CEPHE VE ESARET HATIRALARI   ---   DR. YUSUF GEDIKLI

CEPHE VE ESARET HATIRALARI --- DR. YUSUF GEDIKLI

Fevzi BOZKURT
Biyografi


Cephe ve esaret hatiralari isimli kitabinda yazar; milletimizin varolus mücadelesini içeren savaslar silsilesini, bu savaslar boyunca Osmanli cografyasinin dört biryaninda savasan ve esir düsen Mehmetçiklerimizin yasam mücadelelerini ve esaretten kurtulma maceralarini anlatir.
 
Osmanli Devleti eski gücünü ve ihtisamini kaybetmis, yikilma sürecine girmistir. Sömürgeci Avrupa Devletleri, Osmanli cografyasini paylasma hesabi yapmaktadir. Osmanli Devleti böyle bir durum içerisinde iken bile yinede degisik cephelerde kahramanca mücadeleler verir.1891 Trablusgarp Savasi ile baslayan 1912’de Birinci Balkan, 1913’te Ikinci Balkan, 1914-1918 Birinci Dünya Savaslari ile devam eden ve son olarak 1919-1922 yillari arasinda yasanan Kurtulus Savasi ile son bulan bir savaslar girdabi içerisine giren ülkemiz, okumus kalifiye erkek nüfusunun büyük kismini bu savaslar sonucu kaybeder.Cephede çarpisirken birçok askerimiz düsmana esir düserek çok uzaklardaki çalisma kamplarina ve ya esir kamplarina gönderilirler.
 
Yazar bu kitapta, esir düsen askerlerimizin esaret yillari ile ilgili olarak anlattiklari çesitli dergi, gazete vb. yayinlarda yayinlanan anilarini tek bir kitap içerisinde toplayarak bunlari bize aktarir.
Rifat ERDAL (Bir Yedek Subayin Birinci Dünya Harbi Hatiralari)
 
Rifat Erdal, liseyi bitirip yüksek ögrenimine baslamak üzere iken 1914 yilinin Temmuz ayinda seferberlik ilan edilir ve kendiside vatani görevin yapmak için Erzincan’da açilan Yedek Subay Okuluna sevk edilir.
 
Yedek Subay Okulunda gerekli askeri egitimini tamamlar ve 3. Ordu emrine verilir. Ilk görev yeri olan 3. Ordu o siralarda Sarikamis cephesinde çok büyük kayiplar vermis ve Hasankale önlerine çekilmistir. Kirsehir’deki Haci Bektas-i Veli Dergahinin talebelerinden olusan 1500 kisilik bir birlikte görevlendirilir. Talebelerden olusan bu birlige kendi aralarinda Bektasi alayi ismini verirler.
 
Bektasi alayina 1915 yili aralik ayi ortalarinda Hasankale önlerine hareket etmesi emri verilir. Mevsimin kis olmasindan dolayi yerde çok kar vardir ve askerlerimiz bu agir sartlar altinda gerekli teçhizattan yoksundur. Kar askerin yürüyüs hizinin oldukça düsürür. Normal zamanlarda bir saate almalari gereken yolu iki saatte ancak alirlar. Tüm bu olumsuz sartlara ragmen askerlerimiz yogun çaba sarf ederek Hasankale önlerine gelirler. Ancak yolculuk kolay olmaz. Özellikle geceleri asker donma tehlikesi ile karsilasirlar
Bektasi alayi Hasankale önlerinde Rus Askerleri ile karsilasir ve çatisma baslar. Ruslar teçhizat yönünden Osmanli askerlerinden üstündür. Bektasi Alayi yogun topçu atesi altinda kalir ve kayiplar verir. Rifat ERDAL’ da bir sarapnel parçasi ile kolundan yaralanir. Hasankale yakinlarinda çarpisan alay arka taraflarinda kalan Hasankale’nin yandigini görünce sehrin düstügünü anlar, alayin etrafi sarilmis ve alay zor durumda kalmistir. Esir düsmemek için Kargapazari dagina tirmanir ve çemberden kurtulurlar.   Ancak alay tamamen dagilmis geriye 27 kadar er ve kendisi kalir. Rifat ERDAL yaralidir ve yarasinin durumu kötüdür ayrica donma tehlikesi atlatir. Erzurum’a giderek tedavi olmasi için kendisine izin verilir.
 
Rifat ERDAL yarasini tedavi ettirir ve yeniden cepheye döner. Ancak durum kötüdür ve Ruslar Erzurum’u alir. Uzun süren mücadeleler iki tarafi da bir hayli yipratir özellikle de Ruslar savastan yilmistir ve gitmek için gün sayarlar. Bu sirada Rusya da devrim olur ve Rus askerleri hizla çekilmeye baslarlar. Erzurum, Erzincan, Kars ve kaybedilen yerler geri alinir.
 
Ruslarin maglubiyetinin ardindan Rifat ERDAL’a Karadeniz deki Rum Çeteleri ile mücadele etme görevi verilir. Daha sonra yedek subaylar terhis edilir ve memleketine döner. Sonraki yillarda Kurtulus Savaslarina ve Sakarya Savaslarina katilir. Istanbul’dan Anadolu da ki milli mücadeleye lojistik destek veren Istanbul Teskilatinda görev alir.
 
Rifat SEKI (Sarikamis Kahramanlari)
 
Rifat SEKI Sarikamis Savaslarin da Milis Kumandani olarak görev yapar. Rifat SEKI Erzurumludur. Ruslar köyünü isgal edince kendisi Milis Müfrezesi ile köyünü savunurken esir düser. Ruslar kendisini ve arkadaslarini kursuna dizmek üzere iken aslen Orta Asya Türkü olan bir Rus Subayi onlari idam edilmekten kurtarir. Artik esaret hayiti baslar.
Esirler trenlere bindirilir. Önce Sarikamis’a oradan da sirasi ile Kars, Bakü, Tiflis ve son olarak ta Ukrayna’nin Harkof sehrine götürülürler. 1916 yilinin Mart ayinin ortalarina kadar burada esaret hayati sürer. Nihayet Müslüman Hayir Cemiyetinin yardimi ile esaretten kurtulur ve memleketine döner.
 
Rifat SEKI Erzurum’a varinca faaliyetlerine devam eder. Rusya da devrim olmus ve Rus Askerleri çekilmeye baslamistir. Ancak ermeni çeteleri tehlike yaratmaya devam etmektedir. Özellikte de köylerde insanlari camilere doldurup yakar ve önlerine geleni kursuna dizerler. Rifat SEKI ve emrindeki milis grubu uzun mücadeleler sonucu asker ile beraber Oltu, Erzurum, Kars ve Sarikamis’i Ermeni çetelerinden temizlerler.
 
 Mehmet SUNGUR (Bir Kahramanlik Destani)
 
Ruslar Dogu Anadolu illerimizden bir kismini isgal ederler. Yerel halki kontrol altinda tutmak için sancaklara Türk kaymakamlar atarlar. Mehmet SUNGUR Erzurum’un Oltu Sancaginin Olur Kazasi’na Kaymakam olarak atanir.
 
Olur, Kazasindaki Jandarma ve Memurlar hep Ermenilerden olusmakta iken Mehmet SUNGUR’ un çabalari ile bunlar çesitli bahaneler ile görevlerinden alinir ve yerlerine Müslüman ahaliden yerli halka mensup kisiler yerlestirilir. Kendi aralarinda organize olarak milis çeteleri olustururlar. Ermenilerin kontrolündeki Oltu’yu basar ve isgalden kurtarirlar. Buradan bol miktarda askeri malzeme temin ederler ve Osmanli Ordusu ile beraber Erzurum ve Kars’in geri alinmasinda büyük yararliliklar gösterirler.
 
Muhiddin EREV (Birinci Dünya Savasinda Bir Yedek Subayin Hatiralari)
 
Muhiddin EREV Birinci Dünya Savasinda Osmanli Ordusunda Yedek Subay olarak görev yapar. Yedek Subay Okulunda gerekli Temel Askeri Egitimini tamamladiktan sonra arkadaslari ile beraber Iran-Irak Cephesine sevk edilirler.
 
Muhiddin Erev topçu Zabitidir ve egitimini de bu alanda almistir. Ilk olarak Dogu Cephesinde Ruslara karsi savasir. Malazgirt, Erzurum, Kars ve Sarikamis’in alinmasinda Ruslara karsi savasir. Cephede durum kötüdür askeri malzeme ve silah yönünden Rus Ordusu Osmanli Ordusuna göre daha güçlüdür. Ruslarin toplarinin menzili Osmanli toplarinin menzilinden fazla oldugundan Rus topçusunun atesine karsilik veremezler. Mevsimin kis olmasindan dolayi bir metreyi bulan kar islerini iyice zorlastirir. Muhiddin EREV donma tehlikesi atlatir. Ancak tüm bu zor sartlara ragmen Osmanli Ordusu Rus Ordusunu durdurmayi basarir ve Erzurum’dan batiya dogru hareket etmelerine engel olur. Bir müddet sonra Rusya da devrim olur ve Ruslar geri çekilmeye baslar. Ruslardan sonra bölgede bulunan ermeni çeteleri temizlenir ve Osmanli Ordusu Dogu Cephesinde rahatlar.
 
Dogu Cephesindeki rahatlamanin ardindan Muhiddin EREV ve birligi Irak Cephesine Ingilizlerle savasmak için gönderilirler. Kutülamare denilen mevkide Osmanli Ordusu ile Ingiliz Ordusu çarpisir. Ingilizler agir kayiplar verirler çogu esir düser.
 
Aradan bir yil geçer Ingilizler yenilgilerinden ders alir ve ayni hatalara düsmezler. Bu sefer geri çekilen Osmanli Ordusudur. Tuzhumatu’da Muhiddin EREV ve mensup oldugu birligin tüm mensubu Ingiliz Ordusunda savasan Hintliler tarafindan esir alinirlar. Esir alindiktan sonra önce Bagdat’a, oradan da gemi ile Hindistan’a götürülürler. Hindistan da ki kampta esir Osmanli askerleri zor sartlar altinda tutulurlar.
 
Kamplarin kapasitesi sinirli oldugu için Ingilizler yeni esirler geldikçe daha önce gelen esirleri sicillerine göre serbest birakirlar. Sira Muhittin EREV’ e gelir ve serbest birakilir. Tam alti yil sonra Istanbul’a döner.
 
Nemci SEREN (Suriye-Filistin-Sina Cephesi)
 
Anilarin sahibi Nemci SEREN 1915 yilinda Ögretmen Okulunun ikinci sinifinda iken Yedek Subay Okuluna gönderilir. Burada zor sartlar altinda Temel Askeri Egitimini tamamlar.
Yedek Subay Okulunu bitirdikten sonra Kafkas Cephesine gönderilir. Osmanli, Kafkas cephesinde Ruslarla savasmaktadir.
 
Kafkas cephesinden sonra Filistin cephesine sevk edilirler. Burada Ingilizlerle ve onlara destek veren bazi Arap Kabileleri ile savasirlar ve oradan Suriye Cephesine geçerler. Sam’da Ingilizlerin eline esir düserler.
 
Esir düstükten sonra Ingilizler tarafindan Iskenderiye deki esir kampina götürülürler. Burada iki yil kalan Nemci SEREN sira kendisine gelince serbest kalir ve Istanbul’a gelir.
 
Süleyman Tevfik HARPUTLU (Türkistan Hatiralari)
 
Süleyman Tevfik 1912 yilinda harbiye mektebinden mezun olur. Balkan Savaslarina ve oradan da Dogu Cephesine gönderilir.1915 yilinin Nisan ayinda Ruslara karsi Tortum’da savasirken esir düser.
 
Kendisi gibi esir olan Türk Askerleri ile Sibirya’daki esir kamplarina gönderilirler. Burada sartlar çok agirdir. Kampta salgin hastaliklar kol gezmektedir. Burada daha fazla kalmak istemezler ve firar etmeye karar verirler. Ancak Ruslar esir kamplarinin güvenligine çok önem vermektedir ve kaçanlar ne olursa olsun affedilmemektedir. Ama Süleyman Tevfik ve arkadaslari esir kampindaki agir kosullar altinda inim inim inleyerek ölmektense en azindan sanslarini denemek istemektedir.
 
Ruslar o dönemde esirlerin kaçmasinin önlemek için esir kamplarini Sibirya’nin en soguk yerlerine yaparlar. Üstelik birde mevsim kistir ve bu durum kaçmalarini adeta imkansiz hale getirir.
 
Belli bin müddet sonra bir firsatinin bularak kaçmayi basarirlar ancak yabanci olduklari bu memlekette hayatta kalmalari ve fark edilmeden ülkelerine dönmeleri çok zordur.
Süleyman Tevfik ve arkadaslarinin sanslari iyi gider. Orta Asya Türklerinden olan yerli halktan çok büyük destek alirlar ve Türkistan’a giderler. Türkistan’da yogun bir ilgi ve sevgi ile karsilanirlar.
 
 
Türkistan halki hem Türk hem de müslümandir. Özellikle Sultan 2. Abdülhamit’in Halifelik Politikalarinin etkisi ile burada Halifeye ve Osmanli Devletine yürekten bir baglilik vardir. Türkistan halki esirleri uzun bir müddet misafir ederler. Bizim esirler ülkelerine dönmek ister ve bunun için müsaade isterler fakat yöre halkinin ileri gelenleri onlarin gitmesini istemez ve kendilerine askeri ve egitim konularinda yardim etmelerini isterler. Esirler Türkistan halkini kiramazlar ancak vatanlarinin hayali bir an olsun gözlerinin önünden gitmez ve tekrar ülkelerine dönmek isterler. Bunun üzerine orada kendileri için toplanan yardimlar ile ülkelerine dönerler.
 
 
CEPHE VE ESARET HATIRALARI
DR. YUSUF GEDIKLI
BILGE OGUZ
2009
 

Benzer Kitaplar