Kamu diplomasisi kavrami ilk olarak Edmund Gullion tarafindan olusturulmus ve Kamu
diplomasisinin ABD de kabul görme nedeni kendi uygulamalarini, propaganda ve
psikolojik savas olarak adlandirmak istememesi, uluslararasi iletisim
yapilanmasi olan ve 1953'den 1999 yilina kadar varligini devam ettiren Ulusal
Bilgilendirme Ajansi'nin (USIA) görevleri içine diplomasi gibi son derece
saygin bir kavramin girmesi ve kamu diplomasi uluslararasi kamuoyuna yönelik
tek kavram ortaya çikarmis buda merkezilestirme yolunu açmistir.
Kamu diplomasisini etkileyen en önemli teknolojik gelismeler telgraf, uydu ve interneti. Ikinci
Dünya savasina kadar olan dönemde kamu diplomasi tüm dünyada resmi
diplomasi ile basariya ulasmanin ve krizlerin üstesinden gelmenin mümkün
olmadigi anlasilmis, uluslararasi iliskilerin gelismesi ve güçlenmesinde kamu
diplomasisinin rolünün büyük önem tasidigi, halklar arasinda dogrudan diyalogun
kurulmasi için ciddi bir analiz ihtiyaç duyuldugu kanaati hâkimi olmus, soguk
savas döneminde ise ilk modern kamu diplomasisi uygulamalari görülmüstür. Bu
dönemde Amerikan degerlerinin ve kurallarinin demir perde ülkeleri Dogu Avrupa
ülkelerine yayilmasina yönelik ikna faaliyetlerini içermis, ikinci Dünya Savasi
sonrasinda kamu diplomasisi faaliyetlerinin dogmasinin bazi nedenleridir.
Öncelikle, iletisim devrimi sonucu, transistorlu radyo, yurtdisinda olup bitenleri bilmeyi, sadece
devletlerin ve küçük bir azinligin ayricaligi olmaktan çikarmis, siradan
vatandaslarin da bu bilgilere sahip olmasina neden olmustur. Ikincisi, genis
kitlelerin bilgi sahip olmasi, kamuoyunun önemini arttirmistir. Bu da
devletlerin kamuoyunu daha çok dikkate alma zorunlulugunu ortaya çikarmistir. 1980’lerde Fikirler Savasinin Yeniden Baslamasi ile komünizmin çökmesine
neden olmustur. Soguk savas döneminden sonra Berlin Duvarinin yikilmasi
sonrasinda iki kutuplu dünyanin sona ermesiyle, kamu diplomasisinin temel hedeflerinden
bir duraklama yasanmis, bu alana ayrilacak bütçenin gereksiz oldugu
tartisilmistir. ABD kamu diplomasisi faaliyetleri Soguk Savas
döneminde temel olarak USIA ve uluslararasi radyo yayinlari ile yürütmüstür.
Soguk Savas'in sona ermesi ile birlikte artik ideolojik savasin bittigi düsünülerek
bu vasitalar küçültülmüs. Soguk Savas'in bitimi ile birlikte ABD yönetimi
yumusak güç yerine bütçe indirimi ile daha çok ilgilendi. Körfez Savasi
esnasinda psikolojik savas ve kamu diplomasisi faaliyetleri basarisizliklarla
dolu idi. Örnegin baba Bush'un kamu diplomasisini ihmal edisi baslangiçta Saddam
Hüseyin'e Müslüman dünyasina propaganda imkâni saglamistir.
11
Eylül 2001'den sonra Irak ve Afganistan'da yasanan savaslar, dis politika ve
ulusal güvenlik vasitasi olarak kamu diplomasisinin yenilenmesini gerektirdi.
Gayretler özellikle ABD'nin en büyük tehdit olarak algilandigi Ortadogu'ya
yöneldi. 11 Eylül 2001'deki Dünya Ticaret Merkezine yapilan terörist saldirilarla
ABD açisindan kamu diplomasisin önemli bir dönem noktasi olmustur. Bu
saldirilarla kamu diplomasisinden yeniden bir dönüsüme neden olmus hem de ABD
dis politikasini etkilemistir. Bu saldirilar sonrasi basin ön plana çikmis,
yapilan NATO toplantilari sonucu bölgede Amerikan devletinin popülerligini
artirmistir. ABD kamu diplomasisi gayretlerinde internet ve bilgi
teknolojilerinde yasanan degisimler yeni bir dinamikler ortaya çikarmistir.
Internet yolu ile ve uydu teknolojilerindeki küresel ve bölgesel yayinlari
hizli artisi yabanci nüfuslar üzerinde önemli bir küresel etki yaratmaktadir. 11
Eylül 2001'den günümüze kadar ABD hükümeti ülke güvenligine yönelik tehditleri
kirmak ve mücadele etmek için yumusak gücün bir vasitasi olarak kamu diplomasisine
olan bakisini degistirdi. ABD kamu diplomasisini bölgesel ve küresel istikrari
artirmak, küresel ekonomik baglantilari güçlendirmek ve kendi halki kadar
uluslararasi toplumla da siyasi iliskilerini gelistirmek için kullanmakta ve Amerikan
devleti için kamu diplomasisi; kendi toplumu, kültürü, kurumlan, degerleri ve
politikalarini daha fazla kabulü ve anlasilmasi için yabaci hükümetlerin
ötesinde küresel seyircilere ulasarak onlari anlamak, bilgilendirmektir. ABD küresel
gücün belirleyici dört alanda en üstündür bunlar; "Askeri" olarak esi
olmayan bir küresel güce sahip, "Ekonomik" olarak küresel büyümenin
lokomotifi durumunda, "Teknolojik" olarak yeniligin tüm ileri
uçlarinda önderligi elinde tutmaktadir ve "Kültürel" olarak özellikle
dünya gençleri arasinda rakipsiz bir cazibeye sahiptir. Tüm bunlar Amerika'ya
baska hiçbir devletin yakinlarina bile yaklasamadigi siyasi bir nüfuz
saglamaktadir. Amerika'yi tek kapsamli küresel süper güç yapan, bu dördünün
birlesimidir. Teknoloji ve üretimde üstünlügü ele geçiren ve Dünya altin
arzinin destegini arkasina alan dolar, en degerli para oldu ve bu paranin askeri
aygiti digerlerine nazarinda en güçlü ordu haline geldi. Uluslararasi
iliskilerde ABD, kendisini özgürlüklerin ve özel mülkiyet haklarinin bas
savunucusu olarak gösterdi. "Özgür Dünya" içinde ABD ticaret,
ekonomik kalkinma ve hizli sermaye birikimi için açik bir uluslararasi düzen
olusturmaya çalisti. ABD son yillardir oldugu gibi bugün de dünyanin, kendisini
sonsuz sermaye birikimine adamis kesimlerinin öncüsü durumundadir. Yumusak güç
kavramini ortaya çikran Joseph Nye akilli güç kavramina da el atmis ve 2007'de
Akilli Güç Komisyonu'na baskanlik etmisti. Ancak bu gücün kilit unsurlari olan
Disisleri Bakanligi ve USAID, bütçe kesintilerinden önemli derecede etkilenmis
ve buda Clinton hakli çikarmistir. Afganistan ve Irak'in isgali Pentagon'a 11
Eylül 2001'den beri on yil içinde minimum 1,3 trilyon dolara mal olmus.
Afganistan ve Irak'taki savasin maliyeti aylik 6,7 ve 6,2 milyar dolardi.
Sadece Pakistan'a verilen dis yardim ve karsi ayaklanma harekati masrafi aylik
300 milyon dolardi. Libya'daki harekât ise aylik 60-80 milyon dolara, toplam 1
milyar dolara mal oldu. Bu operasyonda sivil güç USAID ve Disisleri
Bakanligi'nin bütçesi ise 84 milyon dolar idi. Libya'da rejim Amerikan devletine 1,1 milyar
dolari bulmus ve bu harekât ABD devletine çok ucuz ve stratejik olarak çok
akillica gelmistir. Bu kamu diplomasisini kullanmada ABD’nin gücünü
göstermektedir.
Yumusak
güç son yillarda giderek önem kazanmis, kamu diplomasisinin en önemli
araçlarindan biri olmustur. Bir ülkenin izledigi politikalarin dogrulugu ve
etkinligi kadar, sahip oldugu yumusak güç potansiyeli de kamu diplomasisinin
basarisini dogrudan etkileyen unsurlarin arasinda yer almaktadir. Sert ve
yumusak gücün etkili bir sekilde birlestirilmesi ile "akilli güç" ortaya
çikmis ve Akilli güç alet kutusunda kamu diplomasisi önemli bir araçtir. Akilli
kamu diplomasisi; itibarin rolünü anlamayi, öz elestiriyi ve yumusak güç
üretiminde sivil toplumun rolünü gerektirir. Propaganda ile yozlasan kamu
diplomasisi sadece ikna etmekte degil, yumusak güçte de basarisizligin en
önemli etkisidir. Kamu diplomasisi yumusak gücün uluslararasi baglanti
mekanizmasidir. 18.yüzyilda kahveler,
(üniversitelerin) tartisma gruplari ve Fransiz "salon" anlayisi ile
diyalogu yürüttü. Bugün ise bu platformlarin yerini diplomatlarin tweetleri,
bakanliklarin kamu-özel ortakliklari gibi yapilar ile seffaf ve gerçek zamanli
programlara birakti. Kamu diplomasisinde iletisim araçlarinin kullanilmasi baslica
faaliyetler arasinda yer alir. Iletisim araçlari ile ABD’nin bütün dünya
halklari üzerinde Amerikan çikarlarini tanitmak, bu yönde kamuoyu olusturmak
amaciyla radyo, televizyon yayinlari yapilmak ve ABD tarafindan parasi ödenen
ve Amerika Devletinin çikarlarini korumak amaci ile birçok ülke televizyon
kanallari ve çesitli iletisim araçlari kullanilmakta, bunlar yaninda dünyanin
en iyi üniversiteleri arasinda bulunan ABD üniversitelerinde çesitli ülkelerden
yetenekli ve hirsli ögrencileri bünyelerine katarak kendi çikarlarini o ülkede
korumak için kullanmaktadir. Özellikle Fulbright
burslari 1946 yilinda öncelikli olarak Türkiye, Pakistan ve Iran'daki yetenekli
ögrenciler için gelistirilmis ve daha sonra diger bütün ülkeler için yayginlastirilmistir.
Yumusak güç ne zaman ise yaradigina dair kanaat bulmak çok zordur ve yumusak
güçle kisa vadede sonuç alinamayacagi görülmüstür. Uluslararasi politikada,
yumusak gücü üreten kaynaklar büyük ölçüde ülkenin kültürü, uygulama ve
politikalari ile diger ülkeler ile iliski kurma sekilleri ile gelisir. Kamu
diplomasisi ise hükümetlerden ziyade diger ülkelerin halklarini yanma çekmek ve
onlarla iletisim kurmak için gerekli kaynaklan kullanmada araçtir. Kamu
diplomasisi yayin, kültür ihracati ve degisim programlan gibi potansiyel kaynaklan
kullanarak dikkat çekmeye çalisir. Ancak bir ülkenin kültürü, degerleri ve
politikalari cazip degilse yayinlar yumusak güç üretmez hatta ters etki yaratir
bunun en güzel örnegin erotizm ya da siddet içeren Amerikan filmleri Müslüman
ülkelerde yumusak güçten çok tiksinmeye yol açmistir.
ABD’ de akilli güç
kullanimi ilk olarak 11 Eylül 2001 saldirilari sonrasi ortaya çikmis ve Amerika
diplomasisi kendi politikalarini degistirme yoluna gitmistir. Sert güç ve
Yumusak gücün bir arada kullanilmasi fikri ortaya çikmistir. Kamu diplomasisinde
memurlar ABD devleti için birçok ofis çalismakta ve bu seklide Amerika’nin kötü
imajini düzeltmek ve psikolojik hareket planini uygulamaktadirlar. Disisleri
Bakanligi'nin dogrudan yaptigi veya yönettigi propaganda faaliyetlerine Kamu
diplomasisi adina almaktadir. Amerikan devletinin kamu diplomasindeki en önemli
özelligi almadan vermektir. Bunu en iyi sekilde yapmaktadir ABD de. En tipik
örnegini Türkiye devletine yapmis oldugu diplomasidir. Sadece vaatler üzerinde
Türkiye’den lojistik destek almakta, Türkiye üst bölgelerini kullanmakta ve
karsiliginda sadece terör karsi birlikte hareket etme, ermeni tasarisini bir
yil daha uzatma ve AB üyeliginde destek açiklamalarinda bulunmakta ve sadece
sözler ile hareket etmektedir. Amerikan devletinin en büyük özelligi
düsmanlarini dost ederek yok etmektedir. Böylece kendi savasini baskalarina
satmaktadir Amerikan devleti. Baskan yardimci Clinton’un yürüttügü 2010
yilindaki çalismalarda akilli gücün daha etkili sekilde kullanilmasi ön plana
çikmis ve yapanci ülkelerin halklarina ve sosyal tabakalarina angaje
çalismalarini yogunlastirilmasi görüsü çikmistir. Amerika hala yumusak güç ile
sert gücün arasindaki dengeyi oturtamamis ve yeni dönmede akilli gücü
kullanmakta olan Disisleri bakanligi Savunma bakanliginin önüne geçmesi fikri
güçlenmistir. Savunma Bakanligini yapacagi bir ülkedeki saldirilardan önce orda
ki halki kazanmasi gerektigi bildirilmistir.
Amerikan
Kamu diplomasisini yayma konusunda Amerikan spor yildizlari ve filim yildizlari
ön plana çikmis ve son olarak bu görevi Amerikali film yildizi Angelina
Jolie üstlenmistir. Irak özgürlük götürme konusunda kamu diplomasisi
beklenen gelismeyi gösterememis 1991 deki güvenlik konseyinde istedigi destegi
bulamamistir ama 11 Eylül saldirilari sonrasi kamu diplomasisini etkili sekilde
kullanmis ve yapilan her açiklamayi 30 dilde çevirisini yaptirmis, Afganistan’a
havadan talibanin yaptigi kötü muamelesini brosürler araci ile dagitildi ve çok
sayida Müslüman gazeteciye Amerika’da geziler düzenlendi.
Obama
döneminde Disisleri Baskani Clinton’un akilli gücü kullanma konusundaki hüneri
ortaya çikti. Libya devriminin yikilmasinda ve Kaddafi’nin öldürülmesi
sonucunda isi ucuza getirdigi ve akilli gücü kullandigi, simdide ayni yöntemi
Suriye konusunda da ortaya koydugu, isyanlar sirasinda sürekli Orta Asya
ülkelerini ziyaret etmekte ve oranin nabzini elinde tutugu anlasilmaktadir.
Buda akilli gücün en önemli parçalarinda biridir.
Demokrasi, insan haklarinin ve sivil toplum örgütlerinin
gelismesi sonucunda artik bir ülkeyi silah zoru ile geçirmek güç olmakta ve
Amerika’nin hayran uyandiran Operasyonel gücüde bir ise yaramamaktadir. Bunun
en güzel örnegi ABD’nin Irakta yasadigi basarisizliktir. Sadece o ülkeye girip
silah zoruyla bir seyler degistirme devri kapanmis ve artik ilk önce ülkede
yasayan insanlari kendi amaçlari dogrultusunda yönlendirerek bunu yavas yavas
ve hissettirmeden tüm sosyal tabakalara yaymakta ve o ülkeyi içten içe ele
geçirmektedir.
Libya
örneginde oldugu gibi ABD yumusak gücü ve sert gücü kullanarak, sert gücü
taseronlar vasitasi ile yaparak Irakta oldugu gibi yanlisa düsmemis ve ülkeyi
Kaddafi’nin elinde en kolay ve en ucuz sekilde kendi çikarlarina göre baska bir
hükümette devir etmistir. Ülkemizde bu gücü yeni yeni fark etmis ve kullanmaya
baslamistir. Özellikle Suriye örneginde oldugu gibi sert gücü direk kullanmamis isin
içine NATO’yu çekmeye çalismakta ve basin yayin yolu ile Esad ordusunun yaptigi
katliamlari sadece kendi ülkemizde degil, Disisleri nezdinde sürekli olarak
açiklama yapilarak canli tutulmaya çalisilmaktadir.
2012 Yilinda Kum Saati
Yayinlari Tarafindan Çikarilmis, Doç. DR. Sait YILMAZ tarafindan kaleme alinan
AKILLI GÜÇ isimli kitabin tamamini okumanizi KESINLIKLE tavsiye ederim
Sevgiyle kalin...