KUTSAL ÇIZGI  --  KERIM ALPTEKIN

KUTSAL ÇIZGI -- KERIM ALPTEKIN

Fevzi BOZKURT
Politika


Bu kitabin genel özelligi dinlerin arasindaki iliskileri ve dinlerin yapisini ele almaktadir kutsal çizgi kitabinda Islamiyet, Yahudilik ve Hiristiyanlik genel olarak ele alinmaktadir. Bir dininin insanligin mutlulugu ve huzuru için gerekli olan tüm kurallari getirdigi ve insanlik için çok önemli bir yer tuttugu, Eserde dinler ve sistemlerin her konuda derinlemesine karsilastirilmasi yapilmamistir. Ayrica Islam’in kominizim fasizm ve kapitalizm karsisinda nasil bir gelisme göstererek devamliligini korudugu kutsal çizgi kitabinda Islam ülkelerine öz elestiri yapilmis ve birlikte hareket ederek güzel yerlere gelecegi bu kitapta Islam ülkelerinin geleneklerine bagli ama eskiden fasizm kapitalizmin etkisinde kaldigi ancak kendisini koruyarak devamliligini sürdügü burada Islam’in deger yargilari üzerinde durulmus Islam’in deger yargilarini çok iyi sekilde korudugu ifade etmektedir. Ele alman konularla Kur’an-i Kerim arasinda birebir karsilastirma yapilmis Bugün Hiristiyanlik ve Yahudilikle alakali birçok aras­tirmaci, akademisyen ve ilahiyatçilarin yazilari vardir; bu ki­tabin onlardan farki, konu seçiminde en temel mevzular ele alinarak okuyucunun bilgilendirilmesi amaçlamislar. Tüm semavi dinlerin gönderilis amaci tevhit inancim yaymak, insanlari batil inançlardan ve sapkinliklardan kur­tarmaktir Yahudilik mezhepleri Hz Isa dönemi ve sonrasinda ol­mak üzere iki dönem olarak ele alinirlar. Tahmini MS 70'li yillarda Tevrat üzerinde tefsir çalismalari baslayinca farkli yorum ve yaklasimlardan dolayi o dönemde Ferisilik, Sadukilik ve Essenilik mezhepleri dogdu.
Genel olarak Kitap’ta kuran-i kerim, Incil dikkat edilmis bunlarin ne gibi özelliklere sahip oldugunu dile getirmistir dinlerin insan hayatin da çok önemli bir yere sahip oldugu bütün dinlere saygi gösterilmesi gerektigi, dinlerin çizgilerinin çok farkli oldugu, Bugün iki milyara yaklasan inanciyla Hiristiyanlik Hz. Isa'nin tebligiyle baslamistir Bilindigi gibi bugünkü Hiristiyanlik inancinin esasi olan Kitab-i Mukaddes, Ahdi Atik ve Ahdi Cedit olmak üzere ikiye ayrilmaktadir. Türkçe karsiligi ise Eski Ahit ve Yeni Ahit’tir. Ahdi Atik ile ilgili bölüm Tevrat'tan alindigi bildiri­len parçalarla 'Beni Israil' peygamberlerine isnat edilen hi­kâyelerden meydana gelir. Ahdi Cedit bölümü ise Incil de­nilen 4 kitap ile bazi havarilerin ve Pavlus'un etrafindaki böl­gelere gönderdikleri mektuplardan ve risalelerden ibarettir. Günümüzdeki Hiristiyanlar'in ellerindeki dört Incil'de Tevrat kitabi gibi Cebrail (a.s}'in Hz. Isa'ya bildirdigi gerçek Incil degildir. Çünkü gerçek Incil tek nüsha iken, bugün bir­birlerinden muhteva itibariyle farkli dört Incil bulunmakta­dir.
Incil kelimesi, iyi haber ve müjde anlamindadir. Hiristi­yan inancina göre Hz. Isa Incil'i yazmamis, sadece teblig et­mistir. Havarilerinden ise teblig ettigi mesajlari tüm dünyaya yaymalarini istemistir."Ve melekutun bu Incili, milletlerin hepsini sahadet ol­mak üzere bütün dünyaya vaaz edilecektir; ve son o zaman gelecektir
Insanlari, hayvanlari veya nesneleri kutsallastirma gele­negi ilk çaglarda yasayan toplumlarin geleneklerinde yer ali­yordu. Bugünkü Hiristiyanlarin insan mantiginin kabullenemedigi teslis inancini benimsemelerinde pagan kültürünün etkisi vardir
 
Kur'an-i Kerim günümüze kadar aslini muhafaza etmis­tir. Çünkü yüce Allah kendi korumasi altina almadigi Tevrat ve Incil kitaplarina karsin Kur'an-i Kerim'in bizzat kendi ko­rumasi altinda oldugunu, en ufak bir tahrife ugramaksizin kiyamete kadar da aslim muhafaza edilecegini söyle bildir­mistir
Islam'in kitabi Kur'an, esi ve benzeri olmayan tek bir ya­raticiya imani emreder. Kur'an-i Kerim'de Tevrat ve Incil'de oldugu gibi, Allah'a ne bir ogul ne de ikinci bir ilâh isnat edilmemistir. Yahudi ve Hiristiyanlarin 'tevhid' anlayisina ters inanislari Kur'an-i Kerim'de söyle bildirilmistir:
"Yahudiler, Uzeyr Allah'in ogludur dediler. Hiristiyanlar da Mesih (Isa) Allah'in ogludur dediler. Bu onlarin agizlariy­la geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmus kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onlari kahretsin. Nasil da (Hakk'tan batila) döndürülüyorlar
Yüce Allah tek bir yaraticiya kulluk edinilmesini istemis ve Yahudi ve Hiristiyanlarin sapkin inanislarina karsi cevabi yine Kur'an-m kendisi vermistir:
"De ki; O Allah Bir'dir. Allah samettir (hiçbir seye muhtaç olmayan). O, dogurmamis ve dogmamistir. O'nun hiçbir dengi yoktur."
Tarihi inceledigimizde peygamberlerin ortaya çiktigi dö­nemler, insanlarin kurtulusu kendi yaptiklari putlarda veya dogaüstü güçlerde aradiklari dönemlerdir. Gelen her pey­gamber kendilerinin tek bir yaraticinin elçileri olduklarini söylemistir. Son söz olarak, Allah Bir'dir. Hiçbir sey onun esi ve benzeri degildir.
Islam inancinda peygamberlerin, Allah'in seçkin kullari olduklarindan kendilerine has sifatlari vardir. Peygamberler­de bulunmasi gereken sifatlar
Sidk (dogruluk)
Emanet (güvenilir olmak)
Teblig (duyurmak)
Fetanet (akilli ve zeki olmak)
Ismet (günahtan korunmus olmak)
Bu özellikleriyle peygamberler seçkin birer insan olarak toplumlara örnek olmuslardir. Islam'in kitabi Kur'an'da hiç­bir peygamber asagilanmamistir. Kur'an-i Kerim'de peygam­berlerin Tevrat'ta yazildigi gibi sapik cinsel iliskilere girdikle­ri yazili degildir.
Islam dini, aklin öncelendigi bir dindir. Onun içindir ki, tahrif edilmis Tevrat ve Incillerin içindeki hurafeler, akil disi ritueller, uydurma hikâyeler, Kur'an'da bulunmaz.
Islam dininde Hiristiyanlarda oldugu gibi, dogan insanla­rin Hz. Âdem’in cennette isledigi günahtan dolayi, tüm in­sanlarin günahkâr dogdugu gibi bir inanç yoktur. Islam dini­ne göre kimse baskasinin günahini çekmez, herkes kendi is­lediginden sorumludur. Ayrica günahlar bulasici hastalik gibi nesilden nesile kalitim yoluyla geçmedir.
Bugünkü Yahudi ve Hiristiyanlarin ahiretteki durumla­rinin ne olacagi, Müslümanlar ve din bilginleri arasinda tar­tisma konusu olmustur. Bazi Müslümanlar, mantiklarinca ehli kitaptan iyilik yapanlarin, insanliga faydali olanlarin cennete girmeleri gerektigim varsayarken bazilari ise farkli düsün­mektedir. Onlara göre kesinlikle bugünkü ehli kitap cennete giremeyeceklerdir. Gerekçe olarak ise; mademki Allah son din olarak Islam'i seçti, o halde herkes ona uymakla mükel­leftir.
Bu sekilde düsünenlerin diger gerekçeleri ise diger din mensuplari Müslüman olmadan ölüp cennete alinacaksa ni­çin insanlarin Müslüman olma zorunlulugu olsun Eger top­lumun refahini, inanç ve iman esaslarini; kisaca, Islam'in misyonunu ehli kitabin dinleri de tamamliyorsa Islam dinine gerek var miydi? Seklindeki düsüncelerden hareketle ehli kitabin cennete giremeyeceklerini savunmaktadirlar.
Tartisma konusu olan bu konuya, mantik dini Islam'in penceresinden bakmamiz gerekir. Yahudi ve Hiristiyanlarin hangi nedenlerden dolayi cennetlik veya cehennemlik olabi­leceginin açiklanmasi gerekmektedir ki, kafalari karistiran bu meselenin akillica izahi yapilabilsin. Islam âlimlerinin, Kur'an ayetlerini esas alarak yaptiklari yorumlar, bize daha saglikli karar vermeye yardimci olacaktir.
Bu durumda Islam'in haricindeki dinler batildir. Genel olarak Islam, tüm peygamberlerin getirdikleri dinin ortak adidir. Ali Imran sûresi 52. ayette, Hz. Isa'nin havarilerinin cevabinin, "Sahit ol ki bizler Müslümanlariz!" seklindeki ifa­deleri ve ayni sûrenin 67. ayetinde de Hz. Ibrahim'in hanif bir Müslüman olarak bildirilmesi; yine, Hac sûresi 78. ayet­ler bu tanimlamaya örnek teskil eder. Diger görüste olanlar ise, 'bu tür nitelendirmeler peygamberlerle alakalidir' de­mektedirler.
Geleneksel toplumlarda siyasetten ekonomiye toplu­mun tüm islerin nasil olacagim hemen hemen din belirler. Ortaçag bunun tipik örnegidir. O dönemde ticari hayatin nasil sekillenecegi de dinin din adamlarinin yaklasimi çok etkili olmustur. Bunu Katolik ve Protestanlik mezheplerinin ekonomik hayata iliskin yaklasimlarinda somut olarak göre­biliriz. Ortaçagin feodal yapisinda kilise egemen gücün ortagi idi. Kiliseler çok büyük topraklara sahipti. Kilisenin feodal sistemin merkezinde yer almasina karsin Protestanligin yeni fili/l enen burjuva sinifinin yaninda olmasi kanli savaslara ve üretimin dini gerekçelerle sekillenmesine yol açti.
Müslüman ülkelerin çogunda yönetim sistemlerinin sor­gulanmasi gereklidir. Monarsik, teokratik, diktatörlük veya krallikla yönetilen ülkeler, baskici yönetim anlayisiyla halkiy­la kaynasmakta problem yasamaktadir. Komsulariyla da iyi iliskiler kuramayan bu ülkelerin yöneticileri, kisisel çikarlari­ni, ideolojilerini ön plana çikararak zorbalikla ülkelerini yö­netmektedirler. Biraz hayalci bir düsünce ama bu yöneticiler Seyh Edebalinin Osman Gazi'ye olan su ögüdünü dikkate almis olsalar her sey kendiliginden hallolacaktir diye düsü­nüyorum.
Ey Ogul, ülke; idare edenin, ogullari ve kardesleriyle bö­lüstügü ortak mali degildir. Çogu Islam ülkelerinin yönetici­leri ise, Batili güçler tarafindan atanmaktadir. Demokrasinin kismen yasandigi ülkelerde bile Bati güçlerinin etkisi vardir.
Çok uluslu sirketlerin sermayeleriyle, hedefteki ülkenin sivil toplum örgütlerini, yazili ve görsel basini kullanarak is­tedikleri kisinin lehine kamuoyunu yönlendirebilmektedir­ler.
Diyebilirsiniz ki ahlaki duygulardan yoksun insanlar suç islediklerinde kanun yakalar ve cezasini zaten verir. Ancak yasalarin ihlali söz konusu oldugunda suçlular güvenlik güç­leri tarafindan yakalanirsa cezalandirilirlar.
Kitabin dinlerin içeriklerinden ve dinlerin özelliklerinden bahsetmektedir ve hangi düsünürün hangi din hakkin da hangi görüsler dile getirmistir
Kitabin dinlerin dayandigi temel noktalar ve ilkeler yer almaktadir.
 
Islamiyet’in önemi özellikle nasil yayilisi tarihsel gelisimi üzerinde durulmaktadir ve nasil insanlar arasinda saygi gösterildigi büyük bir kitle için ne kadar öneme sahip oldugu dile getirildigi ayrica kutsal çizgi kitabin da Islamiyet’e hem öz elestiri yapilmis hem de Islamiyet dini övmüstür. Sonuç olarak farkli dinlere saygi gösterilmesi gerektigi ifade edilmistir.
 
 
KUTSAL ÇIZGI
KERIM ALPTEKIN
DOST KITABEVI

Benzer Kitaplar