SAMIL TAYYAR;
1965 yilinda Gaziantep’in Islahiye Ilçesinde dogdu. Ilk, orta ve lise ögrenimini Islahiye’de tamamladi. 1986 yilinda Gazi Üniversitesi Iletisim Fakültesini bitirdi. Gazetecilige 1985 yilinda henüz ögrenciyken Milliyet Gazetesinde basladi. 23 yillik meslek hayatinin 17 yili Milliyet ve Sabah gazetelerinde geçti. Su anda Star Gazetesinin Ankara Temsilcisi olan Samil Tayyar, ayni gazetede köse yazari olarak günlük makaleler yaziyor. Ilk kitabi “Refah-Yol Tutanaklari” 1997 yilinda yayinlandi. Cumhuriyet tarihinin
ilk gizli Bakanlar Kurulu tutanaklari, bu kitapla kamuoyuna duyurulmus oldu. “5 N 1 Kamyon” isimli ikinci kitabi 2006 yilinda piyasaya çikti. 2008 yilinda Timas Yayinlarindan çikan “Operasyon Ergenekon” kitabi kisa sürede 15 baski yapti.Yine ayni sene içerisinde Timas Yayinlarindan “Gölge Iktidar” adli kitabi çikti. “Kita Dur!” yazarin bundan önceki son kitabidir.
----------------------
PUSU DERIN DEVLETIN KURBANLARI
Özetle, son
20 yil içersinde Türkiye gündeminin önemli isimlerinin, geçirdikleri süpheli
kazalarda hayatlarini
kaybetmeleri üzerinde durulmaktadir. Her insanin herhangi
bir kaza sonucu ölebilecegi ancak sözü edilen sahislarin
bulunduklari konum itibari ile çok iyi hazirlanmis bir
suikasta da kurban gitmis olabilecekleri üzerinde
durulmaktadir.
Toplam 255
sayfa olan kitap her
bir bölümde merhum Cumhurbaskani Turgut ÖZAL, Adnan
KAHVECI, Abdullah ÇATLI gibi, bazi isimlerin,
öncelikle niçin öldürülmüs olabilecegi anlatildiktan
sonra, meydana gelen kazalarin olus biçimi,
zamanlamasi, bilirkisi raporlarina dayali yorumlar
vb. üzerinden, kaza mi suikast mi sorusuna cevap aramak,
en önemlisi okuyucuyu bunu düsünmeye sevk etmek seklindedir.
Özetin
maksadini asmamasi ve kitabin yaklasim metodunun
tam olarak anlasilabilmesi için, kitapta
geçen bütün isimlerden bir parça almak yerine göze çarpan bazi isimler
anilacaktir.
Muhsin YAZICIOGLU,
Eski Ülkü
Ocaklari Genel Baskani, Sivas Milletvekili, Büyük Birlik
Partisi Genel Baskani.
Kisaca
derin geçmisi, Refah-Yol Hükümetinin olusumundaki
rolü, Ergenekon’a durusu, ölümden döndügü 17 ayri kaza, Maras’ a gitmeden
önce dizüstü bilgisayarinin çalinmasi ve uluslar
arasi aktörleri tedirgin eden siyasi açiklamalari…
Helikopterde
iki adet GPS (konum belirleme) cihazi ve helikopterde bulunan gazeteciye ait
açik cep telefonu olmasina ragmen kaza sonra helikopterin yerinin bir türlü
tespit edilememesi, cep telefonu sinyalleri yeri hakkinda farkli bölgelerin
verilmesi, kaza yerine uzman ekipten önce gönüllü köylülerin ulasmasi,
yetkililerin çeliskili açiklamalari,
helikopterin bakiminin yapilmamis olmasi, kar
altindan çikartildigi söylenen
Muhsin Bey’ in üzerinin çamur içinde olmasi, Muhsin
Bey’ ati Bond çantanin kayip olmasi…
Bütün
bunlar helikopter kazasi sonucu ölümünde suikast ihtimali olabilir mi sorusunu
akla getiriyor.
Adnan KAHCECI
ANAP’ in
kuruculari arasinda, Eski Istanbul Milletvekili, Hazineden Sorumlu Devlet
Bakani ve Özal dönemi Maliye
Bakani.
Kahveci
Türkiye ekonomisinin düzelmesi için çok çalisan biriydi. Dünyadaki
ekonomik sistemleri ve Islam Ekonomi modelini incelemis ve bunlar üzerinde
çalisarak Mucize Formül olarak bilinen Sosyal
Kapitalizm modelini gelistirmistir. Ekonomi ile ilgili fikirleri bunlar ile sinirli degildi.
Kitlerin isçileri devri, Oyak modeli kredi verilmesi, kâgit para
yerine altin ve gümüs para kullanimi bunlardan
birkaçi.
Ayrica
Özal’ in talebi üzerne1992 yilinda Kürt Raporu hazirlamis ve Özal’ sunmustu. Kisaca
raporda; Ülkenin en önemli sorunu oldugu, simdiye
kadar hükümetlerin konuyu sürüncemeye biraktiklari, çözüm olmamasi durumunda
iç savasa gidilebilecegi, bu nedenle biran önce Kürt
kimligi ve dilinin kabul edilmesi raporun ana basliklari idi.
Kisaca
yapacagi çok sey vardi, 5 Subat 1993 günü süpheli bir
trafik kazasinda hayatini kaybedene
kadar.
Kahveci yogun çalisma temposu
nedeni ile her hafta Istanbul’ gidip gelirdi. Kaza günü Istanbul’ a gidiste yolun
kapali olmasi nedeni ile u dönüsü yaparak
ters yöne girmis ve 10.km sonra karsi yönden gelen
araç ile çarpisarak hayatini kaybetmisti.
Jandarma
olay yerine 2 saat geç gelmisti. Nedeni ise adresi karistirmis olmalari
idi. Görgü taniklarina göre ise zamaninda müdahale edilse idi Adnan Bey yasiyor
olabilirdi. Oglu cihan KAHVECI; kaza sonrasi babasinin çantasinin kayboldugunu söylüyordu.
Çantanin
içinde ne vardi ve kim yâda kimler aldi hala sir…
Esref BITLIS
Eski
Jandarma Genel Komutani.
Kürt
sorununun çözümünde farkli bir çizgide duruyordu. Mesut Barzani ve Celal
Talabani ile yakin iliskileri kurmustu. Hatta bu farkli çizgisi
nedeni ile Abdullah Öcalan tarafindan
pozitif isim olarak biliniyordu.
17 Subat 1993
günü ölümüne neden olan uçak kazasinda süpheler vardi. Genel
Kurmay 2.Baskani Fikret Küpeli' nin ilk tepkisi, “bu uçak nasil düser, bütün seyahatlerimde
bu uçagi kullandim” demek olmustur.
Baska
garipliklerde vardi. Kazanin hemen
sonrasi, Genel
Kurmay Baskani Dogan Güres, uçagin buzlanma
ve pilotaj hatasindan düstügünü sabotaj olmadigini açiklamisti. Oysa henüz teknik
inceleme yapilmamisti.
Bir gün
sonra Buzlanma nedeni ile uçagin düstügü tekrarlandi. Ancak bu
konunun üzerine çok yogun giden
Aydinlik dergisi farkli görüsteydi. Derginin
iddiasina göre teknik inceleme sonucunda, motorlarin buzlanmasinin pek muhtemel
karsilanamiyacigini belirtiyordu.
Yine derginin iddiasina göre uçagin motorlarini satan sirkete göre buzlanma
nedeni ile motor arizasi mümkün degildi. Hatta
Türkiye kutuplardan dami soguk diyordu...
Turgut ÖZAL
8.Cumhurbaskani.
Özal
Cumhurbaskanligi sirasinda yeni
projeler üretmis, bu nedenle yeniden siyasete dönme planlari vardi. O’ na göre, ABD’ nin körfeze müdahalesi ve
Kürt meselesi ile ilgili silah disi yaklasimlarin tartisilmaya baslanmasi gibi iç ve dis
dinamikler, projelerinin hayata geçmesi için uygun
zemin olusturuyordu.
Kafasinda
No-Osmanlicilik tezi vardi. Sovyetlerden ayrilan Türkî Cumhuriyetler için
Avrupa Birligine benzeyen, Türkiye öncülügünde siyasi ve ekonomik bir isbirligi düsünüyordu.
Beklide en
önemlisi aklinda Kuzey Irak Kürtlerini Türkiye’ ye entegre edecek olan, Türkiye
Cumhuriyeti yerine Anadolu Cumhuriyeti fikri vardi.
Bunun için
Kuzey Irak’ taki Kürt liderler ile iliskileri güçlendirmis, böylece iki
liderde ABD operasyonu sonrasi Irak’ in bölünmesi gerçeklesirse Türkiye’ ye ilhak
kararina destek vermistir. Ancak ne TSK’ yi ne de hükümeti ikna
edememesi ve ABD’ nin de Kuveyt’ i kurtardiktan sonra
Saddam’ i basta birakarak çekilmesi Özal’ in rüyasinin önündeki en önemli
engellerdi.
Ancak Özal
bu rüyasindan vazgeçmemis, iki Kürt lider ile temaslarina devam
etmisti. PKK sorunu için ise
planlari vardi. Bu konuda kademeli af düsünüyordu.
Özal
projelerini gerçeklestirmek için, Türkî Devletleri ziyarete
gitmeden önce yeni bir parti hazirliklarinin sinyalini vermisti. Ancak dönüsünden sonra
17 Nisan 1993 sabahi hayatini kaybetti.
Özetle Özal
son dönemde Kürt meselesine yogunlasmasi, projeleri ve aktif siyasete
dönme hazirligi içinde olmasi nedeni ile
öldürülmüs olabilir
miydi?
Esi Semra Özal
zehirlendigini düsünüyordu. Esine bütün israrlarina ragmen otopsi
yapilmadigini, bir gün önce resim
sergisi sirasinda içmis oldugu
limonatadan zehirlenmis olabilecegini belirtiyordu.
Ahmet Özal'
da ayni fikirdeydi. Özal' in kan örneklerinin alindigini, bazi süphelerinin
artmasi üzerine kan örneklerini
geri istedigini ancak kan örneklerinin yanlislikla dökülmüs oldugunu ögrendigini
belirtir.
Ayni konu
ile ilgili ismi açiklanmayan bir doktor tarafindan Özal' in kan örneklerini
kendisinin inceledigini, sonuçlarin çok garip
oldugunu, durumu üstlerine bildirdigini ancak
ilgilenilmedigini söylüyordu.
Ayrica
Özal' in Koruma Müdürü Musa ÖZTÜRK' ün, Özal ölürken agzindan yesil köpük
gelmis iddiasida var.
Abdullah
Öcalan' in ilk tepkisi de “öldürdüler adami” olmustu...
Ibrahim SAHIN
Eski Özel Harekât
Dairesi Baskan Vekili.
Susurluk
davasinda Korkut Eken ile birlikte Susurluk davasinda hakkinda tutuklama karari
çikti. 1.5 ay kaçmisti ama 11 Mart 1997 günü polise
kendisi teslim olmustu. Kaçak oldugu dönemde
nerede saklan misti?
Mit elemani
Tarik Ümit' in kaçirilmasi olayinda da hakkinda çok sey söylendi. Tarik' in kaçirildigi gün Diyarbakir'da oldugunu söylemisti ancak
aldigi uçak bileti kendisini yalanliyordu.
Susurluk davasinda adi sikça geçiyordu ama verdigi ifadeler Susurlugu aydinlatacak
bilgiler içermiyordu.
27 Mart
2000 tarihli durusmasinda Hâkime “Bana süre verin,
yaptigim açiklamalar ile yer yerinden
oynayacak” demisti. Ancak olmadi. Eskisehir-Yalova
yolunda trafik kazasi geçirdi.
Taburcu oldugunda beyninde ödem olusmustu. Durusmalara katilmadi.
Bu arada
sürpriz bir gelisme oldu. Mahkeme heyeti baskani degisti. Bu degisime bir
anlam verilemedi ancak yeni hâkim 3 ay gibi bir sürede Susurluk olayi gibi bir
davayi karara bagladi. Ibrahim Sahin,
Korkut Eken ile birlikte çete kurmak ve yönetmek suçundan 6 yil hapis
cezasina çarptirildi.
Yargitay
karari eksik sorusturma gerekçesi nedeni ile bozsa da,
Yargitay Bassavcisi Sabih Kanadoglu'nun
devreye girip zaman asimi gerekçesi ile
dosyanin tekrar yerel mahkemeye gitmesinin önledi.
Kanadoglu' nun bu müdahalesi hep tartisildi.
Davadan
alinan eski hâkim Sedat Karagül, Ibrahim Sahin nedeni ile davadan alindigini belirtiyordu.
O Sahin' in hafizasinin yerinde
olup olmadiginin anlasilmasi için Uludag Üniversitesine
yazdigini ancak
raporun bir türlü gelmedigini ayrica Sahin' in
yer yerinden oynayacak dedigini ama durusma günü kaza geçirdigini söylüyordu.
Kisacasi ona göre defteri dürülmüstü.
Sahin, Adil
Tip Kurumundan bunama ve hafiza kaybi raporu aldi ve
Cumhurbaskani Ahmet Necdet Sezer tarafindan
affedildi.
Acaba tüm
bunlar ile yakin tarihin en önemli figüranlarindan olan Ibrahim Sahin
susturulmak mi istendi?