HIRISTIYANLASTIRILAN TÜRKLER  ÇUVASLAR

HIRISTIYANLASTIRILAN TÜRKLER ÇUVASLAR

Fevzi BOZKURT
Bilim


-----ÇUVASLAR-----
''Çuvas'' kelime anlami olarak yavas, sessiz, sakin anlamlarina gelen Tatarca ‘yivas’ kelimesinden gelir. Çuvaslar bir Türk toplulugudur. Köken olarak Idil Bulgarlarindan gelmektedirler. Tarihi olarak M.Ö II. Yüzyila dayanan bir geçmisleri vardir. Haklarindaki en derin bilgilere arastirmaci Asmarin’in eserlerinden ve Ibn Fazlan’in seyahatnamesinden ulasilir. Günümüzde Rusya sinirlarindaki Çuvasistan sinirlarinda yasamaktadirlar. 
Baskenti : Supaskar, 
Nüfusu : yaklasik 2 milyondur. 1920 yilinda kurulmustur. 
Geçmisi bu denli eskiye dayanan Çuvaslar tarih boyunca çesitli uluslarla karsilasmis ve karsilikli etkilesim yasamislardir. Bu degisimler özellikle dini boyutlarda olmustur. Günümüzde dahi eski Türk inançlarinin yandas buldugu Çuvasistan’da tarih boyunca farkli dinler ile karsilasilmistir. Karsilasilan bu dinler zaman zaman yandas bulmustur. Fakat onlar için asil degisim XVI. Yüzyilda Rus hakimiyetine girmeleriyle baslar. Çünkü Ruslar Çuvaslari hakimiyet altina aldiginda Hiristiyanlastirilmasi gereken unsurlar olarak görmüstür. Bu sekilde Rus misyon faaliyetleri Çuvaslarda etkinlesmeye baslamistir.
 
Geçmiste eski Türk devletlerindeki Tek Tanri inançi Çuvaslarda hakimdi. Bu inanisa göre Tanri bir taneydi ve gökte yasardi. Çuvaslar geleneksel inanislarina Çuvas dini demektedir. Ruslar ise bu inanca paganizm demektedirler. Ruslar tarafindan Çuvaslarin Hiristiyan olanlarina vaftizli ötekilere ise paganist denilmektedir.   
                                                                                 
 
Çuvaslar geleneksel inançlarina göre kurban keserler, ölümden sonraki yasama inanirlar, Tanri tektir, ruhlar vardir, Tanri’nin görevlendirdigi ruhlar 2’ye ayrilir. Iyi ve kötü. Çuvaslarda da dini iyi bilen samanlar  (kam) mevcuttur. Özel olarak ibadethaneleri bulunmamaktadir. Her türlü kültürel ve folklorik incelemelerde Çuvaslarin atasözü, deyim, ve mitlerinde geleneksel inançlarina baglilik ve Tanri’ yi övme mevcuttur. Eski inançlariyla Çuvaslar tek ve mutlak Tanri’ ya inandiklari için Hiristiyanligin teslis inanci Çuvaslara zittir. Bu noktada ise Rus dayatmalari ve zorbalik devreye girmistir. Ruslar gerektiginde ahiret inanci, ölüm melegi (Çuvaslarda ölüm ruhu), insanlarla Tanri arasindaki araci gibi ortak noktalarla da Hiristiyanligi yaymak için uygun zemini hazirlamislardir. Bunun yaninda Çuvaslar eski inançlarina son derece bagli bir topluluktur. Çuvaslar arasinda Hiristiyan olan Çuvaslar günahkar sayilmis ve Tanri ‘ nin onlari cezalandiracagina inanilmistir.
 
Günümüzde dahi bilinen sayisi 21 olmakla beraber Çuvas köylerinde eski geleneksel inanç mevcuttur. Bunun yaninda büyük bir çogunlugu Hiristiyan’dir.Küçük bir kismi ise Islam‘i benimsemistir. Ancak Çuvaslarda göze çarpan hala bir kisminin eski inançla yasamasidir. Bu inanç üzere ibadet yapar, kurban keser, ölüm sonrasi hayata inanir, dini törenler düzenlerler. Eski diniyle Çuvaslar büyücüleri cezalandirir. Bu inanca göre iyi ruhlar: Piresti, Kepe, Pülehse, Pihampar, Hertsurt ve kötü ruhlar: Suyttan ( seytan ) , Esrel ( Azrail ), Yereh, Keremet, Vupkin, Iye, Vutis, Arsuri, Vupir, Hitim vardir. Bunlarin çesitli görevleri mevcuttur.
 
Günümüzde Rusya’da Islam yayilma alani olarak ikinci siradadir. Rusya Federasyonu’nda Islam Kuzey Kafkasya, Tataristan, Baskurdistan, ÇUVASISTAN, Udmurt, Mari Cumhuriyetleri, Kuybisev, Astrahan, Leningrad, Perm vilayetlerinde yayilma alani bulmustur. Çuvasistan yüzölçümü 18300 km2 olan küçük bir özerk cumhuriyet olmasina karsin etnik olarak çok çesitlidir. Çuvasistan’ da Ruslar, Tatarlar, Fin kavimleri ve diger milletlerden insanlar bulunmaktadir. Çuvasistan’da en yaygin din Hiristiyanliktir. Bunun yaninda Müslüman oldugunu söyleyen bir kesim vardir.
 
ÇUVASLARDA MÜSLÜMANLIK
 
Çuvaslar Islam ile X. Yüzyilda karsilasmistir. Resmi olarak Islam’i kabul eden ilk Türk devleti Idil Bulgar devleti sayilmistir. O tarihte Idil Bulgar devleti bünyesindeki Çuvaslar arasinda Islam geç yayilmaya baslamistir. Ibn Fazlanin seyahat notlarina göre Bulgar hükümdari Abbasi halifesinden onlara Islam’i ögretecek, camiler yapacak bir heyet istemistir. Halife bu istegi kabul etmis ve heyet göndermistir. Islam’in yayginlasmasi bu heyetin gelmesi ile olmustur. Çuvaslarin Islam ile karsilasmalari bu sekildedir. Bulgar devletinde Islam’dan önce Yahudi ve Hiristiyan kitleler de yasamaktadir. Fakat Türk boylari bu iki dini degil Islam’i kendilerine daha yakin bulmustur. O dönemlerde Çuvaslarin ve Baskurtlarin büyük bir çogunlugu Islam’i benimsemis, Müslüman olmuslardir. Ayrica Rus kaynaklari yine o dönemde pek çok Bulgar kervaninin Bagdat yoluyla Mekke’ ye hac ibadetini yerine getirmek için gittiklerini bildirir.
 
X. yüzyilda Islam’i kabul eden Çuvaslar ilerleyen yillarda camiler insa etmis ve çocuklarini bu camilere yakin yerlerde mekteplere vermistir. Zamanla Islam Idil Bulgar devletinde kirsal kesime de yayilmis bu da Çuvaslar ve Baskurtlarin yaninda Mariler gibi kavimlerinde Islam’i kabul etmesine vesile olmustur.
 
Islam’in Çuvaslar arasinda yayilma yillarinda Islam dini gelenekleri geleneksel Çuvas dinine agir basmis ve onun yerini almistir. Bu durum iki din arasinda etkilesime sebep olmus Islam’i kabul etmeyen Çuvaslarin dahi Islami gelenekler benimsemesine yol açmistir.
 
Idil Bulgar devleti yikildiktan sonra Altinordu devleti bünyesine dahil olan Çuvaslar Altinordu devleti hükümdarinin da Islam’i kabulü üzerine Islam’i rahat bir sekilde yasamaya devam etmistir. Hatta bu devirde Samanizm ve Budizm ile ciddi bir mücadele veren Altinordu devleti Çuvas tarihindeki en rahat Islam yillarini yasatmistir. Bu yillarda Çuvaslardan Müslüman din adamlari temin edilmis ve çesitli yerlerde dini yaymak için bu görevliler kullanilmistir. Bu Çuvaslarin kendilerine komsu kavimleri de Müslüman yapmasina neden olmustur. Bu bilgiler Çuvaslarin Idil nehir boyunda Islam için ne denli büyük hizmetler verdigini kanitlar.
 
Altinordu devleti dagildiktan sonra Çuvaslar Kazan hanligi bünyesine girmistir. Bu dönemde Çuvaslar büyük ölçüde Tatarlasmistir. Birkaç asir boyunca Tatarlar ile iç içe yasayan Çuvaslar Tatar geleneklerini iyiden iyiye benimsemistir. Ayrica bu dönemde Kazan hanliginda da Islam’i yayma isi Müslüman Tatarlar ve Çuvaslara düsmüstür.
 
Ilerleyen zamanlarda XVI. Yüzyilda Ruslar bu bölgeleri ele geçirmistir. Bu bölgedeki Türkler (Çuvaslar,Baskurtlar,Tatarlar ) Rus idaresi altinda yasamak zorunda kalmistir. Çarlik Rus idaresinin siyasi ve dini nüfuzunu arttirma yönündeki çalismalari yeni ele geçirilen bölgelere öncelik tanimaktaydi. Bu sebeple Ruslar çesitli plan ve projelerle bu bölgeleri Rus kültürü altina almaya çalismistir. Bu amaç Çarlik Rus idaresi ile Ortodoks Kilisesini siki bir is birligine götürmüstür.
 
Ruslarin bu misyoner isbirligi o bölgede Çuvaslarin da içinde bulundugu kavimleri bir araya getirmis ve yardimlasma dayanisma artmistir. Çarlik Rusya’ ya alinan bu karsit tavirda öncülügü Çuvaslar ve Tatarlar yapmistir. Bunun ardindan Ruslar tarafindan bu bölgeye çesitli kisitlamalar gelmistir. Rus Ortodoks Kilisesinin baski içeren Ruslastirma ve Hiristiyanlastirma faaliyetleri Çuvaslarin daha fazla Tatarlasmasina yol açmistir. Çuvaslarin Tatarlarla iliskilerini arttirmasi Çuvaslarin Hiristiyanligi kabul etmek istemedigini ortaya koymaktadir.
 
O dönemdeki Rus arastirmalari Çuvaslari tamamen Müslüman kabul etmektedir. Bu bilgiler Kilise’nin gündemine geldiginde kilise zorla Hiristiyanlastirma faaliyetlerini devreye koyacaktir. Geçen yillarda Hiristiyanlastirilan bir kisim Çuvas tekrar Islama dönmüs bunun üzerine ise Kilise bu insanlari manastira kapatma karari almistir. Bu yillarda Tatar - Çuvas kardesligini bozmak için bu iki toplum arsindaki nikahlar dahi bozulmustur.
 
Bu yillarda Rus Senatosu valilere ve voyvodalara Islam tebligcileri ile mücadeleyi emretmistir. Bu emir sonucu idam cezalari artmistir. Özellikle 1740 li yillarda siddet çesitli boyutlari asmis camiler yikilmistir. Tatarlarin yikilan camileri yeniden yapma talepleri kulak ardi edilmistir. Bu camiler ücra yerlere yapilmis ve Müslümanlari Hiristiyan halki caydirmamalari için kisitlamalar artmistir. Bu dönemde kilise yakinlarinda camilerin bulunmasi yasaklanmistir. Sadece Kazanda bulunan 400’u askin cami yikilmis sadece birkaçi yikilmamistir. Ilerleyen yillarda Müslümanlarin Hiristiyanlarin yaninda yasamalari dahi yasaklanmis zorla göçlere zorlanmistir.
 
Sonraki hükümet Müslümanlari kazanmak için bu yasak ve baskilari hafifletmistir. Çesitli yerlerde camiler açilmistir. Bu yillarda o zaman kadar zorla Hiristiyanlastirilan 11000 Tatar ve Çuvas tekrar Müslüman olmustur. Bunun üzerine 2000’i askin cami kapatilmistir.
 
Ruslarin bu misyoner faaliyetlerine karsilik Tatarlar ise Müslümanlastirma ve Islam’i yayma politikalari izlemis zaten hemen hepsi Müslüman olan Çuvaslarin ve öteki kavimlerin haklarini korumaya yönelik çalismalar yapmislardir.
 
!905 yilina gelindiginde ‘ Vicdan Özgürlügü Kararnamesi yayinlanmistir. Bunun üzerine Rus baskilarindan dolayi Hiristiyanligi kabul eden Çuvaslarin bir kismi Müslüman olduklarini itiraf etmislerdir.
 
XX. yüzyilda Çuvaslar bilinçli hareket etmeye baslamistir. Rus Ortodoks Kilisesine karsi tavrini belli etmistir. Bu yillarda Hiristiyan olan Çuvas ve Tatarlar yavas yavas tekrar eski dinlerine ‘ Islam’a ‘ dönmeye baslamistir. Rus Ortodoks Kilisesi’ nin aldigi önlemler yetersiz kalmis her defasina basarisizlikla sonuçlanmistir.
 
Ruslar baskiyi o kadar arttirmisti ki nüfus sayimlarinda Tatar ve Çuvaslar ikiye ayriliyor Hiristiyan ve Müslüman olarak kayda geçiyorlardi. Bu iki halki ayirma girisimlerine karsilik Çuvaslar kendilerini Tatar olarak görmeye basladi. Bu yüzden Müslüman olan Çuvas sayisi bilinmemektedir. O dönemde Tatarlasmamis 1 milyon civarinda Çuvas yasamaktaydi. Çuvaslarda Müslümanlik bu sekildedir.  
 
ÇUVASLARDA HIRISTIYANLIK
 
Idil Bulgar devleti döneminde dahi Çuvaslar Hiristiyanligi tanimaktaydi. Ancak bu dini benimseyenlerin sayisi oldukça azdi. Ruslarin XVI. Yüzyildaki isgalinin ardindan zorla Hiristiyanlastirma eylemleri baslamisti. Bu sebeple büyük toprak arazilerini ele geçiren manastirlar, Çarlik  Rus idaresine sadakatle hizmet etmis ve Idil bölgesindeki halk arasinda misyonerlik faaliyetlerini gerçeklestirmistir. Manastirlar Çuvas, Tatar, Mari, Mordva gibi Rus olmayan halka ait büyük arazileri, balik sahalarini, orman kovanliklarini, Hiristiyanliga hizmet için zorla almistir. Rus idaresine girmesinin ardindan Çuvaslar Ruslastirilmaya zorlanmistir. Ruslar bu bölgedeki ele geçirilecek manevi gücün doguya ilerlemedeki en büyük avantaj olacagini düsünmüslerdir. Ellerinde olan maddi güç zaten büyük avantajdi. Bu manevi üstünlük ellerine ancak bölge insani Hiristiyanlasinca gerçeklesecekti. Fakat Çuvaslar Hiristiyanliga sicak bakmiyorlardi. Bu sebeple baski uygulayan Çarlik Rus idaresi agir vergiler koymus, bölge insanini ezme yolunda her adimi atmistir.
 
Kazanin isgalinin ardindan Rus Çari Ivan bu bölgede bir kilise temeli atmis ve bir piskoposluk idaresi açmistir. Piskoposluk misyoner faaliyetlerine baslamis bölgenin Hiristiyan olmasi içi çalismistir. Çuvasistan ise Kazan bölgesinden idaresi kolay oldugu için direkt bu faaliyetlere maruz kalmistir. Bu faaliyetlere zemin için çesitli illere rahipler atanmistir. O yillarda yeni kurulan Çeboksari sehrine gelen bir basrahip Çuvaslarin baskentine kilise temeli atmistir. Rus idaresi basrahip, rahip ve piskoposlara halk ile iyi diyaloglar içinde olmalarini emretmis, halka siddeti yasaklamisti. Ancak ne var ki Ruslarin bu iyi tutumu halkin Hiristiyanliga geçisini saglamamisti. Iste bunun ardindan Çuvaslar için zor günler baslamis oldu. Hiristiyan olmayan Çuvaslar çesitli bahanelerle suçlanmis sürgün ve hapis cezalari almistir. Öyle ki Çar Starojevskiy manastiri topraklarinin tamamini Çuvaslardan zorla alinan arazilerle saglamistir. Bunun üzerine Çuvas arazileri manastirlara dagitilmaya baslanmistir. Bu haksizliklar manastir yetkilileri ile Çuvaslari karsi karsiya getirmis ancak davalari ilginç bir sekilde her zaman manastirlar kazanmistir.
 
Manastirlar zorla Hiristiyanlastirma faaliyetlerinin en büyük parçasi olmustur. Insanlara zorla Hiristiyanligi ögreten ayinler yapilmis katilim zorla saglanmistir. Çarlik bu yillarda farkli önlemler almaya baslamis Yenivaftizlileri Müslümanlardan soyutlamaya çalismistir. Gerektiginde akrabalarindan dahi ayirmistir. Bu insanlar özel mahallelere yerlestirilmistir. Bu yillarda Çar çikardigi fermanla bütün camilerin imha emrini vermistir.
 
Bunun yaninda Hiristiyanlara ve Hiristiyan olanlara büyük avantajlar toprak ve maddi yardim veren Rus idaresi insanlari bu sekilde Islamdan uzak tutmaya çalismistir.
            
Bütün bu faaliyetler sonucunda Çarlik Hükümeti birçok Çuvas’in Hiristiyanligi kabulünü saglamistir. Buna toprak vb. çikarlari korumak ve yeni toprak elde etmek sebebiyet vermistir.
 
Özellikle XVIII. Yüzyilda Çuvas ve öteki gayri Rus halk büyük ölçüde Hiristiyanlastirilmistir. Bu baski ve zorla vaftiz faaliyetleri meyvelerini geç vermistir. Ancak yine de tarihçiler Çuvaslarin Hiristiyanligi zorla kabul ettigini isteyerek bu dine girmediklerini söylemektedir. Çünkü Ruslarin Hiristiyanligi kabul edenlere sagladigi avantajlar gerçekten etkili olmustur. Ayrica bu din degisiminde kolaylik için ‘ Yenivaftizlilerle Ilgili Isler Dairesi ‘ kurulmustur. Bu dönemde Çuvaslar iyice asimile edilmis Rusça isimler almaya Rusça konusmaya baslamistir.
SSCB DÖNEMINDE ÇUVASLAR
 
SSCB döneminde bilindigi üzere din ‘bos inanç‘ olarak görülmüstür. Bu çerçevede ateizm yayginlastirilmaya çalisilmistir. Bundan öteki topluluklar kadar Çuvaslarda etkilenmistir. Ancak hiçbir dönemde inançsizligi kabul etmeyen Çuvaslar ateizme karsi çok net tavirlar almistir.
            
Bu dönem Çuvaslar için gerçekten Islam’i yasama adina çok zor bir dönem olmustur. Etkisi kirilan Ortodoks Kilisesi yerine devlet yöneticileri baskilar kurmus, insanlari inançsizligin uçurumuna çekerken camiler kapatilmistir. Bu dönemde en az Müslümanlar kadar Hiristiyanligi yasayan Çuvaslarda olumsuz etkilenmistir. Materyalizm etkili bir boyut kazanmistir. Bu dönemde kilise, manastir, camiler kapatilmis ve kütüphane gibi kurumlar bu ibadethanelerin yerini almistir.
 
SSCB nin din üzerine olan bu sert tutumu Çuvasistan halkini her yönüyle olumsuz etkilemistir. Hem Hiristiyan hem Müslüman Çuvaslar ibadetlerini yapamistir. Müslümanlar namaz gibi ibadetlerinde camileri kullanamamis, Hiristiyan Çuvaslar ise kilise günlerinde kiliselere gidememistir.
 
SSCB’den SONRA ÇUVASLAR
 
1991 yilinda SSCB ayrilmis yeni adiyla ‘Rusya Federasyonu‘ kurulmustur. SSCB’nin dagilmasiyla bazi Türk topluluklari bagimsizligini elde ederek birlikten ayrilmistir. Ancak konum nedeniyle Rusya’nin merkezine yakin daha yakin ve nüfusça daha az olan bazi Türk topluluklari tam bagimsiz olamamislardir. Bu topluluklar arasinda Çuvaslar da yer almistir. Rusya Federasyonu dönemi Çuvaslar için bir rahatlama dönemidir. Müslümanlar sayica Hiristiyanlara oranla daha az olmasina ragmen bugün Çuvasistan’da ibadetlerini rahatça yapabilmektedir. Su an Çuvasistan 38 camiye sahiptir. Yakin yillarda Islam lehine bazi çalismalar olmakta Hiristiyan halk ise bunu hosgörülü karsilamaktadir. Ancak bu asimile etme çalismalari sonucunda günümüzde 2 milyon Çuvasistanlinin sadece 40-45 bin kadari Müslümandir.
 
Çuvasistan’da günümüzde Müslüman halk hakkini arayabilecek, ve ibadetlerini rahatça yapabilecek durumdadir. Buna esas katkiyi 1994 yilinda kurulan Çuvasistan Müslümanlari Merkez Dini Idaresi yapmistir. Ülkemizdeki ’Diyanet’ gibi isleyen bu kurum Müslüman hakkinin Çuvasistan’da ki savunucusu konumundadir.
 
Çuvasistan bu yüzyillar süren misyoner faaliyetler sonucunda agir yaralar almistir. Su an dahi öteki bölgelere göçe zorlanan Çuvas sayisi bilinmemektedir. Müslüman olan Çuvaslar  Tatarlasmistir.
 
SONUÇ        
 
Türk dünyasi incelendiginde dini tarih açisindan Çuvaslar önemli bir yere sahiptir. Çuvaslar geleneksel Türk inanislarini yasatmalarinin yaninda ilk Müslüman Türk devleti Idil Bulgarlarinin bir parçasidir. Günümüzde ise artik Hiristiyan Türk topluluklari arasinda sayilmakta, bu sekilde siniflandirilmaktadir. Tarih boyunca pek çok Çuvas Hiristiyan baskilarindan kaçmak için Tatarlara yakinlasmis ve Tatarlasmistir.
 
Rusya’nin misyonerlik ve asimile etme politikalari Çuvaslari milli kimliklerinden kismen uzaklastirmistir. Çuvasça evde konusulan fonksiyonu olmayan bir dil haline gelmis ve varligini köylerde korumustur. Rus erkekler Çuvas karilarina ve çocuklarina Çuvasça konusmayi yasaklamistir.
 
XVI. yüzyildan itibaren Rus hakimiyetindeki Çuvaslar Ruslarin asimile etme politikalarina karsi çikmislardir. Büyük ölçüde Hiristiyanlasmislardir. Ancak Hiristiyanligi tam anlamiyla benimsememislerdir. Ruslara direnmislerdir. Milli kültür ve özelliklerini korumuslar adet, gelenek ve göreneklerine sahip çikmislardir. Uzun süre Tatarlarla birlikte gerektiginde Ruslara isyan etmislerdir. Bir kismi Hiristiyan olmamak için Tatar kimligine bürünmüstür. Son yillarda azalan Moskova baskisinin ardindan incelemeler sonucu din ve dil anlamindaki degisim görülmüstür.
 
Yapilan bu faaliyetler sonucunda Çuvaslar Rus isteklerindeki kadar asimile edilememis en azindan milli kimliklerini muhafaza etmislerdir. Günümüzde Türk gibi yasayan Türklerle ortak degerleri paylasan ancak Hiristiyan bir toplum olmuslardir.
 
HIRISTIYANLASTIRILAN TÜRKLER (ÇUVASLAR)
Prof. Dr. Durmus ARIK
BERIKAN YAYINEVI
2012

Benzer Kitaplar