ORDU SUIKAST DÜZENLER MI?

ORDU SUIKAST DÜZENLER MI?

Fevzi BOZKURT
Bilim


[caption id="attachment_3538" align="alignleft" width="181"] 100 CHARACTERS[/caption]
Ne? Basbakan yardimcisi Bülent Arinç’a suikast iddiasi
Ne Zaman? 19 Aralik 2009.
Nerede? Ankara Çukurambar’ da.
Nasil? Bülent Arinç’i takip ettikleri gerekçesiyle birtakim kisilerin ihbar edilmesi ile basladi.
Neden? Izlemelerinin nedeni hala bilinmiyor suikast veya baska bir amaç olabilir.
Kim? Özel Harp Dairesi mensubu 8 subay.
 
Ilk olarak 20 Aralik 2009’ da duyulan Basbakan Yardimcisi Bülent Arinç’a suikast süphesi pek çok soruyu ve iddiayi beraberinde getirdi.
          
19 Aralik 2009 günü saat 17.10 sularinda gerçeklesen olayda Arinç’in evi etrafinda süphelenilen iki araç ihbar edildi. Ihbari kimin gerçeklestiginde pek çok iddia ortaya atildi. Bunlar;
Ihbari Arinç’in korumalari yapti.
Ihbar suikast çetesinin içinden yapildi.
Ihbar ABD’den yapildi.
 
Ihbarin ardindan olay yerine giden polisler aracin içinde Topçu Albay Erkan Yilmaz Büyükköprü ile Istihkâm Binbasi Ibrahim Göze adli Ankara Seferberlik Tetkik Kurulu’na bagli Özel Kuvvetler Komutanligi üyesi iki subay ile karsilasti. Yapilan aramalarin ardindan süpheli hiçbir cihaza vb. rastlanmadi. Ancak serbest birakilmak üzere olan subaylardan Albay Erkan Yilmaz Büyükköprü’nün polislerden su isteyerek bir kâgit parçasini yutarak yok etmeye çalismasi isin rengini degistirdi. Kagitta Arinç’in evinin ayrintili adresi ile karsilasildi. Bu olay üzerine iki subay gözaltina alindi.
       
Peki subaylar neden oradaydi bunun üzerine de gelisen iddialar söyle idi;
Özel Harpçi subaylar Arinç’a düzenlenen suikasti engellemek için oradaydi.
Oda TV’de yayimlanan iddia ise; TSK’dan bilgi sizdiran bir askeri takip için orada bulunuyorlardi.
       
Genelkurmay’in açiklamasi ise; TSK’nin bir askeri takip için orada oldugu yönünde idi. Ancak daha sonra yapilan arastirmalarda belirtilen askerin saglik sorunlari nedeni ile uzun bir süredir izinli oldugu ortaya çikmistir.
           
Bunlarin disinda Albay Büyükköprü ve Binbasi Göze’nin evlerinde ve ofislerinde yapilan arastirmalarda el konulan bilgisayar, hard disk vb. araçlarda kayitli bilgilerin silindigi tespit edilmis ayrica TBMM Baskan’i Mehmet Ali Sahin’in evinin krokisi ve birçok üst düzey yöneticiye ait izleme bilgileri bulunmustur.
 
Arinç’a Suikast Olayina Tepkiler
           
20 Aralik 2009’a Arinç’a suikast haberi ile uyanan Türkiye’de bu haber büyük yanki uyandirdi. Siyasiler, yayin organlari olayin gidisine göre bu konuda düsüncelerini aktardilar.
          
Bunlardan bazilari;
 
Arinç:Baykal ve Bahçeli’ye tepki olarak yaptigi açiklamada kendisinin hedef gösterilmemesi, gereksiz bir düsmanligin yeri olmadigini belirten bir açiklama yapti. Daha sonra yaptigi açiklamalarda ise TSK’da suikast yapilanmasinin olmamasi temennisini belirtti.
Baykal: Suikasti sadece hükümetin kendi etkinligini arttirmak için uyguladigi bir yol olarak degerlendirdi.
Erdogan:  Vahim ve düsündürücü bir süreç olarak nitelendirdi.
Cindoruk: Bu olayla Türkiye’nin çatismaya gittigini belirterek  “Suikast yapilacaksa Sayin Arinç’a sira gelmez… Suikast askerin amaçlarini elde etmek için yeterli bir araç degil” dedi.
Kozmik aramalar seklinde genisletilen sorusturmaya da çarpici açiklamalar getiren Cindoruk Ismet Inönü’nün “Bir ihtilal yapmanin pesinde degilim. Ama sartlar olusursa bu olur. O zaman sizi bende kurtaramam” sözünü hatirlatarak hükümete gözdagi veren bir açiklama yapti.
      
Bu olay gündemin nabzini tutan pek çok gazetede bazen mansetlerle bazen de köse yazilari ile farkli açilardan degerlendirilmistir.
 
Subaylarin Ergenekon ve Diger Örgüt Baglantilari
 
Telekomünikasyon Iletisim Baskanligi’ndan istenen telefon kayitlari sonunda Albay Erkan Yilmaz Büyükköprü ve Binbasi Ibrahim Göze’nin Ergenekon saniklari, PKK üyeleri ve Hizbullah ile görüsmeleri ortaya çikmistir.
          
PKK militanlari ile birlikte Molotof kokteyli atarken yakalanan Durmus Özoglu ile Büyükköprü arasindaki diyalogda ilgi çekicidir. Ayrica Durmus Özoglu savci ve hakimlere de suikast düzenlenecegini iddia etmistir.
        
Albay Büyükköprü’nün Ergenekon saniklari ile telefon baglantisinin yaninda Ergenekon sanigi Ergun Poyraz’a ait ‘Musa’nin Çocuklari’ adli kitaptan faydalanilarak toplanmis Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdogan’a ait özel bilgilerde bilgisayarinda bulunmustur.
        
2009'da gerçeklesen olaydan yaklasik iki yil sonra Oda TV sorusturmasinda Soner Yalçin’a gönderilmis e-postada da konu ile ilgili çesitli iddialar yer almistir.
        
Iddiaya göre Danistay saldirgani ve Arinç’a suikast girisiminde bulunanlar polisi görünce telasa kapilmalari sonucu yakayi ele vermislerdir.
          
Arinç’a suikast iddiasi ile yakalanan iki subayin Türk Gençlik Birligi üyeleri ile de baglantilari oldugu ortaya atildi.
           
Türk Gençlik Birligi Ergenekon’dan uzak tutulmaya çalisilmistir. Ancak bunun için Yalçin Küçük geç kalmisti. Toplulugun adi artik Ergenekon Gençlik Birligi olarak ta algilanmisti. Kendini aklamaya çalisan grup kendisini Atatürkçü olarak, ülkenin bagimsizligi ve milletin birligi için bir arada olduklarini söyleyerek savunmuslardir.
       
Savciya ulasamayan kozmik belgeler Sevgi Erenerol, Fikret Emek, Levent Göktas gibi Ergenekon saniklarinda ele geçirildi.
 
 Kozmik Aramalar
Arinç’a suikast süphesiyle tutuklanan iki subayda Recep Tayyip Erdogan ve Abdullah Gül’e ait belgelerin bulunmasi pek çok ihtimali akillara getirdi ve 25 Aralik 2009’da Özel Harp Dairesine ilk baskin gerçeklestirildi. Kozmik aramalar adi ile anilmaya baslayan süreç 3 Ocak 2010 tarihine kadar günü gününe takip edildi. 26 gün sonra da sona erdi.
    
Bu süreçte askeri savcilar ile polis arasinda aramalarla ilgili pek çok sorun yasandi, devlet sirri olarak kabul edilen belgelerin bulundugu odalara girilemedi. Serkan T’nin babasi ile yaptigi görüsmede “delilleri yakiyoruz” demesi üzerine delillerin oldugu düsünülen odalarin kapilari, pencereleri mühürlendi.
    
Bu durum akillara yeni sorulari getirdi. Devlet sirri nedir? Kimlerden saklanmalidir? Ne kadar süre gizli durmalidir?
      
Aramalar sonunda alinan belgeler iade edildi mi edilmedi mi gibi sorularda o günlerde cevap bekliyordu.
       
Kozmik odada 6. Arama sürerken ilginç bir bilgi basina yansidi. Genelkurmay 11. Agir Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe göndererek aramalarin durdurulmasi ve gizli belgelerin imha edilmesini talep etti. Genelkurmay’a mahkemeden ret yaniti geldi.
         
Aramalar sirasinda Hakim Kayan ve diger görevlilere tehdit mektuplari geldi.
        
19 Subat 2010 tarihinde internete sok bir ses kaydi düstü. Genelkurmay Baskani Ilker Basbug’a atfedilen ses kaydinda Arinç’a yönelik suikast girisimi ve kozmik oda aramalari ile ilgili inanilmaz sözler ye almistir.
       
Basbug’un sözleri çok farkli degerlendirildi. Sözleri ile Arinç dosyasina dahil edilmesi gerektigi savunuldu. Konusmayi kimin sizdirdigi ve sözleri gerçekten Basbug’a mi ait oldugu gibi konularda arastirilmistir.
         
Ergenekon tutuklusu Serdar Öztürk Arinç’a suikast olacagini ve Özel Harp Dairesi’nde arama yapilacagini önceden bildigini söyledi. Bu durum üzerine yapilan arastirmalarda olayin daha da derinlemesine yapilmis bir plan olarak algilanmasin sebep olur.
       
Kozmik aramalar ve Arinç ile ilgili bu olaylar gündemde iken. Kozmik oda aramalarini ile ilgili çesitli iddialar ortaya atilir. Bunlar; Aramalar TSK tarafindan istendigi ve böylece TSK da bir darbe plani olmadigini kanitlayip itibarini geri almak istiyor diger bir iddia bu aramalar gömülü silahlarin izini bulmak için yapildi.
 
Kozmik Aramalara Tepkiler
           
Siyasilerden gelen tepkiler:
          
Bahçeli devam eden süreç için çok konusmaya gerek olmadigini, gelismelerin takip edilmesi gerektigini vurguladi. Kurtulus olayin en ince ayrintisi ile arastirilip  netlesmesi gerektigini belirtti.
          
Medyadan gelen tepkiler:
       
Gündemden hiç düsmeyen Arinç suikasti ve ardindan gelen olaylar tabi ki köse yazilarina da konu olmustur. Bu konuda yazilanlarin bir tanesi su sekildedir:
         
Oral Çalislar olaya uzun yillar var olan ve içine girilemeyen bir kurum ile hükümetin bu denli karsi karsiya gelmesini nasil degerlendirmemiz gerektigi üzerine durmustur. Bu bir çatisma mi yoksa sivillesmeye karsi durus mu? Sorularinin degerlendirilmesi ile yazisinda konuya yer vermistir.
        ,
Arinç olayi ile gündeme gelen üzerine uzun uzun konusulan, yazilar yazilan Ecevit’in varligini 1974’te tesadüfen ögrendigi Özel Harp Dairesi aramalari Kontrgerilla kavramini yeniden tartismaya açti. Komünist isgallere karsi bir görevi olan Kontrgerillanin adi zamanla terör olaylarina karisti.
         
Bu yasanalar va yapilan çalismalarin ardindan Arinç’a suikast iddiasi ile ilgili yapilan sorusturmada görevli Savci Bilgili, Dogan Öz örnegi ile tehdit edilmistir. Dogan Öz, 1970’li yillarda Özel Harp Dairesi ve Kontrgerilla konulu bir rapor hazirlamis olup ve bu rapordan iki ay sonra silahli saldiri ile hayatini kaybetmis bir savcidir. Öz’ü öldürdügünü kabul eden zanli 15 kisilik genel kurulda 8 oy ile idamdan beraat etmistir. Dogan Öz’ün esi Sevgi Öz ise bu cinayetin üzerinin kapatilmasi için çesitli ugraslarla karsilastigini söylemistir.
            
Bu konudaki tehditler bununla da sinirli kalmayip yine Arinç suikasti iddiasinda görevli Hakim Kadir Kayan’da çesitli takiplere, tehditlere maruz kalmistir. Ayrica Hakim Kayan ve Savci Bilgili ’nin ofisine gelen 8 mermili mesaj bu konuda dikkat çekmistir.
Özel Harp Dairesi
        
2009’da Ergenekon ile yogun bir gündem yasayan Türkiye Arinç’a suikast iddiasi ile ortaya çikan ve derin bir konu olan Özel Harp Dairesi ile yeniden karsilasti.
Ikinci Dünya Savasi sonrasi Dogu Avrupa ülkelerini kendisine çekmeye çalisan Rusya tehdidi tüm Avrupa’ya yayilinca NATO kuruldu. Türkiye bu savunma örgütüne 1952’de üye oldu. Ancak üye olmanin bir kosulu vardi. Ülke hükümetinin bile bilmedigi çok gizli, yari sivil yari askeri gruplar olusturulacakti.
     
Bunun ülkemizdeki varligi ilk kez 1972’de dillendirildi.
     
Italya’da ‘Gladio’ adini alan, Türkiye’de ‘Kontrgerilla’ adi ile bilinen örgüt NATO’ya üye her ülkede  farkli bir ad ile anilmaktadir.
      
Italya’da Gladio’nun patlamasinin ardindan Kontrgerillada ülkemizde görevinin disina sapmis olarak gözlendi. Semdinli olayi, Cumhuriyet gazetesi bahçesinin bombalanmasi, Cemaatlerin silahli gösterilmek istenmesi, Danistay üyelerine yönelik saldirilar bunu kanitlar nitelikte bulunmustur.
 
Suikast Degil De Darbe Hazirligi mi Tespit Edildi?
        
Ilk olarak gazeteci Mehmet Altan’dan duydugumuz Arinç’a suikast iddiasi ile askeri bir darbe hazirligi açiga çikti görüsün gazeteci tarafindan  Özel Harp bölge baskanliklarinin sayisinin artirilmasina dayandirildi.
      
Arinç suikasti ile baslayan kozmik oda aramalarinin uzun sürmesi bu görüsü kanitlar nitelikte idi. Elde edilen belgeler tek kisiye yönelik bir suikasttan ziyade bir darbe veya suikastlar zincirini akillara getirdi.
  
Kozmik Arama Terör Olaylarini Tetikler mi?
          
Özel Harp Dairesi’nin varligini ögrenince Genelkurmay Baskani Kenan Evren’i bilgilendiren Ecevit bu konuda daha fazla ileriye gidemedi. Ancak Arinç suikasti iddiasi ile derinlemesine arastirilan kurum provokasyon olabilecegi süphelerini meydana getirdi. Edirne, Erzincan, Hatay ve Bursa olaylarinda bu konuda soru isaretleri birakti.
Kozmik Arama Sonrasi Yakalanan Bomba Kamyonu
             
Armalarin bitiminden sonra Ankara Gölbasi’nda sivil bir araçta pek çok silah ve patlayici madde ele geçirilmisti. Yapilan arastirmalarda kamyonun TSK’ya ait oldugu ortaya çikti. Mugla’dan sevk edilen bu araç sivil ve hiçbir güvenlik önlemi olmadan güzergâhtaki emniyet mensuplarina bildirilmeden neden gönderildi? Bombalarin seri numaralari neden silinmisti? Gibi uçsuz bucaksiz sorularinda meydana getirdi.
        
Bu sorular cevaplandirilmadan konunun kapatilmasi Sabah yazari Emre Aköz’ün köse yazisinda elestiri konusu olmustur.
        
Ele geçirilen bombalardan seri numarasi tespit edilenlerin 59 olayla baglantili olmasi Emre Aköz’ün elestirisini hakli çikaracak nitelikte idi.
       
Bu arastirmalar devam ederken CHP yeni sorulari gündeme getirdi. Arinç’a suikast iddiasi neden sonuçlanmadi, suikast iddiasi asilsiz mi?
         Bu sorulara Sadullah Ergin’den açiklama geldi. Arinç’ in Ceza Mahkemesi Kanunu 250. maddesi geregi sorusturmasinin gizlilik kararini korudugunu belirtti.
ORDU SUIKAST DÜZENLER MI?
Abdullah HARUN
Paradoks Yayinlari
2012
 

Benzer Kitaplar