SIRADISI TARIH

SIRADISI TARIH

Fevzi BOZKURT
Politika


PLEVNE
Osmanli tarihinde en önemli kahramanliklardan biri 93 harbi olarak bilinen Osmanli-Rus savaslarinda gerçeklesmistir. Osmanli ordusu Plevne’de Gazi Osman Pasa komutasinda kahramanca savasmis, düsmanin bile takdirini kazanmistir.
Osmanli, Plevne'de Rusya'ya karsi çok zor durumda ve sartlarda savasmistir. Tabyalar delik desik olmus, ikmal yollari kapanmis, erzak ve mühimmat tükenmistir. Rus süvari komutani Gazi Osman pasaya savasi birakip teslim olmalarini söylemistir. Osman Pasa bu mesaji kendi kurmaylari ve alt rütbedeki askerlerine bildirdikten sonra savas birakilacaksa Ruslarin birakip gitmeleri gerektigini bildirmistir.
Savas baslamis ve savas sirasinda kumandan pasa sol dizinden yaralanmis. Savas sonunda Rus General Groukf, pasayi tedavi etme serefinin kendisine verilmesini istemistir. Tedaviden sonra disarida tören baslamis Rus askerleri kendilerine emir ve verilmeksizin 86 bin Rus'un ölümüne sebep olan bu kumandani alkislamislardir.
         
GAZI OSMAN PASA
Savastan sonra Plevne'ye giren Ruslar Gazi Osman Pasa'nin yaptiklarindan ve istihkâmlardan çok etkilenmistir. Plevne savasinda Gazi Osman Pasa'nin sergiledigi cesaret ve basari Hint Müslümanlarinda hayranlik uyandirmis ve bu hususta Urduca birçok eser yazilmistir. Mustafa Kemal 1914 yilinda Sofya'da askeri atese olarak bulundugu sirada orada tanimis oldugu gençlere tavsiye niteliginde ben Gazi Osman Pasa'yi kendime rehber olarak seçtim demistir.
DÜNYANIN EN GÜÇLÜ DEVLETI
           
Fuat Pasa 19. yüzyilin son döneminde Avrupa ülkelerinin devlet adamlari ile toplantidadir. Toplanti baslamis ve bir devlet adaminin dünyanin en büyük devleti hangisidir? Sorusuna Fuat Pasa hiç beklemeden Osmanli Devleti cevabini vermesiyle gülenler olmustur. Fuat Pasa hiç ciddiyetini bozmadan söyle demistir. "Evet, dünyanin en büyük devleti Osmanli Devleti’dir. Nasil olmasin ki sizler disaridan bizler içeriden ugrasmamiza ragmen hala onu yikamadik:"
ILGILTERE'YE ÖRNEK OLAN ESKI TÜRK ADLIYESI
Baticilik bizi öyle bir düsünceye sevk etti ki, geçmisimizdeki güzel seylerden bahsetmeyi bile gericilik saymaya basladik.  Bugün körü körüne imrendigimiz batinin, dün bizim birçok yönümüze hayran olup taklit ettiklerinin cehaletimizden farkina varamadik. Mesela Ingiltere Krali 8. Henry Ingiliz adliyesi teskilatinin islahi için Türkiye adliyesine heyet göndermistir.
BATIDAN GELEN MEDENILER
Batidan gelenlerin liberalligi, biraz insan tanimalarindan, bir kaç tane kitap okumus olmalarindan, danstan, modadan, masada yemekten, odalarinda masa ve koltuk teshir etmelerinden ileriye gidemiyordu. Avrupa’ya gidenlerin çogu dine karsi kayitsiz, eglenceye düskün olarak dönüyordu. Türk halki onlari getirdigi ilme degil, getirdikleri fena huylara muhalifti.
SÜPER GÜÇ OSMANLI
           
Bir zamanlarin süper gücü Osmanli'ya bagli Cezayir'in beylerbeyligi Akdeniz ve Atlantik de dolasan Amerikan bandirali ticaret gemilerini korsanlardan koruyacak ve buna karsilik olarak da Amerikan hükümeti Osmanli Devleti'ne her yil 640 bin dolar ve 12 bin Osmanli altin lirasi ödeyecekti. Amerika bu vergiyi vermeye 1812'ye kadar devam etmistir.
OSMANLI PASAPORTU
Osmanli devletinin yikilmasindan sonra yasli bir Ürdünlü elindeki yeni Ürdün pasaportu ile Isviçre elçiligine giderek herkes bu pasaportla alay ediyor. Eskiden Osmanli pasaportum varken selam dururlardi. Ben Osmanli tebaasiyim lütfen bunu degistirin. diye elçilik yetkililerine yalvarmistir.
ISLAM HALIFESINE HAL KARARINI BILDIRENLER KIMLERDI?
           
Meclis Sultan Abdulhamid'in halledilmesi kararini vermisti. Bu karari Sultan Abdulhamid'e bildirmek için meclis kendi içinde bir heyet seçti. Heyet Yildiz sarayina geldi. Abdulhamid hal kararini bildirmeye gelenlerin kimler oldugunu sorup ögrendi. "Bir Türk padisahina, bir Islam halifesine hal kararini bildirmek için bir Yahudi, bir Ermeni ve bir Arnavut’tan baska kimseyi bulamamislar mi?" Diye söylenmistir. Hal kararini bildirdikten sonra Abdulhamid Çiragan Sarayinda kalmak istemesine ragmen Selanik’e sürgün edilmistir.
YEDI CEPHEDE TÜRK EVLADI
20. yy'in basinda iç çekismeler Osmanli’yi iyice yormustur. Osmanli topraklari birer birer kopariliyordu. Osmanli 19. yy da cihanin büyük güçlerinden biri olmasina karsin 20.yy’in basinda 10 yil içinde yok olmayla karsi karsiyaydi. Içimizdeki tefrika, menfaat ve iktidar kavgasi düsmanin isini kolaylastirmisti.
BORÇ PARA ILE ISGAL
Italyanlar Libya’yi bizden koparmak için Avrupali müttefikleri ile anlastiktan sonra savas giderlerini karsilayacak hazineleri olmadigi için Duyun'u Umumiye'ye basvurarak Anadolu'dan toplanmis birikmis paradan 5 milyon altin lira çekmisler ve bizim bu paramizla bizim topragimiz Libya’yi isgale baslamislar.
BALKAN SAVASLARINDA OSMANLI ORDUSU                 
           
1.Balkan Savasi'na katilmis olup da anilarini yazanlar yenilgimizin en önemli sebeplerinden birisi olarak orduya siyasetin bulusmasini göstermektedir. Hatta bazi komutanlarin siyasi anlasmazlik sebebi ile birbirine silah çektikleri anlatilmaktadir.
Taslica bölgesinde 5 bin çok iyi silahlanmis askerimiz bin Karadag askeri karsisinda komutanlar yüzünden kaçmak zorunda kalmislar.
Bulgarlara karsi 4 gün süren savasta Osmanli kaybetti. Çünkü askerin ekmegi baskumandanin telgrafi yoktu.
Lüleburgaz baskumandani ve Türk ordusu baskumandani Abdullah Pasa dahi açliktan ölmek üzereyken bir yabanci gazetecinin verdigi konserveler ile hayatta kalmistir.
TARIHI ESER ARAMA IZNI ALAN INGILIZLER NE ARIYORDU
           
Abdulhamid'den tarihi eser ve define arama izni alan ve bu çikacak tarihi eserlerin Osmanli’ya verilecegini, bütün masraflarin Ingilizler tarafindan karsilanacagini söyleyen Ingilizler Musul'da petrol kuyulari açmaya baslamistir. Abdulhamid Ingilizlerin gerçek niyetini anlamistir. Ingiliz elçisinin tekrar Abdulhamid'e gelip Hicaz ve Suriye'de halkinin su sikintisi çektigini buralarda kuyu açmak istediklerini söylemislerse de Abdulhamid teklifi reddetmistir.
ABDULHAMID BASTA OLSAYDI
           
Onu yakindan taniyanlar ve uzmanlarin tahminine göre eger Sultan Abdülhamid basta olsaydi. Osmanli devleti balkan savasinin çikmasina izin vermezdi hatta Birinci Dünya Savasi’na girmez devletin ömrünü savas sonrasina kadar uzatabilirdi.  Savasa girse bile kendi deyisiyle Almanya gibi kara gücünün yaninda degil, Ingiltere ve Fransa gibi deniz gücünün yaninda olmayi tercih ederdi.
OSMANLI DEVELETI 1. DÜNYA SAVASI'NDA TARAFSIZ OLABILIR MIYDI?
           
Ingilizler, Osmanli Devleti'nin savasa girmesi konusunda kararlarini vermis fakat belli bir süre savasa girmesine engel olarak ince hesaplar yapmislardir. Ingiliz savunma bakani savas baslamadan alti hafta önce Osmanli topragi olan Abadan ve Basra'nin isgali için emir vermistir. Bu demek ki Almanlarin iki gemisinin Karadeniz’e girip Ruslarin liman kentlerini bombalamamis olsa bile Osmanli Devleti Abadan ve Basra'nin isgali ile yine kendisini savasin içinde bulacakti.
AH SARIKAMIS
Tarihimiz ihtisamli zaferlerle dolu oldugu kadar Sarikamis gibi facialarla da dolu. Zaferlerimizle övündügümüz kadar yasadigimiz facialardan ders çikarmak zorundayiz.  Tek kursun sikmadan Sarikamis’ta 80 bine yakin askerimizi karlara gömdük. 2 Yemen alayi Sarikamis’a nakil onulmus yola çiktiktan 4 ay sonra buraya ulasmis. Buraya ulastiklarinda Arabistan cehenneminin buranin soguguna karsin nimet oldugunu görmüstür. Askerlerin kumandani cuma günü Baskumandan Enver Pasanin teftis ve hücum için gelecegini söylemis ve o gelinceye kadar da yün içlik, çorap ve paltolarin verilecegini ve Yemen yazliklarinin atilacagini söylemisti. Askerler Istanbul'dan gelecek kislik giysiler beklerken, Karadeniz'de baska bir facia yasaniyordu. Ruslar, Osmanli ordusuna erzak, mühimmat ve giyecek tasiyan gemileri suya gömmüstü. Böylece binlerce insan dehsetli bir can pazarina sürülmüstü.
DÜNYA SAVASI VE ÇANAKKALE
          
1.Dünya Savasi, dünya tarihi açisindan her açidan yepyeni bir olaydi. Insanlik, ayaklanmis ve birbirinin bogazina sarilmisti. Bu savasa Dünya Savasi denilmesinin nedeni, savasa katilan devletlerin çoklugundan ve savasin uzun sürüsünden çok, topyekûn bir mücadele olmasiydi. Bu açidan bakildiginda I. ve II. Dünya Savasi disindaki bütün savaslar sinirli savas niteliginde olmustu. Bunun en önemli sebebi de bu savaslardan beklenen siyasi sonuçlarin sinirli olmasiydi. Hâlbuki I. Dünya Savasi, baslar baslamaz ok yaydan çikmis gibi, hizla yayilarak genisledi ve dünyayi ellerinin arasina aldi. Tam manasiyla bir yipratma savasi haline geldi.  I. Dünya Savasi’nin en önemli özelligi, varilmak istenen gayelerin bunlar için ödenen bedel ve alinan sonuçlar arasindaki orantisizlikti. Kuvvetler arasinda uçurumlar vardi. Teçhizat, mühimmat ve her seye sahip, bakimli düsman ordulariyla, imkânlari kisitli, topu tüfegi sayili, siperleri, silahlari zayif, bu yari aç Mehmetçik arasindaki savas, silahla imanin çarpismasi anlamini tasimaktadir. Öyle ki top yetersizliginden, hiç olmazsa aldatici olsun diye bazi mevzilere soba borulari yerlestirilmekte, siperler için yeteri kadar kum torbasi da bulunmamaktadir.
Osmanli’nin Çanakkale Bogaz Komutani Cevad Pasaydi. Daha önceki komutan Emin Pasa, 300 ton cephane yüklü olan Alman gemisini Bogazdan içeriye almamis ve bu ihmalkârligi neticesinde görevinden alinmisti. Cevad Pasanin komutan olarak atanmasindan sonra Çanakkale Bogazi’nin savunmasi güçlenecekti. Bu arada düsman donanmasi yarma harekâtina hazirlanirken, Nusret mayin gemisi, düsmana hissettirmeden mayin dösüyordu. 18 Mart 1915’te bogaz harekâti baslamisti. Bombardiman sona erdiginde, müttefik donanmasinin üçte biri batmis ya da yara alarak savas disi kalmisti. Düsmanin üstün askeri gücüne karsilik Tük sahil bataryalarinin yaptigi isabetli atislar ve dösenen mayinlarin yardimiyla, müttefik donanmasi yenilgiye ugramisti. 1915 yili sonlarina dogru, Çanakkaleye yaptiklari taarruzlardan sonuç alamayan müttefikler, Bulgaristan’in da Almanyanin yaninda savasa girmesiyle Berlin-Istanbul yolunun açilmasinin neticelerinden de çekinerek Çanakkaleyi bosalttilar.
Müttefik devletler, Çanakkale Cephesi’nde savasmak üzere Avustralyadan asker toplamak için Türkleri barbar, savas kurallarina uymayan, insani degerleri olmayan insanlar olarak tanitmislardi. Ancak Çanakkale Cephesinde savasan Anzak, Yeni Zelanda ve Irlanda askerleri, burada gördükleri durum karsisinda hayrete düsmüslerdi. Anzaklar Türklerin üstün insani degerlerini görünce anlamis, takdir etmis ve Çanakkale Cephesinden haberler geldikçe Avustralyadaki savas karsiti tepkiler artmaya baslamisti. Ingilizler ve Fransizlar kendi çocuklarina kiyamaz, ates hattina sömürge ülkelerinden topladiklari insanlari sürerler. Çanakkalede de öyle oldu. Gemilere Almanlar ile savasacaksiniz diye bindirilen Hint ve Afrika asilli Müslümanlar sahilde ezan sesi duyunca donup kalirlar. O saatten sonra bazi emirleri duymazdan gelirler ve isleri aksatirlar. Çanakkale Savasi’nin uzamasi Avrupa gittikçe savas aleyhtari olumsuz bir havanin yayilmasina neden olmus ve bu durum hükümetler zor durumda birakmaya baslamisti. Churchill bir toplantida: “Türklere zehirli gaz atalim” teklifini dile getirir. Bir kisim yetkililer bunun insanlik suçu oldugunu söyleyince, Churchill, Türkler insan degildir ki! demistir. Her seye ragmen Ingiliz Deniz Bakani Churchillin bu fikri uygulandi. i zehirli gazla dolu olan variller Çanakkale’ye getirildi. Rüzgâr Nisan'dan beri sürekli olarak karaya dogru esiyordu. Bu durum degerlendirilmeliydi. Sonbahar ortalarina kadar rüzgârin yönü degismeyecekti. Variller Anzak Koyuna ulastirildiginda beklenmedik bir durumla karsilasildi. Rüzgârin yönü kara tarafindan deniz tarafina döndü ve uzun süre beklemeleri karsin degismedi.  Ingilizler sok olmustu.
IZMIR VAHSETINE YÜREK DAYANMAZ
15 Mayis 1919 tarihinde, Ingilizlerin kiskirtmalariyla Izmiri isgal eden Yunan askerleri genç ihtiyar, çoluk çocuk demeden yüzlerce insani vahsice katlettiler. Sahil kiyisindaki Ingiliz askeri gemilerde beklerken, olanlari gören Türk düsmanligi ile sartlandirilmis Ingiliz askerlerinin bile yapilan insanlik disi muameleye tahammül edemeyerek gemide isyan alametleri göstermeleri üzerine, gemiler denize açilmak zorunda kaldi.
Izmiri isgal eden Yunanlilar büyük bir tutuklama hareketine girismislerdi. Patris vapurunun güverte ve ambarlari tiklim tiklim doldurulunca, çesitli binalar, dükkânlar, hapishane yapilmistiTutuklu binlerce insan, açlik, susuzluk içinde, iskenceler altinda yasiyorlardi. Ölülerle diriler bir arada kalacak ve yasayanlar çesitli insanlik disi iskencelere maruz kalmisti. Meydan ve önemli kavsaklarda cesetler üst üste yigilarak et ve kemikten tepeler yapilmisti
SULTAN VAHDEDDIN VATAN HAINI MI?
Mustafa Kemal’in Samsun'a çikisi ve Sultan Vahdeddinin sahsiyeti hakkinda yapilan degerlendirmelerin çogunlugunun tek tarafli oldugu açiktir. Düsman toplarinin saraya çevrilmis oldugunu gören Sultan Vahdeddin ve Osmanli kurmaylari, bütün gayretlerini, Anadolu’ya gönderilecek bir komutan vasitasiyla bagimsizlik tohumlarinin yesertilmesi için harcamislardir. Sadrazam Damat Ferit, Mustafa Kemal Pasayi Sultana götürmüs ve askerlerin istedigi insan olarak sunmustur.
Harbiye naziri Sakir Pasa, Mustafa Kemalin cumhuriyetçi oldugunu söylemisse de sultan, önemli olanin vatan ve milletin bagimsizligi oldugunu söylemistir. Iste bu sartlarda 9. Ordu müfettisti olarak Anadoluya gönderilmesi kararlastirilmistir. Bütün bunlar Sultan Vahdettinin emriyle olmustur. Bütün masraflar padisahin özel hazinesinden gizli olarak finanse edilmistir.
1920-1922 tarihleri arasinda idare TBMMde olmasina ragmen Vahdettin, kuvva-yi milliye ve TBMM aleyhine hiç bir sey yapmamistir. Aksine, isgal kuvvetlerini yatistiracak bazi girisimlerde bulunmak disinda gizlice ve imkânlari nispetince onlarin islerini kolaylastiracak desteklerde bulunmustur.
Neticede Sultan Vahdettin vatan haini degil vatanin istiklali için tahtini terk eden bir vatanseverdir.
KRAL ÖLDÜ YASASIN KRAL
Ismet Pasa, Cumhurbaskani seçilip ve Milli Sef unvani aldiktan sonra Atatürk’ün resimlerini pullardan ve paralardan çikartti. Atatürk’ün yakin çevresindeki pek çok ismi tasfiye etti.  Atatürk’le ihtilafa düsen ve siyaset disi birakilan ünlü muhaliflerle baristi. Izmir Suikasti Davasi’nda hapse mahkûm olan Rauf Orbay’in itibari iade edildi. Rauf Bey, Kazim Karabekir, Refet Bele ve Hüseyin Cahit Yalçin CHP’den milletvekili seçtirdi. Ali Fuat Cebesoy Ulastirma, Fethi Okyar Adalet Bakanligi’na getirdi. Hem Karabekir hem Cebesoy, Ismet Pasa döneminde TBMM Baskanligi yapti.
MUSUL NASIL ELDEN GITTI
Musul yaklasik sekiz yil süren bir savasin sonunda Türkiye açisindan tam bir yenilgiyle sonuçlandi. Musul'u bütünüyle Irak’a terk eden Türkiye, Musul’da yasayan Türk nüfus için azinlik haklarini bile elde edemedi. Antlasma öylesine alelacele imzalanmistir ki, Türk tarafi hiçbir konuda pazarlik yapmamis, neredeyse Ingilizlerin istedigi kosullari aynen kabul etmistir. Türkiye’nin petrolde elde ettigi maddi kazanim, Ingiliz Hükümeti’ni bu konuda Lindsay tanidigi pazarlik marjinin alt sinirinin altinda kalan bir düzeyde gerçeklesmistir. Ingiliz Hükümeti,  Lindsay, Türk tarafina 25 yil süreyle %10 ödeme yapilmasi formülünü hiç zorlanmadan kabul ettirdi.
TÜRKÇE EZAN
1930’larin basinda ibadetlerin Türkçelestirilmesi kararlastirilmis ve hazirliklarin tamamlanmasindan sonra, Kuran’in, tekbirin ve kametin Türkçesi ilk kez 3 Subat 1932 tarihine rastlayan Kadir gecesinde Ayasofya Camii’nde okundu. Daha sonraki aylarda Diyanet Isleri Baskanligi tarafindan Türkiye’nin dört bir yanina gönderilen tamimlerle ezanin artik sadece Türkçe sekliyle okunacagi bildirildi, Arapça ezan yasaklandi ve yasaklar gayet siki bir sekilde denetlendi. Yasak, 1950 yilina kadar 18 yil devam etti. Demokrat Parti’nin 1950 Mayis’inda yapilan seçimleri kazanmasindan sonra yasagin kaldirilmasina yönelik Yapilan görüsmeler sonunda Ezan’in Arapça olarak okunabilecegi kabul edildi. Ezanin Arapça okunmaya baslamasi Anadolu’da büyük bir sevinçle karsilandi.
1946 SEÇIMLERINDE AÇIK OY GIZLI TASNIF
1946 seçimleri açik oy gizli tasnif sistemi uygulanmistir. Oyunu açik vereceksin, ama sayim gizli yapilacakti. Bunun dünyada bir benzeri yoktur ama Türkiye’de, dünyada benzeri olmayan ne isler yapilmistir. 1950’de gizli oy açik tasnif geldi. O zaman Mus’ta vali olan Bekir Suphi Aktan vilayetin bütün ileri gelenlerini çagirip tehdit etmis. Demokrat Partiye oy verenler, ya sürülecek ya asilacak demistir.
AFRIKA 21. ASRIN KITASIDIR
 
1950'de Amerikan Federal Egitim Kongresinde Amerika baskani kapanis konusmasinin son paragrafi mealen söyle; Afrika 21. Asrin kitasidir. Son derece zengin ve bakir bir kitadir. Bu kit’a bati kültürü ve medeniyeti için son derece önemlidir. Burada bizim için iki tehlike var; birincisi Islamiyet, Ikincisi Komünizm. Islamiyet Bati kültürü için daha tehlikelidir. Çünkü biz Komünizmi maddi imkânlarimiz ile  bertaraf edebiliriz. Ama Islamiyet Afrika’ya yerlesirse 21. Asrin kitasi, bati kültürü ve medeniyeti için sonsuza kadar kaybolacaktir.
SIRADISI TARIH
URAL KAHRAMAN
Akçag Yayinevi
2012 
 

Benzer Kitaplar