ISLAM'A GÖRE IRKÇILIK VE PKK EKSENINDE KÜRT SORUNU

ISLAM'A GÖRE IRKÇILIK VE PKK EKSENINDE KÜRT SORUNU

Fevzi BOZKURT
Biyografi


Allah celle celaluhu önce en mükemmel varlik olan insan’in yasayacagi kainati yaratti ve ardindan da insani. Önce Hz. Adem, sonra da esi Hz. Havva, bu ikisinin izdivacindan da evlatlari, zürriyetleri yaratilmistir. En yüce armagan olarak ise Islam dinini sunuldu. Allah bu dini sunarken herhangi bir zorlamada bulunmadi ve insana bir irade bahsetti, Islam ile en güzel bir sekilde nasil ve hangi sinirlar içerisinde yasanilacagini belirtti.
Herkes yasadigi hayati begeniyor. Ancak Islam dinine inananlar mutlu, mesut yasarken inanmayanlar da hep bir hüsranla karsilastilar. Islam, insanlari sevgiye, saygiya, adalete, insafa, hizmete ve iyilige çagirirken, inkar da nefis ve seytanla birleserek hep hirsa, sehvete, zevke, toplamaya, düs­manliga, ayriliga, zulme, nifak ve irkçiliga çagirdi. Bir hadis-i Serifte "Allah kiyamet günü sizin soyunuzdan, sopunuzdan sormayacaktir. Süphesiz Allah katinda en üstün olaniniz kötülüklerden en çok sakinaninizdir." Buyurulmustur. Eger vahiy yoluyla Ilahî yönlendirmeler olmasa, insan ne kadar erdemli olursa olsun duygu, heves, istek, hirs ve sehvetlerini dogru yönlendirmede tam basarili olamaz. O yüzden sorunlari halletmenin yolu dinden geçmelidir. Islam, insanlik için vazgeçilemezdir. Öyleyse yeryüzünde fitne ve fesat ol­masin, bozgunculuk kalmasin, kaos ve kargasa yasanmamasini is­tiyorsak, orada Islam'i hakim kilmak mecburiyetindeyiz.
 
Insanlar arasinda Arab’in Arap olmayana, Arap olmayanin da Arab’a, bir irkin diger bir irka, bir ülkenin de bir diger ülkeye üstünlügü yoktur. Müslümanin bir rengi digerlerine tercih etmesi veya bir milleti diger milletlerden yahut, bir iklimi diger iklimlerden ya da bir kitayi diger kitalardan üstün tutmasi, ayiricilik, irkçilik yapmasi yasaklanmistir. Peygamberimiz (s.a.v), Veda Hutbesi’nde "Arab'in Arap olmayana, Arap olmayanin arab'a, beyaz renklinin siyaha, si­yah renklinin beyaza bir üstünlügü olmadigini, üstünlügün yal­nizca takva ile oldugunu" ilan etmistir.
Mü'minler iman sebebiyle, gayr-i müslimler yaratilis sebebiyle kardestirler. Ancak insanlar iki gruba ayrilirlar. Bir grup iyilik yapan, iyi olan ve kötülükten sakinanlar, bun­lar Allah nazarinda degerli olan kimselerdir. Ikinci grup insanlar ise günahkar ve isyankar olanlardir, bunlar da Allah nazarinda de­gersiz olanlardir.
 
 
Islam toplumu, milletlere ve kabilelere ayrilmis büyük bir ordu gibidir. Bu orduyu birbirine baglayan birlik ve beraberliklerini olusturan, Yüce Yaradan'i, Cenâb-i Hakk’in bin bir esmasi, peygamberi, kitabi, kiblesi, memleketi gibi binlerce birlik baglari vardir. Bütün bu baglar, Müslümanlarin kardeslik ve muhabbetlerini, birlik ve beraberliklerini gerektirmektedir.
 
Hadis-i Serif'te, “Islamiyet kendinden önceki cahiliye denilen sirk ve küfür dönemine ait irkçiligi kökünden kesip atmistir. "Irkçilik davasina kalkan, onu yaymaya çalisan, bu dava yo­lunda mücadeleye girisen, bizden degildir. "Buyurulmustur. Islâmiyet ve insanlik, tarihte irkçiliktan dolayi pek çok zarar görmüstür. Yeryüzünde irkçiliktan daha kör, daha duygusuz, daha kaba, daha vahsi, daha saldirgan, kisacasi daha degersiz ve düsük bir düsünce yoktur. Dolayisiyla irkçiliktan daha zararli bir dü­süncede yoktur. Bu sebeple Islam, irkçiligi siddetle yasak­lamistir. Allah Teâlâ insanlarin renklerinin, dillerinin, soylarinin, boy­larinin ayri ayri olmasini, varliginin, birliginin, ilminin, gücü­nün, kudretinin bir delili olarak zikreder. Soysuzluk kötülenmis, irk üstünlügüne inanarak irkçilik yapmak, soy sopla ögünmek de siddetle yasaklanmistir.
Islam dünyasinda hilafetin yerine saltanatin getirilmesinin en kötü sonuçlarindan birisi de, Islam'in en fazla deger verdigi esitlik ve kardeslik ilkesi, üstünlügün takvada arandigi merhamet toplumu ülküsünün öl­dürülmüs, onun yerine Islam'in lanetleyerek yasakladigi irkçiligin, ulusalciligin, kabile taassubunun, yeniden canlandirilmasidir. Islam, müslümani cahiliye devrinde yaptigi gibi neseple, soyla, san ve serefle övünmeyi, baba ve atalarla büyüklenmeyi, "Ben falanin ogluyum ve ben falan nesildenim, sen de falan sülaledensin!.. Ben beyaz irktan, sen siyah irktansin! Ben Arab’im sen de baska bir millettensin" seklindeki ifadeleri de haram saymistir.
19. yy.da batililar arasinda irkçi düsünceler sistematik bir sekilde yayilmaya basladi. Bu siralarda Osmanli Devleti gerilemeye bas­lamis, Bati'nin silah ve teknikte üstünlüklerini görerek paniklemisti. Devletin gönderdigi veya devletten kaçarak, ya da tahsil amaçli olarak Avrupa'ya giden Osmanli genç aydinlar, oralarda milli­yetçilik, irkçilik ile karsilasmislardi. Batili devletlerin Osmanli Devletini parçalama planlarinin biriside canlandirmaya çalistiklari Osmanlicilik, Islamcilik, Baticilik, Türkçülük, Kürtçülük olmak üzere 5 düsünce akimi vardir.
Osmanli Devletinin parçalanmasindan sonra olusan birçok yeni devlet gibi Türkiye Cumhuriyeti de irkçiliktan önemli öçüde etkilendi. Tarihten günümüze baktigimizda simdi de görünen manzara pek farkli degildir. Bugün de gerek PKK, gerekse baska örgütler devlet ve toplum aleyhine girisi­len isyan ve baskaldirilarin ve terörist faaliyetlerin altindaki sebeplerde yine irkçilik, asabiyetçilik, adam kayirmacilik, ve yine zulüm, haksizlik, hukuksuzluk, fitne ve fesat, kan dökücülük yatmaktadir. Tarih ve yasadigimiz günlerdeki en açik PKK sorunu bize gösteriyor ki irkçinin gözünde hak hukuk ve hiçbir deger yok. Onlar için tek ölçü irkçiligini tatmindir. Ne imanin, ne vicdanin, ne ilmin, ne hakkin, ne hukukun, ne medeniyetin, ne insanligin gözünde hiçbir seyin kiymeti kalmamistir.
"Üç beyinsiz kafanin derdine, üç milyon halk,
Bak, nasil dograniyor? Kalk baba, kabrinden kalk…"
PKK (Partiye Karkeren Kür­distan), A. Öcalan önderliginde 27 Kasim 1978 tarihinde Diyarbakir Lice ilçesi  Fis köyünde, "Türkiye, Iran, Irak ve Suriye devletlerinin bir kisim topraklari üzerinde bagimsiz bir devlet kurmayi amaçlayan" bir "Kürdistan Devleti" kurmak için silahli mücadele yolunu seçen bir örgüt olarak kuruldu. (7. Parti Kongresi'nde bagimsiz bir Kürdistan fikrin­den vazgeçtigi açiklamistir.) PKK, Marksist Leninist, sosyalist, inkarci, irkçi, dinsiz, gavur ekmegi ile beslenen bir terör örgüttür. PKK terör örgütüne hizmet dinsizlige, imansizliga hizmettir, onu sevmek ve desteklemek çok büyük günah ve cehennemde yanma sebebidir. "Kim cahiliye davasinda (kavmiyetçilik, irkçilik) bulunursa, cehenneme iki dizi üzerine çökmüs demektir."
PKK’nin bir uzantisi da siyasi partidir. Bu parti, örgütün propagandasini yapan onu koruyup kollayan BDP'dir. PKK bir kürt sorunu degildir, Kürtlerin temsilcisi de degildir. Suriye'de, Irak'ta, Iran'da, Kürtler öldürülüyor. Oradaki kürtler kürt degil mi? Nasil olur da böyle bir örgüt uzun soluklu ayakta durabilir, kendine mi­litan, ve bu kadar sempatizan bulabilirdi? Tabi ki de halki özellikle de sözde savundugu, çikarlarini düsündügü kürt halkini tehdit ederek, zorla ve santajla kullanmaya çalisarak. Yabanci  devletlerden aldiklari yardim, destekler… PKK'nin savasarak bu ülkede müslüman kani dökme­sinin hiçbir geçerli sebebi olamaz. Biz vatanimizi ve vatanimiz topraklarinda yasayan herkesi dil, din, irkçilik ayirimi yapmaksizin seviyoruz.
PKK yillardir sürdürülen terörist irkçilik faaliyetlerinde iç ve dis güçlerin de destegiyle bir yere kadar geldiler. Dogudaki mazlum kimi Kürt­leri, çaresiz birakilmisligin saskinligi ile kimileri de korkutulmuslugun aczi ile kismen bunlara destek verdi. Bu hükümet dönemine kadar Dogudaki halkin gördügü zulümler ancak kendi içlerinde yankilandi durdu. Ilk defa bir hükü­met samimi olarak demokratik açilim baslatirken oralardaki sorunlara, isteklere kulak verdi ve çogu karsilandi.
PKK terör örgütünü kurduranlarin veya kurulmasina göz yumanlarin, destekleyenlerin, perde arka­sindaki iç ve dis güçlerin amaçlari nedir? Kürt hareketinin siddete yönelmesi ile ülkemizin 12 Eylül darbesine hazirlanmasinin ayni dönemde olmasi tesadüf müdür? (1975-1980)
Ülkemizde bir kisim derin güçlerin PKK terör örgütü ile iliski­leri birer birer ortaya çikmakta ve gelismeleri takip etmekteyiz. Samil Tayyar PKK, MIT içerisinde bir grup tarafindan kurulan ve daha sonra kontrol altina alinamayan bir örgüttür’ seklinde açiklamalarda yapmisti. Bu sorun bir kürt sorunu degildir. Sorunu çözme adina en etkili yol bu sorunun bitmesini cani gönülden isteyen Doguda ve Batida yasayan Müslüman Kürt halkidir.
ISLAM’A GÖRE IRKÇILIK VE PKK EKSENINDE KÜRT SORUNU
Cemal NAR
ARK

Benzer Kitaplar