KUSATMADAN INFAZA MUSA ANTER CINAYETI

KUSATMADAN INFAZA MUSA ANTER CINAYETI

Fevzi BOZKURT
Politika


Kitapta, Musa Anter’in öldürülmesi sirasinda yaninda bulunan yazar Orhan Miroglu; önce cinayet olayini kapsamli biçimde anlatip ilerleyen bölümlerde ise   Musa Anter hakkinda  bilgilere yer verdigi ilk bölümlerden sonra olayi sebep sonuç iliskilerini degerlendirmis ve kendi yorumlari ile birlikte kitabin içerigini olusturmustur.
Kitabin ilk bölümlerde cinayet ani su sekilde anlatilmistir. Musa Anter, Diyarbakir Belediyesinin düzenledigi festivale katilmak için Istanbul Dragosdaki evinden sabahin erken saatlerinde çikar. Bostancidan deniz otobüsüne biner. Bir pencere kenarini gözüne kestirir, otobüs iskeleye yanasinca agir adimlarla çikisa yönelir. Çikista bomba ihbari yapildigi için polis tarafindan arama yapilir. Arama bittiginde Diyarbakir uçagina yetismesi artik imkânsiz bir hal almistir. Yine de havaalanina gidip, Malatya'ya bir bilet alir. Elazig üzerinden Diyarbakir'a geçer. Sabaha karsi otele yerlesir. Gelen misafirlerini otelde agirlar. Otelden çikmak istemez. Eski bir dostu olan Abdüssettar Hayati Avsar onu Gazi Kösküne davet eder. Gece geç saatte otele döndügünde Dijwar adinda 18-20 yaslarinda birinin Anteri sordugu ve tekrar gelecegini bildiren bir not biraktigi söylenir. Dijwar tekrar gelecegini söyleyip gitmistir. Ertesi gün Orhan Miroglu, Musa Anteri yemege götürmek için Dagkapi semtindeki otele gelir. Anter, Çinar ilçesinden bir arazi meselesi için gelecek kisilerin oldugunu söyleyerek, sen eve git, sonra gelip beni otelden alirsin” der. Ancak Orhan’in Anter’i yalniz birakmaya hiç niyeti  yoktur. O arada kendini arazi meselesinde arabulucu olarak tanitan Dijwar da tekrar otele gelir. Aksam saatlerinde  Dijwar ile birlikte oteli terk ederek taksi ile hareket ederler. Orhan ön koltukta oturmaktadir. Anter, Dijwar’in kendisini bulusturacagi sahislar ile isini bitirdikten sonra Orhana misafir olacaktir.
 
Oteli geçip Seyrantepeye dogru yol  alirlar. Taksi sehirden uzaklasip Ergani yoluna girer. Erganide gidilecek bir yer kalmadiginda taksi tekrar geriye dönüp Silvan yoluna sapar. Silvanda bir gecekondu semtine gelindiginde issiz bir sokakta taksiden inilerler. Orhan ile Anter birlikte arkada Dijwar önlerinde yürür. Dijwar birden geri dönerek ates etmeye baslar. Önce Anter, sonra Orhan yere düser. Orhan’in ölmedigini gören Dijwar, Orhan’in sirtina bir el daha ates eder. Anter ölmüs, Orhan ise agir yaralanmistir. Orhan ilk müdahaleden sonra Diyarbakirdan Ankaraya sevk edilir. Ankarada 3 ay tedavi gördükten sonra  taburcu olur.
Kitabin üçüncü bölümünde, yazar suikast ekibinde bulunan  Abdulkadir Aygan ile bulusmasini anlatarak olayi farkli yönleri ile degerlendirmistir. Bu bölümde kisaca, cinayet gecesi JITEM Timinin içinde yer alan  ve Yesilin disinda tümüyle eski itirafçilardan olusmus gurubun bugün hayatta olan ve olmayan mensuplarini biliyoruz, bunlarin içinde Aygan önemli bir taniktir.
Hogir kod adi ile taninan Cemil Isik Antere bir pusula göndererek, Örgüt ile arasinin bozuk oldugunu ve kendisini örgüt ile baristirmasi için araci olmasini yardim ister. Anter görüsmeyi kabul eder. Anterin Diyarbakira getiren asil nedeni bu görüsmedir. Hogir, Anteri Diyarbakira getirmek için yalan söylemistir. Cinayetin ilk adimi olan bu plan basarili olmus ve Anter Diyarbakir’a gelmistir. Ikinci adimda Dijwar plana dahil olacaktir. Aygan bu planin içindedir.
20 Eylül 1992 de Diyarbakir’da Musa Anter’e düzenlenen suikast ekibini Yesilin yönettigi, bu timde Cemil Isik ( Hogir), Ali Ozansoy, Mustafa Deniz ve Abdulkadir Aygan’in bulundugu ve cinayet gecesi bu kisilerin Silvan yolu üzerinde farkli noktalarda bulunuyorlardi. Asil plana göre Dijwar, Anteri Yesilin yanina getirecek, burada Anter, Yesil tarafindan sorgulanip infaz edilecektir. Ancak Dijwar yolu sasirmasi ve Orhan’in da konuya dahil olmasi ve Orhan ile  Anter’in süphelenip dönmek istemeleri üzerine Dijwar tek basina eylemi gerçeklestirir.
Aygan konu ile ilgili yazara sunlari anlatir;  cinayetten sonra Yesil ve Hogir Dijwara neden bize getirmedin de kendin öldürdün, senin görevin onu getirmekti’’,  der. Dijwar, ‘‘yaninda biri vardi, süphelendiler, gelmek istemediler bende kendim vurdum, der. 
Kitabin dördüncü bölümde yazar Hogir (Cemil Isik)tan kolektif bir katilin portresi seklinde bir ifade ile bahseder. Hogir zalim ve gaddar biridir. Yaptigi eylemlerde çocuklari bile katlettigini, saldirdigi köylerde tek bir canli kalmamasi amaciyla katliamlari gerçeklestirir. Hogir’in yaptigi katliamlar PKKyi zor durumda birakinca Hogir örgüt tarafindan yargilanir  ancak ceza almaz. Öcalan’in talimatiyla  kaçmasina göz yumulur. Bir süre Irak’ta kalir. Aracilar sayesinde JITEMle çalismaya ikna olur. Hogir Diyarbakir Elazig arasinda Yesilin içinde bulundugu grupta görev yapar. Örgütle anlasarak Almanyaya yerlesir. Almanyada Öcalan’in onayiyla örgüt tarafindan infaz edilir.
Altinci ve yedinci bölümlerde yazarin ve esinin olaydan sonra yasadiklari hastane ve iyilesme sürecinden bahsederken devletin süreci zorlastiran tutum içinde oldugundan hastaneye ilk geldigi ani kapida kan vermek için bekleyenler vardi, özel timler ortaligi tutmuslardi, kan vermek için gelen insanlari içeri sokmuyorlar, zorluk çikartiyorlardi” seklinde anlatmistir.
Sekizinci ve onuncu bölümlerde olay ile ilgili olarak polise ifade veren Mensur Akdoganin agzindan Dijwar anlatilmis, robot resmi çizilmis yapilan kovusturmalardan, Dijwar’in devlet tarafindan nasil korundugundan ve iki gazetecinin bulduklari bir resimden yola çikarak Dijwar’i bulduklarindan bahsedilmis.
Anter cinayetinden sonra Dijwar kod adli Hamit YILDIRIM Sirnaka yerlesip orada hayatina normal bir sekilde devam etmistir. Sabah Gazetesinden Abdurrahman SIMSEK ve Ferhat ÜNLÜ’nün bir fotograftan yola çikarak önce Abdulkadir AYGANla görüsüp fotograftaki kisinin Hamit oldugunun tespit etmeleri üzerine Sirnaka gidip Hamit hakkinda birtakim arastirmalar yaparlar. Hamitin geçmisine uzanan bilgilere ulasmislardir.
Yazar devletin Dijwar’in korunma nedenlerini su cümlelerle anlatir. Hamit yalniz degildi. Bu suçlar kolektif suçlardir. Kolektif suçlarda, suçu isleyenler arasinda akil almaz bir dayanisma sergilenir. Çünkü ip bir yerden koparsa veya duvardan bir tugla çekilirse, gerisi gelir ve herkes yikimin altinda kalir diye düsünülür. Dikkat ederseniz ne Ergenekon ne Balyoz ne de JITEM davalarinda suçu kabule yanasan veya pismanlik duyan bir tek kisi yok. Bu durum aslinda Türkiyenin, kolektif suçlarin gizlenebildigi ve aydinlatilamadigi bir cennet olmaya devam ettigini gösteriyor. Suç ne olursa olsun hâlâ gizlenebiliyor, çünkü devletin kozmik odalarinda sakli bilgilerin hiç biri mahkemelere intikal etmis degil. Musa Anter cinayetinde önemli bir gelisme, Yesilin MITe verdigi ifadenin kismen ortaya çikmasiyla yasandi. Desifre eden Yesili MITe transfer eden Mehmet Eymürdür. Ama bu ifadenin bütünü hâlâ yok ortada. Geçenlerde bir gazete Yesilin ifadesi oldugunu iddia ettigi bir metni yayinladi. Hiç alakasi yok. Çünkü tetigi çeken Yesilmis gibi anlatiliyor, ki bu tamamen yalan. Hamit Yildirim’i aklamaya yönelik bir girisim de olabilir. Yesil o gece tetigi filan çeken adam degil. Ne bizi otele almaya gelen kisi oydu, ne de ikimizi hedefe alip ates eden kisi Yesildi. Hamit, suç ortaklarini ‘‘ya beni kurtarirsiniz ya da konusurum’’ diye tehdit etmisse, suç ortaklari bu dezenformasyona basvurmus olabilirler seklinde yazisinda yorumlara yer vermistir.
Ilerleyen bölümlerde devletin olayin üzerini kapatmaya çalistigindan bahsedilmis ayrica cinayetin neden islenmis olabilecegi konusunda yapilan yorumlara. spekülasyonlara da deginilmistir. Cinayet nedenini olarak Kürt siyaseti içerisindeki çekisme, örgüt içi hesaplasma, JITEM infazi gibi nedenler öne sürüldügünden bahsetmistir. Konu ile ilgili yaptigi yazisma, görüsme, polise verilen süpheli ve sahit ifadeleri  ve kendi maillerini yaziya eklemistir.
Dokuzuncu bölümde cinayete giden yolda Musa Anter’e yönelik PKK tarafindan baslatilan itibarsizlastirma kampanyasindan bahsedilmistir. 1989 yilinda PKK'nin tehditleri sonucunda Mardin'de yasadigi köyünü terk edip Istanbul'a yerlesmek zorunda kalir. Örgüt, kendisinden mektupla 3 milyon lira haraç ister. Parayi ödemesi için istenen süre dolunca örgüt tarafindan yeni bir mektup yollanir. Anter, bu duruma çok öfkelenir ve parayi ödemeyecegini bildirir. Anter, PKK'nin kendisinden vergi adi altinda haraç istemesini kolay kabullenemez. Hayatini adadigi bir davanin siradan vergicisi olmak istemez. Yasanan bu hadiseden sonra bir nevi yalnizlasmaya mahkûm olmustur. Kürdistan Ulusal Kurtulus Cephesi'nin (ERNK) dagittigi bildiride sairin davaya ihanet ettigi iddia edilir. Dagitilan bildiride kendisi hakkinda su ifadeler yer aliyordur: Sömürgeci Türk devletinin isbirlikçi ajani Musa Anter'in Kürdistan topraklari üzerindeki mallarina el konmustur. Bildiri, yasi iyice ilerleyen Kürt aydininin moralini sifirlamistir. Musa Anter, içinde bulundugu sikintili durumu ilerleyen yillarda yakin dostu Ümit Firat'a su sitemkâr cümlelerle anlatacaktir: PKK benim durumumu bilmiyor mu? Ben bu parayi nereden bulacagim?  Benden ne istiyorlar? Zaten daha öncesinde Abdullah Öcalan'la arasinda ciddi fikir ayriliklari olusmus, hatta Öcalan'in Isveç vatandasi olmak istedigi bir dönemde kendisine kefil olmadigi iddia edilmistir. Iste tüm bu yasananlar cinayette JITEM ile birlikte PKK'nin da payinin oldugunu gösteriyor. PKK ile JITEM'in dirsek temasinda oldugu. Faili meçhul cinayetlerin islendigi dönemde JITEM ile PKK arasinda bazen gizli bazen ise aleni bir ortaklik söz konusudur. Bölgede yasanan magduriyetler en çok da PKK'nin isine geldigi, çünkü örgüt bu magduriyet üzerinden silahli mücadelesini mesru bir zemine tasinmaya çalisilmistir. Çünkü ifade tamamen mizansen ve gerçek disi bir ifade oldugu için, büyük bir olasilikla MIT, Yesilin bu türden bir ifadesine arsivlerinde rastlanmadigini açiklayacaktir. Yani amaçlanan sey, Musa Anteri Yesil vurdu inancini yaymak, Yesil nerede, o bilinmiyor, muhtemelen de yasamiyor artik, cinayeti madem Yesil isledi, bu durumda Hamitin de tahliye olmasi gerekir. Anter cinayetinden baslayarak bilgi kirliligi yaratilmaya ve bu amaçla birtakim malumatlar medyaya servis edilmeye baslanir. Suriyede devrim yapmak için girisimlerde bulundugu, Rusyaya adam gönderip para aldigi, Ermenilerle ticaret yaptigi, Isveç Hükümetiyle gizemli iliskilerinin oldugu, Yahudi oldugu gibi
Kitabin son bölümlerinde  Musa Anter hakkinda detayli bilgilere yer verilmekte,  hayat hikayesi ve anilarindan bahsetmektedir. Ayrica Anter’in yazmis oldugu yazilardan örneklere kitapta yer verilmistir.
Musa Anter 1920'de Ziwinge'de (Eskimagara) dogdu. Bes kardesti, ailesi çiftçilik ve hayvancilikla ugrasti. Annesi Fesla Hanim köy muhtariydi. Anter 1944'te Ayse Hale ile evlendi, Anter, Rahsan ve Dicle isimlerinde üç çocuklari oldu.
Musa Anter Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi üçüncü siniftan ayrildi. Sark Postasi ve Dicle Kaynaginda yazmaya basladi. Ileri Yurt gazetesindeki Kürtçe siiri 'Qimil/Kimil' sebebiyle 1959'da cezaevine konuldu ve ünlü 49'lar davasinda idamla yargilandi. 1963'te cezaevinde yatti, 1967'de sürgüne gönderildi, 1971 ve 1980 askeri darbelerinde cezaevine girdi.  Çalismalarindan bazilari Ileri Yurt, Dicle-Firat, Baris Dünyasi, Deng, Yön, Azadiye Welat, Yeni Ülke, Özgür Gündem, Rewsen ve Tewlo'da yazdi, yedi kitap ve Kürtçe-Türkçe Sözlük
Yazar kitabi Musa Anter’in ani yazisi ile sonlandirmistir.
1929-1935 yillari arasinda Mardin Yatili Ilkokulunda okuyordum. Vilayet kapisi önünde tenesir tahtasi büyüklügünde iki seki yapmislardi ve her gün o sekilerde kanlar içinde paramparça olmus iki Kürt gencini vitrinlerlerdi. Gaye Kürt halkinin gözünü korkutmakti. Bir gün ben oradayken, Kurdis köyünden dayim sayilan Bengo'nun ölüsünü gördüm. Çuval gibi bir katira yüzüstü yüklemislerdi. Bengo dayi uzun boylu yakisikli bir gençti. Yeni öldürüldügü için daha vücudu katilasmamisti. Katirin yanlarindan o canim kinali elleri ve ayaklari sallaniyordu. Vilayet kapisina getirdiler. Jandarmalar onu bir yük gibi, katirin üstünden yere firlattilar ve sonra da onu sirtüstü vitrine yatirdilar. Yasli gözlerle yaklastim. Dayimin gözleri açikti ve sanki bana bakiyordu. O an gözlerinden su manayi çikardim: 'Oglum Musa görüyorsun halimi! Sana ne diyeyim? Sen bilirsin!...
KUSATMADAN INFAZA MUSA ANTER CINAYETI
ORHAN MIROGLU
EVEREST YAYINLARI

Benzer Kitaplar