Bu kitabin genel özelligi dinlerin
arasindaki iliskileri ve dinlerin yapisini ele almaktadir kutsal çizgi
kitabinda Islamiyet, Yahudilik ve Hiristiyanlik genel olarak ele alinmaktadir.
Bir dininin insanligin mutlulugu
ve huzuru için gerekli olan tüm kurallari getirdigi ve insanlik için çok önemli
bir yer tuttugu, Eserde
dinler ve sistemlerin her konuda derinlemesine karsilastirilmasi yapilmamistir.
Ayrica Islam’in kominizim fasizm ve kapitalizm karsisinda nasil bir gelisme
göstererek devamliligini korudugu kutsal çizgi kitabinda Islam ülkelerine öz
elestiri yapilmis ve birlikte hareket ederek güzel yerlere gelecegi bu kitapta
Islam ülkelerinin geleneklerine bagli ama eskiden fasizm kapitalizmin etkisinde
kaldigi ancak kendisini koruyarak devamliligini sürdügü burada Islam’in deger
yargilari üzerinde durulmus Islam’in deger yargilarini çok iyi sekilde korudugu
ifade etmektedir. Ele alman konularla Kur’an-i Kerim arasinda birebir
karsilastirma yapilmis Bugün Hiristiyanlik ve Yahudilikle alakali birçok arastirmaci,
akademisyen ve ilahiyatçilarin yazilari vardir; bu kitabin onlardan farki,
konu seçiminde en temel mevzular ele alinarak okuyucunun bilgilendirilmesi
amaçlamislar. Tüm semavi dinlerin gönderilis amaci tevhit inancim yaymak, insanlari
batil inançlardan ve sapkinliklardan kurtarmaktir Yahudilik mezhepleri Hz Isa
dönemi ve sonrasinda olmak üzere iki dönem olarak ele alinirlar. Tahmini MS
70'li yillarda Tevrat üzerinde tefsir çalismalari baslayinca farkli yorum ve
yaklasimlardan dolayi o dönemde Ferisilik, Sadukilik ve Essenilik mezhepleri
dogdu.
Genel olarak Kitap’ta kuran-i kerim,
Incil dikkat edilmis bunlarin ne gibi özelliklere sahip oldugunu dile
getirmistir dinlerin insan hayatin da çok önemli bir yere sahip oldugu bütün
dinlere saygi gösterilmesi gerektigi, dinlerin çizgilerinin çok farkli oldugu, Bugün
iki milyara yaklasan inanciyla Hiristiyanlik Hz. Isa'nin tebligiyle baslamistir
Bilindigi gibi bugünkü Hiristiyanlik inancinin esasi olan Kitab-i Mukaddes,
Ahdi Atik ve Ahdi Cedit olmak üzere ikiye ayrilmaktadir. Türkçe karsiligi ise
Eski Ahit ve Yeni Ahit’tir. Ahdi Atik ile ilgili bölüm Tevrat'tan alindigi
bildirilen parçalarla 'Beni Israil' peygamberlerine isnat edilen hikâyelerden
meydana gelir. Ahdi Cedit bölümü ise Incil denilen 4 kitap ile bazi
havarilerin ve Pavlus'un etrafindaki bölgelere gönderdikleri mektuplardan ve
risalelerden ibarettir. Günümüzdeki Hiristiyanlar'in ellerindeki dört Incil'de
Tevrat kitabi gibi Cebrail (a.s}'in Hz. Isa'ya bildirdigi gerçek Incil degildir.
Çünkü gerçek Incil tek nüsha iken, bugün birbirlerinden muhteva itibariyle
farkli dört Incil bulunmaktadir.
Incil kelimesi, iyi haber ve müjde
anlamindadir. Hiristiyan inancina göre Hz. Isa Incil'i yazmamis, sadece teblig
etmistir. Havarilerinden ise teblig ettigi mesajlari tüm dünyaya yaymalarini
istemistir."Ve melekutun bu Incili, milletlerin hepsini sahadet olmak
üzere bütün dünyaya vaaz edilecektir; ve son o zaman gelecektir
Insanlari, hayvanlari veya nesneleri
kutsallastirma gelenegi ilk çaglarda yasayan toplumlarin geleneklerinde yer
aliyordu. Bugünkü Hiristiyanlarin insan mantiginin kabullenemedigi teslis
inancini benimsemelerinde pagan kültürünün etkisi vardir
Kur'an-i Kerim günümüze kadar aslini
muhafaza etmistir. Çünkü yüce Allah kendi korumasi altina almadigi Tevrat ve
Incil kitaplarina karsin Kur'an-i Kerim'in bizzat kendi korumasi altinda
oldugunu, en ufak bir tahrife ugramaksizin kiyamete kadar da aslim muhafaza
edilecegini söyle bildirmistir
Islam'in kitabi Kur'an, esi ve benzeri
olmayan tek bir yaraticiya imani emreder. Kur'an-i Kerim'de Tevrat ve Incil'de
oldugu gibi, Allah'a ne bir ogul ne de ikinci bir ilâh isnat edilmemistir.
Yahudi ve Hiristiyanlarin 'tevhid' anlayisina ters inanislari Kur'an-i Kerim'de
söyle bildirilmistir:
"Yahudiler, Uzeyr Allah'in
ogludur dediler. Hiristiyanlar da Mesih (Isa) Allah'in ogludur dediler. Bu
onlarin agizlariyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmus
kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onlari kahretsin. Nasil da (Hakk'tan
batila) döndürülüyorlar
Yüce Allah tek bir yaraticiya kulluk
edinilmesini istemis ve Yahudi ve Hiristiyanlarin sapkin inanislarina karsi
cevabi yine Kur'an-m kendisi vermistir:
"De ki; O Allah Bir'dir. Allah
samettir (hiçbir seye muhtaç olmayan). O, dogurmamis ve dogmamistir. O'nun
hiçbir dengi yoktur."
Tarihi inceledigimizde peygamberlerin
ortaya çiktigi dönemler, insanlarin kurtulusu kendi yaptiklari putlarda veya
dogaüstü güçlerde aradiklari dönemlerdir. Gelen her peygamber kendilerinin tek
bir yaraticinin elçileri olduklarini söylemistir. Son söz olarak, Allah
Bir'dir. Hiçbir sey onun esi ve benzeri degildir.
Islam inancinda peygamberlerin,
Allah'in seçkin kullari olduklarindan kendilerine has sifatlari vardir.
Peygamberlerde bulunmasi gereken sifatlar
Sidk (dogruluk)
Emanet (güvenilir olmak)
Teblig (duyurmak)
Fetanet (akilli ve zeki olmak)
Ismet (günahtan korunmus olmak)
Bu özellikleriyle peygamberler seçkin
birer insan olarak toplumlara örnek olmuslardir. Islam'in kitabi Kur'an'da hiçbir
peygamber asagilanmamistir. Kur'an-i Kerim'de peygamberlerin Tevrat'ta
yazildigi gibi sapik cinsel iliskilere girdikleri yazili degildir.
Islam dini, aklin öncelendigi bir
dindir. Onun içindir ki, tahrif edilmis Tevrat ve Incillerin içindeki
hurafeler, akil disi ritueller, uydurma hikâyeler, Kur'an'da bulunmaz.
Islam dininde Hiristiyanlarda oldugu
gibi, dogan insanlarin Hz. Âdem’in cennette isledigi günahtan dolayi, tüm insanlarin
günahkâr dogdugu gibi bir inanç yoktur. Islam dinine göre kimse baskasinin
günahini çekmez, herkes kendi islediginden sorumludur. Ayrica günahlar
bulasici hastalik gibi nesilden nesile kalitim yoluyla geçmedir.
Bugünkü Yahudi ve Hiristiyanlarin
ahiretteki durumlarinin ne olacagi, Müslümanlar ve din bilginleri arasinda tartisma
konusu olmustur. Bazi Müslümanlar, mantiklarinca ehli kitaptan iyilik
yapanlarin, insanliga faydali olanlarin cennete girmeleri gerektigim
varsayarken bazilari ise farkli düsünmektedir. Onlara göre kesinlikle bugünkü
ehli kitap cennete giremeyeceklerdir. Gerekçe olarak ise; mademki Allah son din
olarak Islam'i seçti, o halde herkes ona uymakla mükelleftir.
Bu sekilde düsünenlerin diger
gerekçeleri ise diger din mensuplari Müslüman olmadan ölüp cennete alinacaksa
niçin insanlarin Müslüman olma zorunlulugu olsun Eger toplumun refahini,
inanç ve iman esaslarini; kisaca, Islam'in misyonunu ehli kitabin dinleri de
tamamliyorsa Islam dinine gerek var miydi? Seklindeki düsüncelerden hareketle ehli
kitabin cennete giremeyeceklerini savunmaktadirlar.
Tartisma konusu olan bu konuya, mantik
dini Islam'in penceresinden bakmamiz gerekir. Yahudi ve Hiristiyanlarin hangi
nedenlerden dolayi cennetlik veya cehennemlik olabileceginin açiklanmasi
gerekmektedir ki, kafalari karistiran bu meselenin akillica izahi yapilabilsin.
Islam âlimlerinin, Kur'an ayetlerini esas alarak yaptiklari yorumlar, bize daha
saglikli karar vermeye yardimci
olacaktir.
Bu durumda Islam'in haricindeki dinler
batildir. Genel olarak Islam, tüm peygamberlerin getirdikleri dinin ortak
adidir. Ali Imran sûresi 52. ayette, Hz. Isa'nin havarilerinin cevabinin,
"Sahit ol ki bizler Müslümanlariz!" seklindeki ifadeleri ve ayni
sûrenin 67. ayetinde de Hz. Ibrahim'in hanif bir Müslüman olarak bildirilmesi;
yine, Hac sûresi 78. ayetler bu tanimlamaya örnek teskil eder. Diger görüste
olanlar ise, 'bu tür nitelendirmeler peygamberlerle alakalidir' demektedirler.
Geleneksel toplumlarda siyasetten
ekonomiye toplumun tüm islerin nasil olacagim hemen hemen din belirler.
Ortaçag bunun tipik örnegidir. O dönemde ticari hayatin nasil sekillenecegi de
dinin din adamlarinin yaklasimi çok etkili olmustur. Bunu Katolik ve
Protestanlik mezheplerinin ekonomik hayata iliskin yaklasimlarinda somut olarak
görebiliriz. Ortaçagin feodal yapisinda kilise egemen gücün ortagi idi.
Kiliseler çok büyük topraklara sahipti. Kilisenin feodal sistemin merkezinde
yer almasina karsin Protestanligin yeni fili/l enen burjuva sinifinin yaninda
olmasi kanli savaslara ve üretimin dini gerekçelerle sekillenmesine yol açti.
Müslüman ülkelerin çogunda yönetim
sistemlerinin sorgulanmasi gereklidir. Monarsik, teokratik, diktatörlük veya
krallikla yönetilen ülkeler, baskici yönetim anlayisiyla halkiyla kaynasmakta
problem yasamaktadir. Komsulariyla da iyi iliskiler kuramayan bu ülkelerin
yöneticileri, kisisel çikarlarini, ideolojilerini ön plana çikararak
zorbalikla ülkelerini yönetmektedirler. Biraz hayalci bir düsünce ama bu
yöneticiler Seyh Edebalinin Osman Gazi'ye olan su ögüdünü dikkate almis olsalar
her sey kendiliginden hallolacaktir diye düsünüyorum.
Ey Ogul, ülke; idare edenin, ogullari
ve kardesleriyle bölüstügü ortak mali degildir. Çogu Islam ülkelerinin
yöneticileri ise, Batili güçler tarafindan atanmaktadir. Demokrasinin kismen
yasandigi ülkelerde bile Bati güçlerinin etkisi vardir.
Çok uluslu sirketlerin sermayeleriyle,
hedefteki ülkenin sivil toplum örgütlerini, yazili ve görsel basini kullanarak
istedikleri kisinin lehine kamuoyunu yönlendirebilmektedirler.
Diyebilirsiniz ki ahlaki duygulardan
yoksun insanlar suç islediklerinde kanun yakalar ve cezasini zaten verir. Ancak
yasalarin ihlali söz konusu oldugunda suçlular güvenlik güçleri tarafindan
yakalanirsa cezalandirilirlar.
Kitabin dinlerin içeriklerinden ve
dinlerin özelliklerinden bahsetmektedir ve hangi düsünürün hangi din hakkin da
hangi görüsler dile getirmistir
Kitabin dinlerin dayandigi temel
noktalar ve ilkeler yer almaktadir.
Islamiyet’in önemi özellikle nasil
yayilisi tarihsel gelisimi üzerinde durulmaktadir ve nasil insanlar arasinda
saygi gösterildigi büyük bir kitle için ne kadar öneme sahip oldugu dile
getirildigi ayrica kutsal çizgi kitabin da Islamiyet’e hem öz elestiri yapilmis
hem de Islamiyet dini övmüstür. Sonuç olarak farkli dinlere saygi gösterilmesi
gerektigi ifade edilmistir.
KUTSAL ÇIZGI
KERIM ALPTEKIN
DOST KITABEVI