Armenian Studies dergileri ile yayin hayatina devam etmektedir. 2006 Ocak ayinda “Insanliga Karsi Suçlar Arastirma Enstitüsü” (IKSAREN) ASAM bünyesinde çalismalarina baslamistir.2004-2005 yillarinda, yönetiminde bir nöbet degisimi olan ASAM, kurulus amaçlari dogrultusunda çalismalarini sürdürmüs, 2009'da ana sponsor Ülker firmasinin destegini kesmesiyle faaliyetlerini sona erdirmistir. ASAM Ermeni Arastirmalari Enstitüsü’nün faaliyetlerini ise AVIM üstlenmistir.
DÜSÜNCE KURULUSLARIN DÜNYADAKI ÇESITLI TANIMLARI
Düsünce kuruluslarinin dünyanin çesitli yerlerinde birbiriyle benzer oldugu kadar farkli islevleri ve kurulus amaçlari, mali kaynaklari, kime hizmet verdikleri gibi unsurlardan dolayi birbirlerinden ayrilirlar ve bu yüzden bu kuruluslarin bir tek tanimini yapmak oldukça zordur.Düsünce kurulusu kavrami ilk kez Ikinci Dünya Savasi yillarinda askeri ve sivil uzmanlarin askeri stratejiler gelistirmek için bulunduklari güvenli çerçeveyi nitelemek için ABD’de kullanilmistir
Dünyada Düsünce Kuruluslarina Duyulan Ihtiyaç ve Düsünce Kuruluslarinin Tarihsel Gelisimi
Düsünce kuruluslari ile ilgili yapilan birçok degisik tanimin farkliliklarinin yaninda ortak olarak tanimladiklari unsur, düsünce kuruluslarinin politika üretme sürecine katki yaptiklari gerçegidir. 20. Yüzyilin baslarinda degisen dünya kosullari ile birlikte Birinci ve Ikinci Dünya Savaslari gibi unsurlardan dolayi ülkeler askeri ve stratejik kararlari vermek için kapali ve gizli ortamlarda yapilan toplantilari ifade etmek için düsünce kuruluslarina gerek duydu.Diane Stone’a göre, genellikle ilk kurulan düsünce kuruluslari elitist, idealist ve bilimsel üsluba sahiplerdi. Ayni dönemde düsünce kuruluslari, savas krizleri, bölgesel istikrarsizliklar, etnik ve milliyetçi gerilimlerin dis politika meselelerine olan bilgi ihtiyacinin artmasindan dolayi ortaya çikti.20. Yüzyilin baslarinda ilk kez kurulmaya baslanan ve temelinde bir Anglo-Amerikan gelenegi olan düsünce kuruluslarinin ilk Amerikan ve Ingiliz bulusu oldugunu söylemek yanlis degildir. Bugün dünyada 5000 kadar düsünce kurulusu bulunmaktadir ve bu kuruluslarin yariya yakini Amerika’da bulunmaktadir.Bu düsünce kuruluslarinin çogunun Amerika’da olmasinin ve Anglo-Amerikan geleneginden gelmesinin nedenlerinden birkaçi, “Amerikan siyasi sisteminin parçalanmis ve âdemi merkeziyetçi dogasi nedeni ile pek çok farkli güç merkezi siyasi tavsiyelere ihtiyaç duymaktadir. Ayrica, Parti disiplininin zayif olmasi nedeniyle kongre üyelerinin kendi siyasi önceliklerini formüle edebilmeleri kendi ajandalarini olusturabilmeleridir.” Siyasi nedenlerin disinda bir diger faktör ise Amerika’daki düsünce kuruluslarinin vergiye tabi olmamasidir.Düsünce kuruluslarinin gitgide önemli hale gelmesinin bazi nedenleri vardir. “Bu nedenlerden ilki, Ikinci Dünya Savas’indan sonra güvenlik konusu ulusal politikalarda önemli bir yer teskil etmeye baslamis Soguk Savas sonrasinda ise devletlerin birbirleri ile iliskileri çok daha karmasik hale gelmistir. Ikinci neden, ideolojilerin eski etkisini yitirmesi siyasi partilerin birbirine benzemesine neden olmus, vatandaslarin ideoloji açigini tatmin edemeyen siyasi partilere yönelik genel bir memnuniyetsizlik ve güvensizlik söz konusu olmustur. Üçüncü olarak uluslararasi sistemde her ne kadar devletler hala basroldeyseler de eskisi gibi tek oyuncu olma özelligini kaybetmislerdir.Dünyada düsünce kuruluslari dört asamada incelenmektedir: “Ilk asamayi Ikinci Dünya Savasi öncesi dönem olusturur. Ikinci Dünya Savasi’nin ardindan OECD ülkelerinde düsünce kuruluslarinin yayginlasmaya baslamasi ikinci asamayi olusturur. 1970’lerin sonlarindan itibaren dünya genelinde yasanan artma üçüncü asamayi olusturur. Son asama, agirlikli olarak yeni bin yilda ortaya çikan düsünce kuruluslarinin ulus ötesi nitelik kazanmasidirIkinci Dünya Savasi öncesi dönemde düsünce kuruluslarinin etkili ve çok oldugundan söz etmek zordur ancak Amerika ve Bati Avrupa’da birkaç sanayilesmis demokratik ülkede birkaç tane vardir. “Amerika’da çogunlugu Yahudilerin yönetiminde olan American Enterprise Institute ile George W. Bush arasindaki yakinlik bilinmektedir ve aralarinda Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Richerd Perle, Douglas Feith gibi isimlerin oldugu ekip Bill Clinton’un yönetiminin Irak’a yönelik politikalarini elestirmis ve Saddam Hüseyin’in devrilmesi asmasina geçilmesini istemislerdir. Ayni ekip ABD’nin önümüzdeki en az yirmi yilda kendisine uluslararasi alanda bir rakibin çikmamasi için önlemler alinmasi gerektigini savunmuslardir.“Ayni dönemde bazi Avrupa ülkelerinde de düsünce kuruluslari ortaya çikmistir. Almanya’da Deutsches Institut für Wirtschaftsforschung (1925), Institut fürSon yillarda dünyada yasanan hizli degisimi algilayabilmek ve bu degisime uygun politikalar üretebilmek için gelismekte olan ülkelerde gelismis ülkelerdekine benzer çok sayida stratejik arastirmalar merkezi ve düsünce kurulusu faaliyete geçmistir. Soguk Savas sonrasi dönemde iki kutuplu uluslararasi sistemin ortadan kalkmasi ve çok merkezli bir dünya düzeni olusmasi, ülkeleri artik süper güçlerin belirledikleri politikalarin birer oyuncusu olmaktan çikarmistir. Günümüzde bölgesel güçler, küresel güçlerin politikalarini dikkate almakla birlikte kendi menfaatleri dogrultusunda politikalarini uygulayabilmektedir. Türkiye gibi bölgesel güçler de artik küresel ve bölgesel ölçekteki gelismelere seyirci kalarak veya belirlenmis bir senaryonun oyuncusu olarak degil; kendi hedefleri dogrultusunda bulundugu bölgeyi yönlendirebilecek, bölgesinde baris ve istikrara katki yapacak sekilde politikalar tasarlayip tatbik edebilmektedir. Bu nedenle, Türkiye’de de stratejik arastirma merkezleri ve düsünce kuruluslari önem kazanmaya baslamis, bu nitelikteki kurumlarin sayilarinda artis gözlenmistir.Türkiye’deki bu merkez ve kuruluslarin yapmis oldugu çalismalar kamuoyunun olusmasina ve devlet bürokrasisinin vizyonuna önemli ekiler yapmaktadir. Bu merkez ve kuruluslarin çalismalari üniversitelerde yardimci ders kaynagi olarak kullanilmaya baslamistir. Ancak, artan ilgi ve etkiye karsi tepkiler de ortaya çikmis ve elestirilerde bir artis gözlenmistir. “Bu merkez ve kuruluslarin yaptigi çalismalarin bilimsellik özelliginin çok zayif oldugu” iddiasi en önemli elestirilerden birisidir. Yapilan çalismalarda bilimsel yöntemlerin ve teorilerin kullanilmadigi öne sürülmekte ve çalismalarin güncel sorunlarin çözümüne yönelik analiz, yorum ve politika önerilerinden ibaret oldugu vurgulanmaktadir.
Türkiye’nin think tank atlasi
Düsünce pazarlarindan çikan entelektüel ürünleri belki çok yakindan takip etmiyoruz ama bu pazarin üreticileri 2003’teki Irak Savasi’ndan itibaren televizyon ekranlari üzerinden sik, sik evlerimize konuk olmaya basladi. Özellikle uluslararasi krizler sirasinda adeta kadrolu yorumcu gibi televizyon kanallari arasinda mekik dokuyan bu uzmanlarin ayakta tutmaya çalistigi düsünce kuruluslari sivil toplum geleneginin önemli bir parçasi olsa da kamuoyu için fazla bilinmeyen bir mecra. Arastirmalar yapiyor, raporlar yayinliyor, kamuoyu olusturmaya çalisiyorlar. Türkiye’de irili ufakli 30’u askin düsünce kurulusu var. Peki, hangisi, kimden yana? Hangi düsünceyi temsil ediyorlar? Kim merkezde, kim hükümet yanlisi, kim muhalif? Kadrosu, çalismalari, organizasyonu ve söylemleriyle en çok dikkat çekenler sunlar‘Think tank’ taniminin aslinda Türkçede tam bir karsiligi yok. Eski think tank’çi Ibrahim Kalin iyi bir Türkçe tanim arayisinin ‘düsünce tanki’ gibi çesitlemelere kadar varabilmesini tebessümle anlatiyor. ‘Düsünce kurulusu’ ya da ‘arastirma merkezi’ hem akademik jargonda hem de pratikte en çok tercih edilen kullanim. ‘Think tank’lari en basit haliyle, karar alicilara etki etme iddiasindaki uzmanlari bir araya getiren düsünce pazarlari olarak tanimlamak mümkün. Türkiye’nin mazisi çok da uzaga gitmeyen think tank gelenegini isin profesyonelleriyle birlikte masaya yatirdik. Iste önemli uluslararasi aglara sahip, siyaset üzerindeki nüfuzunu artirmaya baslayan, dinamik, üretken ama is düsünceye para baglayacak yatirimci bulmaya geldiginde tökezleyen bir sektörün perde arkasi olmustur.
 
 
AVRASYA’DA STRATEJIK DÜSÜNCE KÜLTÜRÜ VE KURULUSLARI
HASAN ALI KARASAR - HASAN KANBOLAT
NOBEL AKADEMIK YAYINCILIK
2012
 
 
 
 

Benzer Kitaplar