YÜKSEK ASKERI SURADA DERIN SÜPHELER

YÜKSEK ASKERI SURADA DERIN SÜPHELER

Fevzi BOZKURT
Bilim


Kitabin yazari; AHMET ULUDAG, 1947 Eskisehir dogumlu olup, 1965 yilinda Eskisehir Atatürk lisesini bitirmis, akabinde girdigi Kara harp okulunu bitirmis ve 1967 yilinda topçu Subayi olarak mezun olmustur. 1968'de Topçu ve Füze Okulundan, 1978'de Kara Harp Akademisi'nden, 1989'da Silahli Kuvvetler Akademisinden, 1990 yilinda da Pakistan Savunma Koleji'nden mezun olmustur.
Pakistan Savunma Kolejinde Savunma ve Strateji konusunda yüksek lisans yapmis, Türk silahli Kuvvetleri bünyesinde çesitli görevlerde bulunarak, 1994–1995 yillari arasinda Güneydoguda Komando Alay Komutanligi yapmistir. Kitabi yazmasina neden olan sebeplerden dolayi son olarak atandigi komando alay komutanligi görevinden sonra yazara göre Komando askerlerini Çalan birlige atanmasi nedeniyle bu görevi istemeyerek emeklilige ayrilmistir.
Daha sonra 1997–1999 yillari arasinda bazi üniversitede Inkilap tarihi dersleri vermis, asker kökenli ve iki çocuk babasi biridir.
Bu kitabi yazmasina sebep olan aslinda yazarin ilk yazdigi ve adini (Çalinan 240 Komando Askeri Skandalinin Perde Arkasi) adli kitabinin içerisinde bir bölüm olarak yazmayi düsünmüs fakat bu kitabin içerisine dahil ettigi Yüksek Askeri Sura'da yapilan general ve amiral terfilerindeki haksizlik ve adaletsizlikleri konu çok genis ve kapsamli olmasi nedeniyle farkli bir kitap olarak yazmayi tercih etmistir.
Kitabin içerisinde ele almayi düsündügü konular aslinda kendince riskli oldugunu düsündügü bunlari birisinin yazmasi gerektigi kanisina varmis içerisinde kesinlikle yanlis yapmamayi ve iftirada bulunmadan yalnizca yanlisliklari yazmayi düsünerek belki birileri bu kitaplari okuyarak kendisinin yapamadigini yapmasini umdugundan kitabi her seye ragmen yazmaya karar vermistir.
Tabi bunlari aktarmadan önce kitap içerisinde bulunan kurumlar hakkinda bilgiler sunmus bunlara kisaca deginecek olursak;
Yüksek Askeri Sura; Türk Silahli Kuvvetlerinde Yüksek rütbeli subaylar ile Basbakan ve Milli Savunma Bakaninin olusan en yüksek askeri kuruldur.
Bu kurulun görevleri ise kisaca Askeri stratejik, Silahli Kuvvetlerin hedefleri, Silahli Kuvvetlerle ilgili görülen kanun tüzük ve yönetmelikler ile ilgili görüs bildirmek, general ve amirallerin yükselme veya emeklilikleri ile ilgili ve konulari incelemek, gibi silahli kuvvetler mensuplarinin ilgilendiren konulari incelerler.
Aslinda bu kitabin içerisinde yer alan iki ana konudan biriside yazarin özellikle üzerinde durdugu, Yüksek Askeri Sura içerisinde bulunan yüksek rütbeli subaylarin Amiral ve Generallerin, birincisi Türk silahli kuvvetlerin ödül ve esaslari, ikincisi Tümen ve kolordu komutanlariyla çesitli komutanliklarin, tayin, göreve atanma, yer degistirme, emeklilik gibi özlük islemleri haricinde görevlerinin olmadigini savundugu oysa bu YAS içerisinde bulunan Yüksek rütbedeki subaylarin zaman içerisinde Suranin yetkilerinde degisiklik yaparak çok farli konulari ele almalarina sebep vermis.
Su anda Yüksek Askeri Sura verilen bu görevleri yapacak kanunla tespit edilmis kendisine ait sabit bir kadrosu olmadigi halde, Silahli Kuvvetlerde en önemli konularda, örnegin, general ve amiral terfileri ve disiplin yolu ile ihraç kararlarinin alindigi en önemli kurum haline gelmistir.
Bu konuda diger bir husumet ise YAS kararlarinin 1982 yilinda Gizlilik içinde sürdürülmesi yani 1972 yilinda YAS kararlari yargi denetimine tabiyken, 1982 yilinda çikarilan Anayasa ile birlikte bu kararlara itiraz hakki ortadan kalmis bu da suraya sinirsiz bir yetki verilmesine neden olmus.
Bu konuda yazar en önemli tenkitlerden birini ise, eski Kara Kuvvetleri Komutani Orgeneral Muhittin FISUNOGLU' un 1997 yilinda bir röportajda “Kararlar alinir da digerinin hakkini aramasi, içinde ukde kalmamasi lazim. Simdi dava açma hakki yok.         
Ben dava açilmasindan tarafim. Idare Mahkemesi karar verir ve Sura da onun kararlarina uymak durumunda. Dolayisiyla o maddenin kalkmasi lazim. ” görüsünü örnek olarak vermistir.
Kitabin içerisinde yer alan diger bir konu ise  Danistay pasasi” tabiri; halk arasinda albaylikta askeriye tarafindan pasaliga terfi ettirilmemis, sonra açilan dava üzerine mahkeme tarafindan generallige terfi ettirilmis pasalar için kullanilmakta,  Gerçekte ise YAS tarafindan hem albayliktan generallige terfi ettirilmeyen, açilan dava üzerine Danistay tarafindan albayliktan generallige terfi ettirilen pasalar için, hem de daha önce generallige terfi ettirilmis ancak generalligin bir üst rütbesine terfi ettirilmeyen pasalardan yargiya basvuranlarinin bir üst rütbeye terfi ettirilen pasalar için kullanilmaktadir ama yargiya her dava açan albay pasa olmamis, ya da her dava açan pasa bir üst rütbeye terfi ettirilmemis. Buna ragmen Danistay pasalari kurum içerisinde dislanarak pek hos karsilanmazlarmis. Bir albayin daha tuggenerallige terfi ettirilmesi mümkün iken kadromuz dolmustur, diye adeta kapi disari etme yetkisini Yüksek Askeri Sura kendinde görebilir mi?
Bu pasalara örnek verecek olarsak; Bir tabip albay kadro olmadigi için terfi ettirilmemis, Tuggeneral kadrosu 82 kisi iken 81 kisinin oldugunu Danistay tespit etmis ve bunun üzerine Danistay su karari vermis Ilgilinin kadro durumu disinda baska bir neden gösterilmemis ve yetenek ile diger kosullar bakimindan bir engel ileri sürülmemis olduguna göre, yasal dayanagi olmayan nedenlerle ve kadro olanaklari bulunmadigindan söz edilerek Genelkurmay Baskanligi'nca muvafakat verilmemesi ve tuggenerallige yükseltilmemesi isleminin yasaya aykiriligi açik bulundugu gerekçesiyle IPTALINE karar verilmistir. Yazarin burada bazi kaliplasan askeri yargilarin veya tabularin ne kadar yanlis oldugunu vurgulamis, YAS terfi kararlarinda nedenli yanlislar yapildigini gözler önüne sererek uygulamanin yanlislarini dile getirmeye çalismistir.
Baska bir örnek ise;  Hulusi SAYIN pasa'nin tuggenerallikten emekliye ayrilmasinin saglanmasi üzerine açtigi dava ile ilgili; kendisi normal pasa, yani Yüksek Askeri Sura tarafindan 1974 yilinda terfi ettirilmis. Fakat 4 yil sonra tarihinde tümgenerallik beklerken, kendisi emekli edilince buna oldukça içerlemis ve Askeri Danistay AYIM' e dava açmis.
Yüksek Askeri Suraca yapilan degerlendirmenin subay sicil yönetmeligine göre yapilmadigini, terfi eden tuggeneralden kiyaslanamayacak üstünlükleri oldugunu, ayrica jandarma tümgeneral kadrosunda 1 adet bos kadro bulundugunu, buna ragmen kendisinin kadrosuzluk nedeniyle emekli edildigini, iddia etmis.
Mahkeme dosyayi incelemis, idarenin savunmasini almis, idare davanin reddini talep etmis. Ama mahkeme dosyadaki belgeleri ve davacinin iddialarini ciddi bulmus ve davayi kabul etmis.
Mahkemenin karari ise;
"Hiçbir zaman Yüksek Askeri Sura, kendisine taninan takdir yetkisini yasanin ve yollama yaptigi subay sicil yönetmeliginin, amacina aykiri olarak KISISEL VE SIYASI BIR AMAÇ VE SAHISLARA YARAR SAGLAMAK veya hizmetin gerektirdigi amacin disinda kullanamaz. Esas olan, hukuk kurallari içinde, kamu hizmetlerinin en etkin sekilde yürütülmesidir.
Idare (Yüksek Askeri Sura) yasalarla taninan yetki sinirlari içinde tarafsiz kalmak zorundadir. Taninan bu yetki (Degerlendirme Notu verme yetkisi) hiçbir zaman imtiyaz gibi kullanilamaz.
Yasalara bagli ve-saygili hukuk devletinde ve bilhassa Türk Silahli Kuvvelerinde yasalarin yansiz uygulanmasi güç ve otoritenin ve bu surede de DISIPLIN in saglanmasi, yasalara inan ve saygidan kaynaklanmasi gerekmektedir. "
Yetkinin diledigi gibi kullanma hukukun üstünlügü ile bagdastirilamaz. Yüksek askeri sura kararlari yanlisliklar ya da keyfilikler arz edebiliyor. Ama mahkeme karari ile, Danistay pasasi diye küçümsenen, degerli Hulusi SAYIN pasanin YAS karari ile tuggenerallikten emekli edilme islemi ve tümgenerallige terfi ettirilmeme islemlerinin iptal edilmis ve sonuçta olarak tümgenerallige terfi etmistir. Mahkeme kararindan sonra; Yüksek askeri surada durumun bu hale gelmesini saglayanlarin basinda tesadüfen Genelkurmay Baskani olan Orgeneral Kenan EVREN ile Kara Kuvvetleri Komutani Orgeneral Nurettin ERSIN vardi. Bu pasalar 12 EYLÜL Askeri Harekatini yaptilar fakat Terfilerde ve atamalarda adaletli, yasalara uygun sekilde hareket edeceklerine yaptiklari adalesizlikleri, haksizliklarini gizlemek amaciyla 1982 Anayasasinda Sura kararlarinin yargiya kapamislardir.
        
Süphelerin içeriklerini daha iyi anlatabilmek amaciyla, Askeri Yüksek Idare Mahkeme kararlarinda Yüksek Askeri Sura Üyeleri ile ilgili ikaz, itham ve suçlamalardan örnek verecek olursak nedenli yanlis kararlar alindigini gözler önüne sermis oluruz;
Suraca rütbe ve terfilerde hiçbir kistas ve ölçüye sigmayacak sekilde notlar verilmis, üyelerinin not takdir yetkisinin sinirsiz olmadigi ve yargi denetimine tabi tutulmasi gerektigi belirtilmistir. Degerlendirme notu verme isleminin bazi dayanaklari ve gerekçesi olmasinin gerektigini, kisisel ve siyasi amaç ve sahislara yarar saglamak amaci ile kullanilamayacagini, degerlendirme notu islem makaminin ayni tarzda mümkün olan davranislarindan birini seçme mutlak degildir. Askeri Personel Kanunu ve bu kanuna göre çikarilmis sicil yönetmeligine uygun davranmakla yükümlüdür. Bu sekilde Danistay Askeri Yüksek idare mahkemesi ikaz ve ithamlarda bulunmustur.
Askeri Yüksek idare mahkemesinin bu sekilde ikaz ve ithamlarindan korunabilmek için Kenan EVREN pasanin da içinde bulundugu YAS üyelerine verilen bu ikazlara karsi ve kendisini bundan sonra yapilacak elestiriden korumak amaciyla, yazara göre Kenan EVREN pasanin Anayasaya yarim cümlelik ilaveyi koydurmus olabilecegini degerlendirmektedir.
Kitabin yazarina göre bunu da o yillarda yasanan O hal sikintilarindan dolayi çok görmemis ama aradan yillar geçtikten, askeri yönetim sartlari ortadan kalktiktan sonra Yüksek Askeri Sura kararlarinin yargi denetimi disinda kalmasi ile ilgili Anayasa hükmünün de kaldirilmis olmasi gerekirdi düsüncesini savunmus
Yazarin takildigi diger bir konu ise 10 Mayis 1982 yilinda Danistay’in 114. kurulus yilinda yapmis oldugu konusmayi elestirir mahiyetteydi; Bu konusmada Kenan EVREN pasa 12 Eylül yönetimi yargi sisteminde en ufak bir degisiklik yapmamis, hakimler mevcut yasalar ve vicdani kanaatleri ile bas basa birakilmistir. Cümlesini kullanmis pasanin o zamanlarda Orgeneral ve Devlet Baskani olarak da devletin o zamanki basinin devletin seçkin hukukçularinin huzurunda, gözlerine bakarak bu ifadeleri nasil kullandigini anlayamadigini belirterek, 12 Eylül dönemindeki yönetimin yargiya müdahale ettigini  yargiyi kisitladigini  savunmustur.
Diger bir konu ise Subaylarin Albay rütbesine kadar nasil sicil aldiklari ile ilgili konu; subay emrinde çalisan personele birinci sicil üstü olarak, birinci sicil üstü olarak sicil verdikleri personelinin de emrinde görev yapanlara da ikinci sicil üstü olarak sicil verir yani sicil sistemi olabilecek en adaletli sistem oldugu ve bazen de sans isi oldugunu vurgulamistir. Çünkü her sicil amirinin sanki sicil notlarinin kesesinden veriyormus gibi degerlendirdiginden olabilecek en ufak problemlerden dolayi düsük sicil alma ihtimallerinin oldugunu belirtmektedir.
Subaylarin sicil notlarindan sonra Generallerin sicil notlari konusunda ise; bes senesini dolduran ve sicil tam notunun %70 ve daha fazla olanlarin dosyalari Yüksek Askeri Suraya gönderilir. Degerlendirmeyi ise yüzlerce Albayin sicil ortalamalarinin hesaplanmasi için Yüksek Askeri Surada bulunan 14 general ve amiral mi yapacak hayir bunlarin yerine Genelkurmay Baskanliginin personel baskanliklarindan görevlendirilen personel yapiyor. Gizli bir sekilde, dogrulugu yada yanlisligi tartisilabilir, bir yanlislik yapildiginda ise yapilan yanlisliklari siz dogru kabul edin” seklinde geri dönüs olabiliyor. Düsünün sizi tanimayan çesitli illerde görev yapan generallerin her biri ayri sicil notu veriyor ve bunlarin ortalamalari aliniyor sonuç degerlendirme notu olarak ortaya çikiyor bu durum vicdaninizla bas basa kalarak insanlarin gelecekte terfilerini etkileyecek kararlar verebiliyorsunuz. General ve Amiral terfilerinde yapilan en büyük bir adaletsizlik yas üyelerinin verdigi ve adina degerlendirme notu denilen notlardir.
Yüksek Askeri Surada terfi için yeterlilik siralamasinin yapilmasi; Yeterlik notu = Sicil notu ortalamasi + Degerlendirme notu" seklinde gizli olarak hesaplanir. Matematiksel yapilir ve  sonuç her zaman dogru çikar fakat geriye bilinmeyen sadece Yüksek Askeri Sura üyelerinin, kanun ve sicil yönetmeligine göre vermesi gereken ama buna uyulup uyulmadigi gizli oldugu için bilinmeyen "Degerlendirme Notu" kaliyor. YAS Kararlarina da yargi yolu kapali olmasi yani terfi edemeyen birinin mahkemeye müracaat etme yetkisi yok, dolayisi ile 1982 den önce oldugunu gibi mahkemenin sicil dosyalarini isteme yetkisi yok. Dogru olan kararlarin yargi denetime kapali olmasi olagan olarak karsilansin ama yanlis olarak verilen notlar için de bir sistem kurulsun.
Askeri rütbeler hakkinda kisa bir bilgi; General/Amiral subaylarin en üst rütbelisidir,  Subay ise silahli kuvvetlerde ast tegmenden maresale kadar olan rütbe sinifidir. Askeri rütbelerin siralanisi; Astegmen, Tegmen, Üstegmen, Yüzbasi- ÜST SUBAYLAR Binbasi, Yarbay, Albay- GENERAL VEYA AMIRALLER Tuggeneral (Tugamiral),Tümgeneral (Tümamiral), Korgeneral (Koramiral), Orgeneral (Oramiral), Maresal (Büyük amiral) seklinde siralanir.
Türk Silahli kuvvetlerinde ne kadar yüksek rütbeli subay var? Bunlari kuvvet komutanliklarina göre ayirmaktansa Genelkurmay baskanligi bünyesinde bulunan generallerin rütbe sinifina göre sayilarini verecek olursak; Orgeneral/Oramiral 13, Korgeneral/Koramiral 36, Tümgeneral/Tümamiral 78, Tuggeneral/Tugamiral 174 olmak üzere toplamda Türk Silahli kuvvetlerinde 301 adet yüksek rütbeli subay bulunmaktadir. Bu rütbelerin belirtilmesinde amaç ise her yil düzenli olarak emekliye ayrilan yüksek rütbeli subaylarin yerlerine atanan ve terfi edenlerinin bu sayilari asmalari ve kontenjanlarda bu sayilara riayet edilmesi.
Yazarin kanaatine göre Yüksek Askeri Sura toplantisinda terfiler yapilacak toplantidan önce kararlastiriliyor ve sura toplantisinda formalite icabi oylanarak kesinlesiyor. Bu toplantilar üç yada dört gün sürüyor. Terfi edecekler belli olmadan hangi generalliklerin uzatilmasina ihtiyaç oldugu önceden tespit edilemiyor. Kimlerin terfi edecegi, kimlerin terfi edemeyecegi ve kimlerin uzatilmasi yapilacagi Yüksek Askeri Sura toplantisi öncesinden belli olmazsa, toplanti birkaç hafta sürmesi gerekeceginden, halbuki toplantinin tamami üç yada dört günde bitiyor.
Kitabin yazilmasi sirasinda yazar hakkinda suranin yazarin görüsüne göre yanlis degerlendirmenin yapildiginin haberini ögrenmesi üzerine, Genelkurmay Baskani Ismail Hakki KABADAYI kitabin yazari Ahmet ULUDAG ‘i görev yaptigi dönem de Güney doguya gönderdik gönderilen askerleri begenmiyormus seklinde görüsünü su sekilde açikliyor. Ahmet ULUDAG in savundugu 240 komando askerinin Adapazari'nda çalinip, yerine 148 komando olmayan askeri gönderilmesini yanlis aksettirdiklerini bulun sonucunda suraca bu sekilde degerlendirmenin yapildigini belirtmistir.
Diger bir konu da yazarin Isveç’te yasayan kardesinin Türk vatandasligindan çikma konusunun yazara göre yanlis aksettirilmesi konusu, bu olayin detayinin arastirilmayarak kesin yüküm verilmesi bir nebzede olsa yazarin tepkisini almis ve isin aslini kitabinda belirtmistir. Isin asli Isveç bulunan Türk Büyükelçiligi Disisleri Bakanliginin talimati ile yurtdisinda 6 yildan fazla kalip, Isveç vatandasi olma statüsü hakkini kazanmis Türk vatandaslarina, Türkiye'deki vatandaslik haklari sakli kalmak sarti ile "Türk Vatandasligindan çikin ve yasadiginiz ülke Isveç vatandasligina geçin, Isveç’te seçme, seçilme hakkini kazanin, Türk vatandaslarinin ve Türkiye' nin menfaatlerini daha iyi savunun." diye devlet politikasi olarak tesvik etmis bunun neticesinde yazarin kardesi Türkiye haklarini yurtdisinda temsil edebilmek için çifte vatandaslik kurullari geregini yerine getirme prosedürünü uygulamis bu konu da Yüksek Askeri Surada farkli izah edilince olay yanlis aksettirilmis.
Yazarin emekliye ayrilmasinin sebeplerinden biride iddia ettigi çalinan 240 Komando askeri hakkindaki sikayeti; Ahmet ULUDAG görev yaptigi 151 Komando Alay komutanligi sirasinda alayina gönderildigini sonradan ögrendigi 240 Komando askerinin Adapazari’nda birakilarak yerlerine 148 toplama askerin komando niyetine alaya gönderilmesinden sikayetçi olmus konu ile ilgili agir yazilar yazmis ve akabinde 15’inci Kolordu Komutanligi'na tayin edilerek, askerlerine çaldigini iddia ettigi 15’inci Kolordu Komutani Korgeneral Nahit SENOGUL emrinde görev yapmanin mümkün olmadigini, bildirmis ve akabinde de emekliye ayrilmis. Bu durumu ise Aralarinda husumet bulunan kisilerin çok yakin iliski içinde ve emir komuta münasebeti olacak sekilde ayni görev mahalline tayin edilmemesi tayin prensibini de dikkate alarak", açiklasa da bendeki Derin Süpheyi giderse talebinde bulunmus.
Yüksek Askeri Sura kararlarinda derin süphelerden biri de 1995 yilinda Komando alay komutanlari terfi ettirilmezken birinci ordu karargahinda iki subayin Tuggenerallige terfi ettirilmesi, o yillarda bas gösteren terör örgütüne yönelik üstün gayretler gösteren, terörle bir fiil mücadele eden terfi sirasindaki diger albaylardan hiç biri terfi ettirilmezken, karargahlarda dosya tasiyan albaylarin terfi ettirilmesi üstelik bu albaylarin 240 komando erinin Güneydoguya gönderilmesini dahi saglayamamalarina ragmen bu sekilde atanmalari derin süpheler uyandirmaktadir. Üstelik Tuggeneralligi atanan bu subaylardan biri daha sonra emeklige ayrilmis ve Türk Milletinin güzide kurumlarindan birine genel müdür olarak ataniyor.
Bir baska süphe uyandiran konulardan biride yurt disinda hirsizlik yapan binin generalligi terfi ettirilmesi üstelik o yil komando tugayinda terfi etmeyi bekleyen bir albayin terfi ettirilmesi ve yerine böylesine yüz kizartici bir suç islemis birinin terfi ittirilmesi, hirsizlim olayi ise; Lisans kursu sebebiyle yurt disina gönderilen bir subayin alis veris magazasinda ücretini ödemedigi bir mal ile magazadan çikmak isterken yakalanmasi ve olayi magaza güvenliginin polise bildirmesi neticesinde konu askeri Atasemize kadar gelmis, bu subay o ülkenin mahkemesinde ceza almis, ve bu subay emekli olmayi düsünürken ikna edilerek terfi ettirilmis, böylesine bir durum olabilir mi ama oluyor ve süpheler duyuluyor.
Askeri mahkemeye verilmis Yüksek rütbeli subaylar; aslinda burada ele alinan konular süpheler uyandiracak cinsten söyle ki bazen ufak bir sebepten dolayi bazi generaller degisik tarihlerde görevde bulunan Genelkurmay Baskanliklarinca sorusturma açilmasina izin verilmis ve davalar açilmis, çok agir suçlamalar altinda olan yüksek rütbeli hakkinda sorusturma izni verilmeyerek Derin süpheler uyandirmaktadir. Bunlarin disinda basina yansiyanlar da mevcut örnek verecek olursak;
En önemlilerinden biri eski Deniz Kuvvetleri Komutani Ilhami ERDIL pasanin ailesinin de karistigi ihalelerde yolsuzluklar yaptigi, haksiz ekonomik çikar sagladigi bunlarin yaninda ufak gibi görünen zimmet suçlarini isledigi gerekçesiyle yargilanip hapse mahkum oldugu, akabinde ihraç edildigi, ailesinin edindigi mal varliklari ise el konuldugu seklinde sonuçlanan davalarda mevcut.
Ayni Yüksek Askeri Sura kararlarinin yargiya kapali oldugu gibi devletin bir baska kurumu Hakimler Savcilar Yüksek kurulunun kararlarinin yargi denetimine kapali olmasi buda 12 Eylül zamanindan 1982 Anayasasi ile gerçeklesmistir. Zamaninda Kenan EVREN pasanin silahli kuvvetlerin gücünü kullanarak kendi bünyesinde topladigi yetkileri o zamandaki durumun kalmasindan dolayi yetkileri ilgili kurumlara iade edilmeli buna da Türk Silahli kuvvetleri öncülük etmelidir. Yillardir yapilan yanlisliklardan vazgeçilmeli 1982 Anayasasindan önce oldugu gibi Yüksek Askeri Sura kararlarinin yargiya açilmasinin saglanmasi gerekir.
Yüksek askeri sura üyelerine yönelik olarak Yüksek askeri Sura üyelerinin bu konuya bir çare bulmalari, bunu suraya yakisacak bir sekilde ve surayi zan altinda birakacak belirsizlikten uzak durmalidir.
Yüksek Rütbeli subaylarin terfi ve özlük islerinde gelismis ülkelerde oldugu gibi liyakat esas olacak sekilde düzenlenmeli, sicil notu verilecek olan personeli tanimayan Yüksek Askeri Sura üyelerinin notlari geçersiz sayilmali, özellikle degerlendirme notu gibi kavramlarin kaldirilmasinin saglanmalidir.
Rütbe terfilerinde ise sadece suranin degil kuvvet komutanliklarin kendi bünyesinde ayri ayri yapilmasinin saglanmasi, gerekir. Türk Ordusunun temeli disiplindir. Disiplinde ise astin ve üstün hukukuna riayet vardir, astin hukukunu alabilmesi için yargi yolunun açik olmasi lazimdir.
Yüksek Askeri Sura'da meydana gelen problemlerin tekrar yargi denetimde olmasini saglayarak, Yüksek Askeri Sura üyelerinin düzeltecegine ve Yüksek Askeri Sura kararlarinin tekrar yargiya açilmasi ile Hakimler ve Savcilar Yüksek Kurulu kararlarinin da yargiya açilmasina öncülük edecegine inaniyorum.

Benzer Kitaplar