Ne? Basbakan yardimcisi Bülent
Arinç’a suikast iddiasi
Ne Zaman? 19 Aralik 2009.
Nerede? Ankara Çukurambar’ da.
Nasil? Bülent Arinç’i takip
ettikleri gerekçesiyle birtakim kisilerin ihbar edilmesi ile basladi.
Neden? Izlemelerinin nedeni
hala bilinmiyor suikast veya baska bir amaç olabilir.
Kim? Özel Harp Dairesi
mensubu 8 subay.
Ilk olarak 20 Aralik 2009’ da duyulan
Basbakan Yardimcisi Bülent Arinç’a suikast süphesi pek çok soruyu ve iddiayi
beraberinde getirdi.
19 Aralik 2009 günü saat 17.10
sularinda gerçeklesen olayda Arinç’in evi etrafinda süphelenilen iki araç ihbar
edildi. Ihbari kimin gerçeklestiginde pek çok iddia ortaya atildi. Bunlar;
Ihbari Arinç’in korumalari
yapti.
Ihbar suikast çetesinin
içinden yapildi.
Ihbar ABD’den yapildi.
Ihbarin ardindan olay yerine giden
polisler aracin içinde Topçu Albay Erkan Yilmaz Büyükköprü ile Istihkâm Binbasi
Ibrahim Göze adli Ankara Seferberlik Tetkik Kurulu’na bagli Özel Kuvvetler
Komutanligi üyesi iki subay ile karsilasti. Yapilan aramalarin ardindan süpheli
hiçbir cihaza vb. rastlanmadi. Ancak serbest birakilmak üzere olan subaylardan
Albay Erkan Yilmaz Büyükköprü’nün polislerden su isteyerek bir kâgit parçasini
yutarak yok etmeye çalismasi isin rengini degistirdi. Kagitta Arinç’in evinin
ayrintili adresi ile karsilasildi. Bu olay üzerine iki subay gözaltina alindi.
Peki subaylar neden oradaydi bunun
üzerine de gelisen iddialar söyle idi;
Özel Harpçi subaylar Arinç’a düzenlenen
suikasti engellemek için oradaydi.
Oda TV’de yayimlanan iddia ise; TSK’dan
bilgi sizdiran bir askeri takip için orada bulunuyorlardi.
Genelkurmay’in açiklamasi ise; TSK’nin
bir askeri takip için orada oldugu yönünde idi. Ancak daha sonra yapilan arastirmalarda
belirtilen askerin saglik sorunlari nedeni ile uzun bir süredir izinli oldugu
ortaya çikmistir.
Bunlarin disinda Albay Büyükköprü ve Binbasi
Göze’nin evlerinde ve ofislerinde yapilan arastirmalarda el konulan bilgisayar,
hard disk vb. araçlarda kayitli bilgilerin silindigi tespit edilmis ayrica TBMM
Baskan’i Mehmet Ali Sahin’in evinin krokisi ve birçok üst düzey yöneticiye ait
izleme bilgileri bulunmustur.
Arinç’a
Suikast Olayina Tepkiler
20 Aralik 2009’a Arinç’a suikast
haberi ile uyanan Türkiye’de bu haber büyük yanki uyandirdi. Siyasiler, yayin
organlari olayin gidisine göre bu konuda düsüncelerini aktardilar.
Bunlardan bazilari;
Arinç:Baykal ve Bahçeli’ye tepki olarak yaptigi açiklamada kendisinin hedef
gösterilmemesi, gereksiz bir düsmanligin yeri olmadigini belirten bir açiklama
yapti. Daha sonra yaptigi açiklamalarda ise TSK’da suikast yapilanmasinin
olmamasi temennisini belirtti.
Baykal:
Suikasti
sadece hükümetin kendi etkinligini arttirmak için uyguladigi bir yol olarak
degerlendirdi.
Erdogan: Vahim ve düsündürücü bir süreç olarak
nitelendirdi.
Cindoruk: Bu
olayla Türkiye’nin çatismaya gittigini belirterek “Suikast yapilacaksa Sayin Arinç’a sira gelmez…
Suikast askerin amaçlarini elde etmek için yeterli bir araç degil” dedi.
Kozmik aramalar seklinde
genisletilen sorusturmaya da çarpici açiklamalar getiren Cindoruk Ismet
Inönü’nün “Bir ihtilal yapmanin pesinde degilim. Ama sartlar olusursa bu olur.
O zaman sizi bende kurtaramam” sözünü hatirlatarak hükümete gözdagi veren bir
açiklama yapti.
Bu olay gündemin nabzini tutan pek çok
gazetede bazen mansetlerle bazen de köse yazilari ile farkli açilardan
degerlendirilmistir.
Subaylarin
Ergenekon ve Diger Örgüt Baglantilari
Telekomünikasyon
Iletisim Baskanligi’ndan istenen telefon kayitlari sonunda Albay Erkan Yilmaz
Büyükköprü ve Binbasi Ibrahim Göze’nin Ergenekon saniklari, PKK üyeleri ve
Hizbullah ile görüsmeleri ortaya çikmistir.
PKK militanlari ile birlikte Molotof
kokteyli atarken yakalanan Durmus Özoglu ile Büyükköprü arasindaki diyalogda
ilgi çekicidir. Ayrica Durmus Özoglu savci ve hakimlere de suikast
düzenlenecegini iddia etmistir.
Albay Büyükköprü’nün Ergenekon
saniklari ile telefon baglantisinin yaninda Ergenekon sanigi Ergun Poyraz’a ait
‘Musa’nin Çocuklari’ adli kitaptan faydalanilarak toplanmis Abdullah Gül ve
Recep Tayyip Erdogan’a ait özel bilgilerde bilgisayarinda bulunmustur.
2009'da gerçeklesen olaydan yaklasik iki
yil sonra Oda TV sorusturmasinda Soner Yalçin’a gönderilmis e-postada da konu
ile ilgili çesitli iddialar yer almistir.
Iddiaya göre Danistay saldirgani ve
Arinç’a suikast girisiminde bulunanlar polisi görünce telasa kapilmalari sonucu
yakayi ele vermislerdir.
Arinç’a suikast iddiasi ile yakalanan
iki subayin Türk Gençlik Birligi üyeleri ile de baglantilari oldugu ortaya
atildi.
Türk Gençlik Birligi Ergenekon’dan
uzak tutulmaya çalisilmistir. Ancak bunun için Yalçin Küçük geç kalmisti. Toplulugun
adi artik Ergenekon Gençlik Birligi olarak ta algilanmisti. Kendini aklamaya
çalisan grup kendisini Atatürkçü olarak, ülkenin bagimsizligi ve milletin
birligi için bir arada olduklarini söyleyerek savunmuslardir.
Savciya ulasamayan kozmik belgeler Sevgi
Erenerol, Fikret Emek, Levent Göktas gibi Ergenekon saniklarinda ele geçirildi.
Kozmik
Aramalar
Arinç’a suikast süphesiyle
tutuklanan iki subayda Recep Tayyip Erdogan ve Abdullah Gül’e ait belgelerin
bulunmasi pek çok ihtimali akillara getirdi ve 25 Aralik 2009’da Özel Harp
Dairesine ilk baskin gerçeklestirildi. Kozmik aramalar adi ile anilmaya
baslayan süreç 3 Ocak 2010 tarihine kadar günü gününe takip edildi. 26 gün sonra
da sona erdi.
Bu süreçte askeri savcilar ile polis
arasinda aramalarla ilgili pek çok sorun yasandi, devlet sirri olarak kabul
edilen belgelerin bulundugu odalara girilemedi. Serkan T’nin babasi ile yaptigi
görüsmede “delilleri yakiyoruz” demesi üzerine delillerin oldugu düsünülen
odalarin kapilari, pencereleri mühürlendi.
Bu durum akillara yeni sorulari getirdi.
Devlet sirri nedir? Kimlerden saklanmalidir? Ne kadar süre gizli durmalidir?
Aramalar sonunda alinan belgeler iade edildi
mi edilmedi mi gibi sorularda o günlerde cevap bekliyordu.
Kozmik odada 6. Arama sürerken ilginç
bir bilgi basina yansidi. Genelkurmay 11. Agir Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe
göndererek aramalarin durdurulmasi ve gizli belgelerin imha edilmesini talep
etti. Genelkurmay’a mahkemeden ret yaniti geldi.
Aramalar sirasinda Hakim Kayan ve
diger görevlilere tehdit mektuplari geldi.
19 Subat 2010 tarihinde internete sok
bir ses kaydi düstü. Genelkurmay Baskani Ilker Basbug’a atfedilen ses kaydinda
Arinç’a yönelik suikast girisimi ve kozmik oda aramalari ile ilgili inanilmaz
sözler ye almistir.
Basbug’un sözleri çok farkli
degerlendirildi. Sözleri ile Arinç dosyasina dahil edilmesi gerektigi
savunuldu. Konusmayi kimin sizdirdigi ve sözleri gerçekten Basbug’a mi ait oldugu
gibi konularda arastirilmistir.
Ergenekon tutuklusu Serdar Öztürk
Arinç’a suikast olacagini ve Özel Harp Dairesi’nde arama yapilacagini önceden
bildigini söyledi. Bu durum üzerine yapilan arastirmalarda olayin daha da
derinlemesine yapilmis bir plan olarak algilanmasin sebep olur.
Kozmik aramalar ve Arinç ile ilgili bu
olaylar gündemde iken. Kozmik oda aramalarini ile ilgili çesitli iddialar
ortaya atilir. Bunlar; Aramalar TSK tarafindan istendigi ve böylece TSK da bir
darbe plani olmadigini kanitlayip itibarini geri almak istiyor diger bir iddia
bu aramalar gömülü silahlarin izini bulmak için yapildi.
Kozmik
Aramalara Tepkiler
Siyasilerden gelen
tepkiler:
Bahçeli devam eden süreç için çok konusmaya
gerek olmadigini, gelismelerin takip edilmesi gerektigini vurguladi. Kurtulus
olayin en ince ayrintisi ile arastirilip netlesmesi gerektigini belirtti.
Medyadan gelen tepkiler:
Gündemden hiç düsmeyen Arinç suikasti ve
ardindan gelen olaylar tabi ki köse yazilarina da konu olmustur. Bu konuda
yazilanlarin bir tanesi su sekildedir:
Oral Çalislar olaya uzun yillar var
olan ve içine girilemeyen bir kurum ile hükümetin bu denli karsi karsiya
gelmesini nasil degerlendirmemiz gerektigi üzerine durmustur. Bu bir çatisma mi
yoksa sivillesmeye karsi durus mu? Sorularinin degerlendirilmesi ile yazisinda
konuya yer vermistir.
,
Arinç olayi ile gündeme gelen üzerine
uzun uzun konusulan, yazilar yazilan Ecevit’in varligini 1974’te tesadüfen
ögrendigi Özel Harp Dairesi aramalari Kontrgerilla kavramini yeniden tartismaya
açti. Komünist isgallere karsi bir görevi olan Kontrgerillanin adi zamanla
terör olaylarina karisti.
Bu yasanalar va yapilan çalismalarin
ardindan Arinç’a suikast iddiasi ile ilgili yapilan sorusturmada görevli Savci
Bilgili, Dogan Öz örnegi ile tehdit edilmistir. Dogan Öz, 1970’li yillarda Özel
Harp Dairesi ve Kontrgerilla konulu bir rapor hazirlamis olup ve bu rapordan
iki ay sonra silahli saldiri ile hayatini kaybetmis bir savcidir. Öz’ü
öldürdügünü kabul eden zanli 15 kisilik genel kurulda 8 oy ile idamdan beraat
etmistir. Dogan Öz’ün esi Sevgi Öz ise bu cinayetin üzerinin kapatilmasi için
çesitli ugraslarla karsilastigini söylemistir.
Bu konudaki tehditler bununla da
sinirli kalmayip yine Arinç suikasti iddiasinda görevli Hakim Kadir Kayan’da
çesitli takiplere, tehditlere maruz kalmistir. Ayrica Hakim Kayan ve Savci Bilgili
’nin ofisine gelen 8 mermili mesaj bu konuda dikkat çekmistir.
Özel
Harp Dairesi
2009’da Ergenekon ile yogun bir gündem
yasayan Türkiye Arinç’a suikast iddiasi ile ortaya çikan ve derin bir konu olan
Özel Harp Dairesi ile yeniden karsilasti.
Ikinci Dünya Savasi sonrasi
Dogu Avrupa ülkelerini kendisine çekmeye çalisan Rusya tehdidi tüm Avrupa’ya
yayilinca NATO kuruldu. Türkiye bu savunma örgütüne 1952’de üye oldu. Ancak üye
olmanin bir kosulu vardi. Ülke hükümetinin bile bilmedigi çok gizli, yari sivil
yari askeri gruplar olusturulacakti.
Bunun ülkemizdeki varligi ilk kez 1972’de
dillendirildi.
Italya’da ‘Gladio’ adini alan, Türkiye’de
‘Kontrgerilla’ adi ile bilinen örgüt NATO’ya üye her ülkede farkli bir ad ile anilmaktadir.
Italya’da Gladio’nun patlamasinin
ardindan Kontrgerillada ülkemizde görevinin disina sapmis olarak gözlendi.
Semdinli olayi, Cumhuriyet gazetesi bahçesinin bombalanmasi, Cemaatlerin
silahli gösterilmek istenmesi, Danistay üyelerine yönelik saldirilar bunu
kanitlar nitelikte bulunmustur.
Suikast
Degil De Darbe Hazirligi mi Tespit Edildi?
Ilk olarak gazeteci Mehmet Altan’dan
duydugumuz Arinç’a suikast iddiasi ile askeri
bir darbe hazirligi açiga çikti görüsün gazeteci tarafindan Özel Harp bölge baskanliklarinin sayisinin
artirilmasina dayandirildi.
Arinç suikasti ile baslayan kozmik oda
aramalarinin uzun sürmesi bu görüsü kanitlar nitelikte idi. Elde edilen
belgeler tek kisiye yönelik bir suikasttan ziyade bir darbe veya suikastlar
zincirini akillara getirdi.
Kozmik
Arama Terör Olaylarini Tetikler mi?
Özel Harp Dairesi’nin
varligini ögrenince Genelkurmay Baskani Kenan Evren’i bilgilendiren Ecevit bu
konuda daha fazla ileriye gidemedi. Ancak Arinç suikasti iddiasi ile
derinlemesine arastirilan kurum provokasyon olabilecegi süphelerini meydana getirdi.
Edirne, Erzincan, Hatay ve Bursa olaylarinda bu konuda soru isaretleri birakti.
Kozmik
Arama Sonrasi Yakalanan Bomba Kamyonu
Armalarin bitiminden sonra Ankara
Gölbasi’nda sivil bir araçta pek çok silah ve patlayici madde ele geçirilmisti.
Yapilan arastirmalarda kamyonun TSK’ya ait oldugu ortaya çikti. Mugla’dan sevk
edilen bu araç sivil ve hiçbir güvenlik önlemi olmadan güzergâhtaki emniyet
mensuplarina bildirilmeden neden gönderildi? Bombalarin seri numaralari neden
silinmisti? Gibi uçsuz bucaksiz sorularinda meydana getirdi.
Bu sorular cevaplandirilmadan konunun
kapatilmasi Sabah yazari Emre Aköz’ün köse yazisinda elestiri konusu olmustur.
Ele geçirilen bombalardan seri numarasi
tespit edilenlerin 59 olayla baglantili olmasi Emre Aköz’ün elestirisini hakli
çikaracak nitelikte idi.
Bu arastirmalar devam ederken CHP yeni
sorulari gündeme getirdi. Arinç’a suikast iddiasi neden sonuçlanmadi, suikast
iddiasi asilsiz mi?
Bu sorulara Sadullah Ergin’den açiklama
geldi. Arinç’ in Ceza Mahkemesi Kanunu 250. maddesi geregi sorusturmasinin
gizlilik kararini korudugunu belirtti.
ORDU SUIKAST DÜZENLER MI?
Abdullah HARUN
Paradoks Yayinlari
2012