ÖZEL HARP DAIRESI

ÖZEL HARP DAIRESI

Fevzi BOZKURT
Biyografi


Dünya çapinda özel harp maksatli kurulan gizli örgütlerinin kuruluslari 2. Dünya Savasinin bitip, soguk savasin basladigi döneme denk gelir.
Gizlice yapilan bu savasin temelinde Amerika ve Ingiltere basta olmak üzere Bati Avrupa’nin Komünizm korkusu vardi. Çünkü savastan sonra Dogu Avrupa ülkeleri Sovyetler Birliginin kontrolü altina girmis, Afrika, Latin Amerika ve Asya’nin birçok yerinde üçüncü dünya olarak nitelendirilen ülkelerde komünizm yanlisi hareketlilik bas göstermis ve bu ülkelerde komünizm yanlisi yönetimler isbasi yapmaya baslamisti. Batiya göre düsman ikinci dünya savasindaki Nazilere göre daha tehlikeli ve sinsiydi ve ayni sekilde karsilik bulmaliydi. Amerika bu mücadeleyi örtülü istihbarat örgütleri ve olusturulacak gizli ordularla yapmayi seçti.  Bu amaçla Merkezi Haber Alma Örgütü’nü (CIA) ve Ulusal Güvenlik Konseyi’ni (NSC) olusturdu.
Gizli ordular fikri temelde Nazi istihbaratinin Sovyetler Birligi birim baskanligini yapan General Reinhard Gehlen’e aitti. Almanya’nin Sovyetler’e yenilecegini anlayan Gehlen’e göre Komünizmle ancak Amerika bas edebilirdi ve 1945te Amerikaya teslim oldu. Gehlen uyguladigi yöntemlerle Sovyetlere ait ciddi ve degerli bilgiler elde etmisti ve bunlari zamani geldiginde tekrar kullanmak üzere Avusturya Alplerinde özel muhafazalar içinde topraga gömmüstü. Artik Komünizme karsi yarim kalan savasina devam edebilecegine göre bunlari tekrar çikarabilirdi. Öyle de yapti ve Amerika’nin hizmetine sundu. Amerikalilar Sovyetlerin çalisma sekilleri, teskilatlanma yapilari gibi konularda elde edilen bilgilerden o kadar etkilendiler ki  Gehlen’i Komünizm’e karsi çalismasi için Bati Almanya’ya gönderdiler. Hatta kuracagi gizli ordu Amerika tarafindan finanse edilecekti. Gehlen’in gizli ordusunda eski silah arkadaslari da görev aldi. Bu gizli ordu daha sonra CIA ya model olusturdu. Amerika ve Ingiltere Demir Perde olarak tabir edilen ve Winston Churchillin Baltik Denizindeki Settinden Adriyatikteki Triesteye kadar diye tabir ettigi hattin kendi taraflarindaki askeri imkanlari hatta NATOyu bile yeterli görmüyordu. Bunun sebebi ise Demir Perde ülkelerinin neredeyse dünyanin üçte birine yayilmis olmasi ve onlarin askeri imkan ve tekniklerinin daha üstün olmasiydi. Bu durum Amerika ve Ingiltereyi çesitli tedbirler almaya zorladi.
 
Önce Sovyetler Birligine cografi olarak yakin olan stratejik öneme sahip müttefik ülkelere Trumman doktrini çerçevesinde parasal ve askeri yardimlar yapildi, bu ülkelerin basinda Sovyetlerin sicak denizlere inmesini engelleyebilecek önemli iki ülke olan Türkiye ve Yunanistan geliyordu, Amerika adina bu ülkelerin kaybedilmesi felaket dogurabilirdi ve olmamasi için her türlü çaba gösterilmeliydi. Ülkelerin önemine ve komünizme olan duyarliliklarina göre ya seçilen askeri personellerine Amerika’da özel harp egitimi verildi veya Amerika’dan bu ülkelere askeri danisman, uzman personel gönderildi ve bunlar bizzat Komünizme karsi gizli operasyonlar düzenledi.  En sonunda bu faaliyetler NATO bünyesinde de kendine yer buldu ve birlige üye olan bütün ülkeler zorunlu olarak kendi özel harp dairelerini kurdu.
Amerika Türkiye’de önemli bir komünist tehlike görmedigi için Türk subaylarini Kendi kamplarina götürerek orada egitti. Türkiyeden Amerikaya giden subaylar asiri milliyetçilerin arasindan seçiliyordu. Bunlarin arasinda Alparslan TÜRKESte vardi. Özel harp egitimini alan ilk subay ise Turgut SUNALP oldu. Türkiye ikinci dünya savasinin ardindan beliren soguk savas esnasinda Sovyetler Birligi tehdidine karsi kurulan NATO’ya üye olmak istemis fakat talebi kabul edilmemisti. Bu sirada Kuzey Korenin Güneye saldirmasi üzerine BMnin asker gönderme çagrisina NATO üyeligi adina bir umut olarak Amerika’dan sonra ilk Türkiye yanit verdi. Kore’ye gönderilen askerlerin içinde özel harp egitimi alanlar da vardi. Buradaki amaç ögrenilen teknikleri pratige dökülmesi Amerika ile Türkiye arasinda koordinasyon saglanabilmesi ve özel harp teknikleri ile ilgili deneyim kazanilmasiydi. Türkiye Kore’de agir kayiplar vermis fakat amacina ulasarak NATO’ya 19 Eylül 1951 yilinda kabul edilmisti. Türkiye böylece NATOnun ek protokolüne de imza atarak komünistlerle mücadele edecek gizli bir örgütün kurulmasini da kabul etti. Türkiye’nin  gizli ordusunun adi kagit üzerinde Seferberlik Tetkik Kurulu idi, teçhizat ve diger giderleri Amerika tarafindan karsilaniyordu. Dairenin ilk baskanligina ise Albay Danis KARABELEN atandi. Dairenin bünyesinde görev yapacak egitimli askeri personel yetistirilmesi için ilk olarak Izmir Mentes daha sonra Egridir dag komando ve Çankiri gerilla okulu açildi. Ancak örgüt sadece askeri unsurlardan olusmuyordu. Beyaz kuvvetler olarak adlandirilan siviller de dairede görev yapiyordu. Bunlarin kaydi kod isimlerle yapilir kimse birbirini gerçek adiyla tanimaz ve görev verilene kadar normal hayatlarini sürdürürlerdi. Ayrica dairenin en etkili unsurlari beyaz unsurlardi.
Daire genisledikçe Kars Istanbul ve Izmirde bölge baskanliklari kuruldu. Özel harp dairesi Amerika’li Teorisyenler ve askerlerin hazirladiklari askeri yönergeleri bire bir temel alan eylem metotlarini kullandi. Bu metotlar arasinda suikastlar, suursuz ve seçilmis terörizm yöntemleri yer aliyordu. Daire bu yöntemleri kullanilarak halk arasinda komünizm ve sol akimlara karsi nefret uyandirma sonucuna ulasmaya çalisti
Nato üyesi ülkelerde gizli ordularin kurulusunda kendi istihbarat örgütleri de görev aldi, ancak Türkiyede ise istihbarat servisi MAH (Milli amele Hizmeti) Özel Harp Dairesinin kurulusunda görev almadi ve daire tamamen silahli kuvvetler bünyesinde kuruldu. Ancak NATO üyeliginden sonra Amerika MAH’i kendi basina birakmak istememis ve bu kurum ile de ortak çalismalara baslamisti. Dönemin basbakani Adnan MENDERESin 3 Eylül 1953 yilinda MAH’in basindaki Naci PERKELin Amerika ile uyumlu çalismamasi nedeniyle görevinden alinarak yerine Tümgeneral Behçet TÜRKMENi atamasi ile MAH gittikçe Amerika kontrolüne girmisti. Tümgeneral Behçet TÜRKMEN’in baskanligi sirasinda personelin maaslari CIA tarafindan ödeniyor ve karsiliginda iç istihbarat bilgileri aliniyordu. Yillik yaklasik 1,5 Milyon Lira karsiliginda ülkenin tüm sirlari CIAya veriliyordu.
Kibris sorununun gündeme geldigi yillarda Yunanistan adada Kibrisli Savasçilarin Ulusal Birligi(EOKA)ni kurdu. EOKA’ya karsi özel harpçiler adaya giderek Kara Çete, 9 Eylül, Volkan ve en sonunda Türk Mukavemet Teskilati (TMT) kuruldu. Örgütün liderligine Yarbay Riza VURUSKAN getirildi. Bu örgütün tüm silah ve parasal gereksinimleri Özel Harp Dairesi tarafindan gizlice karsilandi. Tüm bu faaliyetler Amerika’dan bile gizlenmisti. TMT Kibris’ta özel harp tekniklerini kullandi ve Özel Harp Dairesi personeli adada sivil halki örgütleyip silahlandirmaya çalisiyordu, ada Özel Harpçiler için staj alanina dönmüstü. Bu sirada Türkiyede Rumlara karsi halkin kiskirtilmasini ve bu sayede sorunun savas yoluyla çözülerek basarinin iç politikada kullanilmasini amaçlayan Özel Harp Dairesi Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalanmasini düzenleyerek bunu basardi. Bunun hemen arkasindan 6-7 eylülde Istanbulda Gayrimüslimlere karsi ayaklanma baslatarak çok sayida Rum ve ermeni kökenli Türkiye vatandasinin can veya mal kaybina ugramasina sebep oldu.
27 Mayis 1960 tarihinde Türkiye’de ilk askeri darbe yasandi.Adnan MENDERES, Celal BAYAR ve Özel Harp Dairesinin en büyük destekçisi Disisleri Bakani Fatin Rüstü ZORLU tutuklanarak Yassiadaya gönderildi. Daire baskani Danis KARABELEN ve birçok subay emekliye sevk edildi. Emekliye ayrilan subaylarin yerine yenileri atanmadi ve Milli Savunma Bakanligindan daire için ayrilan para da kesildi. Bunun sebebi ise dairenin asil isi olan komünizmle mücadeleden uzaklasarak Menderesin istihbarat örgütü olarak çalistiginin düsünülmesiydi. Daire özellikle Kibris’taki faaliyetleri açisindan maddi sikinti içine düstü. Basbakan müstesari olan Alparslan TÜRKES ile örgütün Lojistik daire baskani Yarbay Ismail TANSUnun görüsmelerinden sonra daireye subaylar atandi ve para kaynagi serbest birakildi. Bunda en büyük etken TÜRKESin Özel Harp Dairesine uzak bir isim olmamasi ve Komünizm düsmani olmasi idi. Ancak TÜRKES ülke yönetiminin sivillere devrine karsi olmasi sebebiyle darbeyi gerçeklestiren Milli Birlik Komitesi tarafindan bu görevden alinarak Hindistan’a sürgüne gönderildi ve dairedeki tasfiye hareketine kaldigi yerden devam edildi. TMT baskani Albay Riza VURUSKAN da dahil on subay daha ihraç edilerek yerlerine 27 Mayis’çi subaylar atandi. Bu sirada Milli Savunma Bakanligi bütçesinden daireye aktarilan paralar tekrar kesildi ancak Amerikanin verdigi paralarda aksama olmadi.
27 Mayis darbesinin ardindan MAH’in Amerika’nin kontrolüne geçtiginin anlasilmasi üzerine Milli Birlik Komitesi, teskilati yasal kimlige kavusturmak için gerekli çalismalari baslatti. Konu ile ilgili Devlet Planlama Teskilati Baskani Sinasi OREL tarafindan bir komisyon kuruldu. Komisyon özellikle CIA ve Sovyetler Birligi istihbarat örgütü KGB üzerinde arastirmalar yapti. Özel komisyon Milli istihbarat Yasa tasarisini hazirlayarak Meclise sundu. Tasari 6 Temmuz 1965te yürürlüge girdi. Böylece MAH tarih olmus tüm islev ve kadrosu MITe geçmisti.
Özel Harp Dairesi’de 27 Mayis sürecini çok sancili yasamisti. Daireye personel atanmamis ödenekler kesilmis Milli Birlik Komitesinin atadigi üç baskan ise daireyle ilgilenmemisti. Ancak zamanla 27 Mayis darbesini yapanlar tasfiye edildi. Yeni bir döneme girilmis ve bu dönemde komünizm yine hedef alinmisti. Çünkü Türkiye’de sendikal hareket baslamis komünist görüsü benimseyen Türkiye Isçi Partisi Kurulmus ve ögrenciler arasinda sol fikirler yayilmisti. Genelkurmay Baskani Cevdet SUNAY bir genelge yayinlayarak Komünizmle Mücadele Metotlari’nin askeri okullarda ders olarak okutulmasini istedi. Ayni zamanda ülkenin her yerinde komünizmle mücadele dernekleri açilmaya basladi. 10 Ekim 1965 seçimi sonunda Süleyman DEMIREL Basbakan oldu ve MIT ile Özel Harp Dairesinde önemli degisiklikler yapildi. Dairenin ödenekleri artirilip yeni kamplar açildi. Böylece daire eski ihtisamli günlerine kavustu.
Tuggeneral Cihat AKYOL baskanliga gelmesinden iki yil sonra tümgenerallige terfi etti. Bu terfi ile baska bir göreve atanmasi gerekiyordu. Ancak Genel Kurmay Baskanligi Türkiyenin kosul ve ihtiyaçlari göz önüne alinarak dairenin büyütülmesini kararlastirdi. 1952de küçük bir birim olarak kurulan Özel Harp Dairesi atik tümen seviyesine yükselmisti.
TÜRKES sürgüne gönderilmesinden iki yil sonra 1963 yilinda tekrar Türkiye’ye döndü. Geride kalan ekibinin tasfiye edildigini ve ordu içindeki arayislarinin da önünün tikali oldugunu görmesi üzerine iktidara siyaset yoluyla ulasmaya karar verdi. Önce yeni bir parti kurmayi planladi ama daha sonra arkadaslariyla birlikte mevcut bir partiye girerek yönetimi ele geçirmeye karar verdi. Parti ise cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi idi. Türkes ve arkadaslari 31 Mart 1965 tarihinde partiye girdi. Adalet Partisinden iki milletvekilini koparip partiye heyecan getirdi ve saygi kazandi. TÜRKES ve arkadaslari Partiye girmelerinden bes ay sonra parti içi dengeleri degistirdi. Bu nedenle parti Genel baskani Osman BÖLÜKBAS istifa etti yerine geçen Ahmet OGUZda 17 Haziran 1965te TÜRKES ve arkadaslarinin parti huzurunu bozdugunu belirterek genel baskanliktan ayrildi. 1 Agustos 1965te TÜRKES CKMPnin genel baskani oldu. TÜRKES parti programina Müslümanligi aldi, yeni ideolojiyi Türk Islam sentezi olarak belirledi ve kendisini basbug ilan etti. Sola karsi militan gençlik örgütlenmesine gidildi ve Ülkü Ocaklari kuruldu. 8-9 subat 1969 Adana kongresinde ise partinin adi Milliyetçi Hareket Partisi olarak degistirildi. Özel Harp dairesi ilk baskani olan Danis KARABELENin tavsiyesi üzerine komando kamplari açildi. Bu kamplarda gençlere silah kullanma Judo tas ve sopa kullanma egitimi veriliyordu.  Bu tarihten itibaren Üniversite ve sokaklarda sol- sag çatismalari artmis ve huzur ortami sarsilmaya baslamisti.
12 Mart 1971 günü Türkiye’de Ülkedeki anarsi ortami, kardes kavgasi, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar gerekçe gösterilerek  tekrar darbe yapildi. Ordu kendi içinde de sola yönelik bir tasfiye hareketine giristi. Amaç ülkeyi anti-komünist yapiya göre düzenlemekti. Darbeden sonra ilk olarak MIT müstesari Fuat DOGU görevden alindi. Cihat AKYOL daire baskanligindan alinip MIT in basina getirilmek istendi ancak buna askerlerin karsi çikmasi ile tasfiye edilecegini anlayan Cihat AKYOL kitaya çikmak istedigini belirtti ve istegi kabul edilerek Trakya Tümen Komutanligina tayin edildi. Yerine ise Tuggeneral Kemal YAMAK atandi. Kemal YAMAK, Cihat AKYOL’un çizgisini aynen sürdürdü. Cihat AKYOL gibi pratik olmasinin yani sira isin teorik bölümüne de hakimdi. 30 Mart 1972 tarihinde Kizildere’de THKP-C örgütü üyesi Mahir ÇAYAN ve arkadaslarinin ölü olarak ele geçirildigi operasyon Kemal YAMAK’in  baskanlik döneminde gerçeklesti.
        
14 Ekim 1973 tarihinde yapilan seçimler sonrasi CHP-MSP koalisyonu kurularak Ecevit Basbakanlik koltuguna oturdu.O tarihe kadar özel harp dairesi ihtiyaçlarina binaen Amerikan Askeri yardim kurulusu(JUSMMAT)dan her yil bir milyon dolar aliyordu. Ancak ortaya çikan bir anlasmazlik sonucu o yil para alinamamisti. Daire ise Genel kurmay Baskanligi’na bu paranin örtülü ödenekten karsilanmasi teklifini götürmüstü. Örtülü ödenek ise Basbakanin tasarrufunda oldugu için teklif Bülent ECEVITin karsisina kadar çikmisti, Ecevit Özel Harp Dairesi ile ilk kez bu sekilde tanismisti. ECEVIT ödenek karsiligi daireyi kontrol altina almayi planlamisti ancak görüsmeler sirasinda dairenin Kibrista Rum EOKA’ya karsi faaliyet yürüttügünü ögrenmesi üzerine bu konunun üzerine gitmeyi Kibris harekati sonrasina ertelemek zorunda kaldi. Türk silahli Kuvvetleri 20 Temmuz 1974 tarihinde Kibris’a çikti. Harekat sirasinda Genel Kurmay Baskanligi Özel Harp Dairesinden bilgi alamiyordu. ECEVIT dairenin üzerine gitmedigi ve daireye verdigi bir milyon dolar nedeniyle büyük pismanlik yasadi. Bunun üzerine bu görevi Genel Kurmay Istihbarat Daire Baskanligi üstlendi.
Dairenin basina Kemal YAMAKtan sonra Tuggeneral Sabri YIRMIBESOGLU getirildi, iki yil sonra ise yerine Tuggeneral Atilla ERDOGAN dairenin basina geçti. Sivil unsurlarin aktif olarak çesitli eylemler düzenledigi yillar Atilla ERDOGAN’in baskanlik yillarina denk gelir. Özel Harp Dairesi’nin sivil unsurlari 1977 yili 1 Mayis olaylari ve daireye sicak bakmayan Bülent ECEVITe yönelik suikast girisimlerinden sorumlu tutuldu. Özel Harp Dairesi 1977 ve 1978 yillarinda da iki kez darbe girisiminde bulundu ancak basarili olamadi. 1978 Aralik ayinda Kahramanmarasta ve daha sonra Çorumda Alevi-Sünni çatismalari Özel harp Dairesinin sivil unsurlari tarafindan körüklendi. Bu olaylar öncesinde CIA’nin Ankara’daki sefi Alexander PACK her iki ilde de bulunmus ve halka Alevi ve Sünnilik üzerine kiskirtici sorular sormustu.  Bu olaylar sonucunda her iki kesim de büyük zararlar gördü ve uzun yillar sürecek anlasmazlik ve kavgalarin tohumlari atilmis oldu.
Bütün bu olaylar darbeye çagri niteligindeydi.  12 Eylül 1980 günü sabahi Türk silahli Kuvvetleri yönetime el koydu. 50 kisi idam edildi 650 bin kisi gözaltina alindi. 30 kisi gözaltinda öldü. Meclis feshedildi, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri kapatildi.
1973 Yilindan itibaren ASALA terör örgütü çesitli ülkelerdeki Türk elçiliklerine karsi silahli saldirilar düzenliyordu. 1982 yilina gelindiginde toplam 19 Türk öldürülmüs 140’i askin bombalama eylemi gerçeklesmisti. ASALAya karsi mücadele karari alinmis ve bu görev MITe verilmisti. Avrupadaki operasyonlarin Özel Harp Dairesinin sivil unsurlari tarafindan yapilmasi kararlastirildi. Ilk ekibin içerisinde Abdullah ÇATLI ve arkadaslari görev aldi. Ikinci ekipte Sabah KETENE ve arkadaslari Lübnan’daki ASALA karargahlarina yönelik ise MIT ve DAIRE nin askeri unsurlarinin karisimindan olusan bir ekip daha kuruldu, Avrupa’daki ekipler ses getirecek kayda deger bir eylem yapamadan yurda döndüler ÇATLI ise Fransada uyusturucu kaçakçiligindan tutuklandi.
1980 darbesi sonrasinda Özel Harp Dairesi’nin hareketli günleri geride kaldi ve daire yapisinda önemli degisiklikler yapilarak Amerikan Özel Kuvvetleri benzeri operasyonel görevler üstlenebilecek birlikler kuruldu. 13 Ekim 1980 tarihinde Münih Istanbul seferini yapan THY uçagi Diyarbakira kaçirildi. Korsanlarin niyeti uçagi Irana götürmekti. Korsanlarin rehineleri serbest birakmamasi üzerine operasyon karari alindi. Operasyon ise dairenin ekiplerince gerçeklestirildi. Bu dairenin ilk legal operasyonuydu. Bu olaydan sonra daire bünyesinde bu tür ekiplerin sayisinin artirilmasi karari alindi Amerika’ya yeni subaylar gönderildi. Bunlarin içinde Korkut EKEN ve Esref HATIPOGLU da vardi.
Türkiye’nin Özel Harp Dairesi’ni PKK’ya karsi güçlendirmeye çalistigi yillarda Avrupa’da gizli ordular çözülme sürecine girmisti. Ilk desifre olan gizli ordu ise Italyan gizli ordusu Gladyo idi. Karistigi tüm suikastler ve yer alti cephaneliklerinden çogu ortaya çikarilmisti. Daha sonra Yunanistan, Almanya, Fransa, Ispanya, Portekiz, Belçika, Hollanda, Danimarka, ve Lüksemburg’ta gizli örgütler açiga çikarildi. Türkiye’de bu tartismayi Bülent ECEVIT baslatti. Basbakanligi döneminde kendisinden istenen bir milyon dolar ve daireden aldigi brifing ile ilgili medyaya çesitli açiklamalar yapti. Tartismalarin büyümesi üzerine Daire basin açiklamasi yapmak zorunda kaldi. 3 Aralik 1990 günü Genel Kurmay Harekat Baskani Korgeneral Dogan BEYAZIT ve dairenin yeni baskani Tuggeneral Kemal YILMAZ gazetecilerin karsisina çikti.Basin açiklamasinda dairenin kontrgerilla olmadigi, faili meçhul cinayet ve suikastler ile dairenin ilgisinin bulunmadigi, ortaya atilan iddialarin sadece kargasa ortami yaratma amaçli oldugu anlatilmaya çalisildi ve daire tarafindan Kibrisli soydaslarimizi koruma amaçli kurulan TMTnin desteklendigi vurgulandi.
Ordu PKK’ya karsi aktif kullanilan daireyi kapatmak yerine yeniden düzenlemeye gitme yoluna seçti. Dairenin adi 1991 Eylül ayinda özel Kuvvetler komutanligi olarak degistirildi. Özel Kuvvetler komutanligi üç ana yapiya ayrildi. Birinci yapi sivil unsurlar Seferberlik Tetkik Kurulu olarak adlandirildi. Ikinci yapi ise MAK(Muharebe arama Kurtarma) adi altinda yapilandirildi görevi savas ve isgal durumunda geri örgütlenmeyi saglamak. üçüncü yapi ise Bordo Bereliler olarak adlandirildi Amerikan Özel Kuvvetleri örnek alinarak olusturuldu. Özel Kuvvetler Komutanligina alinan askerlerin egitimi üç buçuk yil sürüyor ve hem asker hem de istihbaratçi olarak yetistiriliyor.
 
Kuruldugu günden 1994 yilina kadar degisen tek sey dairenin adi oldu. Daire Ugur MUMCU’nun öldürülmesi ile yeni yapilanmaya girdi. Özellikle sivil unsurlar yeniden yapilandi.

Benzer Kitaplar