Kitabimiz
Aydin CINGI ve Muharrem AÇIKGÖZ tarafindan Almanca dilinden Türkçe diline
çevrilmistir. Kitabimiz kolektif bir yazidir. Kitabimizin yazarlari Thomas
Meyer, Peter Struck, Wolfgang Thierse, Kai Hafez, Walter Pfankuche, Julian
Nida, Rümelin, Erhard Eppler, Christan Kellermann, Bettina Luise Rürup, Christina
Schildmann, Gisela Notz, Thomas Gesterkamp,Jasmin Siri, Daniel Roleff, Nesma
Tellema, Katrin Wodzicki, Severin Fischer tarafindan yazilmis kitaptir.
Kitabimizda
dünyada gün geçtikçe yeni gelismelerle birlikte degisik sorunlari da
beraberinde getiriyor. Örnegin küresellesmenin olumlu ve olumsuz etkileri tüm
dünya ilgilendiren konu. Bu olusan yeni sorunlara yanitlar ve çözümler bulmak
insanligin ortak payidesidir. Bunlar tabi ki daha çok gelismis ülkeler diger
ülkelere göre her zaman bir adim öndedir, Türkiye’de de bu sorunlarin izleri
mevcuttur. Soysal demokrasinin ilerlemesi için olusan bu sorunlara yeni
yanitlar verilmesi her kesimi mesgul eden bir meselledir. Dünyanin degisik
yerlerinde bu konular ile ilgili toplumsal sorunlari sosyal bir demokrat bir yaklasimla sorgulayarak, tartisarak ve
çözüm önerileri üretmek için makaleler yazilmistir. Bu kitaptaki en büyük
amaçta sosyal demokrasinin gerekliligini anlatan degisik konularda makaleler
yer almaktadir.
Thomas
Meyer Ilerleme ve Sosyal Demokrasi adi altindaki Büyük Vaat adli konusundaki
düsüncelerini beyan etmistir. Ilerlemenin kolay bir yol olmadigini mesakkatli
oldugunu, sosyal ve beseri kazanimlarin yaninda kayiplari da beraberinde
getirdigini,ilerlemenin sosyal demokrasiye ait olmadigini, sosyal demokrasinin
yasam kaynagi oldugunu beyan ediyor.
Diger
yazarlarimizdan Christoph Zöpel
demokrasinin üç temel kavramla birbirine bagli oldugunu bunlar birincisi
korunma, ikincisi katilim, üçüncüsü ise kapsanma oldugunu söylüyor. ABD
ülkesinde iki arastirma kurumu demokrasiyi incelemisler ve her ikisi de yüzeli
ile iki yüz ülkede demokrasinin geri oldugunu açiklamislardir. Bu iki arastirma
kurumlarindan bir tanesi olan Freedom House demokrasinin temel unsurlarindan
olan ‘korunma’ ve ‘katilimi’ kismen incelerken ‘kapsanmayi’ dikkate almiyor
diger arastirma kurumu olan The Economist ‘kapsanmayi’ ele aliyor fakat önemli
olan ‘katilimi’ ise ele almiyor. Kisi basina düsen GSMH(gayri safi milli
hasila) ile demokrasi arasinda dogru orantili oldugunu ekonomik krizin
demokrasiyi etkiledigini dünyanin süper güçlerinin hem söylemleriyle, askeri gücüyle
tam belli bir sekilde tanimlanmamis bir siyasal sistemin pesinden gittigini ve
tüm imkanlarini bu yolla harcadigini açikliyor.
AB’nin
parlamenter mesrutiyeti sözlesmeye bagli olusmustur. Bu sözlesmeye tabi olan
diger ülkeler burada demokrasiyi kullanip güçlendirebilecekler mi ancak kimse
bunu açikça beyan edemiyor. Burada üye ülkelerin tüm yetkilerini AB’ye
devretmesi burada da demokrasinin kullanilamadiginin bir göstergesidir.
Demokrasinin besi olan Fransa’da bile bu durumun yani demokrasinin tam olarak
kullanilmadigini bazi arastirmaci kurumlar açikliyor.
Diger
yazarlarimizdan Alfred Gusenbauer ile Thomas Meyer söylesi yapmislar. Thomas
Meyer sorularinin sormus Alfred Gusenbauer ise cevaplamis.
Tomas
Meyer: Siz Next Left adli aydinlar grubunun baskanisiniz. Avrupa da sosyal
demokratlarin solda nelerin yürümedigi konusunda hep dinliyorlar hep savunma
pozisyonundalar bunun nedenleri nelerdir?
Alfred
Gusenbauer: Temel nedenlerden bir tanesi demokrasinin toplum üzerindeki
etkisinin çok çesitli olmasi ayni anlayisi sahip olusan topluluklar da bile
hükümeti tek partinin kurmasi bile zor. Örnek vermek gerekirse Büyük Britanya.
Thomas
Meyer: Bazi uzmanlara göre toplumda yer alan issizlik orani %12-11 civarinda bu
insanlar. Bu insanlar yeni egitim veya mesleki bazi hizmetler sunmak onlar
açisindan zor çünkü bu kisiler bu alanda basarisiz olmus. Bu insanlar bir is
bulup sabit gelirli olarak çalismak ve toplumda sayginlik kazanmak istiyorlar
bu insanlar ile ilgili görüsleriniz nelerdir?
Gusenbauer:
Artik eskisi gibi düsük basit isler çogalmayacak mesleki bilgi gerektiren isler
artiyor yani sahislarin nitelikli olmasi gerekiyor tabi ki bu su demek degil bu
insanlari basi bos birakmak dislamak degil çünkü bu durumda herkes olabilir bu
insanlarin elinden tutmaliyiz.
Peter
Sruck demokrasinin tüm dünyada bürokratlara ihtiyaci konu baslikli yazisinda;
Demokrasi ne durumdadir hangi tehlikeler ile karsi karsiyadir. 1925 yilindan
beri ilk defa demokratik yöntemler ile seçilmis bir devlet baskanin adini
tasiyan Friedrich-Ebert Vakfi, demokrasi ile ilgili sorulara çok önem
vermektedir. Demokrasinin günümüzdeki durumuna baktigimizda demokrasinin
islemedigi ortaya çikar. 1970-1980 yillarinda bazi ülkelerde dikta rejimleri
yikildi örnegin Yunanistan, Portekiz, Ispanya gibi. Orta ve Dogu Avrupa’da
geçtigimiz yillarda Arap Baharina tanik olduk burada çogu insanlar caninin
ortaya koyarak demokrasi ve özgürlük adina savastilar.
Martin
Melvor yazarimiz da AB üyeligi hakkinda AB, olaylara uzak kaldigi çogu seyleri
karismadigi kimseye hesap verme geregi duymadigi, bunun sonucu olarak AB
projelerine karsilik asiri bir güvensizlik oldugu, Büyük Britanya da halkin
yüzde otuzu AB üyeligini istemedigi yapilan arastirmalar sonucu ortaya çikiyor.
Kai Hafez’in
Irkçiliga Karsi Duyarsizlik: Avrupa’da Islam Düsmanligi ve Bunun Toplumsal Sonuçlari
adi altindaki yazisinda; Avrupa’da Islam düsmanligi uzun yillardan beri var
olan bir olgudur. Avrupa’nin çogunlugu Islami kabul etmiyor Islam dinin siddete
ve baskiyla es degerde oldugunu Avrupa’nin kültürüne bagdasmadigini
söylüyorlar. 2001 yilinda uçak ile ikiz kulelere yapilan saldiri Islam
düsmanligini baslatmadigi gibi eskiden beri süre gelen bir anlayistir.
Amerika’da
bir kamuoyu arastirma enstitüsü yaptigi arastirmada Müslümanlara karsi bazi
ülkelerde olumlu yaklasimlar çogunlukta iken bazi ülkelerde ise olumsuz
yaklasimlar yer almaktadir. Biraz da olsa olumlu olan ülkeler Fransa ve Büyük
Britanya, olumsuz olanlar ise Almanya ve Hollanda’dir. Cami yapiminda
Almanlarin yüzde yirmisi olumlu karsilarken bu oran Danimarka’da en azindan
yüzde ellidir. Arastirmalar sonucu Almanya’nin Islam düsmanligi alaninda
birinci oldugunu göstermektedir. Aslinda Islam düsmanligi Avrupalilarin kalbine
islemis olan Islam karsitligidir.
Islam’a
yönelik siddet Almanya’da dar kapsamda ele alinmis genis kapsamda irdelenmemistir.2001
yilindan bu yana yapilan arastirmalarda Almanya, Ispanya, Irlanda, Yunanistan,
Fransa veya Büyük Britanya gibi ülkelerde Müslümanlara karsi yapilan siddetleri
kayit altina almislardir. Bunlar; camilere, derneklere, mezarliklara patlayici
ve yanici maddelerle saldirilar, gamali haç çizme vb. eylemlerdir. Son yillarda
ise bu saldirlar iyice artmistir. Büyük Britanya’da bir taksi soförünü kötürüm
yapmislardir. Islam düsmanligina karsi olaylar Almanya’da kamu alaninda az yer
alirken, Müslümanlar tarafindan yapilan eylemler kamu alanin da ve medyada
genis yer aldi. Müslüman olmayan Avrupalilarin masum göstermek yanlistir. Frank
Schirrmacher’in öne sürmüs oldugu Almanya’nin ‘her türlü irkçilik ve
totalitarizm’ konusunda yeterince duyarli olduklari iddiasi yapilan
arastirmalara göre dogru oldugu pek gözükmüyor.
Seçici
büyüme ve yeni ilerleme de; yeni ilerlemeyi isteyen neyin büyümesi gerektigini
beyan etmelidir. Sadece azami büyüme olsun gözü ile bakilirsa bu bos bir
hevesten baska bir sey olmaz.
Iktisadi
büyüme olarak adlandirdigimiz sey sadece istatiksel rakamlardan olusmaktadir.
Bir devletin GSMH’nin (gayri safi milli hasilati) bir önceki yila göre artmasi
o devlet için büyüme olarak adlandirila bilinir. Bir devlet tutumlu olmak
zorundadir. Bunun sonucunu en iyi sekilde alacaktir. Her büyüme ilerleme olarak
anlasilmamalidir. Insanin temel ihtiyaçlarini güvence altina alan, yasam
kalitesini yükselten, gelecege dair firsatlar sunabilen seylerdir.
Kapitalizmin
yeni görüntüsü; son yillarda kapitalizmin görünümü degismistir. Mali piyasa
kapitalizminin bunalima yatkinligi Finansallastirma, birincisi kazancin elde
edilmesi yolundaki farklilasma, son on yilda üretim, ticaret, ve
faaliyetlerinden kazandiklari karin daha fazlasini mali islemler yoluyla
kazanmislardir.
Finansallastirma
ikinci olarak mali aktörlerin ve mali çikarlarin toplumlar üzerinde güçlü bir
etkiye sahiptir. Üçüncü olarakta kapitalizmin bunalima daha da yaklastigini
göstermektedir. Finans sektörlerinin hizli büyümesinin yaninda agir finans
krizi risklerini de yaninda getirmesi kaçinilmazdir. Son dönemlerde bütçe
açiklari arttigi, sektörlere yardim olacak imkânlar saglanirken çok genis
kapsamli kurtarma imkânlarinin bulunup bulunulmadigi arastirilmalidir. Basel üç
antlasmasi ile bir reform paketidir.
Günümüzde
Feminizm; kadinlar egitimde iyi olmalarina karsin piyasada o kadar iyi durumda
degildir. Kadinlarin çogu erkeklere göre düsük ücret aldiklari belirlenmistir.
Denetim kurumlarinda ve bazi yöneticilerin çogu erkeklerden olusmaktadir.
Almanya gibi bir devletin basbakani ise bir bayandir. Yapilan arastirmalar
sonucu bir ailede her iki tarafinin çalismasi ve çocuklarinin egitimini ve
ihtiyaçlarini ortaklasa yapan ailenin daha istikrarli ve mutlu olduklarini
gösteriyor. Diger tarafta tek yönlü çalisarak erkegin para getirmesi seklindeki
ailelerde bazi sikintilarin mevcut oldugunu ortaya koymaktadir.
Genç
annelerin kamusal alandan geri çekilmeleri; kadinlarin en az anne olduklarin da
is dünyasindan çekildikleri artik evde
çocuguna bakan evin yemegini yapan anneler olduklari, Radisch bu baglamda
söylemis oldugu bir ailede anne yemek pisirir, baba ise çalisip para kazanir
anlayisinin ortaya çiktigi gözlenmektedir. Fransiz profesör Elisabeth Batinder
kadinlarin bu davranisini esi ugruna mi yoksa çocugu ugruna mi vazgeçerler. Jasmin
Siri Internet ve demokratiklesme konusunda toplumun kötü yolda oldugunu
gençlerin sanal alemde birbirlerini öldürme oyunlari oynadiklarini ve daha
sonra kendilerini kontrol edemediklerini yapilan arastirmalar neticesinde
ortaya çikmistir. Internete yönetilen elestiriler bakildiginda internetin diger
yazili medyadan daha kalitesiz oldugunu belirtiyorlar. Facebook, twitter ve
youtube devrim makineleri olarak adlandirilirken internetin tarafsiz bir medya
araci oldugunu, internet ortaminda dünyanin her yerindeki olaylara ulasmanin
kolay oldugu, kullanicilarini medyada gösterilmeyen sikintilarini
kullanicilarini haberdar etme olanagi saglar.
Demokrat
olarak tanilan kisilerin bir çok makale ve söylemlerinde internetin neden
olumsuz etkilerini vurgularlar bilinmez. Insanlarin görüslerini açik bir
sekilde belirtmeleri çok revaçta degildir. Fakat dijital iletisimin olumsuz
etkilerini sol ve liberal entelektüeller daha çok dile getirmektedirler.
Özgürlük ve demokrasi adina bir seylerin yapilmasinda onlarin agzindan
çiktiginda deger kazanildigini saniyorlar. 1980 yillarindan sonra Hamburg’da
aile sayilarinda azalmalar olmaya baslamis ve bu degisime bakildiginda
Hamburg’un ekonomik olarak gelismesini büyük oranda etkileyecek hal alacaktir.
Bu gidisati önlemek için 2005 yilinda bir anket yapilarak 12000 civarindaki
Hamburglu dört hafta boyunca bir platformda görüs alisverisinde bulunuldu.
Hamburg
olayinda oldugu gibi insanlar herhangi bir konuda düsüncelerini hemen internet
ortaminda ileterek böylece devlet ile vatandas beraber bir seyler bulmaya
basladi. Böylece elektronik agini devlet ve vatandas tarafindan gün geçtikçe
artarak kullanilmaya baslanmistir. Almanlarin yüzde yetmis besi interneti
kullaniyor ve gün geçtikçe bu oran artmaktadir.
Demokraside
geçen yaklasik 50 yila bakildiginda sürekli demokrasi adina ilerleyen
devletlere bakildiginda üç temel esaslarin oldugu gözlenmektedir. Bunlar Seffaflik,
mesruluk ve katilimdir. Hükümet uygulamalarinda açik olmasi (seffaflik),
vatandaslarin isin içine katilmasi (katilim), gizli oy kullanma (mesruluk)
ifade edilmektedir.
Internetin
%80 oraninda eglence ve sohbet olarak kullanilan Misir’da devrim çagrisinin bir
facebooktan olacagini kimse tahmin edemezdi. Böylece Misir’da geçler sokaklara
çikarak düsüncelerini açik bir sekilde dile getirdiler. Bu devrim niteligindeki
seyler silah ile degil sadece internet üzerinden gerçeklestirilen seylerdir. Internetin
Arap Bahari’na büyük etkisi olmustur. Gösteri düzenlemelerinde, sivil toplum
etkinliklerinin örgütlenmesinde büyük etkisi olmustur. Internet araciligiyla
insanlar karsilikli fikirlerini beyan ediyorlar, sorular soruluyor cevaplar
aliniyor ayrica yorumlar yapiliyor. Suriye’de Besar Esad Rejimi tarafindan
sokakta öldürülen kisilerin videolari internet sitelerine yüklenerek halki
bilgilendirme ayrica böyle görüntüler haber ajanslari tarafindan alinarak yayinlanmaktadir.
Bu yüzden Misir’li halk sokaga çikarken yanina kamera vb. seyleri bulundurmayi
özen gösteriyorlar.
Avrupa’
da atom enerjisinin kullanimini son vermek için antlasmalar yapilmis artik
bundan sonra yenilenebilir enerjiye geçmek ve enerji kullanimi azaltmak
ugrasindadir. Çünkü iklim kosullarini zarara ugratmamak için bunlarin yapilmasi
gerektigi düsüncesi hakimdir. Almanya’da bu enerjinin kaynaklari %7 den %20 ye
kadar çikmistir. 2020 yilinda ise hedef %35 olarak görünmektedir. Zaman
içerisinde Avrupa’nin büyük bir bölümünde yenilenebilir enerji kullanimini
kendini birkaç önemli pazara çikarmasi gerektigi ekonomik açidan önemlidir.
Alman
elektrik tüketicileri yenilenebilir enerjiler en iyi yerlere yerlestirilmesi
gerektigini böylece kullanilan kaynaktan en iyi verim alinacagi görüsünü
savunmaktadirlar ve böylece Almanya’nin çikari için enerjinin bütün bir
Avrupa’da insa edilip gelistirilmesi yönünde öncülük yapmasi gerektigini
düsüncesi hâkimdir.
DÜNYA GÜNDEMINDE SOSYAL DEMOKRAT YAKLASIMLAR
KALKEDON YAYINLARI
2012