CEM ERSEVER GERÇEGI VE KOD ADI YESIL

CEM ERSEVER GERÇEGI VE KOD ADI YESIL

Fevzi BOZKURT
Bilim


CEM ERSEVER GERÇEGI VE KOD ADI YESIL adli kitap, Cem Ersever ve Mahmut Yildirim’in hayat hikâyelerini vermekte ve bu kisiler üzerinden JITEMin varligina ve dönemin önemli olaylarina deginmektedir.
Cem Ersever’in 6 Haziran 1950’de Erzurum’da dogdugu, Silahli Kuvvetler mensubu olan bir babanin oglu oldugu, Ilkokula Ankarada baslayip. Istanbulda bitirdigi, Koleje ise Ankarada gittigi, Yüksek Ögrenimine Ankara Basin Yayin Yüksek Okulunda basladigi, Ancak bir yil sonra Ankara Iktisadi ve Ticari Bilimler Akademisine basladigi, burayi bitirdikten sonra 1969 yilinda Kara Harp Okulu sinavina girerek askerlige ilk adimini attigi, 1972 de mezun olup Istanbul’da göreve basladigi ve Yildiz hanimla evlendigi ve Asena adinda bir kizlari oldugu anlatilmistir.
1975 yilinda Güneydoguda ilk görevine Jandarma Üstegmen olarak Mardin’in Silopi ilçesinde baslamis, 1976 yilinda ilçe merkezinde toplanan halkin üzerine ates açtigi ve üç kisinin yaralanmasina neden oldugu mahkeme tutanaklarinda yer almis. Bu olayla ilgili birçok elestiri yapilmis. Ancak bunlar arasinda en set ve en çok elestiriyi yapan CHP Mardin Milletvekili Nurettin Yilmazmis. Nurettin Yilmaz Cem Erseveri ajan ve provokatör, suurunu kaybetmis, görevini unutmus MHP ve Basbug Türkesin bir nevi militani olarak suçlamis. Buradaki Kürtlerin onda sekizini imha etmeden Silopi’den ayrilmayacagini söyleyen ve yasasin Basbug Türkes, yasasin Turancilik, kahrolsun CHP ve Ecevit sloganlarini korkmadan yazdiran bir Üstegmenin ancak timarhane kaçkini olacagini, psikopat olacagini bu yüzden görevden alinmasi gerektigini söylemis.
Cem Ersever daha sonra dokuz ay açiga alinmis.. Bu sürede dönemin büyük kaçakçilarindan Nejat Söylerle diyaloga girince kaçakçilarla isbirligi yapiyor iddiasi ile yargi önüne çikmis. Cem Ersever’in savunmasi özetle su sekilde olmus: Nejat Söylerle Hüsamettin Türkmen araciligiyla tanistigini, Hüsamettin Türkmen adli kisinin Irakta Türkçülük faaliyetlerine karistigi için arandigi ve bu yüzden Türkiye’ye iltica ettigini söylemis. Bir ay Silopi Cezaevinde kaldiktan sonra Irak’a tekrar teslim edilmedi. Bu kisinin dayisinin Habur’da gümrük komisyonculugu yapan Nejat Söyler oldugunu belirtmis. Daha sonra Nejat Söyler’den bir araba satin aldigini, Nejat Söyler’in 1976 yilinda Siyasi Kürtçüler tarafindan pusuya düsürüldügünde ailesine yardim ettigini ve ailesinin Diyarbakir’a ulasmasina vesile oldugunu anlatmis. Tir kaçakçiligi ile ilgili edindigim bilgileri bu sahistan ögrendigini, tir kaçakçiliginda kullanilan bazi mühürleri bu sahsin kendisine verdigini söylemis.
Cem Ersever açilan davadan delil yetersizliginden dolayi beraat etmisl. Daha sonra Cem Ersever Hatay, Içel, Gaziantep, Mardin, Urfa, Edirne, Kirklareli ve Izmir bölgelerinde kaçakçilik konusunda tetkik ve tahkik yapmak üzere görevlendirilmis.
Haziran 1980 de yeni görev yeri olan Dogu Karadeniz bölgesine gönderilmis. Burada kaymakamlik makamina da vekâleten bakan Ersever ilk is olarak bir Genelge yayinlamis.Yapilmasi ve yapilmamasi gerekenler siralandiktan sonra Genelge söyle bitiyormus: ‘Baslangta da belirttigim gibi bu yazi, ilçemizdeki bütün Devlet Memurlarina bir uyaridir. Bundan böyle davranislarini düzeltmeyen, siyasi toplantilara katilan, siyasi amaçli konusma yapan veya telkinde bulunan görevliler hakkinda gerekli kanuni islemin yapilacaginin bilinmesini ve Devlet düsmanina layik muameleye tabii tutulacagini önemle bildiririm seklinde siralanmis.
 
Cem Ersever Karadeniz’deki görevini sürdürürken bir kaçakçilik olayinin takibinde Milli Istihbarat Teskilatinda görevli kisilerle karsi karsiya gelmis. MITin de bu olayin üzerinde oldugunu hatta MIT’’den bazi kisilerin silah kaçakçiligi isine karistigini ögrenince olayi bagli bulundugu komutanliga rapor etmis. Bu raporun sonunda Cem Ersever silah kaçakçiligi konusunda alinacak önlemler arasinda sunlari dile getirmis.. Mahalli kaçakçilar fislenmeli evleri arabalari ve isyerleri tespit edilmeli. Yakalanan silahlarin seri numaralari mukayese edilmeli. Kaçakçilar artik telsiz kullandigi için sahillerdeki bütün frekanslar dinlenmelidir seklinde söylemis.
Ersever mevcut istihbarat biçimlerlerindeki aksakliklar bu aksakliklarin nedenlerinden yola çikarak Jandarma istihbarati ile ilgili daha genisletilmis proje ve raporlar hazirlamis ve bunlari üstlerine sunmus. Yani JITEMe yönelik taslak raporlar hazirlamis. Terörle mücadelenin istihbarat bünyesinde olmasini savunan Ersever Jandarma Istihbaratinin genisletilmesi gerektigine inaniyormus.Hazirladigi raporlarda yurt içinde ve yurt disinda faaliyet gösterebilecek imkân ve kabiliyette denetlemeye yetkili bir Kaçakçilik Istihbarat Operasyon Merkezinin kurulmasini savunuyormus. Emniyet Genel Müdürlügü bünyesinde bulunan Kaçakçilik Istihbarat Hareket Daire Baskanligi altinda faaliyette bulunan bölümler arasinda koordinasyonun eksikliginin bulunmasi ve Jandarma Genel Komutanligi Istihbarat Daire Baskanligi’nin ise günlük gazete ve periyodik dergilerden küpür kesmekten ve bunlari dosyalamaktan öteye geçemedigini belirten Ersever bu yüzden yeni bir Istihbarat Merkezinin olusturulmasini ve dikkate alinmasi gerekenlerin sunlar almasina inaniyormus. Kurulacak Teskilatin Kaçakçilik konusunda Devlet arsivlerinde bulunan bilgileri tek elden saglamasi gerektigi, Polis, Jandarma il ve ilçe gibi yetki alanlarinin sinirlandirilmasinin kaldirilmasinin gerektigi, bilgili cesur, fizik ve karakter yapisi saglam elemanlarin seçilmesini, güvenlik kuvvetleri ve diger kuruluslarin koordineli çalismalarinin saglanmasi ve maddi imkânlarin arttirilmasini istiyormus.
Böylece Jandarma Istihbarat ve Terörle Mücadelenin yani JITEMin kurulmasi, kâgit üzerindeki çalisma sistemi ve örgütlenmesini net olarak görebiliyormus. Buna göre JITEM’in dogrudan Jandarma Genel Komutanligina bagli oldugu, yedi bölgede olusturulan Grup Komutanliklarina bagli her ilde ise ayrica kendisine bagli dogrudan ilk kontrol yetkisine sahip hareketli arazi timleri bulundugunu biliyormus ve JITEM Grup Komutanliklarinin olaylara dogrudan müdahale yetkisi oldugunu, hesap sorma yetkisinin sadece Jandarma Genel Komutanligina ait oldugunu, Sorgulama, Hareket Sube Müdürlükleri, Istihbarat Birim Baskanligi, Istihbarat Sube Müdürlügü bünyesinde bulunan yan birimler oldugunu bildirmistir.
Yapilan tüm bu çalismalarin sonunda JITEMin temelleri atilmis ve 1986 yilinda Hulusi Sayin Pasanin öncülügünde Aytekin Özen, Arif Dogan, Hüseyin Kara ve Ahmet Cem Erseverin çalismalari ile JITEM kurulmus ve basina Ahmet Cem Ersever getirilmistir.
Cem Ersever’in Kidemli Yüzbasi olarak 1989 yilinda Güneydoguya tayin edildigi Burada PKK’lilara karsi amansiz bir mücadele verdigi, Ele geçirdigi PKKlilara iskence yaptigi ve Terörü önleme yönteminin sert oldugu herkesim tarafindan dile getirilmisti. Cem Ersever’e göre bu olaylar daglarda baslamisti daglarda bitmeliydi.
JITEM’in faaliyetlerini yogun bir sekilde sürdürdügü, bu faaliyetlerden Jandarma Birliklerinin bile haberi olmadigi, yapilan gayri resmi faaliyetler tepkiye yol açmis. JITEM ismi artik Cem Ersever ve Mahmut Yildirim(Yesil) ile anilmaya baslanmis. Cem Ersever Yesili kendi bünyesinde kontrgerilla elemani olarak çalistiriyormus. Bu iki isimde PKK ile yapilan mücadelede aktif olarak bulunmuslardi. Ersever asker olmasi hasebiyle istenmeyen adam iken sivil Mahmut Yildirim ise aranan adama yildizi artan adam olmus. Mahmut Yildirim JITEMden aldigi güçle sahsi amaçlarini da yerine getirince Cem Ersever ile karsi karsiya gelmis. Cem Ersever’in ölümü Mahmut Yildirimi daha güçlü hale getirmis.
Cem Ersever bölgeden PKK ile ilgili topladigi bilgileri Ankara’ya yolluyormus, Ancak bu bilgilerin gerekli yerlere ulasmadigini fark etmis. Fakat bu bilgilerle ilgilenen ve onu destekleyen biri varmis. Bu kisi bölgede rahat hareket etmesini saglayan Jandarma Genel Komutani Esref Bitlismis. 1990 da Jandarma Genel Komutani olan ve 7 Subat 1993de Incirlikten kalkan ABD uçaklarinin PKK ya yardim götürdügünü söyledikten 10 gün sonra yani 17 Subat 1993 de bindigi uçagin bilinmeyen bir sebeple düsmesi sonucu ölen ve kendi ekibinden Tuggeneral Bahtiyar Aydin ve diger 8 subayin da ölmesiyle bilinen ve JITEMin yargisiz infaz yapmasina ve itirafçilarla birlikte silah ve uyusturucu kaçakçiligi yapmasina karsi çikmasiyla taninan Esref Bitlis imis. Bu destekle Cem Ersever merkeze sormadan eylemler ve köy baskinlari yapabiliyormus.
Cem Ersever kendisine gelen bazi uyarilardan sonra ve kimine göre de Esref Bitlisin süpheli ölümünü protesto etmek için 17 Mart 1993 de istifa etmis. Cem Ersever’in istifasinda yer alan gerekçeleri ise Türk Ordusunun artik Atatürk’ün ordusunun olmadigi, Türkiyenin olmayan bir Kürt sorununu dagda degil de masada halletmeye çalismasi ve Türkiyenin PKK ile mücadeleye yönelik bir stratejisinin olmamasiymis.  Artik Jandarma Istihbarat ve Terörle Mücadele yani JITEMin kurucusu ve bir dönem JITEM’in komutani olan Cem Ersever sivilmis. Sonraki aylarda geçim sikintisi çekmis. Dönemin TBMM Baskani Hüsamettin Cindorukun Güvenlik Danismani olmak istiyormus ama olamamis. Cem Ersever’in emekli olduktan sonra verdigi röportajlarda ve yazdigi kitaplarda demokratik çözüme inanmadigini, Kürt realitesini tanimaliyiz diyen politikacilara ates püskürdügünü ve bu olayin daglarda basladigini ve daglarda bitmesi gerektigini savundugunu görebiliriz. Cem Ersever Kuzey Iraktaki Türkmenlerin Türkiye Cumhuriyeti tarafindan savunulmasi gerektigini, Türk toplumuna ihanet edenlerin karsisina Ikinci Kuvayi Milliye olarak çikmak istediklerini, Koltugunu kaybetmekten korkan tatli maaslarindan olmamak için tehditlere boyun egen, vatan hainlerini teshir edebilecek faaliyetlerde bulunmaya çalisacagi yerde kabadayiliklar yapan politikacilar ve basini mafyalasmis, profesyonel olarak para kazanan belli misyonlara sahip kalemsörler olarak niteledigini, MHPli olmadigini ve hiçbir siyasi parti ile iliskisinin olmadigini, Kürt meselesi ve PKK olayinin birbirinden ayrilmasi gerektigini, gerillayla gerilla gibi mücadele edilmesinin gerekliligini ifade etmistir.
Ersever’in ölümünden 5 gün önce Mahmut Yildirim(Yesil), Erseverin evini arayip hanimi Yildiz Ersevere Cem Erseveri sorar ve Cem’in kendisini mutlak aramasini söyler. Biraz sonra Yildiz Ersever’in telefonu tekrar çalar Mete kod adli Ibrahim Babat Yildiz Hanima sunu söyler: Yesil onu ariyor Yesilden kesinlikle uzak dursun.
Ersever son olarak Mersinden Izmite Veli Küçük Pasanin yanina gider. Daha sonra Ankara’ya döner. Cem Ersever’in 4 Kasim 1993’de elleri arkasindan baglanmis ve agzi bantli kafasina iki el ates edilmis cesedi Ankara Elmadag çikisinda bulunmustur.
1997 yillarinda JITEMin varligi israrla reddediliyordu. Buna en önemli örnek Silahli Kuvvetlerin içinden Orgeneral Teoman Koman gösterilebilir. Ancak mevcut olmasi ile ilgili en büyük delil ise yine Silahli Kuvvetlerin içinden geliyor. Korgeneral Hulusi Sayin ve Korgeneral Hikmet Köksal J.Kd.Bnb.JITEM Grup Komutani olarak hitap ettigi Cem Ersevere yaptigi çalismalardan dolayi tebrik içeren bir belge yolluyor. Bu örnek belgelerden anlasilacagi üzere JITEM adli bir birim mevcuttur.
Mahmut Yildirim kod adi Yesil 1951de Bingöl’ün Solhan ilçesinin Dincik köyünde dünyaya gelmis. Mahmut Yildirim liseyi Elazig Imam Hatip Lisesinde okumus. Elazig Ülkü Ocaklarinda faaliyette bulundugu, 1973’de Bingöl Genç/Ilçe Jandarma Komutanligi bünyesinde çalistigi, Buradaki faaliyetlerine ayni yil MIT Tatvan Bölge Müdürlügünde devam ettigi, ve Kontrgerilla oldugu bilinen Yesil’in MHP kökenli oldugu bilinmektedir.1975’de askerden döndükten sonra MIT adina çalismaya devam etmis. Bir süre Tunceli Jandarma Bölge Komutanligi emrinde çalismis. Daha sonra Diyarbakir’a alinmis. MIT’çi kimligiyle 27 Mayis 1992 de yakalanan bes PKKliyi öldürmüs. MITe Semdin Sakik’i öldürme teklifi götürmüs ancak reddedilmis. Batman Milletvekili Mehmet Sincar ve yazar Musa Anter’in öldürülmesinde bizzat bulunmus. 19 Ekim 1993’de Lokman Zuhurlu ve Zana Zuhurluyu PKK milatani maskesi ile kaçirmis ve öldürmüs. Gazeteci Halit Güngen’in öldürülmesinde de yer almis. 1994’de Avrupa Ülkelerinde eylemler için bir grup istenirse taseron olarak gerçeklestirebilecegi teklifini MITe götürmüs.1995’de Ocak ayinda gözaltina alinmis. Cebinden Mehmet Eymür, Ibrahim Sahin, Aydin Ipekli, Mehmet Özbay, Semdin Sakik gibi isimlerin telefon numarasi çikmis.
Mahmut Yildirim MIT tarafindan Ankara Emniyetten alinan Metin Atmaca kimligi ile 23 Kasim 1996da Budapesteye gitmis. 24 Kasimda Mesut Yilmaz Budapestede kaldigi otelde Elazigli bir ülkücü tarafindan yumruklanmis  ve Mahmut Yildirim Metin Atmaca kimligi ile 28 Kasimda Ankara’ya dönmüs. 30 Kasim 1996 da kod adi Yesil olan Mahmut Yildirim’in MIT ile ilisigi kesilmis.
TBMM’nin Susurluk kazasi ile ilgili hazirlamis oldugu raporda kod adi Yesil Mahmut Yildirim’in Devlet birimlerinin gayri resmi islerinde ve her olayin altindan o çiktigi biliniyormus. Rapora göre bu sahsin attigi her adimi biliniyordu ve bu sahis takip ediliyor ve yönlendiriliyormus.
MIT Raporunda; Mahmut Yildirimin JITEM ve MIT için çalisip adam öldürdügünü, cinayetten elde ettigi para ile lüks hayat yasadigini, kadin ve kizlara tecavüz ettigini, PKK damgali tehdit mektuplariyla kisi ve kurumlardan para aldigini, hiç kimseye sormadan herhangi birini sorguya alip öldürdügünü, 28.5.1998 de Ahmet Yesil imzali Asayis Kolordu Komutanligi görevlisi ibareli yazisinin oldugunu, Il Emniyet Komisyon Toplantilarina katildigini, Cem Ersever, Vedat aydin, Musa Anter, Mehmet Sincar ve daha birçogunun öldürülmesinde planlayici ve uygulayici oldugu görülebiliyormus.
Muhbir olan Ali Yildiz ise Yesil için ifadesinde sunlari söylemis: JITEMin sivil kanadinin iki kol halinde çalistigi,  PKK itirafçilarinin çalistigi diger kanadi ise Zinar kod adli itirafçi Alaattin Kanat idare ettigini ve Yesil ile birlikte PKK kamplarina birçok operasyon yaptiklarini söylemis.
Sorgu Subayi Hüseyin Oguz ise Mahmut Yildirim için: Çatli’nin çok önemsiz oldugunu ve daha ufak oldugunu Yesilin daha önemli ve Çatli’nin üzerinde oldugunu söylemistir.
Kesan asiret lideri Ahmet Kirana göre Yesil kodunu kullanan iki kisi varmis. Biri Jandarma Genel Komutanliginda görevli ve rütbeli olan Koyu Yesil, digeri Ülkü Ocaklarinda yetisen Mahmut Yildirim. Bu iddiayi Murat Ipek ve Murat Demir isimli itirafçilar da ifade etmislerdir.
Itirafçi Muhsin Gül Yesil kod adli kisinin açik kimligini bilmedigini ancak Emekli bir Albay oldugunu belirtmis. PKK itirafçisi ve daha sonra JITEM bünyesinde çalisan Muhsin Gül ise  Cem Erseverin katillerinin Mahut Yildirim(Yesil), PKK itirafçisi Alaattin Kanat ve Mete kod adli PKK itirafçisi Ibrahim Babat oldugunu söylemis.
 
JITEM bünyesinde çalisan itirafçi Ibrahim Babat ise Ahmet demir (Yesil), Alaattin Kanat ve Hoca kod adli biriyle birlikte bir zamanlar emrinde çalistigini, JITEM Komutani Bin basi Cem Erseveri öldürdügünü itiraf etmis.

Benzer Kitaplar