1-YETISKIN EGITIMI: KAVRAMSAL DURUM
Egitim : Ögretim-ögrenim sürecine egitim denilebilir. Bu süreçte ögreten,
ögrenen ve ögrenilen olmak üzere üç temel öge vardir. Bu üç ögenin
yani sira araç gereçler, programlar, yöntemler, örgüt ve yönetim gibi ikinci
derecede etkili ögeler de ögretim-ögrenim sürecine etki eder. Bu ikincil ögelerle
üç temel öge arasindaki iliskilerden ve etkilesimlerden egitim dogar.
Örgün Egitim : Kisilere istenilen
davranisi kazandirmaya yönelik olan ögretim-ögrenim süreci, "okul"
ortaminda gerçeklestiginde örgün egitim adini
alir.
Yaygin Egitim : Kisilere istenilen
davranisi kazandirmaya yönelik olan ögretim-ögrenim süreci, okul disinda
gerçeklestiginde yaygin egitim adini almaktadir.
Yetiskin Egitimi : Ögretim-ögrenim
sürecine katilanlarin özelliklerinin, fiziksel, ruhsal ve toplumsal olarak
bakildiginda, yetiskinlik olmasi, yani kisinin yetiskin olarak sayildigi
durumda, bu sürecine yetiskin egitimi
denmektedir. Türkiye’de yetiskin egitimi kavrami yerine daha çok halk
egitimi kavrami kullanilir. Diger ülkelerde ise bu kavramin yerine sürekli egitim ya da yasam boyu egitim kavramlarinin
kullanildigini görebiliriz. Bazen de hizmetiçi
egitim, isbasinda egitim, çiraklik egitimi, insan kaynagini gelistirme gibi sözcükler yetiskin
egitimi kavrami yerine kullanilir.
2-YETISKIN EGITIMI: GEREKSINIM VE AMAÇLAR
Yetiskin
egitiminin gereksinimleri sunlardir:
- Bireysel Gereksinimler
- Insancil Gereksinimler
- Olgunlasma Gereksinimi
- Gelisimsel ödevler
- Ögrenme Gereksinimi
- Bilgi Yenileme Gereksinimi
- Kurumsal Gereksinimler
- Toplumsal Gereksinimler
- Yetiskin Egitiminden Beklentiler
Yetiskin Egitiminin Felsefi Temelleri
Liberal Görüsler
Liberal görüsün
temelleri Socrates, Plato ve Aristotle gibi klasik Yunan (Helen)
felsefecilerine kadar gitmektedir. Bu görüsü savunanlar, egitimin salt
"egitim" olarak degerlendirilmemesi, egitimin toplumsal amaçlarla
toplumsal eylemlerin bir parçasi olmamasi gerektigini vurgulamaktadirlar.
Liberal görüsün son yillardaki temsilcileri Ingiliz felsefeciler K. H. Lawson
ve R. W. K. Peterson’dur.
Insancil (Hümanist) Görüsler
Hümanist görüsün
en önemli adi Abraham Maslow'dur. Carl Rogers, Malcolm Knowles ve Me Kenzie
insancil görüsleri agir basan yetiskin egitimcilerdendir. Bu görüsü savunan
egitimcilere göre, egitim, bireyin insancil özellikleri ile dogrudan
iliskilidir. Yani, yetiskin egitiminde ögrenilen konudan çok, ögrenen önemlidir
fikrini savunmaktadirlar.
Ilerlemeci Görüsler
Ilerlemeci
yetiskin egitiminin önde gelen adlari, John Dewey, E.C. Lindeman ve P. Bergevin’dir.
Bu görüsü savunanlar, egitim sürecinde, birey kadar toplum da önemlidir fikrini
benimsemislerdir. Egitimin, bireysel gelismeyi saglama amacinin yani sira, iyi
bir toplum yaratma gibi bir görevi de oldugunu savunurlar.
Davranisçi Görüsler
Davranisçi görüslere
en çok katkisi olan bilim adamlari, Ivan Pavlov, J.B. Watson, E.L.. Thurndike ve
B.F. Skirier’dir. Davranisçilara göre ögretmenin islevi, istenen davranisi
saglayacak çevreyi hazirlamaktir.
Köktenci Görüsler
Var olan düzene
karsi çikip yeni bir yapi öneren köktencilerin basinda Paulo Freire
gelmektedir. Köktenciler, yetiskin egitimini yeni bir toplumsal düzeni kurmak
için gerekli ve önemli görürler. Aile, okul, din, siyaset ve ekonomi gibi var
olan sistemleri sorgulayarak ve degistirerek daha iyi bir toplum yaratmayi
amaçlarlar.
Yetiskin
egitimi ile ilgili görüsleri birlestirecek olursak, yetiskin egitimi, örgün
egitimden ayni okul içinde alinan egitimden yeterince yararlanamamis bireylerin,
eskiyen bilgilerini yenilemeleri için
ikinci bir sanstir. Bu egitim kisiye, bos zamanlarini degerlendirme ve üretken
olma özelliklerini kazandirir. Bireysel gereksinim ve amaçlarinin yani sira, örgütsel
ve toplumsal gereksinimleri de gidericidir; bireyin gelisimini ve dolayisiyla
toplumsal gelisimi saglar. Okul çaglarindan sonra oldukça degisen ve gelisen
teknolojiyi bireyin takip edebilmesini saglar ve böylelikle yetiskin egitimi,
becerikli insan gücü kaynagidir. Ayrica bireyin bir konuda uzmanlasmasini
saglar; kisiyi bilgilendirir, aydin, yaratici ve toplumun etkin bir üyesi
yapar. Yetiskin egitimi bireylere, sadece yasamlarini sürdürebilecek nitelikte
okuma-yazma ve hesap yapma bilgisi ile gelir getirici bilgi ve beceri vermemeli;
bunlarin yaninda, kisilere aile ve toplumun sorumlu bir üyesi olarak, olumlu
tutum ve davranislar kazandirabilmelidir.
3-YETISKIN EGITIMI: YETISKINLERDE ÖGRENME Ögrenme kuramlari sunlardir:
- Davranisçi Görüsler : Bu görüsü savunan bilim adamlari, egitimin amacinin kisilere istenilen davranisi kazandirmak oldugunu söylerler.
-
- Bütünlükçü (Gestaltçi) Görüsler : Bu görüse göre, egitimde önemli olan kisinin olayi kavrayabilmesidir. Bu da ancak, olayin bütün olarak kavranmasiyla gerçeklesir.
- Bilissel Görüsler : Bilissel görüse göre ögrenme, sadece bilgi kazanma degildir, ögrenenin yeni bilgi edinmesi, bunu bilgi düzeyine eklemesi ve bilgi durumunun yeni olayin isteklerine uygun olup olmadigini denemesiyle ilgili bilissel bir süreçtir.
- Insancil (Hümanist) Görüsler : Bu görüsü savunanlar, kisinin bireysel özelliklerine önem verirler. Egitim, kisinin kendini gerçeklestirmesini saglar demektedirler.
Ögrenme, bilgi ve beceri kazanma, davranis degisikligi ve
dis uyariciya yanittir. Bu süreçte kisi öncelikle duyu organlari vasitasiyla bilgiler
alir. Yani ilk asama bu bes duyudan en az birini uyarmaktir. Ikinci asamada ise
uyariciya yanit vermek gerekir. Uyaran, çevrede gerçeklesen bir degisikliktir, karsilik
ise bu degisiklige uyum saglama girisimidir. Kisi bu degisiklige ne kadar iyi
uyum saglar ve davranis degisikligini gerçeklestirirse ögrenme olmus demektir. Yetiskinlerde
ögrenme de bundan pek farkli degildir. Ögrenme daha çok bireysel bir olaydir. Kisi
ögrenmeye istekli ve hazirsa ögrenme gerçeklesir.
Bütün görüslerin odak noktasi yetiskinlerin, egitim
sürecinde neler ögrenebildigidir. Ögrenme Istegi ve ögrenme gereksinimi
oldugunda, ögrenim sürecinde kendilerinde basari ve güven duygularinin
gelistigini anladiklarinda yetiskinler de basariyla ögrenir. Yetiskinlerde
ögrenme hizi, örgün egitim alanlara göre azalabilir, ancak onlarin zengin
yasanti birikimleri yani tecrübeleri ve bu tecrübelerini yeni ögrenim ortaminda
kullanabilmeleri bu olumsuzlugu da gidermektedir. Ayrica yetiskinlere, yetiskin
olarak davranildigi; egitim ve ögretim yerine ögrenmeye agirlik verildigi;
ögrenme olayinda duygusal ve zeka ögelerinin iç içe oldugunun unutulmadigi;
ögrenmenin küme (grup) içinde gerçeklesmesine çalisildigi; ögrenme etkinliginin
yetiskinin yasantilariyla ilgili olabildigi ve benzeri ortamlarda yetiskinlerde
ögrenme çok daha etkin bir biçimde gerçeklesmektedir.
Ögrenme süreciyle ilgili arastirmalarin sonuçlarina göre,
asagida belirtilen sekiz ilkenin egitsel uygulamalarda göz önüne alinmasi
gerektigi savunulmaktadir.
*Yetiskinin ögrenmeye hazir olusu daha önceki ögrenim
birikimine baglidir.
*Gerçekçi güdülenme daha genis kapsamli ve kalici ögrenmeyi saglar.
*Ögrenme sürecinde ödüle dayali pekistireçler daha
etkilidir.
*Ögrenmeyi artirmak için bilgiler belirli bir düzende
sunulmalidir.
*Özellikle beceri gelistirmeye dayali ögrenim, araliklarla
sürdürülen
yinelemelerle artar.
*Anlamli ödevler ve gereçler digerlerine göre daha kolay
ögrenilip
daha uzun süre animsanir.
*Etken katilim ögrenmeyi artirir.
*Çevresel ögeler (isi, isik, gürültü, kalabalik ortamlar)
ögrenmeyi
etkiler.
4-YETISKIN EGITIMI: YÖNTEM, ARAÇ VE GEREÇLER
Ögretim-ögrenim
yöntemleri sunlardir:
*Bireysel Ögretim Yöntemleri
*Küme Yöntemleri
*Kitlesel Ögretim Yöntemleri
Egitsel araç ve gereçler sunlardir:
*Yazili Araç Gereçler
*Isitsel Araç Gereçler
*Görsel Araç Gereçler
*Görsel-isitsel Araç Gereçler
Egitimin, katilanlara kazandirmak istedigi bazi amaçlar
vardir. Ögretim yöntemi, kisinin bu amaçlar dogrultusunda egitilebilmesi için
egitsel etkinligin içerigini, araç gereç dahil her türlü kaynak kullanarak
kisiye (ögretici ile ögrenci arasinda iletisim kurarak) sunma yoludur. Bu
sunus, ögretici ile ögrenci arasinda birebir iliskiye dayandiginda bireysel
yöntem, ögreten ile bir çok ögrenci iliskisine ve etkilesimine bagli oldugunda
küme yöntemi ve ögretici ile kitlelerin Iletisimine dayandiginda da kitlesel
yöntemlerle olur. Bireysel, küme ve kitle yöntemlerinin nasil yapildigina bagli
olarak bu üç siniflama içinde pek çok alt yöntemler (kimileri bu baglamda
teknik sözcügünü yeglemektedirler) ~de vardir. Örnegin, çiraklik egitimi
bireysel ögretim yönteminin, toplu çalisim küme yönteminin ve açik ögretim
kitle egitimi yönteminin birer alt yöntemleridir. Kullanilacak yöntem,
ögretenin yönteme yatkinligina, egitsel etkinligin biçimine ve içerigine,
etkinligin amacina, katilanlarin sayilari ile özelliklerine, zaman etkenine,
parasal ve fiziksel kaynaklara bagli olarak seçilir.
Ögretimin/ögrenimin daha etken
olmasi için, etkinligin amacina uygun egitsel araç gereçler kullanilir. Ögretim
ortamlarinda kullanilan araç gereçlerin basinda gazete, dergi ve kitap gibi
yazili olan; telefon, teyp, plak ve radyo gibi isitsel olan; karatahta ve duvar
haritalari gibi görsel olan; film ve TV gibi hem görsel hem de isitsel olan
araç gereçler daha çok kullanilmaktadir.
5-YETISKIN EGITIMI: YETISKIN EGITIMCI ve GÖREVLERI
Yetiskin egitimcinin görevi
alisilmis "ögretmenlik" görevinden ayri nitelikler tasir. Yetiskin
egitimci, yetiskinin degisen ögrenme gereksinimlerini giderebilecek ve
yetiskinlerin ögrenmelerine yardimci olabilecek nitelikler yaninda halkla
iliskiler ve program gelistirme gibi becerilere de sahip olmasi gereken
kimsedir. Yetiskin egitiminde, ücretli olarak çalisanlarin yaninda gönüllü
olarak çalisanlar; yetiskin egitiminde ögrenim görmüs olanlar; örgün egitimci
olarak yetismis olanlar; tam zamanli ya da yari zamanli çalisanlarla herhangi
bir alanda uzman oldugu için yetiskin egitiminde çalisanlar da bulunmaktadir.
Yetiskin egitimci, çok degisik
görevleri sürdürmek ve çok degisik özelliklerdeki yetiskinlerle çalisma
durumunda oldugundan,özel nitelikleri olmasi gereken kimsedir. Ögreticilikten
yöneticilige kadar hangi düzeyde çalisirsa çalissin, egitimciliginin herhangi
bir döneminde program gelistirme sorumlulugu da yüklenebilir. Program
gelistirme genelde gereksinim belirleme, amaç belirleme, program tasarlama,
program uygulama ve program degerlendirme asamalarini içerir.
6-YETISKIN EGITIMI: TARIHSEL GELISIM
Yetiskin egitiminin
gelismesinde kimi toplumsal olaylarin önemli etkileri vardir. 1800'lerin
ortalarinda gerçeklestirilen sanayi .devrimi sonrasinda Ingiltere ve ABD basta
olmak üzere pek çok ülkede yetiskin egitimine önem verildigi ve uygulamalarin
artigi görülmektedir. Ikinci önemli olay, I. Dünya Savasinin (1914-1918) hemen
sonrasinda yetiskin egitimi' konusunda Ingiltere'de yayimlanan "1919
Raporu"dur. Bu rapor, yetiskin egitiminin düsünsel ve uygulama
düzeylerinde gelismesine ve de yetiskin egitiminin bir bilim olarak benimsenmesinde
öncülük etmistir. Üçüncü önemli olay ABD'de 1926 yilinda Yetiskin Egitimciler
Dernegi'nin kurulmasidir. Dördüncü olay ise yetiskin egitiminde akademik
çalismalarin baslatilmasi ve giderek yayginlasmasidir. Örnegin, ABD'de yetiskin
egitiminde verilen doktora derecesi sayilari 1936-1961 yillari arasinda 323'ten
1962-1977 yillari arasinda 1700'e çikmistir. Bir baska dönüm noktasi da II.
Dünya Savasi (1939-1945) ve bu savasin sonuçlaridir. Savas sonrasinda birçok
ülke bagimsizligina kavusmustur. Geri kalmis ülkelerin kalkinma çabalari,
UNESCO'nun 1949 yilinda baslattigi toplantilar ve kimi kuruluslarin katkilari
yetiskin egitiminin yayginlasip benimsenmesinde yararli sonuçlar dogurmustur.
7-TÜRKIYE'DE YETISKIN EGITIMI: TARIHSEL GELISIM
Ülkemizde yetiskin egitiminde
öncülügü okuryazarligin yayginlastirilmasi çabalarinin aldigi görülmektedir.
Okur-yazarlik Ögretimi sirasinda Osmanlilar döneminde dini bilgiler ve
Cumhuriyet döneminde ise ulusal birligi saglamaya çalismak önem kazanmistir.
1928 Harf Devrimi, 1960'ta 27 Mayis ve 1980'de 12 Eylül olaylari bu tür
okuma-yazma çabalarini hizlandirmistir. Yine de hala okur-yazar olmayan
milyonlarca yetiskin vardir. Kadinlar ve kirsal yörelerde yasayanlar arasinda
okur-yazar olmayanlarin orani daha yüksektir. Yetiskin egitimiyle ilgili ilk
örgüt,1926 yilinda kabul edilen MEB yasasiyla, Halk Terbiyesi Subesi olarak
kurulmus kisa zamanda kapanan bu birim 1950lerin basinda Halk Egitimi Bürosu
adi artinda yeniden olusturulmustur. Bu birim 1960 yilinda genel müdürlük
düzeyine getirilmistir. Bu genel müdürlük birkaç degisim geçirerek 1983 yilinda
Çiraklik ve Yaygin Egitim Genel Müdürlügüne dönüstürülmüstür. Son yillarda ilki
1947 yilinda açilan Pratik Kiz Sanat Okullari, 1956 yilinda açilan Halk Egitim
Merkezleri ve 1977 yilinda açilan Çiraklik Egitimi Merkezleri, Türkiye'nin
çesitli yörelerinde yüz binlerce yetiskine hizmet verme asamasina gelmistir.
1973 yilinda kabul edilen Milli Egitim Temel Kanunu'nun egitim sistemimizin
örgün ve yaygin egitimin alt sistemlerinde olustugunu belirtmesi ve yetiskin
egitimiyle ilgili etkinliklerin esgüdümünü MEB'in sorumluluguna birakmasi,
yetiskin egitimi açisindan bir dönüm noktasidir. Son yillarda gençlerde ve
yetiskinlerde gözlenen bir beceri kazanma 've is bulma isteklerindeki artislar
yetiskin egitiminin gelismesinde bir itici güç olmaktadir.
8-TÜRKIYE'DE YETISKIN
EGITIMI: YASAL VE KURUMSAL DURUM
MEB'e bagli Çiraklik ve Yaygin
Egitimi Genel Müdürlügü, Halk Egitimi Merkezleri, Çiraklik Egitimi Merkezleri,
Yetiskinler Teknik Egitim Merkezleri, Mesleki ve Teknik Açikögretim Okulu gibi
kurumlarda en etkin kurulustur. Pratik Kiz Sanat Okullari ve Olgunlasma
Enstitüleri ile Kiz Teknik Ögretim Genel Müdürlügü, Endüstri Pratik Sanat Oku!u
ile Erkek Teknik Ögretim Genel Müdürlügü, Aksam okullari ile hem bu genel
müdürlükler hem de MEB'deki diger genel müdürlükler yetiskinlere hizmet
sunmaktadirlar. Hemen her resmi kurulusta ve pek çok özel isletmede
çalisanlarin hizmetiçi egitimi söz konusudur. Ayrica pek çok Bakanlik, özel ve
tüzel kuruluslar, gönüllü kuruluslar, dernek ve sendika gibi kuruluslar da
yetiskin egitimi sayilabilecek etkinliklerde bulunmaktadirlar.
9-TÜRKIYE'DE YETISKIN
EGITIMI: ETKINLIKLER VE KATILIM
Yaygin egitim alaninda en
etkin kurulus MEB ve bu bakanliga bagli olan Çiraklik ve Yaygin Egitim Gene!
Müdürlügü’dür. Bu müdürlük Halk Egitimi Merkezleri, Çiraklik Egitimi Merkezleri
ve Yetiskinler Teknik Egitim Merkezleri ile yetiskin kesime egitsel hizmetler
sunmaktadir. MEB'in diger genel müdürlüklerine bagli olarak çalisan Pratik Kiz
Sanat Okullari» Olgunlasma
Enstitüleri, Endüstri Pratik Sanat Okullari ve Aksam Okullari da onbinlerce
yetiskine hizmet vermektedir. MEB'e bagli Hizmetiçi Egitim Dairesinde diger
bakanliklarda resmi/özel is yerlerinde ve gönüllü kuruluslarda da
istatistiklere yansimayan çalisanlarin hizmetiçi egitimlerine yönelik
uygulamalarla zaman zaman da kurum disi kimselere yönelik egitsel etkinlikler
yürütülmektedir. Özel kurumlar içinde özel dersanelerin ve özel kurs yerlerinin
açtiklari kurslara katilanlarin sayilarinin yüz binleri geçtigi görülmektedir.
10-TÜRKIYE'DE YETISKIN EGITIMI: SORUNLAR, GELECEK VE ÖNERILER
MEB bünyesinde bir Yetiskin
Egitimi Danisma Kurulu olusturulmalidir. Talim ve Terbiye kurulu yeniden
yapilandirilmalidir. MEB’de çalisanlarin bilgi ve becerilerine önem
verilmelidir. Bilgi üretebilecek süreçlere islerlik kazandirilmalidir.
HEM müdürlerine daha çok yetki
verilmelidir. HEM'de yetiskinlere rehberlik hizmetleri sunulmalidir. Bütçeden
yaygin egitime daha çok pay ayrilmali, merkezlerde çalisanlarin emeklerini
karsilayabilecek ödeme yollan bulunmalidir. Kurslar, dar gelirlilere ücretsiz ve
ekonomik gücü yeterli olanlara da bir bedel karsiligi verilmelidir. Yetiskin
egitimi alaninda gönüllü olarak çalisma uygulamasi gelistirilip yayginlastirilmalidir. Merkezlerde ücretli olarak çalisan basarili egitimciler açik ise
ve açik ögretim programlariyla örgün egitimlerini tamamlamali, ayrica düzenlenecek
hizmetiçi egitim programlari ile yetiskin egitimi konusunda bilgilendirilmeli;
yetenekli olanlar kadroya alinmalidir. dogru
ve sürekli olarak yayinlanmali, veri toplamayla üretilemeyecek bilgiler için
yapilacak arastirmalara destek verilmeli, üretilen bilgiler yayimlanmali ve
ilgililerin kullanimina açik olmalidir. MEB üniversitelerle isbirligi
yaparak yetiskin egitimci yetistirilmesini desteklemeli, yetiskin egitimci
olarak çalisanlarin da hizmetiçi egitimlerini saglamali, yetiskin egitiminde
lisans/yüksek lisans düzeyinde ögrenim görmüs olanlarin bakanlikta
görevlendirilmesine özen göstermelidir. Yetiskin
egitiminde hangi kesime öncelik verilecegine ve ne amaçla hizmet götürülecegine
karar verilmelidir. Yaygin egitim uygulamalarinda yetiskinin, kendini
tanimasina, geçimini saglamasina, topluma yararli ve katilimci bir vatandas
olmasina, toplumsal birlik içinde gelismesine, demokratik tutum ve degerler
kazanmasina önem verilmelidir. Hizmetlerde öncelik örgün egitimden yeterince
yararlanamamis olanlara (okuyamaz-yazamazlara, kirsal bölgelerde ve
gecekondularda yasayanlara, evli
kadinlara, özürlülere, yaslilara…) verilmelidir.
Yetiskin egitimi veren
okul ve kurslarin ve bu okul ve kurslara katilanlarin sayisinin giderek
artmasina karsin, hizmetler gelistikçe kimi sorunlar da ortaya çikmaktadir.
Yetiskin egitimi konusunda kavram karmasasindan yetersiz kaynaklara, bürokratik
yapidan kaynaklanan gecikmeden, egitim
ögretim sürecine kadar pek çok konuda sorunlar vardir. Yetiskin egitimci
yetistirilmesi konusunda oldugu gibi kimi sorunlar MEB’in dogrudan sorumlu
oldugu ancak üzerinde pek durmadigi sorunlardandir. Gereksinimi en çok olan
kesim yetiskin egitimi etkinliklerinden en az düzeyde yararlanmasi gibi
sorunlar da isin dogasindan kaynaklanmakta ve diger ülkelerde de gözlemlenen
sorunlardir.
Insanlar giderek ögrenme
etkinliklerine daha çok katiliyor. Egitsel hizmetler yayiliyor. Bilgiler
eskiyor. Yeni bilgi ve becerileri ögrenmek gerekiyor. Insan haklari daha genis
kesimlerce benimseniyor. Kisaca deginilen tüm bu gelismeler yetiskin egitiminin
gelecekte yasamimizin önemli bir parçasi olacagini göstermektedir. Bu
gelismelere hazir olmak için önce MEB'in sonra da tüm ilgili kuruluslarin
harekete geçmesi gerekmektedir.