HISARÜSTÜ CINAYETLERI

HISARÜSTÜ CINAYETLERI

Fevzi BOZKURT
Bilim


Garip Keto, Giresun’da annesi, babasi, kardesleri ve analigiyla birlikte yasiyordu. Annesi, zulmüne dayanamadigi kocasini yani Keto’nun babasini öldürüyor ve tutuklaniyor. Bunun üzerine hem annesini hem babasini kaybeden Keto’ya analigi bakmak zorunda kaliyor ama o da bu sorumlulugu, masrafi üstlenmek istemeyip cebine azicik da bir para koyup Keto’yu ve diger kardesini evden kovuyor. Dayisinin bir arkadasi onu yanina aliyor ve Istanbul’a dayisinin yanina getiriyor. Bir süre birlikte yasiyorlar fakat dayisi çok geçmeden ölüyor. Çesitli kötü islere giriyor, hirsizlik yapiyor, birçok insanla tanisiyor ve ev arkadasi oluyor. Daha sona yaptigi bir hirsizlik sonucu yakalanmamak için Ankara’ya kaçiyor. Bir süre hapis yatiyor ve çiktiktan sonra Ankara’da gecekondu mahallesinde iki katli bir evde, günlük kazandigi yevmiyelerle yasamini sürdürmeye devam ediyor. Bu mahallenin sakinleri komsuluk iliskileri iyi olmayan insanlar. Komsularindan Kusçu Malik; evinin ilk katinda kuslarini besliyor, ikinci katinda kendisi yasiyor. Arada bir kaybolmasindan pis islere bulastigi düsünülüyor. Diger bir komsusu ise Hayriye Teyze; oglu askerde delirmis, onu GATA’da tedavi ettirmek için Ankara’ya gelmis, büyük oglunun ona yasamasi için aldigi evin tapulu oldugunu iddia eden bir teyze.
 
************
Tahir Karabekir, tahsili iyi olan bir ailede yetismis yakisikli bir genç. Yasadiklari kasabada resim ögretmeni olan Ayse Hoca’yla birbirlerine âsik olup hocanin kocasindan ve kasabanin sakinlerinden gizli gizli iliski yasiyorlar. Bu iliskiyi bilen tek kisi ise Ayse Hoca’nin arkadasi Zehra Hoca. Bir gün Zehra Hoca’nin evinde mahallenin serserileri tarafinda basiliyor ve kaçmak zorunda kaliyorlar. Bir daha birbirlerini hiç görmüyor ama ikisi de asklarini kalplerinden silip atamiyorlar. Tahir bir süre sonra Istanbul’a yerlesiyor. Keto’yla tanisip ayni evde yasamaya basliyorlar. Daha sonra esrar dagitimi yapan adamlar tarafindan Antalya’ya gönderiliyor ve kisa süre de herkes tarafinda taniniyor. Güzel giyiminden dolayi yabancilara benzetiliyor ve ona “Mösyö Taho” lakabini veriyorlar. Milia adinda bir kadinla evleniyor fakat kadin eski sevgilisiyle birlikte Taho’yu birakip Hollanda’ya kaçiyor.
 
***************
Mahir Aynali, sesi güzel, kendi güzel olan, sarki söylemeyi çok seven ve Zeki Müren’e âsik bir çocuktu. Okulda bir erkek arkadasiyla yasadigi yasak iliski ögrenilince herkes tarafindan dislandi. Babasi dayanamayip öldü ve o da kaçti. Keto’yla tanisti, birlikte pis islere girdiler, hirsizlik yaptilar, esrar sattilar, evlerinde yasak iliski yasadilar. Daha sonra ise çesitli yerlerde çalisti, gazinolarda sarki söyledi. Çalistigi bir yerde Siverekli Kürt bir gence âsik oldu. Adam baska birine üstelik bir kiza âsik olup evden kaçana dek birlikte yasadilar. Siverekli’nin âsik oldugu genç kizin belalilari tarafindan öldürüldügü haberini, annesinin ölüm haberiyle ayni zamanda alinca Bülbül Maho yikildi. Artik insan pazarlamaya basladi, Mutluluk Evi adi altinda bu isleri yapan bir yer açti. Çok para kazandi. Hastalaninca bu isleri devretti ve Cihangir’de yasamaya basladi. Bu islere az kisiyle devam etti. Kendince emeklilik yillarini yasamaya baslamisti.
***********
Arif Keser, babasinin tek erkek oglu. Kanlilari tarafindan öldürülmek isteniyor. Küçük yaslarda yasli bir amcayla beraber Ankara’ya geliyor. Amca öldükten sonra hirsizlik isine giriyor ve maymuncugu iyi kullandigi için ona “Maymuncuk Arif” lakabini veriyorlar. Bir gün yaninda biriyle Keto’nun evine giriyor, amaç Keto’yu öldürmek. Önce kendisi yelteniyor ama çok korkak oldugu için yapamiyor, arkadasi elinden biçagi alip Keto’ya “sana selam getirdim” diyor ve ustaca onu öldürüyor. Sonra da karli gecede sessiz bir sekilde evden çikip gidiyorlar.
 
**************
Ethem Engin, babasinin tek erkek çocugu. Babasi kasapti ve oglunun Ziraat okumasini, birlikte hayvan yetistirecekleri bir yer açmayi istiyordu. Ethem küçük yaslarda içkiye ve kumara alisinca borcunu karsilayabilmek için dükkândan para çalmaya, annesinin mücevherlerini satmaya baslamisti. Yaptigi anlasilinca bir daha yapmayacagina dair söz verdi ama tekrar bu hatayi ve borçlandigi kisiler tarafindan Antalya’ya gönderildi. Mösyö Taho onu çok sevdi ve yanina aldi, sag kolu oldu, her türlü isleriyle o ilgilendi ve Duman Ethem’in borcunu bile ödemisti. Duman Ethem bir daha böyle oyunlar oynamayacagina dair söz vermesine ragmen yine oynadi ve çok büyük bir borcun altina girdi. Taho’nun yanina geldi, borcunu ödemesini istemiyordu ama ona borcunu ödemesi konusunda israrda bulundu. Aslinda isin altinda baska bir neden vardi, cinayet! Bir adamla plan yaptilar ve Taho’yu evinde öldürdüler. Öldüren adam Keto’yu öldürenlerin söyledigi gibi “sana selam getirdim” dedi ama kimden oldugunu söylemedi ve cinayeti isledikten sonra sessizce evden çikip gittiler.
 
**************
Sami Güzelses, armut dibine düser misali babasi gibi kötü bir insandi. Çocuk olmasina ragmen birçok suç isliyordu. Babasinin öldürülmesi üzerine geçim derdine düsen annesi geneleve gitti. Sami’de orada büyüdü. Bir zaman sonra böyle bir hayattan sikildigini anlayip Adana’ya kaçti. Bir süre orada yasadi ve söyledigi bir türküyle çok begeni kazandi. Ayi Hayri takma adli bir adam ona “Türkücü olur musun?” diye sordu. Sami heyecanla kabul etti ve Ayi Hayri onun egitimini üstlendi, ona san egitimi aldirdi. Pavyona çikti ve begenilmedi ama Hayri ona âsik oldugu için ona sahip çikti, her isiyle ilgilendi. Bir gün Hayri’nin bir belalisi karsilarina çikti ve birbirlerine söz dalasindan sonra ates etmeye basladilar. Adam öldü Hayri yaralandi ve hapse atildi. Sami ise ona yardim etmedi sadece mahkemede taniklik yapip paralarini çalip kaçti. Oysaki Hayri’nin Sami’ye çok iyiligi dokunmustu, “Güzelses” soyadini bile ona o almisti. Sami Güzelses islerini tek basina yapmaya devam etti, pavyonlara çikti ama begenilmedi. Bedenini satarak is yapmaya karar verdi. Bülbül Maho’nun “Mutluluk Evi” ne düstü ve uzun zaman orada çalisti, çok para kazandi. Yasi ilerledikçe müsteriler onu istememeye basladi, isleri bozuldu. Hep adini duydugu ama hiç görmedigi Bülbül Maho’nun yanina gitti. Maho onu kendinin pazarlayacagini ve onu yanina yardimci olarak alacagini söyledi. Sami’yi çok sevdi, ona çok güvendi, çok para verdi, birçok masraflarini üstlendi. Bir gün Sami Maho’yu aradi, yanina gelecegini söyledi ve Maho’da tamam dedi. Eve geldiginde yaninda biri daha vardi. Maho kim oldugunu sorunca bir arkadas dedi ve Maho’da mecburen adamin elini sikti ve içeri buyur etti. Adam digerlerine de söyledigi gibi “Sana selam getirdim.” dedi ve Maho’yu biçakladi. Sami ise planda bu yoktu deyip Maho’yu öldüren adami ayni biçakla öldürdü. Ve kosarak evden çikip gitti.
 
******************
 
Keto’nun cesedi komsusu Hayriye Teyze ve Kusçu Malik tarafindan bulundu. Polise haber verildi. Olay yeri inceleme ekipleri eve geldiler ve biçagi buldular. Biçagin üzerindeki parmak izlerinin Arif’e ait oldugu tespit edildi. Arif evinden alindi, karakola getirildi. Cinayet Büro Amirligi Bas komiser yardimcisi Erdogan Biyik tarafindan sorguya alindi. Arif her ne kadar kabul etmese de tüm bulgular onu gösteriyordu. Bas komiser Kerim Kaynasli, Erdogan Biyik’i yanina çagirdi ve suç mahallinde 2 kisinin oldugunu, bu biçaklama isinin çok ustaca yapildigini ve bunu Arif’in yapamayacagini söyledi. Baska birinin daha oldugunu itiraf etmeyen Arif’in bir geceligine nezarette kalmasini, yarin sabah gelecek olan rapora göre bir daha sorguya alinmasi kararlastirildi.
 
****************
 
Cinayet Büro Amirligi’nde görevli Komiser Riza Sen ve yardimcisi Komiser Batur Alp, Mösyö Taho’nun öldürülmesine inanamadilar, üstelik dogranmis olduguna çok sasirdilar. Olay Yeri Inceleme ’den Mehmet Kut’la görüstüler ve olay yerinde tek bir kisinin oldugunu, eve zorla girilmedigini ögrendiler. Adli Tip’in açikladigi rapora göre biçagin üzerindeki parmak izi Ethem Engin’e aitti. Ethem Engin tutuklandi, sorguya alindi ve suçu kabullendi. Sorguya ara verildigi sirada yasli bir kadin Komiser Riza Sen’in yanina geldi ve bir cinayet isledigini, bu cinayetin Mösyö Taho cinayetiyle ilgili oldugunu söyledi. Kadini hemen odasina aldi ve konusmaya basladilar. Bu kadin Taho’nun âsik oldugu kadin Ayse Hoca’ydi. Eski kocasi Kartal Sasmaz’in intikam için Taho’yu öldürdügünü ve bu yüzden de kendisinin Kartal Sasmaz’i öldürdügünü anlatti. Daha sonra Ayse Hoca nezarete götürüldü ve arkadasi Zehra Hoca’yla görüsüldü. O ise bu cinayeti Kartal Sasmaz’in isleyemeyecegini söylüyordu.
 
***************
Vatan Caddesi’ndeki Cinayet Büro Amirligi’nde görevli Bas komiser Mirza Yigit ve yardimcisi Komiser Harun Deniz, Cihangir karakolundan gelen habere göre ortada iki kisinin öldügü bir cinayet vardi. Olayla ilgilenmeye basladilar. Olay Yeri Inceleme’nin, Ahlak Masasi’nin ve çevreden alinan bilgilerin sayesinde Sami Güzelses sorguya alindi. Basta inkâr etse de deliller gösterilince Hayri’yi öldürdügünü kabul etti. Maho’yu ise kendi öldürmedigini söyleyip cinayeti nasil isledigini ve olay yerinden nasil kaçtigini anlatti. Hayri’yi daha önceden çok iyi tanimadigini ve sadece pavyonun patronu olarak bildigini söyledi. Fakat sorgu sirasinda Adana Cinayet Büro Amirligi’nden gelen bir not komiserin eline ulasti ve o notta Sami ile Hayri’nin önceden ayni evde yasadigi yaziyordu.
 
*************
Ankara 
Sabah oldu ve Bas komiser Kerim Kaynasli, yardimcisi Erdogan Biyik’i odasina çagirdi, yeni bulgular vardi. Adli Tip raporu gelmisti. Arif tekrar sorguya alindi, yogun israrlar ve verilen sözler sonucu Arif olay gecesini, olaya nasil hazirlik yapildigini anlatti. Cinayeti isleyen adamin kod adinin “Keko” ve onu öldürmek isteyen asiretten oldugunu söyledi. Sorgu bitti ve Arif aklina gelen her seyi anlatacagina dair söz verdi.
 
Antalya 
Bas komiser Riza Sen sabah ise gelir gelmez komiser Batur Alp’i odasina çagirdi. Batur Alp ise Zehra Hoca’yla görüsmeye gitmisti, sonradan hatirladi. Bir süre sonra Batur Alp ise gelir gelmez Riza Sen’le görüsmek istedi ve onun odasina gitti. Zehra Hoca’yla konustuklarini anlatti. Ayse Hoca’nin Kartal Sasmaz’i öldürdügüne çok sasirmis ve Taho’yu Kartal Sasmaz’in öldürmüs olamayacagini söylemisti. Daha sonra Ethem Engin tekrar sorguya alindi. Israrlar ve verilen sözler sonucu cinayeti Kartal Sasmaz’la birlikte islediklerini, kendini tehdit ettigini, mecbur kaldigini ve olayi nasil islediklerini anlatti. Kartal’in neden Taho’yu öldürmek istedigini ve Kartal’in öldürüldügünü bilmiyordu. Olay yavas yavas aydinlanmaya baslamisti.
 
Istanbul
Bas komiser Mirza Yigit ve yardimcisi Komiser Harun Deniz, sorgu esnasinda gelen notu okudu ve Sami’ye anlatti, Sami’de mecburen gerçekleri söylemek zorunda kaldi. Hayri’yle yasadiklarini, Hayri’nin isledigi cinayeti, gelip onu bulmasini ve cinayet esnasini anlatti.
 
*****************
 
Istanbul Emniyet Müdürlügü’nün Vatan Caddesi’ndeki konferans salonunda verilecek seminer için çesitli illerden komiserler Istanbul’a geldi. Bunlarin arasinda Antalya’dan Batur Alp, Ankara’dan Erdogan Biyik’da vardi. Harun Deniz, Erdogan Biyik ve Batur Alp, Istanbul’daki Polis Koleji’nde birlikte okumuslar, ayni odayi paylasmislardi. Bir araya gelince çok mutlu oldular. Aksam için bir plan yapmislardi ve her zaman takildiklari meyhaneye gittiler. Sohbetin ardindan birbirlerine su an ilgilendikleri cinayetten bahsettiler, daha sonra olaylari derinlemesine anlattilar ve ortaya birçok benzerlikler çikti. Uzun süre bu benzerlikler üzerine konustular. Muhabbetin sonunda Komiser Harun bu cinayete kurban giden üçlünün önceden yasadigi Hisarüstü’ne gitme karari aldi.
 
*************
Batur Alp ve Erdogan Biyik, konferans sonrasi sehirlerine geri döndüler. Harun komiser ise Hisarüstü’ne gitti. Sokaklari dolasti, evleri gözüyle inceledi, daha sonra yolda bir amcayla karsilasti, selamlastilar. Amcaya Mahir’i sordu, o ise tanimadigini, asagidaki kahvede çok eskiden beri burada yasayan insanlarin eglendigini söyledi. Harun direk o kahveye gitti. Harun çayciyla konusurken bir adam kulak misafiri oldugunu söyleyip yanlarina geldi. Adamin adi Selami’ydi, kendi isi hallolursa Harun’a yardim edecegini söyledi. Sorununu anlatti, Harun’dan söz aldi. Daha sonra da Harun’u çok eskilerden beri burada yasayan buraya yerlesmek isteyen insanlara toprak satmis felçli bir adamin yanina götürdü. Adam çok yasli oldugundan ve akli gidip geldiginden dolayi sorulara cevap veremedi. Tam kalkiyorlardi ki amcanin kizi eve geldi. Harun ayni sorulari ona da yöneltti. Kadin bildiklerini, Mahir’in Bülbül Maho oldugunu, önceden iki arkadasiyla birlikte burada yasadigini, daha sonra hepsinin dagildigini ve bir daha onlardan dogru düzgün haber alamadiklarini söyledi. Harun ulasmak istedigi yanitlara ulasti, huzurla evden ayrildi.
 
****************
Harun, sabah ise her zamankinden erken geldi. Çok mutluydu ama bu mutluluk sonradan yerini üzüntüye birakti, çünkü cinayetin nedeni hala belli degildi. Komiser yardimci onu arayip çok önemli bir sey bulduklarini ve yanina gelmek istedigini söyledi. Yanina gelince ses kayit cihazini prize takti ve dinlemeye basladilar. Cinayet sirasinda yasanilanlar kaydedilmisti. Seslerden cinayetin nasil islendigi anlasiliyordu. Yalniz bir gariplik vardi. Katil, “Sana selam getirdim.” diyor ve Maho’da “43 yil sonra mi?” diyordu. Ayrica katil, ne demek istendigi belli olmayan biz söz de söylüyordu. Harun’un kafasi bu söze çok takildi. Erdogan’i ve Batur’u arayip her seyi, hiçbir sey atlamadan anlatti. Onlar da tutuklu adamlari tekrar sorguya alacaklarini söyledi.
 
******************
Harun, o gününün bir kismini ne oldugu anlasilamayan kelimeyi çözmekle geçirdi ama bulamadi. Yardimcisi Sami odaya geldi ve kelimeyi çözdügünü, aslinda çok basit oldugunu söyledi. Kelime, “Hiçkimsesiz”in tersten yazilmis haliydi. Erdogan’da arayip Arif’in anlattiklarini söyleyince Harun biraz daha rahatladi. Artik sira 43 yil öncesini arastirmaktaydi.
 
******************
 
Harun, sabah arabasina bindi ve dün ögrendiklerini arastirmak için Hisarüstü’ne Hatice Teyze’nin yanina gitti. Hiçkimsesiz’i taniyip tanimadigini sordu, teyze taniyamadi. Abdi amca tanidi ama ona aldiris etmediler, daha sonra Hatice Teyze’nin anlattiklarina göre Abdi Amca hakli çikinca ona dönüp her seyi anlatmasini istediler. Hiçkimsesiz Çingene bir annenin ogluydu, babasi belli degildi. Annesi ölünce anneannesiyle yasamaya basladi ve o da ölünce tek kalmaya dayanamayip buraya kaçti. Bir süre insaatta isçilik yapti, onun bunun yaninda kaldi, Maho ise ona kötü isler yaptirdi. Daha sonra bir arkadasi Hiçkimsesiz’i –gerçek adi Piç Kamil- Libya’ya çalismak için götürdü. O gün bugündür hiç haber alinamadi Piç Kamil’den. Onu götüren arkadasinin geri döndügünü ve fabrikatör oldugunu da söyleyen Abdi Amca, onu görmeye gittiginde görüstürmediklerini de söyledi. Abdi Amca daha fazla bir sey anlatmayinca Harun aksamüstüne dogru evden ayrildi.
 
**************
Harun evden ayrildiktan sonra arabasina bindi ve yardimcisini arayip durumu bildirdi. Fabrikatör olan adamla ilgili her bilgiyi, lakabinin “Dönek Ismail” olduguna kadar atlamadan anlatti. Semih ise hemen arastirmaya baslayacagini söyledi. Daha sonra Batur’u arayip ögrendiklerini ona da anlatti ve durum üzerine biraz tartistilar. Telefonu kapatir kapatmaz Semih aradi. Ögrendigi bilgileri Harun’a anlatan Semih, adamin adinin Zübeyir Servet oldugunu da söyledi. Hemen sonra tekrar arayan Semih, adamin sokak çocuklari için bir açacagini ve bu evin adinin “Hiç kimsesiz Evi” olacagini söyledi.
 
*********************
Harun hemen Batur’u arayip Zübeyir Bey’in de isin içine girdigini söyledi. Durumu anlatti ve Zübeyir Bey’le konusup konusmamasi hakkinda biraz tartistilar. Harun daha fazla dayanamayip Semih’in, Zübeyir Bey’e ulasmasi için ona verdigi numarayi aradi. Randevu aldi ve görüsmeye gitti. Sorularini sordu, cevaplarini aldi ve Hiçkimsesiz’in Libya’da öldügünü ögrendi. Daha fazla durmadan oradan ayrildi.
 
****************
Harun, bir sonraki gün isine gelince hemen Sami’yi arayip Piç Kamil’in Libya’da ölüp ölmedigini arastirmasini istedi. Harun, Semih’ten haber beklerken Zübeyir Bey’in ofisinden bir hanim Harun’u ve Mirza Bey’i bugünkü açilisa davet etti. Aradan çok zaman geçmeden Semih aradi ve Kamil’in orada öldügünü söyledi. Harun biraz da olsa rahatladi. Mirza Bey’le birlikte açilisa gittiler. Zübeyir Bey, konferans konusmasini yapmak için kürsüye çikti. Kamil’in hayatini, kendi hayatini, birlikte yaptiklari seyleri, Kamil öldükten sonra ki yasantisini, her seyi anlatti ve bu Hiçkimsesiz Evi’ni ona verdigi sözü tutmak için yaptigini söyledi. Harun çok dikkatli bir sekilde dinliyordu söylenenleri. Sabah ise Selami’yi arayip Abdi Amca’yi haberleri izlemesi için ikna etmesini ve izlerken neler söyledigini kendisine iletmesini söyledi. Biraz geç de olsa Selami Harun’u aradi ve Abdi Amca’nin o adamin Dönek Ismail olmadigini iddia ettigini söyledi. Harun çok sasirdi ve bir an önce oraya gitmek için hazirlandi.
 
***************
Eve gelir gelmez Abdi Amca’ya soru sormaya basladi. Abdi Amca ise o adamin Dönek Ismail olmadigini, Dönek Ismail’in çok uzun boylu oldugunu söylüyordu. Harun daha sonra da Hatice Teyze’den Kamil’i tarif etmesini istedi. Hatice Teyze’de Kamil için, kulaklari büyük, burnu uzun, kisa boylu ve kafasinda dogum lekesi var dedi. Harun ise bu bilgileri alir almaz evden ayrildi.
 
**************
Sonraki gün ise gelir gelmez Mirza Bey’le konusmak istedigini söyledi ve hemen odasina gitti. Harun yeni bulgulari anlatti. Bulgular, Zübeyir Bey’i suçlu gösteriyordu. Mirza çok kizdi, baslarina is açacagini ve dosyayi hemen kapatmasi gerektigini söyledi. Harun isteksiz bir sekilde, mecbur kaldigi için kabul etti. Odasina gidip raporu yazmaya baslayacakti ki eli bir türlü varmiyordu. O sirada Zübeyir aradi ve Harun’la önceden bulustuklari yerde tekrar bulusmak istedigini söyledi. Harun ve Mirza bulusmaya gitmek için hazirlanmaya basladi.
 
******************
Bas komiser Mirza Yigit ve Komiser Harun Deniz, Zübeyir Servet’in yalisina geldiler. Zübeyir Bey, hos bir karsilama sonrasi çok degerli iki misafirmis gibi onlara hizmet etti. Kisa, genel bir sohbetten sonra asil konuya geçildi. Zübeyir Bey, Harun’a dünkü konusmasinda hangi yalanlarini yakaladigini sordu. Harun ise Zübeyir Bey’den aldigi güvenle tüm zanlarini anlatmaya basladi. Daha sonra Zübeyir Bey emin olabilmek için ses kayit cihazi veya onu sorgulamalarina neden olacak herhangi bir sey olup olmadigini sordu. Aldigi cevap onu tatmin etmis olmali ki basladi hayat hikâyesini tüm dogrulariyla anlatmaya. O anlattikça Harun ve Mirza inanamiyor, saskinliklarini belli ediyorlardi. Zübeyir Bey cinayeti neden isledigini anlatti, pür dikkat dinleniyordu. Istanbul’a geldiginde kalacak bir yeri yokken Maho, Taho ve Keto’nun onu evlerine aldigini, evin tüm islerini ona yaptirdigini söyledi. Bir gün, bir gece bu üçlünün toplu sekilde ona tecavüz ettigini ve onun evden kaçtigini, tekrar mecburiyetten eve döndügünü, ne isterlerse yaptigini anlatti. O gün onlara karsi baslayan nefreti yillardir hiç azalmamis aksine hep büyümüs ve ayni tazelikte kalmisti. Daha sonra onlarin dagildigini ve onu da Dönek Ismail’in Libya’ya çalismaya götürdügünü, o ölünce onun kimligine geçtigini ve yillarca öyle yasayip Istanbul’a geldiginde Zübeyir Servet adini aldigini da söyledi. Duyduklari karsisinda sok olan Mirza ve Harun yine dikkatlice adami dinliyorlardi. Adam estetik operasyonlar geçirip kulagini küçültmüs, burnunu yaptirmis, saç rengini degistirmis ve birçok yenilik yasamisti. Ancak iki yasli tarafindan yalaninin ortaya çikacagini hiç tahmin etmemisti. Dönek Ismail olmadigi ortaya çikmasin diye yillarca eski tanidiklarindan saklanmisti da.
 
********************
Sira asil meseleye gelmisti. Zübeyir Bey cinayeti nasil isledigini anlatacakti. Basladi anlatmaya, yalansiz, eksiksiz. Cinayeti isleyen kisilerin ondan haberi yoktu, onu tanimiyordu. Tam 7 kisi kiraladi ve bunlardan biri onlarin basi, 3’ü cinayeti isleyecek adam, diger 3’ü de ortaya atilacak yem ve adamlara rahatça ulasabilecek kisilerdi. Tüm plani adim adim detayiyla anlatti. Kimsenin onu bilmemesi için yaptiklarini, adamlara ödedigi paralari, onlari takip ettirdigi adamlari, her seyi anlatti. Yaptiklari o kadar profesyoneldi ki gerçekten ortada, cinayeti onun azmettirdigini gösterecek hiçbir somut delil yoktu. Cinayet için neden bu kadar zaman bekledigini de anlatinca komiserler iyice sasirdi. Çünkü Zübeyir Bey’in alti aylik ömrü kalmisti ve o bu yüzden planlarini son 1 yil içerisinde yapmisti. Çünkü ona tecavüz ettikleri geceyi bir daha tarih olarak göremeyecekti ve bu nedenle acele etti. Cezasini burada çekemeden ölecegini, asil cezayi ahirette çekecegini ama buna ragmen çok huzurlu oldugunu söyledi. Düsündügü tek sey son zamanlarini az agriyla rahatça yasamakti ve tutukluyken ona bu rahatlik, tedavi saglanabilecek miydi?
 
**************
Bas komiser Mirza Yigit ve Komiser Harun Deniz sabah Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlügü’ne her zaman zamanki gibi yine geldiler. Dünkü itiraflardan ve aldiklari alkolden dolayi gece ikisi de hiç uyumamisti. Zübeyir Bey’in avukati, Mirza ve Harun’la ne yapacaklarini konusmak için Mirza Bey’in odasinda bulustular. Avukat, Zübeyir Bey’in çok hasta oldugunu ve çok kisa ömrünün kaldigini, bu sürenin sonuna dogru ise agrilarinin çogalacagini ve Zübeyir Bey’in bu agrilari çok agir sekilde çekmek istemedigini, bu nedenle olayi resmi olarak aradan bir süre geçtikten sonra anlatmak istedigini söyledi. Eger böyle olursa tutukluluk süresinin ölene kadar hastanede geçecegini de ekledi. Mirza ve Harun bunu düsünüp üst makamlarla da konusup onu bilgilendirecegini söylediler. Avukat gitti, Harun ve Mirza ne yapacaklarini bilemez bir sekilde birbirlerine baktilar. Harun odasina gitti ve camdan bakarken Hiçkimsesiz’i Istanbul’a benzeterek derin düsüncelere daldi. 
 
HISARÜSTÜ CINAYETLERI
CÜNEYT ÜLSEVER
DOGAN KITAP
2012
 
 

Benzer Kitaplar