APOKRIFAL

APOKRIFAL

Fevzi BOZKURT
Felsefe


Rahip Edip Savci’nin Baris tepe köyü’nden  Midyat’a gitmek için yola çiktigi 27 Kasim 2007 günü kimligi belirlenemeyen kisilerce kaçirilmasi sonucu  yakinlari tarafindan arastirilip bulunamamasina ragmen kisa süre sonra Rahipin fidye almak için PKK tarafindan kaçirildigi  düsünülmeye baslanmistir.
       
Bir süre sonra Rahip’in arkadasi aranmis fidye için Edip Savci’yi kaçirdiklarini söylemisler ve karsiliginda 300 bin Euro istediklerini paranin verilmemesi durumunda Rahibi öldüreceklerini söylemislerdir .Aradan kisa bir süre sonra Rahib bir arkadasini arayip kendini kaçiran kisilerin Batmanda serbest biraktiklarini,herhangi bir saglik sorununun olmadigini tanidigi bir ailenin yaninda güvende  oldugunu söylemistir.Serbest kaldiktan sonra kendini kaçiran kisilerden sikayetçi olmamistir ve konuyla ilgili herhangi bir sey de konusmamistir.
       
Aramice Hz. Isanin ilk ögütlerini vermis oldugu bir dildi.Hamza Hocagil Türkiyede bu dili bilen birkaç kisiden biriydi.Çok önemli oldugu bilinen bu dili Hocagil iyi biliyordu.      
1981’de köylülerin avlanmak için gittikleri Hakkari’nin Uludere Köyü yakinlarinda bulunan bir magaraya sans eseri girmeleri sonucu magaranin zemininde yaklasik 150 metre kadar derinligi olan yere köpeklerinin düsmesi sonucu 354 odali bir yer alti sehriyle karsilasmislardir. Burada mumyayla birlikte çok iyi korunmus olan papirüslerin üstünde yazilmis Aramice yazilar görmüslerdir.
Hamza Hocagil’in Malatyali olmasi nedeniyle Turgut Özal Basbakan oldugunda kendisine ulasmis Özal ile tanismistir.1986 yilinda konuyu kendisine anlatmis sonrasinda kendisini Özel Harpçi Orgeneral Sami Karamisir Pasaya yönlendirmis bundan sonra Hamza Hocagili uzun süre sorgulamislar amacinin ne oldugunu anlamaya çalismislar kitabin sadece tercüme kismiyla ilgilendigini baska bir amacinin olmadigini söylemis,ardindan Istanbulda olan Özel Harp Karargahinda olan ve simdide hayatta olan  Hayri Ündül Pasanin görevlendirmesiyle tercüme isine baslamistir.
Incil Israilde bulundu ancak bunu Türkiyeye sokan kisi emekli bir üst düzey askerdi.Kendisini Tuggeneralligi sirasinda tanimistim.Victoria hanim kendisinden yardim istedi.Babasiyla Amerikada beraber okumustu. Tanisiyorlardi yani,Komutan önce eseri Italyaya götürdü,bu süre içinde Vatikan eseri 350bin avro karsiliginda almak istedi.Victoria hanim bu duruma razi olmadi ve bunu engelledi.hattta gökten Isa gelse bile biz sistemimizi degistirmeyiz ,sadece kitabi kütüphanemize koymak istiyoruz dendi.
Kitabi iade ettiler,sonra bu kitap Yunanistan’da bulunan bir yayinevine satildi.Ben bir sekilde bu Incilin mikrofilmlerini almayi basardim .Incilin Yunanistana satilmasina araci olan kisi ise Emekli Tuggeneral Veli Küçük’ün bir dönem özel kalemi olan Adem Tasdemirdi. Adem Tasdemir araciligiyla Incilin fotokopilerini alacak, ardindan da Midyata geçerek Arabistanda bulunan Incille ilgili görüsüp bilgi alacakti.
Aramice Uzmani olan Hamza Hocagil bu yazilarin Kayip Incil oldugunu biliyordu ve 1981’de Aziz Barnabas tarafindan yazilan Incil olma ihtimali vardi. Eger bu ihtimal dogruysa tarihin yeniden yazilmasi çok yüksekti.Hamza Hocagil bu zaman içinde Üniformali kisiler tarafindan alikonulmustu,sebebi ise bu konuyu iyi bilen ve Türkiyede Aramice dilini bilen ender kisilerden olmasiydi.Serbest birakildiktan sonra herhangi bir suç duyurusunda bulunmadi,kendinin tarihi eser kaçakçiligi yaptigi yönünde suçlama olacagi ve karsisindaki kisilerden korkmasi da vardi.
Hamza Hocagil’in elindeki Incile askerler el koyup kendini de alarak  askeri karakola götürdüler. Kayip kitabin Ergenekon’la baglantisinin oldugu düsünülmektedir.Rahip Edip Savci’nin kaçirildigi zaman araliginda Hamza Hocagilinde Midyatta basina gelenler arasinda bir baglanti oldugu düsünülmekte ve bu kisilerin resmi kisiler olabilecegi tahmin edilmektedir.
Barnabas Incili Ingilizceden Türkçeye çevrilmistir.Ama Incilin hem Kur’an ile hem de gerçeklerle çelistigi iddia edilmekteydi.Müslümanlarin Kuranla uyumlu oldugunu düsünerek sarildiklari bu Incil nereden bakilirsa bakilsin aslinda Orta Çag sonlarinin bir ürünüdür.Ama bu durum Hristiyanlarin isini kolaylastirmiyor Orta Çagdan çok önce iki Hristiyan kaynagi 1.yya ait bir Barnabas Incilinden bahsediyordu.
Barnabas’in cesedinin bulundugu yerde Matthias’in Incilinin kopyasini gögsünün üzerinde tutmaktaydi. Iki durumda hem Gelasian Decreede hem de Altmis Kitap listesi’nde Mathias ve Barnabas Incilinin gruplanmasi faydali bir arastirma süreci baslatmaktadir.
Matta’ya ait oldugu iddia edilen Kayip Incil, Kibrista,Barnabas’in mezarinda,Barnabas’in gögsü üstünde bulundu.Barnabas incilide tipki ayni sekilde bir lahdin içinde,bir cesedin gögsünün hemen üstünde bulunduguna ve her iki isim ve Kayip Incilleri her iki kaynakta da ardi sira yazildigina göre bu sekilde düsünülmesi gayet  normal.
       
Aziz Barnabas’in mezari Hristiyanlikla ilgili baska sirlarida vardi.1996da Kibris’ta yasanan ilgi çekici bir olay daha var. Kibrisli gazeteci Kutlu Adali’ydi. Denktas’in silah arkadaslari arasinda yer alinmisti. Bu süre içinde Denktas’in özel kalem müdürlügünü yürütmüstü. Bir süre sonra yollari ayrildi. Artik Denktasi’da Kibristaki rejimide elestirenlerin basini çekiyordu.Ta ki 6 Temmuz 1996’da evinin önünde vurularak öldürülene kadar.Kutlu Adali son günlerde Yenidüzen gazetesindeki kösesinde bir konu üzerinde özellikle duruyordu.Yazdigina göre KKTCdeki Sivil Savunma elemanlari, eski bir manastir olan Aziz Barnabas Manastirini soymuslardi,buradan önemli olan bir seyler almislardi.
       
Aziz Barnabas’in kendi el yazmasiyla 4 adet Incil yazdigina ve bu dört Incilin nerede oldugu Hakkaride bulunan Incilin son sayfalarinda belirtildigine göre Aziz Barnabas’in mezarinda bulundugu söylenen Incil hangisiydi acaba.Peki Aziz Mattaya ait oldugu söylenen ancak bugün Apokrif kabul edilen Incil olabilir mi? Böyle bir ihtimal var tabiî ki.Hakkaride magarada bulunan lahitin de Aziz Mattaya ait oldugunu düsünmek için yeterli bir nedenimiz var.
Kutlu Adali’nin öldürülmesine neden olan olay 14 Mart 1996 günü Ortodoks dünyasinin önemli merkezlerinden olan Magosa yolu üstündeki Barnabas Manastiri’nin baskina ugramasiyla baslamistir. Aksam saatlerinde 15 asker,yanlarinda Bir Albay dört sivil araçla manastira gelmisler,silahli olan üç bekçiyi etkisiz hale getirmisler,odaya kilitleyip Barnabasin mezarina gitmislerdir.Dört saat sonra döndüklerinde büyük bir sandik ellerindeydi.Sonrasinda gerekli kisilere durumu anlattiginda oradan uzaklasin ve bu konuyu kiumseye bahsetmeyin diye bir emir aldilar.
Basin bu durumu Mafya mezar soydu seklinde bir baslikla vermisti. Gerekli kisilerin yapmis oldugu inceleme sonucunda hiçbir eksiklige rastlanilmamis ve kaybolan bir seyin olmadigi görülmüstü. Dönemin Milli Egitim Bakani Ahmet Deryanin savcilik disinda KKTC Cumhurbaskani Rauf Denktas,Basbakan Hakki Atun ve Devlet Bakani Mehmet Ali Talata gönderdigi sorusturma dosyasinda,bekçilerin ve o gece manastirda kalan bir tanigin ifadeleri gelen kisilerin resmi araçla geldigi ve tahminen resmi bir kurumdan olacagi yönündeydi.
Kutlu Adali bu olayin üzerine çok gittigi için tehditler aliyordu ama bu konunun açiga çikmasi için kararliydi.O gece adada genel bir operasyon yapiyordu ve 15 silahli kisi nasil yakalanmamisti.Baskinin gerçeklestigi gün kullanilan arabanin beyaz renkli Sivil Savunmaya ait bir araç oldugu yönündeki iddialarin ne kadari dogruydu.Çok degerli ikonlara dokunmayan bu soyguncular 1974’te mezara gömülen degerli mücevherleri mi almisti.Dikkat çeken bu durum çözülmeyi bekliyordu.
Kutlu Adali’nin öldürüldügü günlerde Abdullah Çatli’nin Kibrista olmasi bir rastlanti miydi? Zaten Çatli Mehmet Özbay kimligi ile sürekli Kibris’a geldigi ve üst düzey asker ve polisle yemek yedigi Ömer Lütfü Topala ait bir otelde kaldigi ögrenilmisti. Iki yillik görev süreleri biten Hasan Kundakçi ve Galip Mendi 1996 yilinda Kibristan ayrilmisti.Kundakçi Genel Kurmay Baskani olmayi beklerken emekli edildi.Siyasete girdi.Mendi ise Kibris’a gitmeden önce Türkiye’nin Azerbaycan Elçiliginde askeri ateseydi.
1974 harekatindan sonra Kibris’in kuzey yarisinda kalan St. Barnabas kilisesi her zaman define avcilarinin faaliyet gösterdigi bir mekandi.Ancak Hristiyanligi benimseyen Yahudiler tarafindan M.S.74 yilinda öldürüldükten sonra cesedi bu bölgedeki bir batakliga atildi.Batakliga atildigini gören bazi talebeleri onu oradan alip bir harup agacinin dibindeki yere saklamislardi.1974 savasi sirasinda köylerden ganimet elde edilen ziynet esyalarinin St.Barnabas civarindaki mezarlara saklandigi dogrultusundaydi.Hatta kilisenin bazi kiymetli esyalarinin o siralarda kilisede görevli bulunan Chariton, Stephanos ve Barnabas adli üç kardes papaz tarafindan bu alandaki bir yerlere saklanmis olabilecegi ihtimali üzerinde de durulmaktadir.
       
Kilise soygunundan kisa bir süre sonrada Polis Komutanlarindan Ali Besir isimli bir subaya yapilan bir ihbar üzerine,çalinan ikonlarin 11 tanesi Degirmenlik Köyü’ndeki terk edilmis bir evde bulundu.Define ise Özel olarak saklanmis veya gizlenmis antik degeri olan veya olmayan çok miktardaki kiymetli esya,evrak,para ve benzerlerini anlatir.Kilise soygununda görevli olan silahli güvenlik görevlileri silah kullanma yetkileri olmalarina ragmen bu yönde bir girisimde bulunmamistirlar.Kutlu Adali cinayetinin ardindan 12 yil geçmesine ragmen cinayetin failleri bulunamadi.
Gazeteci Kutlu Adali cinayeti Aziz Barnabas baskinindan sonra meydana gelmisti.Baskinla ilgili Kutlu Adali’ nin  olayi ve olayda yer alan  suçlulari desifre edici yazilarinin da bulunmasi ve hemen akabinde desifre edilenler tarafindan ölümle tehdit edilmesi, baskin ve cinayet arasinda bir baglanti oldugunu düsündürmektedir.Cinayetin islendigi süre içerisinde Abdullah Çatli ve Yesil kod adli Mahmut Yildirim da adadaydi,bu durumu daha da süpheli hale getiriyordu.
Kutlu Adali cinayetinden 4 ay gibi kisa bir süre sonra Çatli Susurluk’ta geçirdigi bir trafik kazasinda hayatini kaybetti.Bu kazayla birlikte Türkiye Ergenekon adli bir derin devlet örgütünü tanidi.Kaza sonrasi cenazesini almak isteyen isim ise Ergenekon isimli örgütün isimlerinden Emekli Tuggeneral Veli Küçüktü.
       
Kutlu Adali cinayetinin devlet tarafindan yapildigi düsünülüyordu,kendisi gazeteciydi bu nedenle tehditler aliyordu ama gazeteci oldugu için öldürüldügüne pek te kimse inanmamisti.
Örgüt’ün bir baska tanigi ise dönemin Basbakani Bülent Ecevitti.Örgüt için örtülü ödenekten para istendiginde konudan haberdar olmus ve hemen arastirmaya baslamisti.Ülke çapinda komünizme karsi mücadele etmek için milliyetçi gönüllülerden bir sivil direnis teskilatinin kuruldugunu dehset içinde ögrenmis ve çok sasirmisti.Bugüne kadar parayi nasil temin ediyordu diye sordugunda Amerikalilar gizli bir ödenekten veriyorlar denmisti.Avrupada Gladyonun açiga çikip Türkiyede Kontgerilla iddialarinin yogunlastigi günlerde CIAnin eski baskani William Colby bir açiklama yaparak Türkiyede Gladyo benzeri bir örgütün bulundugunu söylemisti.
Kontgerilla örgütleri terör ve siyasi cinayetlerle anarsiyi araç olarak kullanarak fasist askeri darbeler için ortam hazirlar ve bu suretle azgelismis ülke düzenlerinin emperyalist çikarlara uyarli sekilde dönüstürülmesini saglar. bütün bu çalismalar içinde askeri ve  sivil güvenlik güçleri vardir.Kontgerilla Genelkurmay Harp içinde MIT elemanlari ve 1.Sube görevlileri kullanilmaktadir.
       
Oral Çelik Abdullah Çatli ve Mehmet Ali Agcayla Avusturyada bir evde beraber kaldiklarinda Agcanin Çatli’ya dönerek Reis bir gün beni tüm dünya taniyacak dedigini hazirladigi suikast listesini Çatli’ya gösterdigini söylemistir.Çatli’nin listen epey kabarik ama sen yinede Papa’dan basla demesi de ilgi çekici.Aziz Barnabas Incilinin basina gelenler Kibrista bulunan mezarinin da basina geldi.Mezar resmi görevlilerce soyuldu.Buradan ne alindigi hala bilinmiyor.Kutlu Adali’nin esi Ilkay Adali Avrupa Insan Haklari Mahkemesine giderek Türkiyeyi olayin aydinlatilmasinda yeterli tedbirleri almadigi için mahkum ettirdi.
ABD  lehine çalisan bazi gizli örgütlerin devletin gücünüde kullanip demokrasiyi yok etmek için fasist bir düzeni yürürlüge koymayi amaçlamaktadirlar.
Kayip Incil aslinda Hz. Isaya aitti ancak Hristiyan aleminin bundan hiç haberdar degil gibi görünüyor neden bu incilin varligini kabul etmiyorlar.Bu Incilleri yazan kisilere hep süpheyle bakildi. Eger bunlari gerçekten bu yazarlar yazdiysa yazilan Incillerin gerçek haliyle yazilan sayfalari ortalikta yoktu.
Herkes tarafindan kopyalari oldugu ve nerede saklandigi bilinmiyor gerçek Incil bulunursa tarihin yeniden yazilacagi düsünülüyor.Bu arada Kibris’in Hristiyan bin kisi tarafindan yönetilmis ilk ülke olmasi da enteresan bir durumdur.
Haçlilar hep Istanbulu fethetmek istediler,bunun için uzun süre ugrastilar,aslinda bunun nedeninin Hristiyanlarin çok önemli gördügü gizemlerin burada yani Istanbulda oldugu tahmin ediliyordu.Bunlardan en önemlisi Incildi ve yine önemli olan bir sey daha vardi Hz.Isanin çarmiha gerildigi çarmihinda Istanbulda oldugu fikrindeydiler.
Ergenekoncularin kendi dinleri olarak kabul ettigi Samanizm gerçekte bir din mi acaba,Samanizmin bütün yönleriyle bir din olamayacagi  söylenmektedir.
St.Barnabas olayinin güvenlik operasyonu oldugsünülmektedir.
Basbakanlik ta yapilan açiklama St.Barnabas mezarinda olan bu olayin gerekli arastirma ve inceleme yapilmis olayin güvenlik güçlerimizin aldigi bir ihbar üzerine gerçeklesen bir operasyon oldugu söylenmistir.Yapilan arastirmaya göre ikon ve arkeoloji müzesinde herhangi bir hasar olmamistir ve sadece ihbarin dogru olup olmadigi yönünde yapilan eylem vardir.       
APOKRIFAL
AYDOGAN VATANDAS
TIMAS YAYINLARI
TIMAS YAYINLARI
2008

Benzer Kitaplar