Enteresan bir o kadar ilginç, Nihat GENÇ çizgisinde bir kitap, Bana göre çok dogru tespitleri var ancak söylem tarzi ve siyasi görüsünün etkisinde duygusal bir eser....
Kitap Anti-Emperyalist güçlere ve
destekçilerine yönelik olarak hakaret eden kelimeler, sokak agzi ile argo söylemlerin çokca kullanildigi bir dille yazilmistir. Bununla
birlikte Dogu toplumlari arasinda var olan ortak degerler kullanilarak, soyut
ifadeler üzerinden yazar mesajlarini verme yolunu sikça kullanmistir.
Yazar eserinde, herkesi
kucakladigi ve herkese açik olan bir anti-emperyalist, bagimsizlik düsüncesiyle
dolu bir hareketin temelini atmanin gerekliliginden bahsetmektedir. Bununla
birlikte örnek aldigi isimler, kavramsal olarak ele aldigi kitlenin tamamina
hitap etmemektedir.
Yazarin tarihi idrak penceresinden bakarak yaptigi
tespitlerde dogruluk payinin yüksek oldugu, bu tespitlerden birinde; Ruslara
karsi Osmanli Devletinin maglubiyeti akabinde, Yesilköy anlasmasinin imzalanmasinin
kutlanmasi amaciyla sadrazamin vermek istedigi ziyafeti, galip gelenlerin bakir
tabaklarda yedigi yemeklere kiyasla maglup olan Hasta Adam’in yöneticileri,
pasalarinin altin tabaklarda yemek yemesinin, Osmanli Devleti’nin neden
yikildiginin özeti oldugunun güzel bir nüshasi olarak tarih sahnesinde hüzünle yâd
edilmesi gereken bir misalidir.
Yazar her ne kadar Anti-Emperyalist düsünce ile hareket
ettigini ve Emperyal düsüncenin ortadan kalkmasini ve bagimsizligin ele
geçirilmesini isterken, “…Silahli
kuvvetlerin varligi, onuru, ülkedeki ABD’lilere karsi girisilecek sert
tavirlarla kabul görecek. Kötüyle daha kötü arasindakiler siyasetten
dislanacak. Halk, partiler, ordu daha cesur olacak. TV’ler tüm Amerikancilari
ve rezillikleri ayan beyan, suçüstü gösterdigi için tüm TV kanallarini icat
edenlere dualar edilecek. Dogu ülkelerinde dolar tedavülden kalkacak. Ajanlar,
gazeteciler Amerikan hesabina dolarla çalistigi için, artik Amerikancilik
yapmakta zorlasacak. Elinde dolar tutanlar cezalandirilacak, bu paralari kimden
aldin diye sorguya çekilecek...” seklinde
kurdugu cümleden ve kitabin genel hatlari ile 12 Eylül 1980 askeri darbesinin
gerçeklesmesinin nedenlerinin basinda yer alan ‘Irtica’ kavraminin farkli bir
maske altinda ele alinarak, Anti-Emperyalist yani Amerikanci adi ile esdeger
kullanilmaya baslamis.
Kitapta, yazarin Suriye, Misir,
Lübnan ve Iran’a Hrant DINK ve Ömer LAÇINER ile beraber yaptiklari gezilerde
olusan gözlemlerinin ülkemizle kiyaslamalarinin yer aldigi, ülkemizin
Amerikanci hükümet ve kanaat önderleri sebebiyle Dogu ile özdeslesen asil
degerlerini kaybetmeye basladigi hususu pek sik vurgulanmis. Dikkat çeken bir
diger husus Hrant DINK’in gittigi her ülkede Ermenileri bulabilmesi ve Irk
bagini kullanarak yabancilik çekmeden hareket edebilmesidir.
Yazarin Iran ziyareti ile ilgili
izlenimlerini anlattigi kesimler ilgi çekici ve enteresan geliyor, Iran’da
sanilanin aksine kadinlarin yönetimde, kamu kurumlarinda çok büyük bir
etkinliginin oldugundan, Iran’in su anki ideolojik konumunun, 12 Eylül öncesi
gibi bir tartisma ortami içinde oldugundan bahsetmekte.
Iran Devriminin ilmi merkezi
konumunda olan, medreseleri ile bilinen Kum sehrinin kasvetli ve gelismemis
halinin, Iran Islam Devriminin gizli ve asil yönetim merkezinin Kum oldugu
yönünde kuvvetli izlenimlere sebep oldugu ancak her ne kadar kapali bir hale
sahip olsa da Iran halkinin Demokrasi kültürüne sahip oldugunu ima eden yazar,
Humeyni’nin yalniz adam oldugunu belirtmekte. Ancak sunu eklemeyi ihmal etmiyor
Nihat GENÇ, Iran halkinin Müslüman olmasina ragmen asil gururlandiklarinin Iran
tarihi oldugu. Yazarin ülkemizde gerçeklestirilen sol fraksiyonlu
gösterilerde-eylemlerde kullanilan bez afisler gibi Iran Islam Devrimi
propagandasinda da bez afislerin kullanildigini söylemesi, Türk solu ile Iran
Islam Devrimini ortak bir paydaya getirmesi baglaminda düsünüldügünde farkli
bir noktayi ortaya çikariyor.
Iran’da var olan alt kültürün,
gidilen her mekanda-ortamda kendisini gösterdigi, bina sekillerinin, mobilya
dösemelerinin, perdelerin, konusma tarzlarinin vb. tek düze oldugu, Islam
Devrimi yapilanmasinin Komünist sistem benzeri bir temeli oldugunu ortaya
koyuyor.
Dogu’nun hangi ülkesi ve sehri
olursa olsun, siniflar arasinda yasam kalitesi farki kendisini azami seviyede
göstermekte. Kahire’de Zemalek denen
zengin semtleri diger semtlerden ayri korunmakta, ayri hizmetler sunulmakta.
Hakeza Sam’da semtler arasindaki yasam farki kendisini hemen göstermekte.
Zenginler çok zengin fakirler çok fakir, kitapta anlatilana göre dengenin
olmadigi Anti-Emperyalist düzenin getirdiklerinin sonucu tüm bunlar.
1996 yilinda imzaya açilan nükleer silahlarin yayilmasini önleme antlasmasinda, Birlesmis Milletlerin bes daimi ülkesi, ABD, Rusya, Fransa, Ingiltere ve Çin, nükleer silahi
olmayan diger ülkelere silah vermeme konusunda mutabakata varir. Ancak bu
anlasma hala yürürlüge girebilmis degil zira konferansa katilan 44 ülkeden
Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore anlasmayi imzalamayan üç ülke.
Anti-Emperyalist isbirlikçi iki ülke Israil ve ABD, Orta Dogu’da bunlara karsi savasan örgütler,
Filistin'de Hamas, Misir'da El Cihad, Cezayir'de FIS, Lübnan'da Hizbullah... Nihat GENÇ eserinde; Tüm bu örgütlerin yaptiklari savaslarin direnislerin hakli oldugunu söylemekte
ve bu örgütlerin takip ettikleri Selefilik görüsünü, Islam’i saf haliyle yani
ilk haliyle yasamak oldugunu ve tüm bu örgütlerin anti-emperyalist güçlere
karsi basarilarinin ve Bati’ya karsi duyduklari düsmanliktan taviz
vermemelerini önemsemekte, tabiî ki de El-Kaide terör örgütünün bu örgütlerden
taban buldugu gerçeginin degistirilemeyecek somut bir olgu oldugunu ifade
etmekte.
Ülkemizde süren laiklik ve seriat kavgasi, ülkeyi 28
Subat sürecine götürmüs, Tunus, Libya, Misir, Suriye, Lübnan vb. birçok Orta
Dogu ülkesi ayni ülkemizde var olan sag-sol vb. çatismalarin hepsinin bugün
Arap Bahari adi altinda, iç savas çikacak derecede yikima ugratmis, netice
itibariyle yikilan rejimlerin yerine, oturmus yeni ve yeterliligi olan bir
yönetimin kendisini gösterememesi sebebiyle, temelde yazarin dedigi gibi sanki
kader birligi etmisçesine, Dogu toplumlari ile illiyet bagimiz hala devam etmekte.
Yazara göre bu bagin gereksinimleri ülke olarak bizlerin ve tüm Dogu
toplumlarinin artik ortak bir Ati-Emperyalist birliktelik altinda bir araya
gelmesinin gerekliligi tartisilamayacak derecede elzemdir. demis.
Sevgiyle kalin ...