Kitabin
Degerlendirilmesi
Genis bir konu da özet bilgi almak amaçli okunabilecek degerli bir kitaptir. Konularda derinlemesine bilgi degil de, bu derin bilgilerin güzel bir özeti bulunmaktadir. Isyanlar karisikliga mahal vermeden, düzgün bir kronolojiyle verilmistir.
Her bir baslik birer kitap olabilecek
mahiyete sahip olan kitapta olaylar fazla yüzeysel islenmistir. Olaylarin
sebep-sonuç iliskisi biraz havada kalmaktadir. Olaylar bir çerçeve halinde
verilmis ayrintidan kaçilmistir. Örnegin zorlu bir isyandan bahsedilirken
isyanin birden bastirildigi anlatilarak nasil basarildigi tam aktarilmamistir.
Yazar olaylar karsisinda duygu ve düsüncelerini açik bir sekilde ifade etmektedir. Bunun yaninda kitapta suçlama, hakaret yoktur, sadece milli duygular ön plandadir.
Trablusgarp Savasi ve 1.Dünya
Savasi’ndan yenik olarak ayrilana kadar sürekli savas içinde olan millet yorgun
düsmüstür. 30 Ekim 1918’de Mondros, Rauf Orbay tarafindan sevinerek, en hayirli
sonuçlari doguracagina inanilarak imzalanmistir.
Millet bunca yilin yorgunlugu ardindan
savasin bittigi konusunda yanilmistir, asil savas Mondros sonrasi isgallerle
beraber baslayacaktir.
1. Dünya Savasi’nda Bogazlardan
geçemeyen düsman Mondros sayesinde rahatça Bogazlara girmis, Ingiltere, Fransiz,
Italyan ve Yunan Ordulari dört bir taraftan saldirmistir. Türk Milleti bu
saldirilara seyirci kalmamis, elinden geleni en son noktaya kadar yapmistir.
Daginik yapilan bu direnis hareketlerini tek çati altinda toplamayi basaran da
Mustafa Kemal olacaktir.
Atatürk,
Havza Genelgesiyle Mitingler ve Milli Gösteriler düzenlenmesini istiyor:19 Mayis 1919 tarihinde Samsun’da
Mustafa Kemal Pasa milli bilincin organizasyonunu baslatmis ve birçok ilde
genelgeler düzenlenmistir. Genelgelerde özetle bahsedilen; bütünlügün ve milli
heyecanin canli tutulmasi için mitinglerin önemi anlatilmistir.
Yazara göre bu kitapta, isgalcilerin
ve onlarin kontrolündeki Sadrazam ve Osmanli Hükümeti’nin etkisiyle hareket
eden isyanci hainler ve bu kargasadan yararlanarak bagimsizlik mücadelesine
giren azinliklarin hikâyeleri anlatilmaktadir.
Hiyanet
Ögütleri: Hainlik
çesit çesitti, Ingiliz etkisindeki Osmanli Hükümeti’nin emrindeki güçler, Milli
mücadeleyi inanmayip basarilamayacagini düsünenler, Kurtulusun manda himayesi
olduguna inananlar…
Atatürk’ün
Osmanli Hükümetleri Hakkinda Degerlendirmesi: Mütarekeden sonra gelen Osmanli Hükümetleri’ni Atatürk
ikiye ayirir, biri isgale boyun bükenler, digeri direnmek gerektigine inananlar.
Boyun egenlerin basinda Damat Ferit
gelmektedir. Damat Ferit’in destekledigi isyanlar ile Milli Mücadeleciler
aylarca çarpismak zorunda kaldilar. Atatürk’ün dedigi gibi düsman hesabina
düsman sofrasinda kendi milletine karsi savasan hainler vardi ama bu mücadeleyi
vatani için çarpisanlar kazanacakti.
Tevfik
Pasa Hükümeti: Mustafa
Kemal’in bahsettigi ikinci tür Osmanli Hükümeti ise Tevfik Pasa hükümetidir.
Niyet olarak direnisi destekleyin ama eylemleriyle tam tersini yapan bu hükümet
de tarih tarafindan bagislanmayacaktir.
Vatana
Ihanet Kanunu ve Istiklal Mahkemeleri’nin Uygulamalari: BMM açildiktan sonra isyanlara karsi
hukuki mücadele ve cezalandirmalar da baslamis, meclisin açilisindan 6 gün
sonra 29 Nisan 1920’de Hiyanet-i Vataniye kanunu çikarilmistir, az bir zaman
sonra da Istiklal Mahkemeleri kurularak yargilamalar burada yapilmistir.
1964’te bu kanunun birçok maddesi iptal edilmis, 1991’de ise tamamen
kaldirilmistir.
Istiklal
Mahkemeleri: Çikarilan
Vatana Ihanet Yasasi’ndan yargilananlarin mahkemeleri var olan mahkemelerde
görülüyor ve uzun süre karar çikmiyordu. Ceza almalari uzun zaman alinca
hainlerin önlenmesi zor oluyordu, bu nedenle Vatana Ihanet Yasasi’ndan
yargilananlarin mahkemelerinin görülecegi ayri bir mahkeme yani ”Istiklal
Mahkemeleri” kurulmustur. En geç 20 gün içinde karar çikmakta, temyiz yolu da
kapalidir. 3 yil içinde 60 bin kisi yargilanmis 2 bin üzeri idam, idam disinda
kürek, sürgün, kalebatlik cezalari uygulanmistir.
Takrir-i
Sükun Kanunu ve Yargilamalar: Milli Mücadele kazanilip Türkiye Cumhuriyeti
kurulmussa da olaganüstü durum hala bitmemisti. Bu defada cumhuriyet karsitlari
ortala çikmisti. Bu faaliyetleri önleme amaçli 4 Mart 1925 ‘de Takrir-i Sükun
Kanunu çikarildi.
Seyh Said Isyani bu kanun çerçevesinde
bastirilan önemli isyanlardan biridir.
Atatürk’e
Izmir Suikasti Davasi:
1926 Izmir seyahati sirasinda suikast iddialari sonucu sorusturma baslatilmis,
sorgulananlar arasinda Atatürk’ün yakin arkadaslarinin da olmasi hayret
uyandirmistir. Çete üyelerinin arasinda kapatilan Terakkiperver Firkasi
üyelerinin olmasi da dikkat çekicidir.
Milli Mücadele sirasinda hainlere
ayrilan zaman, güç olmasaydi savas daha önce ve daha kolay bitirilecekken
uzamis, zorlasmistir. Ama sonuç degismemistir. Zafer vatan bagimsizligi için
mücadele eden Türk Milletinin olmustur.
ALI
GALIP OLAYI (30 Nisan-11 Eylül 1919)
Ali Galip Sivas Kongresi’ni dagitmak
amaçli gönderilmis, Elazig Valiligi’ne atanmis eski subaydir. Mustafa Kemal,
Padisah vahdettin tarafindan Mondros hükümlerini uygulamasi için 9. Ordu bölgesi
olan Samsun’a gönderilmistir. Mustafa Kemal görevinin aksine halki direnise
çagirinca Istanbul’a geri çagirilmistir. Ama Mustafa kemal bu emre uymayarak
faaliyetlerine devem etmistir.
Dâhiliye Naziri Ali Kemal, Ali Galip’e
Sivas’a giderek Mustafa Kemal’i tutuklama emri vermis, Ali Kemal ile ayni
görüste olmayan nazirlar ile aralarinda çikan anlasmazlik sonucu ali kemal
istifa etmek zorunda kalmistir.
Harbiye ve Dâhiliye Naziri, Ali
Galip’e telgraf çekerek Sivas Valiligine atandigini ve Mustafa Kemal’e Sivas Kongresine
katilanlari tutuklayip Istanbul’a gönderilmesini söylemislerdir.
Nutuk’ta Ali Galip ile ilgili Mustafa
Kemal özetle söyle der; Sivas’a vali olarak gelen Ali Galip benim aleyhimde
çalismalara baslayarak beni hainlikle itham etmeye baslamis, demektedir.
Mustafa kemal Sivas’a gelir ve Ali
Galip O’nu karsilamaya Resit Pasa ve digerleriyle gider. Mustafa Kemal’i
kalabalik bir halk ve asker karsilar. Bu ortam içerisinde Ali Galip, Mustafa
kemal’in yaninda oldugunu vb. seyler söyler ama ciddi olmadigi Mustafa kemal
tarafindan bilinmektedir. Bu olayin hemen ertesi günü Mustafa Kemal Erzurum’a
yola çikacaktir.
Sivas Kongresi’ni dagitma görevi olan
Ali Galip Ingilizlerle de isbirligi içine girmistir. Bu isbirligini ögrenen
Mustafa Kemal, Ali Galip ve yardim edenlerin tutuklanma emrini verir. Ama Ali
Galip kaçmayi basarir. Bunun üzerine damat Ferit Hükümeti zor durumda kalarak
istifa etmek zorunda kalmistir.
Ali Galip 1924’te 150 likler listesine
alininca Ingilizlerin yardimi ile Romanya’ya kaçmis 1930 Köstence’de ölmüstür.
KONYA ISYANLARI
Birinci
Bozkir (Zeynelabidin) isyani:
komutan cemal pasa Konya ve çevresinin Mustafa Kemal’in yaninda oldugunu
bildirmistir. Bunun için çalismalara baslamis, askeri birlikleri düzenlemis
daginikligi gidermeye ugrasirken Istanbul hükümeti tarafindan geri
çagirilmistir. Bunun üzerine Istanbul’a dönmüstür ancak Mustafa Kemal ile
yaptigi anlasmaya göre dönmemesi gerekmekteydi. Cemal Pasa Istanbul tarafindan
Harbiye Nazirligi’na getirilir, bu görevde Mustafa Kemal lehine çalismalar
yapinca istifa etmek zorunda birakilmis ve sürgün edilmistir.
Konya
Valisi Artin Cemal ve hainlikleri:
Cemal Pasa, Istanbul’a giderken yerine vekil olarak Konya’da Albay Selahattin Bey’i
birakmisti. Bir süre sonra Selahattin Bey de Istanbul’a gidince Konya’da meydan
vali Cemal Bey’e kalmistir. Vali Cemal Bey Milli Mücadele karsitidir. Erzurum
ve Sivas Kongresine temsilci gönderilmesini engellemeye çalismistir.
Konya’da tam bir halki sindirme
politikasi uygulamistir. Italyanlara isgallerinde yardimci olmaya çalismistir.
Birinci Bozkir Isyani Vali Cemal Bey
tarafindan hazirlanmistir, Naksibendî Seyhi Zeynelabidin yönetmis, Ingilizler
desteklemistir.
Silahli mücadelede isyancilar basarili
olmuslardir ama sonra “nasihat heyeti” gönderilerek milli kuvvetlerin bozkira
gönderilmeyecegi garantisi verilerek isyan bastirilmistir.
Temsil heyeti, Konya’ya Albay Refet
Bey’i atamis ve Cemal Bey Istanbul’a kaçmistir. Cumhuriyet’ten sonra 150likler
listesine alinmis sinir disi edilmistir.
Bu isyan, Istanbul Hükümeti ve
Ingilizlere milli mücadelenin korkulacak bir hareket olmadigini düsündürmüstür.
Ikinci Bozkir Isyani: birinci bozkir
isyani sonrasi Konya’da ciddi önlemler alinmaya baslandi. Bunu haber alan
Zeynelabidin, Nasihat Heyeti’nin sözünü tutmadigini, geri çekilmezlerse isyanin
sürdürülecegini bildirmistir. Anlasma saglanamayinca isyancilar ile ciddi
çatismalar yasanmis, geçicide olsa Milli Mücadeleciler çatismalari
kazanmislardir.
Konya’da
Delibas Mehmet Isyani:
Teali-i Islam Cemiyeti üyesi Zeynelabidin ve Ingiliz Muhipleri Cemiyeti üyesi Sait Molla, Rum ve ermeni azinliklardan destek alarak Konya’daki sükûnet
ortamini bozma çalismalarina 1920 Ekiminde tekrar baslamislardir.
Seyh
Zeynelabidin Kimdir?:1908-1912
Konya’dan Osmanli Meclis-i Mebusan üyesi, Seriat savunucusu ve Ittihatçi
düsmanidir. Cumhuriyet’in ilanindan sonra 150 likler listesine alinmis ve
sürgün edilmistir.
Teali-i
Islam Cemiyeti: Milli
Mücadele’ye karsi kurulmus bir cemiyettir. Yayinladigi bildirilerde, Mustafa
Kemal ve arkadaslarinin Ittihatçi olduklari, din düsmani olduklari, anlatilarak
halk yanlarina çekilmeye çalisilmistir. Ingiliz, Fransiz ve Yunanlilara karsi
mücadelenin kazanilma sansi olmadigi, eger mücadele büyürse Konya’nin da Yunan
tarafindan isgal edilecegi duyurularak direnisi baltalamaya çalismislardir.
Delibas
Mehmet: Konya’da fakir olan halk, hainlerin propagandasi, vergi ve askerligin
Padisah tarafindan kaldirildigi gibi haberler ile Milli Mücadelecilerden ayrilmaya
baslamisti. Bu tür propagandalarin ve ayaklanmanin yeni görevlisi Delibas
Mehmet hainiydi. Ilk zamanlar Milli Mücadele taraftari olan Delibas daha sonra
dinin elden gittigine inandirilarak Milli Mücadelecilere düsman olmustur. Kütahya’dan gönderilen Milli Mücadele
Ordusu ile uzun süren çetin çatismayi Milli Mücadele Ordusu kazanarak
isyancilari dagitti. Delibas daha sonra da isyan tesebbüsünde bulunsa da basarili
olamamis ve öldürülmüstür.
SIVAS’TA
SEYH RECEP HADISESI (1919)
Bu olay diger anlatilan isyanlardan
farkli olup farki tam bir isyan, çatisma hali bulundurmamasidir. Durum özetle;
Seyh Recep’in ogullari ile Mustafa Kemal arasinda geçen telgraf görüsmeleridir.
Temsil Heyeti ile Istanbul Hükümeti arasinda yapilacak antlasma öncesidir.
Temsil Heyeti’nin bu anlasma ile ilgili yapacagi açiklamaya inanmayacaklarini,
açiklamayi Istanbul hükümeti temsilcisi Salih Pasa’nin yapmasini istemislerdir.
Bu olayin önemi de buradadir.
ANZAVUR ISYANLARI
Birinci
Anzavur Isyani (1919): Milli
Mücadele dönemi isyanlarinin en önemlilerinin basinda Ahmet Anzavur tarafindan
çikarilan Marmara’daki isyandir. Osmanli Ordusu’nda Jandarma Binbasi
görevindedir ve mücadeleye karsidir.
Görevi Izmir ve Ege’ye giren yunan
Ordusu’na karsi direnen Milli Mücadelecileri sabote etmektir. Çikan çatismada
zor da olsa milli mücadeleciler basarili olmuslardir. Anzavur çatismayi
birakarak hilelerle isyana devam etmistir. Bu ilk isyan Çerkez Ethem tarafindan
bastirilmistir.
Ikinci
Anzavur Isyani (1920): kisa
süre sonra en kapsamli isyan olan 2. Anzavur isyani baslamistir. Bölgenin küçük
eskiyalarini da yanina toplayarak güçlenmistir.
Köprülü
Hamdi Bey ve Akbas Cephaneligi: Milli
Mücadeleci Balikesir Müdafaa-i hukuk üyesi köprülü Hamdi Bey, Osmanli Hükümeti
elinde olan cephaneligi ele geçirerek Kuvva-yi Milliye‘ye vermistir. Istanbul
hükümeti Anzavur’u yakalamasi için Hamdi Bey’i görevlendirir. Ne yaziktir ki
Anzavur’un yanindakiler Hamdi Bey’i yakalamis ve iskence ile öldürmüslerdir.
Anzavur, mücadelecilerin elindeki
baska bir cephaneligi almak için saldirir ama milli mücadeleciler güçsüz
düsünce ellerindeki cephaneligi tamamen patlatmislardir.
Anzavur’u yandaslarindan bazilari terk
etmeye baslamis ve bundan yararlanan Çerkez Ethem Anzavur’u yenmeyi
basarmistir.
KUVVA-YI
INZIBATIYE VE ANZAVUR
Anzavur tarih sahnesine üçüncü defa
çikmistir. Damat Ferit dördüncü defa iktidara geçtiginde yine Anzavur’u
kullanmaya baslamistir. Damat Ferit Ingilizlerden aldigi destekle Milli Mücadeleye
karsi Kuvva-yi Inzibatiye’yi kurmustur. Ordunun basina Süleyman Sefik Pasa
getirilmis, Anzavur bu orduda Binbasi rütbesiyle göreve getirilmistir.
DÜZCE
ISYANLARI: Birinci Düzce Isyani: (1920)
Iç isyanlarin yogun yasandigi bölgelerden bir digeri de Izmit, Bolu ve Adapazari’dir.
Isyancilar ilk baslarda Düzce’ye hakim
olmayi basarmislardir. Milli Mücadeleciler ufak tefek tutuklamalar yaptilarsa da
isyani bastirmakta muvaffak olamamislardir. Mustafa Kemal’in padisah olmak
istedigi propagandasi ise yarayarak isyan genislemeye baslamisti. Ayni zamanda
Anzavur ile ugrasan Milli Mücadeleciler bu isyana gerekli gücü harcayamamislardir.
Bölgeye Nasihat Heyetleri gönderilerek isyancilar milli mücadeleye
inandirilmaya çalisildi. Nasihat üyeleri öldürülünce bu adimda geri tepmis
oldu.
Albay refet bele ve Çerkez Ethem’in
ciddi mücadeleleri zor bir isyani daha bastirmistir.
Ikinci
Düzce Isyani: Düzce’de
sükûnet saglanirken Yozgat’ta isyan çikinca buradaki kuvvetler Yozgat’a
gönderilmistir. Yunan Ordusu Bursa’ya girince buraya da kuvvet gönderilmistir.
Bu bosluktan yararlanan isyancilar için gün dogmustur. Bu bölgedeki Çerkez ve
Abazalar kiskirtilarak isyana destekleri saglanmistir. Bu isyan Tenkil Heyeti
sayesinde küçük çatismalarla sona ermistir.
ISYAN
GÜNLERINDE, KASTAMONU VE SAFRANBOLU OLAYLARI
Kastamonu valisi Hatip Zade Ahmet Cemal
Bey vatansever bir devlet adamidir. Isyanlarin kendi bölgesine siçramamasi için
elinden geleni yapmistir. Bunun yanin da Safranbolu’da bazi devlet adamlari
Istanbul Hükümeti’ne bagliydi. Safranbolu halki Millicilere destek vermekteydi.
Safranbolu’da çikan küçük çapli isyani Kuvva-yi Tedibiye Müfrezesi kolaylikla
bastirmistir.
YOZGAT
ISYANLARI
Birinci
Yozgat, Çapanogullari Isyani (1920):
Yozgat ve çevresi isyanlarinin kiskirticisi Çapanogullari ailesidir.
Çetecilerden ve halktan aldiklari destekle güçlenerek Millicilere karsi isyan
etmisler ve bu isyan üç ay kadar sürmüstür. Isyani bastirma görevi Çerkez Ethem’e
verilmistir. Görevi kabul eder fakat Ankara Hükümeti’ni küçümseyerek, kendini
överek… Buda ileride yeni bir sorun demekti. Çerkez Ethem kisa sürede isyani
bastirmayi basarmistir.
Yozgat Isyani’ndan sorumlu olarak Ankara
Valisi’ni gören Çerkez Ethem, Mustafa Kemal’den valinin görevden alinmasini
ister. Istegi kabul edilmeyince aralari açilmaya baslayacaktir.
Ikinci
Yozgat Isyani (1920): Birinci
isyanda affedilen isyancilardan bir alay kurulmustu. Bu alay Yunan’a karsi
mücadele için cepheye çagrilinca savasmak istemeyerek kaçmislardir. Küçük çapta
bir isyan baslatmislardir. Isyan basariyla bastirilmistir.
KÜRT
ISYANLARI
Kürt isyanlarinin çogu Padisah,
Hilafet Rejimi’ni koruma amaçli çikmistir. Bir de isgalcilerin maddi destegi
ile kendi devletini kurma hevesindeki dernekler ve destekledikleri isyanlar
vardir. Örnegin, Karadeniz’de Pontus Devleti, Dogu Anadolu’da Ermeni Devleti,
G.D.A.‘da Kürt Devleti gibi.
Ingilizlerin plani kendi desteklerinde
bir Kürt Devleti kurulmasiydi. 19.yy’in baslarindan itibaren kendi devletlerini
kurmayi isteyen Kürtler birçok isyan tesebbüsünde bulunmuslardir. Bu mücadele
Cumhuriyet’in ilk yillarina kadar da süregelmistir.
Ayrilikçi
Kürt cemiyetleri: örnegin;
Kürdistan Teali Cemiyeti, Osmanli Kürt Ittihat ve Terakki cemiyeti, Kürt Milli Firkasi vb. Kürtçe ve Türkçe yayin organi Jin önemli bir dergiydi. Seyit Abdülkadir
bazi cemiyetlerin kurucusu önemli bir isimdi.
Osmanli
Kürt Ittihat ve Terakki Cemiyeti: Yasalara
uygun kurulan ilk Kürt Cemiyetidir. Kurucusu Seyyit Abdülkadir ve Sait
Nursi’dir. 1 Subat 1925’de Seyh Sait isyan çikaracak ve Istiklal Mahkemesi’nde
yargilanarak idam edilecektir.
SEYH
SELIM SEHABETTIN, ALI VE BARZANI ISYANLARI
Seyh selim isyani 1912 de çikmistir.
Ruslardan aldiklari destekle, Ermenilerin de yardimiyla çikan bir Kürt Isyanidir.
Bu sirada Osmanli Balkan Savasi’nda mücadele etmekteydi. Bu nedenle isyanlarla
mücadele tam yapilamamistir. 1.Dünya
Savasi esnasinda ancak buraya güçlü bir kuvvet gönderilebilmis ve isyan
bastirilabilmistir.
Ek bir bilgi olarak 1946 yilinda Molla
Mustafa Barzani Sovyet Rusya destegiyle Iran topraklarinda Kürt Mahabad
Cumhuriyeti’ni kurmustur, bir yil sonra Iran’dan çekilince bu Kürt Devleti de
yikilmistir.
Cemil
Çeto Ayaklanmasi 1920: Ingiliz
ve Fransizlarin destegini alarak Güneydogu Anadolu da çikartilan fazla büyük
sayilmayacak bir isyandir. Amaç yine bir Kürt Devleti kurmaktir, tenkil heyeti
tarafindan kisa sürede bastirilmistir. Cemil Çeto 1926’da idam edilir.
Milli
Asiret Isyani:1.Dünya
Savasi’nda Urfa Ingilizler ve Fransizlar tarafindan isgal edilmis Urfa buna
direnmistir, Milli Mücadele döneminde Kuvvay-i Milliye birlikleri ve halk
Fransa’ya birlikte direnerek Milli Asiretin destegiyle de 11 Nisan 1920’de Urfa
ele geçirilmistir. Fakat kisa süre sonra Milli Asiret’i Ingiliz ve Fransizlarin
kiskirtmalariyla isyan etmistir. Isyan Ankara’ya bagli asiretlerin yardimiyla
güçlükle de olsa bastirilmistir.
Koçgiri
(Zara) Isyani 1921:Milli
Mücadele’nin en ön zamanlarindan olan Inönü Savaslari esnasinda Ingilizlerin
kiskirtmasiyla çikmis bir isyandir. Ermeniler gibi yok edileceklerine
inandirilan Kürt Halki tarafindan Ankara destek görmemistir. Isyan bu nedenle
zorlukla bastirilmistir.
KÜRT
ISYANLARI VE ATATÜRKÜN KÜRT POLITIKASI
Kürt isyanlari Türk Anadolu Tarihi
boyunca var olmustur. Günümüzde de devam etmekte olan bazi hayaller pesinde
eylemler devam etmektedir.
Kürtleri Demokrasi ve hak kelimelerini
ardina saklanarak eylemlerine güç katmaya çalismaktadirlar, savunduklari
düsünceye Atatürk’ü de alet etmekten çekinmektedirler. Kürtler Atatürk’ün
yapilacak anayasa ile kendilerine özerklik vaat ettigini savunsalar da bunun
bir ispati ve gerçekligi yoktur.
Mustafa Kemal yazdigi bir kitabin
girisinde “Kürt siniri çizilmeye çalisilsa bile basarilamamacigini, Kürt Nüfusunun
Türkiye’ye yayildigini, sinir çizmenin Türkiye’yi mahvedecegini yazmistir.
Demirci
Mehmet Efe ayaklanmasi 1920: Milli
Mücadeleye Aydin’da kurdugu birlikle büyük katkilar kurmustur. Yunan ordusu ve
isyancilara karsi basarili olmus, fakat sonunda isyan etmistir.
Çakircali
Mehmet Efe: Halk
tarafindan sevilen bir kisiydi “Çakici Türküsü”’deki kisidir, çakirci ölmeden
önce Demirci Mehmet Efe’yi yanina almistir. Çakircali öldükten sonra Demirci
Mehmet Efe Millicilere katilarak Yunan’a karsi mücadele etmistir. Kuvva-yi
Milliyeci olan Demirci Mehmet Efe düzenli ordu ile yavas yavas sorunlar
yasamaya baslayacaktir.
Ankara Hükümeti Demirci Mehmet Efe’nin
Düzenli Orduya katilmasini isteyecek, fakat Demirci Mehmet Efe bu teklife
olumlu bakmayacaktir. Demirci Mehmet Efe Düzenli Orduya karsi Çerkez Ethem’in
yaninda yer alacaktir.Demirci Mehmet Efe Isyani bastirilmis, Efe teslim
olmustur, daha önceki basarilarinin hatirina cezalandirilmamistir.
ÇERKEZ ETHEM ISYANI 1921
Çerkez Ethem isyanlarin bastirilmasinda
çok basarili olmus iyi bir Kuvva-yi Milliyeciydi. Bu basarilari sonrasi kendini
üstün görmeye baslamasi sonunda O’nun da isyancilar arasina girmesine neden
olacakti. Çerkez Ethem’in bir abisi Manisa Milletvekili, bir digeri de Yüzbasiydi.
Zamanla bu üç kardes Anadolu’da Çerkez Devleti hayallerine kapildilar.
Basina buyruk hareket etmeye alismis
Çerkez Ethem’in, Düzenli Ordu’nun kurulmasi pek hosuna gitmemisti. Düzenli
orduya katilmasi tebligine uymamasi da isyaninin baslamasinin göstergesiydi.
Mustafa Kemal önce baris istedi ise de kabul edilmedi.
Mücadeleyi, Ankara Hükümeti kazanip
Gediz isyandan arindirildiginda Ethem Yunanlilari tercih ederek Ocak 1921 de Yunanistan’la
bir protokol imzalamistir. Bu protokole göre ellerindeki silahi Yunanistan’a
teslim edeceklerdi. Isyan böyle aci bir sonla bitti. Yunanistan bu olaydan
aldigi cesaretle Birinci Inönü Savasina hazirlandi.
Düzenli ordu içinde kurulan ”Kuvva-yi
Seyyare” komutanligini kabul eden Çerkez Ethem, kabul edilemeyecek isteklerde
bulununca ipler yine kopmustur. Adamlarinin çogu düzenli orduya katilinca güç
kaybeden Ethem yine Yunan’a siginmistir.Istiklal mahkemesi Çerkez Ethem’i
giyabinda idama mahkum etmistir. 150’likler listesi ile de vatandasliktan
çikarilmistir. 1948 de Amman’da ölmüstür.
PONTUS
AYAKLANMASI(1919-1923):
Rumlar ve kurduklari cemiyetlerin
hayali Batum’dan Inebolu’ya, Sivas’a kadar Pontus Rum Devleti’ni kurmakti. Bagimsizlik
için ilk ortam 93 harbi(1877-1878)sirasinda dogdu. Hayallerin ilk somut
göstergesi de 1904 de kurulan Pontus cemiyetidir. Rusya’nin destekledigi
cemiyetlerinin gücü 1917 Rus Ihtilali sonrasi güç kaybetmistir. Wilson
prensiplerinin 12. Maddesine göre çogunlukta olduklari yerlerde devlet kurmak
istemislerdir.
Atatürk
Nutuk’ta Pontus’u Anlatiyor: Dis
güçler Rumlari cesaretlendirmektedir. Türkiye’de biz bunlarla ugrasirken Batum’da
Aralik 1919’da Pontus Rum Hükümeti kurulmustur.
Selanik’teki
Pontus Soykirim Aniti:
Isyanlar bastirilirken iki tarafta da kan dökülmüstür. Elinden silahi alinmis
köyünde korumasiz kalmis Türk Milleti birçok çetecinin hedefi olmustur. Bugün
ise olaylar bambaska gösterilmektedir. Bunun birçok örneginden biri de Selanik’de
Atatürk’ün evinin yakininda dikilen “Pontus Soykirim Aniti”dir.
ERMENI ISYANLARI
Yüzyillarca huzur içinde yasayan bir
diger azinlik da Ermenilerdi. Osmanli literatüründeki “Millet-i Sadika” Osmanli’da
var olan azinlik haklari disarinin baskisiyla 1839 ve 1856 Fermanlariyla yazili
hale getirilerek yinelendi. 1863 Abdülaziz,
“Nizamname-i Millet-i Ermeniyyan” Ermeni Anayasasini yayinladi. 1876 1.
Mesrutiyet meclisinde Ermeniler en çok himaye edilen azinlikti ve10 mebuslari
vardi.
Fransiz Ihtilali ile birçok azinlik Milliyetçilik
akimina kapilirken, Ermeniler bunu yapmamisti. Ermeni Meselesi 93 harbi ile
baslayacaktir. Harp sonunda imzalanan Berlin Antlasmasi sonucu alti Vilayette (Erzurum,
Diyarbakir, Sivas, Harput, Van, Bitlis) azinliklar lehine islahat yapilacagi
maddesi ile birçok olayin fiseklenmesi saglanmistir. Abdülhamit bu maddeyi
uygulamayinca Ermeniler tarafindan ”Kizil Sultan” lakabi takilmistir. Artik
Ermeniler dis güçlerin elinde devlet kurma vaadiyle beslenen oyuncaga
dönüsecektir.
Ermeni
Örgütleri: kurulan
hiçbir örgüt Ermenilerin tamamini temsil etmemistir.
Önemli örgütlerin basinda Hinçak ve
Tasnak Cemiyetleri gelir. Birçok isyanin arkasinda bu iki cemiyet vardir.
Ittihat ve Terakki Cemiyet’i içinde
bulunan Ermeniler isyanlari desteklememekte ve Osmanlicilik düsüncesini
savunmaktaydilar. Fakat öyle bir zaman geldi ki, Osmanlicilik düsüncesinin
yerini “Türkçülük” almaya baslayinca Ermeniler ile yollar ayrildi ve Tehcire
varan süreç basladi.
Birinci
Dünya Savasi Öncesi Ermeni Olaylari
Musa
Bey Olayi: Mus
bölgesinde çete olan Musa Bey, bir Ermeni Papazi’nin kiz kardesini kaçirmaktan
yargilanip serbest birakilmasi sonucu, bu olayin dis basinda propaganda
yapilmasi olayidir.
Erzurum
Olayi: 1890’da Rusya’dan
gönderilen silahlarin Ermeni Kilisesi’nde saklandigi ihbari üzerine aramaya
izin verilmemesi ile çikan çatismalardir.
Merzifon,
Kayseri, Yozgat Isyanlari:
dagitilan bildiriler ile galeyana gelen Ermenilerin çikardigi bu olaylar iki
yil sürmüstür.
Birinci
Sasun Isyani: Siirt’e
bagli Sason’da Türk, Ermeni ve Kürtler bir arada yasamaktaydi.1895’te
Ingilizlerin silah destegi ile isyan basladi. Tük halkina inanilmaz iskenceler
yapildi. Olay dünya basinina Türkler katliam yapti seklinde duyuruldu. Ikinci
Sason Isyani, birincide isyan tam bastirilamayinca çikmistir.
Birinci
Zeytun Isyani: Kahramanmaras’a
bagli olan Zeytun’da Hinçaklarin çikardigi bir isyandir. Vergi affi gibi
maddelerin oldugu bir baris Sarti ile bastirilabilmistir.
Osmanli
Bankasi Baskini (1896):
Osmanli Bankasi’na bombalarla saldirmislar ve birçok kisinin ölümüne neden
olmuslardir. Bes yil vergi muafiyeti, vergi affi, vb. isteklerinin kabulü ile
isyan bastirilmistir. Müslüman halk buna büyük tepki göstermistir.
Yildiz
Suikasti Girisimi: Abdülhamit’in
camiden çikisinda patlamasi için arabasina bomba konulur. Abdülhamit çikmasi
gerenden geç çikinca bomba önce patlamistir. Ama masum birçok kisi ölmüstür.
Birinci
Dünya Savasi Dönemi Ermeni Olaylari
Ikinci
Zeytun Isyani: 1914
de Erzurum’ da Osmanliyi iki ates arasinda birakma karari alinir. Bunun üzerine
Zeytun’da harekete geçilir. Rusya’dan alinan destekle isyan tehcire kadar devam
eder.
Urfa
Olaylari: 1895 Urfa
isyaninda yakalanan ermeni papazi mesrutiyet ile affedilir. 1915 de Urfa’da ilk
isyani baslatan kisi olur. Kisa bir mücadele ile isyan bastirilir.
Ikinci
Van Isyani: Birinci
Dünya Savasi sirasinda çikan en önemli ermeni isyanidir. Mahmudiye halki
tamamen katledilmistir. Osmanli bu sirada Çanakkale Savaslari’ni yapiyordu, Dogu’da
Ruslar ile çarpisiyordu. Bu durumdan yararlanan Ermeniler isyani büyük alana
yaydilar. Orduya yiyecek tasiyan birlige saldirdilar ve Ruslar karsisinda geri
çekilmeye sebep oldular.
Erzurum,
Kars, Erzincan Olaylari: Cografi
açidan Erzurum Ermeniler için çok önemliydi. Erzurum’un Ruslar tarafindan
isgali için casusluk yapmislardir. Buralarda yaptiklari vahset Osmanli Belgelerinde
mevcuttur.
Sivas
Olaylari: 1913’te
Amerikali bir ögretmenin öldürülmesi dis basina Ermenilerin burada can güvenliginin
kalmadigi propagandasiyla duyurulmustur.
Ermeni
Tehciri Kararnamesi
Ermenilerin yaptiklari artik
dayanilmaz hal almisti. Halka ve orduya büyük zararlar verdiler. Bu olaylara
bir nokta koymanin zamani gelmisti. Harbiye Naziri ve Baskomutan Vekili Enver
Pasa 7 Nisan 1915’te Ermeni Patrigi’nin Ermenileri uyarmasi istenir. Sonuç
alinamaz ve 25 Nisan 1915’de tüm Ermeni Cemiyetleri kapatilir. 27 Mayis 1915’de
Tehcir Kararnamesi çikarilir. Geçici olan bu kanuna göre; -Mukavemet edenlere
karsi her türlü tedbir alinacak, -Casuslugu ve hainligi ispatlananlar, baska
yerlere iskân ettirilebilecekler.
Tehciri Uygulama Nizamnamesi: Bu iki
maddenin nasil uygulanacagini açiklayan bir Talimatname yayinlanir: -Nakilden
yerel idare sorumludur, -Ermeniler yanlarina istediklerini almakta serbesttir,
-Tehcirde can, mal güvenligi yerel idarenin sorumlulugundadir, Yerlestirilenler
kayit altina alinacaktir, - Yerlestirilen Ermenilere toprak veya para
verilecektir.
Kayitlara göre göçe zorlanan ermeni
sayisi 702.900 ‘dür. Seyahat esnasinda bazi Müslüman çeteler Ermeni
konvoylarina intikam için saldirmis, havanin kötü olmasi sonucu hastaliklar
olmus, vb. sebeplerle ölümler yasanmistir. Bu ölümler bati dünyasi tarafindan
abartilmis ve Türklerin bilinçli olarak ölümlere sebep oldugunu yani “soykirim”
yapmaya çalistigi düsüncesini yaymaya çalismislardir.
Tehcir
Yargilamalari: Ermeni
Isyanlari sirasinda katledilen Türkler hiç konu edilmeksizin, Ingilizlerin emri
ile Divan-i Harb’te 1918 yilinda bazi devlet adamlari yargilanmis, birçogu idam
edilmis, birçogu da hapsedilmistir.
Günümüzde bile ortaya çikarilan Türk
toplu mezarlarinda, Ermenilerin yaptigi vahset soykirim idealarina en iyi cevaptir.
Ermeni’yi
Atese Atan Fransizlar ve Gerçek Soykirim Suçlulari: Olaylar tehcirle son bulmadi, ne yaziktir ki günümüze kadar devam etti. Soykirim,
literatüre Almanya’nin Yahudilere uyguladigi yok etme fiilinden yargilanmasi
ile girmistir. Bu vahset ile Ermenilerin yasadiklari ayni kefeye asla
konulamaz.
Ermenilerin
Ittihatçi ve Diplomatlarimiza Suikastlari: 1920-1922: Osmanli Sadrazam’i Talat Pasa öldürüldü, 1973:
Türkiye Los Angeles Baskonsolos’u Mehmet Baydar ve yardimcisi öldürüldü, 1975:
Asala Lübnan ‘da kuruldu, 1979: Atina’ya “Ermeni Intikam Aniti” dikildi, 1992:
Azerbaycan topraklari isgal edildi, Hocali Katliami yapildi.
69
Amerikali Bilim Adaminin Açiklamasi ve “Mavi Kitap” Tehcir sirasindaki ölümlerin devlet eli
ile yapildigi ve 1,5 milyon Ermeni’nin öldügü emperyalist devletlerin iddialaridir.
Oysa o dönemde ermeni toplam nüfusu 1.125.000 idi. Bu sayilarla iftiralar,
Toynbee’nin Mavi Kitap adli kitabinda yazmaktadir.
ABD kongresi soykirimi kabul edince 69
bilim adami bir açiklama yayinlamistir: Türk, Osmanli, Ortadogu konularinda
bilirkisi olduklarini, soykirim idealarinin gerçegi yansitmadigini bildirirler.
Ermeni Halkin acilarinin Türklerinkinden farkli olmadigi, dogrulugu tartisilir
olaylarla kongrenin karar almasinin yanlisligi anlatilmistir.
Ermeni Meselesi’nde son gelismeler
”özür diliyoruz” ve buna karsit kampanyalardir. Toplumca desteklenmeyen bu özür
imzalari aksine büyük tepki gördü. Basbakan Recep Tayyip Erdogan bu konu ile
ilgili; Kampanyayi kabul etmedigini özür dileme gibi bir sorunumuzun olmadigini
açiklamistir.
2008 Türk-ermeni milli maçina
Cumhurbaskani Abdullah Gül’ün katilmasi iki ülke iliskilerini yumusatmasi
umuluyordu. Ermenilerin simarmasindan öteye geçmeyen bir olaydan öteye
gidemedi.
MILLI MÜCADELEDE IÇ ISYANLAR
YALÇIN TOKER
TOKER YAYINLARI
2009