Göktürkler zamaninda Türklerin düsman tarafindan yenilgiye ugratilip ve ergenekon ova’sinda
türeyip tekrar yurtlarina dönüp düsmanlariyla savasmalarini anlatan bir destandir “Ergenekon
Destani”…
O yillarda türklerin basinda
ilhan kagan bulunuyordu ilhan kagan’in ilhan kagan’in bir çok çocugu vardi. Savastan savasa girer türk bayraginin
dalgalanmadigi yer yoktu. Türklerin düsmanlari üzerlerine yürür savasir
ve her savastan yenilgi
ile dönerlerdi.
Düsmanlar türk’leri savasarak yenemeyeceklerini anlayip
bir araya gelip birlik olarak ve türk’lere hile yaparak yenebilecekleri kanisina
vardilar
ve nitekim öyle oldu ve türkleri çesitli hileler yaparak yendiler. Ilhan kagan o yil evlendirmis oldugu oglu kayi ile yegeni tokuz oguz ve esleri hayatta kalmisti
ve düsmanlarina esir düsmüslerdi. Kayi ile Tokuz bir yolunu bularak düsmanlarinin elinden eslerinide alarak kurtulmayi basardilar. Atalarinin yurtlarina geri döndüler ve burada bulduklari
at, deve, yiyecek, içecek ne buldularsa yanlarina
alarak düsmandan kaçmaya basladilar ve daglarin arasinda yesilliklerle, irmaklar’la ve akarsular bulunan etrafi
daglarla kapli bir vadi ye geldiler ve buranin
soylarini devam ettirmeleri için emniyetli bir yer oldugu kanisina vararak buraya yerlestiler. 400 yil boyunca burada soylarini
türettiler
ve güçlendiler. Artik bulunduklari yere sigmaz oldular. Buradan çikmalari
ve atalarinin bir zamanlar hüküm sürdügü
anayurt’larina
dönmeye
karar verdiler. Fakat 400 yil önce atalarinin geldigi vadi’nin çikislari zaman içerisinde gerçeklesen sarsintilarla kapanmis ve çikis yolu bulunamamis, çikmak için çesitli çalismalara baslamislar.
O yillarda türk’lerin basinda
kayinin
soyundan gelen Kagan
Börteçine
bulunuyordu. Bir demirci ustasi kagan’in yanina gelerek bulunduklari
yeri çevreleyen
bir dagin
demir madeni oldugunu
ve bu dagin
eritilerek kendilerine çikis yolu bulabileceklerini söylemesi
üzerine kagan börteçine
buyruk vererek demirci ustasinin söyledigi gibi yetmis hayvan derisinden yetmis körük yapilmasini dagin yetmis yerine yerlestirilmesini ve dagi
eritecek sekilde yetmis yere odun toplanmasini
istemistir.
Hertürlü yesilligin ve sik agaçlarin kapli oldugu bir orman da yakici
günesin altinda yüzlerce insan odun toplamaya koyuldu. Odun
toplayanlar arasinda yasli bir adam ve Aybike isminde birde torunu vardi.
Aybike on yaslarinda
fakat çok
zeki bir kiz çocuguydu. Dedesi ona çok önem veriyordu. Dede nin tek torunuydu. Aybike nin
yoruldugunu gören dedesi onun dinlenmesi için
yanina
çagirdi.
Aybike elindeki odunlari bir tarafa birakarak dede’sinin yanina geldi. Aybike biraz sitemli bir sekilde dede; “sen bana odun toplamayi,
at binmeyi, ok atmayi ögretiyorsun
kizlarin
isi bu mu?” diye sorar.
Dede:
“hayir kizlarin isi ev kurmaktir.”
Aybike:
“Ama savas talimi yaptiriyorsun bana”
Dede:
“Evide kurmak gerekir degil mi?”
Aybike:
“Peki erkekler ne güne duruyor, onlarin isi bu degil mi?”
Dede:
“Yurdumuz baskina ugrayip erkegin öldügü
zaman evini, çocuklarini nasil koruyacaksin?”
Aybike:
“Ama dede sen dedinya ergenekon da kimse bizi
bulamaz, burda düsmanlarimiz
yok diye.”
Dede:
“ama burasi artik dar gelmeye basladi burdan çikacagiz
kizim.”
Aybike merakli bakislarla;
“Peki bu daglarin arkasina sen gittin mi orda yasayanlar varmi?”
Dede:
“Hayir ben gitmedim, dedem de gitmedi, onun
babasida gitmedi, onlarda görmemisler.”
Aybike:
“Peki nerden biliyorsun o daglarin arkasinda birilerinin oldugunu, bu daglar dünyayi çevreleyen daglar olamaz mi.”
Dede:
“Olabilir ama atalarimiz zaten o daglarin arkasindan gelmisler.”
Aybike merakini bir türlü giderememisti ve dedesine; “ Simdi bu odunlari bu daglari eritmek için mi topluyoruz “ der.
Dede :
“Evet kagan börteçine nin yanina bir demirci ustasi gidip demir
dagin
eritilerek bize geçit verebilecegini söylemesi üzerine kagan börteçine buyruk vermis o yüzden odun topluyoruz”
Aybike git gide meraklanir ve dedesine soru üzerine
soru sorar:
“dede sen bana atalarimizin ergenekon’a nasil
geldiklerini anlatacaktin”
Dede :
“Evet sana bugün atalarimizin ergenekon’a nasil
geldigini anlatacaktim” der ve bu arada nal sesi duyulur at’in üzerinde çeri basi
dede ve torununun yanina gelerek; “herkes odun toplarken siz dede kiz
tembellik mi yapiyorsunuz”
Dede:
“Torunuma ergenekon’a nasil geldigimizi anlatiyorum.”
Çeri basi
alayci
tavirlarla
gülerek:
“Biz ergenekon dan nasil çikacagimizi
düsünürken
sen nasil
geldigimizi mi anlatiyorsun”
Dede manali bir sekilde:
“Nasil geldigini bilmessen ne aradigini
bilmezsin, neden burda oldugunu bilmessen neden ve nasil çikacaginida
bilemezsin.”
Çeri basinin
akli
bu sözleri
anlamaya yetmemis
ve dede aklim bunlari anlamaya yetmedi der.
Dede yari sakayla:
“O zaman sen kendi isine bak herseye karisma” der. Çeri ati ile birlikte uzaklasir.
Dede aybike’ye dönerek
“Haydi kizim simdilik bu kadar yeter odun toplamaya devam edelim
der ve odun toplamaya koyulurlar meydanda yaslisi-genci, kadini-erkegi herkes odun toplayarak karsilarinda
duvar gibi duran demir dagin çevresine atlarla –esseklerle odunlarini götürüyorlardi.
Aksam olmus hava kararmis atesler yakilmis ciritler oynanmis yemekler yenmis herkes çadirina çekilmisti. Aybike sabah dedesi ile konustugu konunun devamini merak ediyordu. Hemen yan tarafta bulunan
dedesinin çadirina gitti. Dedesine:
“Bana atalarimizin ergenekona nasil geldigini anlatacaktin dede “ der. Dede’de atalarinin nasil ergenekon’a geldiklerini anlatmak istiyordu ve dede: “
Türklerin
gitmedigi Türk bayraginin
dalgalanmadigi
yer yoktu. O yillarda türklerin basinda
Ilhan Kagan bulunuyordu. Bunlari
bana dedem, dedemede onun dedesi, onada onun babasi
anlatmis. Ilhan Kagan’in oglu Kayi
ve yavuklusu Dolunay’i evlendirmek için hazirliklar yapiliyordu. Bu arada Türklerin düsmanlarida bos durmuyordu ve Türkleri yenmek için güçlerini birlestirmeyi kararlastirip Türklere saldirmislar ve yine Ilhan Kagan liderligindeki Türk ordusu düsmani bozguna ugratmisti.”
Bu arada Aybike merakindan devamli sorular sorarak
araya giriyordu. Vakit epey ilerlemisti.
Dede:
“Aybike kizim geç oldu yarin sabah erkenden yine
odun toplamaya gidecegiz
ben yasli bir adamim hadi uyuyalim yarin kaldigimiz
yerden devam ederiz” der ve uyumak için istirahate çekilirler. Fakat aybike merakindan
uyuyamaz yataginda bir saga bir sola dönerek sabah eder.
Gün agarmis Aybike ve dedesi essegini hairlamis odun toplamak üzere ormana dogru yola koyulmuslar. Aybike gece meraktan uyuyamamis biran önce yarim biraktiklari konunun devamini duymak için sabirsizlaniyordu. Dedesine; “dede hikaye yarim
kalmisti bugün kaldigin
yerden anlatirmisin” der.
Dede:
“Anlatirim ama önce odun yerine varalim odun
toplayalim biraz.”
Aybike :
“Taman.”
Odun yerine varirlar. Dede baltasini vurarak
odunlari kesmeye baslar,
Aybike’de
dedesinin kestigi
odunlari istiflemeye koyuldu. Kendilerini ise kaptirmislardi herkes odun topluyordu. Bu arada dede ergenekon’a
atalarinin
nasil
geldigini anlatmayi unuttu. Aybike ‘de sormadi.
Odunlar yeterince toplanmisti artik atesi yakmaya gelmisti sira Demirci ustasi Kagan Börteçine’nin huzuruna giderek odunlar yeterince toplandi sira atesi yakip yetmis gün boyunca körüklerle harlanmasi gerektigini söyledi. Bunun üzerine Kagan Börteçine buyruk vererek yetmis kisilik yeniçerilerden yigitler seçilerek grup olusturulsun, sirayla atesi körüklesinler ve bu demir dagi
eritsinler der. Buyruk yerine getirilir.
Dagin yetmis yerine yigitler geçti. Daglar, tepeler insanlarla doldu. Herkes merakla
bekledi. Kagan Börteçine
geldi hayvan yagiyla yaglanmis odunlari ates’e
verdi ve söyle dedi:
“Göktanri emeklerimizi bosa götürmesin. Türk halkinin yillardir tutsak gibi yasadigi
Ergenekon’dan çikmasi için demir dagi
dize getirsin”
Dagin etrafindaki
odunlar büyük bir gürültüyle yanmaya basladi. Yigitlerde atesi körüklemeye. Bu arada dede ve torunu Aybike atese uzak bir dagin
üzerinde
atesi izliyordu. Dede’nin içinden
atalarinin
Ergenekon’a nasil geldiklerini anlatmak geldi. Aybike’de
atesten gözlerini ayirarak dedesinin içinden geçirdigini hissetmis gibi “Dede atesin demir dagi
erittigini izlerken bana atalarimizin Ergenekon’a nasil
geldigini anlatirsin degil mi?” der.
Dede :
“ Tabi anlatirim.” Der ve anlatmaya baslar.
Türkleri savasarak yenemeyeceklerini anlayan düsmanlarimiz Ilhan Kagan’in yanina hediyelerle gelerek onlarla bir daha savasmayacaklarini söyler ve hediyeler verdiler. Ilhan Kagan’da zaten kan dökülmesini istemediginden dostluklarini ve hediyelerini kabul etmis böylece düsmanlar Türklerin arasinda rahatça hareket etmeye baslamislar. Bu arada Ilhan Kagan’in oglu Kayi ile yavuklusu Dolunay’in dügünü
baslamis kirkgün kirkgece dügün
yapilmis. Çeriler kimiz içiyor ve sarhos oluyorlarmis. Düsmanlarida bunu bekliyorlarmis
zaten ve bütün eli kiliç tutan herkesi kiliçtan geçirmisler. Ilhan Kagan’ida öldürmüsler, esyalarini yagmalamislar. Ilhan Kagan’in oglu Kayi ve karisi dolunay birde yegeni Tokuz ile karisi
Nüküz’ü esir etmisler.
Ama bunlarda bir yolunu bulup düsmanlarinin ellerinden kaçmislar. Atayurtlarina geri dönmüsler burda islerine yarayan esyalari alip atlarina yüklemisler ve düsmanlarindan kaçmislar.
Kayi :
“Düsman askerleri pesimizde
siginacagimiz
hiçbir
dostumuz yok insan ayaginin degmedigi bir yere gidelim ve soyumuzu orda devam ettirelim”
demis.
Tokuz :
“Sen Kagan oglusun bundan sonrada Kagan’imiz sensin sen ne dersen sen nereye dersen oraya
gidelim” demis.
Böylece iki kadin iki erkek sabah-aksam yol gitmisler. Magaralarda kalmislar. Birgün gece Kayi rüyasinda bir kus görmüs. Kus ona;
“Günbatimina dogru devam edin orada düsmanlariniz
sizi bulamayacak benim adim Ergene” demis.
Kayi :
“Dedigin yere vardigimizi
nasil
anlayacagiz”
Ergene isimli kus:
“Ben rüyana yine girerim kondugum zaman bilinki orasi sizin yurdunuz
olacaktir”
Kayi sabah rüyasini beraberindekilere anlatmis ve yola koyulmuslar. Kus’un
dedigi gibi gün batimina dogru devam etmisler sarp daglara gelmisler. Çok yorgun düsmüsler ve uyumuslar. Kus yine Kayi’nin rüyasina girerek “bu daglari asacaksiniz size geçidi gösterecegim ordan gireceksiniz siz girdikten sonra o geçit
kapanacak böylece düsmanlariniz sizi bulamayacak ve nesillerinizi çogaltacaksiniz” demis. Kayi sabah uyaninca yanindakilerine yine rüyasinda
kusu gördügünü
ve kusun söylediklerini anlatmis.
Beraberindekilerle birlikte yola koyulup geçitlerden geçmisler. Gökyüzünde kus herseferinde onlara eslik ederek yol göstermis. Geçitin sonunda yemyesil vadilerin, akan irmaklarin
bulundugu çok güzel bir yere gelmisler. Fakat çok yorulmuslar. Bu arada Kayi gökyüzünde
uçan
kus’a
“Ergene
kon, Ergene kon artik diye bagirmis. Bunu duyan beraberindekilerde hep bir agizdan
Ergene kon artik yorulduk diyerek bagirmis. Ergene kusu havada birkaç tur atarak bir agacin üzerine konmus. Bunun üzerine
Kayi :
“Ergene kondu artik.”
Dolunay :
“O zaman buranin adini Ergenekon koyalim” demis. Buranin adi Ergenekon olmus. Buraya yerlesmisler ve iki aile çogalarak
birbirlerine kiz alip vermisler ve çogalmislar. Babalar çocuklarina buraya nasil geldiklerini aktarmis
ve düsmanlarinin kim olduklarini unutmamislar.
Aybike :
“Yani simdi Ilhan Kagan düsmanlarimizi tanirmi dede.”
Dede :
“Evet tanir. Bu arada Türkler çogalmis ve Eregenekon’a sigmaz olmuslar burdan çikmak için geçitler aramis bulamamislar. Simdi demir dagi
eritip çikmaya çalisacagiz.”
Vakit iyice ilerlemis çeriler atesi körüklemeye devam etmis. Dede, Aybike’nin uykusu geldigini farketmis olacakki,
Dede :
“Haydi kizim geç oldu gidip yatalim”
Aybike:
“Olur dede gidip yatalim”
Dede , torun çadirlarina gider ve uyurlar.
Sabahleyin bir ses duyulur, “kosun kosun demir dag delindi, dag geçit verdi” diye sesler yankilanmaya baslar. Bunu duyan genci-yaslisi herkes dag’a
dogru kosmaya baslar. Aybike ile Dede’de geçitin
oldugu yere giderler ve geçitte olup biteni
anlamaya çalisirlar.
Börteçine
herkesi görebilecegi yüksek bir dag’a
çikarak insanlara dag’in geçit verdigini, geçitten öncülerimizin gidip geldigini ve orada küçük tepeler ve asagiya dogru uzanan bozkirlarin oldugunu söyler. Herkes çok sevinir ve sevinç gözyaslarini tutamaz.
Börteçine:
“Bugün bayram olsun. Sairlerimiz siir yaksin.Her yil dönümlerinde demirciler demir dövsün.Yigitlerimiz güres tutsun.Bugün kutlansin.Kirk gün kirk gece bayram edilsin. Kirk gün
sonunda hazirlanilsin. Soyumuzu kurutmaya çalisanlara derslerini verip topraklarimizi
alip
atalarimizin
öcünü
alacagiz”
der.
Türk halki kirk gün kirk gece dügün
yapti.Kirkinci
günün
sonunda önde çeriler arkada halk Ergenekon’dan çiktilar. Önlerine gelen Çin
ordusu ile savasarak
Börteçine
büyük
ve ilk zaferini aldi. Börteçine dörtbir yana elçiler göndererek Türk’lerin Ergenekon’dan çiktigini
bildirdi.Eskisi gibi bütün iller Türklerin buyrugunun altina girmesini istedi.Kimi iyi karsiladi
Türk
buyrugu altina girdi.Kimide iyi karsilamadi.Iyi karsilamayanlarla
savasildi
ve Türk’ler
hepsini yendi. Türk’ler dörtbir yana egemen oldu.
Bundan sonra her yil Ergenekon’dan çiktiklari günü
törenlerle andilar. Törende bir parça demiri ateste kizdirdilar. Sonrada Türk Kagan’i bu demiri kiskaçla tutarak örs'ün üzerine koyup çekiç ile dövdü. Daha sonra Türk beyleri ayni isi yaparak bayrami kutladilar.